• Sonuç bulunamadı

Hadim (Konya) köyleri ağzı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hadim (Konya) köyleri ağzı"

Copied!
318
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI

TÜRK DİLİ BİLİM DALI

KONYA’NIN HADİM İLÇESİ AĞZI

KÜBRA DURAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

PROF. DR. UFUK DENİZ AŞCI

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kübra DURAN

Numarası 154201041006

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı /Türk Dili

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Konya’nın Hadim İlçesi Ağzı

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (İmza)

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Kübra DURAN

Numarası 154201041006

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı /Türk Dili

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ufuk Deniz AŞCI Tezin Adı Konya’nın Hadim İlçesi Ağzı

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Konya’nın Hadim İlçesi Ağı başlıklı bu çalışma 10/05/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

SÖZ BAŞI

Hadim Konya’nın otuz bir ilçesinden biri olup şehrin güneyinde yer almaktadır. Tarihi açıdan zengin bir geçmişi olan bu bölgede Bizans ve Roma dönemlerine ait birçok yerleşim yeri kalıntısı mevcuttur. Coğrafi olarak hem İç Anadolu hem de Akdeniz etkisinde kalması bölgenin ağız özelliğinde de etkili olmuştur. Çalışmada Hadim ağzındaki farklılıkların gösterilmesi amaçlanmıştır.

Hadim’in söz varlığını, ağız özelliklerini canlı tutan nesil genelde atmış yaş üstüdür. Öte yandan bu coğrafyadan dışarı çıkmayan genç neslin varlığı kültürel ögelerin, ses ve ağız özelliklerinin korunmasını sağlamıştır. Bu zenginliğin kalıcı olmasına katkı sağlamak için yöreden hem coğrafi olarak hem ağız ve ses özelliği olarak çeşitlilik gösteren yedi yerleşim yerinden (Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler, Dülgerler, Sarnıç ve Yelmez) derlemeler yapıldı. Fonetik ve morfolejik alanda farklılıklar ortaya koyabileceği düşünüldüğü için ilçenin doğusundan, batısından ve güneyinden olmak üzere yedi farklı yerleşim yeri seçilmiştir.

Çalışma; Giriş, İnceleme, Metinler ve Sözlük bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmanın amacı, kullanılan yöntem, Hadim’deki gelenek, görenek, kültür ve bahsi geçen yedi yerleşim yeri hakkında bilgiler verildi. İnceleme kısmında Ses Bilgisi ve

Şekil Bilgisi başlığı altında iki bölüm hâlinde çalışma yapıldı. Metinler bölümünde 7 farklı

yerleşim yerinden yirmi yedi kişiden derlenen yirmi üç farklı metin yer almaktadır. Sözlük bölümünde ise metinlerden derlenen, kullanımı standart Türkçeden farklı olan kelimeler varyantlarıyla birlikte yer almıştır.

Hadim ve yöresi, tarihi itibarıyla uzun yıllardan beri Türk coğrafyası içerisinde yer alır. Fakat literatür çalışması kapsamında bölgenin lisansüstü düzeyde çalışılmamış bir alan olduğu tespit edildi. Bu tez araştırmasının ağız çalışmaları alanında yapılacak benzer araştırmalara kaktı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Öncelikle tez çalışmalarım süresince desteğini esirgemeyen değerli danışman hocam Prof. Dr. Ufuk Deniz AŞCI’ya, yine çalışmalarım boyunca yardımcı olan Dr. Fatih Numan KÜÇÜKBALLI’ya, Hadim’in yerleşim yerlerini gezmem ve kaynak şahısların seçimi hususunda tecrübelerinden faydalandığım aile dostumuz Arife VURAL’a, çalışmanın temelini oluşturan kaynak kişilere, misafirperverlikleri, güzel sohbetleri ve sağladıkları katkı için teşekkür ederim.

Bu süreçte hep yanımda olan, beni destekleyen aileme de çok teşekkür ederim.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kübra DURAN

Numarası 154201041006

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı/Türk Dili

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ufuk Deniz AŞCI

Tezin Adı Konya’nın Hadim İlçesi Ağzı ÖZET

Bu çalışmada Hadim (Konya) ilçesinin doğusu, batısı ve kuzeyinden seçilen yedi yerleşim yerinden metinler derlenmiştir. Belirlenen yerleşim yerlerinin ses ve coğrafi özellikleri açısından farklılıklar gösteceği düşünüldüğü için tercih edilmiştir. Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler, Dülgerler, Sarnıç ve Yelmez olmak üzere toplam yedi yerleşim yerinden derlemeler yapılmıştır. Yirmi yedi farklı kişiden yirmi üç farklı metin yer almıştır.

Çalışmada, Hadim ve yöresi ağzının ses ve şekil bilgisi özelliklerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Derlemenin yapıldığı bölgede ağız özellikleri büyük oranda korunmuştur.

