V arlık d erg isin in daha evvel pişm en n eşre ttik le riy le , öbür şiirlerin i bir k i tap halinde to p lıy ara k , C ahit S ıtkı Ta- rancı, “O tuz beş yaş” isim li eserini n eş re tti.
“O tuz beş yaş” t aki şiirle r iki g u ru n . ta, birb irin e benzer iki g u ru p ta to p ’a- n a b 'liy o r: Şairi B audelaire, M allarm é V erlaine, Rim baud, V aléry çizgisine bağhyan ş iirle r birinci, E lu a rd ve ben zeri m u asjrla rö bağlıyan şiirle r ¡kinci gurubu teşk il eder. Zam anım ızın h er ha kiki şairi gibi, C ahit S ıtkı da, symbo- Z.&fe’lerle başlyan ş iir an lay ışın ın ço cuğudur. Şahsan, hakiki şiire has zan n ettiğ im d eğ erleri ve güzellik leri b i rinci g u rup ta, yani rea lite n in o b iek tif m üşahede ve inşasına dayanm jyatı gu ru p ta eö rdü ğü m için, bilhassa onlar üzerinde durm ak isterim .
K Ö K L E R :
H e r şairin, m ensup olduğu fik ir ce m iyetin in m ahsulü olduğu malûm. Bu itibarla, şairin m ü stak illi yoktur. Soylu şair, aldığ ı te sirle ri k en dine m ahsus bir şekilde yo ğurur, işte , Cahit S ıtk ı’nın da şiirlerin de kök vazifesini gören bir takım başlangıç tesirle ri, ona m ahsus bir hale gelm ekle bu h ak ikati isbata yarıyor.
O nda .meselâ V erlain e’m izleri v a r: “H â tıra la r”, ritm ve m otif itibariy le “ Chanson d ’autom ne” u, “ G e n d ik böy. ledir işte ” "Le ciel est pardessus le to it”yı, “ Serenad” hem en tam am iyle “G reen”i h atırlatm ak tad ır. “H erg ü nk ü şarkım ”, ne de olsa B a u d e M re ’m “In vitation au vovge’ m ı”, “B ir uvkusrz- luk gecesi” iklim i itib ariy le M alîartné’- vi an d ırıy o r. Şair, “Fermlan şen d ed ir”. “ Alfehı a ra rk e n ”, “K arasevda”. “K ır k ın cı oda” şiirle rin d e halk edebiyatı n ın asıl yapılm ası lâzım gelen ad ap tas yonunu .herkes1! kıskandıracak b ir mu vaffakiy etle, hazan m otiflerin i alarak, ekseriya, o şiirin m üphem b ir edesim m uhafaza ederek vanıyor. Netekim . “P e v z a ila r” da H asim ’in, “ G ündüz” de N ecin F azrl’in m o tifle rin i kullanm ış. C ahit S ıtk ı’nın bu izleri ne vohdla tem sil e ttiğ in e b ir m isal verm ek favdaîı d u r . M allarm é’nin m ecbur “ A p p a ri tio n ” n •
.... laissant toujours de ses mains mai . 1 ermées N ç ig e r de b h n e s boucfuets d ’é t v l e s par
fum ées. diye biter. C ahit’in “ö y le dalm ışım k ;”
şiiri de:
Avuçlarım a sığ m ıyo r yıldızlar.. diye nihayetleniyor. B urada m üşterek elem anlar ayni, teb liğ tarzı, yani is ti kam et ayrı. F ak at, a s ıl a y rılık , m otifin k u llan ıld ığ ı y e rd e : M allarm é, o şiirin
de, çocukluğuna ait bir h atıray ı anla tırken, çocukluk h ü ly alarını süsliyen periden bahseder, onun y ıld ızları se r. perek geçişini tasvir eder. Cahit Sıtkı ise, y ıld ızla rın doğrudan do ğru ya kendi avuçlarına sığm adrğını söylüyor, ö b ü r m ünasebetler de bu tarzda, başka saha ya ve başka tahassüslere nakledilm iş u nsurlardan ib arettir. Yalnız V alery ’n L izleri, böyle şeklini d eğ iştird iğ i halde görülen m üşahhas m o tifler değil, daha ziyade şiirini havasına sinm iş bir üslûp, duyuş ve ifadelendirip yolu m anzarasın- dadır. B ir halin ¡fadelendirilişi olan “Perişan sofra” yı bu cins şiirlerden saym ak m üm kündür.
