• Sonuç bulunamadı

Büyük Menderes Havzasında Prehistorik Yerleşim Dokusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük Menderes Havzasında Prehistorik Yerleşim Dokusu"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BELLET EN

Cilt: LXVI

Nisan 2002

Say~: 245

BÜYÜK MENDERES HAVZASINDA PREH

~STOR~K YERLE~IM

DOKUSU

ENGIN AKDEN~Z* CO~RAFYA:

Ege Bölgesi'nin en uzun akarsuyu olan Büyük Menderes Irma~~, Dinar-Sand~kl~~ aras~ndaki da~l~k arazide do~ar. Burada bulunan kaynak kollar~ n-dan biri Dinar'~n hemen kuzeydo~usundaki kireç ta~~~ dikliklerinde yer alan karstik kökenli Antik Ça~'~n ünlü Marsyas kayna~~ndan do~an koldur. Mars-yas kayna~~~ ço~u zaman Büyük Menderes'in ba~lang~ c~~ say~ l~ r. Daha uzun olan ikinci kol ise Sand~kl~~ Ovas~'n~~ çeviren yüksek da~lardan inen derelerin birle~mesinden olu~ur. Çivril Ovas~'na kavu~an bu ikinci kol Büyük Mende-res ad~n~~ al~r. Bir süre ayn~~ ovan~n ekseni do~rultusunda akt~ktan sonra Çal-'da keskin bir dirsek yaparak bat~ya döner ve üçüncü bir kaynak olan Banaz Çay~~ ile birle~ir. Günümüzde bu birle~me Banaz Çay~~ olarak adland~r~lmak-tad~r. Büyük Menderes daha güneyde Sarayköy yak~ nlar~ nda kendi ad~ n~~ ta~~ -yan çöküntü ovas~na girer. Honaz Da~~~ eteklerini izleyerek gelen Aksu Çay~ -'n~~ da ald~ktan sonra genellikle ovan~n güney kenar~na yak~ n ve yakla~~k 200 km. uzunlu~unda bir ç~~~r izler. Dandalas Çay~ 'na (Morsynos) ek olarak Mente~e yöresi da~lar~ndan gelen Akçay (Harpasos) ve Çine Çaylar~~ (Marsyas) da sular~n~~ Büyük Menderes Irma~~'na bo~alt~r. Bu akarsular d~ -~~ nda havzada sular~ n-~~ Büyük Menderes Irma-~~ 'na bo~altan 50'den fazla akarsu, dere ve çay vard~r'. Irmak 600 km. uzunlu~unda olup yakla~~k 25.000 *Yrd. Doç. Dr., Engin Akdeniz, Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dal~, Ayd~n

Güney 1975, 56.

(2)

2 ENGIN AKDEN~ Z

km 2'lik bir alan~~ dola~arak Ege Denizi'ne ula~~r. Irma~~n ortalama debisi saniyede 110 m3 dolay~ndad~r. Ençok su getirdi~i aylar Ocak ve ~ubatur (ortalama saniyede 164 m 3). Bol ya~~~l~~ y~llarda debisinin 300 m3'e ç~kt~~~~ da olmu~tur. Buna kar~~l~k yaz~n çok azal~r (A~ustos'ta 12 m3).

Büyük Menderes Havzas~~ olarak adland~r~lan ve Büyük Menderes Irma-~~ 'n~ n do~du~u yerden denize döküldü~ü kesime kadar uzanan alan ile çev-resini olu~turan bölge, co~rafi özellikleri dolay~s~yla genel olarak A~a~~~ Bü-yük Menderes, Orta BüBü-yük Menderes ve Yukar~~ BüBü-yük Menderes olmak üzere üç k~sma ayr~l~r. Ancak Orta Büyük Menderes ay~r~m~~ özellikle co~raf-yac~lar taraf~ ndan kabul edilmemekte, bu bölümün topraklar~~ da A~a~~~ Bü-yük Menderes kapsam~nda ele al~nmaktad~r.

BÖLGEDE YAPILAN PREH~STORYA AMAÇLI ARA~TIRMALAR: Yöredeki Prehistorik yerle~imlere yönelik ara~t~rmalar Klasik Arkeolo-jiyle ilgili olanlara oranla oldukça geç tarihlerde ba~lam~~t~r. 18. yüzy~ldan itibaren ara~t~rmac~lar~n ilgisi antik kentler üzerinde yo~unla~m~~, hatta bu-ralarda kaz~lar yap~lm~~t~r. Havzada ilk prehistorik kaz~~ 1935-1937 y~llar~~ ara-s~nda Lamb taraf~ ndan Kusura'da gerçekle~tirilmi~tir2. Kusura kaz~lar~~ Bat~~ Anadolu'nun prehistoryas~n~~ tan~may~~ sa~layan ilk ara~urmalardand~r.

Mellaart'~ n 1951-1954 y~llar~~ aras~nda Güneybat~~ Anadolu'da geni~~ bir alanda yürüttü~ü yüzey ara~t~rmalar~~ da bölge prehistoryasm~n anla~~lmas~na yard~ mc~~ olmu~~ önemli bir çal~~mad~r3. Ancak, bu ara~t~rmada havzan~n a~a~~~ ve orta kesimleri incelenmemi~, dolay~s~yla havzan~n s~ n~rl~~ bir bölümü ele al~nm~~t~ r. French'in 1959 ve 1960'da ~zmir, Manisa, Ayd~n ve Denizli il-lerinin bir bölümünde gerçekle~tirdi~i yüzey ara~t~rmalar~nda Büyük Men-deres Havzas~ 'nda yaln~zca üç yerle~im incelenmi~~ olmas~na kar~~n yerle~im-lerin oldukça erken dönem özellikyerle~im-lerini yans~ tmas~~ ve bunlardan Hamidiye-'nin günümüzde yok olmas~~ sebebiyle önem ta~~maktad~r4. Mellaart'~n Lloyd ile birlikte 1954-1956 y~llar~~ aras~nda sürdürdü~ü Beycesultan kaz~lar~~ saye-sinde havzan~n oldu~u kadar tüm Güneybat~~ Anadolu'nun da prehistoryas~~ ~ekillenmeye ba~lam~~ ur 5. Kaz~ da uygulanan baz~~ yöntem ve sonuçlar taru~-

2 Lamb 1937, 1 vd.; Lamb 1938, 217 vd. 3 Mellaart 1954, 175 vd.

4 D. French, "Early Pottery Sites from Western Anatolia", Bulletin of the Institute of

Archaeology 5 (1965), 15 vd.

(3)

mal~~ olsa da ortaya ç~ kar~lan mimari kal~nt~lar, küçük buluntular Güneybat~~ Anadolu'nun kültürel yap~s~n~n anla~~lmas~na büyük katk~da bulunmu~tur. Kaz~lar s~ras~nda çevrede sürdürülen yüzey ara~t~ rmalar~ nda saptanan yerle-~imler kültürel yay~ l~ m~~ bir ölçüde gözler önüne sermi~tir. Havza genelindeki toplam 129 yerle~imden önemli bir bölümü, belki de 3/2'si bu kaz~~ s~ ras~ n-daki yüzey ara~t~rmalar~nda incelenmi~tir.

Havrada kaz~s~~ yap~lan üçüncü prehistorik merkez Aphrodisiasd~ r6. Bu-rada Pekmeztepe, Akropolis ve s~n~rl~~ olarak Ku~kalesi'nde yürütülen kaz~lar, genel özellikleriyle Beycesultan'a benzese de kendine özgü niteliklere sahip bir kültürle kar~~~ kar~~ya kal~nd~~~n~~ göstermi~tir. Ayr~ca yine bu dönemde Dandalas Vadisi'nde gerçekle~tirilen yüzey ara~t~rmalar~nda baz~~ prehistorik yerle~imler ilk kez incelenmi~tir7. Aphrodisias'~n güneydo~usunda, Tavas ya-k~nlar~nda yer alan Karahisar Höyük'te 1985 y~ l~ nda yap~ lan Müze kaz~s~~ da yöre kültürünün anla~~lmas~n~~ sa~lam~~t~ r8. Bu kaz~dan ç~kar~lan eserlerle Karacasu çevresinde bulunan ve büyük bölümü yay~nlanmayan eserler, tara-f~m~zdan de~erlendirilmektedir. Orta Büyük Menderes'deki bir ba~ka yerle-~im olan Yass~~ Höyük'de 1997 y~ l~ nda ba~lat~lan kurtarma kaz~s~~ sonuçlar~~ ise henüz tüm olarak yay~mlanmam~~t~rg.

Prehistorik kaz~ lar~n yap~ ld~~~~ Kusura ve Beycesultan, havzan~ n yukar~~ kesimlerinde, Aphrodisias ise orta kesimlerinde yer almaktad~ r. Aphrodisias-'dan Miletos'a kadar uzanan geni~~ co~rafyada ve aradaki Akçay, Çine Çay~~ vadilerinde prehistorik dönemlere yönelik hiçbir kaz~~ gerçekle~tirilmemi~tir. Böylece bu bölgenin kültürel durumu yüzey ara~t~rmalanyla anla~~lmaya ça-l~~~ lm~~t~r. Bu bo~lu~u doldurmak amac~yla 1995 y~l~nda yapt~~~m~z yüzey ara~t~ rmalar~nda önemli sonuçlar elde edilmi~~ olsa da söz konusu alanda uzun süreli yeni yüzey ara~t~rmalar~na ve tabaka kaz~lar~na ihtiyaç vard~rw.

Aphrodisias'dan daha bat~da prehistorik tabakalar~n kaz~ld~~~~ iki yerle-~im Miletos ve Didymad~ r". Zaman~ nda Büyük Menderes Havzas~~ üzerindeki

6 Joukowsky 1986a,1 vd.; 1986 b, 1 vd.; Joukowsky 1987, 31 vd. 7 Leurquin 1986, 725 vd.

8 Eski Eserler ve Müzeler Bülteni 8 (1986), 27-28

9 R.Duru, "Yass~ höyük Kaz~lar~~ 1997", Eski ça~~ Bilimleri Enstitüsü Dergisi Say~~ 5 (1998), 17; R.Duru, "1997 Y~l~nda Yass~höyük' te Yap~lan Kaz~lar Hakk~nda Rapor", XX. KST I, Ankara 1999, 131 vd.

16 Akdeniz 1996, 233 vd. Havzan~ n bu kesiminde ~ükrü Tül taraf~ ndan Lisans Tezi haz~rlamak amac~yla bir çal~~ma yap~lm~~t~r; ~.Tül, Büyük Menderes Ovas~nda Prehistorik Yerlesimler, Ankara Üniversitesi, DTCF Lisans Tezi, 1981.

I I Gebel 1984, 29 vd.;Voigtlander 1983, 5 vd.; Gödecken 1988, 307 vd.; Schattner 1992, 369; Ayr~ca Miletos kaz~~ sonuçlar~~ için bkz: V. von Graeve, "Milet 1991", IstM~ tt 42 (1992), 97

(4)

4 ENG~N AKDEN~Z

do~al yollarla bat~ya uzanan ticaret a~~n~ n kilit noktalar~ndan biri durumun-daki Miletos, Büyük Menderes'in getirdi~i alüvyonlar nedeniyle denizden ki-lometrelerce içeride kalm~~t~r. Miletos'un ve hemen güneyindeki Didyma'-n~n bilinen prehistorik tabakalar~, havzadaki di~er kaz~~ merkezlerine oranla çok k~s~ tl~d~r. Buna kar~~n özellikle M.Ö. II. biny~l hakk~nda önemli bilgiler içermektedir. Miletos kaz~~ ekibinin ve öteki Alman bilim adamlar~n~n çev-rede sürdürdükleri yüzey ara~t~rmalar~, hiç bilinmeyen A~a~~~ Menderes Hav-zas~~ Prehistoryas~ 'n~n Ege Neolitik Ça~~'na kadar uzand~~~n~~ göstermi~tir. Yine bir Alman ara~t~rmac~~ olan Peschlow-Bindokat'~n Bafa Gölü çevresinde yürütttü~ü çal~~malar da Bafa Gölü'nün prehistorik aç~dan ilginç birikimlere sahip oldu~unu belgelemi~tir'2.

