fakat a alı yanı azdı
Tanıyanı cok
,
Selini ANDAK
Dünyaya isim bıraka
rak ölen kişilerin arka
sından çoğu kez gerçek
lerle ilgisi olmayan şey
ler söylenir, türlü söy
lentiler çıkarılır. Hattâ
erken konuşanlar ekse
ri ölenin yakın dostuy
muş gibi görünerek bil
giçlik taslarlar.
Kaybedilenin ününe
bağlı sansasvon'a daya
narak, kendi hesapların
ca yararlanma yoluna
saparlar... Ve birçok şey
ler de bu arada uyduru
lur gider...
DARİO MORENO, göçüp geride bıraktığı dünyada herkes tarafın dan tanınan bir insanın mutlulu ğunu, fakat iç dünyası sadece bir iki dostu tarafından bilinen bir kişinin mutsuzluğunu taşıyordu? Ve aslında DARÎO'ııun hayatı, parlak ve renkli bir sanat atmos feri içinde «trajikomik» yanları olan bir dram’dı.
Dario Moreno'yu bütiin kişili ğiyle tanıyan ve onun müzik dün yasında büyük adımlar atmasına yol açan bir iki kişi ise, bugün lerde sözü geçen kimselerin dı şında âdeta «isimsiz kahraman lar» gibi kalmışlardı.
DARİO’N U N
«PAPPİ»Sİ
Dario’yu içten tanıyan, onunla «kader birliği» yapmış olan başlı ca kişi. Dario’nun «PAPPİ» (Ba ba) diye çağırdığı çok değerli mü zisyen Fritz Beda Kerten’dir... Fritz Kerten, admı Türkiyedeki Ba tı müziği dünyasının 30 küsur yıl dan beri çok iyi tanıdığı bir mü zik otoritesidir. Bu süre içinde yurdumuzda kimleri yetişti rme- miştir ki, Fritz Kerten?.. Türkiye de Hafif Batı Müziği, operetler, müzikal «show»lar alanında onun öğretici ve yol gösterici çalışma larından, onun piyanist olarak her türde müzik parçalarında sağ lam «eşliğinden» ve özellikle ya pıcı ve destekleyici «aranjman»!a- rından yararlanmamış solist ve topluluk pek azdır. Bir süreden beri Dario Moreno ile, birlikte çalışmak üzere Türkiye’den Pa ris’e yerleşen Fritz Kerten, orada ANDRE KERR admı aldıktan sonra, ünlü miisizyenlere aranj manlar ve piyano eşliği yapmak taydı.
Paris’ten edindiğimiz bilgiye gö re, Dario’nun sevgili «Pappi»si (Andre Kerr), gözbebeği gibi ye tiştirdiği şarkıcının ölümüyle ü- züntüden yıkılmış durumda. Hem yıpratıcı bir sessizlik, hem de Da rio için söylenen gerçek dışı şey lere hayret ve kızgınlık içinde bulunuyor!..
İŞ HAYATI
Dario’nun ikinci yakın kişisi, Türkiyede artist organizatörlüğü yapan emektar FOGEL’dir. O da hem üzgün, hem şaşkın,
söylenen-lore hayret edip duruyor. Herhal de Fogel, uzun yıllar öncesi ilk defa Dario’yu sahneye çıkardığı anları, onun heybetli ve çocuksu duruşuyla beyaz smokin'i içinde Taksim Belediye Gazinosunda «napoliten» şarkılar, «arya»lar söy lediği devreyi hatırlıyor!.. Az üc retlerle ne çile çekmişti Dario?.. Dario’nun ölmeden önce en ya kını ve yıllardan beri ona dış pi yasada ün kazandıran meneceri ERKAN ÖZERMAN da bir yandan çok dertli, bir yandan isyankâr: «Nedir canım bu söylenenler? Da rio önce içki p.k içmezdi, son zamanlarda Coca-Cola içerdi?...» Sonra bir iki arkadaşı vardı, o ka dar... Türkiye’den başka sevgilisi yoktu. Türklükle iftihar ederdi. Nitekim Paris'te Fransız vatandaşı olması için yapılan İsrarlı teklif lere de «hayır» demişti. Mutlaka Türkiyede gömülmesi gerekir» diyordu.
... VE FECRİ
ERCİOĞLU
«Aşkımız Bitti». «Her akşam votka şaıap», Elveda Aşkını» «İs- tanbuluıı Kızlan» gibi popüler şarkıları kendi yazdığı sözlerle ilk defa Daria Moreno’ya okutan ve büyük süke'. yı.pmasma yol a- çan ünlü disk cokey FECRÎ ER CİOĞLU. üzgün olarak bize şu anılarım anlattı:
«— Dostum Dario ile yıllarca ön ce elele verip şarkılar yazmıştık. İlk tanışmam Ankarrşla 1947 de Maltepe bahçesinde oldu. O gün maç yapmıştık tFecri Ebcioğlu’- nun disk jokey’likten önce tanın mış bir kaleci olduğu bilinir) Dario da futbolu çok severdi. Ta kımım Mulıafızgücü maçı kazan mıştı. Dario geldi beni tebrik et ti. Ben de kendisinin sesini çok beğendiğimi ve Türkiye'deki ra yiçle değer bulamayacağını, mut
laka Avrupa’ya gitmesini .söyle miştim. Üç yıl sonra bir plâk eli me geçti. Ağzım açık kaldı. Üs tünde Dario Moreno adı yazılıydı. «LUNA» adlı bir şarkıydı bu!.. Rad voda programım vardı. Ku plâğını tanıttım. Mektuplar yığdı. «Bıı şarkıcı Türk olamaz!» dediler. Ben de ikinci programımda dinle yicilere: «Belki olmayabilir, amma aynı isimde ik: insan varsa, o da Dario Moreno’dur» dedim. Sonra haklı çıktım. Bu bizim Dario’dan baskası değildi. Sonra onuıı oku duğu «Portekizde İlkbahar» par çasını lanse ettim. Dario çok tu tuldu. Bes yıl önce gazetedeki te lefonda bir ses: «Sizinle tanışmak istiyorum..» dedi. Hilton'da rande vulaştık. Beni görüne’ birden lıay retle: «A!., kaleci Fecri? Sen misin o tanınmış disk - .iokey Fecri Eh- cioğlu..» demez mi?.. Sonra, «Şim di sana âdeta emrediyorum, tiirk- çeyi hafif müzikte kabul ettirmiş sin, aferin. Senden plâklar isti yorum» dedi. So.ıra Fransa’ya gitti. Her gelişinde hediyeler ge tiriyor ve bana: «Kendi memleke timde beni ayakta tutuyorsun» di yordu. Sonra bir akşam uykuya yattık, ben kalktın’, Dario kalk madı. Bir gün ben kalkmıyaca- ğım, başkası kalkacak.. Hayat bu!,.»
M üH İD D İN SADAK’lN
COĞRIJ T E ŞH İSİ
Uzun yıllar önce Dario Moreno sanat hayatına atılmak üzere i- ken, günlerden bir gün İstanbul Konservatuarına giderek Şehir Korosu’na girmek istemiş. Koro şefi müzik otoritesi Muhiddin Sa öak ona: «Güzel sesin var.. Am ma korolarda işin ne, git hafif müzik alanında şarkı söyle, senin için daha verimli olur» tarzında öğütte bulunmuş. İşte bu öğiit gerçekten yerini bulmuş sayılır!..
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi