• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet devrinde Çukurova

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet devrinde Çukurova"

Copied!
80
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

r r 5 İ İ Î 0

Adana Halkevi Dergisi “ Görüşler „ in,

Cumhuriyetin Onbeşinci yıldınömü onuruna,

özel sayısı ve Adana Halkevinin yurddaşlara

bayram armağanıdır.

I

\

i’-/

(3)
(4)

C E L Â L B A Y A R

(5)

ŞUKRU KA YA

İç işleri Bakanı ve

(6)

TEVFÏK HÂDÏ BAYSAL

Seyhan Valisi ve

(7)

Y U SU F ZIYA ÖZBAKAN

(8)

CUMHURİYET 15 YAŞINDA

S

okaktan insan akıyor. Kalabalık, bay ram yerine doğru gidiyor.

— Bayram yeri neresi ?

— Nerde sevinç duyuyorsan orası.. Bugün bayram yeri 172 bin kilometre murabbamda bir yerdir. Kanların, canların; genç, ihtiyar ve çocuk kahramanların bahasına olarak elimizde kaldı. O ucuza malolmuş yurtlardan değildir. Şimdi sen bana söyle, bayrama sevincimizin neresinden başlıyalım?

§

Başların üzerinde okadar çok bayrak var ki bu geçiş insanların değil bayrakların geçişi gibidir. Ve hakikaten insanların değil yükseldikçe güzelle­ şen kırmızı beyaz bayrakların, on beşinci yıl d ö­ nümü şerefine, geçit törenidir bu.

Bir ışık menbaının yanışiyle yanan bu bayrak onuncu yılda da böyle yanmıştı.. Yirminci yılda da böyle yansın.

§

İki genç, “bayrağı sen taşıyacaksın, ben taşı­ yacağım ,, diye münakaşa ediyordu. Ben kendi elim­ deki bayrağı bu “şayanı hürmet,, bulduğum müna­ kaşanın kahramanlarından birine armağan ettim. Bayrak onun Cumhuriyetle yaşıt genç eline ne kadar yakıştı.

§

Şu kalabalık, kimin önünden, niçin geçtiğini biliyor.

Bu gidiş on beşinci yılın kutlanması değil on beşinci konağı aşan yolcuların yirminci konağa doğru azimle, erkek yürüyüşiyle ve yeminle gidiş­ leridir.

Bu gençlerin tuttuğu bayrak yere düşmez. Onların “yaşasın!,, dediği yaşar.

(9)

olmaya mecburdur ve onlar yanlış istikamete git­ mez.

§

Bayram kargaşalığında bir küçük çocuğa soru­ yorlar:

— Hangi okuldansın küçük? — Cumhuriyet okulundanım amca.

Ve ben düşünüyorum ki hepimiz o okuldanız, dersimiz bir, hocamız bir. Şu kalabalık oradan geliyor, oraya gidiyor; orada öğrendi, orada ö ğ ­ retti... O rada duydu, orada gördü.

§

Bir kafile bu bayramı yerde değil gökte kut­ luyor.

Ey on beşinci yılı yükseklerde kutluyanlar, yirminci yılı daha yükseklerde kutlayınız.

§

Cumhuriyetle yaşıt çocuklardan biri akşam bayram dönüşünde elini uzattı ;

— Baba, dedi, elimi sık; bu el cumhuriyetin onbeşini yıldönümünde bayrak taşıdı.

V e baba çocuğunun elini sayğıyla sıktıktan sonra

— Ayni el gece de meşale taşısın yavrum, dedi.

§

Muharrir 15 inci yıl için bayram duygularını yazıyor. Bayram ve bayrak kelimeleri sık sık g e ç ­ mekte. Muharririn eli alkışıtan, yüreği heyecandan yorgun., ve kalemi “bayram,, yerine “bayrak,, , “bayrak,, yerine “bayram,, yazıyor.

A SY A

(10)

Y

üzüm üz G eriye Değil

İleriye Dönmüştür.

Cumhuriyet Türkiyesi adımlarını ileriye, insanlığın yücelik yoluna atıyor.

Yazan :

DURMUŞ TÜRKMENOĞLU

Seyhan Nüfus Müdürü

//

u

B

iz dünkü dünyadan yüzümüzü çevirdik, yeni bir dünyanın insanları olduk. Artık o eski ve kara günlerin defterini kapadık. Bahtımıza yeni bir am el defteri açıldı. Başımızda çok büyük insan olan Atatürkün bize açtığı yolda ayağımızın tökeziyeceği ne bir taş var, ne de ayağımıza batacak kara bir diken. Hayat yolumuz her türlü belâ­ dan, tehlikeden kurtulmuş düpe-

¡¡p-düz yoldur.

Böyle ayıklanmış bir yolda durmadan çalışıp insanlığımızın varlığından, veriminden başka meselemiz yoktur. Dünkü kara ve kızıl günlerden sonra elimizde kalan müstakil ve kuvvetli Türk ülkesinde bundan 15 yıl evel yeni bir dirilik güneşi doğmuştu. Çünkü,

bu milletin varlık desteği olan, Türk ulusunun yıllaıdanberi dört gözle beklediği ulu hakkı o büyük Atatürk verdi. Ve milletin ulu kurtarıcısı tam 15 yıl evel Türk ulusunun cum­ huriyetini ilân etmişti.

Ey Atını Şahlatan,, şirinden

Şu vatanı kurtardık kazmaynan, küreğinen ;

Yıkıkları perkittik sarsılmaz direğinen..

Önümüzde bir aslan yürür tunç yüreğinen.

M. EMİN KIRKPINAR

‘ ‘Şafak Sökerken,, Sayfa : 4

Başımızda güneşten bir tac olan ve bizi dünya yüzünde ileri ulusların yanıbaşına yükselten Büyük Atamız saltanatı ve onun dayandığı idareyi içi çürük bir gövde gibi kaldırıp yere devirdi. Cumhuriyet, Türk yurduna ve Türk milletine birçok uğurlu değişik­ ler getirdi. Dünkü Osmanlı dünyasının yerine uyanık ve kuvvetli bir Türk dünyası geçti.

İçinde yaşadığımız bu yeni dünyanın yürüyüşü .eski yürüyüşü değildir. Cumhuriyet Türkiyesi adımlarını ileriye, insanlığın yücelik yoluna atıyor.

Dünyanın yaradılışındanberi ayakta duran, Çin divallarından Viyana kapılarına; Afrika sahralarından, Sibirya steplerine hüküm salan Türkü, uzun zamanların her çeşid hâdi­ seleri, görmüş, tanımış, fakat onu idare edenler, ne yazık ki, bu dünya kuvvetini Atatürk kadar tanıyamamışlardır. Atatürk bu varlığın cevherini tanıdı ve “Ben onun ezelden taşıdığı ulu kuvvete dayanarak ortaya atıldım,, dedi. Bazılarımız bu varlığı üzeri kül tutmuş ateş&

(11)

L cr.iîttik . Gösterişsiz bir benliğin, duru yüzün gösterdiği varlığa karşı bu benzeyiş d o ğ ­ rudur. O yakmayı bildiği kadar koruyucu ve yapıcıdır.

Atatürk, ölümden kurtarıp ayağa kaldırdığı Türk ulusunun yüce bir başıdır. Ulus bir tek varlık halinde onun çevresinde dimdik ayakta duruyor. O ulus için nasıl ömrünü bağışlamış ise, ulus ta onun varlığına varlığını bağışlamıştır. Genç, ihtiyar hangi yaşta olursa olsun bütün bir ulus; ulu başının çok yaşaması için herşeyini vermeyi ulusal bir b orç sayar. Bu kadar kuvvetli ve sert bir sevgi ve koruma çemberinin içinde yaşıyan o büyük insan tesadüflerin adamı olmadığını kumandanlığında da, yaptığı inkilâplarda da tekmil dünyaya karşı en küçük bir tereddüde mahal bırakmıyacak şekillerde isbat etmiştir.

“Mustafa Kemal,, ismi yalnız Türk tarihine bir lıalaskâr olarak değil, bütün dünya harb ceridelerine eşsiz bir kumandan olarak yazılmıştır. Ulu Önder Türk milletine Türk ordusuna en bitab ve en meyus günlerde can veren büyük adamdır.

Ondan başka hiçbir ferd bu milietin derin kabiliyetini ve bu ordunun emsalsiz kndretini ölçemezdi. O bunu bildi ve cebinde beş parası, elinde bir tek tüfeği yokken sırf milletinin sarsılmaz bünyesine yaslanarak bize bugünü yarattı.

Genç bir kumandan olan Ulu Atatürk, bütün bir husumet dünyasına kılıç çekmekle kalmamıştır. Türk ulusunun refah ve saadeti için cumhuriyet makinelerine kanat takmıştır. Yüzlerce yıllardanbeıi gülmiyen gözlerimiz onbeş yıldanberi durmadan gülüyor. Acunun kurulduğu tarihtenberi ayakta duran Türke hiçbir zaman zeval erişmerçıiş ve erişmiye-cektir. Biz kırık kollarımızla, yaralı göğsümüzle gene büyüklerimizi bize saldıranlara tanıttık. Burada, tarihte olup bitenleri sayarsam, aylar sürer.

Ey harikalar yaratan (Atatürk) ve ruhunda temiz bir iman taşıyan Türk gençliği, cumhuriyet, şenindir! Sen abideni diktin, Türk ulusunu müstebidler elinden kurtardın, şece­ resi bozuk hanedanın esiri olamazdı.