Metinlerin oluşmasını sağlayan kaynak şahıslar ile görüşmeler yapılmış ve görüşmeler esnasında konuşmalar, ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmıştır. Çalışma sonucunda derlenen metinlerden hareketle elde edilen veriler neticesinde ses ve şekil bilgisi alanlarında farklı özellikler tespit edilmiştir. Bu incelemelerde, kelime başı ses türemeleri, ünsüz benzeşmeleri, önlüleşme, artlılaşma hadisesi gibi konular üzerinde durulmuştur. Sözlük bölümünde standart Türkçeden farklılık gösteren kelimeler ve varyantları yer almıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise söz konusu özellikler maddeler hâlinde verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Hadim (Konya) Ağzı, Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler,

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kübra DURAN

Numarası 15420104006

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı/Türk Dili

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ufuk Deniz AŞCI

Tezin İngilizce Adı The Dialect of Villages of Hadim of Konya

SUMMARY

In this study, texts selected from the seven villages in the east, west and north of Hadim (Konya) district were reviewed. Identified villages considered to be different in terms of sound and geographical characteristics, thus these seven villages were selected. The seven villages used in the study to prepare the reviews are Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler, Dülgerler, Sarnıç and Yelmez. There are twenty three different texts from twenty seven different people.

Aim of this study is to reveal the characteristics of the dialect of Hadim region. The dialect characteristics were largely preserved in the region where the reviews were prepared.

Interviews were carried out with the persons who were selected to form the texts and the conversations were recorded with the voice recorder during the interviews. As a result of the data obtained from the texts compiled from the interviews, different characteristics were determined in terms of sound and morphology. Among these characteristics, the topics such as front word epenthesis, consonant harmony, frontness and backing events are emphasized. The dictionary section contains the words and variants that differ from the standard Turkish. In the conclusion part of the study, these characteristics are given item by item.

Key Words: Dialect of Hadim (Konya), Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler, Dülgerler,

(7)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... III Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... IV SÖZ BAŞI ... V SUMMARY ... VII Çeviri Yazı İşaretleri ... XV Kısaltmalar ve İşaretler ... XVII

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Araştırmanın Amacı ... 1

1.2. Kapsam ... 2

1.3. Yöntem ... 3

1.3.1. Araştırma Alanının Belirlenmesi ... 3

1.3.2. Kaynak Kişilerin Belirlenmesi ... 3

1.3.3. Derleme ... 3

1.3.4. Derlenen Metinlerin Yazıya Aktarılması ... 4

1.3.5. İnceleme ... 5

1.3.6. Sözlük ... 5

1.4. Hadim’in Tarihi ... 6

1.5. Hadim’in Coğrafi ve Beşerî Özellikleri ... 8

1.5.1. Yerköprü Şelalesi ... 10 1.5.2. Hadimî Hazretleri ... 10 1.6. Hadim’de Âdetler ... 12 1.6.1. Evlenme Âdetleri ... 12 1.6.2. Bayram Âdetleri ... 13 1.6.3. Oyunlar ... 14

1.7. İncelenen Mahalleler Hakkında ... 19

1.7.1. Dedemli Mahallesi ... 19 1.7.2. Kalınağıl Mahallesi ... 20 1.7.3. Gülpınar Mahallesi ... 21 1.7.4. Gaziler Mahallesi ... 22 1.7.5. Dülgerler Mahallesi ... 23 1.7.6. Sarnıç Mahallesi ... 24 1.7.7. Yelmez Mahallesi ... 25 2. İNCELEME ... 26 2.1. Ses Bilgisi ... 26 2.1.1. ÜNLÜLER ... 26 2.1.1.1. Ünlü Çeşitleri ... 26 2.1.1.1.1 /a/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 26 2.1.1.1.2. /e/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 27 2.1.1.1.3. /ı/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 29 2.1.1.1.4. /i/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 29 2.1.1.1.5. /o/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 30

(8)

