• Sonuç bulunamadı

Otel işletmelerinde çalışanların paraya olan tutumunun mesleki etik değerler açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Otel işletmelerinde çalışanların paraya olan tutumunun mesleki etik değerler açısından incelenmesi"

Copied!
113
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

TURĠZM ĠġLETMECĠLĠĞĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI

OTEL ĠġLETMELERĠNDE ÇALIġANLARIN PARAYA OLAN TUTUMUNUN MESLEKĠ ETĠK DEĞERLER AÇISINDAN ĠNCELENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan Emin ARSLAN

Ankara Mayıs, 2011

(2)

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

TURĠZM ĠġLETMECĠLĠĞĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI

OTEL ĠġLETMELERĠNDE ÇALIġANLARIN PARAYA OLAN TUTUMUNUN MESLEKĠ ETĠK DEĞERLER AÇISINDAN ĠNCELENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan Emin ARSLAN

DanıĢman: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

Ankara Mayıs, 2011

(3)

JÜRĠ ÜYELERĠ ONAY SAYFASI

Emin ARSLAN’ın “Otel ĠĢletmelerinde ÇalıĢanların Paraya Olan Tutumunun Mesleki Etik Değerler Açısından Ġncelenmesi” baĢlıklı tezi ………….. tarihinde, jürimiz tarafından Turizm ĠĢletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı: Ġmza:

Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN (Tez DanıĢmanı) ………

Doç. Dr. Mehmet ARSLAN ……….

(4)

ÖNSÖZ

Emin ARSLAN

Otel ĠĢletmelerinde ÇalıĢanların Paraya Olan Tutumunun Mesleki Etik Değerler Açısından Ġncelenmesi konulu bu araĢtırmada pek çok kiĢinin emeği geçmiĢtir.

AraĢtırmanın konu seçim sürecinden tamamlanma aĢamasına kadar güvenini ve desteğini esirgemeyen tez danıĢmanım Sayın Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN’ e, tez sürecim boyunca görüĢ ve fikirlerini esirgemeyen ilgisini sürekli yanımda hissettiğim Sayın Doç. Dr. Ahmet TAYFUN’ a

ÇalıĢmanın veri analizlerini hazırlamama yardımcı olan Sayın Öğr. Gör. Sıddık ARSLAN’ a

Bu güne kadar ki eğitim hayatım boyunca beni her konuda destekleyen ve her zaman yanımda olan sevgili AĠLEM’ e,

AraĢtırmanın uygulama kısmında yardımcı olan tüm arkadaĢlarıma, anket çalıĢmasının yapılmasına destek veren otel yöneticilerine ve çalıĢanlarına,

(5)

ÖZET

OTEL ĠġLETMELERĠNDE ÇALIġANLARIN PARAYA OLAN TUTUMUNUN MESLEKĠ ETĠK DEĞERLER AÇISINDAN ĠNCELENMESĠ

Emin ARSLAN

Yüksek Lisans, Turizm ĠĢletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

Mayıs-2011, 101 Sayfa

Bu çalıĢmanın amacı; mesleki etik kavramını turizm sektöründe inceleyerek bu kavramın sektördeki yansımalarının görülmesi ve mesleki etik kavramı üzerinde para olgusunun etkili olup olmadığının araĢtırılmasıdır.

AraĢtırmada uygulanan yöntem betimsel araĢtırma yöntemidir. Betimsel araĢtırmada amaç, eldeki problemi, bu problemle ilgili durumları, değiĢkenleri ve değiĢkenler arasındaki iliĢkileri tanımlayarak bir konudaki mevcut durumu araĢtırmak ve ortaya koymaktır. AraĢtırmanın örneklemini 19 adet 5 yıldızlı otel iĢletmesinde çalıĢan 445 adet iĢgören oluĢturmuĢtur. AraĢtırmada veri toplama tekniği olarak anket tekniği kullanılmıĢtır. Anket formu 3 bölümden oluĢmaktadır, birinci bölüm demografik değiĢkenlerdir, ikinci bölüm paraya olan tutum ölçeği, üçüncü bölüm ise mesleki etik değerler ölçeğidir.

AraĢtırma sonucu elde edilen veriler istatistiksel analizlere tabi tutulmuĢtur. Bu analizler frekans dağılımı, güvenilirlik analizi, faktör analizi, korelasyon analizi, t-testi ve ANOVA testleridir. Korelasyon analizi sonucunda otel iĢletmelerinde çalıĢanların paraya olan tutumları ile mesleki etik değerleri arasında negatif yönlü yüksek bir iliĢki olduğu bulgulanmıĢtır. Ayrıca t-testi ve ANOVA testleri sonucunda iĢgörenlerin, yaĢ, eğitim türü, eğitim seviyesi, gelir gibi değiĢkenleri arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Etik, Mesleki Etik, Otel ĠĢletmeleri, Turizm Etiği, Paraya Olan Tutum.

(6)

ABSTRACT

THE EXPLANATION THAT ATTITUDE TO MONEY OF EMPLOYEES IN HOTEL BUSINESSES IN TERMS OF PROFESSIONAL ETHICS VALUE

Emin ARSLAN

Master of Science, Department of Tourism Management Education Supervisor: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN

May-2011, 101 pages

The goal of this study, examine the concept of professional ethics and seeing the reflection in the tourism sector. Another purpose of this study, researching the whether monetary phenomenon is effective over the professional ethics value or not.

Descriptive research method used in the study. The aims in descriptive research is researching and presenting current status of a subject by defining the problem at hand, about the status of this problem, variables and relation between variables. 445 hotel employees in 19 five star hotel in Antalya were the sample of research. Questionnaire technique was used as a data collection technique. The questionnaire consisted of 3 parts, the first section was demographic variables. The second section was money attitude scale. The third section was professional ethics values scale.

Some statical analysis made to data in the result of research. These analyses were frequecy analysis, reliability analysis, factor analysis, corelation analysis, t-tests and ANOVA tests. As a result of corelation analysis that, a high corelation were found to be a negative between attitude to money with professional ethics values of employees in the hotel businesses. In addition, as a result of the t-tests and ANOVA tests significant differences were found between age, type of education, level of education and income of employees in tourism businesses.

Key Words: Ethics, Professional Ethics, Hotel Businesses, Tourism Ethics, Attitude To Money

(7)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Sayfa

Tablo1: Etik Ġlkeler ve Etik DıĢı DavranıĢlar 12

Tablo2: 5 Yıldızlı otellerde çalıĢanların kadrolarına göre aldıkları ortalama

aylık ücretler 45

Tablo3: Ölçek Seçenekleri ve Puan Aralıkları 50

Tablo4: Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımları 51 Tablo5: Katılımcıların YaĢlarına Göre Dağılımları 52 Tablo6: Katılımcıların Eğitim Seviyesine Göre Dağılımları 52 Tablo7: Katılımcıların Eğitim Türüne Göre Dağılımları 53 Tablo8: Katılımcıların Gelirlerine Göre Dağılımları 53 Tablo9: Katılımcıların ĠĢletmedeki Görevlerine Göre Dağılımları 54 Tablo10: Katılımcıların ĠĢletmedeki ÇalıĢma Sürelerine Göre Dağılımları 54 Tablo11: Katılımcıların Paraya Olan Tutum Ġfadelerine Göre Dağılımları 55 Tablo12: Katılımcıların Mesleki Etik Değer Ġfadelerine Göre Dağılımları 57 Tablo13: Paraya Olan Tutum Ġfadelerinin Güvenilirlik Analizi 59 Tablo14: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerinin Güvenilirlik Analizi 59 Tablo15: Paraya Olan Tutum Ġfadelerine Ġlk Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

KMO and Bartlett's Testi 61

Tablo16: Paraya Olan Tutum Ġfadelerinin Ġlk Faktör Analizi Ġçin Açıklanan

Varyans Oranı 62

Tablo17: Paraya Olan Tutum Ġfadelerine Ġlk Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

BileĢenler MatrisiTesti 63

Tablo18: Paraya Olan Tutum Ġfadelerine Ġkinci Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

KMO and Bartlett's Testi 64

Tablo19: Paraya Olan Tutum Ġfadelerinin Ġkinci Faktör Analizi Ġçin Açıklanan

Varyans Oranı 65

Tablo20: Paraya Olan Tutum Ġfadelerine 2. Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

“BileĢenler Matrisi” Testi 66

Tablo21: Faktör Analizinden Sonra OluĢan Paraya Olan Tutum Ölçeği 67 Tablo22: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġlk Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

(8)

Tablo23: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġlk Faktör Analizi Ġçin Açıklanan

Varyans Oranı 69

Tablo24: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġlk Faktör Analizi Ġçin Uygulanan

BileĢenler MatrisiTesti 70

Tablo25: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġkinci Faktör Analizi Ġçin

Uygulanan KMO and Bartlett's Testi 71

Tablo26: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġkinci Faktör Analizi Ġçin

Açıklanan Varyans Oranı 72

Tablo27: Mesleki Etik Değerler Ġfadelerine Ġkinci Faktör Analizi Ġçin

Uygulanan “BileĢenler Matrisi”Testi 73

Tablo28: Faktör Analizinden Sonra OluĢan Mesleki Etik Değerler Ölçeği 74 Tablo29: Paraya Olan Tutum Ġle Mesleki Etik Değerler Ölçekleri

Arasındaki Korelasyon Analizi 75

Tablo30: Cinsiyete Göre T Testi Sonuçları 75

Tablo31: Eğitim Türüne Göre T Testi Sonuçları 77

Tablo32: YaĢa Göre ANOVA Testi Sonuçları 78

Tablo33: YaĢa Göre Çoklu KarĢılaĢtırma (Tukey) Testi Sonuçları 79 Tablo34: Eğitim Seviyesine Göre ANOVA Testi Sonuçları 80 Tablo35: Eğitim Seviyesine Göre Çoklu KarĢılaĢtırma (Tukey) Testi Sonuçları 80 Tablo36: Gelir Seviyesine Göre ANOVA Testi Sonuçları 80 Tablo37: Gelir Seviyesine Göre Çoklu KarĢılaĢtırma (Tukey) Testi 81 Tablo38: ĠĢletmedeki Kademelerine Göre ANOVA Testi Sonuçları 82 Tablo39: ĠĢletmedeki Kademelerine Göre Çoklu KarĢılaĢtırma (Tukey) Testi 83 Tablo40: ĠĢletmedeki ÇalıĢma Yıllarına Göre ANOVA Testi Sonuçları 84 Tablo41: ĠĢletmedeki ÇalıĢma Yıllarına Göre Çoklu KarĢılaĢtırma (Tukey)