Kaz~~ ve ara~t~rmalar sonucunda havzan~n kültürel yap~lanmas~~ belirgin-le~meye ba~lam~~sa da yay~l~m~~ tam olarak anla~~lamam~~ur. Bunun en büyük sebebi kaz~~ ve yüzey ara~urmalar~mn birbirini tamamlar nitelikte, yani ortaya ç~kan tarihsel bo~luklar~~ ve problemleri çözecek ~ekilde planlanmamas~, sa-dece s~n~rl~~ bir co~rafyan~n durumunu yans~ tmas~~ ve böylece çözümlenmesi gereken sorulara cevap verememesidir. Havzay~~ co~raf~~ oldu~u kadar kültü-rel aç~dan da bir bütün olarak de~erlendirip sonuca ula~may~~ amaçlayan tek çal~~ma Marchese taraf~ndan gerçekle~tirilmi~tir. Marchese'nin çal~~mas~nda havzan~n kaplad~~~~ co~rafyan~ n tümü olmasa da orta ve a~a~~~ kesimlerinin erken dönemlerden Antik Ça~lar'~ n sonuna kadar uzanan kültürel yap~lan-mas~~ bir zincirin halkalar~~ ~eklinde, birbiriyle ili~kilendirilerek incelenmi~tir. Ancak, Marchese'nin arazi çal~~mas~~ yapmamas~~ ve eserinde havzan~n yukar~~ kesimlerine gerekti~i ölçüde de~inmemesi havzan~n çe~itli dönemlerdeki kültürel bütünlü~ünün ya da farkl~l~~~n~n alg~lanmas~m engellemi~tir

vd.; V. von Graeve, "1992 Milet Çal~~malar~", XV. KST II, Ankara, 1994, 83 vd.; V. von Graeve, "1993 Y~l~~ Milet Çal~~malar~", XVI. KST I, Ankara, 1995, 405 vd.; V. von Graeve, "1994/95 Y~l~~ Milet Çal~~malar~", XVIII. KST I, Ankara, 1997, 529 vd.

12 Peschlow-Bindokat 1996 1 vd.; Peschlow-Bindokat, 1999, 461 vd. Peschlow taraf~ ndan bu

resimler hakk~ nda de~i~ik tarihlendirmeler yap~ lm~~, hatta M.Ö. VIII, biny~ la tarihlendirilmi~lerdir. Resimler üzerinde yap~ lacak teknik analizler resimlerin tarihlendirilmesine yard~mc~~ olabilir. Metinde de belirtti~imiz gibi bu çal~~mam~zda -daha erkene tarihlendirilebilece~i ihtimalini de göz ard~~ etmeden- resimleri ~imdilik Geç Neolitik Ça~~ içerisinde de~erlendirmeyi uygun bulduk. Peshlowla yapt~~~ m~z ki~isel görü~mede ise bu resimlerin Erken Kalkolitik Ça~'a ait olabilece~i Peshlow taraf~ ndan dile getirirmi~tir. Verdi~i bilgiler için kendisine te~ekkür ederim.

(5)

PREH~STOR~K YERLE~~M DOKUSU:

Büyük Menderes Havzas~'nda 129 merkezde prehistorik dönemlere ait kal~nt~lara rastlanm~~t~ r. Yörenin prehistorik dönemdeki kültürel yap~s~ na ~~~ k tutacak merkez say~s~ n~n oldukça yüksek olmas~ na kar~~n, bunlar~ n co~-rafi ve tarihsel da~~l~ m~nda bir düzensizlik söz konusudur. Yerle~imlerin bü-yük ço~unlu~u, özellikle Geç Kalkolitik Ça~'dan itibaren havzan~n yukar~~ kesimlerinde yo~unla~maktad~r. Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'ndan uzak-la~~p ovaya inildikçe yerle~im say~s~ ndaki azalma iyice belirginle~ir. Ara~t~r-malar sonucunda Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda 76, Orta Büyük Men-deres Havzas~'nda 40, A~a~~~ Büyük MenMen-deres Havzas~ 'nda ise 13 prehistorik yerle~im ya da buluntu merkezi saptanm~~t~r. Ancak bu say~, özellikle Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'nda yeni bulunan merkezlerle her geçen gün art-maktad~r".

Demir Ça~~ öncesindeki yerle~im say~s~~ co~rafi kesimler d~~~ nda tarihsel dönemlerde de de~i~im göstermektedir. En fazla yerle~imin belgelendi~i evre Erken Tunç Ça~~~ II'dir. Bu dönemde 81 merkezde arkeolojik kal~ nt~~ saptanm~~t~r. Bunlardan 4'ü A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda, 18'i Orta Büyük Menderes Havzas~'nda, 57'si ise Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda yer almaktad~r. Erken Tunç Ça~~~ II'yi 56 merkezle Geç Tunç Ça~~'n~n ilk ev-resi izler. 56 merkezin 7'si A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~ 'nda; 16's~~ Orta Büyük Menderes Havzas~'nda; 33'ü Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'ndad~r. S~ralamada üçüncü s~rada Orta Tunç Ça~~~ vard~r. Orta Tunç Ça~~'na ait ka-l~nt~lar~n 4'ü A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda; 10'u Orta Büyük Menderes Havzas~'nda; 28'i Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda olmak üzere 42 merkezdedir. Erken Tunç Ça~~~ III'de say~~ yakla~~k olarak Orta Tunç Ça~~~ ile ayn~d~r. Bu döneme ait kal~nt~lar 40 merkezde saptanm~~t~r. Bunlardan 4'ü

14 Burada belirtti~imiz 129 yerle~im taraf~m~zdan Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü'ne ba~l~~ olarak tamamlanan Büyük Menderes Hayzasi'mn Demir Ça~~~ öncesi Kültürleri, (~zmir, 1999) ba~l~kl~~ doktora tezindeld verilere dayanmaktad~r. Bu say~~ özellikle Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda henüz yay~nlanmayan çok say~da yerle~imle artmaktad~r. Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda, Çivril çivar~ndalti höyükler hakk~nda verdi~i bilgilerden ötürü arkeolog Hakan Kaleye te~ekkür ederim. Ayr~ca Müze Müdürlükleriyle Kültür ve Tabiat Varl~klar~ n~~ Koruma Müdürliikleri taraf~ndan yap~lan çal~~malarla Denizli Ac~payam Garg~n Höyük, Corum Höyük, P~narba~~~ Höyük, Ba~ard~~ Höyük-Yu~~ Höyük, Kelerlik Höyük, Çivril Alan Höyük, Ç~lul~~ Höyük, Gümü~su Höyük, Serinhisar Sar~~ Höyük, Çardak Gölcük Höyü~ü, Bozkurt Yeniba~lar Höyü~ü, Sarayköy Kocahöyük, Merkez Baklan Höyük ve Kodare Höyüklerin varl~~~~ tespit edilmi~tir. Bu höyükler hakk~nda verdi~i bilgilerden dolay~~ Prof.Dr. Abdullah Yaylal~'ya te~ekkür ederim.

(6)

6 ENGIN AKDEN~ Z

A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda; 19'u Orta Büyük Menderes Havzas~~ 'nda; 17'si Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'ndad~ r. Geç Tunç Ça~~'n~ n II. evresindeki merkez say~s~~ 36'd~ r. Bu 36 merkezin 7'si A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda; 15'i Orta Büyük Menderes Havzas~'nda; 14'ü Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'nda yer almaktad~ r. Yerle~im say~s~~ aç~s~ndan Geç Tunç Ça~~~ II. dönemini 30 merkezle Geç Kalkolitik Ça~~ izler. Bu döneme tarihle-nen merkezler A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda 3; Orta Büyük Menderes Havzas~'nda 15 ve Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'nda 12'dir. Erken Tunç Ça~~~ I'deki merkez say~s~~ ise 26'd~ r. Bunlardan 5'i A~a~~~ Büyük Menderes Havzas~'nda; 12'si Orta Büyük Menderes Havzas~ 'nda; 9'u Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'ndad~r. Havzan~n di~er dönemlerindeki merkez say~s~~ ken Tunç Ça~~~ II, Geç Tunç Ça~~~ I, Orta Tunç Ça~~, Geç Tunç Ça~~~ II ve Er-ken Tunç Ça~~~ I'e oranla oldukça dü~üktür. Geç Neolitik Ça~'da A~a~~~ Menderes Havzas~'nda 3; Orta Büyük Menderes Havzas~'nda 5, Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'nda 2 olmak üzere toplam on merkez saptanm~~t~r. Hav-zada buluntu merkezi say~s~n~n en az oldu~u dönem Erken-Orta Kalkolitik Ça~lar'a aittir. Erken-Orta Kalkolitik Ça~'da 4 merkez (A~a~~~ Büyük Mende-res Havzas~'nda 3, Yukar~~ Büyük MendeMende-res Havzas~ 'nda 1) saptanm~~t~r.

Yukar~da, havzan~n Demir Ça~~ öncesindeki yerle~imleri say~sal üstün-lü~e dayal~~ olarak incelenmi~tir. Çal~~mam~z~ n bundan sonraki k~sm~nda bu yerle~imler ve dolay~s~yla kültürel özellikler tarihsel bir s~rayla ele al~nacakt~r. Havzada üzerinde baz~~ ku~kular devam etmesine kar~~n ~u an için en er-kene tarihlenebilecek kal~nt~lar Be~parmak Da~lar~'ndaki kaya s~~maldarm-daki resimlerdir. Be~parmak resimlerine ilaveten, çakmakta~~~ buluntular~~ ile dikkat çeken Çine-K~z~lta~, Neolitik Ça~'dan da önceye inebilecek merkezler olabilir's. Bu merkezlerdeki kültürel yap~lanman~n daha iyi yorumlanabil-mesi için sistemli ara~t~rmalara ihtiyaç vard~r. Be~parmak resimlerinin kesin tarihlemesi bile henüz yap~lamam~~, çe~itli tarihleme önerileri getirilmi~tir 16.

15 Akdeniz 1996, 240, 241; Peschlow-Bindokat 1996, 17 vd.; 1999 463 vd. K~z~lta~'ta yüzeyde

dikkat çeken çok miktardaki çakmakta~~~ parçalar~n~ n gerçekten prehistorik ça~lara ait oldu~unun saptanmas~~ için konunun uzman~~ bilim adamlar~~ taraf~ ndan ayr~ nt~l~~ çal~~malara ihtiyaç vard~r. Bilindi~i gibi Anadolu'nun baz~~ yörelerinde modern zamanlarda kullan~lan döven b~çaklar~= prehistorik çakmakta~lanyla kar~~ur~ld~~~~ da olmu~tur.

15 C. Gerber, Be~parmak yöresinde duvarlar~~ resim içermeyen, ancak zemininde çanak

çömlek parçalar~n~n bulundu~u yeni bir ma~aradan söz etmektedir. Henüz yarmlanmayan bu parçalar Neolitik Ça~~n geç evrelerine ait olmal~d~r. Verdi~i bilgiler için C. Gerber'e te~ekkür ederim.

(7)

Bu çal~~mam~zda, Be~parmak kaya s~~~naklar~~ da daha erkene indirme ihti-malini de göz önüne almakla birlikte ~imdilik ihtiyatla yakla~~larak Geç Ne-olitik Ça~~ merkezleri aras~ nda gösterilmi~tir. Be~parmak da dahil olmak üzere Geç Neolitik Ça~'daki 10 merkez havzan~n a~a~~~ ve orta kesimlerinde yo~unla~maktad~r. Bunlardan bir k~sm~~ DidimMiletos çevresinde, deniz k~y~ -s~nda ya da yak~n~nda yer almaktad~ r. Bu döneme ait buluntular içeren kaz~~ sadece Aphrodisias'da gerçekle~tirilmi~tir". Kaz~lan alan 5 m.`ye yak~n bir deposit olmas~na kar~~ n yeterince bilgi edinilememi~tir. Aphrodisias bu dö-nemden sonra bir süre terk edilmi~tir. Bunun sebebi bilinmemekle birlikte Joukowsky de dahil olmak üzere baz~~ ara~t~rmac~lar taraf~ndan kuzeybat~dan yap~lan göçlerle aç~klanmaya çal~~~lm~~t~rls. Fakat sonraki dönemlere ait bu-luntular da kuzeybat~~ kültürünün etkisini yans~tacak veriler yoktur. Bu ne-denle yerle~imdeki bo~lu~u do~al faktörlere ba~lamak ~u an için en tutarl~~ görü~~ olacakt~ r.

Erken ve Orta Kalkolitik Ça~'avi ait buluntular içeren dört merkez sap-tanm~~~ ve bunlar da A~a~~~ Büyük Menderes'deki yerle~imlerdir. Bunlarda Erken Kalkolitik Ça~'a dair bir ku~ku olmamakla birlikte Orta Kakolitik Ça~-'da kesin olarak yerle~imin olup olmad~~~~ ku~kuludur. Orta Kalkolitik Ça~~ varl~~~~ halen tart~~ma konusu olan bir süreçtir. Ancak Büyük Menderes Hav-zas~'mn yak~n~ndaki Kuruçay Höyü~ü'nün 6A-4 tabakalar~~ aras~nda ele geçen çanak çömlek buluntular~, Anadolu'nun di~er baz~~ yöreleri için kabul edilen Orta Kalkolitik Ça~~ kavram~ n~ n Büyük Menderes Havzas~ 'ndaki baz~~ kronolojik bo~luklar~~ doldurabilece~ini ortaya koymaktad~r20. Böylece, El-mal~~ yöresi, Eski~ehir-Kütahya çevresi, Orta Anadolu'nun güneyi, Trakya ve Güneydo~u Anadolu için kullan~lan Orta Kalkolitik dönemini havza için de uygulayabiliriz. Orta Kalkolitik kabul edildi~i taktirde tüm Güneybat~' n~n ol-du~u gibi havzan~n da Geç Kalkolitik ve öncesi tabakalar~n~n tarihleri yeni-

17 Joukowsky 1987, 32 vd. 18 Joukowsky 1986a, 166.

1° Erken Kalkolitik Ça~ dan sonra gelen evi-e uzun y~llar boyunca Geç Kalkolitik ad~yla an~lm~~ur. Ancak son zamanlarda Erken ile Geç Kalkolitik aras~ nda Orta Kalkolitik olarak adland~r~lan bir evrenin varl~~~~ kabul edilmektedir. Bat~~ ve Orta Anadolu genelinde dü~ünüldü~ünde bu evrede yaln~zca çanak çömlek özelliklerinde de~il ayn~~ zamanda s~n~rl~~ olmakla birlikte yerle~imlerin boyut ve tiplerinde de bir de~i~imin ya~and~~~~ anla~~lmaktad~r. C.Eslick, "Middle Chalcolithic Pottery from Southwestern Anatolia", AJA 84 (1980), 5 vd.; M. Mellink, "Anatolian Chronology", Chronologies in Old World Archaeology, Vol. 1, (Ed. R.W.Ehrich), Chicago/Londra, 1992, 207 vd., Tablo 2.