Taç, yaldız., bunları topladın; mazinin küflü çukuruna attın. Tekkeyi kapattın, med­ reseyi tarihe gömdün, fesi yırtıp Arap harflerini attın, bunların yerine yaşamak öğreten okulları açtın. Medeniyet kisvesi geydirdin. Küflü itikadları tarihin yapraklan arasına göm ­ dün, yerine yeni nesle, lâyık olduğu değeti verdin.

Sarp tepelerde, yalçın kayalarda kan dökerek çarpıştıktan sonra cumhuriyeti işte böyle kurdun..

İnönü, Dumlupınar, Sakarya muharebelerinin tarihini kanlarile yazan şehid kemikleri üzerinde Cumhuriyetin temelini kurdun. Bu kurumu dünyada hiçbir kuvvet yıkamıyacak-tır. Mazinin affedilmez günlerini daima göz önünde tutacağız ve bugünün büyüklüğünü takdir ederek bugüne candan sarılacağız.

Hayata yeniden doğuşumuzun, yoktan var oluşumuzun sembolü olan günün on be­ şinci yılının sevinciyle gözlerimiz yaşarıyor.

Her yıl 29 llkteşrin, asırlarca müddet tersine akmış olan Türk mukaddeıalı nehri­ nin, cereyanı Ulu Şefin eliyle yeniden ileriye çevıileliberi, katetmiş olduğumuz mesafenin milletçe bir hesabını çıkarırız, ve her yıl bugün, yılların çerçevesine sığmış olan asırlık başarıların büyüklüğünden göğsümüz kabarır.

Hangi milletin tarihinde, sorarım, hangi gün bu kadar ehemmiyet, bu kadar azamet ve bu kadar şumul taşır. Tarihin hangi günü, bir ulus için bu kadar kudsileşmiş, bütün varlığının sembolü haline gelmiştir.

Bugün 18 milyon Türkün kalbi Çankayadaki Atatürküııden, tarladaki köylüsüne, okul sırasındaki çocuğuna, beşik başındaki annesine, hudud boyundaki askerine kadar aynı sevinçle çarpıyor!..

(12)

Matürk Anıtında Bir Tören

( A dana)

(13)
(14)

C u m h u r iy e t D e v r in d e

Ç U K U R O V A

Y a z a n : TAHA TOROS

Akbaşlı muhteşem Toroslarla mavi ve şirin bir denizin arasındaki düzlüğe (Altın O va ) diyoruz.

Altın sarı bulunduğundan mı, yoksa başak altın renkli olduğundan mı ona bu adı verdiler! Yalnız bütün meziyetleriyle (Çukurova) yüce ve azgın 1 oroslarla, uysal ve sıcak bir denizin çiftleşmesinden doğan ve deniz ruhiyle dağ kafasını perçinliyen bir varlıktır.

Baharda yeşil, koyu gökten ve durgun denizden daha yeşil olan Çukurova yaz mevsiminde tatlı, cıvıltılı kanarya göğsü gibi sapsarı, Sonbahar girerken yurdun hayatını elyafına bağhyan ve insanlarının bahtını tanzim eden bir pamuk aklığına sahibdir.

Bu ülkenin her karış toprağında bereketin ve hayatın sırları saklıdır. Buraya belki, ulusların dökülen kızıl kanları özlüliiğü, bu feyizkârlığı vermişlerdir. Tarih kadar eski bir düzlük olmasına rağmen Çukurova her an enerjik bir varlık gibi gençtir.

Meşhur (Pier Loti) ( Adana Türkiyenin kalbidir.) demişti. İlık seması, gözalıcı ye­ şilliği ve toprağının fışkıran bereketi ve bol mahsulü ile Adana I ürk vatanının özlü bir köşesidir.

(15)

Bu vatan parçasının her köşesi feyzin şaha kalkmış bir remzidir. Onun yoluna ha­ yatını bağlıyan yalnız, üzerinde yaşıyan insanlar değil İktisadî rüşdünü idrak eden bütün bir Türkiyedir.

Devirlerin ve devrimlerin bile bu ovanın kıymeti üzerinde rolleri vardır. Saltanat devrinin kapitülâsyonu hiç bir ülkeyi, Çukurovayı sarstığı kadar sarsmamış ve öşür belâsı hiç bir köşede arza Ç ukurovaya iliştiği kadar ilişmemiştir.

Osmanlı imparatorluğunun son günlerinde ana vatanın parçalanmasına karar veril­ diği zaman bütün Emperyalistlerin kanlı gözü hırs dolu bir bakışla Adana topraklarına çevrilmiştir. İnsanı caniliğe sevkeden dünya güzeli dilber bir kız gibi, tamah ve hırsı d a­ marlarında kan olarak gezdiren eli uzun adamların gözüne çarpan mücevher dolu bir ha­ zine gibi düşmanların gözlerini kana boyıyan Adana diyarı, emperyalist duygulara kolay kolay esir olamazdı. Nitekim bu diyarda Fransızların olduğu gibi lngilizlerin, Ingilizlerin olduğu kadar Moskofların ve daha birçok devletlerin körleşmiş emelleri gömülü idi. Niha­ yet bir anlaşmadan sonra Fransızların haksız istilâsına uğrıyan altınova, sahiplerinin ken­ disini kurtarmak için nasıl yurdu terkedeıek birer aslan gibi boğuştuğunu az zamanda gördü.

Bu ovanın her karış toprağı Türk kan'ariyle yoğrulmuş ve özlenmiştir. Kuvvetli oluşu, göz kamaştırışı, keskin bir güneşi emdiği kadar Türk kanını da emmiş olmasındandır.

Onun her karışına binlerce insan harcamayı göze alan asil Türk, nihayet onun nurlu toprağından düşman çizmesini bir süprüntü gibi dışarı atmıştır.

Tarihte, kılıçların, kınından çıkmasına, milyonlarca insanın boğazlaşmasına hep müm­ bit toprakların göz alıcı verimi sebeb olmuştur. Bunu son defa denemek istiyen emper­ yalizmin zehirli tohumlarını Türkün gösteıdiği yüksek kahramanlık temizlemeye kâfi gel­ miş ve bu toprağı hüriyetine kavuşturmuştur.

arihe kahramanlığın ö ır.tk 'cıiri gösteren İstiklâl savaşından sonra cumhuriyetin

(16)

nuriyle bir kat daha ününü ve meziyetini artıran Çukurova Türkün göğsünü kabartacak kadar yüksek bir bereket diyarı olmuştur.

İstiklâl mücadelasinde Adananın kurtuluşu; pamuğun kurtuluşu, portakalın kurtuluşu,, buğdayın kurtumşu idi. Bugün 15 inci cumhuriyet yılına girerken o kurtuluştan bugüne kadar feyizli yılların eserine ve hızına hayretle dönüp bakıyoruz... ve bu bakıştır ki, bizi eski devrin ziraî inkişafı ölduıen eıemii yıllarını ve bugünkü rejimin nur saçan tekâmül etmiş eserlerini mukayeseye sevkediyor. Böyle az zamanda gözle görülür bir meseleyi mukayese bile etmek caiz değildir. Hiç gece ile güodüz mukayeseye sığar mı ?

Atatürk rejiminin bu mümbit topraklarda bir tohum ürer gibi hızla inkişafı Çukuro-vanın kahramanca öğünebileceği bir meziyettir.

İstiklâl ve mücadele fikrini ilk defa bu diyardan aldığını söyliyen o büyük başın a r­ dından bu diyarın çocuklarının da nasıl bir coşkunlukla coştuğunu ve memleketin kurtuluş savaşında ve inkilâbın her safhasında her zaman ilk hıziyle yer tutmakta olduğunu hepimiz biliyoruz.

Az bir zamanda Türk vatanının her köşesindeki ziraî, sınaî ve İktisadî kalkınmanın eserlerini doya doya seyrederken yarın için en büyük bir hızın gözbebeklerimizdenjcal-bimize doğru akın yaptığını hissediyoruz. Ve biliyoruz ki, her işaret bir İnkilâbın yapılması demektir. Bu topraklar da üzerine düşen devrim vazifesini her zaman başarmış ve başar­ maya hazır bulunmuştur.

(Mısır) m elimizden çıktığına yanmıyalım,' şimdilik ( Çukurova ) yı oraya benzeten garb mütefekkirleri yarın orayı buraya benzetmeye özeneceklerdir.

Cumhuriyet rejiminin toprağa verdiği köklü benliğin burada şahlandığını ve mu vaffakiyetin ayaklandığını her an görmek mümkündür.

(17)

Türk Devriminin İki Büyük Kökü

Milliyetçilik, Medeniyetçilik

— B U G Ü N Ü N G E N Ç L E R İN E —

Tarihin akışını durduran, bu ihtiyar dünyaya yeni bir güneş gibi doğan Türkiye Cumhuriyeti 15 yaşında... Bir çocuğu gençliğine bile eriştirmiyen 15 yıl; bir milletin öm­ ründe ise bir an sayılacak kadar kısa bir zaman değil midir?

İşte bu kısa zamanda Atatürk yeni bir ulus yarattı. Coşkun bir sevinçle kutladığın bayram Türkün yeniden doğuşunun bayramıdır.

