• Sonuç bulunamadı

İlköğretim kurumlarında şiddetin nedenleri ve önlenmesine ilişkin yönetici ve öğretmen görüşleri(İzmir ili metropol ilçeleri örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim kurumlarında şiddetin nedenleri ve önlenmesine ilişkin yönetici ve öğretmen görüşleri(İzmir ili metropol ilçeleri örneği)"

Copied!
105
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

DOKUZ EYLÜL ÜN VERS TES E

T M B L MLER ENST TÜSÜ

E

T M B L MLER ANA B L M DALI

E

T M YÖNET M VE DENET M PROGRAMI

YÜKSEK L SANS TEZ

LKÖ RET M KURUMLARINDA GÖRÜLEN DDET N

NEDENLER VE ÖNLENMES NE

L K N YÖNET C VE Ö RETMEN GÖRÜ LER

LKNUR GEM C

ZM R

2008

(2)

T.C.

DOKUZ EYLÜL ÜN VERS TES E

T M B L MLER ENST TÜSÜ

E

T M B L MLER ANA B L M DALI

E

T M YÖNET M VE DENET M PROGRAMI

YÜKSEK L SANS TEZ

LKÖ RET M KURUMLARINDA GÖRÜLEN DDET N

NEDENLER VE ÖNLENMES NE

L K N YÖNET C VE Ö RETMEN GÖRÜ LER

lknur GEM C

Dan%&man

Yrd.Doc.Dr.Nam%k ÖZTÜRK

zmir

2008

(3)

ÖNSÖZ

Bu ara t rmam n ba lang c ndan biti a amas na kadar pek çok ki inin yard m n ald m. Burada onlara te ekkür ederek minnettarl m belirtmek istiyorum.

Anket geli tirme sürecinde uzman görü üne ba vurdu um Yrd. Doc. Dr. $üheda ÖZBEN’E, ,Yrd. Doc. Dr. Yunus Remzi ZORALO/LU’na, ara t rma görevlisi 1dris $AH1N’E ve ara t rma görevlisi Necla $ahin FIRAT’a yard mlar ndan dolay te ekkür ediyorum.

Anket uygulamalar nda yard mc olan tüm okul müdürlerine ve ö retmenlerine te ekkür ediyorum.

Ara t rman n her a amas ndaki sonsuz deste i, birikimi ve sabr için tez dan man m Yrd. Doc. Dr. Nam k ÖZTÜRK’e sonsuz te ekkür ederek sayg lar m sunuyorum.

1statiksel verilerin analizinde yard mlar n esirgemeyen Yrd. Doc. Dr. O uz ve özellikle Yrd. Doc. Dr.Ya ar YAVUZ çok te ekkür ediyorum.

Son olarak çal malar mda hep yan mda olan anneme, babama, karde ime, e im Bar GEM1C1’YE yard mlar ndan ve desteklerinden dolay te ekkür ediyorum. Küçük ya na ra men onu ihmal etti im tüm anlarda bana anlay gösteren, en s k nt l zamanlar nda bana sevgisiyle moral veren o lum Emek Deniz GEM1C1’ ye çok te ekkür ediyorum.

(4)

Ç NDEK LER Sayfa ÖNSÖZ………... I 1Ç1NDEK1LER……… II TABLOLAR L1STES1………... V ÖZET……… VII ABSTRACT………. VIII BÖLÜM I G1R1$……… 1 Problem Durumu………... 1 $iddet... 3

Ara t rman n Amac ……….. 9

Ara t rman n Önemi………... 9

Problem Cümlesi………... 9 Alt Problemler ………... 9 Say lt lar………... 11 S n rl l klar……… 11 Tan mlar………... 11 1-Sald rganl k………... 11 2-Akran Zorbal ………... 11 3-1lkö retim Okulu………... 12 4-Ö retmen………... 12 5-Yönetici………... 12 K saltmalar ………... 12 BÖLÜM II 1LG1L1 YAYINLAR VE ARA$TIRMALAR………... 13

1-$iddetle 1lgili Genel Yakla mlar... 13

2-$iddetin Günümüz Toplumlar ndaki Durumu ve Nedenleri... 15

(5)

4-Okullarda Görülen $iddet Olaylar yla 1lgili Ara t rmalar... 27

5-$iddet ve Medya... 30

6-Çizgi Filmler ve $iddet... 34

7-Bilgisayar Oyunlar ve $iddet... 36

8-Ailelere Öneriler... 38

BÖLÜM III YÖNTEM... 43

Ara t rman n Modeli... 43

Evren ve Örneklem... 43

Veri Toplama Araçlar ... 46

Veri Toplama... 47

Verilerin Çözümlenmesinde Kullan lan 1statiksel Teknikler... 47

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM... 49

1- Birinci Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 49

2- 1kinci Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 51

3- Üçüncü Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 53

4- Dördüncü Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 55

5- Be inci Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 56

6- Alt nc Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 63

7- Yedinci Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 68

8- Sekizinci Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 74

9- Dokuzuncu Alt Probleme 1li kin Bulgular ve Yorum... 78

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNER1LER... 82

(6)

Sonuçlar... 82

Öneriler... 84

KAYNAKÇA... 88

EKLER... 95

1-Ki isel Bilgi Formu... 95

2-$iddetin Nedenleri Ölçe i... 96

(7)

TABLOLAR L STES

TABLO Sayfa

1. Örneklem Grubunun Cinsiyete Göre Da l m ………... 44

2. Örneklem Grubunun Ya a Göre Da l m ... 44

3. Örneklem Grubunun Mezun Oldu u Okul Türüne Göre Da l m ... 45

4. Örneklem Grubunun Meslekteki Toplam Hizmet Sürelerine Göre Da l m ... 45

5. Örneklem Grubunun Çal lan Kademeye Göre Da l m ... 46

6. Ö retmenlerin $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... .... 49

7. Ö retmenlerin $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 51

8. Yöneticilerin $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 53

9. Yöneticilerin $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 54

10.Ö retmenlerin Cinsiyetlerine $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 57

11. Ö retmenlerin Ya a Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 58

12. Ö retmenlerin Ya a Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Varyans Çözümleri... 59

13. Ö retmenlerin Mezun Olduklar Okul Türüne Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 60

14. Ö retmenlerin Meslekteki Toplam Hizmet Sürelerine Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 61

(8)

15.Ö retmenlerin Çal t klar Kademeye Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin

Alg lar n n Da l m ... 62 16. Ö retmenlerin Cinsiyetlerine $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 63 17. Ö retmenlerin Ya a Göre $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 64 18. Ö retmenlerin Ya a Göre $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n

Varyans Çözümleri... 65 19. Ö retmenlerin Mezun Olduklar Okul Türüne Göre $iddetin Önlenmesine

1li kin Alg lar n n Da l m ... 66 20. Ö retmenlerin Meslekteki Toplam Hizmet Sürelerine Göre $iddetin

Önlenmesine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 67 21. Ö retmenlerin Çal t klar Kademeye Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin

Alg lar n n Da l m ... 68 22. Yöneticilerin Cinsiyetlerine $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 69 23. Ö retmenlerin Ya a Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 70 24. Yöneticilerin Mezun Olduklar Okul Türüne Göre $iddetin Nedenlerine

(9)

25. Yöneticilerin Meslekteki Toplam Hizmet Sürelerine Göre $iddetin

Nedenlerine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 72 26. Yöneticilerin Çal t klar Kademeye Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin

Alg lar n n Da l m ... 73 27. Yöneticilerin Cinsiyetlerine $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 74 28. Yöneticilerin Ya a Göre $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar n n

Da l m ... 75 29. Yöneticilerin Mezun Olduklar Okul Türüne Göre $iddetin Önlenmesine

1li kin Alg lar n n Da l m ... 76 30. Yöneticilerin Çal t klar Kademeye Göre $iddetin Nedenlerine 1li kin

Alg lar n n Da l m ... 77 31. Yöneticilerin Meslekteki Toplam Hizmet Sürelerine Göre $iddetin

Önlenmesine 1li kin Alg lar n n Da l m ... 78 32.Ö retmen ve Yöneticilerin $iddetin Nedenlerine 1li kin Alg lar ... 79 33. Ö retmen ve Yöneticilerin $iddetin Önlenmesine 1li kin Alg lar ... 80

(10)

Bu ara t rma ilkö retim kurumlar nda görülen iddetin nedenleri ve önlenmesine ili kin yönetici ve ö retmen görü lerini tespit etmek amac yla yap lm t r. 1lkö retim kurumlar nda çal an yönetici ve ö retmenlerin konuyla ilgili görü lerinin ya , cinsiyet, meslekteki k dem, mezun oldu u okul türü, görev yapt kademe gibi de i kenlere göre farkl l k gösterip göstermedi i tespit edilmeye çal lm t r. Bu farkl l k tespit edilirken ara t rmac taraf ndan geli tirilen “1lkö retim Kurumlar nda Görülen $iddetin Nedenleri” ve “1lkö retim Kurumlar nda Görülen $iddetin Önlenmesi “ölçekleri kullan lm t r.

Ara t rman n bulgular a a daki gibidir.

1lkö retim kurumlar nda çal an yöneticilerin iddetin nedenlerine ve iddetin önlenmesine ili kin alg lar ö retmenlerinkinden dü üktür. Ö retmenlerin cinsiyet, ya , mezun olduklar okul türü, meslekteki toplam hizmet sürelerine göre iddetin nedenlerine ili kin alg lar nda fark önemli bulunmu tur. Ö retmenlerin ya , mezun oldu u okul türü ve meslekteki toplam hizmet süresine göre iddetin önlenmesine ili kin alg lar ndaki fark önemli bulunmu tur.

Yöneticilerin çal t klar kademe, mezun oldu u okul türüne göre iddetin nedenlerine ili kin alg lar ndaki fark önemli bulunmu tur. Yöneticilerin sadece mezun olduklar okul türüne göre iddetin önlenmesine ili kin alg lar önemli bulunmu tur. Yönetici ve ö retmenlerin iddetin nedenleri ve iddetin önlenmesine ili kin alg lar ndaki fark önemli bulunmu tur.

(11)

This research investigated the princibles and teachers point of view opinions about violence reasons and to prevent the violence which shown in the primary school.

The research sample consisted 81 principals and 219 teachers totally 300 persons, working in the primary school in the metropolitaan area of 1zmir in 2007-2008.Research is in the scannig model.

“Personal Data Form” , “The Reasons of Violence in The Primary Schools” and “To Prevent the Violence in the Primary Schools” were used to collect the data for the research.The questions were improved by the researcher.Nine questions were answered in the research.

Our questionare evauation was analysed and interpreted is SPSS statictic program. The results of the research are summarized below.

Principles’ scorres for the reason of violence and to prevent the violence are faller than teachers’.Teachers’ scores for the reasons of violence variables as gender , age, educational level, the duration of the teaching service result in significant effects. Teachers’ scores for the prevent the violence variables as age, educational level, the duration of the teaching service result in significant effects.