(8)

8 ENGIN AKDEN~ Z

den gözden geçirilmeli, özellikle Geç Kalkolitik Ça~'~n tarihi daralt~larak bir bölümü Orta Kalkolitik içerisinde de~erlendirilmelidir. Beycesultan kaz~c~la-r~n taraf~ndan önerilen ve üzerindeki soru i~aretlerinin halen kaybolmad~k.' Geç Kalkolitik için verilen 2000 y~ll~k zaman dilimi de böylelikle daralt~lm~~~ olunacakur21.

Geç Kalkolitik Ça~'da tüm Bat~~ Anadolu'da oldu~u gibi havzada da yer-le~im say~s~~ artarak 30'a ula~~r. Bu dönemden itibaren havza kültürü kendine özgü özellikler sergilemeye ba~lar. Geç Kalkolitik yerle~imlerin en ünlüsü hiç süphesiz Beycesultan'd~r. Beycesultan bu dönemde yaln~z Güneybat~~ Anado-lu'nun de~il tüm Bat~~ Anadolu ve Ege Havzas~'n~n ba~l~ca yerle~imlerinden biridir. Beycesultan'da Geç Kalkolitik yerle~imin son derece küçük bir bö-lümü kaz~lm~~~ olmas~na kar~~n ele geçen buluntular "Beycesultan Geç Kalko-litik Kültürü" olarak adland~r~lan bir kültürle kar~~~ kar~~ya oldu~umuzu gös-termektedir. Bu kültürün en iyi gözlemlendi~i maddi buluntular çanak çöm-leklerdir. Beycesultan d~~~nda Kusura ve Aphrodisias kaz~lar~nda ve yüzey ara~t~rmalar~nda oldukça geni~~ bir sahada bulunan bu çanak çömle~in ba~-l~ca özelli~i formlar~n~n yan~nda siyah zemin üzerine beyaz boya bezemesi-dir. Güneybat~~ Anadolu d~~~nda Akhisar-Manisa yöresi ba~ta olmak üzere Ku-zeybat~~ Anadolu, baz~~ Ege Adalar~~ da bu türde çanak çömle~in ele geçti~i merkezlerdir22. Beycesultan Geç Kalkolitik Kültürü çanak çömle~in yan~s~ra metal i~çili~inde de kendinden söz ettirir. Beycesultan'~n XXXIV. tabakas~ -n~n metal buluntular~~ bir kavanoz içerisine konulan i~ne, keski, biz, t~~~ ve

21 Lloyd-Mellaart 1962, 18 vd., Fig. 3. Beycesultan'da Geç Kalkolitik tabakalar XL-XX

aras~ na aittir. Bu tabakalar küçük höyü~ün güneybat~~ kö~esinde yer alan SX sondaj~nda saptanm~~t~r. Ancak XL. tabakada arkeolojik herhangi bir buluntu ele geçmerni~tir. Beycesultan kanolar' Geç Kalkolitik için her 20 tabakaya yakla~~ k 100'er y~ll~k tarihler vererek neredeyse 2000 y~ll~k kabul edilmesi zor bir tarih önermektedir. Mellaart'~n görü~ünün temelinde Hac~lar kültürünün hemen ard~ndan Beycesultan kültürünü ba~latmak, dolay~s~yla kültürel bir devaml~l~ k prensibi yatmaktad~r. Beycesultan'dan al~nan az say~daki C14 tarihlemesi de Mellaart'~n görü~ünü desteklemememektedir. Mellaart Beycesultan'~n Geç Kalkolitik tabakalar~n' "...uzun süre ya~anm~~~ ancak geli~mesi yava~" bir evre olarak nitelemekteyse de bu tarihlemenin en az~ndan bir k~sm~n~n Orta Kalkolitik Ça~~ içerisinde yer almas~~ gerekmektedir.

22 A.Furness, "Some Early Pottery of Samos, Kalimnos and Chios", PPS 22 (1956), Fig.8:4,

9:7, 6; Lloyd-Mellaart 1962, 106.; D.French, "Early Pottery Sites from Western Anatolia", Bulletin of the Institute of Archaeology 5 (1965), 15 vd.; D.French, "Prehistoric Sites in Northwest Anatolia II, The Bal~ kesir-Akhisar-Manisa Areas", AS 29 (1969), 59; J.D.Evans-C.Renfrew, Excavations at Saliagos near Antiparos, Oxford, 1968, Fig. 31.2, 32.1, 33.5-7, 57.11,19, 39.6, 40.14-19, 42, 43, 45.1-5.

(9)

b~çak a~~zlar~ndan olu~maktad~r23. On bak~r parçadan dü~ük oranda arsenik içeren ikisi, arsenik katk~l~~ bak~r~n bu dönemden itibaren havzada üretildi-~ini kan~ tlamaktad~ r. Beycesultan ile hemen hemen ça~da~~ bir yerle~imin belgelendi~i Pekmeztepe Açma 2, tabaka VIIIa'da metal buluntular ele geç-mi~tir". Kuruçay'~n Geç Kalkolitik Ça~~ 6A tabakas~~ metal buluntulanyla bir-likte" Bat~~ Anadolu'daki en eski metal eser gruplar~ndan birisini olu~turan bu örneklerin Büyük Menderes Havzas~'nda bulunmas~~ hiç ~üphesiz havza-n~n belirginle~meye ba~layan kültürel yap~s~ndan ve zengin maden rezervin-den kaynaklanmaktad~r26. Geç Kalkolitik Ça~'~n son evresinde Beycesultan-'da Megaron planl~~ yap~lar ortaya ç~kar. Bu yap~lar AnadoluBeycesultan-'da bilinen en erken megaron örnekleridir22. Geç Kalkolitik Ça~'a ait tabakalann saptan-d~~~~ di~er bir merkez Kusura A'd~r. Ayr~ca son kaz~~ raporlar~nda Miletos'da Geç Kalkolitik Ça~'a kadar inildi~i bildirmekteyse de Kusura gibi Miletos'un da bu dönem tabakalar~~ tart~~~labilir28. Kusura ve Aphrodisias'~n çanak çöm-lek buluntular~~ ise yerle~imlerin kendine özgü bir kültür olu~turdu~unu is-pat edecek yo~unlukta de~ildir. Genel olarak bu yerle~imlerin Beycesultan Geç Kalkolitik kültürünün etkisinde kald~~~~ söylenebilir. Kusura'n~n A me-zarl~~~~ çanak çömlek buluntular~~ da Göller Bölgesi'yle bir etkile~imi belgeler.

Elimizdeki kan~tlara göre Büyük Menderes Havzas~~ Erken Tunç Ça~~~ I Kültürü'nün yerel Geç Kalkolitik Ça~, özellikle de Geç Kalkolitik Ça~~ IV Kültürü'nden türedi~i söylenebilir. Erken Tunç Ça~~~ I'e kültürel bir kesinti olmaks~z~n ula~~lm~~t~r. Ne Beycesultan ne de Aphrodisias'da böyle bir kesin-tiden söz edilmez. Bu durum çanak çömlekde kolayl~kla gözlenmektedir.

23 Lloyd-Mellaart 1962, 280-283, P1.11, Fig.F.8; P. de. Jesus, The Development of Prehistoric Mining and Metallurgy in Anatolia, BAR International Series 74 (i,ii), Oxford, 1980,

76; J.Yakar, "Regional and Local Schools of Metalwork in Early Bronze Age Anatolia, Part I", AS 34 (1984), 64.

24Buluntular Pekmeztepe Açma 2, tabaka VIIA, VIID, VIIC ve VII'de ele geçmi~tir. Joukowsky 1986a, 288, Fig.274; Joukowsky 1986b, 379.36, 385.49, 394.27, 400.21, 400.22, 400.15.

23 Duru 2000, 58.

26G.Budanur, MTA Enstitüsü nce Bilinen Türkiye Yeralt~~ Kaynaklar~~ Envanteri, Ankara,

1977, 19, 20, 45, 46, 108, 169, 170; MTA verilerine göre havzadaki demir yataklar~. Ayd~n Bozdo~an-Alunta~, Genzile, Çine-Akçaova Buca~~ , Karpuzlu Buca~~t~merler Köyü, Mutaflar Köyü, Çatak Köyü, Karacasu-Selti Köyü, Yaz~r Köyü, Eymir Köyü, Germencik-Çamköy, Nazilli-Gireniz Köyü, Söke-K~z~l~~~k Köyü, Ba~aras~~ Buca~~-Çavdar Köyü, Denizli Kara Köyü, Manast~r, Tavas-Uzunp~nar Köyü, bak~r yataklar~: Ayd~n Söke-Yaylaköy, Denizli Çal Bakla Köyü, Selçekli Köyü, Çivril Koçak, Sarayköy K~ranyeri, Tavas K~z~lcabölük, gümü~~ yataklar~: Denizli I~~kh ve çevresinde bulunmaktad~r.

27 Naumann 1975, 357.

(10)

10 ENGIN AKDEN~Z

Beycesultan'~n XX/XIX tabakalar~ n~n çanak çömle~i, Geç Kalkolitik Ça~'-dan Erken Tunç Ça~~~ I'e geçi~i yans~ tmaktad~r. Bu nedenle, Beycesultan'~n XX/XIX. tabakalar~~ Geç Kalkolitik Ça~~ Kültürü'nden Erken Tunç Ça~~~ I Kültürü'ne geçi~~ olarak de~erlendirilmelidir. Havzamn Erken Tunç Ça~~~ I kültürü, hav~a d~~~ nda Güneybat~~ Anadolu'da geni~~ bir alana yay~lm~~ur. An-cak, bu yay~l~m önceki Geç Kalkolitik Ça~~ ve sonraki Erken Tunç Ça~~~ II'ye oranla s~n~rl~d~r. Büyük Menderes Havzas~~ Erken Tunç Ça~~~ I Kültürü'nün etkisi Marmara Denizi'nin güneyi, E~ki~ehir-Kütahya yöresi, yo~un bir bi-çimde Afyon yöresi, Gavurtepe ba~ta olmak üzere Akhisar-Manisa yöresi, El-mal~~ yöresi ve Göller Bölgesi'ne uzanm~~ur. Ege Adalar~'nda Geç Kalkolitik Ça~'daki yo~un Beycesultan etkisi bu evrede azal~r?).

Yukar~da da belirtildi~i gibi Erken Tunç Ça~~~ I Kültürü havzan~n Geç Kalkolitik Ça~~ Kültürü'nden türemi~tir. Bu dönemde yerle~ilen höyük say~ -s~nda Geç Kalkolitik Ça~'a oranla küçük bir azalma olmas~ na kar~~n, maddi kültür eserlerinde belirgin bir kalite art~~~~ gözlenir. Böylece, arkeolojide kül-türün geli~iminin yerle~im say~s~n~ n artmas~yla do~ru orant~l~~ oldu~u yönün-deki görü~, Beycesultan Erken Tunç Ça~~~ I ve Geç Kalkolitik Ça~~ örnekleri-nin kar~~la~ur~lmas~yla çürütülmü~~ olur. Her dönemde oldu~u gibi Erken Tunç Ça~~'nda da kültürel geli~imin ekonomik geli~im taraf~ndan destek-lenmi~~ olmas~~ gerekmektedir. Kaz~~ sonuçlar~ndan anla~~ld~~~~ kadar~yla hav-zada bu gereklilik yeterince sa~lanm~~t~r. ~lk kez bu dönemde çok çe~itli et tüketilmeye ba~lan~r. Geç Kalkolitik Ça~'da koyun-keçi eti tüketilmekteyken Erken Tunç Ça~~~ I'de koyun-keçi d~~~nda, geyik, domuz ve s~~~r eti temel protein maddesi olmu~tur. Metal teknolojisindeki geli~me bu zincirin en son halkas~m olu~turmaktad~r. Özellikle Kusura gerek alet say~s~, gerekse çe~itli-li~i aç~s~ndan ayr~~ bir kültür olarak nitelenebilecek boyuttad~r. Dönemin ba~-l~ca madeni bak~rd~r. Bak~ r, -gerçek anlamda- ilk olarak Geç Kalkolitik Ça~-'da kullan~ lmaya ba~lansa da Erken Tunç Ça~~~ I'de bak~rdan araç gereç yapma teknikleri geli~mi~~ ve bak~ra arsenik kat~larak son derece kaliteli eser-ler üretilmi~tir. Bak~m~~ ~s~ uld~~~~ zaman ~slat~lm~~~ kil gibi kolayca ~ekillendiri-lebilmesi ve so~uyunca ta~~ kadar sert olmas~~ tercih edilme sebepleridir. Dö-nemin bir ba~ka özelli~i bak~ra 1/6 oran~nda kalay kar~~t~r~larak "tunç" ad~~

29 T.Efe, "Patterned Reserve-Slip Decoration in the Early Bronze Age of Western Anatolia",

Anatolica 13 (1986), 2; T.Efe-A.Topba~-A.~ lasl~, "Salvage Excavations of the Afyon Archaeological Museum, Part I:Kakl~ k Mevkii, A Site Transitional to the Early Bronze Age", Studia Troica 5 (1995), 3373; S.W.Manning, The Absolute Chronology of the Aegean Early Bronze Age, Sheff~eld, 1995, 74.