(9)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI i

ÖNSÖZ ii ÖZET iii ABSTRACT vi TABLOLAR LĠSTESĠ v ĠÇĠNDEKĠLER vii 1. GĠRĠġ 1 1.1. Problem Durumu 3 1.2. AraĢtırmanın Amacı 8 1.3. AraĢtırmanın Önemi 8 1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları 9 1.5. AraĢtırmanın Varsayımları 10

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Etik ve Mesleki Etik Kavramları 11

2.1.1. Etik Kavramı 11

2.1.2. Etiğin Tanımı 11

2.1.3. Etik ve Ahlâk ĠliĢkisi 12

2.1.4. Etik Teorileri 13

2.1.4.1. Betimleyici Etik 14

2.1.4.2. Normatif Etik 14

2.1.4.2.1. Teleolojik (Sonuçsalcı) Etik 14 2.1.4.2.2. Deontolojik (Ödevsel) Etik 15 2.1.4.2.3. Rölativist (Göreceli) Etik 15

2.1.4.3. Metaetik 15

2.1.5. Etiğin Unsurları 16

2.1.5.1. Ahlâk 16

(10)

2.1.5.3. Kültür 18

2.1.5.4. Normlar 18

2.1.6. Meslek Etiği 19

2.1.6.1. Meslek Kavramı ve Etikle ĠliĢkisi 19

2.1.6.2. Meslek Etiğinin Önemi 20

2.1.6.3. Meslek Etiğinin Meslek Hayatı Üzerine Etkileri 22

2.2. Turizm ĠĢletmeleri Ve Turizm Etiği 24

2.2.1. Turizm Kavramı 24

2.2.2. Turizm ĠĢletmeleri 25

2.2.3. Turizm ĠĢletmelerinin Sınıflandırılması 26

2.2.3.1. Konaklama ĠĢletmeleri 26 2.2.3.1.1. Otel ĠĢletmeleri 27 2.2.3.1.2. Moteller 27 2.2.3.1.3. Tatil Köyleri 28 2.2.3.1.4. Pansiyonlar 28 2.2.3.1.5. Kampingler 28 2.2.3.1.6. Apart Oteller 28 2.2.3.1.7. Hosteller 28

2.2.3.2. Yeme-Ġçme ve Eğlence ĠĢletmeleri 29

2.2.3.2.1. Lokantalar 29

2.2.3.2.2. Kafeteryalar 29

2.2.3.2.3. Eğlence Yerleri 29

2.2.3.3. Seyahat ĠĢletmeleri 29

2.2.3.3.1. Seyahat Acentaları 30

2.2.3.3.2. Tur Operatörleri ve Tur Toptancıları 30

2.2.3.4. Rekreasyon ĠĢletmeleri 31

2.2.3.5. Diğer Turizm ĠĢletmeleri 31

2.2.4. Turizm ĠĢletmelerinde Ġstihdam 32

2.2.5. Turizm Etiği 33

2.2.6. Turizmde Etik Sorunlar 36

2.2.6.1. Konaklama ĠĢletmelerinde Etik Sorunlar 36 2.2.6.2. Yiyecek-Ġçecek ĠĢletmelerinde Etik Sorunlar 37 2.2.6.3. Seyahat Acentalarında Etik Sorunlar 38

(11)

2.3. Para Kavramı Ve Paraya Olan Tutum 40

2.3.1. Para Kavramı 40

2.3.2. Paraya Olan Tutumlar 41

2.3.3. Paraya Olan Tutumu Etkileyen Faktörler 42 2.3.4. Turizm ĠĢletmelerinde ĠĢgörenlerin Ücretlendirilmesi 43

3. YÖNTEM 47

3.1. AraĢtırmanın Modeli 47

3.2. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi 47

3.3. Veri Toplama Tekniği 48

3.4. Verilerin Analizi 49

4. BULGULAR VE YORUM 51

4.1. Frekans Dağılımı Sonuçları 51

4.2. Ġfadelerin Güvenilirlik Analizi Sonuçları 60

4.3. Ġfadelerin Faktör Analizi Ġle Ölçeklendirilmesi 60

4.3. Korelasyon Analizi Sonuçları 75

4.4. T Testi Sonuçları 77

4.5. ANOVA Testi Sonuçları 78

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER 86

KAYNAKÇA 89

(12)

1. GĠRĠġ

Teknolojinin hızla geliĢtiği, yaĢam standartlarının yükseldiği, ticari faaliyetlerin ve nüfusun arttığı dünyada insanların beklentileri ve istekleri de sürekli değiĢmektedir. Tüketici olarak insanlar, daha çok kalite, daha estetik tasarımlar daha uygun fiyat ve daha fazla hizmet isterken, sosyal yaĢamında veya iĢ hayatında daha fazla adalet, daha çok özgürlük, eĢitlik, daha temiz çevre ve daha fazla kazanç istemektedirler (Aydın, 2010: 1).

Ġnsan isteklerinde ve davranıĢlarında neyin iyi neyin kötü, neyin doğru neyin yanlıĢ olduğuna karar vermek bunları kurallarla biçimlendirmek zordur. Etik kavramı iĢte bu sorulara cevap aramaktadır. Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal iliĢkilerin temelini oluĢturan değerleri, kuralları doğru-yanlıĢ ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araĢtıran bir felsefe disiplinidir. Ġnsan yaĢamının büyük bir parçasını oluĢturan meslek yaĢamının da kendine göre kuralları ve bir etik anlayıĢı vardır.

ĠĢ ve meslek etiği, 1980’lerin sonundan itibaren iĢletmecilik literatüründe giderek artan ölçüde yer almaya baĢlamıĢtır. ĠĢ ve meslek etiğinin önem kazanmasındaki etkenler, küreselleĢme ile birlikte dünyanın giderek tek pazar haline gelmesi, insan haklarına verilen önemin artması ve çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaĢması olarak sıralanabilir (Arslan, 2005: 7).

ĠĢ dünyası hukuki bir çerçeve içerisinde iĢleyen ekonomik bir organizasyondur. Ancak bu organizasyonun sadece hukuki düzenlemelerle istenilen düzeyde kontrol edilebilmesi çok zordur. Bu nedenle iĢ dünyasının iĢlemesi sadece hukuki düzenlemelerle açıklanamaz. Bu organizasyon içerisindeki iĢletmelerin yaptıkları seçimlerin ekonomik açıdan tek amacının en yüksek kârlılığı sağlamak olduğu söylenebilir. Ancak iĢin içine etik kavramı girdiğinde, karar almada baĢka bir takım değerler de dikkate alınmaya baĢlar (Albayrak, 2009: 85).

Gerek üretim iĢletmesi olsun, gerekse hizmet iĢletmesi olsun, hemen her iĢletme türünde etik dıĢı uygulamalara rastlamak mümkündür. Ancak, emek yoğun özelliğe sahip hizmet iĢletmelerinde, çalıĢanlar açısından etik dıĢı uygulamalara sık rastlama olasılığının daha fazla olduğu söylenebilir (Varinli, 2004: 44).

(13)

Turizm de hizmet sektörü içinde yer alan bir alt sektördür. Turizmde üretim ve tüketim faaliyeti aynı anda gerçekleĢmektedir. Turizm sektöründe özellikle otel iĢletmelerinde müĢteriler ile çalıĢanlar devamlı iletiĢim halinde bulunduklarından tüketiciler de kendilerini üretim faaliyeti içerisinde bulabilmektedirler (Ünlüönen, Tayfun ve Kılıçlar, 2007, 33). Böylece otel iĢletmelerinde meslek etiği daha da önemli hale gelmektedir.

Türkiye’de 1980’li yıllardan itibaren turizm sektörü çok hızlı bir geliĢim kaydetmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2010’da 33 milyon turist Türkiye’yi ziyaret etmiĢtir. Ayrıca turizm 2010 yılında ülke ekonomisine yaklaĢık 20,8 milyar dolarlık döviz girdisi sağlamıĢtır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2011). Dünya Ekonomik Forumu’nun öngörüsüne göre Türkiye’de 2009 – 2018 yılları arasında turizm ve seyahat sektöründe %4,4 ortalama yıllık büyüme olacaktır (WEF: 2009).

Dünya ve Türkiye ekonomisi açısından oldukça önemli olan turizm sektöründe, mesleki etik değerler konusunda araĢtırmalar yapılmaktadır. Bu araĢtırmalar sonucunda turizm etiği ve turizmde meslek etiği kavramları ortaya çıkmıĢtır. Özellikle Dünya Turizm Örgütü 1999’da “Turizmde Global Etik Ġlkeler” baĢlığı altında 10 maddelik bir bildiriyi onaylamıĢtır.

Türkiye’de turizm etiği üzerine yapılan çalıĢmalar daha çok yöneticilere yönelik yapılmıĢtır. Bu çalıĢmalarda amaç turizmde etik değerlere uyulup uyulmadığının araĢtırılması ve ortaya çıkarılması olmuĢtur. Ancak diğer çalıĢanlara yönelik çalıĢma sayısı oldukça sınırlıdır.

Etik kavramının iĢ hayatında önem kazanması, bu çalıĢmanın konusunun oluĢturulmasında etkili olmuĢtur. Bu çalıĢmada otel iĢletmelerinde çalıĢanların mesleki etik değerlerini araĢtırmaya yönelik yapılmıĢtır. Ayrıca bu çalıĢmada turizmde meslek etiği, çalıĢanların paraya olan tutumları ile iliĢkilendirilerek araĢtırmaya değer bulunmuĢtur.

(14)

1.1. Problem Durumu

Mesleki etik kavramı iĢ hayatında oldukça önemli bir yere sahiptir bu nedenle birçok çalıĢmaya konu olmuĢtur. Turizm etiği ve turizmde mesleki etik kavramları ise çok yeterli olmasa da literatürde yerini almıĢtır. Bu alanda kat edilmesi gereken daha çok mesafe vardır. Bu yüzden literatüre katkı sunacağı düĢüncesiyle turizm etiği kavramı bu çalıĢmaya konu olmuĢtur. Ayrıca, yurtdıĢında bazı araĢtırmalara konu olan ancak Türkiye’de henüz çok fazla ele alınmayan paraya olan tutum, mesleki etik değerlerle birlikte ele alınarak turizm sektörüne yönelik uygulanması literatürde bir ilk olması açısından önemlidir.

