• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin bilgi teknolojileri kullanımında demografik farklılıklar: Konya meslek liseleri araştırması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmenlerin bilgi teknolojileri kullanımında demografik farklılıklar: Konya meslek liseleri araştırması"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

YÖNETİM ORGANİZASYON BİLİM DALI

ÖĞRETMENLERİN BİLGİ TEKNOLOJİLERİ

KULLANIMINDA DEMOGRAFİK FARKLILIKLAR:

KONYA MESLEK LİSELERİ ARAŞTIRMASI

SİBEL HATIPOĞLU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi MELİS ATTAR

(2)
(3)
(4)
(5)

TEŞEKKÜR

Yaptığım araştırmanın konusu, çalışmaların yönlendirilmesi, sonuçların değerlendirilmesi ve yazımı aşamasında yapmış olduğu büyük katkılarından dolayı tez danışmanım Sayın, Dr. Öğr. Üyesi Melis ATTAR' a,

Her konuda öneri ve eleştirileriyle yardımlarını gördüğüm hocalarıma,

Araştırma boyunca sabır ve desteklerini esirgemeyen eşim Ayhan HATIPOĞLU ve oğlum M. Ayberk HATIPOĞLU' na,

Manevi desteklerini her zaman hissettiğim anneme, babama ve kardeşlerime, En içten teşekkürlerimi sunarım.

(6)

ÖZET

ÖĞRETMENLERİN BİLGİ TEKNOLOJİLERİ KULLANIMINDA DEMOGRAFİK FARKLILIKLAR: KONYA MESLEK LİSELERİ

ARAŞTIRMASI

HATIPOĞLU, Sibel

Yüksek Lisans, İşletme Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Melis ATTAR

Haziran, 2018, 117+ xii sayfa

Bu araştırmada, Konya ili Meram ilçesinde mesleki ve teknik anadolu liselerinde görev yapan öğretmenlerin bilgi teknolojilerini kullanımlarına yönelik tutumları incelenmiştir.

Araştırma 2016-2017 yılı Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı devlet okullarında gerçekleştirilmiş ve çalışmaya Konya ili Meram ilçesinde görev yapan 233 öğretmen katılmıştır. Teknoloji Kabul Modeli Ölçeği (TKM) uygulanarak yapılan bu çalışmanın amacı; meslek liselerinde görev yapan öğretmenlerin bilişim teknolojilerini eğitim-öğretimde kullanım düzeylerini ölçmektir. TKM ile öğretmenlerin bilişim teknolojilerini kullanımlarına yönelik tutumları incelenmiştir. Öğretmenlere daha önceden hazırlanmış olan anket dağıtılarak cevaplamaları istenmiştir. Hazırlanan anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öğretmenlerin kişisel bilgilerini içeren sorular bulunmaktadır. İkinci bölümde ise beşli likert tipi sorular yer almakta olup cevaplar “Kesinlikle Katılmıyorum, Katılmıyorum, Orta Derecede Katılıyorum, Katılıyorum, Kesinlikle Katılıyorum” seçeneklerinden oluşmaktadır. Bu seçenekler sırasıyla 1,2,3,4,5 olarak numaralandırılmıştır.

Anket, frekans değerleri, yüzde analizi, Mann Whitney U ve Kruskal Wallis Testi uygulanarak çözümlenmiştir. Araştırmanın sonucuna göre öğretmenlerin yaşlarına göre oluşan grupların BT kullanımında bu teknolojileri kullanıma yönelik tutumlarında 31-40 yaş aralığında bulunanlara bağlı olarak performanslarının arttığı

(7)

ve BT teknolojileri kullanımına yönelik görüşleri üzerinde etkili bir değişken olduğu gözlenmiştir. Ayrıca meslek liselerinde çalışan öğretmenlerin branşlarına göre oluşan gruplardan BT kullanımlarının meslek dersi öğretmenlerinde kullanım oranlarının yüksek olduğu söylenebilir. Araştırma bulgularından yola çıkılarak ulaşılan sonuçlara ve araştırma önerilerine yer verilmiştir.

Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Melis ATTAR, Selçuk Üniversitesi, Uluslararası Ticaret Ana Bilim Dalı, Konya.

Anahtar Kelimeler: Meslek Lisesi, Meslek Lisesi Öğretmeni, Bilgi Teknolojileri, Öğretmenlerin Bilgi Teknolojilerini Kabul ve Kullanımları.

(8)

ABSTRACT

DEMOGRAPHİC DİFFERENCES IN TEACHERS' USE OF INFORMATION TECHNOLOGY: A RESEARCH IN KONYA VOCATIONAL

HIGHSCHOOLS

HATIPOĞLU, Sibel MSc, Business Department

Thesis Advisor: Dr. Öğr. Üyesi Melis ATTAR June, 2018, 117+ xii page

In this research, the attitudes of the teachers working in vocational and technical anatolian high schools in the city of Meram in Konya were investigated for their use of information technologies.

The research was carried out in the state schools of Konya Provincial National Education Directorate of the year 2016-2017 and 233 teachers working in Meram district of Konya province participated in the study. The aim of this study, which is done by applying Technology Acceptance Model Scale (TAM); is to measure the use and acceptance of information technology teachers in vocational high schools in education and training. With TAM, teachers' attitudes towards and acceptance of information technologies are examined. Teachers were asked to respond to the questionnaire distributed beforehand. The prepared questionnaire consists of two parts.In the first part, there are questions that include personal information of teachers. In the second part, there are five-likert type questions and the answers consist of "I definitely do not participate, I do not participate, I participate in middle grade, I participate, I absolutely agree" options. These options are numbered 1,2,3,4,5 respectively.

The questionnaire was analyzed by applying frequency values, percentage analysis, Mann Whitney U and Kruskal Wallis Test. According to the results of the research, it was observed that the age groups of teachers were influenced by their attitudes toward using IT in their use of IT, and their performance towards IT technology usage, depending on those in the age range of 31-40 years. In addition, it can be said that the usage ratios of IT usage in vocational school teachers are higher

(9)

among the groups that are based on branches of teachers working in vocational high schools. Results from research findings and research proposals are included.

Advisor: Dr. Öğr. Üyesi Melis ATTAR, Selcuk University, Department of International Trade, Konya.

Keywords: Vocational High School, Vocational High School Teacher, Information Technologies, Teachers' Adoption and Usage of Information Technologies.

(10)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... i

YÜKSEK LİSANS TEZ KABUL FORMU ... ii

TEŞEKKÜR ... iii

ÖZET ... iv

ABSTRACT ... vi

KISALTMALAR ... x

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xi

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

GİRİŞ ... 1

BÖLÜM I: BİLGİ TEKNOLOJİLERİ ... 7

1.1. Bilgi Kavramı ... 7

1.1.1. Bilginin Tanımı ... 7

1.1.2. Bilginin Özellikleri ... 8

1.1.3. Bilgi Toplumu ve Bilgi Çağı ... 9

1.2. Teknoloji Kavramı ... 12

1.2.1. Teknolojinin Tanımı ... 12

1.2.2. Teknolojinin Gelişim Süreci ... 13

1.3. Bilgi Teknolojisi Kavramı ... 14

1.3.1. Bilgi Teknolojisi Tanımı ... 14

1.3.2. Bilgi Teknolojileri Kapsamı ... 15

1.3.3. Bilgi Teknolojilerinin Özellikleri ... 17

1.4. Bilgi Sistemleri Kavramı ... 18

1.4.1. Bilgi Sistemleri Tanımı ... 18

1.4.2. Bilgi Sistemi Türleri ... 18

BÖLÜM II: EĞİTİM KURUMLARINDA BİLGİ TEKNOLOJİLERİ KULLANIMI ... 26

2.1. Bilgi Teknolojileri ve Eğitim ... 26

2.2. Eğitim Kurumlarında Kullanılan Bilgi Teknolojileri ... 26

2.2.1. Yeni Teknolojik Sistemler ... 27

2.2.2. Öğrenme-Öğretme Süreçleri ... 35

2.2.3. Eğitim Ortamları ... 40

2.2.4. Program Düzenleme Yöntemleri ... 44

2.2.5. Eğitimde İnsan Gücüyle İlgili Gelişmeler ... 48

(11)

2.3.1. Görsel Araçlar ... 50

2.3.2. İşitsel Araçlar ... 52

2.3.3. Görsel-İşitsel Araçlar ... 53

2.3.4. Eğitimde Kullanılan Mobil Cihazlar ... 55

2.4. Eğitimde Bilgi Teknolojileri Kullanımına Yönelik Yapılan Çalışmalar ... 56

BÖLÜM III: ÖĞRETMENLERİN BİLGİ TEKNOLOJİLERİ KULLANIMINDA DEMOGRAFİK FARKLILIKLARINA YÖNELİK BİR UYGULAMA ... 63

3.1. Araştırmanın Metodolojisi ... 63

3.1.1. Araştırmanın Amacı ... 63

3.1.2. Araştırmanın Teorik Modeli ve Hipotezleri ... 64

3.1.2. Araştırmanın Önemi ... 66

3.1.3. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Varsayımları ... 66

3.1.4. Araştırmanın Yöntemi ... 67

3.1.5. Veri Toplama Aracının Geliştirilmesi ... 67

3.1.6. Veri Toplama Aracının Ön Testi ve Uygulanması ... 68

3.1.7. Evren ve Örneklem ... 68

3.2. Araştırma Verilerinin Analiz ve Bulguları ... 69

3.2.1. Veri Toplama Aracının Güvenilirliği ... 69

3.2.2. Veri Toplama Aracının İçerik ve Yapısal Geçerliliği ... 70

3.2.3. Katılımcıları Tanıtıcı Bilgiler ... 74

3.2.3. Öğretmenler İçin Teknoloji Kabul Modeli Ölçeğine İlişkin Bilgiler ... 80

3.2.4. Çalışmanın Hipotezlerine İlişkin Değerlendirmeler ... 83

BÖLÜM IV: SONUÇLAR, TARTIŞMA VE ÖNERİLER... 89

4.1. Sonuçlar ... 89

4.2. Tartışma ve Öneriler ... 93

4.2.1. Araştırma Sonuçlarına Dayalı Tartışma ve Öneriler ... 93

4.2.2. İleride Yapılacak Araştırmalara Yönelik Tartışma ve Öneriler ... 93

4.3. Sınırlılıklar ... 94

KAYNAKÇA ... 95

EKLER ... 113

EK-1: İzin Belgeleri ... 113

(12)

