• Sonuç bulunamadı

Fazıl Ahmet Bey'in mektubu:"Neşriyatın tahdidini değil tezyidini istedim":Harf inkılabı geçmişin bir çok hurafesile gençlerin alakasını kesecektir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fazıl Ahmet Bey'in mektubu:"Neşriyatın tahdidini değil tezyidini istedim":Harf inkılabı geçmişin bir çok hurafesile gençlerin alakasını kesecektir"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahife 4 /

Fazıl Ahmet beyin mektubu

"Neşriyatın tahdidini

değil tezyidini istedim,,

Harf inkilâbı geçmişin bir çok hurafesile

gençlerin alâkasını kesecektir

Büyük millet meclisinde maarif büt­ çesi müzakere edilirken Elâziz mebusu Fazıl Ahmet beyin eski eserler hakkın­ da mühim bir nutuk irat ettiğini yaz­ mıştık. Bu münasebetle Fazıl Ahmet beyden bir mektup aldık. Mektubu aynen dercediyoruz:

Sevgili Akşam

gazetesine

Muhterem efendim

Büyük millet meclisinde maa­ rif bütçesinin müzakeresi esna­ sında söz almış ve Türkiyede [(millî talim ve terbiye) mefhu­ munu İlmî bir sıhhat ve vuzuh ile tesbit edecek düsturun ne ola­ bileceği hakkındaki düşüncele­ rimi söylemiştim. Beyanatım hayli uzundu. Zira memleketimizde iptida cismanî, fikrî ve ahlâkî terbiyevî vaziyetleri mütalâa ettim sonra da bugün temel ter­ biye diyebileceğimiz terbiyei esa­ siye ile meslekî terbiye meselele­ rine dokundum.

Eski bir muharriri olmakla da­ ima zevk ve mefharet duydu­ ğum aziz (Akşam) gazetesi 18 mayıs 1933 tarihli nüshasında söylediğim nutuktan bahsediyor. Ancak muhabir bey beyanatımın esasları ile delâlet hudutlarını tasrih etmediği için okuyanların zihninde bir takım yanlış fikirler kaynaması mümkündür. Hattâ böyle bir yanılmanın doğrudan doğruya muharrir arkadaşımız­ da bile hasıl olduğuna en yanılt­ maz delil, vaki olan ihbaratm başına (neşriyatın tahdidi) diye bir unvan koymuş olmasıdır. Zira yaki olan beyanatım, bilâkis neş­ riyatın tezyidi gayesini istihdaf ediyordu. Şu münasebetle gerek muhterem (Akşam) ı ve gerek bütün okuyucuları tenvir etmek üzere bazı izahat vermeği faydalı gördüm.

Her şeyden evvel muhabir be­ ye alenî bir teşekkürde bulun­ mak isterim. Zira - velev zühul neticesi olarak - matbuat ve neş­ riyat hürriyeti aleyhinde fena bir niyet tevehhüm etmekten du­ yulan asabiyet, hassasiyetlerin hiç şüphe yok ki en necip ve asil olanlarından biridir. Zekâ, ilim ve düşünce istiklâlini bütün medenî nimetlerin en başında bi­ lenler, elbette o gayeler için tit- riyecek her gönüle muhabbet duyarlar. Yeter ki gösterilen en­ dişeler yalansız olsun ve hırs, kin menfaat falan gibi iltihaplı (duygulara dayanmış olmasın.

Binaenaleyh yukarıda da de­ diğim gibi, muhabir bey arka- aımı - hakkımda efkârı umumi- yeye asılsız ve haksız bir curnal vermiş olmasına rağmen - tebrik ederim. Çünkü hareketinde hiç bir fena niyet olmadığına emi­ nim.

Zaten, cimri, âdi ve yerde sü­ rünür maksatlardan uzak bir fikir münakaşasının ne kadar mutlak serbesti ve samimiyet içinde yapılmasına taraftar ol­ duğumu gösterecek en inandırıcı vesika zannederim ki asıl nutku­ mun kendidir.. Arzu edenler zabıt ceridelerine bir göz gezdirirlerse işi beş dakikada kavrayıverirler. ler.

Şimdi gelelim mevzuumuza:

Gençlerin ve alelûmum halkın fikrî ve manevî terbiyesi tetkik edilirken henüz taze zihinlere okutulacak kitapların nevi, ma­ hiyeti çok büyük ehemmiyetle mütalâa olunur. Tıpkı çocukların yaşlarına, bünyevî hususiyetlerine göre gıdalarına dikkat edildiği gibi.

