• Sonuç bulunamadı

Vehbi Koç beni affetmedi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vehbi Koç beni affetmedi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V

K A Y

İNSAN

N

A K L

'tPÇr

1

A-\

-77..92X.

A R I

PAZAR,

6

Şubat 2000

2 7

Gramı:_:__uz_z_

Can Kıraç, 41 yıllık profesyonel hayatını, Koç Ailesi’nin bilinmeyen yönlerini ve emekliliğini anlattı.

Ayrıldıktan sonra neler yaptınız?

Kendime gelmem bir yıl sürdü. 41 yıllık disiplinli çalışma hayatından sonra insan sudan çıkmış balık gibi oluyor. Sabahlan kalktığımda işe gidecekmişim gibi

telaşlanıyordum. Başka bir işle meşgulken bile 'Acaba Koç Holding'de neler yapıyorlar' düşüncesi uzun süre devam etti. Özgürlük çok karmaşık bir metod. Özgürlük deyince her şeyden bağımsız olacağımı zannediyordum, ama dış hayatla ilgisi benim gibi azalanlar için eşin müdahalesi daha yoğunluk kazamyor. Kahvaltımdaki yiyeceklerden yatma saatine kadar.

Boşluğu nasıl doldurdunuz?

Kitap yazmam, bu geçiş döneminde bana yeni bir ufuk açtı. Bir dönem hiç ilgi alanıma girmemiş olmasına rağmen bir tiyatro grubunda jüri üyesi olarak çalıştım. Fotoğraf merakım var, onları gündeme getirdim. Dostlarımla biraraya gelmeye, seyahatlere çıkmaya başladım. Eşimle biriktirdiğimiz koleksiyonlarımız var, ama devam

edemiyoruz, çünkü her şey çok pahalı oldu. Hayvanlara karşı eskiden beri ilgim vardı, seyahatlere çıkınca bakamadım. Elektronik kuşlarım, manyetik balıklarım var. İşi ileri götürdüm, bir kaseti kuş sesiyle doldurdum. Sürekli dinliyorum. Bilgisayara vakit ayırmaya başladım. Fakat sonra büyük bir hayret ve üzüntüyle gördüm ki, zaman insanın her şeyi yapmasma izin vermiyor. Kitap okuma konusunda hayalkınklıklarım oldu. Kendimi sınadım, bir senede 20 kitap okuyabiliyorum. 40 bine yakın kitabım var, hala almaya devam ediyorum.

İkinci kitabımda Cumhuriyet tarihinde özel sektörün içinde yetişmiş ilginç işadamlarının hayat hikayelerini anlatacağım

MAL CANIN YONGASI

Vehbi Koç ilginç bir patrondu. Her üç ayda bir Koç topluluğunda otomobil şirketlerinin bilançolarını tartışırdık. Toplantılara Vehbi Bey de katılırdı. Servis istasyonları zarar ediyordu. Şirket bilançolarında zarar telafi ediliyor ve kâra geçiliyordu. Fakat Vehbi Bey ısrarla servislerin bilançolarını ayrı incelemek istiyordu. Zararı bizim gözümüze sokmak amacmdaydı. Sonunda bir gün, bu ayrımın yapılmaması konusunda karar vermesi için ikna ettim. Uç ay sonra bir gündem geldi, 'Servis istasyonları bilançolarını inceleyeceğiz' diye. Yanma gidip, 'Kararı unutmuşsunuz' dedim. Vehbi Bey ilk kez elini masaya vurdu: 'Can Kıraç, mal canın yongasıdır. Dolayısıyla ben o raporları istiyorum' dedi. Affetmeyen tarafları vardı ve haklıydı. İşlerin nasıl gittiğini bilmeyen bir patronun yapacağı telkin ve yönlendirmeler etkisiz kalıyor.

ÖZEL HAYATLARI

İNCELERDİ

Yakın iş arkadaşlarına karşı m esafeli bir tutum u vardı. Bunu bizlere ve çocuklarına tekrarlam ıştı. 'İş arkadaşlarınızla içli dışlı arkadaş olmayın. İş çalışm alarınıza olumsuz etkisi olacaktır' derdi. G üneri Civaoğlu, M ehm et Barlas, M etin A kpınar gibi ilgi alanlarına girm eyen insanlarla yakın olm ayı, onların sohbetinden keyif almayı tercih etmiştir. Zam an zam an iş

arkadaşlarının özel hayatlarını incelem ek için evlerine konuk olurdu. 'Eşi nasıl bir kadındır?', 'Sofrasında ne yenir, ne

konuşulur?', 'Bu adam ların nasıl bir yaşam tarzları var?', kontrol etmek için. Koç A ilesi'nin sonraki kuşaklarında bu özellik yok. Bu ilgiye alışm ış olanlar bundan m utsuzluk duyuyorlar. Bu boşluk doldurulam adı.

ehbi Koç beni affetmedi

v.