KISALTMALAR

Kısaltma Tanım

BT Bilgi Teknolojisi

BS Bilgi Sistemleri

BİT Bilgi İletişim Teknolojileri

YBS Yönetim Bilgi Sistemleri

KDS Karar Destek Sistemleri

VİS Veri İşleme Sistemleri

YZ ve UZ Yapay Zeka ve Uzman Sistemler

ÜDS Üst Yönetim Destek Sistemleri

OOS Ofis Otomasyon Sistemleri

VTYS Veri Tabanı Yönetim Sistemleri

İS İletişim Sistemleri

MEB Mili Eğitim Bakanlığı

BDÖ Bilgisayar Destekli Öğretim

MEBBİS Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemi

İLSİS İl Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetim Bilgi Sistemi

TKM Teknoloji Kabul Modeli

TKYA Teknoloji Kullanımına Yönelik Algıları

TAKYDA Teknolojik Araç Kullanımına Yönelik Destek Algıları TAEYA Teknolojik Araçların Erişimine Yönelik Algıları

(13)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil No Sayfa Şekil 1.1. Bilgi Sistemi Türleri……….…………19 Şekil 3.1. Teorik Model………66

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo No Sayfa

Tablo 2.1. Uzaktan Eğitimin Genel Özellikleri...37

Tablo 3.1. Araştırmada Kullanılan Ölçeğin Güvenirliği...70

Tablo 3.2. Ölçeklerin Kaiser Meyer Olkin (KMO) Değerleri………...72

Tablo 3.3. Asal Bileşen Faktör Analizi Sonuçları……….73

Tablo 3.4. Araştırmaya Katılanların Cinsiyetleri...74

Tablo 3.5. Araştırmaya Katılanların Yaş Grupları...74

Tablo 3.6. Araştırmaya Katılanların Meslekte Çalışma Süreleri...75

Tablo 3.7. Araştırmaya Katılanların Lisansüstü Eğitim Durumları...75

Tablo 3.8. Araştırmaya Katılanların Bilgisayara Sahiplik Durumları...75

Tablo 3.9. Araştırmaya Katılanların Bilgisayar Kullanım Süreleri...76

Tablo 3.10. Araştırmaya Katılanların Bilgi ve İletişim Teknoloji Konusundaki Hizmet İçi Eğitim Alma Durumları...76

Tablo 3.11. Araştırmaya Katılanların Kişisel Bilgisayarlarını Günlük Kullanım Süreleri...77

Tablo 3.12. Araştırmaya Katılanların Branşları...77

Tablo 3.13. Araştırmaya Katılanların Teknolojik Araç-Gereç Kullanım Durumları ...78

Tablo 3.14. Araştırmaya Katılanların İnternet Kullanım Amaçları-1...78

Tablo 3.15. Araştırmaya Katılanların İnternet Kullanım Amaçları-2...79

Tablo 3.16. Araştırmaya Katılanların Teknolojik Kullanım Düzeyleri Tanımı...79

Tablo 3.17. Araştırmaya Katılanların Bilgi ve İletişim Teknoloji Kullanımı Öğrenme Yöntemleri...80

Tablo 3.18. Araştırmaya KatılanlanÖğretmenlerin Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...81

Tablo 3.19. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Cinsiyetlerine Göre Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...83

Tablo 3.20. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...84 Tablo 3.21. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Çalışma Sürelerine Göre

(15)

Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...85 Tablo 3.22. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Lisansüstü Eğitim Alma Durumlarına Göre Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...86 Tablo 3.23. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitim Durumlarına Göre Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...86 Tablo 3.24. Araştırmaya Katılanlan Öğretmenlerin Branşlarına Göre Teknoloji Kabul ve Kullanım Ölçeği...87 Tablo 3.25. Ölçeğe İlişkin Güvenilirlik Analizi Sonuçları……….88

(16)

GİRİŞ

Gelişmekte olan ve sürekli olarak ilerleme kaydeden toplumların genel özelliklerinin anlaşılabilmesi bilgi-toplum ilişkilerinin gelişim seyrinin iyi analiz edilmesine bağlıdır. Çünkü bilimsel olarak gelişme, birçok dış faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler, ‘felsefe’, ‘dünya görüşü’ ve ‘dünya kavrayışı’ ndan oluşmaktadır ve bu faktörler ile bilim bir çerçeve içerisinde anlam kazanmaktadır (Ural, 1998: 19).

Toplumsal yaşantının en önemli öğelerinden biri olan örgütler gelişen dönüşümlerin her zaman merkezinde olmuştur. Son dönemlerde yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla birlikte üretim yapısındaki değişim ve dönüşümler insan yaşamını etkileyen ana dinamiklerden olmuştur. Netice itibariyle gelenekçi toplum yaşamından endüstri toplumuna dönüşüm oldukça uzun seneler sürmesine ve endüstri toplumunun da daha uzun bir sürede kurumsallaşmasına karşın bilgi toplumu çok kısa bir zamanda oldukça farklı değişimler geçirmiştir (Erkan, 1998: 11).

Bilgi ile toplumsal yapılanma arasındaki etkileşime bakıldığında, her bilgi türünün toplumu oluşturan insanı ilgilendirdiği görülmektedir. Bu bilgiler insan zihninde çözümlenerek yorumlanması sonucunda diğer kavramlarla ilişkilendirilmekte ve genellemelere tabi tutularak, geçmişteki deneyimler ışığında geleceği tasarlamalarına, planlama yapmalarına yardımcı olmaktadır. Ayrıca bilgi toplumlar arası ilişkilerde de etkili olmakta, ulaşılan bilgilerin içeriksel değerleri toplumsal yapı ile ilişkilendirilmektedir (Sinanoğlu, 2003: 230).

Bilgi teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler neticesinde çağdaş toplumların bilgi toplumu denilen yeni dünya düzenini oluşturduklarını ifade etmek mümkündür. Eğitimde bir araç olarak kullanılan bilgisayara olan gereksinim de bilginin üretilmesi, aktarılması ve kullanılması alanlarında zamanla daha da artmaktadır.

Eğitim-öğretim sistemi, okul aracılığıyla toplumların kültür mirasının kuşaklara taşınması, bireylerin toplumla bütünleşmesi, toplumlara beraberlik ve birlik ruhu kazandırma ve yenilikleri takip ederek kendini geliştiren bireyler yetiştirmek gibi

(17)

fonksiyonları gerçekleştirmiştir. Bunu sürekli hale getirebilmek için eğitimin düzenli olarak yenilikleri takip etmesi, bu bağlamda okulun da düzenleyici bir kurum olması gerekmektedir (Tezcan, 1984: 53-54).Bilişim teknolojileri sınıflarda bilgi dağıtım fonksiyonunu otomatikleştirmek, öğretimde köklü değişiklikler getirmek ve öğretim yöntemlerini hızlandırmak amacıyla kullanılmaktadır. (Leidner, 1995: 265-291). Eğitim- öğretimde tepegöz, projeksiyon, data show, bilgisayar, tablet, internet, akıllı tahta vb okulda kullanabilecek diğer bilgi teknolojileri eğitimin kalitesini artırmakta, öğretime destek olmaktadır. Çünkü bilgi teknolojileri duyu organlarına hitap etmekte ve öğrenilenlerin daha kalıcı olmasını sağlamaktadır. (Namdar ve Salih, 2017: 1391). Bilgi teknolojilerinin işlevleri bu kadar yaygınlaşmışken onları verimli kullanmamak eğitimde büyük bir eksiklik oluşturacaktır. Dolayısıyla öğretmenlerin bilgi teknolojilerini etkili olarak kullanmaları ile öğrencilere de iyi bir model olacaklar ve öğrencilerin derse olan ilgileri artacaktır. (Erdemir, 2016: 277, 278).

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının giderek artmaya başladığı çağımızda, bu teknolojilerden yararlanma düzeyine bağlı olarak bireyin toplumsallaşması ve sürekli gelişmesi de paralel olarak artmaktadır. Dolayısıyla öğrencinin değişen teknolojiye uyum sağlayabilmesi amacıyla eğitim öğretim sürecinde teknolojik araçların kullanılma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Burada önemli olan kullanılacak teknolojik aracın doğru seçimi, öğretmenlerin bu araçları etkili kullanması ve öğrencilerin de asıl amaçları doğrultusunda en üst düzeyde bu araçlardan yararlanmalarının sağlanmasıdır.

Öğretme-öğrenme ortamında aktif görev yapan öğretmenlerin eğitimde teknoloji kullanımına karşı ortaya koydukları yaklaşımın eğitim öğretim ortamlarını etkileyebileceği düşüncesi ile çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar, teknoloji yönetimi, teknolojinin eğitim-öğretim faaliyetlerindeki rolünün öğretmen adayları tarafından görüşleri, eğitimde bilgi teknolojilerinden yararlanma düzeyleri ve eğitim aracı olarak bilgisayarın kullanımına yönelik öğretmen görüş ve tutumları ile ilgili konuları kapsamaktadır. Yapılan çalışmalarda, daha çok kullanılan teknolojilerin öğretmen adayları tarafından görüş ve tutumları incelenmiştir. Genellikle teknolojik araç olarak bilgisayar ele alınmıştır. Bu çalışmalardan bazıları aşağıda özetlenmiştir:

(18)

Gürol (1990), eğitim aracı olarak bilgisayarın kullanımına yönelik öğretmenlerin görüş ve tutumları ile ilgili bir çalışma yapmış ve öğretimde bilgisayar kullanımının başlatılmasına ilişkin bulguları araştırmıştır. Bilgisayar teknolojisinden öğretmenlerin eğitimde verimli olarak yararlanıp yaralanmadıkları ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Aynı zamanda bilgisayar destekli eğitimin tanımı yapılarak, dünyadaki ve Türkiye'deki uygulamaları araştırılmıştır. Araştırmada, bilgisayar konusunda eğitim alan öğretmenlerin olumlu tutumlara sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Çil (2008), teknolojinin eğitim-öğretim faaliyetlerindeki rolü üzerine bir araştırma yapmış ve öğretmen adaylarının görüşlerini belirlemeye yönelik anket çalışması yaparak onların eğitim-öğretim sahasındaki teknoloji kullanımına nasıl baktıklarını açıklamaya çalışmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının bu konuya ilgilerinin çekilmesi sağlanmış ve geleceğin eğitimcilerinin teknolojiyi mesleklerinde kullanmaları gerekeceğine ilişkin farkındalıkları oluşturulmuştur.