AraĢtırmanın problem durumunu ortaya koymak maksadıyla alanda yapılmıĢ diğer çalıĢmalar gözden geçirilerek literatür taraması yapılmıĢtır. AraĢtırmanın konusuyla ilgisi olduğu düĢünülen çalıĢmalar Ģöyle sıralanmıĢtır.

Meslek etiği alanında yapılmıĢ çalıĢmalardan bazıları Ģunlardır:

Dawson (1997) tarafından erkek ve kadın satıĢ profesyonellerine yönelik yapılan çalıĢmada, cinsiyete dayalı etik algıdaki farklılıklar üzerinde durulmuĢtur. Buna göre araĢtırmada etik farklılıklar ile cinsiyet arasında iliĢki olduğu sonucuna varılmıĢtır. Ayrıca araĢtırma da etik algının yaĢ ve iĢ tecrübesine bağlı olarak değiĢebileceği sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Lunsford (2000) tarafından kadın ve erkeklerin etik yargılamaları üzerine yapılan çalıĢmada kadının mı erkeğin mi, kimin daha fazla etik yargılama yaptığı sorgulanmıĢtır. ANOVA testi ile analiz edilen araĢtırmanın en önemli bulgusu ise her iki cinsiyet mensubu tarafından cinsiyete göre çifte standart yapıldığının düĢünülmesidir.

Ergeneli ve Arıkan (2002), Türkiye’de giyim ve tıbbi malzeme sektörlerindeki satıĢ elemanlarının cinsiyetlerine göre etik algı seviyeleri üzerine yapmıĢ oldukları araĢtırmada, t testi ve ANOVA testi analizi sonuçlarına göre kadın ve erkeklerin etik algı seviyeleri arasında anlamlı bir fark bulunmadığı tespit edilmiĢtir. Ancak kadınların iĢ yaĢamlarının ilk yıllarında etik değerlere daha bağlı

(15)

iken ilerleyen yıllarda etik değerlere bağlılıklarının azaldığı ve yine kadınların geliri arttıkça etik değerlere bağlılığının da arttığı sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Varinli ve Kurtoğlu (2005), perakende sektöründe satıĢ elemanları üzerinde yapmıĢ oldukları çalıĢmada, çalıĢanların etik algılamaları değerlendirilmiĢtir. ÇalıĢmanın veri analizinde MANOVA, faktör analizi, frekanslar, kullanılmıĢtır. ÇalıĢma sonuçlarına göre perakende sektöründe çalıĢanlar etik olmayan uygulamaları genel olarak tasvip etmemektedir. Ayrıca bu sektörde çalıĢanların etik algılama düzeylerinin çalıĢtıkları mağaza türü büyüdükçe ve satıĢ tecrübeleri arttıkça arttığı sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Ergeneli (2005) tarafından Türkiye, Kırgızistan, Mısır ve Kazakistan’da pazarlama çalıĢanları etik davranıĢlar üzerine arasındaki kültürlerarası karĢılaĢtırma konusunda yapılmıĢ olan çalıĢmada, Türk ve Mısırlıların faklı etik davranıĢlarda bulunduğu, Kazak ve Kırgızların etik davranıĢlarının benzer olduğu sonuçlarına ulaĢılmıĢtır. Ayrıca araĢtırmaya göre eğitim seviyesi ve iĢ tecrübesi de etik davranıĢlar üzerinde belirleyici olmaktadır.

Siu ve Lam (2008) tarafından yöneticilerin ve yönetici olmayanların etik algılamaları üzerine karĢılaĢtırmalı bir çalıĢma yayınlanmıĢtır. ÇalıĢmada faktör analizi ve regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu çalıĢmaya göre etik davranıĢların gelir ile iliĢkili olduğu saptanmıĢtır. Ayrıca kâr amacı gütmeyen organizasyonlarda çalıĢanların kâr amacı güden organizasyonlarda çalıĢanlara göre etik değerlerinin daha yüksek olduğu bulgulanmıĢtır.

Wong (2008) tarafından Malezya’da çalıĢan 300 Hıristiyan üzerinde yapılan dindarlık, para sevgisi ve etik tutum konulu çalıĢmada, 5’li likert ölçeği kullanılmıĢtır, katılımcıların sorulara verdikleri cevaplar frekans dağılımı ve korelasyon analizi ile değerlendirilmiĢtir. Dindarlar ve dindar olmayanların etik tutumları arasında anlamlı farklılıklar olduğu ortaya çıkmıĢtır, dindarlık ve iĢ etiği arasında pozitif iliĢki olduğu saptanmıĢtır. Yine bu çalıĢmada para sevgisi ile etik tutum arasında iliĢki olduğu ve para sevgisi fazla olanların etik değerlerinin düĢük olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

(16)

Özdemir ve Yaman (2008), tarafından Afyon’daki yerel ve ulusal perakendecilerde çalıĢan satıĢ elemanlarının iĢ ahlakı ve sosyal sorumluluk açısından karĢılaĢtırılması konulu makalede katılımcıların frekanslarına göre değerlendirme yapılmıĢtır. Buna göre ulusal perakendecilerde çalıĢanların yerel perakendecilerde çalıĢanlara nazaran dürüstlüğe daha fazla önem verdikleri ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca yine ulusal perakendecilerde çalıĢanlara yerel perakendecilerde çalıĢanlara göre paranın kazanılmasında iĢ ahlakına daha fazla önem verdikleri bulgulanmıĢtır.

Lund (2008), tarafından yapılmıĢ olan ABD’deki pazarlama çalıĢanlarının etik değerlendirmeleri üzerinde cinsiyet farklılıklarının etkisi konulu çalıĢmada verilerin analizinde faktör analizi, ANOVA, MANOVA ve t testi analizleri kullanılmıĢtır. Kadın ve erkek çalıĢanlar arasında etik değerlendirmede anlamlı bir fark olduğu sonucuna ulaĢılmıĢ, kadınların erkeklere nazaran etik ölçütlere daha bağlı oldukları ortaya çıkmıĢtır.

Gök (2009), tarafından çalıĢma yaĢamında iĢ etiği ile ilgili alan araĢtırması yapılmıĢtır. Ġstanbul’da turizm, gıda, bankacılık, otomotiv ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren iĢyerlerine yönelik uygulanan çalıĢmada katılımcıların frekanslarına göre değerlendirme yapılmıĢtır. ĠĢ yaĢamındaki tecrübelerin etik algılama üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Ayrıca kazanç sağlamak ve zararları önlemek için etik değerlerin ve ilkelerin ikinci plana atılabileceği bulgulanmıĢtır. Yine bu çalıĢmada görev kademesi yükseldikçe etik değerlerin arttığı ortaya çıkmıĢtır.

Literatürde yer alan turizm etiği ve turizmde mesleki etik ile ilgili yerli ve yabancı bazı çalıĢmalar ise Ģunlardır:

Stevens and Fleckenstein (1999) tarafından otel yöneticilerine ve öğrencilere yönelik yapılan karĢılaĢtırmalı çalıĢmada, verilerin analizinde t testi ve frekans dağılımları kullanılmıĢtır. çeĢitli etik olmayan uygulamalara iliĢkin değerlendirmelerde iki grup arasında anlamlı farklılıklar olduğu bulunmuĢtur. Ayrıca, etikle ilgili durumlara iliĢkin öğrencilerin algılamalarının yöneticilere göre daha esnek olduğu tespit edilmiĢtir.

(17)

Vallen ve Casado (2000) tarafından büyük ölçekli otellerin genel müdürlerine yönelik yaptıkları çalıĢmada, yöneticilerin etikle ilgili konulara iliĢkin algılamalarını sıralamaları istenmiĢtir. Bu çalıĢmanın ilginç sonuçlarından bazıları Ģunlardır, genel müdürler Ģahsi etik hassasiyetlerinin genelde insanlardan ve özelde diğer otel çalıĢanlarından daha yüksek olduğunu belirtmiĢlerdir. Ayrıca, cevaplayıcılardan, belirtilen etikle ilgili konuları (sorumluluk, mükemmel hizmet verme, adil olma, dürüst olma, doğru olma, yasalara uyma, liderlik, bağlılık, vaatlerini yerine getirme, baĢkalarının ihtiyaçlarına önem verme, Ģan-Ģöhret, herkese saygı gösterme) iki farklı Ģekilde sıralamaları istenmiĢtir. Bunlardan birincisi, bu konuların önemi ve ikincisi ise ne sıklıkta ihlal edildikleri ile ilgilidir. Genel müdürler, liderlik, sorumluluk, mükemmel hizmet verme ve dürüstlüğü önemli görülen özellikler arasında sıralar iken, çok sık ihlal edilen davranıĢlarını da sorumluluk, mükemmel hizmet verme ve herkese saygı gösterme olarak belirtmiĢlerdir. Ayrıca bu çalıĢmada yöneticilerin ve çalıĢanların etik kuralları ihlâllerinin iĢletmelerine yıllık ortalama maliyetinin 102.000 dolar olduğu belirtilmiĢtir.

Ünlüönen ve Olcay (2003), tarafından Ankara’da faaliyet gösteren 3,4 ve 5 yıldızlı otel iĢletmelerinde çalıĢanlara yönelik araĢtırmada ki kare ve frekans dağılımları kullanılarak yapılan analizlerde, çalıĢanların eğitim düzeyi ile ahlaki sorumluluk bilinci arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki ve güçlü bir bağ olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Yeung (2004) tarafından yapılan çalıĢmada, konaklama sektöründe çalıĢanların 39 etiksel konuya atfettikleri önem düzeyi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bu çalıĢmanın sonucunda, çok önemli iki etiksel konu tespit edilmiĢtir. Bunlar; çalıĢanlar tarafından firma mallarının çalınması ve cinsel tacizdir.