(11)

verilen dayan~ kl~~ bir ala~~m~ n üretilmesidir. Arsenik yerine kalay~ n bak~ ra katk~~ maddesi olarak kat~lmaya ba~lanmas~, bilerek ya da bilmeyerek insan sa~l~~~~ üzerindeki olumsuz etkileri de kald~rm~~ur. Görüldü~ü gibi bak~r, bu dönem kültürlerinde çok önemli bir role sahiptir. Havzada birçok yerde ba-k~ r madeni yataklar~n~ n varl~~~~ bilinmektedir. Ancak bu yataklar daha çok ula~~lmas~~ tehlikeli sarp da~larda yer almaktad~r. Bu nedenle, bak~r~~ yataktan ç~karan, yerle~imlere ula~t~ran, eritip bile~enlerinden ay~ran, belki de ihraç eden ve son olarak da i~leyen bir i~~ düzeni kurulmu~~ olmal~d~r. Bu süreç an-cak koordineli bir i~~ bölümüyle a~~labilir. Prehistorik Ça~larda bak~r~~ erit-mek için kullan~lan tek nesne ya~~ a~açlardan elde edilen maden kömürüdür. Bu nedenle havzada metalurjinin h~zl~~ geli~me sürecine girmesinin yöredeki zengin ormanl~k alanlarda kademeli bir azalmaya yol açmas~~ muhtemeldir.

Beycesultan'da Geç Kalkolitik Ça~'da ortaya ç~ kan megaron tarz~ndaki yap~lar Erken Tunç Ça~~~ I'de de devam eder. Bu dönemde yerle~im bir sur duvar~~ ile çevrilmi~tir. Ta~~ temel üzerine kerpiç kullan~larak in~a edilen bu duvar, bölgedeki kar~~~kl~ klar~n bir göstergesidir. Beycesultan tabaka XIX ile birlikte mimaride büyük de~i~imler ba~lar". Yap~~ malzemesi olarak ta~~ kulla-n~lm~~t~ r. Geç dönemlere do~ru ta~~n kullan~m~~ artar. Erken Tunç Ça~~~ I, özel kapal~~ mekanlarda dini merasimlerin yap~lmaya ba~land~~~~ bir evredir. Adeta bir ~ehir görüntüsü kazanan Beycesultan tabaka XVII'deki megaron tarz~ndaki yap~, plan ve içerik aç~s~ndan bir kutsal alan ya da tap~nak olarak de~erlendirilebilirm. Plan~~ evlerden farkl~~ olmayan yap~n~n ön odas~n~n orta kesiminde kil bir yükselti yer al~r. Bu yükselti, komposit bir sunakd~r. Siyah kilden yap~lan sunak, ikiz stelden olu~maktad~r. ~kiz stel, çifte tanr~~ dü~ünce-sinin somutla~ur~lm~~~ ~eklidir". Steller aras~nda s~v~~ adaldar~~ için bir çukur-luk, önde ise hayvanlar~n kurban edildi~i kilden yap~lm~~~ bir çift kutsal boy-

3° Lloyd-Mellaart 1962, 27.

31 K.Werner, The Megaron During the Aegean and Anatolian Bronze Age, Studies in

Mediterranean Archaeology, yol. CVIII, Jonsered, 1993, 22, 23.

32 Anadolu'da stel gelene~i pekçok yerle~imden bilinmektedir. Erken Tunç Ça

~~ n~ n erken evrelerine tarihlenebilecek Orta Troia I'deki insan yüzlü kabartmal~~ stel ve Prof.Dr. Ersin Do~er taraf~ndan Helvac~ köy-Höyücek'de bulunmu~~ kaz~ma figürlü stel d~~~nda Troia tabaka IV oda 402 ve tabaka V ev 501'de stel benzeri diluneler saptanm~~t~r. Ayr~ca tabaka Vla'daki anteli evin ve tabaka VII'deki kulenin önünde dört adet geni~~ ta~~ sütun bulunmu~tur. Troia d~~~nda Konya Karahöyük, Ali~ar, Kültepe, Alacahöyük, Horoztepe, Pulur, Kuruçay ve Tarsus'da de~i~ik özelliklere sahip steller bulunmu~tur. Blegen ve di~erleri 1951, 144, 258; Yakar 1974, 151; E.Do~er, "Helvac~köy-Hoyf~cek'de Bulunmu~~ Kaz~ ma Figürlü bir Stel", Ege Üniversitesi Arkeoloji Dergisi III, 1995, 61 vd. Prof. Dr. Ersin Do~er'e verdi~i bilgiler için te~ekkür ederim.

(12)

12 ENG~N AKDEN~Z

nuz bulunmaktad~ r. Beycesultan XVII. tabaka megaronunun en önemli özelli~i ilk dini yap~lardan biri olmas~d~r". Yap~n~n ölçüleri bir grubun toplu olarak ibadet yapmas~n~~ sa~layacak ölçülerdedir. Böylece, Geç Kalkolitik Ça~' da evlerde ya da aç~k havada sürdürülen dinsel aktivitelerin, bu dönemden itibaren özel mekanlara kayd~r~ld~~~~ ve bir düzenleme yap~ld~~~~ anla~~lmak-tad~r. Ayr~ca toplumda dinsel törenlerden sorumlu bir s~n~f olu~mu~tur. An-cak bu s~n~fa dahil olan insanlar~n, yani rahiplerin yönetim ile ba~lant~s~~ bi-linmemektedir. Buna kar~~n sunak odas~n~n gerisindeld odaya rahip odas~~ ad~~ verilmi~tir. Önceki dönemlerdeki gerçekçi idollerin aksine Erken Tunç Ça~~'nda tümüyle soyutla~m~~~ özellikteki mermer idoller üretilmeye ba~la-n~r". Bu yap~daki rahip odas~n~n içinde çok say~da keman (violin) formlu idol, metal e~yalar, çe~itli kaplar ve da~~ kristaliyle mermerden yap~lm~~~ havan ile dibek ele geçmi~tir. Beycesultan ve Kusura'da ele geçen, ana tanr~çay~~ ifade etti~i anla~~lan bu idoller ve ortaya ç~kar~lan kutsal alanlar, havra top-lumlar~nda dini inançlar~n yeniden ~ekillenmeye ba~lad~~~~ görü~ünü destek-lemektedir. Ölü gömme gelenelderi hakk~ndaki bilgiler de dini inan~~lar~n anlas~lmas~nda yard~mc~~ olabilir. Kusura kaz~lar~nda B evresine tarihlenen de~i~ik mezar tiplerine rastlanm~~ t~r". Bu mezarlar, hocker pozisyonunda cesedin yerle~tirildi~i küp mezarlar, gömünün yap~lmad~~~~ küp mezarlar, ta~~ sanduka mezarlar ve toprak mezarlardan olu~maktad~ r. ~skelet ba~~ n~n ve küp a~z~n~n bat~ya çevrildi~i Kusura küp mezarlar~~ bu özellikleriyle Bat~~ Anadolu'daki di~er küp mezarlardan ayr~lmaktad~rlar. Babaköy, Yortan ve Karata~~ mezarlar~nda küplerin a~~z kesimleri ve iskeletlerin ba~lar~~ daima do~uya dönüktür. Güne~in do~u~u esnas~nda güne~~ ~~~nlar~n~n üzerine yan-s~mas~~ ve böylece bir tür yeniden do~u~un gerçekle~mesi için küplerin a~~z-lar~n~n ve dolay~s~yla iskeletlerin ba~lar~ n~n do~uya çevrilmesi dü~üncesi ol-dukça tutarl~~ bir yorumdur. Ancak, Kusura mezarlar~nda oldu~u gibi küple-rin a~~zlar~n~n bat~ya, güne~in batt~~~~ yöne çevrilmesinin yeniden do~u~la hiçbir ilgisi yoktur. Mezarlar~n tümünün ayn~~ yöne çevrili olmas~~ da rastlant~~

33 Gavurtepe'de kaz~~ kapat~lmadan önce sürdürülen son kaz~larda da Beycesultan'da

ortaya ç~kar~lan dini yap~~ ile ça~da~~ bir kutsal alan bulunmu~tur. Gavurtepe kutsal alan~~ Beycesultan'daki örnekle ayn~~ plana sahip olmas~ na kar~~n Beycesultan'daki suna~a burada rastlanmaz. Gavurtepe'deki kutsal alan~n avlusunda koyun-keçi türüne ait hayvan kemikleri ve geyik boynuzlar~mn ele geçmesi kaz~~ ba~kan~n~n da belirtti~i gibi hayvan kurban edildi~ini akla getirmektedir. R.Meriç, "1992 Y~l~~ Ala~ehir Kaz~~ Raporu", XV. KST II, Ankara 1995, 422 vd.

34 Lamb 1937, 28, 29,50, Fig. 11:5; Lamb 1938, 251, 266, Fig. 17:1-4; Lloyd-Mellaart 1962,

Fig.F.1-12.

(13)

ihtimalini ortadan kald~ rmaktad~r. Dolay~s~yla, Bat~~ Anadolu küp mezarlar~~ içerisinde farkl~~ yöne çevrili tek küp mezarl~k olan Kusura B mezarlar~n~n, de~i~ik bir dini inan~~la ilgisi olabilir. Kusura'ya çok yak~ n ço~rafyada yer alan Beycesultan'da ise bu döneme tarihlenecek mezarl~k bulunamam~~t~ r. Beycesultan'da Geç Kalkolitik Ça~'da ba~layan ve küçük çocuklar~n intra mural ~ekilde çömlekler içerisine konmas~ ndan olu~an gömü tarz~~ Erken Tunç Ça~~~ I'de de devam eder. Ancak, bu mezar ~ekli sadece çocuklara özgü oldu~undan yeti~kinlerin gömüldü~ü ayr~~ bir mezarl~k olmal~d~r.

Erken Tunç Ça~~~ I'de üretilen pi~mi~~ toprak kaplar kaliteli eserlerdir. Formlar aras~ nda çanaklar, küçük testi ve kavanozlar ba~l~caland~r36. En çok k~rm~z~~ ve parlak astar kullan~ lm~~t~r. Kap formlar~~ genelde Geç Kalkolitik Ça~~ örneklerine benzemesine kar~~n bal~k pulu motifi ve barbotin tekni~i ilk kez bu dönemde ortaya ç~kar.

Erken Tunç Ça~~~ II'ye gelindi~inde havzan~n kültürel yap~lanmas~nda önemli de~i~imler gözlenir. Büyük Menderes Havzas~~ Erken Tunç Ça~~~ II kültürünün Kuzeybat~~ Anadolu Erken Tunç Ça~~~ I kültüründen etkilendi~i kesinlik kazanm~~~ bir teoridir. Yapt~~~m~z yüzey ara~t~rmalar~nda da bu te-oriyi destekleyecek veriler saplanm~~ur. Troia I'in y~k~l~~~m izleyen süreçte kuzeybat~daki baz~~ yerle~imler terk edilmi~~ ve burada ya~ayan toplumlar gü-neye-güneydo~uya do~ru yay~ lm~~lard~r. Bu yay~l~m alan~~ içerisinde Güney-bat~~ Anadolu'nun ve özellikle Büyük Menderes Havzas~'n~n da bulundu~u anla~~lmaktad~ r. Böylece, Kuzeybat~~ Anadolu Erken Tunç Ça~~~ I Kültürü, havzaya Erken Tunç Ça~~~ II'de ula~m~~~ ve yerli kültürle birle~erek sentez ya-p~da yeni bir kültür olu~mas~ na neden olmu~tur. Bu sentez kültür içerisinde Beycesultan'~ n yan~~ s~ra Kusura da kendine özgü eserler meydana getiren önemli bir kültür durumuna eri~ir. ~ki kültürün yay~l~ m sahalar~~ birbirleriyle çak~~makta, özellikle Beycesultan'~n etkisi çok geni~~ bir co~rafyada hissedil-mektedir. Erken Tunç Ça~~~ II Beycesultan Kültürü, kuzeyde Afyon yöresi, kuzeybauda U~ak, güneybat~da Göller Bölgesi, s~ n~rl~~ olarak Elmal~~ yöresi ve Eski~ehir yöresine kadar yay~lm~~ur37. Bu kültürün bat~daki en uç noktas~~ Samos Adas~d~r. Adadaki Heraion II ve Tigani yerle~imleri, Beycesultan ta-baka XIIIa'n~ n çanak çömlek özelliklerini sergilemektedir. Kusura Kültürü ise daha s~ n~rl~~ bir yay~l~m alan~n~~ kapsar. Beycesultan'~n aksine bu kültür

36 Yakar 1985, 163.

"Lloyd-Mellaart 1962, 181; French 1968, 36, 38; C.Renfrew, Emergency of Civilization : The Cyclades and the Aegean in the Third Millenium B.C., Londra, 1974, Fig.20/1,2,3,4.