Eliküçük (2006), öğretmenlerin öğretme-öğrenme faaliyetlerinde teknoloji kullanma düzeyleri üzerine bir çalışma yapmıştır. Bu araştırmada eğitim teknolojisi ve bilimdeki gelişmelerde öğretmenlerin öğretme-öğrenme süreçlerinde öğrencilerini yetiştirmede kullandıkları araçlar belirlenmiş ve bu teknolojileri nasıl kullandıkları tarama modeli ile açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonucunda erkek-kadın öğretmenlerin hangi araçları tercih ettikleri, yaşlara göre yapılan tercihleri, eğitim durumlarına göre hangi aracı kullanmanın gerekli olduğunu, branşlara göre kullanılan araçları ve eğitim öğretime katkılarını açıklamaya çalışmıştır. Araştırmada eğitim teknolojilerinin ve öğretim materyallerinin öğrenmelerin gerçekleşmesinde önemli bir paya sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Daştan (2006), eğitimde bilgi teknolojilerinden yararlanma düzeyi üzerine bir araştırma yapmış ve lisansüstü öğrencilerine anket uygulanarak SPSS programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada öncelikle temel kavramlar verilmiş, eğitimde kullanılan teknolojiler ve uzaktan eğitim konularına değinilmiş, araştırma sonucunda eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımının artırılması ve eğitimcilerin yeni bilgi teknolojileri konusunda sürekli olarak hizmet içi eğitim almaları gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

(19)

Yılmaz (2016), İlkokul öğretmenlerinin teknoloji kullanımına ilişkin yeterliliklerini ve teknoloji tutumlarının değerlendirilmesine yönelik bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmada ilkokul öğretmenlerinin bilgisayar yeterliliklerini ortaya koymak amacıyla Adana ilinde görev yapan öğretmenlere Teknoloji Tutum ölçeği kullanmıştır. Yapılan bu araştırma sonucunda, araştırmaya katılan öğretmenlerin bilgisayarla ilgili temel kavramları, kelime işlemci programları, Internet-worldwide web kullanımı ve e-posta kullanımını iyi bildikleri, bilgisayarın fiziksel parçaları, işletim sistemi, hesaplama tablosu programları ve sunum programlarını orta düzeyde bildikleri görülmüştür.

UNESCO Enstitüsü tarafından 2004 yılında hazırlanan ‘Information and communication technologies in the teaching and learning Öğretmede ve Öğrenmede Bilgi ve İletişim Teknolojileri’ isimli çalışmanın amacı, eğitim-öğretim için teknolojinin mevcut durumuna genel bir bakış sağlamak, bu sektördeki bilgi ve iletişim araçlarının çeşitli kullanımlarını özetlemek ve on yıl içerisinde gerekli gelişmelerin ve olası uygulamaların ortaya çıkmasını sağlamaktır. Araştırmaya göre, eğitim-öğretim, zamandan ve mekandan bağımsız hale gelmekte, geleneksel materyaller ve mevcut kurumlardaki denenmiş sistemleri zenginleştiren ve destekleyen bir öğrenme sistemi geliştirilmelidir.

Leidner’in 1995 yılında yapmış olduğu The Use Of Information Technology To Enhance Management School Education: A Theoretical View (Okul Eğitimi Yönetimini Geliştirmek İçin Bilgi Teknolojisinin Kullanımı: Teorik Bir Bakış) isimli makalede farklı öğrenme modelleri, elektronik öğretim teknolojisinin pedagojik varsayımları ve farklı öğrenme modelleriyle ilişkilendirilmesi analiz edilmiştir. Yazara göre bilişim teknolojileri sınıflarda bilgi dağıtım fonksiyonunu otomatikleştirmek için kullanılır. Öğretme ve öğrenme sürecinde köklü değişiklikler olmaması durumunda öğrencilerin bu süreçleri yapmakta zorlandıkları tespit edilmiştir. Fakat teknolojilerin doğru kullanımı durumunda ise öğretim yöntemlerinin uygulanabilirliği artmıştır. Bu çalışma öğretim süreçlerini iyileştirmek için bilgi teknolojilerini kullanmak isteyen araştırmacılara, gelecekteki çalışmaları için teorik bir temel oluşturmayı hedeflemiştir. Standford Üniversitesi profesörlerinden John Etchemendy’ nin konuşmalarından yararlanılarak Gumport ve Chun (1997), tarafından derlenen

(20)

Technology and Higher Education: Opportunities and Challenges for the New Era (Teknoloji ve Yüksek Öğrenim: Yeni Çağ İçin Fırsatlar ve Zorluklar, 1997) isimli makalede eğitim-öğretim içerisinde bir takım fırsatların ve zorlukların bilgi teknolojileri ile aşılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada bilgi teknolojilerinin, eğitim-öğretim (özellikle yüksek eğitim) üzerinde büyük bir etkisi olduğu belirtilmiştir. Teknolojinin öğretme ve öğrenmenin sosyal düzenini etkilediği kanısına varılmıştır.

Eğitim teknolojileri, teknoloji yönetimi, yeni iletişim teknolojileri ile alakalı çeşitli yayınlar da bulunmaktadır. Bunlardan çalışmamıza en yakın olanlarından bazıları aşağıda kısaca özetlenmiştir:

Özçağlayan (1998), tarafından yazılan "Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim" isimli kitapta, teknolojik alanda gerçekleşen önemli değişimlerin haber sektörüne yansımaları, kitle iletişim araçlarının tamamının yenilenmesi gerektiği, böylece yeni medya kavramının gün geçtikçe anlam kazanacağı konuları üzerinde durulmuştur. Özçağlayan’ a göre haberleşme toplumu teknolojik değişimler konusunda endüstri toplumuna nazaran daha bilinçli ve daha geniş imkanlara sahiptir. Bu yüzden haberleşme toplumunun insanlığa getirmesi beklenen dönüşüm ve değişimler endüstri toplumundan çok daha derin ve kalıcı olacaktır.

Tekin (2010), tarafından yazılan "Değişim Çağında Teknoloji Yönetimi" isimli kitapta öncelikle bilginin tanımı, anlamı ve teknoloji yönetiminin önemi vurgulanarak sürekli gelişen teknolojik değişimlerden etkili ve kalıcı bir şekilde yararlanabilme ve gelecekte daha iyi sonuç almanın en önemli unsurunun teknoloji yönetimi olacağı üzerinde durulmuştur. Bu durum sektörde teknoloji yönetim sisteminin hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Teknoloji yönetiminin öneminin ortaya çıkmasıyla, pazara üstünlük kurmak isteyen firmaların öncelikle teknolojiye hakim olmaları zorunlulukları ön plana çıkmıştır.

Alkan (1998), Eğitim Teknolojisi adlı kitabında, eğitim teknolojisinin temel boyutlarını kuramsal, sürece ve ortamlara dayalı olarak ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Eğitim bilimlerinde ortaya konan bilimsel bilgilerin, işlevsel bir yapıda

(21)

bütünleştirilerek uygulamaya dönüştürmeyi hedef alan eğitim teknolojisi disiplinlerinin ilgili çevrelerce çok iyi tanınması gerekliliği üzerinde durulmuştur.

H. Ferhan Odabaşı (2007), tarafından "Information and Communication Technologies in Teacher Education a Planning Guide" isimli kitaptan çevrilerek yazılan "Öğretmen Eğitiminde Bilgi ve İletişim Teknolojileri" isimli kitapta genel olarak yeni teknolojik ürünlerin öğretmenlik mesleğine getirdiği yükümlülükler ve öğrenci merkezli temel eğitimde bilgi iletişim teknolojilerinin başarıdaki rolü ele alınmıştır.

Son olarak Sami Şahin (2017), "Eğitimde Bilişim Teknolojileri" isimli kitabında, bilişim teknolojilerini öğrenmenin gerçekleşebileceği en temel ortamlardan birisinin de eğitim-öğretim ortamı olduğunu vurgulamış, buradan hareketle ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim programlarında bilişim teknolojisinin öğretilmesi gerekliliği üzerinde durmuştur. Araştırma ve sunum yapma, yazma, yayınlama ve ortak çalışmalar yapma gibi bütün öğretim tekniklerinde bilgi teknolojilerinden yararlanılması ülkemizdeki ve tüm dünyadaki eğitimcilere, araştırmacılara ve eğitim politikası geliştiricilere önerilmektedir.

Öğretmenlerin yaptığı eğitim-öğretim faaliyetleri ile eğitim sürecinde teknoloji kullanımı eğitim-öğretimin kalitesini ve öğretme-öğrenme becerilerini etkileyecektir. Öğretmenlerin teknolojiyi, bilgiye ulaşmada araç olarak kullanmasının eğitimde verimliliği artıracağı düşüncesinden yola çıkarak, meslek liselerinde çalışan öğretmenlerin teknolojilerden yararlanma düzeylerini ölçme amacı ile hazırlanan bu çalışmada ilk bölümde bilgi ve teknoloji kavramlarına yer verilmiş, ikinci bölümde eğitim kurumlarında teknoloji kullanım boyutuna değinilmiş ve son bölümde ise meslek liselerinde bilgi teknolojileri kullanımına yönelik bir uygulama ve sonuçları ayrıntılı olarak incelenmiştir.

