• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 34. yılında Musahipzade Celal'in oyunları üzerine:Eleştirisini de içeren gerçeğe benzerlik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 34. yılında Musahipzade Celal'in oyunları üzerine:Eleştirisini de içeren gerçeğe benzerlik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ölümünün 34.yılmda Musahipzade Celal’in oyunları üzerine

Eleştirisini d e içeren gerçeğe benzerlik

SEVDA ŞENER

Musahipzade Celal (1868-

1959), ilk oyunu olan Köp-

riilüler'in 1912'de Manakyan

Kumpanyası tarafından Şeh- zadebaşı Ferah Tiyatrosu’- nda oynanışından bu yana hemen hemen her mevsim bir veya birkaç oyunu sergile­ nen, artık bir Türk klasiği sayılmayı hak etmiş tiyatro yazanmızdır. Yazdığı yirmi oyun içinde en başarılı olan­ ları komedya ve müzikli ko­ medya türünde olanlardır.

Bir Kavuk Devrildi. Avnaroz Kadısı, İstanbul Efendisi, Pa- zartesi-Perşembe, Kafes Arkasında, Mum Söndü, Ma­ cun Hokkası, Balaban Ağa, Yedekçi, Kaşıkçılar, Fer­ manlı Deli Hazretleri gibi

oyunları ile Osmanlı döne­ minden örnek vererek günü­ müze de gönderme yapar ve toplumun belli başlı kurulu­ larında görülen aksaklıkları eleştirir. Devlet yönetiminde­ ki bozukluklar, rüşvet ve ilti­ mas alışkanlıkları, tembellik, çıkarcılık, bilgisizlik, bağ­

nazlık, yobazlık, özellikle

üzerinde durduğu yanlı­

şlardır. Musahipzade Celal, yöneticile­ ri, devletin sorumlu kişilerini eleştirir­ ken halkın yanındadır. Çalışan, ekme­ ğini alınteri ile kazanan, güzel işler üre­ tenlerin doğru değerleri yaşattığını gös­ terir. Sanat ve bilim sevgisi, anlayış, hoşgörü, özveri, dayanışma ve yardı­ mlaşma alışkanlıkları onun yücelttiği değerlerdir.

Ote yandan, Musahipzade Celal'in oyunlarını bugün de çekici yapan, gö­ rüntüde ve konuşmalarda görülen çok renklilik, görsel çaıpıcılık, tiplerdeki çe­ şitleme ve sahne üzerindeki devingen­ liktir. Batı tiyatrosunun çoğu kez aile ilişkilerinde yoğunlaşmasına, odalarda tutuklanmasına karşın Musahipzade Celal’in oyunları sokağa, mahalleye, mesire yerlerine, bahçelere, çarşıya açılır. Bıî geniş ortamlarda her kesim­ den insan,~kendi özel giysisi, özel tavrı ile yer alır ve zengin bir görüntü oluştu­ rur. Oyunlann konulannın geçmişten alınmış olması bu görsel zenginliğin, sahne imkânlannın elverdiği ölçüde çe­ şitleme yapılarak sunulmasına olanak sağlar. Gözalıcı tarihi dekorlar, çok renkli kostümler, Osmanlıca yüklü ve Osmanlı işi nüktelerle yüklü dil, kulağa tanıdık gelen şarkılar, göze hoş gelen danslar yıllarca bu oyunlann popüler olmasını sağlamıştır.

Ancak bu olayların anılan özellikleri i e en çok otuzlu ve kırklı yıllarda

Da-20 Temmuz 1959’da yitirdiğimiz Musahipzade Celal (yanda). İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Kafes Arkası’nda adlı ovununda Cengiz Keskinkılıç ve Ayşegül Yalçın.

2- a

rülbedayi sanatçılan tarafından sergi­ lendiğinde asıl kıvamını bulduğu da bir gerçektir. Günümüz uygulamalarında ise bu oyunların ya didaktik yönü öne çıkarılarak ya da eğlendiriciliği abartıla­ rak kolay bir çekicilikle yetinildiği görü­ lüyor. Oysa Musahipzade Celal’in, Os­ manlI döneminin ve bu dönem kültür birikiminin konuşma ve tavır incelikle­ rini, kendi eleştirisini de içerecek biçim­ de yansıttığını unutmamak gerekir.