Principles’ scores for the reasons of violence variables as educational level and working level result in significant effects.

The research has shown that there is a significant correlation between the perceptions of both principles and teachers’ perceptions concerning reason of violence and prevent the violence.

(12)

BÖLÜM I

G R

Bu bölümde problem durumu, problem cümlesi ve alt problemler, ara t rman n önemi, say tl lar, s n rl l klar, ara t rmada kullan lan kavramlar n tan mlar ve k saltmalar ele al nm t r.

Problem Durumu

Ülkemizde son y llarda gerek yap lan ara t rmalardan, gerek medyadan takip edebildi imiz olaylardan, gerekse gözlemleyebildi imiz durumlardan iddet vakalar n n ilkö retim kurumlar na kadar indi i görülmektedir. Bu durum özellikle geçti imiz ve içinde bulundu umuz y l medyada geni yer bulmu tur. Kimi zaman duydu umuz kimi zaman okullar m zda da tan k oldu umuz iddet olaylar yaln zca liseler de il masumlu unu yitirmedi ini dü ündü ümüz ilkö retim okullar na s çram t r.

Hem veli olarak hem de ö retmen olarak okullar m zda çocuklar m z n maruz kald yada bizzat uygulad itme, azarlama, ad takma, tükürme gibi eylemler ilerleyen zamanlarda ciddi sorunlara yol açmaktad r.

Ülkemizde iddetin bir terbiye biçimi olarak alg lanmas özellikle geleneksel aile yap s içerisinde kendine geni yer bulmas bilinen bir gerçektir. $iddetin hem aile içinde hem de kamusal alanda me ru görülmesi; iddetin hem tekrarlanmas na hem de gizlenmesine yol açmaktad r. Aileler sözde terbiye ad na çocuklar n a zlar na biber sürülmekte, onlar dövmekte, bodrum gibi karanl k odalara kapat lmakta, çimdiklemekte, zincire ba lanmakta, aç b rak lmakta, azarlanmakta, a a lanmaktad r.

Ba bakanl k Aile Ara t rma Kurumu Ba kanl ’n n yapt bir çal maya göre ülkemizdeki ailelerin üçte birinde aile içi fiziksel iddet vard r. $iddet uygulanan ailelerin dörtte üçünde çocuklar n iddete tan k olduklar saptanm t r. Bu çocuklar n

iddet sonras nda korku, anne-babay sevmeme, içine kapanma, sald rganl k eklinde tepki verdikleri gözlenmi tir. Aile içi iddetin sosyo-ekonomik düzeyin dü üklü ü, kad n n i inin olmamas , alkol ba ml l , hanedeki birey say s n n fazla olmas ve e lerin toplam e itim düzeyinin dü üklü ü ile artt gözlemlenmi tir.(Akta ,2006)

(13)

Bireyler, ilgisiz ana-baba tutumlar (Dahlberg, 1998), yetersiz sosyal çevre ve toplumda iddete maruz kalma (Cillessen, 2002), okul ba ar s zl ve antisosyal arkada gruplar ile yak nl k kurma (Herrenkohl, Maguin, Hill, Hawkins ve Abbott, 2000), ba ar s z kimlik geli imi gibi etkenler sonucunda iddet davran lar nda bulunabilmekte yada iddet kurban olabilmektedir. Ki i, geli im süreci boyunca kendini güvenli hissetmesine olanak tan yan çe itli davran lar gösterir. Bu davran biçimlerinden baz lar , zorbal k (bullying), sözel yada fiziksel iddet gibi iddetin de i ik biçimlerinden birisi olabilir.

$iddet kavram , birden bire ergenlik döneminde ortaya ç kan bir olgu olarak görülmemektedir. Çocukluk y llar ndaki ya ant lar, arkada lar taraf ndan kabul görmeme ve daha önce sözü edilen etkenlerden biri yada genelde bir kaç zaman içerisinde bir araya geldi inde bireylerin suça iten iddet davran lar n n ortaya ç kmas na neden olabilmektedir. Sosyal ö renme kuram na göre ergenler, özellikle ailelerindeki ve çevrelerindeki modellerden yararlanarak, okullar ndaki ve ya ad klar toplumdaki sald rganl k biçimlerini ö renmektedirler.

Ana-babalar aras ndaki iddete tan k olan çocuklar, genellikle yerle ik hale gelen davran problemleri sergilemektedirler. ( Williams ve Myers, 2004).

Bu etkenlerin yan nda medyada yer bulan iddet olaylar , bilgisayar oyunlar ndaki iddet tek ba na iddete neden olarak gösterilemese bile di er etkenlerle birle ti inde iddet davran lar n n ortaya ç kmas nda etkili olmaktad r. Medya, çocuk ve gençlere iddetin nas l uygulanaca n ö reten kahramanlar yaratmaktad r. (Çö ün;1997)

Yap lan ara t rmalar ba larda konunun toplumsal boyutlar yla ilgilenmi , okullardaki iddet olaylar n n artmas yla e itim kurumlar ndaki boyutu ele al nmaya ba lanm t r. Ancak henüz ilkö retim kurumlar nda görülen iddet olaylar n n yeterince ara t r lmad ortadad r.

Ö retmenler ilkö retim kurumlar nda ya anan iddet olaylar n n kimi zaman gözlemcisi, kimi zaman bir parças haline gelmektedirler. $iddet olaylar n n nedenleri ve önlenmesiyle ilgili ö retmen görü lerinin al nmas alana olumlu katk sa layacakt r.

(14)

iddet

Sözlüklerde “sertlik, kat l k, sözle yola getirme yerine kaba kuvvet kullanma; azarlamada ve cezaland rmada a r gitme” eklinde tan mlanan iddet, sald rganl kla ba lant l bir davran biçimidir. Ancak sald rganl kla ayn anlama gelmez. Bu anlamda iddet, herhangi bir nesne, varl k yada ki iye do ru yönlendirilmi , yönlendirili i ki inin istemedi i ve o ki iyi tahrik edici, y prat c bir eylemi, kimi zaman da eylemden kaç nmay veya eylemsizli i içerir. Bu anlamda fiziksel anlamdaki her türlü sald r ,

iddet tan m unsurlar aras nda yer al rken fiziksel olmayan kimi sözlü davran lar da bu tan m kapsam na girer. (Ünsal 1996: 29-30).

Dünya $iddet ve Sa l k Raporu’nda iddet, “Gücün yada fiziksel kuvvetin; tehdit yoluyla yada gerçekte; fiziksel zarar, ölüm, psikolojik zarar, geli me engeli yada yoksunlu a (ihtimalde yada gerçekte) neden olacak ekilde; kendine, bir ba kas na ya da bir grup veya bir topluma kar niyetli biçimde kullan lmas ” olarak tan mlanm t r. Bu tan mdaki “niyet” ve “motivasyon” anahtar kavramlard r. Bu karma k tan m a a daki noktalarla basitle tirmek mümkündür:

• $iddet davran lar ki inin kendisine (örne in intihara te ebbüs ya da intihar etme), bir ba kas na (tan d yada tan mad ), bir gruba ya da topluma (çat malar ya da sava lar) yönelik olarak ortaya ç kar.

• $iddet genellikle kas tl d r.

• $iddetin yaralama, ölüm, psikolojik zarar, geli me gerili i ve yoksunluk gibi sonuçlar vard r.

• Fiziksel olarak bir hasar vermese de tehdit de bir iddet davran d r. • Yetkinin kas tl olarak kötüye kullan m da iddettir.

$iddet ilk anda genellikle “güç” sözcü ünü ça r t rmaktad r. Hukuksal aç dan olaya bak ld nda iddet tan m n n günlük kullan ma göre çok daha net ifade edildi i görülmektedir.Ceza hukukunda insana kar gerçekle tirilen tüm darbeler iddet olarak nitelendirilmez. ”1nsan n benzerlerine kar giri ti i, onlarda önemli yada önemsiz hasarlar, yaralar olu turan, sald rganl k ve hoyratl k ifade eden hareketler” iddet

(15)

eylemleri olarak adland r l r. Zamanla hukuk sistemindeki geli meler ile iddetin dahili (iç) hasarlar da tan m kapsam na al nm t r. Birini tehdit etmek, onun mal na kötü davranarak ruhsal durumunun bozulmas na neden olmakta iddet suçu kapsam ndad r. Medeni hukukta iddet eylemi, insan n istemi üzerinde onu geri ad m atmaya zorlayacak bask uygulamas olarak geçmektedir.

$iddeti genelde alg land gibi yaln zca “fiziksel zarar” ile aç klamak yeterli de ildir. Ruhsal anlamda da bireyde yada toplumsal boyutta de i ken sürelerde, hatta kal c etkileri olabilir. $iddetin biçimlerine göre gözden geçirilmesinde, fiziksel, duygusal-psikolojik, sözel , cinsel , ekonomik ve daha pek çok davran , iddet biçimleri olarak kar m za ç kar. Genel bir s n flama ile; ki inin kendine uygulad

iddet, ki iler aras iddet (aile içi iddet) , örgütlü (organize) iddet (sava lar) iddet tiplerini olu tururlar (Atman 2003: 333).

Yine Dünya Sa l k Örgütü iddet türlerini dört ana ba l kta toplamaktad r

1-1hmal(1stismar) ve Kötüye Kullan m: Çocuk ihmal ve istismar kapsaml bir olgu olmas na kar n çocu a yönelik istismar kapsam nda fiziksel istismar ön plana ç kmaktad r.

Aral’ n (1997) yapt “Fiziksel 1stismar ve Çocuk” ba l kl çal mada çocuklar n % 65.72’sinin anne yada babas taraf ndan fiziksel istismar edildiklerini belirlemi tir Çocuk ihmali genelde ailenin, ilgili kurumlar n yada devletin çocu a kar en temel sorumluluklar n yerine getirmemesi eklinde tan mlanabilir. Bir bütün olarak toplum, kurumlar ve bireyler taraf ndan geli tirilen ihmal davran , çocuklar n e it hak ve özgürlüklerinden yoksun b rak lmas sonucunda onlar n en üst düzeyde geli imlerini engelleyici davran lar olarak ortaya ç kmaktad r. Çocu un bak m ve beslenme gereksinimlerinin yeterince kar lanmamas gerekli t bbi müdahalelerin yap lmamas , anne baba olarak çocu a kar görevlerini yeterince yerine getirilmemesi ve çocu un tek ba na b rak lmas ihmal davran na örnek olarak verilebilir.