Varinli (2004), Kapadokya bölgesinde 3 ve 4 yıldızlı otel çalıĢanlarına yönelik araĢtırmada, veriler t testi ve frekans dağılımları kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Genel olarak cevaplayıcıların etik olmayan uygulamaları hoĢ karĢılamadıkları ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca, çalıĢanların iĢletmedeki pozisyonlarına göre etik değerlendirmelerinin farklı olduğu bulunmuĢtur. ÇalıĢmanın önemli bulgularından biri de, iĢletme ölçeğine göre çalıĢanların bazı etik olmayan uygulamalarda biraz daha esnek olmalarıdır.

(18)

Doğan vd. (2010), tarafından yiyecek – içecek iĢletmelerinin satıĢ çabalarında etik konulu araĢtırmada, veriler t testi, ANOVA testi ve frekans dağılımları kullanılarak analiz edilmiĢtir. Yiyecek – içecek iĢletmelerinin uyguladıkları satıĢ çabaları içerisinde tüketicilerin verdikleri yanıtlara göre, etik bulunmayan davranıĢ “kiĢisel satıĢ çabası” olarak tespit edilmiĢtir. Ayrıca kiĢisel satıĢ çabasında ki etik dıĢı davranıĢlardan en fazla etkilenen grup okur-yazar grubudur. Katılımcıların personelin tanıdık müĢterileri kayırmasını doğru bulmadığı ve kendisine iyi davranılması için bahĢiĢ vermeyi zorunluluk olarak görmek istemediği sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Literatürde paraya olan tutum ile ilgili genel olarak yurtdıĢında yapılmıĢ bazı çalıĢmalar ise Ģunlardır:

Tang, vd. (1997), tarafından Ġspanya’daki 102 ve Amerika’daki 207 üniversite profesörüne yönelik araĢtırmada, paraya karĢı tutum ve demografik değiĢkenlerin, yaĢam doyumu ve gelir ile iliĢkisi araĢtırılmıĢtır. Buna göre Amerika’da yaĢ, cinsiyet, eğitim, para-bütçe ve para-eĢitlik faktörleri gelir üzerinde etkilidir. Ġspanya’da ise iĢ tecrübesi, eğitim, cinsiyet, para-suç gibi faktörler gelir üzerinde etkilidir. Yine Amerika’da iĢ tatmini, evlilik, cinsiyet ve para-baĢarı faktörleri yaĢam doyumu üzerinde etkilidir, Ġspanya’da ise evlilik, iĢ tatmini ve yaĢ faktörleri yaĢam doyumu üzerinde etkilidir.

Roberts ve Sepulveda (1999), tarafından yapılmıĢ çalıĢmada Yamauchi ve Templer’in 1982 yılında geliĢtirdikleri paraya olan tutum ölçeği kullanılarak, Meksika’da paraya olan tutum ve demografik değiĢkenlerin iliĢkisi araĢtırılmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarına göre demografik değiĢkenlerin her biri ölçekte yer alan en az bir faktörle iliĢkili olduğu saptanmıĢtır. Örneğin yaĢ ve iĢ durumu paranın güç ve prestij olarak görülmesi üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Eğitim ve gelir, bütçeleme üzerinde etkilidir. Cinsiyet tüketici güveni üzerinde etkilidir. YaĢ paraya dair kaygılar üzerinde etkiye sahiptir. YaĢ alıĢveriĢ davranıĢı üzerinde etkilidir örneğin gençler daha bilinçsiz ve takıntılıdır.

Tang ve arkadaĢları (2000), tarafından yapılmıĢ olan çalıĢmada, paraya karĢı tutumun iĢ tatmini ve iĢçi devir hızı ile iliĢkisini araĢtırmıĢlardır. Buna göre, Paraya

(19)

karĢı tutum devir hızı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Diğer bir bulgu ise düĢük ücret çalıĢanlar için düĢük iĢ tatminine yol açmaktadır.

Tang (2004), tarafından Amerika’daki öğretim görevlileri üzerinde yapılan çalıĢmada cinsiyet farklılıkları paraya olan tutumlarda önemli rol oynamaktadır. Erkekler parayı baĢarı ve saygı göstergesi olarak görmektedir. Buna göre erkekler parayı kadınlara göre daha önemli bulmaktadır. Yine bu çalıĢmada gelir ve paraya olan tutum arasında anlamlı bir iliĢkinin olduğu saptanmıĢtır.

ErmiĢ (2008), tarafından kâğıt basım sektörü üzerine yapılan yükseklisans tez çalıĢmasında ise paraya karĢı tutum ile iĢ tatmini arasında iliĢki olup olmadığı sorgulanmıĢtır. Yapılan korelasyon analizi sonucunda göre iliĢki olmadığı saptanmıĢtır. Ancak t testi ve ANOVA testi analizleri sonucunda yaĢ, cinsiyet, gelir, eğitim durumu gibi demografik değiĢkenlerin çalıĢanların paraya karĢı tutumlarında etkili olduğu sonucu ortaya çıkmıĢtır.

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Bu çalıĢmanın amacı; mesleki etik kavramını turizm sektöründe inceleyerek bu kavramın sektördeki yansımalarını görmektir. Bu çalıĢmada mesleki etik kavramı üzerinde para olgusunun etkili olup olmadığının araĢtırılması amaçlanmıĢtır.

Bu amaçlar doğrultusunda çalıĢmanın hipotezi Ģu Ģekilde belirlenmiĢtir: H1: Otel iĢletmelerinde çalıĢanların paraya olan tutumlarının mesleki etik

değerler ile iliĢkisi vardır.

Bu çalıĢmanın alt hipotezleri de Ģöyle sıralanmaktadır:

Otel iĢletmelerinde çalıĢanların paraya olan tutumları ve mesleki etik değerlerinde;

 Cinsiyete göre bir fark var mıdır?  YaĢa göre bir fark var mıdır?

 Eğitim türüne göre bir fark var mıdır?  Eğitim seviyesine göre bir fark var mıdır?

(20)

 Gelir seviyesine göre bir fark var mıdır?

 ĠĢletmedeki görev pozisyonuna göre bir fark var mıdır?  ĠĢletmedeki çalıĢma yılına göre bir fark var mıdır?

Sorularına cevap aramak ve bu farklılıkları tespit etmektir.

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Bu çalıĢmanın önemi turizm ve turizmde meslek etiği alanına farklı bir açıdan yaklaĢarak bu alandaki literatür için yeni bir araĢtırma alanı oluĢturmak ve yine bu alandaki literatüre katkı sağlamaktır.

Diğer bir önemi ise turizm sektöründe faaliyet gösteren kamu ve özel sektör kuruluĢlarına özellikle hizmet kalitesini arttırmak için önemli olduğu düĢünülen sektörel istihdam hususunda turizm etiği açısından elde edilen verilerle ayrıntılı ve aydınlatıcı bilgiler sunmaktır.

1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırmayı tüm otel iĢletmelerinde uygulamak yerine otel iĢletmeleri içerisinde de en fazla istihdamı sağlayan 5 yıldızlı otel iĢletmelerinde çalıĢan iĢgörenlere yönelik araĢtırma yapılması uygun görülmüĢtür.

AraĢtırma yeri konusunda ise Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak çok fazla vakit ve maddi olanak gerektirdiği için Türkiye’de 2010 yılında en fazla turist kabul eden, en fazla 5 yıldızlı otele sahip olan ve konaklama iĢletmelerindeki istihdamı en fazla olan bölge olarak Antalya tercih edilmiĢtir.

AraĢtırmanın diğer bir sınırlılığı ise zaman hususunda olmuĢtur. Bu çalıĢmanın uygulaması 2011 yılının Nisan ve Mayıs aylarında olmuĢtur. Bu aylar Antalya’da turizm sezonunun baĢladığı ve otellerin personel almaya baĢladıkları döneme rastlamaktadır.

(21)

1.5. AraĢtırmanın Varsayımları

AraĢtırmanın uygulamasına Antalya bölgesindeki 5 yıldızlı otellerde çalıĢan, tesadüfî ve yansız örnekleme yöntemiyle seçilerek gönüllü olarak katılanların samimiyetle anketi doldurdukları varsayılmaktadır.

Ayrıca araĢtırmanın uygulama anketinin ifadeleri alanda yapılmıĢ diğer çalıĢmalardan derlenerek hazırlanmıĢtır. Dolayısıyla anketin ifadelerinin amaca ve konuya uygun olduğu varsayılmaktadır.

(22)

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Etik ve Mesleki Etik Kavramları

2.1.1. Etik Kavramı

Ahlâk felsefesi anlamına da gelen etik, ahlâk üzerine düĢünülüp yorumlar yapılmasından ortaya çıkmıĢtır (Özlem, 2004: 17). Etik, ahlâki davranıĢ, eylem ve yargıları ilgilendiren bir konu olarak felsefe ve bilimin önemli bir parçası ve sistematik bir çalıĢma alanı olmuĢtur. Ahlâk yanlıĢ-doğru, iyi-kötü, erdem ve kusur ile davranıĢları ve davranıĢların sonuçlarını değerlendirme ile ilgilidir. Ahlâkı felsefesi ya da etik ahlâkı konu edinen felsefe dalıdır. Kullanılan ahlâk terimlerini ve ahlaki yargıların statüsünü analiz eden etik, takınılan ahlaki tutumların ardında yatan yargıları ele alır. (Aydın, 2002: 4).

2.1.2. Etiğin Tanımı

Yunanca “karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türeyen etik, geçmiĢi 2500 yıl öncesine kadar uzanan bir felsefe branĢıdır. Ġnsan davranıĢlarına bir dizi ilke sağlamak için Sokrates, Platon ve Aristo zamanından beri teoriler geliĢtirilmiĢtir. (Brickley, vd. 2002: 1822). Örneğin, Aristo’ya göre etik, günlük yaĢamdaki yararlı ve baĢarılı davranıĢların keĢfedilmesidir (Daly ve Mattilla, 2000).

Diğer bir tanıma göre etik, fayda, iyi, kötü, doğru ve yanlıĢ gibi kavramları inceleyen, bireysel ve grupsal davranıĢ iliĢkilerinde neyin iyi neyin kötü olduğunu belirleyen ahlaki ilkeler, değerler ve standartlar sistemidir (Hatcher, 2004: 358).

Yine farklı bir tanımda etik, bireylerin yada grupların davranıĢlarını iyi, kötü, doğru veya yanlıĢ gibi değerlendirmeler yapmasına zemin hazırlayan kurallar topluluğu olarak ifade edilebilir (Varinli, 2004: 45).