Ş E K Î L :
N eslim iz hesabına övünerek sövliye- b ik riz ki, bugünün derm e çatma sairle ri yanında, şiirin şekli ve bünyesi üze- irmde düşünen insan olmak bakım ın dan, T&rancı, hakikaten eşine pastlan- m ıyacak bir dikkati tem sil ediyor. Şii
rinin şeklî yapısına da?r alınacak ö r n eklerle bu m eziyetini ¡jösterm iye ça lışacağım :
a) D il: Konuşm a d ilinin kelim eleri, ini şiirin em rine veren ve o kelim eleri m ânâ nü an sları k atarak zengin leştiren bir şair karşısındayız. G ünlük kelim e leri alıyor, m akbulüm yerine kabulüm diyor. M eğer demiyor, m eğersem diyor. Evvelkini “Gün eksilm esin pencerem , den”, sonrakini “A ffe t bizi lâm ba” ş ii rinden aldığım bu m isallere boşver (D a. v et) tâb irin i de ilâve edebiliriz. Şiir dilini nesir m antığiyle m uhakem e eden dar kafalı b ir belâğatcı için bu h a re k e t ten büyük cinayet mi o lu r? Oysa ki. Cahit bu kelim eleri kullanm akla şiiri günlük dile indirm em iş, günlük adamı şiire o k«Iimeİe rfo yardım iyle aşina kılm ak yolunu tu tm u ştu r. O kelim e, lerle karşılaşan kimse, o şiirlerd e, ken di seviyesini değil, kendi iklim ini bu. luvor. bîr nevi aşinalık hissediyor, ya dırgam ıyor, kendi tahassüsünden, uzak olan o şiire karsı yakınlaşm aya yine b ’zzat şiir ta ra f’ndan b azırjan m 's bu lunuyor. Yoksa. Cahit, günlük kelim e leri daima* kendine gereken m ânâlarda kullan arak onlara ta s a rru f etm iş, omla, n mânaca zengm lestiırm istir. iş te m ese lâ “ Garip k işi”.. Bıı şiirdeki kerhane kelim esi, b ir sa ir tarafın d an k u llan ıla, bileceği en. güzel verde k u llan ılm ıştır kanaatindeyim . Cemji'vet, bu kelim eyi kendi bilinde m ahkûm etm iş Ahlâk dpSersizJiğin’n. âmivane m âuasivle ab, V k d e ver sizliğ in in ' ifadesi vann-us. “ Garip v isi” devse bu kelime, bilhassa»
“ k ” sa si'n in huSIIS’ v P r d ' m ' v i f i b î r i n ,
Gal. Kir kadeh k r m a ie=t,:n :n i f a d e s i
d m ıu Pelim e, içtim ai manada devil, k e -tiis'r'd e m evcut olm ıvan b îr n s’k-o. lo iik m ânada kullanılm ış. K endi saba.
>
Z a h i r Sıtkı G O V E M L İ
t.... . n ir. .
sından çıkarılarak bir ruhi halet ifade, si olması, o kepm ede varlığı vehmolu- nan çirk inliğ i de beraber çıkarm ış. Iş. te, hakiki sanatçı, budur.
A yni mânâ tasarru fun u , üslûba ait k ıv rak lıklar ,bir takım atlam alar saye, sinde, başka sahalarda da tatbik edil, miş buluru?. Yine “Garip kişi” r.in b i rinci m ısraınd a:
B u aksam ilk olanak ağladım
m ısraında, “d efa” n,in ati anı şı, mânayı r.esir vuzuhundan k u rta rara k , sığ lık tan k u rta rıp fik ri kuvvetlendirerek b :r zenginlik tem in ediyor. “ S anatkârın ö!üm ü”n d e k i:
G eldi çattı en son ölmek..
m ısraında “en son” tâbirimin m üteaddit ölüm leri tedai ettirm esi yanında en ni h a yet yerinde ,de kullanılm ış olması
ihtim alini h atırlatarak , fik re b ir zen ginlik sağlıyor. Fiilsiz, m u h telif şekil, lerde denenm iş cüm leler, şairin dil üze rinde ne kadar düşündüğünü, haıngî im kânlardan faydalanabileceğini bulm ak için, n e derece yo rulduğunu gösteriyor.
b) R itim : B ugünkü şairlerin en a l dırm adıkları, en bilm edikleri, en dik. katsiz davrandıkları bir şiir elem anı ol. duğu ve C ahit’te son derece çeşitli ha rek etlerine şahit olduğum uz için, bu nokta üzerimde de durm ak istedim .
