Sahife 8
A K Ş A M
ı r a y v ® 10
Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM
o A D i mı 9 mı ö
Tercüme İktibas hakkı mahfuzdur
-y u m u
Tefrika No. 647
T a k v im i V e k a y i n a sıl çıktı, 12
s e n e lik tatil d e v r e s i
Baıâli Abdülhak Hâmid beyi Lâhey elçiliğine arzetti. İrade çık madı. Hâmid bey gene baş ma beyinciyi gördü. Bu defa Hacı Ali paşa hakikati saklamadı:
— Mesele Rüstem paşanın şikâ yetinde değildir. Aleyhinizde ma ruzat vardır. Gidip işi zaptiye nazırı Nâzım paşadan anlayınız.
Dedi. Hâmid bey zaptiye nazı rını gördü. Nâzım paşa kendisi ne imza yeri yırtılmış jurnali gös terdi.
Şairi âzam tekrar Hacı Ali pa şaya baş vurarak böyle bir cemi yetle münasebeti olmadığını te min etti.
Hacı Ali paşa — Efendimiz sana dargın! (Benim sevmedi ğim adamlarla düşüp kalkıyor! diyorlar.
Abdülhak Hâmid bey — Bun ları bilsem ihtilât etmezdim.
Hacı Ali paşa — Meselâ Sahip Molla bey.
Hâmid bey — Sahip Molla be nim elli senelik eniştemdir. Eelin-de büyüdüm. Onunla düşüp kalk mamak benim için nasıl mümkün olabilir?
Hâmid bey bu teessürle Hün kâra uzun bir ariza yazdı.
(Sahip Molla benim velinime-timdir. Kendi velinimetine sa dık olan insan umumun velinimeti olan padişaha da sadık olur.)
Mütalâasını yürüttü; arizayı pa dişaha takdim etmesi için baş mabiyeinciye verdi. Hacı Ali pa şa:
— O bunu okumaz! Nafile ka lem çalıp durdun! Git Bir sada kat yemini yap!
Tavsiyesinde bulundu. Hâmid bey bu tavsiyeyi de yerine geti rince baş mabeyinci evrakı alıp arzetti. Dönüşünde:
— Şimdi ferman buyurdular. Seni (Lâhey) sefaretine arzet-sinler! dedi.
Şairi âzam nihayet Lâhey el çisi oldu; fakat şimdi de kendi ne İstanbulda tahsisatsız sefaret maaşı veriliyor, memuriyeti mahal
line gitmesine müsaade edilmi yordu.
Holânda elçisi mezunen mem leketine gidecekti. Abdülhamit ile mülâkatmda:
— Kraliçe yeni elçinin ne va kit geleceğini soracak olursa ne cevap vereyim?
Sualini irad eylemesile Abdül hamit:
— Önümüzdeki hafta gidecek tir deyiniz.
Cevabını verdi.
Abdülhak Hâmid beyin de İs-tanbuldan hareketine müsaade etti. Şairi âzam meşrutiyete ka dar Lâhey sefaretinde kaldı.
Mısırda Mehmed Ali paşa za manında H. 1244 de arapça neş rine başlanılan (Vakayiülmısrıy-ye) den, .İzmirde Marsilyalı avu kat Aleksandr Blacque
Bir ısene sonra neşrine başlanı lan resmî (Takvimi Vakayi) bu Moniteur Ottemanm Türkçe nüs
hası gibi bir mahiyet aldı.
Aleksandr Blacque - Bu zata sonra İstanbulda Blak bey denil miştir - Fransız menfaatlerinin Türklerle müttefikane harekette olduğunu isbata uğraşıyor, Türk haklarını müdafaa ediyordu; İn-gilteredeki meşhur Urquhartm si yasetini güdüyordu.
Aleksandr Blacque siyasî ka naatlerini o kadar ciddiyetle iz har ediyordu ki bu yüzden Fran sa sefaretince bir çok takibata uğramıştı.
Sultan Mahmud Blak beyi pek takdir ediyordu. Babıâli de ni hayet kendisi İstanbulda „(Moni teur Oriental) namile resmî bir Fransızca gazete çıkarmağa me mur etmişti.
Bir Fransız gazetecisinin Sul tan Mahmud nezdinde kazandığı itibar bir çok taraftan hasedler uyandırdı.
-Blak beyin 1836 da Franssrya giderken Maltada birdenbire ölü mü bir çok rivayetlere meydan açtı. Zehirlendiği çok söylendi. Bunu İngilizlerden Ruslara, Rus-lardan İngilizlere atfedenler ol du. Osmanlı ricalinin bile bu iş te bigâne olmadıklarını ileri sü renler çıktı. [1 ]
Blak beyden sonra Moniteur Otoman çok muharrir değiştirdi. Bir eski Danimarka konsolosu Franceschi, Mısırlı Hassuna, bira deri Mehmed efendi bu gazete yi biribirinden devir aldılar.
Nihayet Reşit paşanın hussuî kâtibi Lucien Rouetnin eline ve rildi. Daha bir kaç sene ömrünü sürükledikten sonra nihayet ka pandı.