Gerçeğe benzerlik yanında, abartı yolu ile sağlanan güldürücülük onun sa­ natının temel özelliğini oluşturur. Tiyat­ ro sanatı bu çeşit ikilemlerden göze ve kulağa hoş gelen tatlar üretmeye yatkındır.

Seyirci bir yandan kendi içinde erkin­ leşmiş bir dilin ve son uyumunu bulmuş tavırlar bütününün şiirini yakalarken, bir yandan da aynı dildeki ve tavırlarda­ ki içerik yoksunluğunu tanır. Biçimsel

‘Fermanlı Deli Hazretleri’nde Feridun Karakaya ve Sevil Ulusoy.

mükemmeli ve bu doruğun kendi özünü yitirerek yozlaşma aşamasına geldiğini tanımak demek, kültür yaşamımızın önemli bir dönemecinin bilincine var­ mak demektir. Tiyatro sanatının en ve­ rimli malzemesini her zaman bu çeşit dönemeç dönemlerinin ikilemleri oluş­ turmuştur. Bu bakımdan sözünü etti­ ğim ‘kendi eleştirisini de içeren gerçeğe benzerlik’ Musahipzade Celal oyun­ larının vazgeçilmez sahneleme yöntemi olmalıdır. Gelişigüzel güncelleştirmeler, çağımıza uyarlamalar bu oyunların tadını kaçırır. Tıpkı modern Shakespea-

re uygulamalarının çoğunda görüldüğü

gibi.

Musahipzade oyunlarının özel tadını yeniden üretmek isteyen sahneye koyu­ cuların, oyuncuların, dekor ve kostüm tasarımcılarının, bestecilerin, bir kültür birikiminin bütün inceliklerini öğren­ miş olmaları gerekir. Bu, bizim gibi oyunculuk eğitimi veren kurum sorum­ lularının da görevi olmalıdır. Çünkü bu bilgi birikimi, yalnız Musahipzade oyunları için değil, Osmanlı dönemini ele alan bütün tarih oyunları için de ge­ çerli olacaktır. Gerçek çağdaşlaştırma ancak bu bilgi birikiminin bilinci içinde, eleştirel bakışı da yitirmeden yapılırsa başarılı olma şansı taşır. Gelişigüzel uy­ gulamaların ise yanlış bir eğlendiricilik anlayışını körüklemekten öte işlevi ol­ mayacaktır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak SETI’nin destekçilerinden olan Cumhuriyetçi Kongre üyesi Lamar Smith, toplant›da yapt›¤› konuflmada flunlar› söyledi:"Uzayda yaflam bulun- mas›,

Bu dört sene sonraki ikinci karşılaşmamdan sonra, son hastalı­ ğına kadar Atatürk’ün huzuruna sık sık çıkarıldım ve şarkı okudum.».. Atatürk’ün

Giyilebilir akıllı cihazlar, nesnelerin interneti, 3D baskı, basılı elektronikler, bulut bilişim, mobil çalışma ve akıllı belgeler yeni yılın ses getirecek

Do- layısıyla bu çalışmada, tedaviye sekonder dış kulak patolojileri genel olarak lokal tedavi ile kontrol edi- lebilir seviyededir denebilir.. Orta kulak

şamının büyük ustalarından Fakir Baykurt’un ölümünün Türk edebiyatı için büyük kayıp olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:.. “Derin bir kültür

“Dokuz, on ay önce Türkiye’yi savunmak için (Mahkeme-i Âlem Huzurun­ da Türkiye) Başlığı altında İstanbul’da bir kitap yayımladığını, ancak bu eserler beş

Kitabın kapağında incelemenin doğrultusu şöyle belirleniyor: Nazım Hıkmet'in şiirinde gelenek sorunu — Bed­ rettin hareketinin toplumsal ve ideolojik

“Bazı cinayetlerin gerçek nedenleri neden ortaya çıkarılmıyor?" diye soruyorlar.. “Niye tetikçilerden öteye ulaşılmıyor?”