• Sonuç bulunamadı

Anabilim dalımız kurucusu Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver (17 Şubat 1898 doğm. İst. - 14 Şubat 1986 ölm. İst.)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anabilim dalımız kurucusu Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver (17 Şubat 1898 doğm. İst. - 14 Şubat 1986 ölm. İst.)"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

t t

-

SSr2 S-

î

- 3

ANABİLİM BALIM IZ Kİ ISI <1 S I

Ord. Prof. Dr. SÜHEYL ÜNVER

(17 Şubat 1898 doğm. İst. -1 4 Şubat 1986 ölm. İst.)

Ahmet Süheyl Ünver 17 Şubat 1898 Hicri 26 Ramazan 1315, Rumi 5 Şubat 1313'te Haseki Bostan Hamamındaki evlerinde İstanbul'da doğdu. Kadir topları atılırken kolaylıkla doğduğundan kendisine Ahmet Sehil adı verildi. Babası Posta Telgraf Nezâreti İstanbul Muhaberat-ı Umumiye müdürü Tımovalı Mustafâ Enver Bey, büyük babası Tırnova eşrafından ticaretle meşgul ve resim yapan Daizade Hacı Mehmet Efendi'dir. Annesi Hattat Şevki Efendi’nin kızı Safiye hanımdır.

Çocukluğu Sarıyer'de geçmiştir. İlk hocası babası medrese mezunu idi ve ilk eğitimini babasından aldı. Manba-ül İrfan Rüşdiyesinde ilk tahsilinin 3. Sınıfına kaydoldu. 10-12 yaşında iken hoca kendisi anlatırdı, dilinde tutukluk varmış. Annesi bu tutukluğu Bayrampaşa türbesindeki anahtarla açtırmış ve

(2)

böylece telkinle tedavi olmuş, buluğ çağında dilindeki tutukluğu tamamen geçmiş. Süheyl Hoca Rüştiye mektebinde okurken Sehil olan adının Fransızca karşılığını beğenmediğinden Süheyl'e çevirmiştir. 1912 de Mercan İdadisine imtihanla geçti ve 1915 ’te lise tahsilini Mercan İdadisinde tamamladı ve 1915’te Askeri Tıbbiye'ye girdi. Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye'den 1916 Haziran'da Darülfünun Tıp Fakültesi’ne geçti. Numarası 1763 tür. Ayrıca 1916 da Medreset-ül Hattatin'e giderek ebru ve tezhip sanatı öğrendi ve 1923 te birin­ cilikle diploma aldı.

Tezhibi Yeniköy'lü Nuri Bey'den, ebruyu hattat Necmettin Okyay'dan, sülüs ve nesih yazıyı eniştesi hattat hacı Haşan Rıza Efendi'den öğrendi. 1920’de Darülfünun Tıp Fakültesinden mezun oldu ve 1921 de dahiliye stajını tamamlayarak 10 Nisan 1337/ 1918 de 3313 no.lu diplomayı aldı. Diploma tescil tarihi 10 Mart 1930, no.su 2601(267) dir.

Süheyl hoca, ailesine maddi yardımda bulunabilmek için, Tıp Fakültesi öğrencisi iken boş zamanlarında bir tabelacının yanında tabela yazmış, 1919- 1920 yıllarında iki özel okulda, Şems-ül Mekâtip ve Mekteb-i Güzin'de hüsn-i hat, resim ve ahlâk konuşmaları (Müsahebat-ı ahlakiye) hocalıkları yaptı. İç hastalıkları stajım Bezm-i Âlem Valde Sultan Vakıf Gureba Hastane­ sinde Dr. Hacı Kemal Bey'in yanında yaptı ve bu sırada Türkiye'de ilk defa Rize'li bir kayıkçıda ankilostom yumurtaları görüldüğünü bildirdi. 21 Ağustos 1923’te Gureba Hastanesi Seririyat-ı Cildiye ve Efrenciye asistanlığına imti­ hanla ve 400 kuruş maaşla tayin edildi, burada iki sene çalıştı. Aldığı ihtisas belgesini tescil ettirmedi. 15 Mayıs 1923 te Dar-ül Hilâfet-ül Aliye medreseleri tabibliğine atandı, burası lağvedilinceye kadar 10 ay çalıştı. 1920-1925 arasın­ da divan tarzında şiirler yazdı, küçük bir divanı da vardır.