15 Yıl evel gözlerini kapıyanlar şimdi aramıza katılsa, senin görmediğin kara günlerden, bu ak günlerin yaradılışına ne büyük hayretle bakacaklar:

Dünün müstemleke yapılmak istenen yurdu yerine bütün bir ülke . Dünün köle yapılmak istenen milleti yerine hür, uyanık bir millet.

Dünün iki mezhebli ahret adamı yerine milliyetçi, medeniyetçi, cumhuriyetçi, lâik Türk vatandaşı.

Dünün bir sürü saçma inanışı yerine sayısız devrimlerle yaratılan yeni bir inan, yeni sosyal ölçüler.

Bir hamlede satırlara sıralanıveren ve yine Atatürkün izi ve ışığıyle 15 yılda va­ rılan bu parlak sonucu, bu güzel günleri Türk milleti yüzlerce yıl ne büyük inleyiş ve özleyişlerle bekledi.

Bugün göğsü kabararak

— Türküm, ne mutlu bana... diyen asil Türk milleti yüzlerce yıl ynrdunda yabancı, ana kucağında öksüz gibi yaşadı..

Yaradılışında yurt ve ulus sevgisi dolu olduğu halde ona yurdu ve ulusu hakkında garazkâr iftiralar, hakikat diye belletildi. Tek ülküsü, amacı yurdunda hür ve üstün yaşa­ mak olduğu halde mantıka sığmıyan hülyalar peşinde koşturuldu.

Türke tarihi, ulusal benliği duyurulmadı ve medeniyetçi karekterleri işlenilmedi.

***

Büyük devrimin iki büyük kökü olan milliyetçiliği ve medeniyetçiliği bize Atatürk öğretti.

(18)

Atatürke gelincyee kadar Türk milliyetçiliğinin, Türk medeniyetçiliğinin gizli ve kirli emellerle götürülmek istenildiği yollara bakın.. İslâm ve hıristiyanlık kavgaları yüzün­ den hıristiyan tarihçiler İslâmlığın koruyuculuğunu yapan Türke dil uzattılar. Onun üstün başı, çelik pazısı önünde duramayınca tesellilerini iftirada buldular. Türkün tarihini kan ve ateş gösterdiler. Yakın zkmanlarda bile bu hıncın son kırıntıları görüldü.

(Sus) kazılarında dünyanın en eski medeniyetini bulan ve bu medeniyeti kuranla­ rın (Sumerler) in Türk olduklarını söyliyen A rkeologlar mutaassıb hıristiyan âleminde dinsizlikle itham edildi.

Dinî tesirler altında Türk bilginleri de Türklüğü ve Türk medeniyetini İslâmlık ve İslâm medeniyeti ile birleştirdiler... Türklük, İslâmlık âleminde eritilmek istenildi.

Milliyetten bahsetmemek ve millî tarihi ihmal etmek bir din borcu sayılıyordu. Kanı ve canı öztürk olanların Sünnîliği, alevîliği, nusayrîliği bu inanışın kara bir yadigârı oldu. Osman oğullarının Türk milliyetçiliğine kötülükleri daha büyüktür.

Devletin bütün başarısını Osman oğulları sülâlesine bağlıyabilmek için Türkün insan kadar eski tarihi (Osman Bey) den başlatıldı. İmparrtorluğun Rum, Ermeni, Bulgar, Sırp... ilah, bir sürü unsurdan Osmanlı milleti yaratma hülyasiyle Türke adı bile unutturulmak istenildi. (Türk ile olma âşinâ, ye aşını vur tasını başına) tekerlemesi bu kara günlerin kara hatırasıdır. Balkan harbi imparatorluğun (Osmanlı) milleti hülyasını suya düşürdü.. Türk milliyetçiliğinin ilk adımı oldu.. Türk ocağı ve Türk yurdu imparatorluk milli­ yetçiliğinin kaynağı idi.

İmparatorluk milliyetçiliği yakıcı ve yaratıcı olamadı. Sadece geniş bir ülkü halinde kaldı.

(Kâbemiz de yüce parlak Turandır ancak) mısraı ile panislamizmin kâbesini Turana nakleden panturanizm mütareke felâketiyle sona erdi...

Binlerce yıl bu dünyaya medeniyet hocalığı etmiş Türk milleti Atatürkle, beklediği ve özlediği Türk milliyetçiliğine kavuştu. Atatürk milliyetçiliği; İslâmî düşüncelerin yarattığı, emperyalist Ayrupanm körüklediği ilme, mantıka, tabiata uymıyan mezhebçi görüşü orta­ dan kaldırmıştır.

Altı ve üstü Atalarımızın binlerce yıllık medeniyet izleriyle dolan Türk yurdunda Atatürk milliyetçiliğinden gayri hiçbir düşünüşe yer yoktur. Bu inan ve bu istekle doğan dil devrimimiz de bu ülkede Türk dilinden başka hiçbir dile yer veremez.

Bu yurdun bir tek sahibi var... Türk ulusu. Bu ulusun bir tek dili var.. Türkçe..

***

Yurd ve ulus sevgisinin en büyük örneklerini yaratan Türk; yeryüzünün ilk mede­ niyet hocasıdır.

ilk medeniyet O rta A syada kuruldu. İlk hayvanı ehlileştiren, ilk tohumu saçan, ilk demiri döven senin öz Atandır, ilk yazı Sümerlerle orta Asyadan geldi. Gün ve ay bil­ gisi Atalarımızın buluşudur. Dünyaya neolotik medeniyeti onlar yaydılar.

İslâm medeniyetini yükselten de onlardır. Islâm rasyonalizmini kuran Amribni Ubeyd Türktür. Sincar sahrasında nısfünneharı arzı ölçen bir Türk âlimidir. Medeniyetin iki büyük incisi olan Tabib ve Filozof Ibnisina ve Farabî senin kanındandır.

Türkün medeniyete hizmetleri saymakla bitmez.. Daha yeni zamanların başlan­ gıcında bile Osmanlı Türkleri tıbda, fende Avrupadan üstündü.

(19)

Bütün bu güneş kadar parlak hakikatlere rağmen emperyalist Avrupanın sadece Avrupalı ırkı yapıcı, yaratıcı göstermesi, medeniyeti yalnız kendine hasretmesi müstemleke zihniyetinin ilmileştirilmiş bir şekli ve müsaid fırsatlar hazırlamak için ortaya atılmış bir zehridir.

Ne yazık ki bu kötü inanışlar hakikat diye yüzlerce yıl okundu, okutuldu. Bu kötü propaganda ulusal gücümüzü, inanımızı kırıyordu. Herşeyi yapan, bulan onlar gösteriliyor, Kırıcılık bize bağlanıyordu. Türk milletinin medeniyet alanında diğer milletlerle boy ölçüş­ mesi için nefsine, gücüne inanı, güveni kalmıyordu. Atatürk derin görüşü ve buluşlariyle bize tarihimizi, medeniyetimizi öğretti.

Türk genci; bütün bu parlak medeniyetleri yaratan atalarının kanı sende de var.. "Atam böyle yapıcı ve yaratıcı iken Babam neden böyle kısır ve verimsiz kaldı? „ dersen onun da sebebi var...

Türk çocuğu: Baban yüzlerce yıl süren bilgisiz ve beceriksiz bir saltanat elinde Y e ­ men çöllerinde, Kafkas yamaçlarında bir hiç için asil kanını akıtmaktan, tarlasında rahatça çalışmıya, masasında derince diişünmiye vakit bulamadı.

Babana öğretilen şeyler: itikatta, amelde iki ayrı mezheb.. Dünyaya rağbet etme­ mek, dışını değil içini temizlemek., di. Düşün ve söyle: bir insanın inanışı ve yapışı başka başka olur mu? Sen de bilirsin ki:

Tam adam inandığını yapan, yaptığına inanan adamdır. Baban sadece ahret için çalıştı.. İşte camileri..

Baban dış temizliği olmadan iç temizliğinin lüzumuna inandırılmıştı. Sen inanabilir misin...

Fena söyliyen, fena yazan bir adamın temiz bir düşünüşe, sağlam bir muhakemeye sahib olacağını kabul eder misin? Dıştan hırsız ve yalancı bir adamın içten temiz yürekli olabileceğini kabul eder misin? İşte baban böyle bir sürü maddî ve manevî zincirlerle bağlı yaşatıldı. Onun için atasının yolunda yürüyemedi.

Senin için hiç bağ, hiç engel yoktur. Atatürk sana bütün ilerleme yollarını açtı.. Unutma ki Cumhuriyet okulu tanzimatın (mahreci aklâm) ı değildir.

Devrim senden yurdun her alanında verimli çalışmalar bekliyor..

Yüz yılları yıllara sığdıran, erişilmez sayılan ülkülere bir hamlede ulaşan büyük Türk devriminin onbeşinci yıl dönümü sana yeni bir hız, yeni bir kaynak olsun Türk genci...

Başımızda daima Atatürk.. Önümüzde onun nurlu izi ve ışığı.. İleri Ahay çocukları, Cumhuriyet gençliği...

(20)

Adana Halkevi Yönetim Kurulu

( » î j> : i

8

)

u

(21)
(22)

Adana Halkevi

Â

dana H alkev i, Cum huriyetin onbeşinci y ıl dönümünü beş yaşını bitirm iş olarak kutluyor. 24 şubat 1933 tarihinde bin lerce yurddaşm iştira k iy le ve coşkun gös­ te rile r arasında açdan bu kültür mUessesesi, kuruluşiyle b eraber teşekkül eden 9 kom itesiyle beş buçuk yddanberi çalışm alarına ve halkın çok rağb et gösterdiği- umumî top lan tıların a şimdiki dar salonlu binasında devam etm iştir. 27 Temmuz 938 ta ­ rihinde ise a sfa lt caddede yeni ve

bUyUk binasının temelini atm ış, yakın b ir zamanda bu binada ulusal ve kü ltü rel çalışm alarına hız vermeği k ararlaştırm ıştır.

