• Sonuç bulunamadı

Memleketim şarkısının sözleri tam bir felaket

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Memleketim şarkısının sözleri tam bir felaket"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Beyaz piyanosu

3 yalı değerinde

■ Ünlü piyanist şarkıcı {jham_ G e

"Sahnede geçirdiğim 60 yılda

sahip olduğum tek şey eşi

benzeri olmayan beyaz pi-

yanomdur. 1953'te o güze­

lim beyaz Steinvvay'i 30 bin

y e n ir

liraya aldığım

»SÖSOY gün 10 bin li-

röportajı

raya

Yeniköy'-de yalı satılı­

yordu." ■ 5'te ”

(2)

"TT-

“5

“LÁ 3t&

T

o p l u m

T"

Yöneten: A yh an A TA K O L

fl. mamern m m a/M M W

2»1

PAZARTESİ, 23 Aralık 2002

5

Şarkımı Coşkun

Sabah' a

verdim berbat

■ Ayten'in söylediği “Memleketim” şarkısının sözleri bir felaket. Hangi memleket, içinde Türkiye yok. Bu şarkı Kıbrıs Barış Harekatı'nda sembol edildi, tam bir fiyasko. Biz orada yüzlerce şehit verirken “Ben gönlümü eğlerim gerisi Allah kerim” sözleriyle bu şarkı söylendi, ayıptır. Ben bu şar­ kıyı “Bir başkadır benim Türkiye'm, ben gönülden se­ verim, gerisi Allah kerim” diye değiştirerek söylüyorum.

M Pop müzikten pek anlamıyorum, cazda ise iki şarkıcı adı verebilirim, biri Sevinç Tevs, öteki Ayten Alpman.

■ Türk müziğim çok severim, muhayyerkürdi ma­ kamında yaptığım “Gülen Şarkı”yı Coşkun Sabah’a verdim, berbat etti. Bunu Ebru Gündeş'in okumasını çok istiyorum. Bu millet ağ­ layan, inleyen nağmelerden bıktı, çoğunda geberiklik var. Arabesk desen daha beter, adam kendini köprüden atıyor. Bu güzelim memleketin insanlarının bezgin, asık suratlı

olmasında bu şarkıların çok büyük rolü var.

■ Anne tarafım

Selanik'ten; ben 27 Ağustos 1927 Bakırköy doğumluyum. Annem babam ben çok kü­ çükken ayrılmış, babamın vefatından sonra de dedemin yanında büyüdüm. Ayrılma psikolojinden uzun yıllar kurtulamadım.

■ ■

eketim şarkısının

eri tam bir felaket

İlham Gencer, arkadaşımız Y en er Süsoy'a 32 yıl önce Manisalı ülkücü arkadaşlarının hediye ettiği bozkurt kemerini gösterdi. İlham Gencer, bu kem er yüzünden dayak yiyip karakolluk da olmuş. (Fo to ğ ra f: Sin an Ö Z B A L K A N )

İbrahim oğlu Nihal hanımdan doğma Osman ilham Gencer 60 yıldır hiç ara verm eden çaldığı piyanosunun başında hâlâ ilk günkü gibi canlı ve heyecanlı. Müzik yaptığı Çınar Oteli salonları tadilatta olduğu için o şimdilerde davet edildiği illerde

konserler veriyor. Bunun yanı sıra 1997'de 15 arkadaşıyla birlikte kurduğu İstanbul'un Güzelliklerini Koruma ve Yaşatm a Derneği'nin genel başkanlığını sürdürüyor. Ve 60 yıllık usta müzisyen İlham Gencer bu derneğin O rtaköy'deki merkezindeki bir odada yaşamını sürdürüyor. O mütevazı eski binanın orta katındaki sobalı odacığında yiyor, içiyor, uyuyor. Onu ayakta tutanlar, hayata bağlayanlar oğulları İlhan ve Bora ile kızı Ayşe. V e bir de ülkücülük arkadaşı, Türkçülük yoldaşı "re is " namlı Sami Sefer Coşkun.

Bu çılgın, kendine özgü usta piyanist-şarkıcı, geçen yarım yüzyılda neler yaşadı, neler yaşatmadı ki? 1960'larda Site Pasajı'nın 6. katında açtığı Çatı adlı gece kulübü giderek özel

konservatuvara dönüştü. O İlham ağabey, 7 yıl sonra bir akşam vakti aynı binanın tepesine çıkıp İstiklal Marşı eşliğinde kendini yakacağını söyleyecekti. 1961‘de Rekin Teksoy'un yönettiği film de dansöz Aysel Tanju'yla sevişme sahnesi çekilirken "A se n a " temsilcisi eşi Necla hanım seti

basıp kocasını kaçıracaktı. 1983 seçimlerine İstanbul 2. bölgeden bağımsız olarak adaylığını koyup sonra vazgeçti. De G aullé'den Clinton'a kadar birçok devlet başkanına ve ünlüye müzik yaptı, onlardan arm ağanlar aldı. İlk Türkçe sözlü şarkı "B a k Bir Varmış

Bir Yokm uş"u 1960'larda plak yaptı. "Ü skü d ar"ı Eartha K itt'in ağzından bütün dünyaya tanıttı, kendisi bir kuruş kazanamadı. Kısacası bir ömürdür İlham Gencer ağabeyimiz, bir romandır, bir olaydır, bir şarkıdır, bir başkadır. İnanmazsanız buyurun

O rtaköy'ün Dereboyu Caddesi'nin bir sokağındaki mütevazı bir evin kurtlarla, hilallerle döşeli bodrum katına.