13 Haziran 1924'te Haseki Hastanesi Seririyat-ı Dahiliye ve İntaniye asistanlığına tayin edildi ve 1927 tarihinde ihtisasını tamamladı. Birinci sınıf dahiliye ihtisas belgesini Dr. Haşan Vasıf Somyürek'ten aldı. İhtisas belgesi no.su 227/2601 dir ve 21 Mayıs 1932 tarihlidir. 6 Aralık 1925’te Haseki de ihtisasını yaparken, İstanbul Sanayi Mektebine hekim ve Hıfzısıhha muallimi olarak da atandı. Bu mektebin matbaasında 1927’de 113 sayfalık ve 28 resimli “Sınai Hıfzısıhha” adlı kitabı çıkardı. 1927 Ekim'de Tedavi Kliniği hocası Ord. Prof. Dr. A. Muhtar'm desteğiyle Paris’e gitti. Paris'te Pitié Hastanesinde Prof. Dr. Marcel Labbé'nin yanında beslenme ve hazım cihazı hastalıkları üze­ rine çalışmağa başladı. Marcel Labbé ile birlikte diyabet koması üzerine bir çalışma ve Marcel Labbé ve F. Nepveux ile birlikte ammoniuri üzerine bir çalışma yaptı. 2 sene boyunca Paris'te yaptığı çalışmalar yurda dönünce yayın­ landı. 1929'da Viyana'da Prof. Luger'in yanında 3 ay çalıştı ve 1929'da İstan­ bul'a döndü. Sanayi Mektebindeki muallimliğine devam etti.

(3)

1930'da Seririyat-ı Tedaviye ve Farmakodinami müderris muavinliği imtihanına girerek kazandı ve vazifesine başladı. 1932'de Tedavi Seririyatı ya­ yınlarından Koproloji adlı kitabını neşretti. Bu yıllarda tıp ve kültür tarihi üze­ rine de çalışmaya başladı. 1932 yılı Eylül'de 9. Uluslararası Tıp Tarihi Kong­ resine memleketi temsilen tıp fakültesi tarafından Romanya'ya gönderildi.

Eşi Miizehher Ünver, oğlu Aydın Ünver ve kızı Gülbün Mesara ile Kalamış'taki evinde.

25 Ağustos 1932'de Müzeyyen hanımla evlendi. 1933 üniversite refor­ munda Tıp Tarihi ve Deontoloji kürsüsü hocalığına tayin edildi. Türkiye'de ilk Tıp Tarihi Enstitüsü ve Müzesini kurdu ve bu enstitünün başkanı oldu. 1934 senesinde Divan yolunda muayenehane açtı ve 13.00-17.00 saatlerinde hasta kabul etti. Muayenehanesini 1956 da kapattı. 1935 yılından itibaren F.N. Uz­ luk ile birlikte 3 ayda bir çıkan Türk Tıp Tarihi Arkivi adlı dergiyi yayınladı. Bu dergi 1943 yılı sonuna kadar yayınlandı. 1936 yılında Güzel Sanatlar Aka­ demisi Türk Minyatürü hocalığı görevine başladı ve bu görevini 1956 yılına kadar sürdürdü. 1939’da profesörlüğe, 1954'te ordinaryüs profesörlüğe yük­ seltildi. 18 Mart 1951 de Tıp Tarihi Enstitüsünde Dr. A. Süheyl Ünver Arşiv ve Kütüphanesini kurdu, t. Tıp Fakültesi’ne 3000 kadar yazma eser ve basma kitap ve 5000 civarında sanat eseri örnekleri ve binlerce not bırakmıştır. S. Ün­ ver Hoca Türk bilim adamlarını batıya tanıtmak için çeşitli yayınlar yapmıştır. 1932’de Romanya’da 9uncu, 1935'te Madrit'te lOuncu, 1938'de Yugoslavya'­ da llinci Uluslararası Tıp Tarihi Kongrelerinde ülkemizi temsil etmiştir.

