• Sonuç bulunamadı

"Gençlerden umutluyum":ressam Ferruh Başağa, 50. sanat yılını kutluyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Gençlerden umutluyum":ressam Ferruh Başağa, 50. sanat yılını kutluyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

# Bedri Rahm i Eyüboğiu an ılıyo r

Unutulmayan Bedros

#1975 yılında yitirdiğimiz sa­

natçının anısına açılan sergi­ de resimleri yanı sıra sağlı­ ğında topladığı değerli tari­ hi eşyalar da yer aldı

ÜRK kültür yaşamının öndegelen isim­ lerinden ressam, şair, yazar Bedri ' 'Rahm i Eyiiboğlu, Anadolu Bankası Tünei Sanat Galerisi’nde önceki gün gerçek­ leştirilen etkinliklerle anıldı.

Galeride açııan sergi, Bedri Rahmi’nin kız- kardeşi Muafla Anhegger Eyüboğlu’nun özel koleksiyonundan alınan resimlerle oluşturul­ du. Resimlerinin yanı sıra Bedri Rahmi’nin sağlığında kullandığı eşyalar da sergilendi.

Anma toplantısında kızkardeşi Mualla An- hegger Eyüboğiu, şiirlerini okudu.

“ D Grubu”

İ975’te yitirdiğimiz Bedri Rahmi Eyüboğ- ta. ¡9 0 yânda Görele’de doğdu. İstanbul Gü­ zel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra iki yıl Paris'te A.ıdre Lhote Atölyesi’nde çalıştı. Yurda döndüğünde “ D Grubu” nun kurucu- ian arasına katıldı. Başlangıçta izlenimci et­ kiler taşıyan resmi, daha sonra halk el sanatlarının ve halk kültürünün köklerine yö­ nelerek özgünleşti. Seramik, mozaik türü çok çeşitli çalışmalar yaptı. Yurt içinle ve

dışın-A l g özüm seyreyle, h ep a y n ı h ik â y e /

M ahp usa m e n d il k ad ar b ir gök p a rç a s ı/

Ş a ire g ö k le re tım a r iç in b ir k a ş a ğ ı / R es s a m a tosun g ib i b ir e b e m k u ş a ğ ı.

da ödüller kazandı. Folklora yönelik çalışma­ ları ve incelemeleri, edebiyat alanında da etkisini gösterdi. Şiirlerinde yalın ve duru bir Türkçe ile anonim kültürle evrensel anlatımın bileşkesini yakalamaya çalıştı. Birey olarak sa­ natçı ile geleneksel değerleri saklayan halk kül­ türü arasında organik ilişkiler kurdu. Gerek plastik sanatlar, gerekse edebiyat alanındaki eserlerinde, belki de Türk kültür yaşamının en içten, en yalır, “ Hümanizmi” ni yarattı. Son­ suz insan ve doğa sevgisi ile « B ® ”

• Filarmoni Demeği tarafın­ dan bu yıl dördüncüsü düzen­ lenen Uluslararası Gitar Fes­ tivali, 15 Kasım Cuma günü başlayacak.

• Festivalde 16 Kasım’da

Alezandr Frauci (SSCB), 17

Kasım’da Costa Cotsiolis (Yunanistan), İS Kasım’da

Serranito (İspanya), 21 Ka-

sım’da Alirio Diaz (Venezu- ela), gitar resitalleri verecek.

• İstanbul Sanat Tiyatrosu’ na bağlı Fora As’m hazırla­ dığı, Refik Erduran'm yazdı­ ğı “ Tamirci” oyunu 15 Ka- sım’da Şan Tiyatrosu’nda sahnelenecek.

• Timur Selçuk 12 Ekim’ den beri ıstanbul Oda Orkest­

rası eşliğinde Şan Tiyatro­ su’nda sürdürdüğü konserler dizisinin 2. bölümünü 14 Ka-sım Perşembe günü Ankara Arı Sineması’nda başlatıyor.

# R essam Ferruh B a şa ğ a ,

“Gençlerden

umutluyum”

#1935'den 1985'e dek kesintisiz bir resim

çizgisini sürdüren usta sanatçı, ülkemi­ zin ilk soyutçuları arasında

• Tanju İZBEK ÜRK resimine 50 yıldan bu yana emek veren ustalardan

Ferruh Başağa, İzmir Vakko Sanat Galerisi’nde açtı­

ğı sergisinde kendi deyimi ile “ Düşünen ve düşündü­

ren” eserlerini bir kez daha izleyiciye sunuyor.

Sanat yaşamının 50’nci başarılı yılının müjdecisi olan ret- rospektif sergide sanatçının çeşitli dönemlerine özgü çalışma­ larını, farklı zamanlarda farklı etkiler altında yaptığı resimle­ ri izleme olanağı buluyoruz. 1930 tarihini taşıyan “ figüratif” resimler daha sonraları “ soyuta” dönüşüyor, 1970 ve I980’li yılların resimleri ve son çalışmalar 50 yıllık kesintisiz bir ça­ bayı gözler önüne seriyor. Ülkemizin ilk soyucularından biri olan Ferruh Başağa, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: “ Resime 1935’lerde figüratif çalışmalarla başladı­

nız. O yıllardaki sanat yaşamınızı özetler misiniz?” Ferruh Başağa: “ Bilinçli çalışmalarım 1935’te Nazmi Zi­ ya ile başladı. Kompozisyon ve desen çalışmaları, buna galeri

çalışmaları derdik. Sonra canlı modelden desen, Zeki

Koca-U

| R essam Zeynep Hotiç'in ilk kişisel se rg isi

Suluboya tekniğine yeni yorum”

r y V INLÜ kuş ressamı Salih Acar’ın öğrencisi res-

j U [sam Zeynep Hotiç (Ataç), Akbank Bebek Sa­ nat Galerisi’ndeki kişisel sergisinde sulu boya tekniği ile ilginç doğa yorumlamalarını izleyiciye sunu- yor.1954 yılında doğan Zeynep Hotiç, lise yıllarını ta­ kiben Prof. Özdemir Alfan tarafından verilen özel ders­ lere devam etti. Daha sonraki yıllarda kişisel çalışma­ larını sürdürdü ve Güzel Sanatlar Akedemisi’nde mi­ safir öğrenci olarak bulundu. Bu arada desen ve sulu- Boya üzerinde uğraştı. 1982 yılında kuş ressamı Sa­

lih Acar ile tanıştıktan sonra suluboya üzerine eğildi.

Sanatçı, Salih Acar ile çalışma yıllarını sanat ya-

şamının en verimli dönemi olarak nitelendiriyor. Zeynep Hotiç, sergisine ilgi büyük.

50. s a n a t yılını kutluyor

... ... ", _____ - ' . ' . I .

menıi ile yağlıboya çalışmaları ve bende iz bırakan Levy Atöl­ yesindeki çalışmalarım. O dönem özellikle konstriiktüvizm üze­ rine eğildim. 1940’ta mezun oldum akademiden. Sonra asker­ lik yıllan, askerlikten sonra yine akademinin yüksek resim bö­ lümüne girdim, ¡kinci Dünya savaşı, resimde büyük bir dur­ gunluk yarattı, ekonomik ve ruhsal. 1947’de yüksek resim bö­ lümünü bitirerek, o dönem çok zor olan sadece resimle yaşa­ maya başladım. 1950-1975 arası yalnız resim yaparak yaşa­ yan ressamların çok büyük zorluklarla yaşadığım belirtmek is­ terim.”

Soru: “ Resimlerinizden de izlendiği gibi, ‘figüratiften

nonfigüratif’e geçme adım adım oluyor. Uzun zaman dili­ mindeki bn değişikliği, ‘soyut’un önemini açabilir misiniz?” Femıh Başağa: “ Soyut, çağa uymaktır. Çağımızın dina­

mizmini, akılcılığını, geniş görüşlülüğünü yansıtmaktır. Benim Türk resminde ilk soyut çalışma olarak sanat tarihine geçen yapıtımda 1950’lerin imzası var. Bu geçiş anlık değil, hep bir arayışın, hep bilinmeyeni yakalamaya çalışmanın bir ürünü. Resimde geçiş anı yok, zaman var, sınırsız bir zaman, zaman­ sızlık yani...”

Soru: "Yıllarını Türk resmine vermiş bir isim olarak Türk

resminin bugünkü durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?" Ferruh Başağa: “ Yukarıda da belirttiğim gibi, benim re­

sime ilk başladığım yıllardan 1970’lere kadar sadece resim ya­ pan, resimle hayatını kazanan ustalar vardı. Şimdi, Türkiye’­ de iki grup oluştu. Biri, yine resmi resim diye yapıyor, diğer grup maalesef işin ticari yönünü benimsemiş. Ancak umutlu­ yum, iyi yetişen gençler var. Bu, beni mutlu ediyor.”

Referanslar

Benzer Belgeler

Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz.. Benim doğduğum köylerde Şimal

Bourbaki grubu başlarda sadece bir kitap yaz- mayı hedeflediyse de bu kitap için gereken ön bil- gilerin derli toplu olarak hiçbir yerde bulunmadı- ğını fark ettiler.. Onlar da

içindir. Ben pehlivan kadın ara mıyorum. O itibarla boks gibi, futbol gibi, mukavemet yarış­ ları gibi, yüksek atlamalar gibi sporların kız mektep kapıların

vagonu b›rakt›ktan sonra kalan 4 vagonu ekin soluna geçirir, ekteki vagonu al›r ve hepsi- ni sol tarafta bekleyen 3 vagona birlefltirir.. vagonu

Yüksek irtifa, deniz seviyesinden 5000 metre ve daha üzeri yükseklikleri ifade etti- ¤inden, bu tarz da¤c›l›¤›n Türkiye top- raklar›nda 5165 metrelik A¤r› da¤›

Ancak sosvalize olm uş, gömlekçi, terzi, kundu­ racı, kürkçü, kuyum cu gibi m ağazaların fivatları empoze de­ ğil Yâni fabrikalarca tâyin edilm iş

Yeni İstanbul’un başmakale sütununu, ö- lüm yıldönümü münasebetiyle, Tiirk düşünce­ sinin büyük imzası merhum Peyami Safa’,ya ayırıyoruz. Ben bugün bu

Saltanat kayığının önünde altı büyük kayık, yol açmak için gider, alayın iki yanm a da zincir gibi bir sıra kayık daha konurdu. İşte bu devirlerden günümüze