CUMHURİYET
HABERLER
A tatürk'ün vasiyetine aldığı TD K ve TTK am acından saptırdıp işlevsiz hale getirildi
SAHTE ATATÜRKÇÜLER
ATATÜRK'ÜN
VASİYETİNE
► A tatürk’ün vasiyetini yok sayarak Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarmın ödeneklerini
kesip, birer kapalı derneğe dönüştürmekle yetinmeyerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’m
eski dile çeviren 1950-60 döneminin zihniyeti 12 Eylül 1980’den sonra hortladı. Atatürk’ün,
ölümünden 50 yıl sonra orijinal metni Tiirk ulusuna açıklanmak üzere kaleme aldığı vasiyeti,
12 Eylül’den sonra yeniden gizlice açıldı.
► Atatürk’ün vasiyetname metni; eski yazıdan Türkçeye çevrildi ve tereke hâkimliği
tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e teslim edildi. Atatürk’ün
vasiyetinin orijinal metninin açıklanmasını sakıncalı bulan Evren, orijinal metni “gizli
tutulm ak” üzere “Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi ve Stratejik Ekipler Dairesi
Başkanlığı”na gönderdi.
M ustafa Kemal A tatürk'ün soyağacı:
M ustafa K em al A tatü rk ’ün soyağacı (şecere) ile ilgili ayrıntılı bilgi ve b elg e yoktur.
A ta tü rk ’ün, bab a tarafından dedesinin 14 ve 15'inci yüzyılda O sm anlı D evleti tarafından, Konya ve A y d m ’dan M a kedonya’ya yerleştirilen “Kocacık
YörüklerTnden “Kırmızı Hafız’’
adıyla tanınan H afız Ahm et Efendi o lduğu sanılıyor.
A h m et E fendi, b ir k ız (Hatice) ile iki oğul babasıdır. Salih adlı oğlu önce Faika, sonra M überra ile evlenm iştir. A hm et E fe n d i’nin daha so n ra dünyaya gelen ü çü n cü oğlu
Ali Rıza; A ta tü rk ’ün babasıdır.
1839’da doğduğu sanılan, m ilis subaylığı, g üm rük m em urluğu ve kereste ticareti yapan A li Rıza
E fendi, 1893’te ölm üştür. A tatü rk ’ün an a tarafından dedesinin, A n ad o lu ’dan gelip S elanik yakınlarındaki L angaza kasabasına yerleşen T ürk ailelerinden “Varyemezoğlu” lardan İbrahim olduğu sanılıyor. İbrahim E fe n d i’nin, Haşan ile
Hüseyin adlı iki o ğ luyla Zübeyde
adlı b ir kızı olm uştur. O ğlunun b aşarıla n ın gördükten sonra, 14 O cak 1923’te İz m ir’de ölen Z übeyde H an ım ’m 1857 doğum lu olduğu sanılıyor.
A tatü rk ’ün beş kardeşi olm uş; 1871’de doğan Fatma 18 5 7 ’dc, 1874 ve 1875 tarihlerinde
doğdukları sanılan Ahm et ile Ö m er 1883 ’te difteriye (kuşpalazı) yakalanıp aynı günlerde
ölm üşlerdir.
M ustafa (A tatürk) 1881’de, kız kardeşi M akbule de 1885’te doğm uşlar. 1889’da doğan
Naciye 1901 ’d e ölm üştür.
A tatü rk ’ün tek m irasçısı olarak kız kardeşi M akbule A tadan kalm ıştır. E vlendiği M ustafa
M ecdi Boysan’dan bir süre
sonra ayrılan M akbule H anım ; M ustafa K em a l’e “Atatürk” soyadı yasayla verildiğinden,
“Atadan” soyadını almıştır.
M akbule A tadan 1956’da ölm üştür.
M ustafa K em al A tatü rk ’ün, 29 O cak 1923 günü evlendiği
Latife H anım ’dan, 5 A ğustos
1925’te sona eren evliliğinden çocuğu olm am ıştır.
ilginç olan; A tatürk’e, ilke ve devrim- lerine ihanet edenlerin genellikle “sahte Ata
türkçüler” olmalarıdır. Bunun tipik ör
neklerinden biri de, 12 Eylül Askeri Dar- besi’nin lideri Kenan Evren’dir. Ağzından
“Atatürk” kelimesini düşürmeyen, kendi
sini “Atatürk II.” gibi göstermeye yelte nen, hatta zam an zaman A tatürk’ün kılık
e kıyafetlerine benzer giysiler giyen Ev in, hem Atatürk ilke ve devrimlerine hem e vasiyetine ihanet etmiştir.
Evren, kürsülere çıkıp din ağırlıklı ko- ıışmalar yapıp vaazlar vermiş; imam ha- plerle Kuran kurslarına ve tarikatlara ye- 1 ışık yakmıştır. A tatürk’ün, vasiyetinin İtmcı m addesiyle güvenceye alıp, son- oza kadar sürmesini amaçladığı Türk Dil /urumu ile Türk Tarih Kurum u’nu ama mdan saptınp işlevsiz durum a getiren de Cenan E vren’dir.