(14)

14 ENGIN AKDEN~Z

kuzey ve kuzeybat~da görülmez. Kusura Kültürü'nün Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'ndan Isparta yöresine kadar uzanan alanda etkisi belgelenmi~tir. Beycesultan ve Kusura Kültürü'nün yay~l~m sahalar~, Erken Tunç Ça~~~ I'de azalan bölgesel ili~kilerin Erken Tunç Ça~~~ II'de yeniden artmaya ba~lad~~~n~~ göstermektedir.

Erken Tunç Ça~~~ II'de yerle~im say~s~nda büyük bir art~~~ meydana gelir. Havzada tüm prehistorik Ça~lar boyunca en fazla yerle~im bu döneme aittir. A~a~~~ Büyük Menderes'de 6, Orta Büyük Menderes'de 18, Yukar~~ Büyük Menderes'de 57 olmak üzere 81 yerle~imde iskan saptanm~~t~r. Erken Tunç Ça~~~ II'de özellikle Yukar~~ Büyük Menderes'deki yerle~im say~s~ n~ n art~~~~ dikkat çekicidir. Bu art~~, Kuzeybat~~ Anadolu'dan gelen göçlerin rotas~n~n Yukar~~ Büyük Menderes'den geçti~ini ve göçmenlerden en az~ndan bir k~s-m~ n~n daha çok Yukar~~ Menderes Havzas~'m yurt olarak ~eçtiklerini akla ge-tirmektedir. Orta Büyük Menderes'deki Dandalas Vadisi'nde yer alan Aph-rodisias'da bu dönemde önemli bir de~i~im gerçekle~mi~, Pekmeztepe bi-linmeyen bir sebeple terk edilmi~~ ve yerle~im Akropolis'e ta~~nm~~t~r.

Kuzeybat~~ Anadolu'dan gelen ve sentez bir kültür olu~umuna neden olan bu göçleri en iyi anlatan buluntular çanak çömleklerdir. Havzada çark yap~m~~ ve pembe astarl~~ mallar ilk kez bu dönemde kullan~lmaya ba~lanm~~-t~ r. Ancak, elde üretilmeye devam edilen pek çok form vard~r. El yap~m~~ kap-lar~ n kalitesi çarkda yap~lanlara oranla daha yüksektir. Bu dönemde çift kulplu içki kaplan (depaslar), tankart türü kaplar, gaga a~~zl~~ kaplar, içe dö-nük a~~z kenarl~~ kaideli çanaklar, içe çekik a~~z kenarl~~ makara kulplu çanak-lar ve de~i~ik bezeme ~ekilleri (beyaz boya, kaz~ma bezeme) ortaya ç~kar. Bu eserler Beycesultan, Aphrodisias ve Kusura kaz~lar~nda Erken Tunç Ça~~~ II, Troia'da ise Troia I sonu ve II. tabakada bulunmu~tur. Havzada bu dönemde Troia d~~~nda Yollan türü mallar da görülmeye ba~lamr. Özellikle Beycesul-tan tabaka XV, XIV, XIII ve Aphrodisias buluntulan YorBeycesul-tan'~n A s~n~f~~ malla-r~ na benzer". Bu dönemde yöresel bir kültür haline gelen Kusura oldukça önemli bir çanak çömlek üretim merkezidir". Kendi ad~yla an~lan ve metalik formlar~~ taklidden türedi~i anla~~lan kaplar, havzan~n en güçlü yerle~imi Beycesultan'da da bulunmu~tur. Bu kaplar~n formlar~mn metal örneklerin

38 Lloyd-Mellaart 1962, 181, Fig.P.41; T.Kamil, Yortan Cemete~y in the Early Bronze Age

of Western Ana taha, BAR

International Series 145, Oxford, 1982, 64, 76.

(15)

kopyas~~ oldu~u kabul edilirse Kusura'da geli~mi~~ bir metal okulundan söz etmek gerekecektir. Ancak kaz~larda ele geçen metal eserler bu dü~ünceyi destekleyecek verilerden yoksundur. Kaz~larda bak~r eserlerin yan~~ s~ra tunç-dan yap~lma süs e~yalar~, aletler ve silahlar da bulunmu~tur. Bu dönemin Ku-sura için bir ba~ka özelli~i kendi ad~yla an~lan idol tipinin ortaya ç~km~~~ ol-mas~d~r 4".

Beycesultan Erken Tunç Ça~~~ II tabakalar~~ dönemin mimari özellikleri hakk~nda önemli bilgiler içermektedir. Bu dönemin ilk yerle~imini olu~turan tabaka XVI'da hem sivil hem de dini mimariye yönelik kal~nt~lar saptanm~~-t~ r'". Bu tap~naklar y~k~ld~ktan sonra yeni tap~na~~n da ayn~~ yere in~a edil-mesi özellikle Mezopotamya kültürlerinde bilinen bir uygulamad~ r. Daha önceki ev sunaklar~ndan türeyen çifte tap~naklar Beycesultan'daki mimari geli~imi aç~ kça belgelemektedir. Bu tap~naklara, önceki kutsal alanlar gibi baudan girilmektedir. Çifte tap~naklar, herbiri sunak odas~~ ve bu odan~n ge-risinde yer alan rahip odas~ndan meydana gelen iki ayr~~ bölümden olu~mu~~ iki yap~d~r. Sunak odas~n~n ortas~nda iki stel, stele yak~n noktalarda da bir a~aç direk yer al~r. Bu direk, Minos'da ya da geç dönemlerdeki Arap kabile-lerinde oldu~u gibi ba~l~~ ba~~na bir kült olarak de~erlendirilebilir. Baz~~ du-rumlarda stelin önünde kil boynuz ve kald~r~m bulunur. Boynuz, Anadolu'da Çatalhöyük'ün Neolitik tabakalarmdan itibaren süregelen bo~an~ n kutsall~~ - ~~mn bir uzanus~ d~ r. Bu boynuzlara kurban edilecek hayvan~ n boynu ko-nulmaktad~r. Ayr~ca kan~ n ak~ulmas~~ için yap~lm~~~ bir kan suna~~~ da (havuz) vard~r. Kan sunaklar' Orta Tunç Ça~~'nda Minos'da da kullan~lacakur. Di~er Beycesultan tap~naklar~nda oldu~u gibi bu tap~naklar da tah~l silolar~~ tah~l ada~~n~~ dü~ündürmektedir. XV. tabakadaki tap~nak Beycesultan tap~naklar~ -n~n en tipik olan~d~r. Tap~ nak taba-n~nda yanm~~~ has~r kal~nt~lar~~ ve ayr~ca sa~daki A odas~ndaki suna~~n arkas~nda has~r örtünün (perde?) as~l~~ oldu~u anla~~lmaktad~r. Beycesultan'da XIV. tabakadan itibaren ikiz tap~naklar~n aras~na de~i~ik amaçl~~ odalar~ n yap~lmas~yla dikkat çeker. Bir önceki tabaka-dan kesin olarak varl~~~~ bilinen stellerin arkas~ndaki has~ r~n (perde?) varl~-~~ na dair veriler vard~ r. XIII. tabaka, tap~ naklar~ n dini özelliklerini kaybet-meye ba~layarak sivil yap~lar haline geldikleri dönemdir. Havzan~n Erken Tunç Ça~~~ II dönemi mimarl~~~~ hakk~nda bilgi veren bir ba~ka yerle~im Ku-surad~r. Kusura'n~n B3 tabakas~nda bir yolun iki yan~na dizilmi~~ durumda ev

40 Lamb 1938, P1.84.II.

(16)

16 ENG~N AKDEN~ Z

kal~nt~lar~~ saptanm~~t~r. Yerle~imi ikiye ay~ran yolun bat~~ kesiminde "külliye" olarak nitelendirilebilecek bir yap~~ kompleksi vard~r 42. Bu kompleksde yer alan evler, aralar~nda ba~lant~~ kap~ lar~~ olmayan bir bütünü olu~turur. Beyce-sultan'da oldu~u gibi bu evlerde de megaron plan uygulanm~~t~r. Dönemin sonlar~na do~ru Kusura'da, Beycesultan sunaklar~na benzer sunak ve kutsal alan in~a edilmi~tir. Dolay~s~yla, özellikle Yukar~~ Büyük Menderes'in dini mimari aç~s~ndan ve belki de dini inam~lar aç~s~ndan ortak özellikleri payla~t~~~~ dü~ünülebilir. Kutsal alanlar ve sunaklar d~~~nda dönemin dini ya~ant~s~ -n~n anla~~lmas~n~~ sa~layan bir ba~ka arkeolojik kan~ t da mezarlard~ r. Büyük Menderes Havzas~ 'nda Erken Tunç Ça~~~ II'ye tarihlenen mezarlar Aphrodi-sias ve Kusura'da saptanm~~t~r. Bu mezarlardaki gömü ~eklinde bir de~i~im meydana gelmemi~, Aphrodisias'da küp gömü ve urne ~eklinde kavanoz gömü, Kusura'da ise küp gömüler kullan~lmaya devam edilmi~tir.

Erken Tunç Ça~~~ II'de Bat~~ Anadolu'daki yerle~im say~s~nda gözlenen büyük art~~, Erken Tunç Ça~~~ III'de azal~r. Ancak, Büyük Menderes Havzas~ -'ndaki yerle~imlerin oran~~ Bat~~ Anadolu'nun di~er yörelerinden daha fazla-d~ r. Bu nedenle havzan~n kültürel olu~umu hakk~nda bilgi edinmek müm-kündür. Erken Tunç Ça~~~ III'de A~a~~~ Büyük Menderes'de 4, Orta Büyük Menderes'de 19, Yukar~~ Büyük Menderes'de de 17 olmak üzere toplam 40 yerle~imin iskan edildi~i saptanm~~t~r. Bat~~ ve Güneybat~~ Anadolu'daki çok say~daki yerle~imde Erken Tunç II'den sonra terk edilmi~tir. Yerle~im say~ -s~ndaki dü~üsün en büyük nedeni Erken Tunç Ça~~~ II'nin sonunda olu~an felakettir. Bu felaketi meydana getiren insanlar~n Luwiler oldu~u yönünde çe~itli görü~ler ve kar~~~ görü~ler vard~r. Luwiler hakk~nda do~rudan bilgi ve-rebilecek yaz~l~~ belge eksikli~i konunun anla~~lmas~n~~ güçle~tirmektedir. An-cak s~ n~rl~~ da olsa baz~~ veriler kimi noktalar~n aç~klanmas~n~~ kolayla~t~rmak-tad~ n ~zmir çevresindeki Karabel ve Manisa Akp~nar'daki an~tlarda saptanan yaz~~ karakterleri bunlar~ n Hitit etkili, Luwi kökenli insanlar taraf~ndan ya-p~ lma ihtimalini ortaya koymu~tur'''. Ayr~ca son y~llarda Troia kaz~s~ nda ve Metropolis'de bulunan Luwi mühürlerini de dikkate almak gerekmektedir. Büyük Menderes Havzas~ 'n~ n yukar~~ kesimlerinde de bu halklarla ilgili iki

42 Lamb 1938, Fig.2, 3.

43 H.G.Güterbock "Hittites and Akhaens: a New Look ", Proceedings of American Philosophical Society, Vol 128 No:2 (1984), 115, Fig.5; M.Darga, Hitit Sanat~ , ~stanbul, 1992, 183; G.E.Bean, Eskiça~larda Ege Bölgesi, ~stanbul, 1995, 32; A.Salvini-M.Salvini, "Nouveller Gonsiderations Sur Le Relief Rupestre De La Pretendue Niobe Du Mont Sipyle", Collectanea Orientalia 3 (1996), 7 vd.;

(17)

buluntu ele geçmi~tir. Biraz daha geç bir döneme tarihlenen bu eserlerden ilki Beycesultan'~n Erken Tunç Ça~~'ndan Orta Tunç Ça~~'na geçi~~ evresinde bulunan kil mühür, di~eri ise Çivril yak~nlar~ nda Habib-i Acem höyü~ünde ele geçen, literatürde "Çivril Graf~ tosu" denilen, üzerinde Luwi hiye-rogrifinin saptand~~~~ kase parças~d~ r". Kil mühür üzerinde i-ha-a (zi-ha-a) ~eklinde bir isim geçmektedir. Bu ismin bir ~ah~sa ait oldu~u dü~ünülmek-tedir 45. Bu eser Anadolu'nun en eski yaz~l~~ belgelerinden biri olma özelli~ine de sahiptir. Ayr~ca Hitit metinlerinde rastlanan ve Büyük Menderes Havzas~ -'nda lokalizasyonlar~n~~ kabul etti~imiz baz~~ yerle~imlerin isimleri de Luwice-'nin etkisini belgelemektedir. Böylece, Büyük Menderes Havzas~ 'n~ n en az~ndan orta ve yukar~~ kesimlerinin ~zmir-Manisa çevresi ile birlikte Luwi ya-y~l~m~~ içerisinde yer ald~~~~ ileri sürebilir. Özellikle Beycesultan'~ n, Luwi idare merkezlerinden biri olmas~~ muhtemeldir. Beycesultan'da yeniden ba~lat~ la-cak bir kaz~~ pekçok sorunun çözümünün yan~ nda bu konuyla ilgili bilgi de verebilir.