(23)

ÇalıĢmanın kapsamı açısından ise etik, insanın baĢka varlıklarla belirli normlara göre gerçekleĢen iliĢkiler toplamını, insanın söz konusu iliĢkileriyle bu varlıklara yönelen eylemlerini düzenleyip anlamlandıran norm, ilke, kural ve değerler bütününü ifade eder (Cevizci, 2002: 3). Tablo: 1’de bazı etik ilkeler ve etik dıĢı davranıĢlar belirtilmiĢtir.

Tablo: 1 Etik Ġlkeler ve Etik DıĢı DavranıĢlar

Etik Ġlkeler Etik DıĢı DavranıĢlar

Adaletli olmak Ayrımcılık yapmak

Herkese eĢit davranmak Adam kayırmak

Dürüstlük ve doğruluk RüĢvet vermek ya da almak

Tarafsızlık Yıldırma – korkutma uygulamak

Sorumluluk sahibi olmak Görevi ihmal etmek Ġnsan haklarına riayet etmek BaĢkalarını sömürmek

Ġnsancıl olmak Bencillik etmek

ĠĢe bağlı olmak Yolsuzluk yapmak

Hukukun üstünlüğüne inanmak ĠĢkence (eziyet) yapmak

Sevgi sahibi olmak Yaranma-dalkavukluk etmek

HoĢgörülü olmak ġiddet-baskı uygulamak

Saygılı olmak ĠĢ iliĢkilerine politika karıĢtırmak

Demokrasiye inanmak Hakaret ve küfür etmek

Müsrif olmamak Kötü alıĢkanlık edinmek

Olumlu düĢünmek Bedensel ve cinsel tacizde bulunmak

Kaynak: (UzunçarĢılı, vd. 2000: 38)

2.1.3. Etik ve Ahlâk ĠliĢkisi

Etik felsefenin bir dalı olmakla beraber ahlâk felsefesi ya da ahlâki sorunlar ve yargılar üzerinde felsefi düĢünme manasına gelmektedir (Frankena, 2007: 20). Gerek günlük yaĢamda gerekse yazılı veya görsel basında etik ve ahlâk kavramı birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir. Ancak bu iki kavram arasında bazı farklılıklar vardır.

(24)

Bu farklılıklar çok net çizgilerle belli olmadığı için insanlar tarafından tam olarak anlaĢılamamaktadır. Felsefe bilimi ile uğraĢan araĢtırmacılar bu konuda ayrım yapma yoluna gitmiĢlerdir. Buna göre, etik, ahlâkın felsefesi olup, ahlâki alanı meydana getiren çok çeĢitli unsurlar üzerine oluĢturulmuĢ felsefi düĢünümdür. Ahlâk ise her toplum düzeninde bir Ģekilde var olan, kiĢinin kendinde hazır bulduğu, çoğunlukla sorgulamadan ve pasif bir biçimde aldığı kurallar, normlar, değerler ve idealler bütününü ifade eder (Cevizci, 2007: 845).

Buradan yola çıkılarak, ahlâk ve ahlâklılığın olgusal ve tarihsel olarak yaĢanan bir kavram yada belli bir pratik, etiğin ise bu pratiğin teorisi olduğu kabul edilebilir. Ahlâkın lokal olduğu, kendisinde hayat bulduğu toplumun geleneğiyle veya geçmiĢ yaĢama deneyimleriyle ilintili olduğu yerde, etik evrenseldir. Buna göre, tek tek her bireyin Ģu yada bu ölçüde Ģekillendirdiği, somut bir ahlâki hayatı vardır veya öyle olması gerekir; öyle ki, bu hayat içinde kaçınılmaz olarak taĢınan veya cisimleĢtirilen ahlaki değerler, peĢinden koĢulan idealler bulunmalıdır. Etik ise ahlâk adı verilen bu kavrama yönelen felsefe disiplinidir. BaĢka bir deyiĢle, ahlâkın eylemin pratiği olduğu yerde, etik eylemin teorisi olma durumundadır (Cevizci, 2007: 846).

Etik kavramını ahlâktan ayıran en önemli fark ise ahlâkın toplumdan topluma değiĢen yapısına karĢın, etiğin evrensel boyutlara ulaĢabilmesidir. Kültür, etnik yapı, töre ve zamana göre farklılık gösteren ahlâk anlayıĢlarının kesiĢtiği noktada oluĢan etik kavramı, evrenselliğe dikkat çekmektedir. Evrensel etiğe verilecek en uygun örneklerden biri dünyanın neresinde olursa olsun tıp doktorlarının ezberleyip uygulamakla yükümlü oldukları “Hipokrat Yemini”dir (Kınran, 2007: 6).

2.1.4. Etik Teorileri

Etiğin, aralarında belli bir tarihsel iliĢki bulunan üç ayrı araĢtırma düzeyi bulunmaktadır. Bunlar, betimleyici etik, normatif etik ve metaetik olarak sınıflandırılmıĢtır (Cevizci, 2007: 846).

(25)

2.1.4.1. Betimleyici Etik

Ġnsanbilimciler, tarihçiler ve toplumbilimciler tarafından tarihsel ve bilimsel bir incelemeye dayanan betimleyici etiğin amacı ahlâk olgusunu betimlemek ya da açıklamaktır bununla beraber etik sorularla bağlantılı bir insan doğası teorisi oluĢturmaktır (Frankena, 2007: 20).

Betimleyici etik; kiĢilerin, kültürlerin ve toplumların ahlakının tanımlanması ve incelenmesinden meydana gelir ve farklı ahlâki sistemleri, kuralları, uygulamaları, inançları, ilkeleri ve değerleri karĢılaĢtırarak aralarında benzemeyen noktaları ortaya çıkarır (Kozak ve Güçlü, 2006: 25).

Betimleyici etik anlayıĢı normlar bildirmek ya da kurallar koymak yerine sadece insan eylemlerini gözlemleyerek eylemlerin sonuçlarını betimler. Bu açıdan bilimsel hatta materyalist bir yaklaĢımı tanımlar (Cevizci, 2007: 846).

Bu etik türünde genel insan davranıĢları gözlenerek elde edilen bulgulara göre insanlar tarafından yapılan veya yapılması düĢünülen eylemlerin sonuçları tahmin edilebilir. Bu sonuçların nelere yol açacağı tasvir edilir. Ayrıca etik anlayıĢa uygun olup olmadığı belirtilir.

2.1.4.2. Normatif Etik

Erdemli yaĢamın nasıl olması gerektiğini belirten kodlardır. Normatif etik teorisi ahlaksal kodların sistemli bir Ģekilde açıklanması, haklı çıkarılması ve ahlaksal önsezilerin kaynağı ile ilgilenir. Ahlaklı yaĢamın nasıl yaĢanması gerektiğini anlatır (Erdoğan, 2006: 6). Normatif etiğin teleolojik, deontolojik ve görecelilik olarak üç ayrı türü vardır.

2.1.4.2.1. Teleolojik (Sonuçsalcı) Etik

Bu etik türüne göre eylem tek baĢına doğru veya yanlıĢ iyi ya da kötü değildir. Eylemin sonucu önemlidir. Dolayısıyla eylemin sonuçları kullanılan yolları ve araçları meĢru ya da gayrimeĢru hale getirir. Eylemin sonuçlarının olumlu olması

(26)

o eylemden alınan zevk, duyulan haz ve mutluluk ile doğru orantılıdır. Teleolojik etik egoizm ve faydacılık gibi yaklaĢımlarla ilgilenir (Erdoğan, 2006: 7).

Bu bağlamda av turizmine katılan bireylerin bu tür kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Avdan alacakları zevk onlara göre hayvanların öldürülmesini meĢru kılmaktadır (Fennel ve Malloy, 1999: 932).

2.1.4.2.2. Deontolojik (Ödevsel) Etik

Ödev etiğinin en önemli savunucusu Immanuel Kant, eylemin sonuçları değil eylem sırasındaki davranıĢların daha önemli olduğunu, insanın etki alanı kadar sorumlu olabileceğini ve eylemlerin sonuçlarının insan kontrolü dıĢında gerçekleĢebileceğini savunmuĢtur (Özlem, 2004: 68 – 78).

Deontolojide sonuç ikinci plandadır ve insanların yapması gereken bazı ödevler vardır örneğin borçlarını ödemek, çocuklarına bakmak ve her zaman doğruları söylemek insanların ödevleri arasındadır (Aslan ve Kozak, 2006: 50).

2.1.4.2.3. Rölativist (Göreceli) Etik

DavranıĢların etik olup olmadığını bireysel ya da grupsal deneyimlere dayanarak öznel bir yargıyla değerlendiren etik türüdür. Ġyi veya doğru olan davranıĢlar belli bir toplumun yada kültürün kabul ettiği davranıĢlardır. Kültürler arasında farklılıklar olmaktadır (Özlem, 2004: 18 – 19).

Bu etik türü toplumdan topluma ve kültürden kültüre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin bir toplumda kürtaj etik sayılırken baĢka bir toplumda etik dıĢı olarak değerlendirilmektedir.

2.1.4.3. Metaetik

Metaetik, deneysel ve tarihsel incelemelerden ve teorilerden farklıdır. Ayrıca normatif etik yargıları gibi neyin iyi neyin doğru olduğu gibi sorulara cevap aramaz. Metaetik, ahlaki olarak doğru ya da iyi ifadelerinin anlamı ve iĢlevi nedir? Etik

(27)

yargılar nasıl oluĢturulur? Ahlaki ve ahlaki olmayan arasındaki fark nedir? Özgür ya da sorumlu sözcüklerinin anlamı nedir? Gibi sorularla ilgilenir (Frankena, 2007: 21).

Diğer bir ifade ile bu teori, insanlara nasıl davranmaları gerektiğini söyleyen ahlâka iliĢkin önermelerin anlamlarını, ahlâk yargılarının ve normatif buyrukların dayanaklarını inceleyen bir çözümleme yöntemidir. Buna göre metaetik, ahlaki yargıları haklı kılma, temellendirme ve desteklemede kullanılan yöntemlerin mantıksal analizinden meydana gelmektedir.