Adana H alkevinin beş buçuk y ıl­ lık çalışm asını esaslı olarak izah edebilm ek için faaliyetin i y ılla ra taksim etm ek faydalı o lacak tır. Bu itib a rla biz de Adana H alkevinin beş buçuk y ıllık faaliy etin i yıllara ayırm ak su retile başarılan işleri izah edeceğiz.

1 9 3 3 YILI

Adanada yaz hayatı dolayısiyle halkın büyUk b ir ekseriyetinin y a y la ve bağlara çekilm esi ve çalışm aya mUsaid b ir hale getirilm esi için geniş­ letilm esine zaru ret hasıl olan Adana H alkevinin ancak onuncu cumhuriyet bayram ına kadar ikmal edilebilmesi yüzUnden şubelerin çalışm a progra­ m larında tatb ik e imkân buldukları kısım lar şunlardır:

Dil, Ta ıh ve Edebiyat Komitesi

1 — Bu şube faaliyetin i Uç esas Üzerine kurm uştur: A — D il işleri,

B — Edebî i n a y e t l e r , C — T arih î çalışm alar.

2 — K om ite, v ilây et söz derleme heyetinden devren aldığı ile b eraber on bine baliğ olan söz derleme fişleri Üzerindeki incelemesini b itirerek bunları T ü rk D ili T etk ik

Kurmu genel merkezine gönderm iştir.

3

— 23 N isan ulusal egemenlik bayram ı ile Z iya P aşa günlerini Adanada

Adana Halkevi açılış günü

(23)

ehem m iyetlerine uygun b ir şekilde

3

-aşatnıak için te rtib a t almış, Z iya

1

aşa ih tifalin e halkın iştirakin i temin etmiş ve bu mevzuda konferans ve söylevler veı dirm iştir.

4 — D il h areketleri için büdceye tahsisat konulmuş, halk için fayd alı eserlerini öz Türkçe yazanların, dilimize geçmemiş İU rkçe çok söz derliyenlerin h alk iy at vesika­

larını toplıy anların eserlerine göre m U kclf ati andırıl ın a i arı hususunda bazı teşebbüsler yapm ıştır.

Ar Komitesi

1

1933

Kânunevveline kadar binanın mUsadesizliğinden b ir faaliy et gösterile­ m em iştir.

2

— 1933 Kânuııevvelinde ekseriyeti öğretmenlerden ve gösterit heyetinden ol- mak üzere ancak b ir K oro heyeti teşkil edilebilmiş ve bu heyet muntazam su rette ç a ­ lışmağa ve konserler vermeye savaşm ıştır.

Gösterit Şubesi

1 — Şimdiki H alkevi binasının a lt k attak i temsil salonunu mükemmel b ir hale koym ak yolunda bazı k a ra rla r ittih az ve tatb ik etmiş, noksanları kısmen ikmal edilebi­ len b ir sahne vücuda getirm iştir.

2

— M em lekette ayrı ayrı gruplar halinde çalışan tem aşa heveslisi gençler H al­ kevi çatısı altın a toplanmış ve faal hale gelmek imkânının husulüne çalışılm ıştır.

3

— Şimdiye kadar H alkevine gönderilen bütün eserler incelenmiş, bunlardan, dokuzu ev sahnesinde tem sil edilm iştir. Tem silleri dört bini mütecavüz halk seyretm iştir.

Spor Komitesi

1 — Bin iciliğe heves uyandır­ mak için lâzımgelen teşv ik leri yapmış ve spor klüplerinde bu hususta esaslr b ir h areket uyandırılm ıştır. A yrıca icab eden makamlar nezdinde teşeb b ü satta bulunarak Demirköprü civarında b ir cirit mahalli tesis ettirip burası güzel b ir şekilde tanzim edilm iştir. H avaların müsaid bulunduğu cuma günleri burada Çukurovanııı en eski b ir sporu olan cirit oyunları

03

'nanm ıştır.

2— Şehir stadyomunda b ir atış y e r i yaptırılm ış ve Tümen komutanlığının da

Ciritciler

yardım ı temin edilerek cuma günleri öğleden sonra b ir subayın verdiği, d irek tif dahilinde burada şube mensubları arasında hakikî mermi ile atış denemelerine devanı olunmuştur.

A vcılara yap tırılan teşvik üzerine yine şehir stadyomunda güvercine (b ir defada çifte atış) m üsabakaları yaptırılm ış ve buna birçok av cılar iştirak ederek m uvaffakiyetli n eticeler alınm ıştır.

4

_ B elediye nezdinde yapılan teşebbüsat üzerine Dem irköprü civarında nehirde b ir yüzücülük y eri tahsis edilmiş ise de henüz burası b ir havuz haline getirilem em iştir.

5

_ G ençlere fennî surette b in icilik öğretilm esi için bir öğretmen temini teşeb

-17

(24)

bUsüne girişilm iştir.

6

— C um huriyetin onuncu y ıl bayram ı münase­ b etiy le A nkarada yapılan şenliklere iştira k etm ek üzere

giden sporcuların m elbusat ve saireleri için sekiz yüz liralık b ir yardım da bulunulmuştur.

Sosyal Yardım Komitesi:

1

— İlk, o rta ve lise talebelerinden, çok muhtaç olan lara s a rf edilmek üzere ayrılan 500 liradan 400 lirası s a rf ve bu suretle 150 talebenin kitap ihtiyacı temin olunmuştur.

2 — 25/11/938 tarihinden itib aren himayei etfal ve m aarif cem iyetlerinden b irer üye alm ak su retiyle bir h eyet teşkil ederek m uhtelif okul talebelerinden, çok muhtaç olanları tetk ik ve te frik ve bu suretle 450 jd m ütecaviz fa k ir talebenin öğle yemeğini temin eylem iş­ tir. Y ine bu 450 talebeden maada lise ve o rta okul talebelerinden fa k ir ve kimsesiz 30 taleb eye sabah, öğle ve akşam yemeği verm ekte olduğu gibi kiraladığı hususî b ir binada da bütün sıhhat şartların ı cami olmak

Üzere y atıp kalkm alarını temine m uvaffak olmuştur. B u otuz taleb eye b irer takım y a ta k la .yeni k ary o la satın alınm ıştır. İaşeleri yapılan bu taleb ele rin içerisinden on ta le ­ beye ih tiy açların a göre elbise ve ayakkab ı dahi v erilm ştir. D aim î himaye edilmekte olan otuz talebenin her h afta tıraşların a ve on beş günde b ir defa komitenin nezareti altın da banyoların a itina olunm aktadır. Bunlardan başka yalnız ib ate için m üracaat eden otuz genç te mülga Arıkzade medresesinde iskân edilm işlerdir.

B u kimsesiz çocukların m enfaatine A srî sinemada 29 Kânuııevvel 933 tarihlerinde geceli gündüzlü dört defa konser verd irilm iştir.

3 — m üracaat eden (250) h asta mütahassıs d o k to rlara g ö sterilere! muayene ve tedavi ettirild iği gibi lüzum görülenleri de memleket hastanesine gönderilmiş ve bunların am eliyatları y ap ılarak ted av ileri ikmal olunmuştur. Bu h astaların içerisinde bilhassa bir kişi bağırsak düğümlenmesiyle m üterafık kangran olup vaktinde vaki olan cerrah î müda­ hale ile hayatı ku rtarılm ıştır.

4 — Adana K ızılay dispanserine ilâç bedeli olmak üzre (150) lira nakdî m avenette bulunulmuş ve m uhtelif zam anlarda kom iteye m üracaat eden b irço k h astaların ilâçları eczanelerden alınm ak su retiyle dahi yardım edilm iştir.

5 — So syal yardım kom itesi her haftanın muayyen gününde toplantılarını vap- mış ve (240) k ara r ittih az eylem iştir.

Halk dersaneleri ve kurslar komitesi:

1

5 az hayatı geçtikten sonra bu şube faaliy ete başlam ış ve ikinci teşrin av ı­ nın birinden itib aren üç m ektepte gece dersleri ve Uç m ektepte de ku rslar açm ıştır. B u m ekteplerden ikisinde geceleri erkeklere , birinde gündüzleri b ayan lara muntazaman Tü rkçe ve hesap dersleri verilm iştir. D iğer kurslardan ikisi F ran sızca ve İngilizce, Uçün- cUsü d aktilografi kursudur. D ersane ve ku rslara vaktinde öğretmen temin edilmiş ve taleb e kaydolunarak intizam a sokulmuştur. B u dersanelelere 11600) vatandaş fasılasız devam etm iştir.

AZİZ ARSAN

Spor komitesi başkanı (1 9 3 8)

(25)

2 — H alkın sıhhat, hukuk, yui'd ve inkılâp bilgilerini artırm ak m aksadiyle bu şube kış için yirm i halk konferansı tertib etm iştir. Kom itenin seçtiği kıym etli H alkevi

üyeleri tarafından bu konferanslardan on ikisi şehrin en kalab alık gazino ve kahvelerinde verilm iş, bunları [2300) e y akın vatandaş dinliyerek istifade etm işitr.