Aktif bir olgu olarak nitelendirilen istismar ise anne, baba yada bak c n n çocu a zarar vermesi sonucu ortaya ç kmaktad r. Çocuk istismar istem dahilinde fiziksel zarar verme, çocu un kötü beslenmesine yol açma, cinsel istismar, ç kar için kullanma,

(16)

bundan da öte çocu un normal fiziksel ve zihinsel geli imini k s tlay c her türlü faaliyette bulunmay içermektedir

Yak n ki ilerin çocu un geli imine sürekli zarar veren hareketleri sonucu çocu a sosyal olarak mevcut kaynaklar n sa lanmamas , bunlardan yoksun b rak lmas fiziksel ihmal olarak tan mlanabilir. 1stismar türleri içinde tan mlanmas ve belirlenmesi en kolay olan fiziksel istismar ise çocu un kaza d hasar görmesi ya da fiziksel olarak cezaland r lmas olarak ifade edilmektedir. Fiziksel istismar vakalar nda; kafatas n n alt nda dövülme sonras olu an iç kanamalar sigaradan olu an yan k izleri, k smen kapanm k r klar, çürükler, morarmalar ve buna benzer kazara olmayan yaralanmalar tespit edilmi tir. Çocuk ölümlerine neden olan hamilelikte annenin a r alkol ve uyu turucu kullanmas ve çocuklar n kasten öldürülmeleri, yak lmalar ve zehirlenmeleri gibi fiziksel istismar vakalar na da rastlanmaktad r.

Çocu un sevilmemesi, ihtiyac olan duygusal ilgi ve yak nl n ona gösterilmemesi duygusal ihmal olarak kabul edilmektedir.

Çocuk ihmal ve istismar ailenin ya am stresiyle ilgili olup ailedeki ekonomik ve sosyal sorunlar, ihmal ve istismara yol açabilir.

Anne-baba yoksunlu u ise ayr bir faktör olarak ele al nabilir. Ölüm, bo anma veya ayr bir yerde çal ma nedeniyle parçalanm aileler, çocuk istismar nda önemli bir risk grubunu olu turmaktad r. Anne-baba taraf ndan ihmal ve istismar edilme, anne-baba aras ndaki iddete tan k olma, parçalanm aileden gelme veya çe itli aile sorunlar n n çocukta yaratt duygular çocu un ya am biçimini ve ili kilerini önemli ölçüde etkileyerek çocu un bunlar ö renerek taklit etmesine, dolay s yla istismarc bir ki ilik kazanmas na neden olabilir.

2-Fiziksel iddet:Fiziksel iddet, kar daki ki inin can n n yanmas na, yaralanmas na yada ölümüne sebep olan kas tl olarak yap lan davran yada davran lard r. Bu tan m bizim günlük hayatta kulland m z tan ma oldukça yak nd r.Tokat atma, tekme atma, yumruk atma, kafa atmak,bo az n s kma,a z n kapatarak bo maya te ebbüs etmek,birisine bir eyler f rlatma, çimdikleme, sertçe itip kakma, sarsmak,birini ba lama,yakmak,bir cisimle vurma ,saç çekmek, saç yolmak, saç ndan tutup sürüklemek, bir odaya kapatmak, kesici, delici alet ve ate li silah kullanmak, s rmak,

(17)

tükürmek, el, kol bükmek, yere yada duvara f rlatmak,ki inin vücudunda sigara söndürmek fiziksel iddet içine girmektedir.

3-Psikolojik $iddet: Kar daki ki iye sistemli bir biçimde yap lan,ki inin benli ini, psikolojik ve sosyal geli imini, ruhsal bütünlü ünü etkileyen olumsuz yarg lar, at flar yada sözel davran lard r. Ki ilerin bedensel veya ki ilik özellikleri kullan larak, bask kurularak, duygular kullan larak istemedi i muameleye maruz b rak lmas d r. Korkutmak, tehdit etmek, a a lamak, reddetmek, onlar n öz güvenini sarsmak amac yla yap lan her türlü sözlü ve fiili tutum ve davran biçimleri, psikolojik iddet türlerindendir.

Özellikle reddetme, a a lama, y ld rma, yoksun b rakma, çocu un davran bozuklu u göstermesine göz yumma ile küfür, küçümseme, hakaret, isim takma, tehdit ve tahkir gibi sözlü iddet türleri, her eyden önce öz güveni, ahsiyeti ve itibar yok etmeye yarayan çok etkili ve tehlikeli bir yöntemdir. Di er taraftan, fiili olarak gösterilen baz tav r ve tutumlar da ki ilerin psikolojik yönden olumsuz olarak etkilenmelerine neden.

Çocuklar n yaramazl k yapmalar n f rsat bilen baz ailelerin, onlar (karanl k) bir yere kilitleyip günlerce aç susuz b rakmalar da, çocuklar bilinçli bir biçimde ihmal etme ve yanl terbiye metotlar ndand r.

Bunun yan nda çocuklar n çal t rmak, evin maddi ihtiyaçlar n çocuklar n omuzlar na y kmak, yeterince para getirmedikleri dü ünüldü ünde onlar cezaland rmak çocuk istismar n n en kötü örneklerindendir.

Psikolojik iddetin en büyük özelli i süreklili i olmas ve tekrarlamas d r. 4-Cinsel $iddet: Bir ki inin, di er bir ki iyi kendi cinsel gereksinim yada isteklerin doyumu için cinsel nesne olarak kullanmas yada kullan lmas na göz yumulmas d r. Cinsel iddet ki ilerin istekleri d nda ve istemedikleri biçimde cinsel eyleme zorlanmas d r.

Çocuklar n cinsel yönden istismar edilmesi ve cinsel tacize u ramas , büyüklerin kendi cinsel ihtiyaçlar n tatmin edebilmek için, çocuklar cinsel yönden kullanmalar sonucunda ortaya ç kmaktad r. Cinsel istismar, ço u zaman çocuklar n r zas olmadan, ya ikna etmek, ya de i ik yöntemlerle kand rmak (vaatte bulunmak), yada tehdit etmek

(18)

suretiyle gerçekle ebilmektedir. Cinsel obje olarak kullan lman n ne oldu unu idrak edemeyen ve dolay s yla tepki veremeyen veya direnme gücünü henüz geli tirememi olan çocuklar, özellikle Bat dünyas nda çocuk pornografisinin kurban olmaktad rlar .Bu tip olaylar n örneklerini s k s k ekranlarda görmekteyiz.

Cinsel yönden istismar edilen çocuklar n ba nda k z çocuklar gelmektedir. Cinsel istismar n ba aktörleri ise yeti kin erkeklerdir. Ara t rmalara göre, kendi emelleri u runa, çocuklar cinsel yönden istismar edenlerin %95'i yeti kin erkeklerdir.

Ülkemizde cinsel iddet ma duru kad nlar n ya ad klar geleneksel aile yap s gere i aç a ç kmamaktad r. Cinsel iddet ma duru genç k zlar iddeti uygulayan ile daha yüzünden ak l almaz boyutlara ula m t r. Bilindi i gibi halen ülkemizde genç k zlar n namusu kendisine tecavüz eden ki i ile evlendirilmek sureti ile temizlenmektedir.

Cinsel iddet cinsel içerikli konu ma, te hircilik, zorla pornografik yay nlar izlettirmeden her türlü cinsel ili ki ve zorla fuhu a te vik gibi çocu un onaylamad , r za göstermedi i ya da tam olarak anlayamad bir dizi davran içerir.

Tsytsarev ve Callahan (1995) iddetin, ihtiyaçlar n tatmin edilmesi ile ilgili olarak nas l oraya ç kt üzerinde durmu lard r. Bu bak aç s ndan iddet a a daki yönleri ile dü ünülebilmektedir.

• Gerginlik azaltan bir araç olarak: Bu tür iddet biçiminde, k zg nl k ve iddet dürtülerle ortaya ç kar ve bo alt lmas gerekir. $iddet göstermek bu gerginli i azaltman n bir yoludur.

• Geçici özgüven arac olarak : Ba kalar na gösterilen iddet davran ki iye özgüven, iktidar ve büyüklük sa layabilir.

• Duygusal durum aktar m ve dalgalanma yaratma arac olarak: $iddet, etki yaratma, duygusal bo luk ve s k nt dan

kaçma amac ile kullan labilir.

• Aç kapama (compensation) ya da yerine koyma (substitution) amac için kullan lacak bir araç olarak: Temel gereksinimlerden kaynaklanan hayal k r kl (örn: a k, güç ve toplumsal ba ar ya duyulan ihtiyaç), gerginlik ve k zg nl k sonucu iddetin ba kalar na ve s k olamasa da insanlar n kendilerine yönlendirildi i görülmektedir.

(19)

• 1leti im arac olarak: $iddet baz alt kültürler için önemlidir ve grup içinde ili ki kurulmas na ve hiyerar i olu mas na yard mc olmaktad r. Dahas , iddet ve sald rgan davran lar karma k duygusal ili kileri basitle tirmektedir. Fiziksel ve psikolojik

iddet ba kalar n yönlendirmede kullan lmakta ve ula lmas zor hedeflere daha kolay ula lmas n sa lamaktad r.

Chisholm’un (1995) aktard na göre Lefer (1984) iddete e ilimli ki ilerin (violence-prone individual), bask n n, önlemenin, çekingenli in, tepkinin , ak lc l n ve vicdan n gücüne ba l olarak:

• Neden göstermeden iddeti amaca ula mak için kullananlar,

• Vicdan nda neden bulmaya çal arak iddeti bir amaca ula mak için kullananlar, • Uyu turucu kullan m ve bilinçsizlik durumunda iddet kullananlar,

• Bir ba ka iddete e ilimli ki i (violence-prone individual) ile i birli i yaparak iddet kullanalar, olarak dört grupta incelenebilece ini belirtmektedir.

$iddetin genel olarak hayat m za ne kadar girmi oldu u verilen tan mlardan ve bilgilerden anla lmaktad r. Özellikle hangi hareketlerin iddet kapsam na girdi inin bilinmesi onu fark etme aç s ndan büyük önem arz etmektedir.Sadece fiziksel zararla sonuçlanan davran lar iddet olarak adland rmak sözel iddeti yok saymak yap lan en büyük hatalardand r.

Ö retmenlerimizin okullar m zda ders d tüm davran lar denetlemesi mümkün de ildir. Ço u zaman bize yans yan basit yaralanmalar, iti meler sonucu gerekli tepkilerde bulunulur. Ancak ö rencilerimizin birbirlerine kar ac mas zca söylemlerde bulunmalar , ad takmalar , birbirlerine vurmalar onlar n iddet davran göstermedi ini kan tlamaz. Var olan bu iddet davran lar n sadece kötü çevre, dü ük e itim düzeyi olarak aç klamak da yanl olur.Çünkü iddet sadece bu etkenlere sahip okullarda görülen bir durum de ildir.

Ö retmenlerimizin fiziksel ceza kullanmalar her zaman bilinen, ya anan ama pek kabul edilmeyen bir durumdur. Cezan n istenmeyen davran lar engelleme konusundaki etkisi göz ard edilemez. Ancak verilen ceza istenmeyen davran

(20)

tekrarlad nda daha da artmak zorundad r. Bu durumda fiziksel cezalar kaç n lmaz k lmaktad r.