(22)

BÖLÜM I: BİLGİ TEKNOLOJİLERİ

1.1. Bilgi Kavramı

1.1.1. Bilginin Tanımı

Toplumu oluşturan bireylerin bilgiye olan gereksinimleri insanlık tarihi kadar eskidir. Bilgi-Toplum ilişkisine bakıldığında, insanların geleceği tasarlamaların ve diğer toplumlara karşı rekabet üstünlüğü sağlamalarında bilginin öneminin gün geçtikçe arttığı söylenebilir.

Tekin’in belirttiği gibi, batıda bilgiyi ilk sınıflandıran Aristo olmuştur, daha sonra ise Bacon, bilginin birey zekasının ortaya koyabildiği yöntemler bütünü olduğunu, Fransız filozofu Descartes ise bilginin, bireyin ona olan gereksinimiyle ortaya çıktığını ve bu bilginin başka bireylere de ulaşılabilmesi için saklanması gerektiğini ortaya koymuştur (Tekin, 2003: 2).

Kavramsal olarak "bilgi" evrensel bir boyut taşımaktadır. Bu nedenle farklı şekillerde algılanan bilgi kavramını yüklenmek istenen amaca göre üç farklı şekilde ifade etmek mümkündür. Bunlar; veri (data), bilgi (information) ve üstbilgi (knowledge) olarak sınıflandırılmaktadır (Bensghir, 1996: 14).

Veri, bilgi işlem sürecinde durum, kavram ya da komutların, iletişim, yorum ve işlem için etkili şekilde gösterimidir (Köksal, 1981: 82). Bir diğer tanıma göre ise veri; anlaşılamayan ses, görüntü, yazı ve nesne veya olay ve olgulara ilişkin sembolik ifadelerdir (Yozgat, 1998: 46-47).

Bilgi kavramı Latince "informatio" kelimesinden gelmekte olup "biçim ve haber verme eylemi", (Bensghir, 1996: 14), "karar alma sürecine destek sunacak şekilde anlamlı bir biçime getirilmek üzere, analiz edilerek işlenmesiyle ulaşılan sonuçlar" (Büyük Larouse Sözlük ve Ansiklopedisi [BLSA], 1992: 1637), "düşünme, yargılama, akıl yürütme, okuma-araştırma, gözlem ve denge sonucunda elde edilen düşünsel ürün" ya da "öğrenilen şey" (Fındıkçı, 1996: 38) olarak tanımlanmaktadır. Başka bir tanıma göre bilgi; bilgi işlemde kullanılan verinin kullanıcılar için anlamlı ve yararlı şekle dönüştürülerek belirli bir formda işlenmiş halidir (Laudon, K. C. ve Laudon, J.

(23)

P., 2006: 5).

Benzer bir tanımla; Kutadgu Bilig adlı eserinde Yusuf Has Hacip bilgiyi "değeri yok olmayan bir senet" şeklinde tanımlamakta, J.J. Rousseou ise, toplumsal ve kişisel gelişimin bilgi ile ortaya çıkacağını vurgulamaktadır’ (Köksal,1981:87-88).

Üst bilgi; bir karara varmak amacıyla daha özel konularla ilgili olay ve ilkelerin gerçekleşmesi kısaca yargı ile elde edilen deneyimler olarak tanımlanmaktadır. Genellikle üst bilgiler kütüphanelerde veya uluslararası dokümantasyon merkezlerinde bulunur (Bensghir, 2011: 47).

Örneklendirecek olursak; BCT-12 şeklinde yazılan harfler ve sayılardan oluşan bir yazı herhangi bir anlam ifade etmediği için veridir. Stok kod no: BCT-12 şeklindeki tanımlamada ise bir anlam ve kesinlik bulunduğu için bilgidir. Eğer bir kurum ürünlerin %12'si için tanıtımının artırılmasını tavsiye etmekte ise bu artık kullanabilecek ve yargı ile elde edilmiş bir üstbilgidir (Yozgat, 1994: 1-2).

Tanımlara ayrıntılı olarak bakıldığında bilginin süreç ve sonuç odaklı iki farklı duruma sahip olduğu görülmektedir. Bu yaklaşımları göz önüne alarak bilgi kavramı için şu sonuçlara ulaşılabilir: Bilginin temeli veri ve enformasyondan oluşmaktadır, burada bilgi, enformasyonun gerçekçi bir şekilde akıl süzgeci ile süzülerek ve yorumlanarak ortaya çıkmasıdır. Ayrıca bilgi; karar verme, planlama, karşılaştırma, değerlendirme, analiz ve sentez ile değerlendirme gibi hayatın her alanında var olan işlevlerin temelini oluşturmaktadır. Verinin geçmişteki, bilginin şimdiki zamandaki, üst bilginin ise gelecekteki kararlarla ilgili olduğu söylenebilir (Aktaş, 2005: 10-15).

1.1.2. Bilginin Özellikleri

Bilgi kavramı birbirine yakın anlamlar taşıyan niteliklerden oluşmaktadır, bilginin sahip olması gereken özellikler; ‘Doğruluk, tamlık, ilgililik, ulaşılabilirlik, anlaşılırlık, güvenilirlik ve aktif maliyet’ olarak sıralanabilir (Yozgat, 1998: 46-47). Bu özellikler kısaca açıklanacak olursa (Yeniçeri ve İnce, 2005: 28);

Doğruluk: Adaletli karar alma durumunda bilgilerin doğru olmasıdır. Bu nedenle doğru bilgiye ulaşmak önem taşımaktadır.

(24)

Tamlık: Eksik bilgi sonuçların yanlış olmasına neden olacağından bilgiye ihtiyaç duyulduğunda tam olması gerekmektedir.

İlgililik: Herhangi bir bilgiye ihtiyaç duyulduğunda kullanılacak bilgi konu ile alakalı olmalıdır. Aksi durumda gereksiz zaman kaybına ve işlem kalabalığına yol açacağı unutulmamalıdır.

Ulaşılabilirlik: Karar alma anında ve ihtiyaç duyulduğu her zaman bilgiye rahatlıkla ulaşılabilmesi gerekmektedir.

Anlaşılırlık: Bilgi kullanıcıda herhangi bir tereddüt oluşturmadan açık ve net olmalıdır.

Güvenilirlik: Bilginin güvenilir olması ve bilgiyi kullanacak kişide kararsızlık oluşturmamalıdır.

Aktif maliyet: Gerekli olan bilginin toplam maliyetinin elde edilecek faydadan daha fazla olmaması gerekmektedir.

Bilgi türlerinden olan bilme; bilinebilen şeylerin birbirinden farklı olması anlamına gelmektedir (Uçak, 2010: 715). Her bilme bilgi niteliğinde olmak zorunda değildir. Bilmeye bilgi diyebilmek için birtakım şartların sağlanması gereklidir. Doğruluk, inanç ve güvenilirlik bu şartları oluşturur. Bir şeyi bilme süreci onun doğru olması ile ilgilidir. İnanç koşuluna göre; doğru olan şey inanmayı da gerektirmektedir. Güvenilirlik ise bir şeyin doğru olduğunu bilmenin yanı sıra bunu kanıtlamak ve sebebini ortaya koymaktır (Arıkan, 2000: 4-5).

Gökçen’e göre, bilginin içeriksel olarak anlamlı ve kıymetli olabilmesi için; tüm bu sayılan sayılan özelliklerin yanında ekonomiklik ve sadelik özelliklerini de barındırması gerekmektedir (Gökçen, 2002: 16).

1.1.3. Bilgi Toplumu ve Bilgi Çağı

Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler dikkate alındığında dijital çağın bir gereği olarak bireylerin bilgiye ulaşma tercihlerine yönelik durumları birbirlerinden

(25)

farklılık göstermektedir. Çetin ve Özgiden (2013), bilgi toplumu/çağı olarak adlandırılan çağı; enformasyon toplumu/çağı, internet toplumu/çağı, bilişim çağı, elektronik çağ, siber toplum/çağ, dijital çağ, sanayi-ötesi çağ ve post-modern çağ gibi isimlerle adlandırıldığını belirtmektedir. Bilgi kavramı, zihinsel işleme süreçleri sonucu ortaya çıkan ürün olarak göz önüne alındığında bu durumun çağımız öğrencilerinin bilgiyi anlamlandırma, sınıflandırma ve dolayısıyla bilgiye ulaşma tercihlerinin de bir önceki nesil öğrencilere göre farklılık göstermesi kaçınılmazdır (Okur ve Demirdöven, 2017: 485).

Eski Yunanlılardan binlerce yıl önce Asya’nın batı kısmında, Mezopotamya’da ve İran’da yaşayan eski toplumlardaki düşünceler ve inançlar bireysel olmaktan ziyade dini bilgiler olarak karşımıza çıkmaktadır (Adıvar,1980:29). Eski uygarlıklarda bilginin mitoloji ile birlikte kullanılmakta olduğu ve toplumların şekillenmesinde ve kurumsallaşmasında etkili olduğu göze çarpmaktadır. Hatta topluluklar, ulaştıkları bilgileri uygulama üzerine ve ihtiyaçlarına göre kullanmışlardır. Ulaşılan bilgiler kurumların gelişmesine çevre şartları ile birlikte katkılar sağlamıştır. Buradan hareketle bilgi ve toplum arasındaki ilişkinin sosyolojik olduğu kanısına varılabilir (Adıvar, 1980: 30).

Bilgi çağı, bireysel veya örgütsel amaçlar doğrultusunda; bilginin ana unsur olduğu, bilgi üretimi ve iletişiminin yaygın olarak kullanıldığı, sürekli öğrenimin ve bilgi çalışanlarının gereklilik haline geldiği ekonomik ve toplumsal dönemi yansıtmaktadır (Aktaran: Bedük, 2002: 695). Bilgi çağında, toplumlar sürekli devam eden bir verimlilik arttırma, gelişen ve değişen talebi karşılayabilme, kendi içsel değişimlerini gerçekleştirerek dışsal değişime ayak uydurma çabası içindedirler. Bilgiyi ve teknolojiyi etkili bir şekilde kullanabilen örgütler işlerini dünyanın her yerinde ve her zaman yapılabilir hale getirmişlerdir. Bu durum, rekabet avantajı kazanmanın temel anahtarının bilgi olduğunu göstermektedir. (Çolak ve Gençler, 2002: 2).

