• Sonuç bulunamadı

İmza bunalımı bardağı taşırdı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İmza bunalımı bardağı taşırdı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1992 CUM ARTESİ

HABERLER

buza bunalımı, bardağı taşırdı

D

emirel

Münasebetsiz

► 1893 rejiminin pürüzlerini, bıraktığı tortuyu or­

tadan kaldırmaya çalışıyorum.

► Devletin yüce makamından önce, milletin irade­

sine saygı isteriz.

► Kim çoğunluğun desteğine sahipse ülkeyi o yö­

netir.

► Bizim kimseye minnet etmeye, ricaya ihtiyacımız

yok.

ANKARA (Cumhuriyet Bü­

rosu) - Başbakan Süleyman Demirel, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Anlaşması’mn (K E İB ) imzalanması nedeniyle Cum­ hurbaşkanı Turgut Özal ile ara­ larında çıkan sorunu “münase­ betsizlik” sözüyle özetledi. Demirel, anlaşmanın imza yet­ kisinin Anayasa’ya göre kendi­ sine ait olduğunu vurgulayarak, “Bir münasebetsizlik çıkmasın diye epeyce uğraştım. Nezake- ten ‘Görev benim ama gel sen imzala’ demeye hakkımız yok. İşin doğrusu yapılmıştır” diye konuştu.

Demirel, imza krizini D Y P grubunda anlatırken, devletin tepesinde kavga çıkmaması için 6 aydır dişini sıktığım belirtti ve devletin yüce makamlarından önce milletin iradesine saygı is­ tediğini söyledi. Son çıkışı nede­ niyle “ Demirel savaş açtı” diye­ bileceklerine dikkat çeken Başbakan, tavrını “Y o k böyle birşey” diye açıkladı.

Türkiye’nin bir hukuk devle­ ti olduğunu, bu özelliğini koru­ manın ve eksikleri varsa ta­ mamlamanın birinci derecede görevleri olduğunu belirten D e­ mirel, imza olayı nedeniyle kimsenin alınganlığına, küsme­ sine gerek olmadığını söyledi. Anayasa’da verilmeyen yetkile­ ri kimsenin kullanamayacağını da vurgulayan Demirel, olayla ilgili görüşlerim şöyle dile getir­ di:

“Alışkanlıklar var. Olabilir, ama yanlıştır. ‘Paris Anlaşması böyle imzalandı’ denebilir, o da yanlış. Paris Anlaşması’m im­ zalayanlar, ‘İmzalarız’ derlerse ne ifade eder? Biriniz önde otu­ ruyor, anlaşmaya imza atıyor, biriniz arkadan itiyor.

1983 rejiminin pürüzlerini, bı­ raktığı tortuyu ortadan kaldır­ maya çalışıyoruz. 6 aydır dişi­ mizi sıkıyoruz. Aman bize yakışmaz, devleti işletelim diye uğraşıyoruz, ama taviz falan verdiğimiz yok. Bazı işlerin bi­ raz daha geç görüşülmesine göz yummuş olabiliriz. Devletin tı­ kanma noktasına geldiği yerde gerekli müdahaleleri yapıp, o tı­ kanmaları açarak geliyoruz.

Bizim kimseye minnet etme­ ye, ricaya ihtiyacımız yok. Her­ kes eğri otursun, doğru konuş­

sun. Bizim yapmak istediğimiz şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kuramlarını yerine oturtmaktır. Bunlar yerinden çıkmış. Bizim şahıslarla falan bir mücadelemiz yok. Açıklıkla söyleyelim, halkın yüzde 18 ya da 24’ünün oyuna dayanarak yüzde 65 sandalyede oturup, o sayede Çankaya’ya çıkıp otur­ mak kimsenin içine sinen bir şey değildir. Orta yerde bu du­ rum varken, herkesin biraz dik­ katli olması lazım. Biz devletin tepesinde kavga olmasın, banş olsun, itiş kakış olmasın dedik. Ama Allah şahittir ki sadece biz dedik.”

Demirel, tüm çabalarına kar­ şın Cumhurbaşkanı Özal’ın hükümet-Çankaya ilişkilerini gerginleştirdiğini anlatırken de imzalanmayan kararnameler sorununa değindi. Demirel, şöyle konuştu:

“6 ay zartmda imzalanma­ yan kararnamelerin sıkıntısını çekeceksiniz.. Bizim kimseye ‘Lütfen kararname imzala’

de-OZAL

Çok kızgınım

‘Anlaşmanın yetkisi Anayasaya göre benim.” “ En ufak bir pişmanlık duymuyorum.”

meye şeyimiz yok. Milli Eğitim Müdürü’ne, Bayındırlık Mü- dürü’ne Çankaya kanşacak, ondan sonra siz burada halkın yüzde 60’ma dayanan siyasi ik­ tidar olarak bunun hesabım kime nasıl vereceksiniz? Şimdi ‘Demirel savaş açtı’ diyecekler. Y o k böyle birşey. Türkiye'de birtakım yanlışlar var. D em ok­ rasi, millet iradesi, milli hRimi- yet, çoğunluğun desteği diye tablalarda kül bırakmazsınız. Demokrasi çoğunluğun idare­ sidir arkadaş ve kim çoğunlu­ ğun desteğine sahipse, ülkeyi o

yönetir. Azınlık sultalan 83 reji­ minden sonraydı.”

Demirel, K E İB zirvesinde bir imza krizi yaşanmaması için ça­ ba harcadığını anlatırken de D Y P milletvekillerine şunları söyledi:

“ 10 tane ülkenin Cumhur­ başkanının da,vet edildiği bir toplantıda bir münasebetsizlik çıkmasın diye epeyce uğraştım. Benim kusurum değildir. Birisi bir olay çıkarmaya karar ver­ mişse, neye veriyor onu da bile­ miyorum ya, o olayı çıkanrsa, onu ben üstlenmem. Ben çar­

şamba günü basın toplantısın­ dan sonra saat 11.30’dan itiba­ ren kendisini aradım. Bir semti meçhule doğra gittiğini öğren­ dim.

Birtakım eleştiriler var. ‘Dev­ letin yüce makamına saygı’ ve­ saire diye. Devletin yüce maka­ mından önce, milletin iradesine saygı isteriz. Ondan sonra gaze­ tecilere diyeceksiniz ki, ‘Aradı­ lar, ama telefona çıkmadım’. Savunma ihtiyacı içinde değiliz, ama açıklıkla söyleyeyim, gö­ rev benimdir,”

ANKARA (Cumhuriyet Bü­ rosu)- - İmza krizi nedeniyle Demirel’e küserek M armaris’e dönen Cumhurbaşkanı Turgut ö z a l’ın, bu davranışından do­ layı“ en ufak bir pişmanlık duy­ madığı” belirtildi. Özal, kendi­ sini arayarak “üzüntülerini” dile getiren milletvekillerine, bir süre sessiz kalıp “bekle-gör” politikası izleyeceğini söyledi. Özal ile görüşen milletvekilleri, Özal’ın moralinin bozuk olma­ dığını ancak, DemirePe çok kız­ dığım ve üzüldüğünü söyledi­ ler.

K E İB projesini kimin imza­ layacağı konusunda çıkan kriz üzerine gittiği M armaris’te yal­ nızca kendisine moral destek olmak isteyen yakın dostlarının ve A N A P milletvekillerinin te­ lefonlarına çıkan Özal, zirvede çıkan bunalımdan sonra alaca­ ğı tavır konusunda net bir izle­ nim henüz vermedi. Özal, tele­ fonla görüştüğü milletvekilleri­ ne, Başbakan Süleyman Demirel’in davranışından dola­ yı çok üzüldüğünü, kendisine davranışının “çok biçimsiz” ol­ duğunu söyledi. Demirel’in te­ lefon edeceğini söylemesine karşın, aramayıp telefonun ba­ şında bekletmesinin, Özal’ın çok ağırına gittiğini belirten milletvekilleri, “Sayın Özal kı­ zarak aniden İstanbul’u terket- mesinden ve K E İB ’in dışında kalmasından dolayı bir piş­

manlık duyuyor mu?” biçimin­ deki soruya, “ Hayır, en ufak bir pişmanlık duymuyor. Yalnız çok üzgün” karşılığını verdiler.

Özal’ı telefonla arayarak, im­ za krizinden dolayı üzüntüleri­ ni dile getiren milletvekilleri arasında eski damşmanlan Hü­ seyin Aksoy ile Engin Güner de yer alıyor, imza krizinden dola­ yı Demirel’e büyük tepki duyan ve bu tepkilerini Özal’a da ak­ taran Aksoy ve Güner, bu şekil­ de K E İB zirvesinin dışında kalmasından dolayı duydukları üzüntüyü Özal’a ilettiler. G ü­ ner, Cumhurbaşkanı Özal’ın zirvedeki iplerin kopmasından sonraki tavrının ne olacağının sorulması üzerine, “Sanıyo­ rum, bir süre dinlenecektir. Durama bakacaktır. D aha sonra da tavrını koyar” dedi, ö z a l’ın tavri A N A P ’ın geleceği açısından da farklı yorumlara neden oldu. Özallar’ın Mesut Yılmaz yönetimine açıkça karşı çıkmalarının önümüzdeki gün­ lerde ne tür sonuçlar doğuraca­ ğı da tartışma konusu. A N A P çevrelerinde Semra Özal’ın İs­ tanbul İl Başkanlığı ve M K Y K üyeliğinden, Yılm az’ı çok ağır eleştirerek istifa etmesinin ar­ dından,“Parti yönetimi artık tümüyle Mesut Yılm az’a kaldı. Özal’ın da bugünkü sağlık du­ rumuyla aktif politikanın içine girmesi çok zor”yorumlan ya­ pılıyor.