2.1.5. Etiğin Unsurları

DavranıĢların ve hareketlerin etik olup olmadığını belirlemek için çeĢitli unsurlar ön plana çıkarılmıĢtır. Bunlar ahlak, değerler, kültür ve normlardır. Bireylerin davranıĢlarının etik olup olmadığı bu unsurlar çerçevesinde değerlendirilerek anlaĢılmaktadır (Topaloğlu, 2010: 26).

2.1.5.1. Ahlâk

Ahlâk Arapça “hulk” kökünden türemiĢ olup mizaç, huy, karakter manalarına gelmektedir. Ġngilizce ahlâk anlamına gelen “morals, morality” kelimeleri de Latince “mos, mores” kökünden türemiĢtir (Birinci, 2009: 6).

Etik ve ahlâk sözcükleri sık sık birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Oysa ahlâk fiilen ve tarihsel olarak bireysel, grupsal ve toplumsal düzeyde yaĢanan bir olgu olmasına karĢın; etik, bu olguyu ele alan, ahlâk görüĢlerini, öğretilerini irdeleyip sınıflandıran, aralarındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koyan, bunları karĢılaĢtırıp eleĢtiren felsefe disiplinin adıdır (Özlem, 2004: 22 – 23).

Ahlâk, aĢağı yukarı tüm toplumlarda birbirine benzeyen, olumlu anlamlar yüklenen insan tavırlarını ve davranıĢlarını oluĢturmaktadır. Bu tavır ve davranıĢların kökeninin nereden kaynaklandığı konusunda birbirinden farklı düĢünceler vardır. Bazılarına göre ahlakın kaynağı akıl, bazılarına göre duygu, bazılarına göre din ve bazılarına göre de üzerinde uzlaĢılan kurallardır (Demir, 2003: 90).

(28)

Ġnsan davranıĢları ahlâki değerlerle örtüĢmektedir buradan yola çıkılırsa ahlâkın, insanların tavır ve davranıĢlarını belirlemede önemli derecede rol oynaması etiğin bir unsuru olarak ön plana çıkmasına neden olmaktadır.

2.1.5.2. Değerler

Değer, birey için önemli olan her türlü düĢünce yapısı, obje veya etkinlik olarak tanımlanabilir. Genellikle bireylerin geliĢtirdiği tek değerden değil değerlerden söz edilir. Değerler birbirleri ile sürekli iletiĢim halinde bulunurlar. Bu iletiĢim hali değer yargılarını meydana getirir.

Değer yargıları, insan hayatında neyin doğru, neyin yanlıĢ olduğu konusundaki inançlardır. Hayatı daha saygın kılmak için insanların oluĢturduğu yargılardır. Her toplumun iyisi kötüsü, güzeli çirkini öteki toplumlardan farklıdır. Örneğin Hıristiyanlarda haç kutsaldır. Türklerde kayınvalide anne gibidir ve ona diğer insanlardan farklı bir saygı gösterilir. Yine Türk toplumunda erkekler için askerlik yapmak kutsaldır ve oldukça önemli bir değer yargısıdır (Arslanoğlu, 2005: 67).

Değerler insan istek ve ihtiyaçlarıyla yakından iliĢkilidir. Ġnsanlar ihtiyaçlarını karĢılayan ve isteklerini yerine getiren Ģeylere anlamlı değerler yüklerler (Aydın, 2010: 14). Örneğin para, insan ihtiyaçlarını karĢılamada önemli bir nesnedir. Bu sebeple birçok insan paraya oldukça fazla değer yüklemektedir. Paraya çok fazla değer veren insanlar, paraya ulaĢmak için insanlar etik olmayan yollara da sapabilirler, bu durum onların düĢünce ve davranıĢlarına yön verebilir.

Değerleri etik için önemli yapan Ģey ise, bireylerin sahip olduğu değerlerin onların düĢüncelerine ve davranıĢlarına yön vermesidir. Ayrıca bireyin sahip olduğu değerler baĢka bireylerin davranıĢlarını anlamasında önemli bir yer tutar. Ancak her bireyin değerleri aynı değildir. Bu durum da bazen değer çatıĢmalarına yol açmaktadır (Topaloğlu, 2010: 26).

(29)

2.1.5.3. Kültür

Genel tanımı itibariyle kültür, “tarihsel, toplumsal geliĢme süreci içinde ortaya çıkan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları ortaya çıkarmada ve sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür” (TDK, 2010). En geniĢ kapsamıyla bakıldığında kültür, bir toplumun tüm yaĢam biçimidir. Toplumun duygu düĢünce ve hareketlerinden oluĢan kalıplar, kültürü meydana getirmektedir.

Kültürün maddi ve manevi olmak üzere iki öğesi vardır. Maddi öğeler, belli bir toplumun ya da grubun herhangi bir geliĢim aĢamasındaki teknolojik ilerlemesini, üretim teknik, hüner ve becerilerini ifade eder. Manevi öğeler ise toplumun yaĢamını düzenleyen değer, inanç, yasa, gelenek, görenek ve ahlâk kurallarından oluĢur. Kültürün maddi ve manevi öğeleri birbiriyle uyum içerisinde bulunur. Maddi kültürü niteleyen teknoloji, manevi kültürü niteleyen ideoloji, bunlara ek olarak sanat ve edebiyat birbirlerinden ayrı gibi dursalar da aslında birer bütünü ifade eder, herbiri diğerinin oluĢumunda etkilidir (Özkalp, 2001: 97).

Kültürün öğeleri incelendiğinde insan davranıĢlarında etkili olduğu görülmektedir. Etik açısından kültürün önemi ise buradan kaynaklanmaktadır. Bireyler sahip oldukları ya da ait oldukları kültüre göre davranıĢlarına Ģekil verdiğinden, bireylerin etik değerlerine bu kültürel faktörler etki etmektedir. Örneğin; protokole önem gösterilmesi, amirlerin karĢısına ceketi ilikleyip çıkmak ve ayağa kalkmak gibi davranıĢlar bürokratik örgüt kültüründe olması gereken davranıĢlardır. Bu tip davranıĢları ihlal etmek örgüt içinde etik dıĢı olarak nitelendirilmektedir.

2.1.5.4. Normlar

Tanım olarak norm, yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, düzgü Ģeklinde ifade edilmektedir (TDK, 2010).

Normlar toplumdan topluma değiĢebileceği gibi, önem dereceleri de birbirinden farklıdır. Normların önem derecelerini belirleyen ise karĢılığında

(30)

uygulanacak yaptırımlardır. Normlar ödül-ceza sistemlerini kullanarak, olumsuz davranıĢları yaptırım uygulayarak ortadan kaldırmaya çalıĢırken, olumlu davranıĢları ise ödüllendirerek pekiĢtirmeye çalıĢırlar. Normların genel bazı özellikleri vardır. Bunlar (Aydın, 2002: 15);

 Normlar, grup üyelerinin çoğu tarafından kabul edilir.  Normlar, grup yaĢamının önemli bir kısmını kapsar.

 Normlar, grup üyelerinin duygu ve düĢüncelerinden çok ortak davranıĢları üzerine odaklanır.

 Grup üyeleri normları farklı düzeylerde benimser

 Normlarda sapma gösteren bireylere karĢı, hoĢgörü derecesi farklıdır.  Normlar, grup surecinin isleyiĢini kolaylaĢtırır.

 Normlar, yavaĢ geliĢir ve yavaĢ değiĢir

 Gruptaki bireylerin statüleri, normlara uyum derecesini etkiler.

 Belli normlara uymak ya da uymamaya bağlı olarak kabul edilmiĢ bir ödül ve ceza sistemi vardır.

Normlar bu özellikleriyle bireylerin yaĢamında yer alırlar. Genellikle normlar, değerlerin yansımasıdır ve grubun tüm üyelerince paylaĢıldığı için kollektiftir. Bazı normlar grup üyeleri tarafında daha fazla dikkate alınır. Çünkü yaptırımları diğerlerine göre daha ağırdır.

2.1.6. Meslek Etiği

Meslek etiği, çalıĢma hayatında uyulması gereken davranıĢ kuralları olarak tanımlanabilir. Meslek etiğinin en önemli özelliği dünyanın neresinde olursa olsun, aynı meslekte çalıĢan bireylerin bu davranıĢ kurallarına uygun davranmalarını gerekli olmasıdır.

2.1.6.1. Meslek Kavramı ve Etikle ĠliĢkisi

Meslek kavramı genel bir tanımla, bireyin geçimini sağlamak üzere profesyonel olarak yaptığı iĢ ya da uğraĢ olarak ifade edilmektedir. Bir iĢ ya da

(31)

uğraĢın meslek olarak kabul edilebilmesi için, belirli bir tekniğe sahip olması ve belli değerler manzumesini içermesi gerekmektedir (Ertekin, 1988: 36).

Aydın (2002)’a göre bir iĢ ya da uğraĢ Ģu durumlarda meslek olarak kabul edilebilir.

 Bir meslek dalı, toplumun kaçınılmaz olan bir gereksinimini karĢılar  Meslek, kiĢinin salt kendi doyumu için değil, aynı zamanda

baĢkalarının yararı için de yaptığı bir uğraĢtır.

 Meslek sistemli bir eğitimle kazanılmıĢ özel bilgi ve becerilere dayalıdır.

 Meslek dalları araĢtırma ve deneylerle geliĢtirilerek zamanla kendine özgü tekniklere sahip olurlar.

 Meslekler kazanç elde etmek için yapılan uğraĢlardır.

Meslek olarak kabul edilecek bütün uğraĢ alanlarının kendine özgü değer ve etik ilkeleri vardır ve bu mesleğin üyeleri bu değer ve ilkeler doğrultusunda davranırlar. Meslek gruplarının veya birliklerinin de kendi aralarında belirledikleri bazı kurallar vardır. Anadolu’da bunun ilk örneklerine ahilik sisteminde rastlanmaktadır. Hipokrat yemini de mesleki etiğe verilecek örneklerden biridir.

Etik, özellikle sağlık, eğitim, çevre, yönetim, medya, endüstri, hizmet gibi çok çeĢitli meslek alanlarında ihtiyaç duyulan standartlardan biri haline gelmiĢtir. Etiğe duyulan ihtiyaç, giderek her mesleğe özgü etik ilkelerin oluĢmasına ve kurumsallaĢmasına da kapı aralamıĢtır. Bu süreçte kamu ve özel kuruluĢlarda onur kurulu ve disiplin kurulu gibi görece eski oluĢumların yerini de artık etik kurullar almaya baĢlamıĢtır. Dolayısıyla etik, iĢletmeler için de göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir olgu haline gelmiĢtir (Ġlhan, 2005: 260).