Kitapsaray ve Yayın Komitesi:

1 — Bu komitenin çalışm a programına koyduğu okuma odası ve kütüphane açıl­ ması işi için derhal faalij^ete geçilmiş ve ilk iş olarak şehrin merkezî ve en işlek b ir yerinde büyük b ir okuma odası açılm ıştır. O dada A nkara ve İstanbul gazeteleriyle mahallî gazeteler ve m uhtelif v ilâ y etlerd e çıkan mecmualar muntazaman bulundurulmakta ve

her gün dolup boşalan halk tarafından okunmak­ tad ır. O dada a y rıca Anadolu ajansının havadis servisleri de halkın m utaleasına konulm aktadır.

2 — G erek m aariften devralınan ve ge­ rekse partinin idaresinde bulunan kütüphanede mevcud m uhtelif lisanlardan (1493) cild kitap ta ­ mamen bu şube tarafından teslim alınmış ve oku­ ma odası binasının üst kısmı kutühaneye tahsis olunmuştur. Tutulan b ir istatistiğe göre v asatî olarak bu kütüphanede her ay ( 400 ) kişi k itap , mecmua vesaire okumakta bulunmuştur.

3 — Şube, Cum huriyet bayram ında H alke • vini halka tanıtm ak, j^apılan işlerden muhitini haberdar kılm ak için güzel bir broşür neşir v e tevzi etm iştir.

Köycülük komitesi:

1 — Kom ite üyeleri kÖ

3

'lerde halk ile H alke- vinin teşekkülündeki m aksadlar, köylerde

3

'apılm a- sı gerekli ziraî ve İktisadî teşebbüsler hakkında hasbih aller yapm ıştır.

2 —• M uhtaç halka yardım maksadiyle arzu­ hal ve mektuplarını yazm ak ve işlerini takib v e in taç etmek üzere b ir ( M ü racaat Bürosu ) açm ıştır. B u büroda şimdiye kadar yü zlerce istida yazılm ış, b irçok vatan d aşların işleri teshil edilm iştir. F a k a t büdçe gelirinin azlığı dola

3

usiyle sonradan bu m üracaat bürosu lağvolunmuştur.

T A H A T O R O S

K i t a p s a r a y ve Yayın Komitesi Başkanı (1 9 3 8 )

Müze ve Sergi Komitesi :

1

■— İlk iş olarak v ilây et merkez ve mülhakatında mevcud cami, medrese, m escid, türbe ve buna benzer kıym etli eserler incelenmiş, bunların yerlerinde m uhafazaları te ­ min edilmiş, nakli kab il olanları da şehir müzesine kaldırılm ıştır.

2 — Tarsus ve M isiste yapılan araştırm alard a kıym eti haiz b irçok eski eserler, sanatkârane yazılm ış eski k itab eler ve b ir de lahd meydana çıkarılm ıştır.

3 — C erablus ve B ire c ik te yapılan araştırm a ve incelem eler neticesinde m eydana çıkan kıym etli H itit e s e r l e r l e K itabeleri müzeye naklolunmuştur.

4 — C eyhanda bulunan ga

3

^et büyük ve tarih î k a m e ti haiz b ir küp ile G azi Antepten b ir kabartm a heykel müzeye getirilm iştir.

(26)

1 9 3 4 Y I L I

U

Adana H alkev i, bu y ıl hızını artırm ış ve 935 yılm a daha emin ve daha güçlü olarak girm iştir. B u y ıld a :

□ il, Tarih, Edebiyat Komitesi :

1

— Çalışm Proğram ım ına

A — A ta sözlerini toplam ak;

B — Ç ukurovada yaşam ış h alk şairlerinin isim lerini te sb it ile h ay at ve eserleri hakkında malûmat toplam ak;

C — Adana rehberini hazırlam ak;

D — Adananın han, hamam, cami, m edrese, bedestan. köprll, çeşme, gibi y erlerin i fo to ğ rafla te sb it etm ek;

E — E ski cam ilerin tesb iti; F — K ita p la rın tetk ik i; G — M illî Sav aşta Adana;

H — Adananın pek eski devirlerinden itibaren yaşadığı ta rih î devirlerin tesb it ve tetk ik i

mevzularını koymuş ve şube Üyelerinden mürekkep b ir kol teşk il ederek bu mey- zuların tetk ik in i k a ra rlaştırm ıştır.

2

— T ü rk D ili T etk ik C em iyeti tarafın d an neşredilip Adana H alkevine gönderi­ len Taram a dergisi fasiküllerini b ir arada incelem ek üzere şube üyelerinden b ir heyet teşekkül etmiş ve bu h eyet müteaddid to p lan tılar y ap arak (500) fiş doldurmuş, başkan­ lık k an aliyle cem iyet merkezine gönderm iştir.

3 — K öylü ye ve çocu klara h itab eden b ir b itik hazırlam ış ve v ilây et içinde y a ­ bancı d illerle söylenen köy ve mahalle adları üzerinde çalışarak bunları kanunî kan allar­ la Tü rkçeye çevirm eye uğraşm ıştır.

4

8

M a rt 1934 tarinde eski m aarif vekili Reşid G alib merhumun hatırasını anmak için beş yüze yakın H alkevlinin iştirak ile iialk ev in d e b ir tören yapm ıştır.

5

— 18 M a rt Ç anakkale zaferinin y ıl dönümü müııasebetile tören yapm ış, asker ve sivil 600 kişinin iştirak ile yapılan bu törende selâh iy ettar kim seler tarafın dan Ç a ­ nakkale ve İstik lâ l h arblerine aid verilen k o n feran slarla zafer h atıraları canlandırılm ıştır.

Ar Komitesi:

1

— M usiki ted risatın a mü- said salonları olmıyan m ektepler için H alkevi salonu açıla ra k kom ite­ nin nezareti altın da pazar ve pereşm- b e günleri taleb ey e musiki dersi

v erilm iştir.

2

— Ü ç keman, b ir viyolonsel, b ir flü t, b ir de piyanodan mürekkeb olmak üzere güzel b ir salon orkestrası teşk il edilmiş ve temiz b ir aile toplan­ tısı arasında bu o rk estra ilk konserini

verm iş , çok m uvaffak olmuştur.

Ev Bandosu

(27)

G e tir ttiğ i d ört keman, iki mandolin, b ir k ita r ile -a y r ıc a çalışm ağa başlam ıştır.

3 — O n Uç kişilik bir açık hava bandosu m ey d an a getirmiştir. B u bando muntazam bir s u r e t t e yürüyüşlere iştirak etmiş ve halk tarafın­ dan fa z la rağbet görmUştUr.

4 — Amatörleri teşvik, vUcuda getirdikleri e s e r l e r i tashih suretile resim faalij’etleri a rtırıl­ mıştır.

5 — Türk tezyinatının orjinallerinden bir seri vUcuda getirmeğe çalışılmıştır.

G — M im ariye aid y en ilikler takip ve bundan, ilerde istifade edilecek cihetler tesb it olun muştur.

Güsterit Şubesi:

H alk ev i sahnesinde 26 temsil vermiş ve bu tem siller cn birden fazla halk tarafından seyre- d ilm iştir. A y rıca kiraladığı başka b ir binada gU- zel ve sey y ar l i r sahne vUcuda getirerek havalar

Mi'hiddin Erev

ar komitesi Başkanı

( 1 9 3 8 ) müsaid olduğu zamanlarda bu sahne ile köylerde tem siller vermeye savaşm ıştır.

S p o r Komitesi:

1 — K om iteye mensup avcular, köylü yurddaşların iştirakiyle b ir sUrek avı tertib *

Sürek Avı

ve b irçok muzır hai'van itlâ f eyle­ m işlerdir.

2

— Stadyom- daki atış m ahallin­ de bu şubeye mensüb

Üyeler tarafından hakikî mermi ile atışla r yapılm ış ve bu suretle nişancı­ lıktaki mUmaresele- rinin ilerlem esine çalışılm ıştır.

3 — He r h afta cuma gUnleri De- mirköprü civarın­ daki mahalde atlı spor ve cirit odunlarına devam olunmuş, halkın çok alâka gösterdiği bu oyunların seyir­ cileri civ ar köylerden gelen halkla beraber Uç bini aşmıştır.

4 — K urban bayramında K ibrisin L efkoşa TUrk kulubUne mensub sporcular Adana y a g e lm iş ve sporcularım ızla H alkevi namına iki defa maç yapm ışlardır. B irin ci m açta

Adana m uhteliti

1

— 3 ile galib gelmiş ve ikinci m açta berabere kalm ışlardır.

M isa firle r şerefine, spor komitesi tarafından H alkevi salonunda elli kişilik b ir çav

£1

(28)

ziy afe ti v e rilm iştir.

5 — Adanadaki dör t spor klubUnü H alkevi çatısı altın a almış ve bu klu blerin seçtiği m üm essillerle spor k o m itesin i teşkil etm iştir.

6

— T o rosların k ari ı tep elerin e yllrUyllş yapm ak Üzere dağ sporu kurmuş ve on a t sığacak b ir ahır tu ta ra k a t l ı sporun da ihyasına çalışm ıştır.

Sosyal Yardım Şubesi:

1

— A çtığı bakım evinde (700) ti aşan kimsesiz aç Çocuklara kalorisi tam öğle yemeği verm iş ve (

35

) taleb ey i de tu ttu ğ u temiz b ir binada yedirm iş, geydirmiş ve y atırm ıştır.