B ugün yazılan giir kitap larını, meşe, lâ O rhan V eli’n in k ileri alın. R itim iti bariyle, M ehmet Em in m erhum unkin- den pek de fark lı olm ıyan b ir mono tonluğa rastlarsınız. C ahit’im şiirlerine şahsiyet dam gasını vuran şey, r it imden gayri u nsu rlard ır. R itim itib ariy le u- laştığı tenevvü ise. pekçok sav d ı sair, lerden ü stü nd ür. “K ulak v er k i” şiirimi bu hzkımdam inceleyince, hemen her m ısram m “b ir başka tem poda” olduğu nu g ö rü rü z •
K u la k ver k i havasında bahçem iz'n Gök mayifiğ’pden dal ve liliğin d e n B*r fiirkü sövleum ede kenef dizinden Nq<z iÎ r f r n ^ ^ r ^ f i n o r / ^ . c ;p n ı r e v n h c lZ - î n
D in led ikçe öm rün artar övle trSzel.
■
Bu m -srab rın avni zaman bölüm üne a ’t ol-n h e c ele rin 1 ayni h a rfle r’e gösteri. y o i'u m :
aas.a bbbbhbbb — a bbbbb c ddddd — aazaaaa bbbbb — aaçaaaa b cccc —
...•— aaaa bbbb cccc. Bu m ısralarda, zaman, fasılaların ın baş ka başka olduklart, böylece, gözle gö rülür bir hale g elirce, şairin başarısı daha aerk anlaşılıyor.
“Gün eksilmesin, pencerem den” şii rinin iki m ısraı da ş ö y le :
A h aklım dan ölüm üm geçer Sonra bu k u ş bu bahçe bu duvar çevirelim :
a bbb ccccc — aaa bbb ccc ... ilh. , Söylece, y«*î Mr ritim zen g in liğ iy
le şiir devam eder. R itm in bu şekildeki çeşitlenişinin şiir üzerindeki m üsbet tesiri ise, h er tü rlü münakaşanın, dışın dadır. O kuyucu, “ M ezarlık”, “Perişan so fra ” gibi şiirleri bu bakım dan ince, lerse, ritm e hâkim iyetin güzel örnekle, rini elde eder.
T E M A L A R :
Cahit Sıtkı, m uayyen tem alara fazla v er veriyor, gök, bahçe, d eniz, gemi-, yelken g 'b i u n s u rla r dışında, ölüm pro blemi, hayat aşkı, yaşam ak sevinci gibi tem alar, şairin bellibaşlı alâka cephesi ni teşkil ediyor, B unların bahis m evzuu edilm ediği şiir hemen hemen, yok gi bidir. Yedi, sekiz şiirin, başlığından i t i baren h er tara fı ölüme tahsis edildiği gibi, “G ün eksilmesin, pencerem den” “Perişan so fra ”, “Şaşırdım k ald ım ” v. s. gibi pek çok ş ’irde ay n i me sele ele alınm aktadır. “ B ugün hava gü zel”, “Yaz gecesi,, gibi şiirlerd e de bil mukabele, yaşama sevgisi ele alınm ış tır.