Terbiyeciler ve ruhiyatçılar nazarında tahakkuk etmiştir ki hazım edilmiyen maddî ve ma­ nevî her gıda, uzviyete kuvvet değil, zarar verir.

Ondan dolayıdır ki bir mem­ lekette terbiyevînizam, kıvamını, kararını buldukça her yaşta ve her tahsil seviyesindeki dimağ için ayrı bir kitap ve okuma za­ hiresi hazırlanır. Bu terbiyevî bir prensiptir. Ve bu sayededir ki medenî, zemandaş ve hıfzısıh­ hasını bilen bir adam midesini maddî müzahrafattan nasıl ko­ rursa aydınlık bir fikir terbiyesi gören insan da idrakini, ruhunu manevî süprüntülerden öylece muhafaza eder. Zannetmem ki bu kadar basit bir hakikati ka­ bul etmek istemiyenler buluna­ bilsin! Şayet bulunursa kendile­ rini hürriyet âşıkı değil, ilim gafili telâkki etmek daha doğru olur.

İşte benim meclisteki beyana­ tımda yeni harfler münasebetile temas ettiğim mesele bu idi. An­ latmağa çalıştım ki yeni türk harflerde içine girdiğimiz inkılâp, bizim yeni nesillerimize onların ruh ve dimağını tağşiş etmeden en faydalı ve en yeni fikirleri ve umdeleri vermeğe yarar bir mahiyeti haizdir. Çünkü geçmi­ şin bir çok hurafesile kendileri­ nin alâkasını kesecektir. Ve bu sebepledir ki maarif vekâletinin şuurlu neşriyatı teşvik ve tezyit etmesi sonra da geçmişin fena ya­ digârı oan kötü şeylerle zihnî temasları ortadan kaldırması lâ­ zım gelir.

Burada bütün türk efkârı umu- miyesi karşısında fahrederek tekralarım ki şu saniyede dahi aynı kanaatta bulunuyorum. Bu mevzu etrafında çok söz söyle­ meli kabildir ve faydalıdır. Eğer pek sevdiğim (Akşam) ga­ zetesi arzu ederse terbiye ve neş­ riyat mihveri etrafında tebellür edebilecek diğer düşüncelerimi memnuniyet ve hürmetle kendi sütunlarına takdim etmek benim için gerçekten bir zevk olur.

İşte son sözüm: Sevgiler ve saygılar.

Fazıl A h m e t Kaçak sigara kâğıtları Üsküdarda oturan Fethiye ha­ nım isminde bir kadının ötekine berikine kaçak sigara kâğıdı sat­ makta olduğu haber alınmış, za­ bıta tahkikata başlamıştır. Evvel­ ki gün Fethiye hanım yakalana­ rak üzeri aranmış ve bir çok ka­ çak sigara kâğıtları bulunmuştur. Kaçak kâğıtlar müsadere edilmiş­ tir. Fethiye hanımın bu kâğıtları nereden aldığı ve daha başka or­ takları olup olmadığı tahkik edi­ liyor. Fethiye hanım adliyeye tes­ lim edilecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastalarımızda, koroner lezyon ciddiyetini gösteren Gensini skorunun serum adiponektin düzeyleri ile istatistiksel olarak anlamlı negatif bir korelasyon göstermesi de

The results of this study support that the objectivity, comparability, acceptability, justice of the psychiatric clinical examinations can be effective perform and foster an

第十一章 前言:牙科事務流程管理 第十二章 診間環境常規作業管理 第十三章 櫃檯批掛事務管理 第十四章 病患接待管理 第十五章 時間管理

Artık ilk çok hücreli canlıların tam olarak ne zaman ortaya çıktığını biliyo- ruz ve onların başına bela olan kitlesel soy tükenişlere ilişkin de kuşatıcı bir

Doğrusunu söylemek lâzım gelirse ben gibi, Yunus’un bâzı şiirlerini beğenmekten ileri bir çabası olmayan sıra yazarı, nın bu büyük adam hakkında yazı

Sovyetler’ in 15 Kasım 1983 günü çekildikleri IN F görüşmelerinde A B D Başkanı Reagan, önce ik i tarafın da tüm füzelerini sökmesini içeren “ sıfır

Ben ve benim gibiler onu bu yönüy­ le değil de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan’nda -iki dö­ nem- genel sanat yönetmenliği sırasında tiyatro üzerine ileri

Ama gene de, onun biraz eski tarihlere dayanan bu tür çalışmaları, Fikret Muallâ'mn hindi resmi yapmaktan çok, hindinin kendi resmine benzeyenini yapmış ol­ ması