Ara&t%rman%n Amac%

Bu ara t rman n genel amac ilkö retim kurumlar nda görev yapan yönetici ve ö retmenlerin bu kurumlarda görülen iddetin nedenleri ve önlenmesine ili kin görü lerinin belirlenmesi ve bu do rultuda öneriler geli tirilmesidir.

Ara&t%rman%n Önemi

Ara t rmaya ba lamadan önce incelenen kaynaklarda konunun ilkö retim boyutunu daha önce hiç incelenmemi oldu u tespit edilmi tir. Bu aç dan ara t rma hem iddetin ilkö retim kurumlar ndaki boyutunu ortaya ç karacak hem de konunun birinci gözlemcileri ve muhataplar olan yönetici ve ö retmenlerin dü üncelerini ortaya koyacakt r. Böylece say s giderek artan iddet olaylar n n nedenleri tespit edilirken ayn zamanda bu tip olaylar n önlenebilmesine ili kin yarar sa layacakt r.

Ara t rmac taraf ndan geli tirilen $NÖ ve $ÖÖ ö retmen ve yönetici görü lerini cinsiyet, ya , okul türü, toplam hizmet süreleri, çal lan kademe gibi alt ba l klara göre incelemi tir. Daha önce yap lan iddetin nedenleri ve önlenmesiyle ilgili betimsel çal malar n ötesinde ölçek kullan larak reel sonuçlar elde edilmesi amaçlanm t r. Bu ara t rman n ö retmen ve yönetici gözlemlerine dayanarak ilkö retim ö rencilerinin göstermi oldu u iddet davran n n nedenlerine ve bu davran lar n önlenebilmesi için yap labilecek çal malara yarar sa layaca dü ünülmektedir.

Problem Cümlesi

1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin nedenleri ve önlenmesine ili kin yönetici ve ö retmen görü leri nelerdir? Bu görü ler ö retmen ve yöneticilerin ki isel ve mesleki özelliklerine göre farkl l k göstermekte midir?

Alt Problemler

(21)

2. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin önlenmesine ili kin ö retmen görü leri nelerdir?

3. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin nedenlerine ili kin yönetici görü leri nelerdir? 4. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin önlenmesine ili kin yönetici görü leri nelerdir? 5. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin nedenlerine ili kin ö retmen görü leri onlar n; a- Cinsiyetine,

b- Ya lar na,

c- Mezun olduklar okul türüne,

d- Ö retmenlikteki toplam hizmet sürelerine,

e- Çal t klar kademeye ( s n f – bran ) göre farkl l k göstermekte midir?

6. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin önlenmesine ili kin ö retmen görü leri onlar n; a- Cinsiyetine,

b- Ya lar na,

c- Mezun olduklar okul türüne,

d- Ö retmenlikteki toplam hizmet sürelerine,

e- Çal t klar kademeye ( s n f – bran ) göre farkl l k göstermekte midir?

7. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin nedenlerine ili kin yönetici görü leri onlar n; a- Cinsiyetine,

b- Ya lar na,

c- Mezun olduklar okul türüne, d- Çal t klar kademeye,

e- Toplam hizmet sürelerine göre farkl l k göstermekte midir?

8. 1lkö retim kurumlar nda görülen iddetin önlenmesine ili kin yönetici görü leri onlar n; a- Cinsiyetine,

b- Ya lar na,

c- Mezun olduklar okul türüne, d- Çal t klar kademeye,

e- Toplam hizmet sürelerine göre farkl l k göstermekte midir? 9-1lkö retim kurumlar nda çal an yönetici ve ö retmenlerin a-$iddetin nedenlerine

(22)

b-$iddetin önlenmesine ili kin görü lerinde farkl l k var m d r?

Say%lt%lar

Görü me yap lan yöneticiler ve ö retmenler anket sorular n n içtenlikle yan tlam ve yan tlar nda var olan durumu oldu u gibi yans tm lard r.

S%n%rl%l%klar

Bu ara t rma 1zmir ilinde görev yapan ö retmenlerle s n rl d r. Bu ö retmenler kura sonucu belirlenmi üç merkez ilçede bulunan okullardan, yine kura sonucu belirlenen on okulda çal an ö retmenlerdir.

Ara t rma zaman bak m ndan da s n rl l k göstermektedir. Ara t rma 2007-2008 ö retim y l nda gerçekle mi tir. Dolay s yla çal ma bu zaman diliminde seçilen okullarda çal an ö retmen görü lerini yans tmaktad r.

Tan%mlar 1-Sald%rganl%k

Di er ki iyi sözel veya fiziksel aç dan incitmeye yönelik veya nesnelere ve/veya ki inin kendisine yönelmi nefret, k zg nl k ve dü manl k içeren hareketler bütününe verilen add r.

2-Akran Zorbal%7%

Bir yada bir grup insan n kas tl olarak, tekrarl bir biçimde di er bir ki iye ya da bir grup ki iye kar ac vermek, korkutmak, sindirmek yada y ld rmak amac yla yap lan davran lar n tümü olarak tan mlanabilir.(MEB;2006)

3- lkö7retim Okulu

Zorunlu ö renim ça ndaki k z ve erkek çocuklar n n e itim ve ö retimini sa lamak üzere aç lm olan, devlet taraf ndan denetlenen, ö renim süresi sekiz y l olan okul.

(23)

4-Ö7retmen

Bu ara t rmada “ö retmen” sözcü ü ile ilkö retim kurumlar nda görevli s n f ve bran ö retmenleri kastedilmektedir.

5-Yönetici

Bu ara t rmada “yönetici” sözcü üyle ilkö retim kurumlar nda çal an ve birinci derecede kurumun idarecili inden sorumlu kimse kastedilmektedir. Ara t rmada ayn zamanda yönetici derken hayatlar n n belli bir döneminde yöneticilik yapm ö retmenlerde yönetici kapsam na al nm t r.

K%saltmalar

NÖ: $iddetin nedenleri ölçe i ÖÖ: $iddetin önlenmesi ölçe i O: Aritmetik ortalama

(24)

LG L YAYINLAR VE ARA TIRMALAR

1- iddetle lgili Genel Yakla&%mlar

$iddet ile ilgili çal malar çok geni bir yelpazeye yay lmakta. Ki ilerin iddet eylemlerini içgüdüsel yada davran sal olarak nitelendiren bilim insanlar kimi zaman iddeti ö renebilen bir davran olarak belirtirken kimi zaman bir tepki olarak belirtmektedir.

$iddet davran n ilk olarak evrimin babas Darwin’in yakla m yla görelim. Darwin iddet veya sald rganl n içgüdüsel oldu u kuram n , Evrim teorisinin temel dayanaklar ndan biri olarak sunmaktad r. Canl lar aras ndaki ili kiyi bir ölüm kal m sava olarak nitelendiren Darwin (Rüstov 1939: 491), “ iddetin, insan n insanla ili kisinden daha önce, di er canl türlerinde ve insan n do a ile ili kisinde de görüldü üne” dikkat çekerek, do adaki iddetin kayna n “do al ay klanma/seleksiyon (naturelle selection) mekanizmas ” ile aç klamaya çal m t r. Evrim teorisinin temel dayanaklar ndan biri olan bu iddiaya göre, bulunduklar co rafi konumun do al artlar na uygun yap da ve güce sahip canl lar hayatlar n ve nesillerini sürdürebilmi lerdir. Uygun yap da olmayan ve daha güçsüz olanlar ise yok olmu lard r. $u halde sald rganl k ve iddet canl lar n ortak kökenli dürtüsü yani içgüdüsüdür ve bu iç güdü insana insan-öncesi atalar ndan kal t msal olarak geçmi tir” der.

$iddetin içgüdüsel bir davran oldu u iddias n n en güçlü savunucusu Sigmund Freud’tur. Freud, tüm normal ve normal d insan davran lar n n genetik olarak belirlenen iki temel içgüdünün etkisiyle ç kt n savunmu tur. Bunlar “ya am içgüdüsü (Libido-Eros) ve sald rganl k-ölüm içgüdüsü(Destrudo-Thanatos)’dür. Freud, bu iki temel içgüdünün do u tan geldi ini, tüm insanlarda ortak oldu unu, insan n ruhsal ya am n ve davran lar n belirleyen temel organizasyonun bu iki gücün etkisi alt nda biçimlendi ini söylemi tir.

$iddeti içgüdülerle aç klamak, ki iler aras ndaki bu davran ola an görmek anlam na geldi inden, bu kurama “çevreci” ve “davran ç ” bilim adamlar taraf ndan yo un ele tiriler gelmi tir.

(25)

$iddetin kökenini çevreci yakla mla aç klayan yazarlar, içgüdü yakla m n tersine insan n davran n yaln zca çevrenin etkisi yani toplumsal ve kültürel etkilerin biçimlendirdi ini, bu durumun insanl n ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden birisi oldu unu savunmu lard r. Ayd nlanma Ça dü ünürlerinden ilham alan bu yakla m, insan n iyi ve uysal bir varl k, cinsler aras ndaki anatomik farkl l klar haricinde herhangi bir farkl l k var ise bunun yaln zca e itimden ve toplumsal düzenlemelerden ileri gedi ini iddia etmi tir. Dolay s yla iyi bir toplumsal çevrede yeti en insanlar, sald rgan ve y k c olmayacaklar, insan yap s nda bulunan güzellik ve iyi huylar aç a ç kacak bu da sava ve çat ma olgular n ortadan kald racakt r (Fromm 1993: 57)

1çgüdü teorisini ele tiren davran ç lar ise, davran n tamamen do u tan programlanm ve ö renilemez oldu u fikrine kar ç km lar ve iyi kontrol edilen çevresel ko ullar n oldu u ortamlarda bile beklenmedik, küçük bir çevresel uyar n n baz ö renilmi davran kal plar na yol açt n deneyleriyle göstermeye çal m lard r. Dikkatlerini do al ko ullarda ortaya ç kan hayvan davran lar n n mekanizmalar üzerinde odaklayan davran ç lar, yeni do an hayvanlar n davran lar n incelemi ler ve do u tan gelen tekrarlay c gözlenebilir motor hareketlerin içgüdüsel kökeni konusunda biyolojik ara t rmalar yapm lard r. Çe itli hayvan türleri üzerine yap lan ara t rmalar sonucu, içgüdü teorisi ve davran ç teori aras nda k smi bir uzla ma sa lanm t r. Sonuç olarak birçok hayvan davran n n ne çevreden hiç etkilenmeden ö renilmemi içgüdüsel davran lar ve ne de tamam yla çevreden etkilenmeye aç k ö renilmi davran lar oldu u ortaya koyulmu tur. Bu ara t rmac lar n en önemlisi yapt çal malarla Nobel Ödülüne lay k görülen Konrad Lorenz’dir. Konrad’ n ördeklerin kuluçkadan ç kt klar nda anneleri ile ya ad klar deneyin konun davran ç lar cephesi aç s ndan kazan ld na dair somut bir ad md . Zira Freud’un aç klamalar deney ve gözleme dayanm yordu. Ancak Lorenz’in 1963 y l nda yay nlanan “On Agression” (Sald rganl k Üzerine) adl kitab nda, iddet ve sald rganl k konusunda oldukça farkl fikirler ileri sürdü ü görülmektedir. Lorenz bu eserinde sald rganl k ve iddeti içgüdü teorisiyle aç klam ve iddetin, t pk hayvanlarda oldu u gibi kal tsal (genetik) faktörlerden kaynakland n iddia etmi tir. Lorenz’e göre sald rganl k, tüm di er

(26)

organizmalarda da bulunan kavga etme içgüdüsünden kaynaklan r. Bu içgüdüyle ilgili enerji, de i en oranlarda her insan taraf ndan üretilmektedir. Sald rganl n ortaya ç kmas , biriken bu enerjiye, sald rganl k do urucu uyaran n varl na ve gücüne ba l d r. Sald rganl k kaç n lmaz bir eydir ve zaman zaman kendili inden bo alabilir. Bu ilkel dürtüyü denetim alt na alabilecek yegâne unsur ise, ahlakî sorumluluktur.