Ö Z A L T A T İL İN İ S Ü R D Ü R Ü Y O R - Turgut Özal, Okluk Koyu’ndaki tatilini sürdürüyor. Özal dün, misafirleriyle birlikte denize açılarak yaklaşık bir saat süreyle gezdj. Hız teknesi yeniden Konukevi’ne dönerken gazetecilerin bulunduğu koya yak­ laştı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Sem ra Özal gazetecileri el sallayarak selamladılar. Teknede Japon Soka G atai Üniver­ sitesi Başkanı M r. İkeda’nın oğlu Hiromasa İkeda'ııın bulunduğu belirtildi. Alman bilgiye göre İkeda Cumhurbaşkanı Ö zal’a Japon Başbakanından bir mektup iletti. Mektubun içeriği konusunda bilgi verilmedi.(Fotoğraf:AA)

D em irerin gezisi öncesi suikast ihban

İsparta DSİ’de

bomba bulundu

► Başbakan Demirerin İsparta gezisi öncesinde

üst düzey bürokratlara suikast yapılacağı ihban

,üzerine, DSİ’deki aramada bir başmühendisin

masasında el yapımı bomba ele geçti.

İSP A R T A (Cumhuriyet) -Başbakan Süleyman Demirel’­ in bugün yapacağı üç günlük gezi öncesinde İsparta'da ken­ tin üst düzey bürokratlarına karşı suikast yapılacağı ihban sonucu, DSİ 18. Bölge Müdür- lüğü’nde görevli bir başmü­ hendisin çalışma masasında el yapımı parça tesirli bir bomba bulundu.

Dün konuyla ilgili bir açık­ lama yapan İsparta Valisi Er- tuğrul Dokuzoğlu, önceki gün 055 Polis İm dat’a “Valiye, tü­ men komutanına, emniyet müdürüne suikast yapılacak ” ihban aldıklannı belirtti. D o­ kuzoğlu yapılan ihbar sonucu,

DSİ 18. Bölge Müdürlüğü Ba­ kım İkmal Başmühendisi Mustafa Atalay’ın işyerindeki çalışma masasında el yapımı, bir bora ile dinamit ve ateşle­ me fitilinden oluşan bir bomba bulunduğunu açıkladı.

Vali Dokuzoğlu, bombanın daha sonra bomba imha ekip­ lerince imha edildiğini belirtti. Başmühendis Atalay’la birlik­ te 8 kişinin daha gözaltına alın­ dığını ifade eden Dokuzoğlu, olayın siyasi bir yanının olup olmadığının araştırıldığını be­ lirtti.

Bu arada emniyet müdürlü­ ğü yetkilileri soruşturmanın personel çekişmesi yönünde sürdürüldüğünü kaydettiler.

İstanbul Şehir Ü niversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(Alman Federal Anayasası md. 20 a, İsviçre Federal Anayasası md. 24, Hollanda Anayasas ı md. 21 gibi pek çok anayasa, çevre hakkından bahsetmeyip, çevreyi koruma ve geliştirme ö-

Anayasa yürürlükte oldu ğu sürece siyasi partilerin eylemleri; devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlü ğüne, hukuk devleti ilkelerine,

Olay yerine gelen emniyet yetkililerinin yolun kapat ılmasının suç olduğunu söylemesi üzerine burada bir aç ıklama yapan Barış Yıldırım asıl suçu devletin işlediğini

Yeni anayasada, devletin "koruması" altında bulunan kıyıların Özelleştirme Yasası kapsamında imara açılması planlan ırken yerli ve yabancı

Erkilet kasabas ında yol kenarına yakın boş bir arazide bulunan kömürlerin seçim öncesi dağıtılmak için bekletildiği söylendi.. Konuyla ilgili şikayette bulunan

• Konsolide Bütçe, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe. içinde toplanmasını amaçlayan ve bütçe birliği ilkesinin sağlanması için kamuya ait tüm

Acinetobacter cinsi bakteriler çevrede uzun süreler canl›- l›klar›n› koruyarak özellikle solunum sisteminde infeksiyon- lara ve salg›nlara yol açmaktad›rlar (10,11)..

Sabahattin Ali, komünistlik suçundan mah - kûm olmadığı gibi böyle bir hareketten sanık olarak mah­ kemeye bile verilmemiştir ve bir ölünün arkasından