İçinde bulunduğumuz zaman dilimine “bilgi toplumu/çağı” olarak ismini veren bilgi kavramı, bununla birlikte çeşitli kapsamlarıyla ele alınabilecek bir durumdur. Günümüzde, özellikle üretim koşullarının yaşandığı yapısal değişim toplumun her

(26)

alanında yansımasını bularak yeni bir toplum düzeni ortaya çıkarmıştır (Güngör ve Güney, 2017: 134, 143). Tüm bu açıklamalardan yola çıkarak, bilgi toplumunu, toplumsal ve ekonomik alanda, bilimsel bilgi üreten, bilgiyi toplayıp düzenleyen, depo edilen bilgiye en kısa sürede ulaşabilen, bilginin dağıtımında söz sahibi olup, bilgiyi işleyen yeniden yapılandırabilen toplumlar olarak tanımlayabiliriz (Yücel,2006:74). Günümüz toplumlarının bilgi toplumu olarak adlandırılması, yaşamsal faaliyetlerini tamamen bilgiye dayalı olarak yürütmeleri ve bilgi olmaksızın bir şey üretememelerinden kaynaklanmaktadır. Bilgi toplumunda bilginin, bireyler, her türden organizasyonlar ve toplumlar için vazgeçilmez ve asıl güç unsuru olmasını sağlayan en temel unsur; bilgi kullanıcısı ile en güncel ve doğru bilgiyi doğru zamanda buluşturabilme becerisidir. Bu noktada bilgi üretimi ve bu üretimin ekonomik ve bilimsel niteliklerde yapılması da bilgi temelli beceriler açısından son derece önemli hale gelmiştir. (Akkaya, 2017: 80).

Toplumların bilgi çağını şekillendiren çevresel ve kültürel unsurlar; küresel rekabet, bilgi ve iletişim teknolojileri ve uluslar üstü etkileşimli kültür olarak özetlenebilir (Fındıkçı, 1996: 21-22). Örgütlerin bilgi toplumuna geçebilmeleri için toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlarda çeşitli değişim ve dönüşümler geçirmesi gerekmektedir. Bunlar; yapısal dönüşüm, yasal dönüşüm, insan gücünün yeni teknolojiler ve kullanımı konusunda eğitimi ile kamu ve özel kurumların online (çevrimiçi) çalışabilirliğini sağlaması olarak sıralanabilir (Bensghir, 2011: 22).

Bilgi çağında bilginin hayati önem taşıyan diğer kaynakların yerini aldığı ve bu nedenle bilgiye ulaşma sürecinin çok iyi yönetilmesi gerektiği söylenebilir. Bilginin yönetimi, bireylerin bilgi paylaşımları sonucundaki bilgi edinimleri ve bilgi alış verişi aracılığıyla sağlanmaktadır. Fakat bilgi genellikle paylaşılmak istenmemekte ve bilgi akışının sağlanamaması bilgiye ulaşma sürecinde bilgi çalışanlarının sıkıntı yaşamasına neden olmaktadır. Örgüt içinde bilgi paylaşımı sürecinde yönetsel ve teknolojik araçların faydası sınırlıdır. Bunun başlıca nedeni ise bu sürecin bireyler arasındaki sosyal etkileşim ve temaslara bağlı olmasıdır (Alan, 2017: 112).

Günümüzde bilgi yönetimine geçerlilik kazandırmak için, çalışanları daha etkili duruma getirecek şekilde insan kaynakları uygulamalarının yenilenmesi zorunlu hale

(27)

gelmiştir. Halen bilgi stratejik bir öneme sahiptir ve bilgi teknolojilerinin sunduğu olanaklarla insanlar tarafından üretilmekte, sınıflandırılmakta, erişilmekte ve insanların ortak sorunlarının çözümü için kullanıma sunulmaktadır (Sezer ve Ak, 2017: 206).

Bilgi toplumu olabilmenin en önemli koşullarından biri de eğitim sisteminin başarısı, bunun için ise, sistemi yürüten öğretmenlerin niteliğine bağlı olduğu sonucuna ulaşılabilir. Bilgi toplumunda bireylerin bilimi ve bilimsel bilgiyi hayatlarına geçirebilen bireyler olarak yetişmelerini sağlamak çok daha fazla önem kazanmaktadır. Bu nedenle, bilgi toplumlarının ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştirilmesinden sorumlu olan öğretmenlerin bilginin ne olduğu konusundaki inançları ve sahip olduğu zihinsel algılarının bilinmesi oldukça önemlidir. Çünkü öğretmenler, bilgi ile buna talepte bulunanlar arasındaki köprüyü oluşturan en önemli öğedir (Gürkan vd., 2017: 3).

Sonuç olarak; Yücel’ in de belirttiği gibi; ‘kurum ve kuruluşların küresel seviyede rekabet edebilmesi ancak bilgi teknolojilerinin sağladığı üstünlükle mümkün olacak, teknolojideki gelişmelerin etkisiyle rekabet sınır tanımayacaktır. Bilgi teknolojilerinin önemi bilgi toplumunu hayata geçirmekle mümkün olacaktır. Bunu yaparken de sadece teknoloji ağırlıklı değil, sosyal, kültürel, ekonomik, etik, dini ve insani boyutları da ele almak gerekecektir’ (Yücel, 2006: 90-91).

1.2. Teknoloji Kavramı

1.2.1. Teknolojinin Tanımı

Bilgi kavramının en etkili bir şekilde kullanıldığı bilgi çağında her yeni bilgi öncekilerin üzerine eklenerek büyük bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Bilgisayarın icadından önce bilginin toplanması, depolanması ve genç kuşaklara aktarılması çok zordu. Bilgisayarın icadı ile bilgilerin etkili olarak toplanması ve kullanılması, eski dönemlere nazaran daha kolay hale gelmiştir. Neticede teknoloji; toplumun ihtiyaçlarının daha etkin bir şekilde karşılanması amacıyla, toplumsal değişimlere bilginin uygulanmasını sağlamıştır (Tekin, 2003: 79).

(28)

1.2.2. Teknolojinin Gelişim Süreci

Rekabet koşullarının artması ile birlikte üstünlüğünü kaybetmek istemeyen ülkeler büyük yatırımlar yaparak bu gücün unsurlarını (teknolojinin son ürünlerini) tüm dünyada yaymak istemişlerdir. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ancak teknolojik ürünlerin üretilmesi, satılması ve toplumun kullanımına uygun hale getirilerek sosyo-kültürel ortamın oluşturulmasıyla mümkün olabilecektir. Bu durum da kuşkusuz teknolojinin son ürünleri oldukça hızlı bir şekilde ortaya çıkacaktır. Cep telefonları, tablet, uydu-temelli telekomünikasyon sistemleri, tamamen bu sürecin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, teknoloji temelli gelişen bu sürecin içinde var olmak, sadece bu ürünleri kullanmaya bağlı değildir. Bu teknolojilerin toplumların üretim sistemlerine daha kalıcı bir şekilde yayılabilmesi ve kullanılması, sosyo-ekonomik gelişimi önemli bir şekilde etkileyebilmesi, son olarak bu ürünleri günümüz koşullarına adapte edebilme ve yeniden üretilebilme deneyimi ve bilgisine sahip olmayı da zorunlu hale getirmektedir (Soyak, 2002: 101).

Bu bağlamda, Tekin (2003)' in de belirttiği gibi; "teknoloji zamanla değişim geçirmekte ve bu değişim de üretim performansını arttırmaktadır" (Tekin, 2003: 84).

İnsanlık tarihi boyunca faklı toplumlarda teknoloji kullanımı incelendiğinde ilk olarak avcı-toplayıcı toplum göze çarpmaktadır. Avcı- toplayıcı toplumlar göçebe şeklinde yaşayan küçük gruplardan oluşmaktadır. Yaşadıkları dönemde vahşi hayvanlardan korunmak ve yiyecek elde etmek için taş aletler kullanmışlardır. Bu dönemde icat edilen ateş insan ırkı için yeni bir teknoloji olmuştur. Ateşi kullanarak insanlar, ısınma, aydınlanma, yemek pişirme ile korunma ve avlanma amaçlı yeni aletler üretmeyi başarmışlardır. İlerleyen dönemlerde göçebe yaşamdan sonra tarım devrimi ile birlikte tarım toplumundan söz etmek mümkündür. Bu dönemde hayvancılık ve çiftçilikle alakalı birçok teknik ve beceri isteyen birkaç yardımcı teknoloji ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki olan dokumacılık ile keten ve pamuk üretimi, dokuma tezgahı yapımı ve boyama gibi bazı teknolojik araçlar geliştirilmiştir. Diğeri ise saklama teknolojisi olarak ortaya çıkan çömlekçiliktir. On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru sanayi toplumu olarak bilinen dönemde el aletlerinin yerini makineler devralmıştır. Teknolojik alanda hızla gelişen bir değişim meydana gelmiş ve

(29)

toplumların ekonomik, teknik, politik ve toplumsal temelleri büyük dönüşüme uğramıştır. İkinci dünya savaşından sonra bilgi teknolojisi devrimi yaşanmış ve bilgi toplumuna geçilmiştir. Bu dönemde bilgisayar, mikro-elektronik, ve telekomünikasyon alanında gelişimler yaşanmış ve yirminci yüzyılın sonuna doğru internet ortaya çıkmıştır. (Koçdar, 2015: 163-165).