2.1.1.1.6. /ö/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 31

2.1.1.1.7. /u/ Ünlüsü ve Çeşitleri ... 31

2.1.1.2. Uzunluk-Kısalıklarına Göre Ünlüler ... 32

2.1.1.2.1 Kısa Ünlüler ... 32

2.1.1.2.1.1. Kısa /a/ ve /e/ Ünlüleri : [ă], [ĕ] ... 33

2.1.1.2.1.2. Kısa /ı/ ve /i/ Ünlüleri [ĭ], [ĩ] ... 33

2.1.1.2.3. Kısa /o/ ve /ö/ Ünlüsü : [ŏ], [ö̆] ... 33

2.1.1.2.1.4. Kısa /u/ ve /ü/ Ünlüleri : [ŭ], [ü̆] ... 34

2.1.1.2.2. Uzun Ünlüler ... 34

2.1.1.2.2.1. Ünsüz Erimesi veya Düşmesi Sonucu Oluşan Uzun Ünlüler ... 36

2.1.1.2.2.1.1. Sözcük Kök ve Tabanlarında ... 36

2.1.1.2.2.1.2. Eklerde ... 38

2.1.1.2.2.2. Hece Kaynaşmaları Sonucu Oluşan Uzun Ünlüler ... 38

2.1.1.2.2.2.1. Sözcük Kök ve Tabanlarındaki Hece Kaynaşmalarıyla Oluşan Uzun Ünlüler ... 38

2.1.1.2.2.2.2 Eklerde Görülen Hece Kaynaşmalarıyla Oluşan Uzun Ünlüler ... 39

2.1.1.2.2.2.3. Kök-Ek ve Ek-Ek Birleşmelerinde Görülen Hece Kaynaşmaları Sebebiyle Oluşan Uzun Ünlüler ... 40

2.1.1.2.2.4. İki Sözcüğün Birleşmesinde Ünsüz Erimesiyle Oluşan Uzun Ünlüler ... 40

2.1.1.2.2.3. Vurgu ve Tondan Kaynaklanan Uzun Ünlüler ... 41

2.1.1.2.2.3.1.Vurgu ... 41

2.1.1.2.2.3.2. Ton ... 42

2.1.1.2.2.3.2.1.Yükselen Ton ... 42

2.1.1.2.2.3.2.2.Alçalan Ton ... 42

2.1.1.2.2.4. Alıntı Sözcüklerde Uzun Ünlüler ... 43

2.1.1.2.2.4.1. Aslî Uzun Ünlüler ... 43

2.1.1.2.2.4.2. İkincil Uzun Ünlüler ... 43

2.1.1.3. İkiz Ünlüler ... 43

2.1.1.3.1. Yükselen İkiz Ünlüler ... 44

2.1.1.3.2. Alçalan İkiz Ünlüler ... 45

2.1.1.3.3.Eşit İkiz Ünlüler ... 46

2.1.1.4. Ünlü Uyumları ... 47

2.1.1.4.1. Ünlü-ünlü uyumu ... 47

2.1.1.4.1.1. Önlük-Artlık Uyumu (Damak Uyumu, Büyük Ünlü Uyumu) ... 47

2.1.1.4.1.1.1.Ekler ... 48

2.1.1.4.1.1.1.2. +ki Aitlik Eki ... 48

2.1.1.4.1.1.1.3. -ken Zarf-Fiil Eki ... 48

2.1.1.4.1.1.1.4. -yor Şimdiki Zaman Eki ... 48

2.1.1.4.1.1.1.5. ki Bağlacı ... 49

(9)

2.1.1.4.1.1.1.7. i- Fiili ... 49

2.1.1.4.1.1.2. Kelimeler ... 50

2.1.1.4.2. Önlük-Artlık Uyumuna Aykırılık ... 50

2.1.1.4.3. Düzlük- Yuvarlaklık Uyumu (Dudak Uyumu, Küçük Ünlü Uyumu) ... 51

2.1.1.4.4. Uyum Değişikliği ... 52

2.1.1.5. Ünlülerle İlgili Ses Olaylar ... 52

2.1.1.5.1. Ön Ünlülerin Artlılaşması ... 52

2.1.1.5.2. Art Ünlülerin Önlüleşmesi ... 53

2.1.1.5.3. Düz Ünlülerin Yuvarlaklaşması ... 53

2.1.1.5.4. Yuvarlak Ünlülerin Düzleşmesi ... 54

2.1.1.5.5. Geniş Ünlülerin Daralması ... 54

2.1.1.5.6. Dar Ünlülerin Genişlemesi ... 54

2.1.1.5.7. Normal Uzunluktaki Ünlülerin Uzaması ... 55

2.1.1.5.8. Ünlü Türemesi ... 55

2.1.1.5.8.1. Önseste Ünlü Türemeleri ... 55

2.1.1.5.8.2. İç Seste Ünlü Türemeleri ... 56

2.1.1.5.8.3. Son Seste Ünlü Türemeleri ... 56

2.1.1.5.9. Ünlü Düşmeleri ... 56

2.1.1.5.9.1. İç Seste Ünlü Düşmeleri ... 57

2.1.1.5.9.2. Son Sesteki Ünlü Düşmeleri ... 57

2.1.5.9.3. Ünlü Birleşmesi Yoluyla Oluşan Ünlü Düşmesi ... 58

2.1.5.9.4. İki Kelime Arasında Ünlü Karşılaşmasından Kaynaklanan Ünlü Düşmesi ... 58