*an Kıraç, Koç Grubünun sıfırdan başlatıp tepe noktaya getirdiği sayılı

profesyonellerden biri. Kıraç, yüksek ziraat mühendisi olarak 1950'de Koç bünyesine katıldı. 41 yıl içinde Koç'un

Bakanlar Kurulu olarak nitelendirilen İdare Komitesinin başkanlığına kadar yükseldi. Ancak 1991 sonunda süpriz bir kararla emekli oldu. Vehbi Koç'u kızdıran bu kararın gerekçesi ise 'kendi hayatını yaşamak istemesiydi. Aradan geçen sekiz yılda patronu Vehbi Koç'u anlatan bir kitap yazdı, seyahatlere çıktı, fotoğrafçılıkla uğraştı, kendi deyimiyle bilgisayarlarla ’haşır neşir' oldu.

İş teklifleri aldınız mı?

Evet, çok cazip teklifler geldi. Koç’ta başlamış olduğum için ayrılmayı sadakatsizlik olarak değerlendirdim, reddettim. Bugün pişman değilim. Özel sektör bürokratlığım tercih ettim. Bugünkü şartlarda çalışmadan hayatımı sürdürme imkanı sağladı.

Neden emekli oldunuz?

'Disiplinli yaşamış olmanın getirdiği bir bunalım' olarak da ifade edilebilir. İş hayatının güdümlü tarzından bunaldım. Görevim icabı profesyonel yöneticilerle aile bireyleri arasında bulundum. Her iki tarafın görüşlerini birleştirmek gibi bir sorumluluk taşıyordum. Böyle bir görevde insanlar hem özverili çalışmak hem de kendi görüşlerinden fedakarlık yapmak durumunda. Zannediyorum ki bir noktada insan kendi kişiliğiyle yaşamak istiyor. Bunu hissetmeye başladığımda yaşım da 60'a yaklaşmıştı. Sonraki hayatımı bağımlı olmadan yaşamak istedim.

Bu kararda yoğun çalışma temposunun etkisi var mıydı?

Evet. Vehbi Koç'un çalışma temposu çok ilginçti. İnsanlan son raddesine kadar kullanmayı hem iyi bilirdi, hem de bundan zevk alırdı. Cuma gecesi telefon eder, hafta sonu okumam için bir rapor gönderir, 'Oku, not hazırla' derdi. Veya pazar sabahı 10.00'da çaya çağırırdı. Böylece zamanımın tamamım Koç'a

veriyordum. Bundan yorulduğumu hissettim.

Vehbi Koç bu karan nasıl karşıladı?

Vehbi Bey'in bende affetmediği bir olay vardı. Onun cephesinden düşünüyorum. Benim için 'Ben 41 yıl

ehbi Bey, acım asızlık

unsurunu yumuşatmış bir

patrondu. İnsanları son

raddesine kadar kullanma

amacını onlara maddi

imkanlar sağlayarak

yumuşatmış, kamufle

etmişti.

K,

ınuların ayrıntısına

girme ve yönetimle ilişkiler

bakımından Vehbi Bey e en

çok benzeyen Suna Kıraç'tır.

Rahmi Bey hadiselere daha

makro düzeyde bakmayı

tercih eder. Tutumluluk

açısından ikinci kuşağın öne

çıkan ferdi Semahat Arsel.

V.

ehbi Bey aileyi belli bir

çerçeve içinde tutuyordu,

ataerkil bir yapı vardı. Onun

vefatından sonra aile

bireyleri kendilerini bağımsız

hissetmeye başladılar.

Vehbi Bey takipçi bir patron olduğu için altı ayda bir şirketlerin ve holdingin masraf sonuçlarım incelerdi. Uçak masrafları yüksek çıkınca, üst düzey yöneticilerin birinci sınıfta uçtuklarım görmüş. Bizleri çağırdı, 'Bunu bir düzene sokmak lazım. Bir kere Avrupa'ya uçuşlarda neden birinci sınıf uçuyorsunuz?' dedi. Rahmi Koç ve Suna Kıraç'a döndü. 'Sîzlerin bunlara dikkat etmeniz gerek. Aile olarak hovardalık içine girerseniz, yanınızda çalışanlar 'Biz niye bundan istifade etmiyoruz' derler. Kötü örnek olmayın. Bunun hakkınız olduğunu ispatlamak için şunu vaad ediyorum; yıl sonunda primlerinizi hesap ederken, birinci sınıf-normal kısım arasındaki farkı primlerinize ilave ettireceğim' dedi. Biz mutlu olduk, hem uyan doğruydu hem primlerimiz artacaktı. Yıl sonunda primlerimizi bekledik. Farklar verilmemişti. Tabii üzerine su içtik.