O

y en er

SÜSOY

röportajı

Ü ç yalı değerindeki piyanoyu

Koç ve Sabancı'ya kaptırmadım

- Sahnede geçirdiğim 60 yılda sahip olduğum tek şey eşi benzeri olmayan beyaz piyanomdur. 1953'te o güzelim beyaz Steinway'i 30 bin liraya aldığım gün 10 bin liraya Yeniköy'de yalı satılıyordu. Steinvvay piyanom şu anda 112 yaşında, hâlâ onun pırıl pırıl olan sesiyle çalışıyorum. Prens Alaad- din'in mallarının müzayedeyle sa­ tılacağı haberini gazetede oku­ dum. Hemen müzayedeyi yöneten Aret Portakala gidip “Bu piyano­ yu çok istiyorum, satışı yarma ka­ lırsa ya K oç alır, ya Sabancı. Se­ nin için de ayrıca bir 500'lük ayır­ dım” dedim. Üsküdar'daki o mü­ zayedede Sabancı ile K oç ailesi at- geyik kavgasına girince piyanoyu ben kaptım. Geyik şimdi Divan O telinin önünde, at ise Em ir- gan'da şimdi müze olan Sabancı köşkünde. O piyanoyla 1960'da Şişli'de açtığım Çatı Kulüp'te unutulmaz anılar yaşadım, yaşatmaya gayret ettim. Orada tam 7 sene piyano çalarak vergi rekortmeni oldum, sen o zamanlar Akşam'daydın hatırlarsın. Ama hesap kitap bilmediğim için, davulcum rahmetli Ali Çetinkaya sayesinde battık. Levent'teki evim bile zorla sattırıldı, neler çektim neler.

Meğer sevgili Ali devamlı kâr göstermiş. 60 yıldır sahnedeyim, hiç kimse de benim yerimi doldu­ ramadı. Ben Allah'ın bana verdiği bu yeteneği Ajda Pekkan'dan Emel Sayın'a, Füsun Ünal'dan Cem Karaca'ya kadar birçok öğrencime aktarmaya çalıştım.

- Ayten Alpman'ı ortaokul talebeliğinde tanıdım, çok sevdim. Ay­ ten, o zamanlar Nişantaşı Kız Ortaokulu'na gidiyor­ du, ben de Şişli Terakki orta bölümündeydim. Sonunda 1953'de evlendik, düğünümüz Tokatlıyan Oteli'nde oldu. B u evlilik, ben Çatı'yı açtıktan üç ay sonra bitti. Güzel bir

insandı am a‘ uyuşamadık işte. Ben onu kıskanıyordum, o da beni kıskanıyordu, sonunda geçinemez olduk. Müzik dünyasında ilk yetiştirdiğim kişi Ayten'dir. Sinemaları dolaşıp öğrendiğim film

müziklerini akşamları Ayten'e öğretirdim. Bu evlilikten İlhan adlı oğlumla Ayşe adlı kızım dünyaya geldi. İkinci eşim, Bora'mn annesi Necla ile 1964'de evlendik. O melek kadım evliliğimizin 28. yılında acı bir trafik kazasında kaybettim. Bir sarhoş gelip biçti bizi, Necla öldü, benim sağ omuzum paramparça oldu. Sana bir şey söyleyeyim, kadın bir melektir ama, bazen de şeytan oluverir. Necla gerçek bir melek, cesur bir milliyetçiy­ di, bana silah çeken adamların elinden tabancaları aldığı oldu.

Bugün yorgunum, seni dövemeyeceğim

- Asım İslamoğlu'nun sahibi olduğu Bebek Belediye Gazinosu'nda çalışırken yok yere dövüldüm. Piyanonun akordunu yaptırmamışlar, ben de emir vermesi için Asım beye ricada bulundum. Ana avrat küfür etmeye başlayınca ben de üstüne yürüdüm. O anda gazinonun tüm personeli üstüme yürüyüp beni adamakıllı hırpaladı. Apar topar Sirkeci'deki Emniyet Müdürlüğüne

götürülüp 2. Şube Müdürünün karşısına çıkartıldım, meğer adam Asım beyin hemşerisi bir

Karadenizliymiş. Beni yakamdan tutup “Ulan sen kimsin, nasıl karşı çıkarsın bizim İslamoğlu'na” diye başlayınca burada da dayak yiyeceğimi sandım. Neyse ki şansım varmış, “Bugün çok adam dövdüm, halim yok, defol git” deyip beni saldı.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bununla birlikte, portakal suyu ya da gazlı içecekler içtikten sonra dişleri fırçalamak diş minesine zarar vere- bilir.. Asidik olan bu içecekler diş minesini geçici olarak

adamlar, askerî, siyasî, İçtimaî, ve dini ha­ yatta rol oynamışlar, yenileşme hareketine yol açmış­ lar, İçtimaî hamlelere yeni bir din getirmişler,

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil

Bu ses Kara, Hava ve Deniz K uvvetlerinin iş- biriliği sonunda T ürk Silâhlı K uvvetlerinin kan dökülmeden idareye geçici olarak el koyduğunu T ürk m iletine

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da

[r]