İkinci Cihan Harbi’nden sonra Atina, Belgrad ve Bükreş'te Balkan Tıp Haftalarına iştirak etmiştir, 1951 de Mısır'a 1952'de İbn-i Sina'nın birinci yıl

(4)

toplantısına murahhas olarak Bağdat’a, 1954'te Şah Muhammed Rıza Pehle- vi'nin özel davetlisi olarak İran'a gitmiştir. 1958-1959 senelerinde bir yıl A.B.D.’de Columbia Üniversitesi’nde ziyaretçi profesör olarak çalışmıştır. Amerika'daki ilmi çalışmalarını ve görüşlerini 67 defterde yazmış ve 13 Türk sanat sergisi açmıştır. Yurda dönerken, Roma Üniversitesi Fen Fakültesi da­ vetlisi olarak 10 gün İtalya'da kalmıştır. 1968 de iki ay Hollanda Leyden Üni­ versitesi Kütüphanesinde Şark yazmaları bölümünde 3500 türkçe ve arapça kitap incelemiş, Londra'da 15 gün Wellcome Tıp Tarihi ve Müzesi Kütüp­ hanesinde ve diğer müzelerde araştırmalarda bulunmuştur. Hollanda'dan dönüşte Münih Devlet kütüphanesinde Türkçe yazmalar bölümünde inceleme­ lerde bulunmuş ve izlenimlerini 27 defterde toplamıştır.

Ayaktakiler (soldan sağa): Rengin Dramur, Nil Sarı.

Oturanlar (soldan sağa): Ülker Erke, Emine Atabek ve Hocamız S. Ünver.

Hoca, Tıp Fakültesi profesörler kurulu ve genel kurul toplantısına muntazam devam etmiş ve kürsü yönetimi dışında hiç bir idari görev almamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ikiye bölündüğü zaman Süheyl hoca Cerrahpaşa Tıp Fakültesini tercih ederek bir çok kıymetli kitap, eşya ve dosyanın diğer fakültede kalmasına rağmen Cerrahpaşa Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsünü kurmuştur. S. Ünver’in yanında yetişen asistanları: Dr. Hamza (1933-1937), Dr. İhsan Ünal (1938), Dr. Saffet Kızıldağlı (1941), Nezihe Ayaydın (1949), Dr. Bedı N. Şehsuvaroğlu (1959), Dr. Rauf Aybay (1956), Dr. Emine M. Atabek (1957), Dr. Sırrı Akıncı (1961), Dr. Nurhan Ertem (1961 )’dir. Adı geçen hekimlerden Dr. B. Şehsuvaroğlu ve Dr. E. M. Atabek profesör, Dr. S. Akıncı doçent olmuşlardır.

(5)

S. Ünver 1973'te emekli olmadan önce Nil Akdeniz Sarı’yı asistanlığa almıştır ve 1973'te emekli olunca Nil Sarı çalışmalarını E. Atabek hoca ile yürütmeğe devam etmiş ve N. Sarı 1983 te doçent, 1988 de profesör olmuştur. S. Ünver 1973 te emekli olduktan sonra kürsüsüne gelmeye ve gençleri yetiştirmeye gayret etmiştir. Ben de 1976 da Emine hocaya asistan olduktan sonra Süheyl hoca bir çok konudaki araştırmalarımda yardımcı olmuş ve fikir­ lerini belirtmiştir.

S. Ünver Hoca, Nil Sarı, Rengin Dramur, Gül Akdeniz.

N. Sarı ve ben S. Ünver hoca ile bir çok araştırma gezisi yapmıştık. 1978 de Bursa kütüphanelerine Süheyl hoca çalışma yapmak için gitmişlerdi ve ben de hocanın tıp fakültesinden öğrencisi olmuş annemle hocanın bulunduğu kütüphaneye gitmiş ve görüşlerini dinlemiştik.