2- iddetin Günümüz Toplumlar%ndaki Durumu ve Nedenleri

$iddetin temel dayanaklar na bu kadar yer verdikten sonra iddetin günümüz toplumlar nda ortaya ç k na bakal m.

Dünya Sa l k Örgütü’nün konuyla ilgili çal malar sonucu elde edilen baz rakamlar vermek iddet kapsam n n ve boyutunun anla lmas aç s ndan yararl olacakt r.

• Ki iler aras iddet sonucunda her y l dünyada yakla k 520.000 ki i ölmektedir. Bu rakam, günde yakla k 1400 ki inin iddet nedeniyle hayat n kaybetmesi anlam na gelir.

• Bu rakam, hayatta olan yüz binlerce ma duru kapsamamaktad r.

• Bu say lara, dünyada her y l ihmal ve istismar edilen milyonlarca çocuk dahil de ildir. • Çocuklar n % 80 ile % 98 aras nda de i en bir bölümü evlerinde fiziksel cezalara maruz

kalmaktad r.

• Çocuklar n % 30’u belirli bir aletle dövülüp ciddi fiziksel cezalara maruz kalmaktad r. • Dünyadaki çocuklar n sadece % 2.4’ü tüm ortamlarda yasal olarak fiziksel cezadan

korunmaktad r. ($iddet ve Sa l k Dünya Raporu - Dünya Sa l k Örgütü)

Toplumun en küçük ve temel birimi olan aile iddet davran lar n n sergileni i ve aile bireyleri üstündeki etkileri dü ünüldü ünde çok büyük önem arz etmektedir. Aile içinde ya anan iddet tüm türleriyle ortaya ç kabilir. Kapal kap lar ard nda olu u ve ailenin mahremiyeti nedeniyle tespit edilmesi ve müdahale edilmesi oldukça zordur. Aile Ara t rma Kurumu Ba kanl (1997) taraf nda yapt r lan “Aile 1çinde Ve Toplusal Alanda $iddet” konulu ara t rmada elde edilen bulgulara bak ld nda; Ankete kat lanlar n %10 ‘u e lerinden s k s k dayak yediklerini belirtmi lerdir. %12.3 oran ndaki kat l mc e leri taraf ndan s k s k hakarete u rad klar n (psikolojik iddet) ,

(27)

%66,2’si e lerinin evle ilgilenmedi ini, %56,6’s e inin sayg s z tav rlar içinde bulundu unu, %56,5’i e inin kötü al kanl klar oldu unu belirtmi tir.( E itim-Sen:2006)

1998’de P1AR taraf ndan ülke genelinde temsili bir örneklemle gerçekle tirilen bir

ara t rmada kad nlar %75’inin e leri taraf ndan istismar edildi i vurgulanm t r. Nielson Family Research Institute taraf ndan ülkemizde 12 büyük ilde gerçekle tirilen

bir ara t rmada erkeklerin %34 oran nda e lerine iddet uygulad ortaya ç km t r. Aile içi iddet davran lar n n görülmesinde kad n n ekonomik özgürlü ünü alamam olmas , mülkiyetin halen erkekte olmas , e itim düzeyinin dü üklü ü önemli faktörler olarak görülmektedir. Unicef’in 2004 y l Türkiye Raporuna göre 640.000 k z çocu u zorunlu e itimden yararlanamamaktad r. 15 ya üzeri erkeklerin %93’ü okuma-yazma bilirken bu oran k zlarda %77’ye dü mektedir. Buda bize k z çocuklar n n bilinçli olarak e itimden mahrum b rak ld n n kan t d r. Kad n nüfusunun ancak%24’ü istihdam edilmi tir. Aile içi üretimin % 84’ü, mülklerin %92’si erkeklere aittir.(Akta ;2006)

Aile içi iddetin çocuklara yönelik k sm da en az bilineli ve kay tlara geçenidir. Bireylerin yada toplumlar n güçlerinin yetti i ki i ve toplumlara iddet uygulad , kimsenin kendisinden daha güçlü birine iddet uygulamaya yönelmedi i aç kt r. Örne in, ailede erkekler e ini ha lar, kad n öfkesini çocu undan al r, çocukta gider kediyi tekmeler. $iddete boyun e di imiz andan itibaren önü al namamakta ve iddet,

iddeti ço altarak artt rmaktad r. Asl nda iddeti salg n bir hastal a benzetmek mümkündür. Zaman nda önlemleri al nmazsa, toplum için büyük problemler yaratmas muhtemeldir ( Görgün 2002 ).

Aile içinde çocu un, anne ve babas n n onaylamad bir davran ta bulundu unda, fiziksel olarak cezaland r lmas her toplumda s kça rastlanan bir olgudur. Çocuk,

iddeti bir bak ma aileden de ö renir.”K z n dövmeyen dizini döver” ,”Eti senin kemi i benim” gibi çocuklu umuzdan beri duya geldi imiz sözler daya n , iddetin toplumumuzda ne kadar mazur görülebilen olgular oldu unu göstermektedir. Bu ceza biçimiyle iddete maruz kalan çocu un ki ili inin ve dünya görüsünün bütünleyici bir parças olur. Böylece çocuk, baz durumlarda iddetin ho görülebilece ini ö renir.

(28)

Çocu un gözünde iddet giderek normalle ir. $iddet, çocu a hem tehlikeli durumlarda savunmay , istedi i eyleri elde etmeyi, hem de önemli durumlarda hakl görülebilece ini ö retmek için kullan l r.

Böylece çocuk iddeti yaratan, uygulayan durumuna gelir. Ailede iddeti gören çocu un ö rendikleri söyle s ralanabilir; iddet, çat malar çözmede uygun bir yoldur, aile içi ili kilerde, söz dinletmede, sayg göstermede, k sacas , etkile imde iddetin yeri vard r, iddete maruz kalanlar bunu ho görmelidir. Toplumsal ve kültürel yap içinde genelde erkek çocu a “erkeklik” rolü kazand r l r bu rol kad n küçümsemeyi, ona kars sert davranmay , evde tek egemen güç olmay , hatta gerekti inde kad na kars iddet kullanmay içermektedir. Kad n her toplumda en fazla iddete maruz kalan, horlanan, a a lanan bir konumdad r ( Büker ve K ran ;1999 ).

Çocuklar n a r derecede döven, i kence yapan, bazen de ölümlerine sebep olan anne ve babalar kendi çocukluklar nda terörize edilmi , iddete maruz kalm insanlard r. Bunun yan nda, çe itli gerilim ve ekonomik s k nt lardan kaynaklanan ego zay flamas , ruhsal rahats zl klar ve dolay s yla azalan tahammül s n rlar da sebeplerden biridir. ( Erten ve Ardal ; 1996)

Ça da toplumlarda iddetin ortaya ç kmas nda pek çok sebep etkili olmaktad r. $iddeti ortaya ç karan sebepleri, sosyo -kültürel ve psikolojik olmak üzere iki basl k alt nda toplamak ve izah etmek mümkündür ( Büker ve K ran; 1999 ).

Bütün toplumlarda iddet olgusuyla kar la mak mümkündür. Her toplumun kendine has iddet biçimleri olsa da, kitle ileti im araçlar sayesinde art k, iddetin uygulan nda ortak özellikler yayg nla maya ba lam t r. Asl nda, bireysel iddet ça m zda ön plana ç kmaya ba lad . Günümüz toplumlar nda belirgin olarak ortaya ç kan iddet olgusuna birey, çe itli ekillerde maruz kalmaktad r. Bununla beraber her toplum kendi gerçekleriyle, kendi kültür yap s yla, kendi kural ve kaideleriyle, kendi toplumsal anlay yla, kendine özgü bir tarzda iddeti biçimlendirmektedir. ( Büker ve K ran 1999).

Di er taraftan, iddetin sosyo - kültürel boyutunda, toplumsal hareketlili in ve toplumsal de i imin rolü vard r. H zl toplumsal de i imin, iddete yol açan yeni

(29)

engellemeleri do urdu u, bu de i imin ancak h zl bir ekonomik geli me ile birlikte olmas n n iddeti azaltt çal malarda izlenmektedir. $iddetin sosyo - kültürel boyutunda, pek çok etkenin iddetin olu mas nda kar l kl bir ili ki içinde oldu u da aç kt r. ( Balc o lu; 2001 )

Toplumsal olgular aç klan rken, çok yönlü bir yakla m tarz izlenmelidir. Toplumsal bir olgu olan iddet, tek bir nedenle aç klanamaz. Ekonomik, psikolojik ve toplumsal boyutlar iddet olay nda birlikte söz konusudur. Bu sebeple, iddetin tek bir nedene indirgenerek alg lanmas , bilimsel gerçeklerle ba da mamaktad r. Örne in, iddetin kal t msal olarak aç klanmas da art k geçerlili ini kaybetmi tir. $iddet bugün tamamen toplumsal bir sorundur ve çevreden kaynaklanmaktad r. Yani çevredeki aile, okul, ekonomik ve siyasal kurumlar gibi, toplumsal kurumlar devreye girmektedir. ( Tezcan; 1996 )

Psikiyatrlar, iddete yönelik davran a yol açan etkenleri ara t rmak istediklerinde, ço u zaman ilk önce bireyin ki ilik yap s n incelemeye yönelirler. Bireyin, ki ilik yap s n n olu tu u toplumsal ve kültürel ortam, e er olumsuz bir ortamsa, bireyi

iddete e ilimli hale getirebilir. ( Oskay ;1999 )

Ki ilik bozuklu u gösteren insanlar, ruhsal ya ant lar ndaki çat ma ve çeli me nedeniyle,ba kalar yla içinde yasad klar aileyle , yak n ve uzak çevreyle, toplumla ve kültürle sa l kl ili kiler kuramazlar, içgüdülerden, dürtülerden kaynaklanan davran lar bast ramazlar,denetleyemezler, engelleyemezler. Bu nedenle gerekli gereksiz, yerli yersiz k z p öfkelenirler. Do aya, insanlara, nesnelere yönelik sald rganl k gösterir, iddet eylemlerinde bulunurlar. (Oskay ;1999 )

Sald rgan ki iler, k zg nl k ve öfke doludurlar. Öfke krizleri ve iddet sald r lar yla, içlerindeki dü manl d dünyaya vururlar. Bu krizler belirli bir k k rtma olmaks z n s k tekrarlan yorsa, sald rgan birey ve çevresi için ciddi bir tehlike do urabilir. Bu yap daki bireylerin kontrol alt na al nmas ve sakinle tirilmesi oldukça güçtür ( Morgan; 1993 ).