bu adama emek verdim, imkanlar sağladım. Şapkasını alıp gidiyor, muhakkak bir yere bağlayıp kendisinden yararlanmaya devam etmem gerek' diye düşündü. Aile Planlaması Vakfı'na, Türk Eğitim Vakfı'na başkanlık yapmam için mektuplar yazdı bana. 'Tarihe geçersin' dedi, kendi kendimi umutlandırdım, 'Can hata mı yapıyorsun?' diye. Sonra 'Bu Vehbi Koç taktiğidir, aldanma' dedim, hepsini bıraktım. Bir de kitap macerası oldu. Hayat hikayesini yazacaktım. Önce beni teşvik etti, kitap taslağım istedi, gönderdim, taslak onu tatmin etmedi. Kafasında başka bir model varmış. Öyle bir formata sokmamı istedi. Ben de ona 'Kitap benim kitabım, düşündüğüm gibi yazacağım' dedim. Hassasiyetlerini görünce yazmaktan vazgeçtim. Sonra 'Senin sarı damarm vardır, ne yaparsan yap' dediler. Fakat Vehbi Bey bana olan kırgınlığını unutmadı, öyle kaldı. Böylece bir sayfa kapandı.

41 yılı Vehbi Koç'la geçirdiniz. O'na benzeyen taraflarınız oldu mu?

Hayır. İnsanların birbirini etkilediğini

kabul ediyorum. Fakat Vehbi Bey'e benzemek kolay değildir. Bunun için çok özveride bulunmak lazım. Vehbi Bey, hayatı boyunca tek kulvarda koştu, yalnızca iş hayatıyla alakası vardı. Tek hobisi çalışmaktı. Bu özelliği çok etkileyiciydi. Ama hiçbir zaman onun kadar çalışkan olmadım, olmak istemedim. Bu çok ayrıcalık isteyen bir şekil. Yeni kuşaklar yan alanlara da açılıyorlar. Sanatla, politikayla, sporla ilgileniyorlar. Ben bunların ortasında bir yerde kaldım. Kendime has ilgi alanlarım vardı, fotoğrafçılık, seyahat, yazı yazmak... Ben hayatın diğer yanlarından da zevk almayı seviyorum.

Ondan neler öğrendiniz?

Toplantılara hazırlıklı girme konusunda çok titizdi. İşle ilgili kararların mazisini araştırır, bilgili insanlarla görüşür, hiç ummadığımız insanlardan görüş isterdi. Biz toplantıda laf üretirdik, o toplantının sonunda bir sayfa not verir,' Alm, okuyun bunu' derdi. Okuduğumuz zaman konuştuklarımızın özetini ve bulamadığımız berrak sonucu görürdük. Son senelerimde

toplantılara böyle girerek lüzumsuz konuşmaları önlemek imkanım buldum. Diğer etkilendiğim husus, sahip olduğu 'patronluk hissi’ydi. Genellikle kendi görüşlerini empoze etmezdi. 'Böyle yapacaksınız' demezdi. Kendi fikrini bize bizim fikrimiz gibi aşılardı. Toplantının sonunda görürdük ki Vehbi Bey'in önerisini kendi görüşümüz olarak savunur hále gelmişiz. O zaman alt dudağım sarkıtarak bıyık altından gülerdi.

Aile şirketi olarak Koç Holding nasıl yönetiliyordu?

Vehbi Koç, bir sistem geliştirdi. Sistemde iki yönetim var: Aile komitesi ve holding yönetimi. Aile komitesinde temel konular

konuşuluyor, görüş birliğine varılıyor. Ardından konu profesyonel kadroya 'Biz aile olarak şöyle düşünüyoruz' diye sunularak öneri getiriliyor. Eğer profesyonel kadro, komitenin önerisini benimsemezse, nedenlerini aileyi temsil eden kişiye aktarıyor. Vehbi Koç aile komitesine damatlarım değil, kızlarım aldı. Rahmi Koç'un çocukları iş hayatına atıldıktan sonra komiteye alındılar. Ancak konuşma hakkı

verilmedi. Onları yönetim kuruluna da konuşma hakkı vermeden davet etti. Meselelerin aile içinde ve aile ile profesyonel kadroların birleştiği yönetim kurullarında nasıl tartışıldığım görmelerini istedi. Yetişmeleri için imkan hazırladı. Aile bireylerinin profesyonel yöneticilerin önünde tartışmalarım engellemiş oldu.

Profesyonel yönetimle aile komitesi arasında en çok hangi konuda anlaşmazlık çıkıyordu?