Erken Tunç Ça~~~ II sonunda ya~anan felaket, yerle~im say~s~ndaki dü~ü-~ün yan~~ s~ ra maddi kültür ögelerine de yans~ m~~ t~ r. Erken Tunç Ça~~~ II'de doruk noktas~na ula~an havra kültürü Erken Tunç Ça~~~ III'de silik bir sürece girer. Bu dönemde tüm Bat~~ Anadolu hatta Troia'dan Do~u Akdeniz'e kadar uzanan geni~~ co~rafyada ortak özellikler gösteren genel bir kültür vard~ r'''. Özellikle, Erken Tunç III'ün ilk evresi olan III a'da bu kültür havzan~ n tü-münü etkilemi~tir. Kuzeybat~~ Anadolu ve Kuzey Ege Adalar~'na özgü baz~~ ögeler havrada görülmeye ba~lanm~~, bu döneme kadar kesintisiz bir iskan~n belgelendi~i Beycesultan'da XVI-XIII ve XII-VIII. tabakalar~~ aras~nda yerle-~imde bir bo~luk meydana gelmi~ tir. Erken Tunç Ça~~~ Illa çanak çömle~inin en önemli özelli~i çark~n son derece yo~un kullan~lmas~d~r. Ancak, el yap~m~~ mallar üretilmeye devam eder. Gaga a~~zl~~ testiler, tabaklar, çift kulplu ça-naltlar ve depaslar tipik formlard~r 48. K~rm~z~~ ve kahverengi astar hakim mal grubudur.

44 Mellaart 1955, 80; Mellaart 1958, 24, 81, 97; J.Mellaart, The Archaeology of Ancient

Turkey, Londra, 1978, 48.

45 Mellaart-Murray 1995, 119, 137, Fig.012, PI.XIIla.

45 Son y~llarda A. Peschow taraf~ndan Bafa Gölü çevresinde sürdürülen ara~t~rmalarda,

Be~parmak Da~lar~nda Luwi hiyerogrifleri içeren bir Hitit kaya an~ t~ na rastlanm~~ t~ r. Bu çok yeni buluntu hakk~nda bilgi veren A. Peschlow'a bir kez daha te~ekkür ederim.

47 French 1968, 124.

48 B.Kadish "Excavations of Prehistoric Remains at Aphrodisias, 1968 and 1969", AJA 75

(1971) , 132.

(18)

18 ENG~N AKDEN~ Z

Erken Tunç Ça~~~ III'ün ikinci yar~s~nda, yani IIIb'de kültürde yeniden bir canlanma gözlenir. Mellaart'~n deyiniyle bu de~i~im adeta bir rönesans niteli~indedir49. ~lk evrede, Kuzeybat~~ Anadolu kökenli kültürel ögelerin havzaya girmesinin ard~ndan bu dönemde yerel kültürel gruplar yeniden olu~maya ba~lar. Beycesultan, Kusura ve bir ölçüde de Aphrodisias bu olu-~um içerisine girmi~tir. Erken Tunç Ça~~~ III'ün ikinci yar~s~nda k~rm~z~~ haçl~~ çanaklar, d~~a k~vr~lan yuvarlak (boncuk) a~~z kenarl~, yivli a~~z kenarl~~ ça-naklar, çaydanl~ klar ve volüt kulplu kavanozlar ortaya ç~kar50. Kap formar~n-dan baz~s~nda Orta Anadolu benzerlikleri dikkat çekicidir. X. tabakaformar~n-dan iti-baren bu benzerlik artar. Bu benzerlik yo~un olarak k~rm~z~~ astarl~-çark ya-p~ m~~ mallarda görülür. Mellaart'~n bu dönemdeki de~i~imi rönesans olarak adland~rmas~na kar~~n çanak çömle~in kalitesinde önceki dönemlere oranla dü~ü~~ inkar edilemez. Yerle~im say~s~nda ve çanak çömlek kalitesinde mey-dana gelen dü~ü~ün yan~~ s~ra di~er küçük buluntularda da örne~in metal eser say~s~nda azalma vard~ r. Bu durum do~al olarak kültürün bütünlü~ün-den kaynaklanmaktad~r. Ancak, Erken Tunç Ça~~~ III'de dokuma ile ilgili alet say~s~ nda dikkati çeken bir art~~~ meydana gelmi~tir. Bunun nedeni dokuma endüstrisindeki geli~menin yan~~ s~ra dokumaya duyulan talebin artmas~~ ve belki de dolayl~~ olarak nüfusdaki bir aru~tan hatta iklim de~i~iminden kay-naklanabilir.

Erken Tunç Ça~~~ III'de mimaride büyük bir yenilik gözlenmez. Önceki dönemlerde oldu~u gibi megaron planl~~ evler geli~erek devam ederm. Dö-nemin ikinci yar~s~nda Aphrodisias'da birbiriyle ba~lant~l~~ yerle~im plan~~ or-taya ç~kar. Kaz~larda baz~~ k~s~mlar~~ bat~daki bir ba~lant~~ duvanyla birle~tiril-mi~~ megaron planl~~ evler saptanm~~t~r. Megaron planl~~ evler Beycesultadda da en karakteristik örnekleriyle devam eder. Dönemin ölü gömme adetle-rine ait bilgiler Aphrodisias ve Kusura kaz~lar~nda aç~~a ç~kar~lan küp mezar-lara dayanmaktad~r.

Orta Tunç Ça~~~ ve ard~ndan gelen Geç Tunç Ça~~, Erken Tunç Ça~~'na oranla sosyal ve siyasal yap~da büyük de~i~imlerin ya~and~~~~ dönemlerdir. Bu dönemlerde Büyük Menderes Havzas~~ genelindeki toplam yerle~im say~s~nda Erken Tunç Ça~~'na oranla bir art~~~ meydana gelmi~~ olsa da bu art~~~ sadece Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'ndaki merkezlerden kaynaklanmaktad~r.

49 Lloyd-Mellaart 1962, 193.

Joukowsky 1986a, 371, 404. Bk.z.dp.47, 132.

(19)

Eldeki verilere göre A~a~~~ Büyük Menderes'de Erken Tunç Ça~~~ IIIb'de ol-du~u gibi 4 merkez, Orta Büyük Menderes'de Erken Tunç Ça~~~ III'deki 19 merkezden yaln~zca 10'u bu dönemde de iskan edilmi~, Yukar~~ Büyük Men-deres'de ise yerle~im say~s~~ 19'dan 28'e yükselmi~tir. Bu yerle~imlerden bir k~sm~~ Minos ve geç dönemlere do~ru Miken, bir k~sm~~ ise Hitit kültürünün etkisinde kalmaya ba~lam~~t~r. Bu etkilerin en önemli sebebi çok uzak mesa-feler aras~nda bile rahatl~ kla yap~ld~~~~ anla~~lan geni~~ çaptaki ticaret ve siyasi ili~kilerdir. Ancak, bu ili~kiler sonucunda meydana gelen toplumlar aras~~ kültürel etkilere kar~~n, havzan~ n Neolitik Ça~'dan itibaren süregelen ken-dine özgü çekirdek kültürel yap~s~~ varl~~~ n~~ devam ettirmi~tir. Siyasi, ticari ve bunlar~n sonucundaki kültürel ili~kiler, materyal buluntulardaki etkilerin yan~nda hiç umulmad~ k bir geli~menin havzada ya~anmas~na neden olmu~-tur. Bu ili~kiler sonucunda havza yaz~~ ile tan~~m~~ ur. Orta Tunç Ça~~'nda Mi-letos ve Beycesultan'da ilk yaz~l~~ eserler ortaya ç~ kar. MiMi-letos'da bulunan ye-rel üretim bir vazo üzerindeki yaz~ , üç i~aretli kaz~ ma çizgiden olu~maktad~r. Yap~lan incelemelerle bu yaz~ n~ n Linear A türünde oldu~u anla~~lm~~t~ r 52. Di~er eser ise daha önce de belirtti~imiz ~ekilde Beycesultan'da bat~~ höyükte Erken Tunç'dan Orta Tunç Ça~~'na geçi~~ tabakalar~nda ele geçen, üzeri hi-yerogrif yaz~ l~~ kil mühürdür. Bu iki eser, yaz~~ türleri farkl~~ da olsa Erken Tunç/Orta Tunç Ça~~ 'ndan itibaren havzada yaz~n~ n bilindi~ini göstermek-tedir.

Büyük Menderes Havzas~ 'nda Orta Tunç Ça~~ 'n~ n en önemli yerle~imi Beycesultand~ r. Beycesultan, 23 hektara ula~an alan~~ ve görkemli saray~yla Orta Anadolu ve K~ ta Yunanistan'daki benzerleri gibi büyük bir kent ya da merkezi yerle~im olarak nitelenebilecek durumdad~ r. Bu dönemde, Orta Anadolu ile Ege Adalar~~ aras~ nda güçlü ticari ili~kiler kurulmu~tur. Karahö-yük'de ele geçen kil mühürler, kil objeler ve mühür bask~ lar~~ Ege yerle~im-leriyle, Tryns, Nezero ve Lindos'da bulunan baz~~ f~gürinler de Hitit örnekle-riyle benzerdir. ~ki bölge aras~nda gerçekle~en bu ili~kilerin günümüzdekine benzer bir rota izlenerek Büyük Menderes Havzas~~ üzerinden yap~ lan tica-retle sa~lanm~~~ olmas~~ güçlü bir ihtimaldir. Havzan~ n ba~lang~ç noktas~ nda kurulan Beycesultan, bu ticarette kilit yerle~im konumundad~ r. Havzan~ n

52 W.D. Niemeier, "1994/95 Y~l~~ Milet, Myken-Minos Dönemi Kaz~ lar~ ", XVIII. KST I, Ankara, 1997, 532.

W.D.Niemeier, "The Mycenaeans in Western Anatolia and the Problem of the Origins of the Sea Peoples", Mediterranean Peoples in Transition Honor of Trade Dotham, Israel Exploration Society, (Ed.S.Gitin, A.Mazar, E.Stern), Kudüs, 1998, 28.

(20)

20 ENGIN AKDEN~Z

a~a~~~ kesiminde, Ege Denizi k~y~s~ndaki liman kenti Miletos da ticaretin Ege yerle~imleriyle olan ba~lanus~n~~ sa~lam~~~ olmal~d~r. Miletos ve çevresindeki di~er yerle~imlerde bu döneme ait buluntu yo~unlu~u dikkat çekici bir yo-~unluktad~ n Büyük Menderes Havzas~~ vas~ tas~yla Orta Anadolu ile Minos aras~nda yap~lan ticarete ek olarak Beycesultan ba~ta olmak üzere havzan~n yukar~~ kesimleriyle Minos-Orta Anadolu, a~a~~~ kesimleriyle de Minos-Miken aras~nda da ticari ve kültürel ili~kilerin varl~~~~ saptanm~~t~r. Bu ili~kiler, a~a-~~da anlaulaca~~~ ~ekilde mimari ve çanak çömlekde göze çarpar. Havzan~n Orta Tunç Ça~~~ çanak çömle~i yerel nitelikleri devam ettiren mal gruplar~ -n~n yan~~ s~ra erken dönemlerde Minos ve Hitit, geç dönemlerde ise Miken etkili mallardan olu~maktad~r. Hitit çanak çömle~ine benzer parçalar Beyce-sultan ve Kusura, bir ölçüde de Aphrodisias'da bulunmu~tur-53. Minos çanak çömle~i ise daha çok havzan~n a~a~~~ kesimleriyle s~n~rl~~ kalm~~t~r. ~lk olarak Erken Tunç Ça~~~ II'de basit bir yerle~ime sahne olan Miletos, bu dönemde ayr~~ bir kültür olarak nitelenebilecek düzeye ula~~r. Bu kültür, Minos kültürü ile ~çbau Anadolu kültürünün bir sentezidir. Ancak, Miletos Orta Tunç Ça~~~ kültürünün etki alan~~ oldukça s~n~rl~d~r. Co~rafya bu kültürün yay~l~mda bi-rinci derecede etkin rol oynam~~ur. Miletos d~~~nda Kömür Adas~, De~ir-mentepe Mezarl~~~~ ve Didyma bu kültürün izlerini ta~~yan yerle~imlerdir. Bu dönemde Miletos'da üretilen yerel mallardan baz~lar~~ Beycesultan'~n saray mallar~~ olarak adland~r~lan mal grubuna benzer. Orta Tunç Ça~~~ çanak çöm-le~inde çok de~i~ik yüzey özelli~ine sahip örnekler bulunmu~~ olmas~na kar-~~ n kap formlar~ n~ n baz~skar-~~ bir önceki dönemin devam~ d~r. Havzan~ n Orta Tunç Ça~~~ çanak çömle~i aras~nda Minyas mallan önemli bir grubu olu~tu-rur. Minyas Mallar~, Bat~~ Anadolu'dan K~ta Yunanistan'a kadar uzanan çok geni~~ bir co~rafyada üretilmi~tir. Bu mallar~n ilk ortaya ç~kt~klar~~ yörelerden birisi Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~~ olmas~na kar~~n, burada ele geçen Minyas mallar~, Bat~~ Anadolu'daki benzerlerinden baz~~ teknik farklar göste-rir. Minyas kaplar~nda tipik renk gridir, ancak Yukar~~ Büyük Menderes'deki Beycesultar~'da gri renkli hiçbir parçaya rastlanmam~~t~r. Gri renkteki Minyas mallar~~ yapt~~~m~z yüzey ara~t~rmalar~nda Orta Büyük Menderes'deki Dede-kuyusu, Küçüktepe (Çalurbeyli), Üsgebi ve Ayakl~'da bulunmu~tur. Ayr~ca, Minyas mallar~n~n ba~l~ca özelliklerinden birisi, çarkda üretilmeleri olmas~na kar~~n, Beycesultan'da çok say~da el yap~m~~ Minyas parças~n~n ele geçmi~-