Bu durum, ki ilik bozuklu unun aç k göstergesidir. Ki ilik bozuklu una ili kin belirtilen bulgular, davran lar geç çocukluk ya da gençlik ça nda ortaya ç kmakta ve daha sonraki ça larda belirgin duruma gelerek sürmektedir. Paranoid ki ilik bozuklu u

(30)

gösteren insanlar n temel özellikleri aras nda a r gurur, bencillik, çevresindekilere tepeden bakma, kibir, al nganl k, hatal yorum, ku ku, suçlama, sald r ön plana ç kmaktad r. Bu özellikler sebebiyle bu tip insanlar, ba kalar na kin ve nefretle yakla rlar. Ba naz, kavgac , itici, k r c olurlar, çabuk ve kolay k z p öfkelenirler. $izoid bireyin, içe dönük ki ilik yap s n n özelli i, duygusal donukluk, ilgisizlik ve so ukluktur. Bu temel özellik sebebiyle, içinde yasad klar toplumun ortak davran kal plar n benimsemez, duyars z kal rlar. Bu yüzden içgüdülerinden, dürtülerinden kaynaklanan sald rgan davran lar bast ramazlar. Birden bire gereksiz yersiz öfkelenirler. Bu ki ilik özelliklerini ta yan bireyin nerde ne yapaca önceden kestirilemez ( Balc o lu; 2001 ).

Kötü geçirilmi çocuklu un izlerinin iddet davran lar nda görüldü ü psikolojide yayg n bir savd r. Zor geçirilmi ve travmatik erken çocukluktaki bask lama, çeli ki ve çat malar n ki inin kendini gerçekle tirmesinin olumsuz etkiledi i , tak nt lara, sapma ve sapk nl a, ayn zamanda iddet e ilimine yol açt , bir ba ka de i le iddetin kötü- otoriter ailelerin çocuklar nda daha s k görüldü ü dü ünülmektedir.

Engellenme, insanda iddetin kaynaklar ndan biridir. Küçük bir çocuk bile istedi i bir eyden engellenirse, iddete ba vurur. A lar ,ba r r, çevresini da t r, çevresindekilere özellikle istedi ini yapmayanlara vurur, iddet gösterir. Hem gençler hem yeti kinler engellendikleri zaman iddete ba vurma e ilimi gösterirler. Bu engeli asman n iddet yoluyla de il de, uzunca da olsa iddet d yöntemlerle daha kolay olaca n ö renmeleri için e itim ve deneyim gereklidir ( Atabek; 1999 )

3- iddetin Türkiye’deki Nedenleri

$iddetin nedenlerini bir de Türkiye’deki süreç ve ara t rmalar çerçevesinde inceleyelim.

(31)

1-Do um öncesi ve do um civar geli en faktörler; Çocuk ya ta anne olma, hamilelikte sigara, alkol ve uyu turucu madde kullan m , dü ük do um a rl , çe itli hamilelik ve do um komplikasyonlar çocuklarda davran problemlerine ve suça yönelime neden olmaktad r.

2-Hiperaktivite ; Çocuklukta sahip olunan dikkat eksikli i ve hiperaktif davran lar n çocu un gençlik y llar nda suça yönelmesine neden olabilmektedir.

3-Ebeveynin gözetim, disiplin ve tutumlar n n zay f yada bozuk olmas ;Anne- babalar n çocuklar na yeterince ilgi göstermemeleri, onlar sert bir ekilde disipline etme çabalar , anne- baba aras uyumsuzluklar, çocu un istenmemesi yada çocuk faaliyetine kat l m eksikli i çocu un iddet davran lar na neden olabilmektedir.

4-Parçalanm aileler; Anne- baba mahrumiyeti, parçalanm aileler, yuvaya terle tirme gibi faktörler çocu un psikolojik hayat n olumsuz yönde etkiler.

5-Anne- baban n suçlulu u; Anti-sosyal, madde ba ml s ve suçlu ailelerin çocuklar n n daha çok suça yöneldi i tespit edilmi tir.

6-Ailenin kalabal k olu u; Ya an lan evin aile bireylerine dar gelmesi

7-Sosyo-ekonomik mahrumiyet; Yoksulluk, dü ük kendini gerçekle tirme düzeyi çocuklar suça iten temel etkenlerdendir. Özellikle ülkemizde görülen göç kültürü, büyük kentlerde olu an gettolar, ailelerin i sizlikle y k lan umutlar ve içine dü tükleri olumsuz ekonomik artlar bireyleri oldukça zorlamaktad r.

8-Akran etkileri; Özellikle h rs zl k ve kavga suçlar n n arkada gruplar n n etkisiyle düzenlendi i bilinmektedir.

9-Okul etkileri; Ö retmen- ö renciler aras nda yüksek seviyedeki güvensizlik, ö rencinin okula ba l l k seviyesindeki dü üklük, tutars zca uygulanan okul kurallar ö rencilerin daha çok suç i lemesine neden olmaktad r.

10-Dü ük zeka, dü ük okul ba ar s , yüksek okul devams zl ;Suç ile belirtilen nedenler ars nda anlaml bir ba l l k bulunmu tur(Erçetin;2006)

Balc o lu (2005:89), iddet olaylar n n artmas n n nedenlerini öyle s ralam t r:

(32)

kontrolsüz yap la ma ve nüfus art .

2- Son y llarda toplumdaki gelir adaletsizli inin ve yoksulla ma oran n n artmas . 3-1 sizlik olgusunun verdi i güvensizlik.

4- Kültürel yozla ma ve yabanc la ma, arabesk ve fantezi müzik.

5-Sosyal problemlerin çözümünde iddete ba vurma. Aile içi iddetle okulda iddet olgusunun olumsuzluklar .

6-Kalabal k s n flar, rehberlik ve yönlendirmenin olmay , yetersiz e itim alm ki ilerin bu alanda görevlendirilmesi. Ö retmen aç klar n kapatmak için her üniversite mezununun ö retmen olarak istihdam edilmesi.

7- Silahlanma dürtüsünün güdülenmesi, k k rt lmas .

8-E itim ö retim alan nda yarat lan e itsizliklerin ve haks z uygulamalar n artmas . 9-Ortaö retim disiplin yönetmeli inin kat , yasakç kurallar ve tek tiple tirme uygulamalar .

10- Yaz l bas nla görsel medyan n iddet ö eleri içeren program ve haberleri ile düzeysiz, duygusall körükleyen dizi filmler.

11- Gelecekten umudu kesme. Mutsuzluk ve kendine olan güven duygusunu yitirme. 12- Ülkeyi yöneten siyasilere duyulan güvensizlik.

13- Sürekli de i en e itim programlar , ba ar oran n n dü mesi, kalitesiz, ezberci, yar mac , niteliksiz e itim sistemine duyulan tepki.

Ülkemizde çocu a yönelik iddetin bu kadar artmas Polat’a(2006) göre u nedenlere ba lanabilir.

1-Yüksek do urganl k ve özellikle son 10 y lda ya anan h zl göç

2-Ya am kalitesindeki dü üklük, sa l ks z kentle me,kent kültürünün olu turulup payla t r lamamas

3-Sa l k hizmetleri örgütlenmesinin yetersizli i

4-Ülkenin genel olarak ya ad ekonomik, siyasi ve toplumsal s k nt lar

5-Toplumsal kültürde ve aile içinde iddet kullan m n yayg nl , iddetin ola anla m olmas

(33)

6-$iddetin devletten ve toplumda bireye, anne-babadan ve ö retmenden çocu a, sonra çocuk büyüdükçe tekrar aileye ve topluma do ru bir k s rdöngü ile yay lmas .

$iddet, temelde toplumsalla ma süreci içinde geli en bir olgudur. Gencin iddet davran , bireysel faktörlerden, aile, okul, akran grubu faktörlerinden ve toplumsal faktörlerden etkilenir. Bu ba lamda incelendi inde iddetin nedenleri öyle s ralanabilir.

Bireysel Faktörler: Bireysel faktörler, bireyin kendinden kaynaklanan faktörleri içermektedir. Bireysel perspektiften bak ld nda, baz mizaç türleri iddet içeren davran a kaynakl k etmi olabilir. Di er faktörler, tepkiselli i, empati eksikli ini, bireyin kontrolündeki faktörlerin, davran ndan sorumlu oldu u dü üncesini ve

iddetin kurban olma durumunu içerir (Bemak ve Keys, 2000:14-28). Ergenlik döneminde, kolayl kla risk alma özelli i, özellikle di er etkenlerle birle ti inde iddet için güçlü bir belirleyici olmaktad r. Umursamaz bir ergen, duygular n ifade etmede

iddet davran n uygun bir araç olarak görebilir. Sald rganl k ise her ne kadar az bir etkiye sahip olsa da bireysel özelliklerin içinde yer almaktad r. Antisosyal davran ve dü ük zeka da bireysel faktörlerin örneklerindendir (Laufer ve Harel, 2003:235-244).

Akran Grubu Faktörleri: Akran gruplar birey için oldukça önemli bir yere sahiptir. Çünkü arkada l k ili kileri onun ya am nda kendini kan tlama için önemli bir kaynakt r. Gençler, yeti kinli e yakla t kça akranlar n onay n kazanma iste i belirginle ir, akranlar n davran ve standard onlar için önem kazan r. Arkada l k toplumsalla ma sürecinde önemlidir ancak gençlik döneminin özellikleri bu etkiyi art rmaktad r.

Zay f sosyal ba lara sahip olan, yani uygun sosyal etkinliklerde yer almayan ve okulda popüler olmayan çocuklar da, anti-sosyal, sapk n davran larda bulunan akran gruplar nda yer alan çocuklar kadar iddet davran na yönelme konusunda risk grubuna dahildir. Bu iki tür akran ili kisi genellikle birbiriyle ili kilidir. Akranlar

(34)

taraf ndan reddedilen ve sevilmeyen çocuklar, anti-sosyal ya da sapk n davran lar olan arkada gruplar nca kabul görebilirler (Cairns&Cairns, 1991; Elliot&Menard, 1996; Ferguson&Lynskey, 1996; Patterson&Yoerger, 1997. Akt: Laufer ve Harel, 2003:235-244). Üçüncü bir risk faktörü ise çeteye kat lmad r. Çeteye dahil olma, iddet riskini art r r. Bu üç faktör ba ms z etkilere sahiptir. Bazen birbirleriyle ili kilidirler ve ergenlikte iddeti tahmin etmede güçlü belirleyicilerdendir (Thornberry, 1998. Akt: LauferveHarel,2003:235-244).