Sultan Mahmud devrindeki ıs lahat hakkında raporlar tanzim etmek ve Moniteurun yazı işleri-le uğraşmak üzere 1839 da M. D’Aubignosc da Fransadan celbedilmiş idiyse de işe baş lattırılmadı. D’Aubignosc bunu ve ıslahata dair verdiği rapor ların tesirsiz kalmasını o zaman daha henüz meydana çıkmağa başlayan Reşit paşanın sui niye tine hamlediyor. 121
Takvimi Vakayiin ihdası hak kında Lûtfi tarihinin verdiği ma lûmata göre gazeteye bu Sultan Mahmud tarafından rilmiş ve:
ın-dan Fransızca çıkarılan Courrier de Smyrne sonra - bu gazeteler evvelce Spectateur d’Orient na mile intişar ederdi - İkinci Sultan Mahmud İstanbulda Türkçe res mî bir gazete çıkarılmasına ka rar vermişti. Fakan bundan evvel Aleksandr Blacquei İstanbula ge tirterek Fransızca Moniteur Otta-, ... - .. . . ■—— man gazetesinin idaresini tevdi eylemişti. (1 8 3 1 )
ona
ısım
ve-(Medeniyet usulüne teşebbüs olunduğu sırada zamana ait ma-lûmatan ve carî olan vakalardan halkı haberdar etmek üz.ere) haf tada bir Türkçe olarak neşredi lecek gazetenin seneliği 120 ku ruşa satılması kararlaştırılmıştı.
Takvimi Vakayiin basıldığı (Takvimhane) matbaası şimdiki İstanbul lisesi arkasında, eski Matbaai Amirenin yanında köşe başındaki konak idi ki kapıcı başı Musa ağadan beş yüz kese altına alınmıştı.
Takvimhane nezaretile bera ber 1 teşrinisani 1831 - 5 cema-ziyelevvel 1247 de çıkmağa baş layan Takvimi Vakayi idaresine vakanüvis Sahaflar Şeyhi zade Esad efendi tayin edilmişti.
Gazetenin musahhihliğine de ulemadan Karsî zade Cemal efendi, dahile ait «vukuat ilmü haberlerini» vermeğe âmedi hü-lefasmdan Sarım efendi - Sarım paşa - askere ait maddelerin ilmü haberlerini göndermeğe Hücrev paşa divan kâtibi Said bey me mur edilmişlerdi. [3 ]
Gazete vükelâya, ülemaya, üme raya, büyükçe memurlara, taşra larda âyan ve vucuha, ecnebî çilere tevzi olunuyor ve beş bin nüsha basılıyordu. Gûya ermeni-ce, rumca, arapça nüshaları da çıkarılacaktı.
Bay Selim Nüzhetin (Türk
ga-!
zeteciliği) eserinde kaydeyledi-ğine göre: Takvimin revacını te min için sarfedilen gayretler arasında rum ve ermeni patrikleri nin kiliselere gönderdikleri be yannamelerde Takvimin çıkarıla cak rumca, ermenice nüshaları nın satın alınması tavsiye edildi ği, bu hususta gayretsizlik gö rülmesi kendilerinin ihmallerine hamolunacağı metrepolit ve pis koposlara tebliğ olunmuştur..Bay Selim Nüzhet Takvimin arapça yalnız bir nüshasına te sadüf ettiğini, ermenice bir kitap ta da bu gazetenin ermenicesı de neşrolunduğu zikredildiğini de bildirmiştir.
İkinci Sultan Mahmudun devle tin resmî gazetesinin böyle arap ça, rumca, ermenice dillerinde de
(Devamı 11 inci sahifede) [ I ] D ’A ubignosc: L a T urquie nouvelle.
[2] Daubignos: La Turquie nouvelle, [3] Ahmed Rasim: istibdattan haki
miyeti milliyeye.
Hinıııuınııııınıııınııııııi[iııııınıııııınııııııınııııi[iıııııınıııııi[iıııuıımmıııııınıııııınıııııııııııııııııııııııuiMHıııııınıımıııııınıııınınıııııııııımıWB
•fa fa ñ ü çoJâmeh
E ğ e r her şey sizi s a b ırs ız la n d ırıy o r ye titrzlendiriybrsa, ,eger ufak bir aksilik fikirle rin izi alf-ust ediyorsa, eğer geceleri ııyku tutnıayo rsa, teşhis pek b a sittir; sin irlerin izin tenepb ühıyeti artm ıştır, hen üz vakit varken bu fe n a lığ ı g id erm e ğe acele ediniz.
Bromural
«Knoiı»
4 ^
bütün dü n yan ın ta n ıd ığ ı b it nıü sekkiıı o lu p kaybettiğiniz rahatı, uykuyu ve afiyeti size iade eder. — T e s ir i gayet s e rid ir,- — B ro m u ra l’în h iç bfr zararı yoktur.
10 ve 20 komprfnıeyî llavt/lup.
te r d e e c z a n e le rd e r e ç e te He ş a ld ır .
' en*--.
K noll A.-O., kim yevi m a d d e le r fab rik aları» L u d vvıgsh afen s / Rh m
Taha Toros Arşivi