Kriz dönemlerinde, çalışan sayısının azaltılması en önemli karar olurdu. Profesyonel kadro insan sayısının azaltılmasına karşı direnirdi. Aile komitesi herhangi bir buhrana girmemek için çalışan sayısmın azaltılması yönünde baskı oluştururdu.

Vehbi Koç'tan sonra şirkette nasıl değişiklikler oldu?

Vehbi Bey aileyi belli bir çerçeve içinde tutuyordu, ataerkil bir yapı vardı. Onun vefatından sonra aüe bireyleri bağımsız hissetmeye başladılar. Bu bağımsızlık, kararların dalıa şeffaf alınmasını gerektiriyor. Zannediyorum, artık tartışmalar daha

açık oluyor. Profesyonel kadronun güçlendirilmesi için çalışıyorlar.

Vehbi Koç ve çocukları arasındaki benzer-farklı yönler neler?

Vehbi Bey'le çocukları arasmda çok az benzerlikler var. Çünkü yetişme tarzları farklı. Ancak böyle bir ölçümleme yapmak gerekirse konuların ayrıntısına girme ve yönetimle ilişkiler bakımından Vehbi Bey'e en çok benzeyen Suna Kıraç'tır. Toplantılara hazırlıklı girer. Rahmi Bey hadiselere daha makro düzeyde bakmayı tercih eder. Tutumluluk açısından ikinci kuşağın öne çıkan ferdi Semahat Arsel. Fakat çocuklar babalarının kati hayat felsefesini benimsemediler.

Vehbi Koç'un vefatından sonra kauoyunda holdingteki atılmaların durgunluğa girdiği yönünde bir izlenim oluştu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu genel bir izlenim. Çevremden de duyuyorum. Burada değişik bir faktör var. Eskiden beri Koç-Sabancı rekabeti gündemdedir. Sabana tanıtımda Koç'a göre daha başardı. Bu durum, insanların düşünce

istikametini etkiliyor, 'Sabana öncülük alıyor' diyorlar. Burada psikolojik faktör var. Ben şirket bilançoları ve yıllık faaliyet raporlarım inceliyorum. Koç Grubu'nun geride kalması gibi bir durum yok. Sabana Grubu'nun bu imajında Akbank'ın ağırlığı var. Ailenin yıllarca

yönetimde kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vehbi Koç, Koç Holding kurulduktan sonra aüe fertlerinin şirketlerin günlük faaliyetlerinin dışmda kalmasını istedi. Bunu yönetim politikalarına da soktu. Fakat bazen patron müdahale etmekten zevk alır. Çünkü patron patrondur. Vehbi Koç 'Ben artık emekli oldum. İşlere karışmıyorum' derken samimi değüdi, işlere karışıyordu. Bazı konularda

kendisini olayın dışma çekemiyordu. Şirketin çalışması Vehbi Koç'u ilgilendiriyordu, çünkü kendi ismiyle bütünleştiriyordu. Zaman zaman şu eleştiriyi yapmıştır; 'Siz bu işi böyle uzaktan takip ediyorsunuz ama son müşteri bunu Koç olarak algüıyor.

Koç ismine gereken dikkati göstermeniz lazımdı'. Kendisiyle bütünleştirdiği anda işin içine girmiş oluyordu. Ben öyle algılamışımdır.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sevgili dostum, samimi mektubunuz beni çok mütehassıs etti ve bana yazmaya devam ederseniz, b°ni çok sevindirmiş

Hizmetimiz bu kadarla da kalmıyor, kitapseverlerin gereksinimlerini göz önüne alarak yeni yayınlar üzeri­ ne bilgi veren, ücretsiz olarak gönderilecek bir bül­ ten

In conclusion, we found that exposure to tobacco smoke, during pregnancy whether active or passive, affects cord-blood eosinophil counts and perhaps IgE levels.

[r]

O İlham ağabey, 7 yıl sonra bir akşam vakti aynı binanın tepesine çıkıp İstiklal Marşı eşliğinde kendini yakacağını söyleyecekti.. bölgeden

ferahlamaya çalışan Kıymet Hanım geçmişe dalıyor. Portakal Yokuşu na kırk yıl önce gelin gelmişti. Birkaç ahşap ev vardı o zamanlar sahilde, ağaçlığın

Yurdumuzun yalnız sosyal hizmette 7000 diş he­ kimine ihtiyacı olduğu halde, sosyal hizmetteki toplam diş hekimi kadrolanmn sayısı 500’ü geçmedi.. Günümüzde

Fakat Cumhuriyetin ilânı sırasın­ da Büyük Millet Meclisinin OsmanlI hanedanı hakkında ittihaz ettiği ka­ rar dolayısile Prens Sabahattin Bey de, vatanını