Aile Faktörü: Toplumsalla ma etmenlerinden biri ailedir. Her ne kadar ailenin davran a olan do rudan etkisinin, ergenlik döneminde yerini akran etkisine b rakt ve böylece, aileyle ilgili pek çok risk faktörünün etkisini kaybetti i söylense de bu dönemde ebeveynlerin yeterli gözetimi yani ergen-ana baba ili kileri önem kazan r (Laufer ve Harel, 2003:235-244).

Yap lan ara t rmalar anne, baba ve ergen aras ndaki ileti imin niteli inin ergenin kimlik geli iminde etkili oldu unu vurgulamaktad r. S cak bir aile ortam n n bulundu u ve ayn zamanda ergenin özerkli inin tan nd aile ortam n n, kimlik ve özgüven geli imine olumlu etkisi oldu u ifade edilmektedir. Benzer ekilde, ülkemizde lise son s n f ö rencileri ile yap lan bir çal mada demokratik bir tutum sergileyen anne-babalar n, ergenin ba ar l kimlik geli tirmesine katk da bulundu u belirlenmi tir

(Çak r, 2001).

Ayr ca baz ara t rmalar, aile içi çat malar n ergen erkekler aras ndaki iddet için risk faktörü oldu unu bulmu tur (Laufer ve Harel, 2003:235-244). Anne efkatinden yoksun büyüyen çocuklar n sald rganl a yatk n oldu u belirlenmi tir. So uk, itici tutumlarla çocuk yeti tirme, sald rganl geli tirmektedir. Çocuktaki sald rganl n da ebeveynde itici tepkilerin olu umuna neden olabilece i, bu durumun da sald rganl daha çok besleyece i bildirilmi tir. Çocuk yeti tirme tarz itibariyle gev ek çocuk yeti tirme tutumuyla birlikte, çocu a kar , itici ve dü manca bir tav r içerisinde olan ailelerde en yüksek oranda sald rgan çocuklar yeti mektedir (Feckbach, 1970. Akt:

(35)

Ayd n, 2004:130).

Pek çok ara t rmac , iddet döngüsünü sosyal ö renme modeliyle aç klamaktad r. Yap lan ara t rmalar, daha önce istismar geçmi i olanlar n olmayanlara göre daha fazla iddet uygulad n , daha sald rgan ve y k c oldu unu ortaya ç karm t r (Lorber ve di erleri, 1984; Matson, 1989; Sobsey, 1994). Ayr ca benlik kontrolü zay f olan, sald rgan davranan ya da iddet uygulayan ana babalar, çocuklar için rol modeli olurlar. Ara t rmalar, sald rgan ana babalar n sald rgan çocuklara sahip oldu unu ana babalar n cezaland r c l ile akran grubu içinde gösterilen sald rganl k aras nda ili kiler oldu unu ortaya koymaktad r (Danziger, 1970:5-6:Akt. Ulu tekin, 1991).

Aileler bazen de çocuklar n n iddet kullanmas n kabul ederek bu tür davran lara katk da bulunurlar. $iddeti aç klarken anne-baba tutumlar na de inen Köknel (2000:40-46)’e göre de çocuk için arkada l , payla may ve sald rganl n bo almas n sa layan en do al etkinlik oyundur. Ancak ço u anne-baba oyun s ras nda çocu un arkada lar na ya da oyuncaklar na kar sergiledi i sald rgan davran lar “aferin”, “iyi yapm s n” ya da “sen de vursayd n” gibi ifadelerle peki tirmektedir.

Buna benzer ekilde çocu un istediklerini ba r p ça rarak, a layarak, vurup k rarak çevresindekilere kabul ettirmeye çal mas da engellenmez ve denetlenmezse ödüllendirilmi olur. Bu durumlar, çocu un sald rgan davran lar benimsemesine ve ki ilik özelli i haline getirmesine neden olabilir. Ayn durum ergenlik dönemi için de

geçerlidir (Köknel, 2000:40-46).

Çocuklarda iddetin ve sald rganl n nedenlerini aç klayan Dodson’a (1993, Akt., Turam, 1996:391-406) göre çocuklar;

• Anne-babalar psikolojik ihtiyaçlar n yerine getiremedikleri ve onda nefret, öfke, iddet duygular n uyand rd klar nda,

• $iddete ba vuran anne-babalar n taklit etmeleriyle,

(36)

babalar kar ç kmad nda,

• Genel olarak iddet duygular n uygun ekilde bo altma olana bulamad klar nda iddete yönelebilirler.

Okul Faktörü: Ergenlik döneminde ailenin yan nda, okulun da ergen üzerinde önemli etkisi vard r. Okulda genç, yeti kin, e itimci ve okulun idari personeli yan nda akran gruplar yla da önemli etkile imlere girmektedir. Okulun yap sal özelli i,

ergenlerin daha önce aileleri ile olan anla mazl klar n tekrarlatabilmektedir ve bu da yeni krizlere yol açmaktad r (Berkovitz, 1987. Akt. Duman, 2000:2-21).

Çocuklardaki iddet davran lar n n s kça gözlendi i ortamlardan biri olan okulda, kimi zaman bireyin kendine ya da ba kalar na zarar verici bir davran ortaya

ç kmadan anla lamamaktad r. $iddet e ilimi olan çocuklardaki belirtiler genel olarak, 1- 1çine kapanma,

2- Sürekli yaln z kalma ve terk edilme duygusu, 3-$iddetli reddedilme duygusu,

4-$iddete maruz kalm olma, 5-A a lanma duygusu,

6-Dü ük akademik ba ar ve derslere ilgisizlik, 7-Yaz lar nda ve resimlerinde iddeti i leme, 8-Öfkesini kontrol edememe,

9-Sürekli ba kalar na vurma, a a lama ve rahats z etme, 10-Ho görüsüzlük ve önyarg l olma,

11- Geçmi te disiplin sorunlar ya am olma ve iddet davran lar göstermi olma, 12- Alkol ve madde kullanmad r (Early Warning Timely Responses: A Guide to Safe School, 1988, Akt., Kepenekçi ve Özcan, 2002).

Toplumsal Faktörler: Tezcan (1996:105-108), iddetin bugün toplumsal bir sorun oldu unu, çevreden kaynakland n ve engellenme sonucunda ortaya ç kt n

belirtmektedir. Tezcan, geli mekte olan toplumlarda bireyin kendini gerçekle tirme ve geli tirme konular nda k s tl olanaklara sahip oldu unu, bu durumun bireyin

(37)

yarat c l n engelledi ini ve bireyin kendini kan tlamak için iddete yönelmesine yol açt n ifade etmektedir.

Ekonomik ve toplumsal de i imlerle, göçün ya anmas yla, büyük oranda

parçalanm ya da tek ebeveynli ailelerin bulunmas yla, yeti kinlerin sosyal kontrol üzerinde etki sahibi olmay yla karakterize edilen toplumlar, düzensiz toplumlard r.Bu çevrelerdeki ergenler yaln zca okul sonras kendileri iddet uygulamayacak , ayn zamanda çevredeki yeti kinlerin ve çetelerin iddetine u rayacakt r. Bu ergenlerin, ya ad çevrede okul d etkinlikler k s tl d r, i olanaklar azd r ve ya ad klar yer bu tür olanaklar onlara sunacak güce sahip de ildir. K saca, yoksullukla birlikte göç olay n n ya and , parçalanm ailelerin yo unlukta oldu u düzensiz çevre ergen

iddetini belirlemede güçlü bir risk faktörüdür (Bursic ve Grasmic, 1993; Sampson ve di erleri , 1997; Wilson, 1987 Akt. Laufer ve Harel, 2003:235-244).

Ate li silahlara ula m, gençlerin iddete yönelimini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir. Amerikan Psikologlar Birli i’nin Amerika’da yapt ara t rmaya göre yakla k 270.000 ö renci her gün okula silah ta maktad r. Yine, ergenlerin rahatl kla alkollü içeceklere ula abildi i toplumlar da risk grubunu olu turmaktad r

Bütün bunlarla birlikte toplumlar n sahip oldu u kültürel özelliklerin de iddete etkide bulundu u dü ünülmektedir. Köknel (2000:152-182), toplumumuzda

“delikanl l k” ya da “kabaday l k” ad alt nda sald rganl k içeren davran lar n birer erkeklik özelli i olarak ho görüldü ünü ve bu davran lar n birer ki ilik özelli i haline geldi ini belirtmektedir. E itim yöneticisi olarak bask , korkutma ve dayak da benzer etkiyi yaratmaktad r.

4-Okullarda görülen &iddet olaylar%yla ilgili ara&t%rmalar

E itim-Sen’in de ba l oldu u ETUCE’nin 1999 y l n n $ubat ay nda Okullarda $iddet ad nda bir 18 ülkede 39 sendikal örgütün kat ld bir sempozyum düzenlenmi ,

(38)

düzenlenen sempozyumun sonunda bildiri kitab bas lm t r. Bu kitapta iddetin nedenlerinin çok tarafl oldu u vurgulanarak psikolojik ve pedagojik etkenlerin ö renciyi bireysel olarak etkileyen faktörler oldu u belirtilmi tir. Aileden kaynakl ve toplumsal nedenlerin yan s ra okul kaynakl nedenler olarak da güven yoksunlu u ve medyan n etkisi belirtilmi tir. Ö retmenlerin çat ma çözümü konusunda e itilmesinin ve müfredat kapsam na çat ma e itiminin al nmas n n önemi vurgulanm t r.

Ayn toplant da Bordeaux Üniversitesi’nde e itim profesörü olarak çal an Eric Debarbieux’un Fransa’da yapt çal ma sonucunda y da 50-70 aras nda cinayet i lendi i, 1960’larda 500.000 suç i leniyorken ve ikayetlerin %80’i çözülüyorken bugün y lda 3.700.000 suç i lendi i ve ikayetlerin%80’inin çözümlenemedi ini saptam t r.(E itim-Sen;2006)

$iddetin okullar m zda ne boyutta oldu una dair ara t rmalar ise öyledir.

Ankara'da bir ilkö retim okulunda gerçekle tirilen çal mada ö rencilerin dövme gibi davran lar iddet olarak alg lad klar , çevrelerinde en fazla iddetin sokak ve televizyonda oldu unu dü ündükleri, erkek ö rencilerin daha fazla iddet uygulad klar ve iddete maruz kald klar belirlenmi tir (Özcebe ve Di erleri 2006).