; Ord. Prof. Dr. S. Ünver’in sayısı 2500’e ulaşmış yayınlarının listesi iyi bir şekilde tesbit edilmiştir. Bunlar: Osman Ergin'in “Dr. Süheyl Ünver Bibliyografı-1 1941 ve 2 1952” , Gönül Özdemir, Belma Tanyeri ve Tülay Ölez'in “Dr. A. Süheyl Ünver Bibliyografyası 3 ” , 1972 ve Op. Dr. Cevat Yalın'm Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in Bibliyografyası 4 1985 adlı eserlerinde toplanmıştır. Yabancı dildeki yayınlarının listesi de Gönül Özdemir'in “Garp dillerinde Dr. A. Süheyl Ünver Bibliyografyası 1970” kitabında bulunmaktadır. 18’i yabancı olmak üzere birçok derneğin üyesi idi ve bir çok ödüller kazan­ mıştır.

(6)

Romanya ve Yunanistan tarafından İstanbul tarihi konusundaki çalış­ maları, Kuveyt tarafından da İslâm tıbbına yaptığı hizmetler nedeniyle altın madalya ile mükâfatlandırılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da kültür ve sanat alanında yaptığı büyük hizmetler nedeniyle 1985 Kültür ve sanat büyük ödülüne lâyık görülmüştür. Ord. Prof. Dr. S. Unver iyi bir hekim, çok kıymetli bir tıp tarihçisi, sanatkâr, ressam, araştırmacı, folklorcu ve titiz bir arşivcidir. Türk tıp tarihine, kültürüne ve geleneksel tezhip ve minyatür sanatının gelişmesinde büyük hizmetler yapmıştır. Bir kızı ve bir oğlu vardır: Gülbün Mesera ve Aydın Ünver ve 4 torunu vardır. Oğlu Aydın Ünver tekstil mühendisidir. Kızı Gülbün Mesara Türk Süsleme Sanatı Tezhip ve minyatür hocasıdır ve babası onu çocukluğundan itibaren yetiştirmiştir ve gelini Dürdane Ünver'de hocanın tezhip ve minyatür alanında yetiştirdiği öğrencilerindendir. Damadı Reha Mesara Y. İnşaat Müh. ve iş adamıdır.

Hoca, tezhip dersinde.

Gülbün Mesera hocamız S. Ünver’in vefatından sonra İ.Ü. Cer. Tıp Fak. Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabiiim Dalı'nda Türk Tezhip ve minyatür süsleme sanatı atölyesinde Kültür bakanlığınca atölyenin hocalığı görevine atanmıştır. S. Ünver hocanın kızı ile birlikte, süsleme sanatında yetiştirdiği diğer hocalar ve öğrencileri: Ülker Erke, Azade Akar, İlhan Gökşen, Jale Yılmaz, Melek Antel, Cahide Keskiner'dir.

Kaynaklar:

- Mesara, Gülbün (kızı) sözlü kaynak

6

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

III — Edirne sarayı cedidi âmiresi nammdaki Rifat Osman eserinde bu kasrın mliteaddid iç ve dış resimleri, plânı ve gayet mühim bir faslı vardır.. En esaslı vesikalar

Öğretmen görüşlerinin cinsiyete göre değişip değişmediğini test etmek amacıyla yapılan “t-testi” (p&lt; .05)’ten büyük olduğu için sonuç anlamlı

ii'îİGyen sesin i

Astarciyanın Arapça olarak neşrettiği (Ermeni Milletinin Tarihi) adlı eserinden aynen tercüme

Bir sanatçı kendi kendine var değildir, bir kültür toplulu ğunun içinde sürekli bir varlık kazanabilir, kendisi öldükten sonra gelecek kuşaklar onur: sesine

Cevad paşaya gelinceye k a d ar A bdülham id devrinde m ütercim Riiştü, M ithat, Ethem, Ham di, Vefik, Sadık, Saffet, Tunuslu H ayreddin, A rifi, Küçük Said,

Haşmet Uzbilek ise şehre gez- mek için gelen herkesin yolunun düştüğü isimdir fakat asıl önemlisi yani şehre gelen profesörle şehirde yaşayan lise hocasını

1913 yılında İstanbul’da doğan, 1950-1971 yıllan arasında Devlet Resim ve Heykel sergilerine katılan, çoğu yurt dışında 6 kişisel sergi açan, Viyana’da