53 Lamb 1937, 23 vd.; Lloyd-Mellaart 1965, Fig.P.2:6-12, 12:12, 13:1-12, 24:1,2,5-8,10,14,15, 24,27, 21:11, 2,34:1-3, Joukowsky 1986a, Fig.326:3; 439:1; Mellaart-Murray 1995, 106.

(21)

dirm. Tüm bu noktalar dikkate al~narak Minyas çanak çömle~inin yarl~m~~ yeniden ele al~nmal~d~r.

Orta Tunç Ça~~'nda çanak çömlek d~~~nda metal eserlerin say~s~nda ve çe~idinde de de~i~im meydana gelir. Anadolu genelinde gümü~, yo~un ola-rak kullan~lmaya ba~lan~r. Gümü~ün kullamm~ndaki bu art~~, Hitit Devleti'-nin Bat~~ Anadolu'ya düzenledi~i seferlerin ço~ald~~~~ döneme rastlar. Beyce-sultan tabaka V'deki saray içerisinde de gümü~~ süs e~yalar~~ ele geçmi~tir. Bu e~yalar, geli~mi~~ bir metalurjinin varl~~~na i~aret ederler. Madeni eserlerdeki art~~~ silahlarda ve marangoz aletlerinde gözlenmektedir. Beycesultan'da ma-rangoz aletlerindeki art~~~n en büyük sebebi, yap~m~nda büyük miktarda ke-reste kullan~ld~~~~ anla~~lan saray olmal~ d~r. Do~u höyükte saptanan saray~n sadece 40 odas~~ aç~~a ç~kar~lm~~ t~r. Saray, merkezi bir avlu etraf~nda yüksel-mektedir. Enaz iki katl~~ ve sütunlu kabul salonlar~ndan olu~an bu saray, mi-marl~k geli~iminin doruk noktas~na ula~t~~~~ V. tabakaya aittir. Yap~n~n düzel-tilmi~~ ta~dan meydana gelen, keresteyle desteklenmi~~ son derece sa~lam bir temeli vard~r55. Duvarlar ta~~ ve kerpiçten yap~lm~~, baz~~ durumlarda ah~ap ki-ri~ler yard~mc~~ eleman olarak kullan~lm~~t~r. Kereste iskelet, en alttan çat~ya kadar bütün yap~p sarar. Ayr~ca, yine keresteden yap~lan sütunlar, bu gör-kemli yap~y~~ ayakta tutmay~~ ba~aran dayanaklard~r. Saray~n bat~~ giri~ine ula~~-lar~~ rampan~n alt k~sm~nda üç ta~~ stel bulunmu~tur. Bu ta~~ steller, Beycesul-tan ve Kusura'da yüzy~llard~r devam ederek adeta dini bir sembol haline ge-len pi~mi~~ toprak stel gege-lene~inin de~i~ime u~ram~~~ halidir. Beycesultan stel-leri Troia VI'da oldu~u gibi yap~p d~~~ güçlerden, tehlikelerden korumak amac~yla dikilmi~~ olabilir. Beycesultan saray~~ Beycesultan'~n ili~ki içerisinde oldu~u iki kültürün, Minos ve Orta Anadolu'nun saraylanyla benzerlik gös-termektedir 57. Minos saraylar~ n~n tipik formu olan labirent tarz~ndaki biti~ik plan, bir ölçüde Beycesultan saray~nda da uygulanm~~t~r. Bu sarayda görülen dikdörtgen avlu, de~i~ik boyutlarla Minos saray~nda da vard~r. Beycesultan saray~, M.Ö. 19001750 aras~na tarihlenmekle birlikte, benzer bir in~a tarz~ n~n kullan~ld~~~~ Minos saraylar~~ M.Ö. 1700'den önceye tarihlenemez. Dolay~ -s~yla, Minos saraylar~n~n Erken Tunç Ça~~~ II mimari elemanlar~nda oldu~u

J.Mellaart, 'The Origin of Minyan Ware", V.Türk Tarih Kongresi, Ankara, 1960, 149 Lloyd-Mellaart 1965, 62.

56 Yakar 1974, 151.

57 J.G.Macqueen, The Hittites and their Contemporaries in Asia Minor, Southampton, 1975,71.

(22)

22 ENG~N AKDEN~Z

gibi Beycesultan'dan etkilendi~i söylenebilir. Bu mimari etkile~im ticari ili~-kiler sonucunda Minos'a ula~m~~~ olmal~d~r.

Beycesultan Orta Tunç Ça~~~ saray~, yönetici s~ n~f ve yönetilen toplum yap~s~ n~~ akla getirir. Bu yap~ lanma bir anlamda havzadaki ilk kent-devlet ör-gütüdür. Sa~lam duvarlarla desteklenen, içerisinde depo ve tap~naklar bulu-nan sarayda yönetici s~n~f ve askerlerin sürekli olarak ya~ad~~~, halk~n ise be-lirli dönemlerde dinsel ayinler ya da bir tehlikeden korunmak için içeriye al~nd~~~~ ileri sürülebilir.Saray, yakla~~k M.Ö.1750 y~llar~nda tahrip edilmi~tir. Bu tahribaun Hitit kral~~ II. Labarna~'~n (Hattu~ili~~ I) Arzawa seferi s~ ras~nda olu~mas~~ muhtemeld~r58 .

Saray~n ortaya ç~kar~ld~~~~ V. tabakada, steller d~~~ndaki dini mimari hak-k~nda da önemli bilgiler edinilmi~tir. Alan R'de kaz~lan çifte kutsal alan Er-ken Tunç Ça~~'ndaki öncülerinden ve sonraki benzerlerinden baz~~ nokta-larla ayr~lmaktad~r. Sunak odas~n~n gerisindeki rahip odas~~ ortadan kalkm~~, çifte stellerin yerini seromonik ocak ve ate~~ sunaklar~~ alm~~ur 59. Bu durum, etnik yap~, dolayl~~ olarak da dini inan~~taki bir de~i~imle ilgili olabilir.

Bu dönemin bir di~er yerle~imi olan Kusura'n~n Orta Tunç Ça~~~ mima-risinde Hitit etkilerini gözlemek mümkündür. Kusura C tabakas~nda ortaya ç~kar~lan ve "hisar" olarak adland~r~lan yap~, plan ve teknik özellikleriyle Hi-tit örneklerini hat~rlat~rw. Orta Anadolu'daki pek çok yerle~imde belgelenen geli~mi~~ plan tipi Kusura'da da uygulanm~~t~r. Havzan~ n orta kesiminde, Dandalas Vadisi'nde yer alan Aphrodisias'~n oldukça s~n~rl~~ mimari kal~nula-r~nda Hitit ya da Minos etkili herhangi bir mimari elemana rastlanmam~~t~r. Açma 7, kompleks C'de ortaya ç~ kar~lan megaron tarz~ ndaki yap~, bu plan türünün devaml~l~~~n~ n belgelenmesi aç~s~ ndan önem ta~~ r. Aphrodisias ve Kusura kaz~lar~~ mimari aç~dan Beycesultan'a oranla son derece s~n~rl~~ bilgi-ler vermebilgi-lerine kar~~ n, Orta Tunç Ça~~'mn ölü gömme gelenekbilgi-lerinin bir ölçüde de olsa anla~~lmas~n~~ sa~lam~~t~r. Beycesultan'da bu döneme tarihle-nebilecek bir mezar bulunamam~~t~r. Aphrodisias Akropolis Açma 6'da ka-vanoz gömü içeren mezarlar, Kusura'da ise küp mezarlar saptanm~~t~r.

58 Lloyd-Mellaart 1965, 73; J.Mellaart, "Western Anatolia, Beycesultan and the Hittites",

Mansel'e Arma~an I, Ankara, 1974, 496; S.H.Krahmer, Arzawa, Untersuchungen Zuseine Geschichte nach den Hethinschen Quellen, Heidelberg, 1977, 1 vd.

59 Yakar 1974, 154.

60 Lamb 1937, Lev.4; Lamb 1938 Lev.78; R. Naumann, Eski Anadolu Mimarl~k', Ankara 1974, 384.

(23)

Orta Tunç Ça~~'ndaki yerle~im say~s~~ Geç Tunç Ça~-1'nm ilk evrelerinde art~~~ gösterir. Bu art~~~ özellikle Yukar~~ Büyük Menderes'de çok belirgindir. Geç Tunç Ça~~~ I'de A~a~~~ Büyük Menderes'de 7, Orta Büyük Menderes'de 16, Yukar~~ Büyük Menderes'de 33 olmak üzere toplam 56, Geç Tunç Ça~~~ II'de ise A~a~~~ Büyük Menderes'de 7, Orta Büyük Menderes'de 14, Yukar~~ Büyük Menderes'de 14 olmak üzere toplam 35 yerle~im iskan görmü~tür.

Geç Tunç Ça~~'nda havzan~n homojen yap~s~~ iyice de~i~erek, yöresel kültür gruplar~~ en yüksek düzeye ula~~r. Beycesultan, Kusura ve Aphrodisias-'~n küçük buluntular~~ aras~nda önceki dönemlerde de baz~~ farklar görülme-sine kar~~n Geç Tunç Ça~~'nda ilk kez bu kadar belirginle~ir. Havzamn yu-kar~~ kesimlerinde Orta Tunç Ça~~'nda oldu~u gibi Hitit, a~a~~~ kesimlerinde ise Miken etkisi devam etmektedir. Miken etkisi Büyük Menderes Ovas~ 'n~ n do~usuna gittikçe azal~r. Orta Tunç Ça~~'nda Güneybat~~ Anadolu'daki Mi-nos yerle~imleri, Orta Tunç Ça~~~ sonu ve Geç Tunç Ça~~~ ba~lar~ndan itiba-ren yerlerini Miken kolonilerine b~rak~rlar. A~a~~~ Büyük Menderes'de yer alan Miletos bu dönemde, Hitit metinlerinde Millawanda/Milawatas olarak geçen, Ahhiyawa Ülkesi'ne dahil önemli bir Miken kolonisi haline gelmi~tir. Miletos Geç Tunç Ça~~~ Kültürü, yo~un bir ~ekilde Miken Kültürü'nün etki-sinde kalsa da kendine özgü baz~~ yöresel özelliklere sahiptir. Bu durum hav-zada binlerce y~ld~r süregelen kültürel birikimin sonucudur.