Ankara'da dört ilkö retim okulunda yap lan bir ba ka çal mada, her üç ö renciden birinin düzenli olarak zorbal a u rad , zorbal k yapan grupta erkek ö rencilerin oran n n yüksek oldu u, ö rencilerin en fazla sözel, daha sonra fiziksel ve dola; zorbal a maruz kald , zorbal n en çok teneffüslerde gerçekle ti i, ö rencilerin % 20 'sinin zorbal a u rad n kimseye söylemedi ini, zorbal kla kar la an ö rencilerin en çok arkada lar ndan destek gördü ü ortaya konmu tur (Pi kin, 2006).

1997-2005 Y llar Aras nda 1stanbul'da Ö retmenlerin Ö rencilere Uygulad $iddetin 1ncelenmesi'ne ili kin di er bir çal mada ö retmenlerin en fazla cetvel gibi araçla dövme kaba davranmak, hakaret etmek, darp, bask yapmak, tehdit etmek ,tacizde bulunmak gibi iddet davran gösterdikleri, 45-49 ya aras ö retmenlerin di erlerinden daha fazla iddete ba vurduklar , en çok 6. 7. ve 8. s n ftaki erkek ö rencilerin iddete maruz kald klar belirlenmi tir(Merdo lu;2006)

(39)

ilkö retim kurumlar nda suç, suçun nedeni ve önlenmesine ili kin alg lar n ö renmeyi amaçlayan bir ara t rma yap lm t r. Ara t rmada suç tan m n n hukuksal boyutunun yan s ra toplumsal örf ve adetler göz önüne al narak yap ld tespit edilmi tir. Bu yöneticilerin okuldaki iddet olaylar n n alg lay lar aç s ndan önemlidir. Yine ayn ara t rmada okulda en s k kar la lan “suç” un h rs zl k, kavga, yaralama, küfür etme, okula kesici alet getirme, uyu turucu oldu u ortaya ç km t r.Ara t rmaya kat lan

yöneticilerin olaylar emniyete aksettirmeden çözme yoluna gittikleri ortaya ç km t r.(Erçetin;2006)

E itim sistemimizde dayak geleneksel cezaland rma yöntemi olarak kullan lmaktad r. Yap lan bir çal mada dayak yeme olgular n n s n f içinde gözlenme s kl her gün %10 iken haftada %25’tir. Buda bize her 4 çocuktan birinin haftada bir kez mutlaka dayak yedi ini gösterir. Tokat atma, kulak ve saç çekme, tebe ir, silgi f rlatma olaylar %25 oran nda görülürken, sopa ile dövmenin %14 oran nda görüldü ü saptanm t r.(Polat,2006)

2005-2006 ö retim y l nda Türkiye’deki çe itli okullarda ya anan iddet olaylar ndan baz örnekler;

…..“Ö retmenimiz bize vurmak iste imde dayak yasak diye ba r yoruz.O zaman ö retmenimiz elimizi aç p içine tükürüyor.”(Ankara’da ilkö retim 8. s n f ö rencisi)

“Ö retmenimiz bizi tahtaya kald r p problem çözdürüyor. E er çözemezsek yüzümüze tebe irle çarp yap yor”(1stanbul’da 7. s n f ö rencisi)

“Ö retmenimiz bize vuraca zaman aya m za bas yor ki kaçamayal m” (1stanbul’da 7. s n f ö rencisi)……(E itim-Sen;2006)

Bu örneklerden de bir kez daha anla labilece i gibi iddetin okullar m zda ö retmenlerimiz taraf ndan ceza olarak kullan lmas oldukça yayg n. E itimciler genel olarak kalabal k s n f ortam n n, göç sonucu olu an ara kültürün, disiplin yönetmeli indeki bo luklar n, ailelerin tercihinin, geleneksel yeti tirili biçimlerinin ve ba ka çarem kalmad gibi yakla mlar n okulda ö rencilere kar iddet gösterilmesinin nedeni oldu unu belirtiyorlar.

Ö rencilerin okulda fiziksel olarak cezaland r lmas , yasa ve yönetmeliklerimizle de engellenmeye çal lmaktad r. Ö renciye fiziksel zarar veren ö retmenin maa

(40)

kesilme, uyar gibi cezalar alabilece i 4357 say l yasan n, 6. maddesinin b bendinde , 1702 say l yasan n 20 ve 22. maddelerinde de aç kça belirtilmektedir. Ayn yasan n 27. maddesi gere ince ö renciye cinsel tacizde bulunan ö retmen meslekten ç kar lma ile cezaland r lmaktad r. Millî E itim Bakanl Orta Ö retim Kurumlar Ödül ve Disiplin Yönetmeli inde de ö rencilerin bir ba kas n n iffet ve namusuna tecavüz etmeleri, ki ilere eziyet etmeleri ve i kence yapmalar örgün e itim d na ç kmay gerektiren davran lardan biri olarak belirtilmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 414-417. maddeleri de çocuklar n namusuna sald r olmas durumundaki a r hapis cezalar n tan mlamaktad r.

Ç1KORED ( Çocu u 1stismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derne i) yapt çe itli çal malarla çocuk- iddet-suç üçgenin boyutlar n bize sunmu tur. Bu çal malara göre 6-12 ya aras ilkokul ö rencilerini cezaland rma yöntemi olara dayak %85 oran nda tercih edilmektedir.

S1AR(1985) taraf ndan yap lan ara t rmada her iki ki iden birinin çocuklar n dövülmesinden yana oldu u belirtilmi tir. Toplumumuzun %42’si terbiye için çocu a ceza verilmesi gerekti ini dü ünmektedir. Bu cezalar içinde en fazla %68 ile dayak birinci s rada yer almaktad r.

Dayak konusunda anne-baba ve ergenin tutumlar ile ilgili olarak lise ikinci s n f ö rencileri üzerinde yap lan bir ara t rmada k zlar n % 7’si, erkeklerin % 17’si, annelerin % 28’i ve babalar n % 31’i olumsuz bir davran kar s nda çocuklar n dövebileceklerini vurgulam lard r.(Oskay;1986)

Ö retmenlerin çocuk istismar konusundaki tutum ve yakla mlar n belirlemek amac yla yap lan bir ara t rmada; e itim eksikli i %68, ekonomik yetersizlikler % 62, istismarc n n genel özellikleri % 52, geleneksel de er yarg lar % 43, sa l k kurumlar n n yetersizli i % 6, toplumsal de i me %5, yasal bo luklar % 2 ö retmenlerin çocuk istismar na neden olarak gördükleri olgulard r.(Sözuduyar;1989)

Bilir ve arkada lar n n 1991 y l nda yapt klar bir ara t rmada k zlar n% 62.4’ü, erkeklerin % 62.9’u fiziksel ceza alm lard r. En fazla cezaland r lan ya grubu% 67.3 ile 7 ya grubudur. Bu ya ayn zamanda okula ba lama ya d r.4-12 ya grubu ö rencilere fiziksel ceza veren annelerin%73ü 21-30 aras ndad r. Bu annelerin

(41)

%63’üokur- yazar yada sadece ilkokul mezunudur. Ev han m olan annelerin %65.9’u ve çal an annelerin %45.8’i çocuklar na fiziksel ceza uygulamaktad r.

5- iddet ve Medya

Bu konuyu ayr bir ba l k alt nda incelemenin özellikle televizyonla geçirdi imiz zaman ve medyan n engellenemez toplumsal gücü göz önüne al nd nda yararl olaca görü ündeyim.

Medya, yayg n olarak gazete, radyo, televizyon gibi kitle ileti im araçlar n n tümünü kapsayan, ifade eden bir kavramd r ve medya için a a daki ifadeler kullan labilir; (Güz 1996).

- Medya, bir güç kayna olarak toplumdaki yenilikleri ve yönetimi kontrol eden bir vas tad r ve ulusal yada uluslar aras düzeyde halk n hayat n etkileyen role sahiptir. - Sanatta, modada, norm ve kültürün geli mesi ve de i mesinde önemli rol oynar. - Bireyler için sosyal hayat tasvir etmenin ve tan mlaman n bir kayna oldu u gibi toplum ve sosyal gruplar n yarg lar n , birlikteliklerini haber ve e lenceyle kar m olarak anlat r.

Medya, do as gere i insan zihni ile do rudan temas halindedir. 1leti im fonksiyonu, alg lama i leviyle gerçekle ir. Disiplinler aras bir bilim olarak kabul edilen ileti im bilimi,sosyal psikolojiden siberneti e; antropolojiden göstergebilime geni bir disiplinler yuma içinde çal maktad r ( Topçuo lu 1996 ).

Medya, özellikle de televizyon, yasam n ayr lmaz bir parças d r. Fakat, medya hakk nda olumlu-olumsuz pek çok dü ünce ileri sürülmü tür. Etkileme ve yönlendirme gücüne sahip olan medyan n topluma ve bireylere kars sorumluluklar olmal d r.

Günümüzde, görsel medyadaki içeriklerin, çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri tart lmaktad r. Televizyon, bu tart malar n merkezinde yer almaktad r ve iddet içerikli yay nlar n olumsuz tesirleri ele tirilmektedir. Yap lan ara t rmalara göre, haftada 400-500 dizi çe itli kanallarda gösterilmekte ve bu dizilerin 200’den fazlas

iddet içeriklidir. $iddet içerikli bu dizilerde islenen tema sudur: “Sald rgan olmazsan z yada sald r da bulunmazsan z sorunlar n z çözemezsiniz. Toplumda sald rganl k, sorun

Referanslar

Benzer Belgeler

Konuyu bu yolda sınırla­ makla, son elli yılın etkin sanat­ çılarından ve bilim adamların­ dan biri olan Cevdet Kudret’in yazınsal kişiliğinin bir yönüne

The aim of the present study is to verify the regulatory relation of AR, IL-6 and their down stream expression of connective tissue growth factor (CTGF), type I collagen (Col I)

根據推廣 RFID 標準發展的 EPCglobal Taiwan 指出: RFID 雖然已經有數十年的歷史,但是企業成熟導入

5.有效的控制方法及注意事項: 5.1 以藥皂或香皂洗澡並配合熱水浴浸泡 10 分鐘,然後塗抹醫師所開立的抗疥劑,一 般治療三天即可見效。

Çevresel sürdürülebilirlik çerçevesinde benimsenen yeşil işletmecilik ve yeşil yönetim anlayışı, işletmelerin faaliyetlerini doğal dengeyi koruma amaçlı,

Ahmed Refik Altınay... Ahmet Refik

Tablo 4.2.17’ye göre; sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilmesiyle uygulanmaya başlayan İngilizce dersinin 4.sınıftan itibaren uygulanışında problem olduğunu düşünen

Bulgularımıza göre en fazla ağrı yakınmasına neden olan vücut bölgesi omuz olmakla birlikte, bel bölge- sinde hissedilen ağrıların %34.4’ü çok şiddetli ağrı- lardı..