F ilhakika, pitoresk tab iat tasvirleri yerine, Cahit S ıtk ı’da b ü tü n şiir, h e - , men yalnız ölüm fik ri, hayet askı ve yasam anın m uayyen ân ların ı tesbitle dolu O nun eserine o d o lg u n m uh tev a yı veren, bu kısacık ş iirle ri yüzlerle m ısrada bulunnııyacak kesafete g ö tü ren, kısm en bu tem aları kendine m ah sus b ir şekilde işlemesi oluyor. E ğer bu kitapta, h a v a tı elle tu tu lu r b ir sıh hat ve h akikilikle yakalıyorsak, eğer bu kitap ta ölüm ün m ücerret b ir anla- vis olm akten ,en m üşahhas b ir ü rperiş haline girincive kadar gereceği safhaları ânı âm na buluyorsak, sebep yalnız sai rin. her kula nasip olm ıyan ifade kud retid ir. Cahit, en ele avuca sıkm az vö- riinen ânları, ânın sta tik liğ in d e öldür meden verebiliyor. M isal mİ? ’ste bir t a n e :
“M ademki vakit akşam ” M ademki vak it akşam Madem ne evim barkım Ne de bir tek âşinâm
A çılsın gizli sofram Gelsin kadehte rakım Dostum neşem ve şarkım
M ademki vakit ak'aşm!
Buna benzer m isaller pek çok. ö lü m karşısrnda ıstırap, korku, öldükten son raki galim iz hakkında bilgisizlikten gelme k ay ıtsızlığ a dayanan b ir ölüm sonrası tasviri, hele, hele ilk ölüm fik . rinin ruhum uzu titre ttiğ i, akhm ıza d üş tüğü o “O tuz beş yaş” ıjı ü rp eriş ve çırpınışları... İnsano ğlu n un ölüm z a r sısında duyabileceği hemen her şeyi bu t O tuz beş yaş şiiriy le d iğ erlerin d e bul-jag
m ak m üm kündür. ™
H U S U S İY E T L E R :
B urada, şairin bazı h u su siy etlerin e temas etm eden geçm iyelim . Şair çok de fa, istediği tesiri yapabilm ek için şe kil im kânlarından faydalanıyor. M ese lâ, o devrin havasım verebilm ek için, yani bizdeki m ukabilini m üphem su re t te tedai e ttireb ilsin diye, “Serenad” şiirin i uzunca b ir vezinle yazmış. Ş iir lerinin h er biri bir başka şekil altın d a yazılm ış. Cahit, edebiyatım ızın m üzm in m ünakaşa konularından olan k afiy e’yle yakından ilgilenm iş. Zengin, mukay- yed, tam kafiyelere, yarım kafiyeye ve assornance’a benzem iyen bir geniş k a fi, ye sistem i tatb ik ediyor. Ş iirlerin in ço ğunda te r d k li bitime ehem m iyet v eri, yor. B ir j^sım şiirlerin de de, asıl şiir hareketi, son m ısraın b itişiy le beraber başlıyor.
Tarancı, denebilir ki, pek az kelime kullanıyor. Ayni kelim elere srksrk rast. 1-yoruz F ak at biraz dikkat, b unların heryerde ay rı m ânalar taşım akta oldu ğunu açığa: vurm ağa yeter. Bu kadar az
kelim e k ullanarak bu kadar birbirine benzemez şiirler yaratabilm ek, değme şaire nasip olm am ıştır. P sik o lojik hare, kete b üyük ehem m iyet verdiğ i de gö rü lü y o r (Â kıbet).
s
★
Ş iiri tadabliien j herkes, m uhakkak, “O tu z B e ş Yaş” tâk i şiirle rin büyük bir kısm ından, ziyadesiyle zevk a la c a k t’r. Bu kitap, m übalâğa değil, neslim izin yarm a bırakabileceği, klâsik sıfatını alabilecek eserlerden biri olacaktır. “ Sayıklayan ağaç”, “A llahı a ra rk e n ”, “B u g ü n ”, “B ahar sarhoşlu ğu”, “O tuz Beş Yaş”, o n efis "Y alnızlığa d a ir” “H epsinden b e te r” gibi şiirler, h er ân okunm aktan bıkılm ıyacak, h atırd an çı. kar ılır femakla doyulmayacak eserlerdir. Yalnız... evet, yalnız, “N edim ’e d a ir” olmasaydı.. Şairin, tam am iyle yabancı olduğu bir culte’ü aksettirm ek istem e, si, bunda da m uvaffak olamaması bizi üzüyor. Cahit, yerli nefhayı, g ird iğ i yolda bulacak: A llahı ararken...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ro s Arşivi