2.1.6.2 Meslek Etiğinin Önemi

Özellikle iĢ ve meslek hayatında etik konusu, önemli bir konu olarak ön plana çıkmaktadır (Smith, 1995: 85). Meslek etiği kurumsallaĢmayı düĢünen her iĢletme

(32)

için önemsenmesi gereken standartları içermektedir. Bu standartlar hem yöneticiler hem de çalıĢanlar açısından önemlidir.

Her meslek grubu kendisiyle ilgili mesleki davranıĢ kurallarını kendisi geliĢtirmektedir. Karar verme aĢamasında neyin doğru, neyin yanlıĢ, neyin haklı, neyin haksız olduğunun belirlenmesine meslek etiği ilkeleri yardımcı olmaktadır. Mesleklerarası farklılıkların olmasına rağmen meslek etiği ile ilgili olarak belirlenen kurallar genel olarak Ģöyle sıralanabilir (Akdoğan, 2003: 309):

 Etik kurallar, meslek mensuplarının yasaların öngördüğü düzeyin üzerinde bir davranıĢta bulunmasını ve bu seviyeyi her zaman korumasını gerektirmektedir.

 Belirlenecek etik kurallar dürüst davranmaya ve kamuoyunda olumlu bir izlenim bırakmaya yönelik olmalıdır.

 Meslek grupları belirlenen etik standartlara ters düĢecek olan tüm davranıĢları yasaklamalı ve buna yönelik cezai müeyyide uygulamalıdırlar.

Meslek etiğine sahip olmayan meslek mensupları, topluma yarardan çok zarar verirler. Çünkü meslek etiğine gereken önemi vermeyen meslek mensupları sadece kendi menfaatlerini ön planda tutarlar. Toplumdaki diğer insanları hiç düĢünmezler. Ġnsan haklarına verilen önemin artmasıyla etik standartların uygulanabilirliğini de artmaktadır. (ĠĢgüden ve Çabuk, 2006: 64).

Türkiye Etik Değerler Merkezi (TEDMER) tarafından 2002 yılında Türk iĢ gücüne yönelik 1033 katılımcı ile yapılan bir çalıĢmada katılımcıların % 80’i iĢ etiğini uygulayan firmaların ürün ve hizmetlerinin daha kaliteli olduğu görüĢündedir, yine katılımcıların % 76’sı ise maaĢları aynı düzeyde olursa iĢ etiğine uyan firmada çalıĢmak istediğini belirtmiĢtir (TEDMER, 2010).

Yine aynı kuruluĢ tarafından 2007 yılında iĢ dünyasına yönelik 98 üst düzey yöneticinin katılımıyla yapılan bir çalıĢmada katılımcıların % 92’si “iĢ etiğine uymak uzun vadede firmaların kârlılığını olumlu yönde etkilemektedir” Ģeklinde görüĢ belirtmiĢlerdir. Ayrıca bu çalıĢmada katılımcıların % 79’u yabancı firmaların

(33)

etik değerlere Türk firmalarından daha fazla önem verdiğini belirtmiĢtir (TEDMER, 2010).

Mesleki etik değerlerin korunmasında ve denetlenmesinde meslek birliklerine büyük görevler düĢmektedir. Her meslek grubu bazı birlikler adı altında örgütlenmiĢtir. Örneğin barolar birliği, tabipler birliği, turistik otelciler birliği, Ģoförler odası vb. gibi kuruluĢlar meslek gruplarının kendi aralarında oluĢturdukları birliklerdir. Bu birliklerin amacı sadece meslek üyeleri arasında birliği sağlamak değil aynı zamanda uyguladıkları mesleği toplumda saygın ve onurlu bir konuma getirmektir (Aydın, 2010: 100).

Mesleki birlikler güçlü oldukları zaman, otoritesi kurduğu etik disiplinini etkiler ve saygı görür. Bunun tersi olduğu zaman ise kontrolsüz bir mekanizmada etik dıĢı uygulamalar denetlenemez ve mesleğin itibarı zedelenebilir. Dolayısıyla mesleki birlikler ne kadar güçlü olursa, mesleki etik de o kadar geliĢir ve saygınlık kazanır. Bu amaçla meslek gruplarının mesleki etik kuralları belirlemesinde üyelerinin ortak davranıĢlarını belirleyen üç temel iĢlevi vardır (Aydın, 2010: 100)

 Yetersiz ve ilkesiz üyeleri ayırmak  Meslek içi rekabeti düzenlemek

 Hizmet kalitesini ve ideallerini korumak

2.1.6.3. Meslek Etiğinin Meslek Hayatı Üzerine Etkileri

Ġçinde bulunulan rekabet koĢullarında Ģirketler veya bireyler rakiplerinden bir adım öne geçmek ve sıkı piyasa baskılarından kurtulmak için yoğun çaba göstermektedirler. Bu baskılardan kurtulmanın bir yolu da "kestirmeden", "köĢe dönmeci", gayri ahlaki, etik dıĢı çözümlerden faydalanmaktır. Bu yolla kısa vadede elde edilecek baĢarıdan söz etmek mümkün olabilir. Fakat uzun dönemde kesinlikle bu durum iĢletmenin veya kuruluĢun kendisi, meslek grubu ve çalıĢma ilkeleri açısından olumsuz bir sonucun doğmasına yol açabilmektedir (ĠĢgüden ve Çabuk, 2006: 66).

Mesleklere iliĢkin oluĢturulmuĢ olan etik kurallar ve standartlar bazı meslek mensuplarınca engelleyici unsurlar olarak kabul edilmektedir. Etik standartların

(34)

geliĢtirilmesini, baĢarıyı engelleyen bir konu olarak görmek doğru değildir. Etik kurallar ve standartlar meslek mensuplarının çalıĢma hayatlarının geliĢtirilmesine ve iyileĢtirilmesine imkân sağlayan fırsatlardır. ĠĢlerin yapılıĢı açısından daha önceden belirlenmiĢ kuralların veya standartların var olması birlik ve düzenin kurulmasını sağlar. Dürüstlük, güven, sorumluluk hem kiĢiler hem de iĢletmeler ve kuruluĢlar için çok önemlidir. Etik kurallar ve standartlara uygun davranıĢlar kiĢi veya iĢletmelerin ya da kuruluĢların verdikleri hizmetin kalitesinden emin olmalarını sağlar.

Etik ilkelerin saptanması ve meslek elemanlarının bu doğrultuda davranmalarının beklenmesinde bazı pratik çözümler önemli rol oynamaktadır, bu çözümler Ģöyledir (Aydın, 2010: 101):

 Kabul edilebilir davranıĢların tanımlanması

 Mesleğin uygulanmasında kalite standartlarının yükseltilmesi

 Meslek elemanlarının kendi davranıĢlarını kıyaslayabilecekleri, öz değerlendirme fırsatının sunulması

 Mesleki davranıĢ ve sorumlulukların çerçevesinin çizilmesi  Mesleki kimliğin geliĢimine aracılık edilmesi

 Mesleki olgunluğun iĢaretlerinin belirlenmesi

Meslek etiğinin meslek elemanlarınca benimsenmesi ve yukarıda bahsi geçen bazı pratik çözümler gibi kuralların uygulanması önemlidir. Her meslek kendi içinde etik kurallarını geliĢtirmek uygulamak durumundadır.

(35)

2.2. Turizm ĠĢletmeleri Ve Turizm Etiği

Turizm iĢletmeleri emek yoğun çalıĢtıklarından önemli miktarlarda personel istihdam etmektedirler. Ayrıca yerli ve yabancı çok sayıda turiste de hizmet sunmaktadırlar. Bu durum turizm etiği kavramını önemli hale getirmektedir. Özellikle turistlere sunulan hizmetin kalitesi, çalıĢanların birbirleriyle iliĢkisi ve iĢletmeye bağlılığı açısından turizm etiği kavramı ön plana çıkmaktadır.

2.2.1. Turizm Kavramı

Turistlerin sürekli ikamet ettikleri yerler dıĢında yerleĢmemek ve gelir elde etmemek koĢuluyla seyahat etmeleri ve bu seyahatlerinde konaklamalarından doğan ihtiyaçlarının karĢılanması ile ilgili faaliyetlerdir (Batman, 2003: 3).

Turizm geleneksel ekonomik faaliyetlerden daha farklı bir yapıdadır, Turizmin ekonomik girdilerini sosyal, kültürel ve doğal çevre oluĢturur (Lickorish ve Jenkins, 1997: 1). Tarihsel süreç itibariyle Dünya’da ve Türkiye’de turizm faaliyetlerine verilen önem giderek artmaktadır. Ġnsanların harcanabilir gelirlerinin artması, çalıĢma saatlerinin azaltılması, yolculuk sürelerinin azalması gibi etkenler turizm faaliyetlerine olan ilgiyi arttırmaktadır (Ġçöz, 2005: 117 – 150).

Dünya Turizm Örgütü’ne göre turizme katılım miktarı 1960’larda 75 milyon civarındayken 1980’lerde 300 milyona 2000’li yıllarda ise 700 milyonun üzerine çıkmıĢtır. 2009 yılı itibariyle 880 milyon insan turizm faaliyetlerine katılmıĢtır 2010’da ise bu rakam yaklaĢık %7’lik bir artıĢla 935 milyona yükselmiĢtir. 2011’de %4 – 5 oranında bir artıĢ beklenmektedir. (WTO, 2011).

Turizme katılımdaki bu artıĢ turizmden elde edilen gelir miktarına da yansımıĢtır. 1961 yılında 7.2 milyar dolar olan gelir 1980’de 108 milyar dolara, 2000’de 477 milyar dolara ulaĢmıĢtır, 2009 yılında ise dünya genelinde 852 milyar dolara ulaĢan turizm gelirinin, 2010 yılında 919 milyar dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. (WTO, 2011).

(36)

Türkiye’de de durum farklı değildir. 1970 yılında 724 bin turist ülkeyi ziyaret ederken, bu rakam 1980 de 1,3 milyona, 1990’da 5,4 milyona, 2000’de 10 milyonun üzerine çıkmıĢtır. 2009 yılında ise ülkeyi 32 milyon turist ziyaret etmiĢtir. 2010 yılında ise bu rakam 33 milyonu aĢmıĢtır. 2011 yılının ilk 3 ayı itibariyle turist sayısı 2010 yılının ilk üç ayına göre %22 artıĢla 4,4 milyona ulaĢmıĢtır. (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2011).