1.3. Bilgi Teknolojisi Kavramı

1.3.1. Bilgi Teknolojisi Tanımı

Bilgi temelli bir kavram olan bilgi teknolojileri (BT), bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen değişimlere verilen genel bir isim olup kesin bir tanımlama yapılmak istenirse BT, ‘Bir bilginin toplanmasını işlenmesini, saklanmasını ve gerektiğinde herhangi bir yere aktarılmasını ya da herhangi bir yerden bu bilgilere erişilmesini otomatik olarak sağlayan teknolojiler bütünüdür (Uzay, 2001: 260). Başka bir tanımla BT: Örgütlerin hedeflerini yerine getirebilmeleri amacıyla kullanmak zorunda oldukları yazılım ve donanımlardan ibarettir (Laudon ve Laudon, 2006: 5). BT, İletişim teknolojileri ve elektronik bilgi işlem içerisinde tanımlanan farklı biçimlerdeki bilginin toplanması, depolanması, kullanılması, iletilmesi ve denetlenmesine yönelik bilginin yönetimi ile ilgili unsurlarda kullanılan elektronik aksamın ve metotların tümünü içeren süreçler olup aslında bireylerin birbiriyle olan ilişkileri ve insanların bilgiye ulaşması ile ilgilidir (Sadun, 1993: 6-7).

Yukarıda verilen genel tanımlara ek olarak benzer tanımlamalar yapılabilir: Daniels'a göre BT; işletmelerde karar alma pozisyonunda bulunan yöneticilere faydalı bilgi ve veri kazandırmak amacıyla işletme süreçlerinin akışını sağlayan teknolojik uygulamalarıdır (Aktaran: İraz, 2003: 208).

Daniels; BT' nin bilginin bireyler arasında iletişimine imkan sunan araç-gereçler olduğunu belirtmektedir. BT, bilginin biriktirilmesini, derlenmesini, depolanmasını ve gerekli durumlarda gerekli yerlere iletilmesini veya bu bilgilere ulaşılmasını, çeşitli teknikler kullanarak otomatik bir şekilde sağlayan teknolojiler bütünüdür (Aktaran: Şimşek ve Akın, 2003: 198).

(30)

1.3.2. Bilgi Teknolojileri Kapsamı

Bilgi insanlık tarihi boyunca sürekli var olmuştur, fakat ortaya çıkan bilginin aktarılması ve kullanılmasında meydana gelen gelişmeler iletişim teknolojilerinde ve dolayısıyla bilgi teknolojilerinde oluşan değişimlerle farklı bir anlam kazanmıştır. İletişim teknolojileri ile coğrafi sınırlar dünya işletmeciliğinin sınırlarını küresel boyutta genişletmiştir. Örgütlerin varlığını sürdürmeleri ve gelişimleri açısından bilgi teknolojisi ile stratejik yönetim arasındaki benzer unsurların toplumsal yaşamdaki yerini incelemek, performans ve başarı açısından yol gösterici olacaktır (Tekin, 2000: 156).

Yeni teknolojiler üretim ekonomisinde, ürün ve üretim süreci yeniliklerini içeren ve sektörler arasında yaygınlaşan, işletmede az bir maliyetle üretimin artmasını sağlayan, uluslararası ve yerel piyasalarda rakiplerine üstünlük sağlayan yeni bir teknoloji sistemi olarak göze çarpmaktadır (Tokol, 2000: 80).

Bilgi teknolojileri dört temel kategoriye ayrılabilir, bunlar: Yazılım, Donanım, Hizmetler ve Ekipmanlar (Dağ, 2009:194). Bilgi yazılım teknolojilerinin en önemlileri ağ teknolojileri ve veri-enformasyon iken donanım teknolojileri ise telefon, bilgisayar ve elektronik işbirliği sistemleri olarak sayılabilir. (Karabağ, 2005: 302, 303). Ekipmanlara örnek olarak bilgisayar, internet bağlantısı, yazıcı, tarayıcı ve projeksiyon vb. araç-gereçler verilebilir (MEB, FATİH Projesi Sunusu). Bilişim teknolojileri hizmetleri; hesaplama, depolama ve uygulama olarak sıralanabilir (Zeyrek, 2011: 702).

BT' nin içeriğini; bilgisayarlar, mikroelektronik ve tümleşik devreler, iletişim teknolojileri, multimedya ve biyoteknolojiler oluşturmaktadır (Ege ve Sezer, 2003: 323).

Bilgisayar, kullanıcıdan aldığı bilgilerle sayısal ve mantıksal işlemleri veri giriş birimine alan, girilen bilgileri işleyebilen, elde ettiği sonuçları depolayabilen ve kullanıcı istediğinde çıkış ünitesi ile kullanıcıya çıktı olarak verebilen elektronik bir makinedir (İstanbul Kültür Üniversitesi, Erişim Tarihi: 2017).

(31)

Bilgisayar yardımıyla istenilen bilgiye kolayca ve çok hızlı bir biçimde ulaşmak mümkün olmaktadır. En basit konulardan daha kompleks matematik işlemlerine kadar her türlü hesaplama ve analiz gerektiren işlemler bilgisayarlar tarafından çözülebilmekte, çizilebilmekte ve yazılabilmektedir (Özçağlayan, 1998: 23).

Mikroelektronik ve tümleşik devreler, ‘iletişim teknolojilerinden üretim otomasyonuna, çevre izlemeden, sağlığa, savunma sistemlerine kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesinde anahtar rol oynamaktadır ve mikroelektronik veya mikroçip teknolojisi gibi çağımızı değiştirecek bir potansiyele sahiptir. Bu teknoloji sayesinde mikroçipler üzerinde sadece mikroelektronik entegre devreler değil, mikromekanik yapılar da yapılabilmektedir. Böylece hem mikroalgılayıcılar (microsensor) ve mikroeyleyiciler (microactuator) hem de elektronik devre bir çip içinde yapılabilmekte, yani sistem fiyatı ve boyutları çip kadar ucuz ve çip kadar küçük olabilmektedir’ (TÜBİTAK, Erişim Tarihi: 2017).

İletişim teknolojileri, bilginin oluşturulmasını ve gerekli bilgiye ulaşılmasını sağlayan tüm görsel ve işitsel basılı ve yazılı araçlardır (MEB, Erişim Tarihi: 2016).

Bilgisayar ve iletişim teknolojisindeki yeni gelişmeler, üretime yönelik her türlü bilgi aktarımını hızlandırıp kolaylaştırmakta, mekan ve zaman konusunda sağladığı üstünlüklerle de, üretimde verimliliği ve etkililiği artırmaktadır (Erkan, 1998: 81).

Multimedya, ‘yazılı metin, çizgi grafikler, fotoğraf, film ve ses gibi bilgilerin biraraya getirilerek numaralanması ve hacminin küçültülerek kullanıma sunulması işlemidir’ (Çoban, 1996: 22).

Multimedya hizmetleri özellikle bilgi sanayinde bilgiyi taşımak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. En çok bilinen multimedya hizmetleri; alışveriş, tele-pazarlama, eğlence (video, etkileşimli video, tele-oyunlar vb), tele-sağlık,tele-öğretim, video konferans, videofon (görüntülü telefon), bilgisayar destekli tasarım-üretim-mühendislik ve ortak çalışma, tele-çalışma, elektronik yayıncılık olarak sayılabilir (Özçağlayan, 1998: 147).

(32)

Biyoteknoloji ise, biyoloji, moleküler biyoloji, fizik, kimya, biyokimya, genetik, fizyoloji, mikrobiyoloji ve mühendislik gibi farklı disiplinlerin katkıda bulunduğu disiplinler arası bir bilim dalıdır (Ankara Üniversitesi, Erişim Tarihi: 2017).

İşletmelerin her zaman teknolojik gelişmeleri takip etmeye bilgi teknolojilerinden faydalanmaya ihyacı vardır, çünkü bunlar daha az maliyetle, daha iyi hizmet sunmayı sağlayan, çalışanları motive eden, karar verme yetilerini kuvvetlendiren ve rekabet üstünlüğü yakalamayı sağlayan faktörlerdir. Teknolojik gelişmeler, özellikle çok şubeli işletmelerde ortak bir bilgi kültürü oluşmasına yardım edecektir. Bilgi teknolojisinin en önemli özellikleri; minyatürizasyonu, kapasiteyi genişletmesi ve maliyeti düşürmesidir (Çoban, 1996: 43).

1.3.3. Bilgi Teknolojilerinin Özellikleri

Bilgi teknolojilerinin özelliklerini tam olarak anlayabilmek için bu süreci ve bu süreçle bir arada bulunan tüm unsurların titizlikle incelenmesi gerekir.

BT’ nin özelliklerinden bazıları, işletmelerde üretim faaliyetlerini ve işleyişini hızlandırması, işletmeleri katı kağıt israfından kurtarmasıdır (Akkoyunlu, 1999: 53). BT, örgütlerde koordinasyon ve teknolojiye dayalı bir yapı sağlayarak veri yığınlarının bilgiye dönüştürülmesini bunların yönetilmesine imkan tanır. Örgütlerin karar süreçlerine bilgi desteği sunar ve bu kararların etkinliğini artırır. Ayrıca BT, yenilikleri takip ederek bunların örgüte adaptasyonuna ve yöneticilerin beklentilerine yardımcı olurlar. Örgütlerde bilgi teknolojileri kullanımı her türlü veriyi elde ederek örgüt için yararlı bilgiye dönüştürdüğü için önemli bir fonksiyonu yerine getirdiği söylenebilir (Tutar, 2010: 156). İletişim teknolojileri ile bilgi teknolojileri birbirinden ayrılmaz bir bütündür. BT, örgüt ve iş yaşantısının içeriğini değiştirmiş, bilgisayar destekli üretim teknolojileri coğrafi ve zamansal olarak yeni anlamlar kazanmıştır (Bedük, 2002: 695-702). Bu nedenle yeni teknolojik sistemleri kullanan toplumların gelişimlerinde iyileşme görülerek arttığı da söylenebilir (Haşıloğlu, 1999: 23).

Sonuç olarak, örgütlerde başarının artması bilgi teknolojilerinde kapsamlı bir planlama yapılması ile mümkün olacaktır. BT yardımıyla stratejik planlar yapılabilir

(33)

ve bu planlara uygun kararlar alınabilir. Bu şekilde örgütlerin rekabet yetenekleri artar ve örgütsel başarı elde edilebilir (Tutar, 2010: 157-158).