Geç Tunç Ça~~ 'nda havzada üretilen madeni eserlerin say~s~nda ve çe~i-dinde art~~~ meydana gelir. Metal e~ya yap~m~nda yüzy~llard~r ana maden ola-rak kullan~lan bak~r, yerini demire b~ola-rakmaya ba~lar. I~nelere yeni cipler ek-lenmi~, çok say~da b~çak a~z~, ok ucu, m~zrak ucu, topuz ve k~l~ç bulunmu~-tur. Bu kadar de~i~ik tipte metal e~yan~n, özellikle silahlar~n, bir anda ortaya ç~ kmas~~ tesadüf olamaz. Çevresel etkilerin yan~~ s~ra Hitit Devleti'nin yöre üzerindeki bask~lar~~ ve düzenledi~i seferler, havzadaki toplumlar~n silah ya-p~m~na verdikleri önemi artt~rm~~~ olabilir. Bu dönemde demirin silah sanayi-indeki tart~~~lmaz üstünlükleri ke~fedilmi~tir. Demir aletler Tunç Ça~lar~'n-dan itibaren üretilmekle birlikte tavlama tekni~i ancak M.Ö. 1400'lerde si-lahlarda kullan~lmaya ba~lanm~~ur. Demir silahlar bak~ra kar~~~ bask~n bir grup olu~turmaya ba~lam~ssa da demirin i~lenmesi için bak~rdan daha fazla emek harcand~~~~ dikkate al~nmal~d~r. Bak~r, so~udu~u s~rada bile i~lenebilen bir maden iken, demirin ba~lang~ç a~amas~ndan bitimine kadar geçen sü-rede kor halinde olmas~~ gerekmektedir. Bu nedenle demir üretimi, seri ve h~zl~~ bir çal~~may~~ gerektirir. Bu dönemde, demirin kullan~m~nda görülen

(24)

24 ENGIN AKDEN~ Z

art~~~ d~~~ nda bak~ r, kalay ve her ikisinin kar~~~m~ndan olu~an tunç eser say~ -s~nda da küçümsenmeyecek bir art~~~ meydana gelir. Gümü~~ ise özellikle süs e~yas~~ yap~m~nda tercih edilmi~tir.

Geç Tunç Ça~~, maden ihtiyac~n~n artt~~~~ bir dönemdir. Hitit'in gücünü ayakta tutabilmek için daha çok silah üretti~i, dolay~s~yla metalurjiyi geli~tir- di~i ve hatta demirden silah yap~m~nda tekel olu~turdu~u dü~ünülebilir. Me-talurjideki ilerleme nedeniyle Orta Anadolu ve çevresindeki maden yataklar~~ bir süre sonra maden ihtiyac~n~~ kar~~layamaz hale gelince Hititler, alternatif maden yataklar~~ aramaya ba~lam~~lard~r. Maden ihtiyaçlar~n~~ kar~~layabilmek için M.O. 14. yüzy~l~n ikinci yar~s~nda Do~u Akdeniz'deki Ugarit kenti ile ti-cari ili~kiler kurmu~lar ve K~br~s'a (Ala~iya) sefer düzenlemi~lerdir. Maden ihtiyac~n~~ kar~~lamak için K~br~s'a dahi sefer düzenleyen bir devletin ayn~~ ana karada yer alan, zengin bak~r ve demir yataklar~n~n bulundu~u Büyük Men-deres Havzas~ 'm gözard~~ etmesi dü~ünülemez. Dolay~s~yla, Hitit metinlerinde basit nedenlere ba~lanan Arzawa ve Ahhiyawa seferlerinin en önemli, belki de tek sebebi birçok sava~ta oldu~u gibi ekonomik taleplerdir. Maden yatak-lar~n~n yan~~ s~ra Güney Ege Adalar~~ ve Orta Anadolu aras~nda yap~lan ticare-tin gerçekle~ti~i do~al yollardan birinin Büyük Menderes Hav~as~'nda bu-lunmas~~ Hitit Devleti'nin yöre üzerindeki emellerini kuvvetlendiren bir ba~ka sebep olarak dü~ünülebilir. Havzadaki tepe üstü yerle~im say~s~n~n Geç Tunç Ça~~'nda ço~almas~~ ve savunulmas~~ kolay yüksek kesimlerin tercih edilmesi Hititler'in sald~rlar~na kar~~~ dü~ünülmü~~ bir çözüm olabilir.

Büyük Menderes Havzas~ 'nda yer alan ve lokalizasyonlar~~ hakk~ndaki tart~~malar~n günümüzde de devam etti~i yerle~imler, Hitit seferlerine kar~~~ direnmi~lerse de, Hititler bu seferlerden kazançl~~ ç~kan taraf olmu~tur. Hitit yaz~l~~ belgeleri havzan~n bu döneminin tarihsel co~rafyas~n~n anla~~lmasm~~ sa~lam~~t~ r. Bu seferlerde bahsedilen Arzawa Ülkeleri'nden Seha Irma~~~ Ül-kesi, Zippasla, Hariati, Mira Kuwalia'n~n ve Ahhiyawa Ülkesi'nin bir bölü-münün, Millawanda/Milawatas, Waliwanda, Iyalanda/Iyalanti, Atriya, Pan-yana ve Wallarima kentlerinin havza içerisinde yer almas~~ muhtemeldir6'.

61 J.Garstang, "Hittite Military Roads in Asia Minor", AJA 47 (1943), 42, pl.XVII;

J.Garstang-O.R.Gurney, The Geography of the Hittite Empire, Londra, 1959, 78; O.R.Gurney, "Hitüte Geography. Thirty Years After", Hittite and Other Ana tolian Near Eastern Studies, Honour of Sedat Alp, (Ed.H.Otten-E.Akurgal-H.Ertem-A.Süel), Ankara, 1992, 220; D.F.Easton, "Hittite History and the Trojan War", The Trojan War, Its Historicity and Context , Papers of the First Greenbank Colloquium, (Ed.L.Foxhall-J.K.Davies), Bristol 1984, 29, 30; Marchese

(25)

Son y~llarda A. Peschlow'un Be~parmak Da~lar~ nda saptad~~~~ Luwi hiyerog-rifi Mira ülkesinin, dolay~s~yla Arzawa ülkelerinin yerlerinin saptanmas~nda büyük önem ta~~maktad~r.

Geç Tunç Ça~~ 'na kadar havzada ya~ayan toplumlar~ n etnik yap~s~~ bi-linmemektedir. Antik Yunan kaynaklar~~ sayesinde Geç Tunç Ça~~~ ve sonras~~ halklar hakk~nda bilgi edinmek mümkün olmu~tur. Buna göre Pelasglar, Le-legler ve Karlar'~n Geç Tunç Ça~~'nda havzada ya~ad~ klar~~ anla~~lmaktad~r. Bu halklardan Pelasglar Orta Büyük Menderes'de, Lelegler ve Karlar ise biraz daha güneybat~da A~a~~~ Büyük Menderes ve çevresinde ya~am~~~ olmal~ -d~ rlar62. Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~ 'nda ya~ayan halklar konusunda bilgi yoktur.

Yukar~da da belirtildi~i gibi Geç Tunç Ça~~'nda havzan~n a~a~~~ kesimleri Miken, yukar~~ kesimleri ise Hitit kültürünün etkisi alt~nda kalm~~t~r. Bu etkiyi en iyi çanak çömlek buluntular~nda görmek mümkündür. Miken etkili çanak çömlek aras~nda koyu yüzeyli ve dalgal~~ hath bezemeli ayakl~~ bardaklar, mey-val~klar, omurgal~~ çanaklar, bardaklar, kraterler, testiler ve askoslar say~labi-lir. Bu kaplar~n en tipik örnekleri Miletos'da bulunmu~tur. Dönemin geç ev-relerinde Miletos, Kos-Miletos stili olarak adland~ r~lan ve Rodos ba~ta olmak üzere k~y~ya yak~n Ege Adalar~ 'nda da görülen bir çanak çömlek türüne sa-hiptir63. Havzan~n do~usunda Miken malzemesi yok denecek kadar azd~r. Beycesultan'da yaln~zca bir Miken parças~~ bulunmu~tur. Orta Büyük Mende-res'deki Aphrodisias ise, tabaka kaz~s~nda Miken buluntusu veren tek mer-kezdir". Ancak Aphrodisias'da ele geçen Miken mallar~~ ithal olmaktan zi-yade ithal mallar~n yerel taklididir. Bu merkezlerdeki kaz~lar d~~~nda, de~i~ik bilim adamlar~n~n ve bizim yapt~~~m~z yüzey ara~t~rmalar~nda az say~daki yer-le~imde Miken çanak çömle~i bulunmu~tur. Bu yerle~imler de havzan~n orta ve özellikle a~a~~~ kesimlerinde yo~unla~maktad~r. Miken çanak çömle~i d~ - 1976, 68; R.T.Marchese, The Historical Archaeology of Northern Caria, BAR International Series 536,1989, 33.

62 G.Thomson, Tarihöncesi Ege, (Çev. Celal Üster), ~stanbul, 1983, 188; E.M.Melas, "The

Dodecanese and West Anatolia in Prehistory: .terrelationships Ethnicity and Political Geography", AS 37 (1988), 114; R.T.Marchese, "Carian Notes: Funenary Practices in the Maeander Valley", Anatolica XXII (1996), 227 vd., Peschlow-Bindokat 1996, 22 vd.

63 C.Gates,"Defining Boundaries of a State: The Mycenaeans and Their Anatolian Frontier", Politeia, Society and State in the Aegean Bronze Age, AEGAEUM 12, (Ed. R. Laffineur and W.D. Niemeier), Heidelberg, 1995, 285.

(26)

26 ENGIN AKDEN~Z

~~nda havzan~n yukar~~ ve yine s~ n~ rl~~ olarak da orta kesimlerinde Hitit çanak çömle~i benzeri parçalar bulunmu~tur. Görüldü~ü gibi Orta Büyük Mende-res Havzas~, bulundu~u co~rafi konumu nedeniyle baudan gelen Miken ve do~udan gelen Hitit etkilerinin aras~nda kalarak her iki kültürden de s~n~rl~~ bir ~ekilde etkilenmi~tir. Bir saptama yapmak gerekirse, Hitit benzeri malla-r~n havzada da~~l~m~~ Arzawa ülkeleri'nin, Miken mallamalla-r~n~n da~~l~m~~ ise Ah-hiyawa ülkesi'nin lokalize edildi~i co~rafyada yo~unla~maktad~r. Böylece Hi-tit metinlerinin d~~~nda arkeolojik malzemeler de tarihsel co~rafyan~n biçim-lenmesine katk~~ sa~lamaktad~r. Ancak, Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'n~n Geç Tunç Ça~~~ boyal~~ çanak çömle~inde Hitit etkisi gözlenmesine kar~~n özellikle formlar önceki dönem örneklerinin büyük ölçüde devam~d~r. Gü-neybat~~ Anadolu'da Yukar~~ Büyük Menderes Havzas~'ndan daha ötede Ga-vurtepe ve Sardes d~~~nda Hitit benzeri çanak çömle~in ele geçti~i en önemli merkez Bayrakl~d~r. Bayrakl~'n~n II. biny~l çanak çömle~i tam olarak yay~ n-land~~~~ taktirde Büyük Menderes Havzas~'nda bulunan Hitit benzeri çanak çömlek daha iyi yorumlanabilecektir65.

Havzan~ n Geç Tunç Ça~~~ mimarl~k"' hakk~nda Beycesultan, Kusura ve Miletos kaz~lar~~ bilgi vermektedir. Beycesultan Geç Tunç Ça~~~ yap~lar~n~n en önemlisi Orta Tunç Ça~~~ saray~n~n bir tür kopyas~~ olan ve "küçük saray" ola-rak adland~r~lan yap~d~r. Do~u tepede bulunan bu yap~, birbiriyle ba~lant~l~~ çok say~da oda ve avludan meydana gelir. Benzerleri Pylos, Mykenai ve Tiryn-s'de ortaya ç~kar~lan saray, Geç Tunç Ça~~'nda da Orta Tunç Ça~~'nda ol-du~u gibi yönetici bir s~n~f~n varl~~~n~~ dü~ündürmektedir. Beycesultan'~n Geç Tunç Ça~~~ tabakalannda çok say~da ev ve kutsal alan aç~~a ç~kar~lm~~t~r. Kutsal alanlar~n devaml~l~k' dinsel dü~üncelerin de~i~medi~ini gösterir. Bey-cesultan'da kutsal alanlar adeta bir gelenek halinde ikiz mekanlar olarak in~a edilmi~tir. Yukar~~ Büyük Menderes'deki di~er yerle~im Kusura'da yap~ -lan kaz~lar da dönem mimarl~~~~ halunda bilgi vermektedir67. Bu dönemde in~a edilen ve kaz~c~lar taraf~ndan "pillar shrine"olarak adland~r~lan kutsal alanda bo~a ba~~~ ~eklinde bir stel bulunmu~tur. Bu stel, daha önce de belir-tildi~i gibi, Anadolu'da kökeni Neolitik Ça~'a kadar uzanan ve havzada Er-ken Tunç Ça~~~ IIIb'de ~ekillenen bo~a kültünün bir uzanus~d~r.

65 E.Akurgal, "Bayrakl~~ Kaz~s~: ön Rapor", DTCF Dergisi 8 (1950), 1 vd (Türkçe), 52 vd.

(Almanca).

66 Lloyd 1972, 7 vd.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kurumlarda belge denetim sisteminin bir bütün olarak geli tirilmesi, yürütülmesi ve de erlendirilmesinden sorumlu olan belge yöneticilerinin, web 2.0 teknolojilerinin kurumsal

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Solaklı'da süren HES projesine karşı halk direnişini sürdürürken, projenin içinde yer alan Okan Ü;niversitesi'ne karşı da bir kampanya ba şlatıldı: "Tercih Sizin;

[r]

Özet Bu çalýþmada, Ege Denizi kýyý þeridinde yer alan Dilek Yarým Adasý Büyük Menderes Deltasý ve Büyük Menderes Nehri'nden mevsimsel olarak alýnan sediment ve su