Bundan b aşk a 350 ç ift ayakkab ı temin etmiş ve (139) taleb ey e 500 lira değerinde mektep k itab ı dağıtm ıştır.

2 — M ü racaat eden h astaların sıhhî ve m alî vaziyetlerini nazarı itib are ala ra k lüzum

gördüklerini hastaneye göndermiş, bunlar üzerinde b iri göz, b iri karaciğer ve b iri fistü l olmak üzere Uç am eliyatın yapılm asına tavassu t etmiş ve muave­ nete muhtaç olanların ilâçların ı parasız temin etm iştir.

Ekrem Baltacı

Sosyal Yardım Komitesi ba jkanı ( 1938 )

Halk Dersaneleri ve Kurslar komitesi:

1 — Gündüz B a y a n la ra , gece erkeklere T ü rkçe, B a y a n la ra daktilografi ve bütün iste k li­

lere F ran sızca, İngilizce dersanelerinde ted ri­ sata muntazam b ir su rette devam edilmiş ve 1/3/934 tarihinde müdavimlerin im tihanları .yapıl­

m ıştır. M üm eyyizler huzurunda yapılan im tihanlar­ da m uvaffak olanların şahadetnam eleri 7/3/934 tarihinde H alkevinde merasimle dağıtılm ıştır. 2 — M em leket g en çle rin d en elek trik tesisatı am atörlerinin nazarî ve am elî bilgi­ lerin i artırm ak üzere 15 n is a n d a Adana elek trik işleri n afia kom iseri B a y H üseynin öğ­ retm enliği altın da H alkev i salonunda açılan elek trik kursu haziran nihayetine kadar devam etm iştir.

3 — M u h telif k ah v eler de verilm esi mutad halk kon feran sları m u v affakiyetli b ir şekilde v erilm iştir.

Kitapsaray ve Yayın Komitesi:

1 — K öylü ye ve h a lk a h itab eden Akgünler adlı ay lık b ir gazete çıkarm aya b aşlam ıştır. Şehirde az d eğerle satılan bu gazete köylere bedava dağıtılm aktadır.

2 — D il, tarih , ed e b iy a t şnbesi ile elbirliği yap arak H alkevlerinin yıldönümünde 23 Şu b at adlı ve 64 sa y fa lık resim li b ir kitap çıkarm ış ve bu k itap ta muhitin tanınmış m uharrirlerinin y azıla rı in tişar etm iştir. B in tane tabedilen bu kitab ın b ir kısmı mu it­ te tevzi olunmuş ve diğer kısm ı H alk ev leriy le gazete idarehanelerine, yüksek makam­ la ra ve tanınmış şahıslara g ö n d erilm iştir.

3

— A çtığı okuma od asın a hergün halk istekle gelm ekte, gazete ve mecmua oku­ m akta bulunmuştur.

Köycülük Şubesi:

1

Köprükövünde H alk ev i namına tahsis olunan mahalle k â fi m ikdar ağaç d ik tirilm iştir.

(29)

2 — Z ira a t m ektebi tarafından şube emrine verilen m ey vali, meyvasız ağaçlardan m uhtelif köylere aşağıda müfredatı gösterildiği veçhile 1985 fidan tevzi edilm iştir:

Zerdali 260 A kasya 240 D ut 40 M azı 7

0

Turunç 230 Selvi SÖ Amber akasya 1050 G azverina 15 1985

3

— Z iraat bankasiyle temasa geçilerek merkez ve mülhakat çifçilerine buğday ve pamuk tohumları tevzii temin olunmuş ve sık sık köylü lere ziraî. İktisadî, İçtim aî

mevzular ilzerinee irşad atta bulunulmuştur.

Müze ve Sergi komitesi:

1

— Mllze işini memleketimizde mevcud, m aarife bağlı M llze müdUriüğüne b ıra k ­ mış, Cum kuriyetin korumasından aldığı hızla yllkselen m illi sanayiimizi halkımıza göster­

mek üzere b ir sergi açm ak tertib atın ı almış ve bunun için A nkara, İstanbul ve İzmir tic a re t ve sanayi odalarından yardım istem iştir.

Fabrikalarım ızdan güzel nümuneler gelm ektedir. Bu sergide eski silâhlar ve eski elb iseler de gösterilecektir.

1 9 3 5 Y I L I

Dil, Tarih, Edebiyat Komitesi:

1

— Adana kurtuluş tarihinin belgelerini derlem eye esas olmak üzere kurtuluş savaşında bulunanların bilgilerini ve mümkün olan belgeleri toplamak için hazırladığı (Soru dergisi) bastırılm ış ve ilgililere dağıtılm ıştır. C ev a b la r tamamlanınca tasnife geçile­ cek ve bundan sonra süel belgelerin alınmasına teşebbüs olun arak imkân hasıl olduğu takdirde böylece iki y ıllık çalışm a programına konan Adana kurtuluş savaşı tarihçesinin bu müddet içinde bitirilm esine çalışılacak tır.

2

— Adanava tâbi köylerden yabancı dil ile isim t aşıvanların isimlerinin Türkçeleş tirilm esi için şubece b ir listeyle konulmak istenen Tü rkçe ad lar hazırlanm ıştır. V ilâ y e t umumî meclisi açılıraçılm az bu, meclise sunulacaktır.

3 — Seyhan ilinin en toplu bulunduğu Adana m erkez kazasında ve şehir içinde yabancı dil ile konuşan vatandaşları irşad ile Türk dilini y aymak ve ailelerine aralarında görüştükleri yabancı dili bıraktırm ak için evvelâ göze ça rp a ca k y erlere astırdığı öğüt levhalarından başka bu defa bu iş üzerinde daha esaslı y ü rü y e rek konferanslar, musaha­ beler tertib eylem eye ve bunların toplu bulundukları y e rle re kadar giderek özlü aydın­ latm alarda bulunmaya girişm iştir. Bundan başka çok önemli ve başarısı çok uzun y ılla ra muhtaç ve belki de şehirden uzak muhitlerde olduğu kad ar şehrin b ir kısmında da müm­ kün olam ıyacak kadar güçlüğü görülen bu işte iki y ıl için h rzırlad ığı groğramın bu y ıla aid kısmından tamamen A rabca konuşan ve okulu bulunan k ö y lerd en (H adırlı) da dil dene­ mesi olarak Türkçe öğretme kursu açm ıştır. Bu denemeden iyi sonuçlar elde edilirse bu

(30)

iş ilerik i y ılla rd a daha çok şüm ullendirilecektir.

4

— E v dili A rabca olan bu vatandaşların mlinevver kim selerini b aşkan lık y o liy le çağırtıp özel konuşu ı l a r i a bulunarak kendilerine bu yönden dllşen ödevleri bildirm eyi- ve elb irliğ i yap arak çok önemle bu iş üzerinde yürüm elerini anlatm ayı m uvafık bulmuş­ tu r. Bundan başka A rabca konuşan köylerdeki okulların öğretm enleri H alkevine çağ rıla­ ra k k en d ilerin i başkanlıkça gereken d ire k tifler verilm iştir. A rab ca konuşan yu rd d aşlarm ta rih î v aziy etlerin i tetk ik için ay rılan komisyon incelem elerini bitird ik ten sonra H a lk e v i ça tısı altında İlmî konferanslar verilm ek üzere genel top lan tılar y a p ıla ca k tır.

5

— Adana kurtuluş tarihinden b aşka Adana şehrinin de tarihini h azırlam ak üzere te tk ik le re girişm iştir. Bundan başka şehir içinde yabancı ad taşıyan cadde ve so­ kakların da adlarını türkçeleştirm ek için, B eled iy e m eclisince ayrılan kom isyonla bu işin tezelden bitirilm esi yönlinden, elbirliğ i yapm ayı uygun bulmuştur.

6

— Bu y ıl içinde yaptığı top lantı ve tören ler şunlardır:

A — 23 Şu b at H alkevlerinin açılış y ıld ö­ nümü, 18 m artta Ç anakkale ve 31 m artta ikinci İnönü zaferlerinin yıldönüm leri büyük tö ren le rle kutlulanm rştır.

B — 9 N isanda mimar K oca Sinanın 347 inci y ıl dönümü yapılm ış, M im ar Sinanın h ay at ve eserleri hakkında konferanslar v erilerek eserlerin ­ den önem lileri projeksiyonla gösterilm iştir,

C — Çukurovaııın m illî b ir şairi olup bü­ tün h alkça şiirleri büyük b ir zevkle okunan K a- racoğlanın şiirlerin i derlem ek ve bu değerli h alk şairinin hayatını daha iyi tanıtm ak düşüncesiyle kom ite b ir K aracoğlan gecesi te rtib etm iştir.

18 nisanda yapılan bu toplantıda K araco ğ -lanın basılmamış şiirlerini bilen ark ad aşlar ve türkülerini soyliyen saz şairleri ç a ğ rıla ra k h alk ı­ mıza d in lettirilm iştir. 19 N isanda da bu dinletm e okul öğrencilerine a y rıca yap ılm ıştır. B u iki to p ­ lantıda sövlenen konferanslar ve çalınan tü rk ü ler

Dil, Tarih, Edebiyat komitesi "

B a ş k a n ı

( 1

9 3 8 ) H alkevi salonunda y er bu lam ^ an diğer v atan d aş­ la ra da, bahçeye konulan hoperlörle d in lettirilm iştir.