1.4. Bilgi Sistemleri Kavramı

1.4.1. Bilgi Sistemleri Tanımı

Bilgi sistemi ile yönetimin karar vermesi sürecinde bilgilerin aktarılması, işlenmesi, depolanması, erişimi ve toplanması gibi çeşitli görevlerin yerine getirilebilmesi kastedilmektedir. Bunun için gerekli bilgisayar, bilgisayar ağları, uzman işgücü, iletişim sistemleri ve bu sistemlerde tutulan bilgilerin tamamı birarada bulunmalıdır (Güleş, 2000: 104-105).

Başka bir tanıma göre ise, BS; organizasyonlarda denetim ve karar unsurlarına destek olması amacıyla bilgileri toplayan, aktaran ve birbirleriyle etkileşim halinde çalışan, donanım ve yazılımların bütünüdür. Burada bilgi yönetimini sağlayan üç kavram ön plana çıkmaktadır. Girdi, süreç ve çıktı. Çevreden bilgi toplama girdi, girdinin topladığı bilgiyi işlemek süreç, işlenmiş bilgiyi hedefe sunmak ise çıktı olarak tanımlanabilir (Demircan ve Moltay, 1997: 6).

Bilgi sistemleri, yapay sistemlerdir. Bu sistemlerin karar verme süreçlerine yardımcı oldukları söylenebilir (Gökçen, 2002: 26).

1.4.2. Bilgi Sistemi Türleri

Bilişim sistemleri önceleri genel olarak Yönetim Bilişim Sistemleri veya Veri İşleme Sistemleri olarak adlandırılmaktaydı. Daha sonraları çoğunlukla bilgisayar donanımlarındaki ve yazılımlardaki gelişmelerin bir neticesi olarak bilişim sistemleri türlerinde büyük artışlar olmuştur (Tekin, 2000: 182).

Literatürde geçen bilgisayar destekli bilgi sistemi türleri ve uygulamaları; Yönetim Bilgi Sistemi (YBS), Karar Destek Sistemleri (KDS), Veri İşleme Sistemleri (VİS), Yapay Zeka ve Uzman Sistemleri (YZ ve US), Üst Yönetim Destek Sistemleri (ÜDS), Ofis Otomasyon Sistemleri (OOS), Veri Tabanı Yönetim Sistemleri (VTYS), İletişim Sistemleri (İS) olarak sıralanabilir (Gökçen, 2002: 35).

(34)

Düzeylere göre bilgi sistemi türleri Şekil 1.1. de verilmiştir:

Üst Düzey Yönetici Destek

Sistemleri

Orta Düzey Yönetim Bilgi Sistemleri

Karar Destek Sistemleri İlk Düzey Ofis Otomasyon Sistemleri

Veri İşleme Sistemi

Diğer Yapay Zeka ve Uzman Sistemler

Şekil 1.1. Bilgi Sistemi Türleri

Bu sistemler aşağıda kısaca özetlenmiştir:

Yönetim Bilgi Sistemleri (YBS), kurumların karar alma süreçlerine katkıda bulunan, kararları destekleyici bir sistem olup, bir kurumun işleyişinin organizasyonu ve kontrolü ile örgütlerin uzun vadede performanslarının tahminine olanak sağlayan, düzenli özet raporların hazırlanmasına ve aktarılmasına yardımcı olan, araştırma yöntemlerine dayalı uygulamalardır (Tekin vd., 2003: 642).

YBS’ nin bazı özellikleri; (Erkut, 2007: 41); 1. Veri/kayıt işleme faktörlerini destekler,

2. Tümleşik bir veri tabanı kullanarak işlevsel fonksiyonların çeşitliliğini destekler,

3. Yöneticilerin bilgiye kolay ve zamanında erişimini sağlayarak daha çok stratejik pozisyonda bulunan yöneticiler için hizmet sağlar,

4. Genellikle yapısal kararların desteklenmesini sağlar,

(35)

6. Daha çok işletme içi olaylara odaklanır,

7. Bilgileri toplayarak, işler, saklar ve gerekli birimlere iletir.

Karar Destek Sistemleri (KDS), örgütlerin karar verme süreçlerinde yönetici pozisyonunda bulunanlara etkin bir biçimde bilgi akışı sağlayan bilgisayar destekli bilgi sistemleridir. KDS, kendi başına karar vermez, karar verecek olanlara kendi muhakemelerini, görüşlerini ve hükümlerini de karar verme esnasında kullandırarak yöneticilerin problemler karşısında karar almalarına yardımcı olur. Bu yüzden KDS, örgütlerde karar verecek yöneticiler tarafından başlatılır, denetlenerek belli bir amaç için tasarlanır ve hızlı dönüt sağlayan sistemlerdir. Karar destek sistemleri belirli tipteki kararları, örgüt yöneticilerinin yönetimle ilgili gereksinimlerini doğrudan destekler (Yılmaz, 2010: 76-78).

KDS, karışık problemleri çözebilmek amacıyla insan zekası, bilgi teknolojileri ve yazılımı bir arada kullanarak karar alma sürecini hızlandıran bir sistemdir (Gökçen, 2002: 49).

Özetle, karar destek sistemlerini diğer sistemlerden ayıran en temel özellikleri; farklı alanlarda farklı kararlar alınmasını sağlayan, problemlerin çözümünde alternatifler sunan, beklenmedik durumlar karşısında hızlı karar vermeyi ve zaman tasarrufunu sağlayan sistemler olarak sayılabilir.

Veri İşleme Sistemleri (VİS), verilerin bilgiye dönüştüren işlemler dizisidir. Bilgi işlem sistemi, bilgi işlem dizgesi şeklinde de tanımlanabilir. Veri işleme bir süreç olarak kaydetme, sınıflama, analiz, düzenleme, özetleme ve raporlaştırma basamaklarından oluşmaktadır. Bu sistemlerin özelliği, işlemleri yürüterek ve kayıt altına alarak çıktıları düzenli periyotlarla programlama yapmaktır. Veri işleme sistemleri, çalışanlarının ihtiyaçları doğrultusunda bilgiler oluşturmakta ve genellikle örgütlerin çeşitli işlevlerine yönelik geliştirilmektedir. Bu sistemler genel olarak önceden belirlenmiş işlevlere kurallara ve çıktı yapılarına sahiptir, kullanıcılar tarafından değiştirilemezler (Yolal, 2003: 5).

(36)

Yapay Zeka hakkında kesin olarak belirlenmiş bir tanım yapılamamaktadır. Bunun nedeni YZ’ nın çok geniş disiplin alanlarını kapsaması ve onlarla ilişki halinde olmasıdır. Fakat yapılan tanımların ortak noktası bilgiyi kullanarak insanın zeki kabul edebileceği davranışların sağlanmasıdır. Genel olarak YZ, bir insan gibi düşünebilen ve yapabilen bilgisayar sistemleri olarak görülebilmektedir (Allahverdi, 2002: 1-2). Yapay zeka kavramında insana has niteliklerden olan akıl yürütme, anlamlandırma, genelleme yapma ve geçmiş tecrübelerden yararlanma gibi zihinsel durumlara yönelik işlevleri yapma yetenekleri ön plana çıkmaktadır (Nabiyev, 2010: 25).

Uzman sistemler, bilgi tabanlı sistemlerdir ve problemleri daha geniş bir açıdan analiz ederek, insan zekasını taklit etmeye çalışan yapay zekanın bir uygulama alanıdır ve problemlerin çözümünde uzman gibi davranan programlardır. Daha özel bir tanım yapmak gerekirse, insan bilgisini içeren ve çıkarım yöntemi kullanarak, kullanıcının sorgulamasına cevap veren bir programdır. Bilgi genellikle kural tabanı şeklinde depolanır (Baykal ve Beyan, 2004: 339). Çıktılarda ve verimlilikte artış sağlayan, karmaşık sorunları çözme yeteneği olan uzman sistemler, ‘bilgi elde etme’, ‘çıkarımlar yapan araç’, ‘çalışma hafızası’, ‘kullanıcı arabirimi’, ‘açıklayıcı sistem’ ve ‘bilgileri arındıran sistem’ gibi elemanlardan oluşmaktadır. Bu niteliklere sahip olan uzman sistemler, uzmanların yaptıkları iş performansı düzeyinin de üstünde bir başarı yakalayabilecektir (Benghshir, 1993: 247-248).

Üst Yönetim Destek Sistemleri (ÜDS), karar alma sürecinde üst düzey yöneticilerin yalnız bilgi ihtiyaçlarını gidermekle kalmayıp, bilgisayarları yönetimle ilgili bilgilerle donatarak analizler yapma olanağı sağlayan daha kapsamlı sistemlerdir. ÜDS’ den beklenen en önemli yarar, planlama ve kontrol süreçlerini iyileştirerek örgütün veri yönetimini etkinleştirmektir (Benghshir, 1993: 249).Bu sistemler; ‘üst düzey bilgi sistemi’,‘üst yönetim bilgi sistemi’ veya ‘üst düzey bilişim sistemi’ olarak ta adlandırılmaktadır. Üst düzey yöneticiler, karar vermek amacıyla bu sistemlerden yararlanırlar. ÜDS, düzenlemeler yapma ya da rakip şirketler gibi dış unsurlarla ilgili verileri birleştirerek bu verileri karar destek sistemi ve yönetim bilgi sisteminden elde edilen raporlarla birlikte yönetimi planlama ve kontrol sürecinde üst düzey yöneticilere veri yönetimini etkinleştirmeyi amaçlar (Güler, 2007: 29).