Türkiye’de turizm gelirleri bakımından ise durum yine aynıdır, gelirlerde sürekli bir artıĢ göze çarpmaktadır. 1970 yılında 51 milyon dolar gelir elde edilirken 1980’de 326 milyon dolar, 1990’da 3.22 milyar dolar, 2000’de 7,6 milyar dolar, 2009 ise 21,2 milyar dolar gelir elde edilmiĢtir. 2010 yılında ise turist sayısındaki artıĢa rağmen gelirlerde bir miktar azalma olmuĢtur toplam turizm geliri 20,8 milyar dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. 2011 yılının ilk üç ayında ise turizm geliri bir önceki yılın aynı dönemine göre % 38,4’lük artıĢla 3,1 milyar dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2011).

Tüm bu rakamlar turizm hareketlerinin sürekli bir geliĢme trendi içinde olduğunu göstermektedir. Rakamlardaki bu geliĢime paralel olarak turizm yatırımları da artmaktadır.

Türkiye 1970 yılında 292 iĢletme belgeli konaklama tesisine sahipken 2009’da bu rakam 2625’e çıkmıĢtır. En çarpıcı geliĢme ise yatak kapasitesinde gözlenmiĢtir. 1970 yılında 28 bin olan yatak sayısı, 2009’da 608 bine yükselmiĢtir. Yatak sayısının tesis sayısından daha hızlı artmasının nedeni ise 5 yıldızlı otellerin ve 1. sınıf tatil köyleri gibi yatak sayıları fazla olan tesislerin yaygınlaĢmasıdır. 2009 yılı itibariyle Türkiye’de 308 adet 5 yıldızlı otel, 81 adet tatil köyü bulunmaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2010).

2.2.2. Turizm ĠĢletmeleri

ĠĢletmeler, baĢkalarının ihtiyaçlarını karĢılamak üzere mal ve hizmet üreten iktisadi ve teknik birimlerdir (Mucuk, 1999: 4). Her sektörde çok sayıda iĢletme vardır ve faaliyetlerini sektörün gerektirdiği anlayıĢta sürdürmektedir.

(37)

Turizm sektöründe de faaliyet gösteren çok sayıda iĢletme bulunmaktadır. Tanım olarak turizm iĢletmeleri, geçici bir süre için yer değiĢtirme olayının neden olduğu seyahat ve konaklama ihtiyaçlarının ve buna bağlı diğer ihtiyaçların tatminine yarayan mal ve hizmetlerin üretilmesini ve pazarlanmasını sağlayan ekonomik birimler olarak ifade edilmektedir (Barutçugil, 1989: 62).

2.2.3. Turizm ĠĢletmelerinin Sınıflandırılması

Turizm olayının karmaĢık yapısı, çok sayıda ve değiĢik özellikte iĢletmenin ortaya çıkıĢının temel sebebini oluĢturmaktadır. DeğiĢik ihtiyaçlardan oluĢan turizm talebinin karĢılanmasında etkili olan iĢletmelerin sayısının fazlalığı, niteliklerinin birbirinden değiĢik olması nedeniyle sınıflandırma yapmak güçleĢmektedir. Bununla beraber, turizm iĢletmelerinin çeĢitli açılardan sınıflandırılması imkânı bulunmaktadır. Turizm iĢletmeleri Ģu Ģekilde sınıflandırılabilir (Batman, 2003: 6):

Kuruluş amacına göre;

Kar amacı güden, kar amacı gütmeyen

Yapılan faaliyetin türüne göre;

Turizm mal ve hizmeti üreten, Turizm mal ve hizmetlerini pazarlayan

Coğrafi temele göre;

Ulusal iĢletmeler, Uluslararası iĢletmeler

Turist ihtiyaçlarına göre;

Konaklama, yeme-içme ve eğlence, seyahat, rekreasyon ve diğer iĢletmeler

2.2.3.1. Konaklama ĠĢletmeleri

Konaklama, turizm sektörünün içinde yer alan en büyük birimlerdendir. Konaklama sadece turistlerin yolculukları boyunca onların dinlenme ve geceleme gibi ihtiyaçlarını karĢılamakla kalmaz aynı zamanda turist harcamaları içerisinde de en önemli harcama grubunu temsil eder. Örneğin Ġngiltere’de turistler

(38)

harcamalarının %34’ünü konaklamaya, %23’ünü yeme-içmeye, %14’ünü ise gezmeye ayırmaktadır (Sharpley ve Pender, 2005: 14-15).

Konaklama iĢletmeleri, insanların seyahatleri boyunca belli bir ücret karĢılığında konaklayabildikleri ve beslenme gereksinimlerini devamlı olarak karĢılayabilecekleri ekonomik ve sosyal nitelikli ticari kuruluĢlar Ģeklinde tanımlanmaktadır (Olalı ve Korzay, 1993: 25).

Konaklama iĢletmeleri kendi aralarında farklı özelliklere sahip olarak sınıflara ayrılmıĢtır. Buna göre konaklama iĢletmeleri, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, kamping, apart otel ve hostel olarak sınıflandırılmıĢtır.

2.2.3.1.1. Otel ĠĢletmeleri

Asıl fonksiyonları misafirlerin geceleme ihtiyaçlarını sağlamak olan, bu hizmetin yanında, yeme-içme, spor ve eğlence ihtiyaçları için yardımcı ve tamamlayıcı birimleri de bünyelerinde bulundurabilen tesislerdir (Resmi Gazete: 2000).

Türkiye’de oteller büyüklüklerine göre Ģu Ģekilde sınıflandırılabilir (Batman, 2003: 24):

 Bir yıldızlı oteller (en az 10 oda)  Ġki yıldızlı oteller (en az 20 oda)  Üç yıldızlı oteller (en az 40 oda)  Dört yıldızlı oteller (en az 80 oda)  BeĢ yıldızlı oteller (en az 120 oda)

2.2.3.1.2. Moteller

YerleĢim yerleri dıĢında, karayolları üzerinde ve yakın çevrelerinde kurulmuĢ olan ve motorlu taĢıtlarıyla yolculuk yapanlara konaklama, beslenme, araç park yeri olanağı sunan en az 10 odalı iĢletmelerdir (Olcay, 2002: 20).

(39)

2.2.3.1.3. Tatil Köyleri

Tatil köyleri; doğal güzellikler içerisinde, rahat bir konaklama yanında çeĢitli spor, eğlence ve satıĢ hizmetlerinin de sağlandığı yaygın yerleĢim düzenindeki en fazla iki katlı yapılardan oluĢan, en az 60 odalı konaklama tesisleridir. Eğimli arazilerde, eğimden kazanılmıĢ üçüncü bir kat yapılabilir. Bu kat, taban döĢemesi mevcut arazi seviyesinden aĢağı olmamak ve yeterli doğal ıĢık almak kaydıyla müĢteriye yönelik kullanılabilir (Batman, 2003: 32).

2.2.3.1.4. Pansiyonlar

Pansiyonlar; konaklama tesisi olarak planlanıp inĢa edilen, yönetimi basit, müĢterilerin kendi yemeklerini bizzat hazırlayabilme imkânı bulunan, en az 5 odalı tesislerdir.

2.2.3.1.5. Kampingler

Deniz ve göl kenarları ile ağaçlık alanlarda, doğal güzelliklerin olduğu yerlerde kurulmuĢ konaklama iĢletmeleridir. Otomobil, karavan, motosiklet veya bisikletleriyle seyahat ederek kendi olanaklarıyla kamp kurmak isteyenlerin, konaklama ihtiyacını karĢılayan kampingler en az 30 ünitelik tesislerdir (Bilici, 2009: 10).

2.2.3.1.6. Apart Oteller

Apart oteller; mesken olarak kullanılmaya elveriĢli bağımsız apartman ya da villa tipinde inĢa ve tefriĢ edilen, müĢterinin kendi yeme ve içme ihtiyacını karĢılayabilmesi için gerekli teçhizat ile donatılan ve otel olarak iĢletilen konaklama tesisleridir (Batman, 2003: 37).

2.2.3.1.7. Hosteller

Kültürel ve sportif nedenlerle seyahat eden öğrenci, sporcu gibi gençlere yönelik tahsis edilen, amacı sağlık, dinlenme ve eğlenme olanağı arayan gençlerin

Şekil

Tablo  2:  Antalya’da  5  Yıldızlı  otellerde  çalışanların  kadrolarına  göre  aldıkları  ortalama aylık ücretler
Tablo 4: Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımları
Tablo 5: Katılımcıların Yaşlarına Göre Dağılımları  YaĢ  n  %  24 ve altı  112  25,2  25-27  115  25,8  28-32  111  24,9  33 ve üstü  107  24,0  Toplam  445  100,0
Tablo  7’de  araĢtırmaya  katılanların  eğitim  türlerine  göre  dağılımlarına  bakıldığında  turizm  eğitimi  almıĢ  olanların  %  46,3  olduğu  görülmektedir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

ABD'de yapılan bir başka çalışmada da %59.8 oranında hipertansiyon değerleri doğru olarak bilinmişti ve 60 yaş üstü olanların, düşük eğitim düzeyine sahip olanların

Bu nedenle bu araştırmada, bir üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğine başvurmakla kendileri de damgalamayla karşı karşıya kalabilecek olan hastaların akıl

gelen delegelerin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara "kongre(kurultay)

Örnek 1 Bir X rasgele değişkeni 10 serbestlik dereceli Ki-kare Dağılımına

Düzlemsel, silindirik veya küresel simetriye sahip sistemlerde, aynı simetriye sahip Gauss yüzeyleri seçilerek elektrik alan bulunabilir... Elektrik Alanın

2. Kusursuz parça üretme olasılığı p  0.99 olan bir makinada 10 tane parça üretilmasi, 3. 6 Kırmızı ve 4 siyah top içeren bir kavanozdan iadeli olarak 3 top çekilmesi,

kaybetmemek adına nasıl geri çekildiğini, bu yolla ailesi ile bağımlı ilişkisini nasıl pekiştirdiğini ve döngünün nasıl devam ettiğini şu görüşleri ile ifade