13 — 17 M ay ısta, Adanada ölen vali ve şair Ziya Paşanın ih tifali yapılm ış, haj^a- tı ve eserleri hakkında H alkevınde konferanslar varildıkten sonra hep b irlik te şairin mezarına gidilerek ev namına b ir çelenk konmuştur.

E — 26 E y lü l D il bayram ı büyük b ir törenle kutlanm ıştır.

F — 29 B irin ci teşrinde C um huriyet bayramımızın 12 inci y ıl dönümü d o la y ısiy le “ h alk dersaneleri ve ku rslar kom itesiy le elbirliği y ap ılarak b ir gece önce halk kahvelerinde ve bayram günlerinde de h alk kürsülerinde kon feran slar verilm iştir.

G — 18 B irin ci kânunda H alkevinde (Unsur ve madde hakkında bilgimizin in k işafı) diye b ir konferans v erilm iştir.

H — 5 Kânunsani ku rtu lu ş bayram ında ilkokul öğrencilerine bu ku tsal günün önemini ve ulusal erkinliğin değerini anlatm ak üzere iki biri tane broşür b astırılm ıştır.

(31)

Ar Komitesi:

1 — K apasiteli gençleri ar yönUnden ileri götürmek düşüncesiyle keman, mandolin piyano k u rslar, aç.lm .ş, yüz kişilik b ir koro heyeti teşkiline çalışılm ıştır. E v bandosu ] bütün tören lere iştira k etm iştir.

2

— O rk e stra geçen y ıla nisbetle daha fazla tekemmül etm iştir. Adananın çok sıcak olan yaz aylarında halkın y a y la ve bağlara çıkması yüzünden ancak kış ve bahar J mevsimlerinde konser verilm iştir. Hususî olarak yapılan balo, suvare ve nisan tö ren leri­ ne orkestradan ayrılan caz takım ı iştirak etm iştir.

3 — Kom ite şehrin k alab alık yerlerine ve büyük iki gazino ile cezaevine konulan d ört H oparlörle ulusal ve modern musikiyi halkımıza yaym ak için ldtapsaray ve y ay ın kom itesile elbirliği y ap arak plâklar getirtm iş ve yayına başlam ıştır.

Gösterit Komitesi:

1

_ Kış ve bahar aylarında ( Has B ah çe ), ( K ör ) , ( Ödenen borç ) p iy e s le ri Halkevinde ve yazın da halkın en fazla toplandığı ır ­ mak kenarındaki p arkta, (M ete) piyesi de zengin dekor­ la rla A srı sinemada halkımıza gösterilm iştir.

A yrıca C eyhan merkez kazasına gidilerek o rad a da K ör piyesi tem sil edilm iştir.

Spor Komitesi:

1

— M em leketin a tlı sporunu ileri götürmek ve ulusal oyunlarımızdan biri olan ciridi muntazam b ir şekle koym ak için (C irit oyununun k u ralları) adlı b ir broşür bastırılm ış, buna göre b ir buyruk kurumu seçi­ lerek iyi b ir surette cirit oyununa devam edilm iştir. A tlı sporun diğer yönden ilerlem esi için de yeni ku­ rulan A tlı spor kulübüne H alkevinde y er verilm iştir.

2

— A tıcılık ve avcılığı şevklendirm ek için şe­ hir stadyomunda atışla r ve uçar avcılığı y a rışla rı yap­ tırılm ıştır. M em leketteki av cıları b ir aray a toplamak.

Necmi Şenel

dUşüncesîle de Halkevinde avcılar için bir y er

ayrıl-G ö s t e r i t k o m i t e s i B a şk a n ı

( 1 9

3

8

) m ıştır.

3

Fu tb ol, atletizm , dağcılık ve diğer beden terbiyesi sporları canlandırılm ıştır. D ağcılık heyetiyle elbirliği yap arak levazımını ikmal eden sporcularımız T o roslara çık a ra k dağcılık sporunu y ap acak lard ır.

Sosyal Yardım Komitesi :

1

_ Çocuk esirgeme ve K ültür kurulu ile elbirliği yap ılarak evimizin himayesine alınan yoksul talebeye bakımevinde muntazaman gıdalı yem ekler verilm iş ve bunların çok yoksullarına büdce imkânı nisbetinde elbise, kask et, ayakkabı, iç çam aşırı verildiği gibi kitap , d efter ve kalem ih tiy açları da temin edilm iştir. B ir y ıl içinde bu y o k su llara elbiselik kumaş, 33 ç ift terlik , 56 p arça pantalon, caket ve muşamba, 27 elbise, 18 k ask et, 49 kundura, 860 ç ift çorap, 41 dış gömleği, 878 kitap , 829 d efter, 791 kalem v erilm iştir.

(32)

2 — C ezaevinde- ki dllşktln vatandaşların ahlâkî yönden y ü k sel­ m eleri için k u rslar komi­ tesiy le elbirliği yapıpkon- feran slar tertib etmiş ve burada açtığı okuma odası ile okula ah lâkî k ita p la r, d efter ve k a ­

lem gibi ş e ş le r v erm iş­ tir.

3 — B u y ıl için ­ de 34 ağır yoksul h a s ta ­ yı tedavi ile bunlardan b ir kısmını hastaneye kaldırm ayı sağlam ıştır. Bundan b aşka b irço k h a fif h astalık lı v a ta n ­ daşların da ilâ çla rı alın- -> mak su retiyle

3

'ardım la

rina koşulmuştur.

4 — B eşin ci mın­ tık a etib b a odasiyle e l­ birliği y ap arak b ir seri s ığ lık k i ı f e r a n l a r ı tsr-

tib eylemiş ve çocuk bakım ı, verem gibi mü­ him h astalık ları ve ko­ runma çarelerin i beledi­ y e ve C . H. P a rtisi y e ­

ni evi önündeki meydan-

Halkevinin Ç o cukları

lık la bUytlk gazinosuna

i[onulan h op arlörlerle halkım ıza yaym ıştır.

5 — K öycllluk kom itesiyle elbirliğ i y ap arak köylerde m alarya ve diğer bulaşıcı h astalık lar hakkında ayd ın latm alard a bulunmuş ve yoksul köylülere tedavi ve ilâç tem i­

ni yönllnden yardım eylem iştir.

(i — Sağlık ve sosyal yardım bakanlığından getirtilen sağlık film leri evimizin bahçesinde binlerce vatandaşım ıza gösterilm iş ve zehirli gazlardan korunma hakkında kon feran slar v erd irilm iştir.

Halk Dersaneleri ve Kurslar komitesi:

1

— Adananın en işlek ve halkın b irik in ti y eri olan on iki gazinosunda geçen kış ve baharda (55) ve bu kış içinde 34 konferans verilm iştir. H alkımızı çok ilgilen­ diren bu gazino konferanslarından başka H alkevlerinin gayesi bakımından 4 . cezae vinde

7

, 23 nisan bayram nda da a y rıca dört halk konferansı verilm iştir.

2 — Komitenin bu y ıl açtığı ku rslar şunlardır: A — T llrkçe

(33)

Mürşide Akyjl

D e r s a n e l e r v a k u r s l a r

k o m i te s i B a ş k an ı ( 1 9 3 8 )

i.yice faydalanabilm işi için sayfalarını iniştir.

B — Hesap ve ölçüler C — İngilizce ve Fran sızca

D — H adırlı köyünde dil kursu ( A rab ca konuşan ve Türkçeyi hiç bilm iyenlere) E — D ikiş kursu

Bu kurslardan 99 taleb e mezun olmuş ve 7 mart 935 tarihinde büyük bir törenle Evim izde şahadetnam eleri dağıtılm ıştır. Bunlardan başka ikmale kalan yoksul talebeye Fran sızca, İngilizce, riyaziye ve fen bilgisi kursları açılm ış ve bu kurslarda 142 talebeye ders verilm iştir.

3 — D il, T arih , E d eb iy at kom itesiyle elb ir­ liği yaparak Türkçe konuşmıyan köylerde geziler yapmış ve oraların öz dili hakkında önemli kon­ feran slar verilm iştir.

kitapsaray ve Yayın komitesi;

1 — Ayda bir çık arm ak ta olduğu A k günler gazetesini küçük kıtad a olarak ayda iki defa çı­ karmağa başlam ış, ve memleketimizin ekseriyetin i teşkil eden köydü ve çifçilerim izin k o lay ca ve bu sınınfa y aray ışlı y azıla rla süslemeğe

başla-2 — Okuma odası hazirandan itibaren C . H. P artisinin yeni yaptırdığı binadaki yeni yerine taşınmış ve burası daha geniş ve daha gürültüsüz olduğundan halkın ilgisiini de a rtırm ıştır.

3 — Propaganda işine çok önem verm iş, şehrin m uhtelif yerlerine ve cezaevine dört hoparlör k oyarak yayın işini genişletm iştir. Bu suretle yapılan tören ler, verilen konferans ve konserler yalnız Evim izin esasen dar olan salonuna münhasır bırakılmam ış oluyor.

4

— Cum huriyet bayramımızın 12 nci y ıl dönümünde yapılan kutlam a şenlikleri filme alınmış ve bu film e Evim izin diğer çalışm alarını gösteren ilim ler de eklenerek Evim izde ve sinem alarda halka gösterilm iştir.

köycülük komitesi;

1

— K öv okulları ve ih tiyar h eyetleri odalarına asılm ak üzere trahom , frengi, verem ve sıtma gibi bulaşık h astalık lara aid levhaların sağlık bakanlığından getirtilm esi- oe girişilmiş ve köyler için b ir sağlık y'ardım çantası yapılm ıştır.