(37)

Üst yönetim destek sistemlerinin en önemli özelliği, bu sistemlerin verileri çözümlemesi, karşılaştırması ve kontrol etmesidir. Grafikler yardımıyla daha çok veri daha kısa sürede incelenmektedir. Bu sistemler sayesinde, personel ve yöneticilere karar vermeleri için daha fazla zaman kalabilmektedir. Üst düzey yöneticiler, üst yönetim destek sistemini kullanarak daha derin analiz yapma olanağına sahip olurlar. Bazı yöneticiler, bu sistemler yardımıyla şirket için önem arz eden performans göstergelerini takip etmekte ve oluşan değişimlerde işletmenin gerekli önlemleri almasını hızlandırmaktadır. Bu sistemde problemler işletmeye zarar vermeden hızlı bir şekilde çözülmekte ve diğer yöneticilerin haberi olmadan onları denetleme imkanı sunulmakta ayrıca üst yönetimin kontrol mekanizmasını da geliştirmektedir. Oldukça fazla veriye hızlı bir şekilde ulaşılması üst düzey yöneticilerin alt yönetim faaliyetlerini daha iyi gözlemesini sağlar (Hoşcan vd., 2003: 230).

Ofis Otomasyon Sistemleri (OOS)' nin genel tanımlarını aşağıdaki gibi vermemiz mümkündür:

Ofis otomasyonu, bir ofiste rutin olarak yapılan işleri otomatikleştirmek üzere bilişim teknolojilerinin kullanılmasıdır (Gökçen, 2002: 59).

OOS, verileri işleyen yöneticilerin koordinasyon ve iletişim faaliyetlerini düzenleyen ve onların ofisteki etkinliklerini arttırmayı hedef alan bilgi teknolojileri uygulamalarıdır (İraz, 1999: 47).

OOS, bireyler, örgütler ve gruplar arasında belgelerin, elektronik mesajların ve diğer iletişim evraklarının bir araya getirilmesini, kaydedilmesini, işlenmesini ve aktarımını gerçekleştiren bilgisayara dayalı bilgi sistemleridir (Tekin, 2000: 185).

OOS, ofisteki işlerin verimliliğini arttırmak amacıyla bilgi işlem ve telekominikasyon teknolojilerinden faydalanmakta, ofisteki alt düzey yöneticiye bireysel bilgisayar ayırma zorunluluğunu ortadan kaldırmakta ve teknolojik giderleri azaltmaktadır (Gökçen, 2002: 59).

OOS’ nin ofislerde uygulanmasını gerektirecek özellikleri kısaca sıralamak istenirse (Göral, 2002: 111);

(38)

- Çalışan memnuniyeti, dolayısıyla personelin verimliliği artar,

- Yazışmalarda postadaki gecikmelerden ya da kaybolmalardan oluşan olumsuzluklar ortadan kalkar,

- Ofis çalışanlarının görevlerini zamanında tamamlamaları ve bilgiye ihtiyacı olan insanlara hızlı bir şekilde bilginin iletilmesini sağlar,

- Bilgisayar ortamında dokümanların ve mesajların depolanmasını, tekrar kullanılmasını ve iletilmesini kolaylaştırır.

Veri Tabanı Yönetim Sistemleri (VTYS)' yi incelediğimizde; veri tabanı kavramının80’li yıllarda ilk kez kullanılmaya başlandığını belirtebiliriz. Veri tabanı; birbirleriyle alakalı olan verilerin saklandığı, istenildiği zaman tutulan bu bilgilerin tümü veya istenen özelliklere uyanlarına ulaşılabilen veriler topluluğunun bir arada bulunduğu bilgi depolarıdır. VTYS ise, varolan verileri tutmak, yeni bir veri tabanını yapılandırmak, düzeltmek ve onarımını yapmak vb. karmaşık işlemlerin yapılabildiği bir yazılım sistemidir (Alakoç, 2005: 12).

Veri Tabanı Sistemlerinin üstünlüklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz(www. trakya.edu.tr):

- Veri tekrarını önleyerek veri bütünlüğü sağlar,

- Verilerin güvenliğini sağlayarak yapılan erişimlerde tutarsızlıkların ortaya çıkmasını önler,

- Verilerin merkezi denetimini sağlar,

- Veri tabanının bilgisayar hafızasındaki fiziksel yapısı kullanıcılardan gizlenir.

İletişim Sistemleri (İS)' yi açıklamadan önce iletişim kavramına bakacak olursak; iletişim sözcüğü, Latince kökenli olup, “communication” sözcüğüne karşılılık gelmektedir. Birbirlerine iletiler yoluyla, duygu ve düşüncelere ilişkin bilgileri birbirine aktaran, değişik zaman ve mekan boyutlarında benzer duygular taşıyıp benzer yaşam tecrübelerine dayanan, bunları birbirine ifade edebilen insanların oluşturduğu duygu, düşünce, tutum ve yargı bildirimlerine iletişim denir (Özçağlayan, 1998: 32). İnsanlar arasındaki iletişimi sağlamak amacıyla kitlesel kullanıma kavuşan kitle

(39)

iletişimi teknolojiler sayesinde geniş kitlelere ulaşabilmiş ve “kitle iletişim araçları” adını almışlardır. Günümüzde kitle iletişim araçlarının en önemlileri gazete, radyo, televizyon, sinema ve internettir (Yüksel, 2001: 4).

Bilgi yönetimi, öğretme-öğrenme süreçlerinde etkililik ve verimlilik açısından önem arz etmektedir. Gizli bilgiyi belirlemek ve belirlenen bu bilgiyi kurum çalışanlarına aktarmak, bunu onların gizli bilgisi haline getirmek önemli rol oynamaktadır. Bu yüzden bu çevrime imkan veren iletişim olmazsa bu çevrim gerçekleşmeyecektir. Sonuç itibariyle bilginin önemi kadar onun aktarımını sağlayan iletişim de önemlidir (Tahirov, 2009: 130).

Yukarıda açıklanan bilgi sistemi türlerinin dışında diğer sistemler de gözden geçirildiğinde; doksanlı yılların ileri bilgi teknolojilerinin en önemli buluşu olan bilgisayarların artık günümüzün vazgeçilmez bir kaynağı durumuna gelmiş, insanlar arasındaki iletişime olanak sağlayan ileri bilgi teknolojisi aracı olarak yerini almış olduğunu söylemek mümkündür (Reyhanlıoğlu, 1998: 413). Bilgisayar aracılığı ile interneti bilgi sistemleri türlerinden sayabiliriz:

‘İnternet; dağınık bulunan birçok merkezin bağlanarak haberleşmelerinin sağlanması, bunun için bilginin bir yerden bir yere taşınması değil, bilginin bulunduğu yerde paylaşılması ve kullanılmasıdır. Dolayısıyla internet çok büyük bir bilgisayar gibi düşünülebilir’ (Yozgat, 1998: 141).

İnternette çeşitli dosyaların iletilmesi ve ulaşımı Dosya Transfer Protokolü ve Gopher (Metin tabanlı bilgi sunum alanı) gibi araçlarla sağlanmaktadır (Gökçen, 2002: 253).

Ülkemizde bilgisayar teknolojilerini kullanım açısından en çok yararlanılan internet kullanım oranı 2016 yılı verilerine göre % 61.2 olarak belirlenmiştir (TUIK, 2017).

Yine bilgi sistemi türlerinden olan İntranet ve Ekstranet, internet kullanımını sınırlandıran ortamları ifade etmektedirler. İntranet; internet ortamında belirli bir kuruluş içindeki bilgisayarları içerik standartlarına dayandırarak, erişimi sadece örgüt

(40)

üyeleri veya çalışma grupları ile sınırlandırılmış, personelin belge paylaşımı ve iletişim ihtiyaçlarını karşılamayı yani internetin örgüt içinde aktif kullanımını ifade eden sistemler olarak tanımlanmaktadır (Gökçen, 2002: 255-256).

Ekstranet ise, intranete kurum dışı paydaşları ile veri ve enformasyon paylaşımına kısıtlı bir şekilde olanak sağlayan sistemdir. Bazı şirketler yetki verdikleri müşterilerine ürünlerin tanıtımı ve maliyeti gibi bilgileri öğrenebilmelerine imkan sunarak intraneti kullandırmaktadırlar. Ekstranetler örgüt dışı paydaşlarını veya müşterilerini ilişkilendirmede özellikle yarar sağlamaktadır (Gökçen, 2002: 257). Ekstranete Türkiye'de bulunan tüm eczanelerin belirli bir merkezden otomatik yönetilerek fiyatların belirlenmesi veya bankacılık sektöründe kullanılan güvenlik duvarı örnek olarak verilebilir (Reyhanlıoğlu, 1998: 416).

Şekil

Tablo 2.1 Uzaktan Öğretimin Genel Özellikleri
Şekil 3.1. Teorik Model
Tablo  3.1’de  ankette  kullanılan  ölçeğin  Cronbach  Alfa  değerleri  ve  ölçek  bilgileri verilmiştir
Tablo 3.2. Ölçeklerin Kaiser Meyer Olkin (KMO) Değerleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

davranışlarının bazı değişkenler açısından irdelenmesi, kamu ve özel hastanelerde görev yapan sağlık çalışanlarının mobbing’e maruz kalma oranının

Bu olaydan sonra Persli komutan Mardonios sefere çıkar. Mardonios Boiotya’ya vardığı zaman Thebaililer ona Yunanlılar’ın ileri gelenlerine para verirse tümenlerini

The present study aimed to answer two major research questions: (1) Does learning a second language early in childhood has an effect on children L1 competence

Okul öncesi eğitiminden yararlanan 6 yaş çocuklarının özerklik algıları ile öğretmenlerin çocuklarda özerkliği etkileyen faktörler ve özerkliği

Sungur ve Mayda’nın (98) Tıp Fakültesi öğrencilerinde yaptığı çalışmada; birinci sınıf %78,6 ile altıncı sınıf %86,7 oranında organ bağışı ve nakli ile ilgili ders

Main variables in the questionnaire included: age, gender, which branch hospital admitted, mode of transportation to hospital, witnessed or not, the response time of EMS, the time

Sentetik olarak elde edilip en önemli boyar madde gruplarından olan ftalosiyaninler ilk kez 1907 yılında Braun ve Tcherilac isimli araştırmacılar tarafından ftalimid ve

“İstismar ve ihmale uğrayan çocuklar ebeveynlerden ve diğer yetişkinlerden korkma, kaçınma gösterebilirler”, “İstismar ve ihmale uğrayan çocuklar sıklıkla göz