Neden tarih ve dil
kurumlan?
Türk O c a k la n ’nın 23 N isan 1930’da toplanan, 6. K urultayı’nın son oturum un da, Atatürk’ün direktifiyle verilen bir öner ge kabul edildi. Böylece,
“Türk tarihini, Türk uygarlığını bilim sel olarak incelemek amacıyla T ürk Tarih Heyeti” oluşturuldu. 1931 ’de Türk Ocak-
la n ’nın kapatılmasından sonra da; Türk Ta rih H eyeti’nin yerine ‘Türk Tarihi Tetkik
Cemiyeti’ kuruldu ve cemiyetin adı 1931 ’de ‘Türk Tarih Kurumu’na dönüştürüldü.
Türk Tarih Kurumu, evrensel bir kuru luştu... Çünkü, Atatürk’ün tüzüğe koydur duğu bir maddeyle, hangi milliyet ve ku rum dan olursa olsun, isteyen herkes ku rum a üye olabiliyordu.
1928’de ‘DilDevrimi’ni gerçekleştiren Atatürk, dil sorunlarına çözüm getirilm e si için ‘Alfabe Encümeni’ni kurdurdu. Bir yıl sonra, bu kuruluş ‘Dil EncümenTne dö nüştürüldü.
A tatürk’ün direktifleriyle, Birinci Türk Tarih Kongresi ’nin sona erdiği 12 Temmuz 1932’de de Türk Dil Kurum u kuruldu, iki ay sonra yapılan ilk kurultaya katılanlann tümü, Türk D il K urum u’nun asil üyeleri sayıldılar.
Önem nereden
kaynaklanıyor?
Tüzüğünde amacı, “Türk dilinin öz gü
zelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine ya raşır yüksekliğe eriştirmek” biçiminde be
lirlenen T ürk Dil K urum u’na Atatürk çok büyük önem vermiştir. Atatürk, bunu Türk Dil Kurum u T üzüğü’ne şu maddeyi koy durm akla göstermiştir:
“Türkiye Kamutayı’nm Başkanı (TBMM Başkam) ile Türkiye Cumhuriyeti Başba kanı w (^nelkurmay Başkanı Türk Dil Ku rumu’nun onursa] başkanlandırlar.”
Atatürk bu önemi sık sık vurgulamış ve 1 Kasım 1935’te şunlan söylemiştir: “Kül
türümüzü, yeni ve modem esaslara göre teş kilatlandırmaya durmadan devam ediyo ruz. Türk tarih ve dü çahşmalan büyük inan la, beklenilen ışıklı verimlerini şimdiden göstermektedir.”
İhanetin en son perdesi
A tatürk’ün vasiyetini yok sayarak Türk Tarih ve Dil K urum lan’nm ödeneklerini kesip, birer kapalı dem eğe dönüştürmek le yetinmeyerek Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasası’nı eski dile çeviren 1950-60 döne m inin hain ve haramzade zihniyeti 12 Ey lül 1980’den sonra hortlamıştır.
A tatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra ori jinal metni Türk ulusuna açıklanmak üze re kalem e aldığı vasiyeti, 12 E ylül’den sonra yeniden gizlice açıldı. Atatürk’ün va
siyetname metni; eski yazıdan Türkçeye çevrildi ve tereke hâkimliği tarafından dö nem in Genelkurmay Başkanı Kenan Ev ren’e teslim edildi (1988). A tatürk’ün va siyetinin orijinal m etninin açıklanmasını sakıncalı bulan Evren, orijinal metni “giz
li tutulmak” üzere “Genelkurmay Baş kanlığı Harp Tarihi ve Stratejik Ekipler Da iresi BaşkanbğTna gönderdi. Marmaris/Ar-
m utalan’daki yazlık köşkünde kendisini ziyaret edenlerin (20 O cak 1992) konuy la ilgili sorularına Kenan Evren, “Ata
türk'ün vasiyetini açıklamaya,öğünün or
tamı müsait değildi” cevabını verdi.
Evren doğruyu söylemiyordu; üstüne üstlük A tatürk düşm anlan ile yobazlann ellerine bir büyük koz vermişti. Nitekim, laik cumhuriyet ve Atatürk düşmanları o günden bu yana; kendi aralarındaki top lantılarda ve kontrollerindeki yayın organ- lannda sürekli şu iddiayı işliyorlar: “- ‘Ata
türk’ün vasiyet metni, Allah’ın emirlerini ihtiva ettiği için açıklanmıyor."
28 Kasım 1938’dc Ankara 3. Sulh Hu kuk M ahkem esi’nde, duruşmayı izleyen lerin huzurunda Hâkim Osman Selçuk ta
rafından okunup mahkeme tutanaklarına geçirilen, A tatürk’ün bizzat kalem e aldı ğı vasiyet metnini; vasiyete ihanet eden lerin, haramzadelerin, yalancıların ve sah te Atatürkçülerin suratına bir şamar gibi çarpıyoruz...
(*) Yakında kitap olarak çıkacak, Ata türkçü Düşünce D em eği Aliağa Şubesi için yapılan araştırmadan.