2 — Yem işli köyünde, ovada yerleşen Türk aşiretleri üzerinde köycülük bakım ından, incelem eler yapılm ış ve bu köyü a okul işi ile uğraşılm ıştır. Köylünün b ir okul yaptırm ası sağlanarak öğretmen tahsisi için ılbaylığa başvurulmuştur.

3 — Y ab ancı dil ile adlanan köylerin listesi, D il, Tarih, Ed ebiyat komitesine v eril­ miş ve bu köylerin büvük b ir kısmına gidilerek bu yönde incelem elerde bulunulmuştur.

4

— Köylünün, Toprak bayram ına katılm ası sağlanmış ve kendilerine tarım oku­ lunda modern v asıtalar gösterilm iştir.

(34)

5

— Y oksul köylülerin şehirdeki işleri görlllmUş ve T aşçı köyünde ölü çocuk doğuran b ir kadın doğumevine g etirilerek hayatı k u rtarılm ıştır.

Müze ve Sergi komitesi:

1

__ Belediyen in kaldıracağı eski m ezarlıktaki kıym etli mezar ta şla rı incelenmiş ve müzeye gireceklerin yağlı boya ile işaretlen erek saklanm ası sağlanm ıştır.

2

— Adana şehri içinde bulunan an ıtlar b irer b irer gezilerek fo to ğ rafları alınmış ve b ir kısım k ita b ele ri kopya edilm iştir.

3

— Seyhan ili için genel b ir A ntkite ve an ıtlar albümü elde etmeğe, agran­ dism anlarını yapmayla başlam ıştır.

4

— Güney' y u rtta arkeo loji incelemeleriyde bunlara dair y'azılmış T ü rkçe ve y a ­ b an cı eserler okunmuş, bunlardan bölgeleri ilgilendiren n o tlar a lın a ra k m ahallî gazetelerle y ayın a devam edilm iştir.

5 •— A r kom itesiyle b irleşerek ar ve ince eserler sergisinin ana h at­

larını çizm iştir. A y rıca artırm a h af­ tasında açılan y e rli m allar sergisi için de artırm a gurubiyle elbirliği yap arak serginin ITalkevinde açılm asını sağ­ lam ıştır.

1 9 3 © Y I L I

Dil, Tarih, Edebiyat koıfiitesi:

Adananın kurtuluş günü olan 5 Kânunsanide memleket yav ru ları-

Bir resim sergisinden

na işgalin acısını ve ulusal egemen­ liğin önemini anlatm ak için ( 5 K ânu nsam ) adlı b ir broşür neşretm iş ve bundan iki bin tane ilkoku lların son sınıflarına dağıtmış ve okunmasını sağlam ıştır.

2 — B ir y ıl içinde H alkevinde rengin b ir program la şu tören leri yapmış ve bunlar Evim ize çok ilgi gösteren halka salonumuz k â fi gelmediğinden şehrin mey­ danlıklarına ve büyük gazinolarına konan hoparlörlerle y ay ılm ıştır. A y rıca yedi d efa İlm î mevzular üzerinde konferanslar v erilm iştir. H oparlörlerim izin önünde toplananların sayısı

2000

dir.

T örenler:

1 — Adana kurtuluş bayram ı 2 — 18 M a rt Ç anakkale zaferi

8

— 31 M a rt İkinci İnönü zaferi 4 — 9 N isan M im ar Sinan gecesi 5 — 18 N isan K aracoğlan gecesi

6

— 23 N isan ulusal egemenlik ve çocuk baymamı

7 — 17 M ayıs Z iy a P aşa ih tifali

8

— 19 M ayıs A tatü rk günü 9 — 21 Temmuz M ontrö zaferi

10 — 24 Ağustos üçüncü dil kurultay' günü 11 — 30 Ağustos zafer bayram ı

12 — 20 E y lü l dil bayram ı 13 — 13 ncü Cum huriyet bayram ı

(35)

Karacoğlan G ecesin d en

Dedekorkut ağziyle masal­

lar söyliyen yörük kadını

Hasibe Teyze

Karacoğlan gecesininfonu

olan Türkmen çadırı

Sazcılar

(36)

3 — Adana K urtuluş tarih i üzerindeki vesaik derleme işlerine önemle devam edi- miş, kom ite üyesinden b ir arkadaş kurtuluş m ücahidleriyle görüşerek onlardan malû m at alm ak için civ ar k asab alara ve Istanbu la gönderilm iştir. Şimdiye kadar kah ram an lardan 186 say fa h a tıra , 62 fo to ğ ra f, 34 v esika temin edilm iştir:

4 — Adana ve mülhakatından derldeiği fo lk lo r malzemesi ve sentaks h u su siy etlerin i dil kurumu genel sekreterliğine gönderm iştir.

Ar komitesi ;

1 — H alk türküleri üzerinde etüd yapm ak üzere Adanaya gelen M acar p ro fesörü (B e la B a rto k ) un çalışm alariyle ilgilenen bu şubemiz, civar kasabalardan halk tü rk ü le ri okuyanları g etirterek profesörün bu tü rkü leri plâğa ve notaya almasına yardım etm iş, profesöre te rfik eylediği b ir Uyesile M ersin ve O sm aniveye de gidilerek orada da halk lürküleri üzerinde te tk ik a tta bulunulmuştur.

P ro fesöre Adanadan ayrılm adan evel Evim iz salonunda musiki hakkında bir konferans v erd irilm iştir.

Keman, mandolin, piyano, koro ve resim ku rs­ ların a önemle devam etm iş, müzik ku rslarında 300, resim kursunda

1

00 ders verm iştir. Bando, ork estra, saksafon ve akordeon çalışm alarına devam olun­ muştur.

3 — Müze ve sergi kom itesiyle elbirliğ i yap arak Evim izde b ir resim sergisi açm ış, M ay ıs ayından sonra

Evim izin bahçesinde hergün büyük b ir k a la b a lık halinde toplanan halkım ıza h op arlörlerle ulusal ve arsıulusal p lâk neşriyatın da bulunmuştur.

A. Rıza (Yalm an Yalgın)

Müze ve Sargi Komitesi başkanı ( 1933 )

' 4 — Resim kursuna devam eden am atörlerden istifad e edilerek Ulucam i gibi m em leketin sanat itib a ­ riy le kıym eti haiz eserlerinde mevcud çini tezyinatı ve taş oym alarından 35 desen kopya edilm iştir. K olleksi- yonu yapılm aktadır.

Gösterit Kom itesi:

1

— M em leketin değerli gençlerinden teşkil eylediği tem sil kolu pek iyi b ir şe­ kilde çalışm alarda bulunmuştur. Ç ok çeşidli gösterilerden ziyade amacımıza ııygu.a p iy e s ­ le r üzerinde esaslı çalışıp bunları mükemmel b ir su rette sahneye koymağı güden bu şu­ bemizin bilhassa partim izin bütün yurd içinde verdirdiği inkılâb ve istik lâl koaferansl a rı sırasında muhitimizde her konferanstan sonra gösterdikleri is tik lâ l piyesi halkımız üze­ rinde çok iyi te sirle r b ırak m ıştır. B u arada evimiz tarafından G enel Sekreterliğe sunu­ lup onaylanan ( \ abancı ) piyesi de büyük b ir ilgi görmüştür. Evim izin sahnesi ih tiy a c a k â fi gelmediğinden is tik lâ l piyesi gibi küçük m ikyasta dekora ih tiyaç gösteren p iy e s le r ­ den b aşkası halkımızın göstericlerim ize karşı gösterdikleri büyük alâkayı tatm in e tm e k için sinem alarda sahneye konm uştur.

— Sonu 52 inci Sayfada —

Referanslar

Benzer Belgeler

Teacher candidates’ perceptions of standards in an education program at a university in Turkey [Article@Türkiye’deki Bir Üniversitede Öğretmen Adaylarının Eğitim

1994’te kemikten elde edilen mtDNA’nın yaklaşık 400 baz çiftlik bir ön dizi analizini yapan araştırmacılar, K1 soyu olarak anılan ve ortak bir atadan gelen bir DNA

L’usage de construire une mosquée en même temps qu’une médressé rem onte, très certainem ent, à l’époque seld jo ukide... 24 TOURING ET AUTOMOBILE CLUB DE

Rousseau’nun politik alanda dile getirdiği görüşlerin muğlak ve kapalı yönleri bulunmaktadır. Özellikle yapıtlarında kendi döneminde bulunan düşünürlere ve

Kafenin hem ortaklarından hem de işletmecilerinden Melih Doğan, Türk kahvesi ve neskafenin yaru sıra zamanla filtre kahvenin, ardından da espressonun hayatımıza

İlk uğrağımı teşkil eden kahve­ de vakit nisbeten erken iken, ya­ ni gece karanlığı basmağa başla­ mış ve miniminilerin yatağa ya­ tırılmaları zamanı

Ekonomik büyüme ile enerji tüketimi arasındaki nedensellik ilişkisinin, enerji tüketiminden ekonomik büyümeye doğru mu yoksa ekonomik büyümeden enerji

Çocukluk çaðý anksiyete bozukluklarý sýklýk araþtýr- malarýnda bozukluðun çocuk ve ergenlerde sýk rast- lanýlan bir durum olduðu (Beesdo ve ark. 2009),