2.1.2. ÜNSÜZLER ... 59

2.1.2.1. Ünsüz Çeşitleri ... 59

2.1.2.2. Ünsüzlerle İlgili Ses Olayları ... 67

2.1.2.2.1. Ötümsüzleşme ... 67

2.1.2.2.1.1. Ön Seste Ötümsüzleşme ... 67

2.1.2.2.1.2. İç Seste Ötümsüzleşme ... 67

2.1.2.2.1.3. Son Seste Ötümsüzleşme ... 68

2.1.2.2.2. Ötümlüleşme ... 68

2.1.2.2.2.1. Ön Seste Ötümlüleşme ... 68

2.1.2.2.2.2. İç Seste Ötümlüleşme ... 68

2.1.2.2.2.3. Son Seste Ötümlüleşme ... 69

2.1.2.2.3. Sızıcılaşma ... 69

2.1.2.2.3.1. Ön Seste Sızıcılaşma ... 70

2.1.2.2.3.2. İç Seste Sızıcılaşma ... 70

2.1.2.2.3.3. Son Seste Sızıcılaşma ... 70

2.1.2.2.3.4. Sızıcı Ünsüzler Arasındaki Değişmeler ... 70

2.1.2.2.3.4.1. Ön Sesteki Değişmeler ... 70

2.1.2.2.3.4.2. İç Sesteki Değişmeler ... 71

(10)

2.1.2.2.4. Akıcılaşma ... 71

2.1.2.2.4.1. Akıcı Ünsüzler Arasında Değişmeler ... 72

2.1.2.2.5. Süreksizleşme ... 72

2.1.2.2.5.1. Ön Seste Süreksizleşme ... 72

2.1.2.2.5.2. İç Seste Süreksizleşme ... 72

2.1.2.2.5.3. Son Seste Süreksizleşme ... 73

2.1.2.2.6. Damak Ünsüzleri Arasında Nöbetleşmeler ... 73

2.1.2.2.7. Ünsüzlerde Artlılaşmalar ... 74

2.1.2.2.7.1. Ön Sesteki Artlılaşmalar ... 74

2.1.2.2.7.2. İç sesteki Artlılaşmalar ... 74

2.1.2.2.7.3. Son Sesteki Artlılaşmalar ... 74

2.1.2.2.8. Ünsüz Benzeşmeleri ... 74

2.1.2.2.8.1. İlerleyici Benzeşme ... 75

2.1.2.2.8.1.1. İlerleyici Tam Benzeşme ... 75

2.1.2.2.8.1.1.1.Yakın Benzeşme ... 75

2.1.2.2.8.1.1.2. Uzak Benzeşme... 75

2.1.2.2.8.1.2.İlerleyici Yarı Benzeşme ... 76

2.1.2.2.8.2. Gerileyici Benzeşme ... 76

2.1.2.2.8.2.1. Gerileyici Tam Benzeşme ... 76

2.1.2.8.2.1.1.Yakın Benzeşme ... 76

2.1.2.2.8.2.2. Gerileyici Yarı Benzeşme ... 77

2.1.2.2.8.2.2.1. Yakın Benzeşme ... 77

2.1.2.2.8.2.2.2. Uzak Benzeşme... 77

2.1.2.2.9. Ünsüz Düşmesi ... 77

2.1.2.2.9.1. Ön Seste Ünsüz Düşmesi ... 77

2.1.2.2.9.2. İç Seste Ünsüz Düşmesi ... 78

2.1.2.2.9.3. Son Seste Ünsüz Düşmesi ... 78

2.1.2.2.10. Ünsüz Türemesi ... 79

2.1.2.2.10.1. Ön Seste Ünsüz Türemesi ... 79

2.1.2.2.10.2. İç Seste Ünsüz Türemesi ... 79

2.1.2.2.10.3. Son Seste Ünsüz Türemesi ... 80

2.1.2.2.11. Hece Kaynaşması ... 80

2.1.2.2.12. Ünsüz İkizleşmesi ... 80

2.1.2.2.13. Ünsüz Tekleşmesi ... 81

2.1.2.2.14. Göçüşme ... 81

2.1.2.2.14.1. Yakın Ünsüzler Arasında Göçüşme ... 81

2.1.2.2.14.2. Uzak Ünsüzler Arasında Göçüşme ... 82

2.1.2.2.14.3. Ünlü Ünsüz Göçüşmesi ... 82

2.1.2.2.15. Damak Ünsüzleri Arasındaki Nöbetleşmeler ... 82

2.2. Şekil Bilgisi ... 83

2.2.1. İsim Çekimi ... 83

2.2.1.1. Çokluk Eki : +lar, +ler, +nar, +ñar, -lē, -lāɁ ... 83

(11)

2.2.1.3. İyelik Ekleri ... 83

2.2.1.4. Hâl Ekleri ... 85

2.2.1.4.1. Yalın Hâl ... 86

2.2.1.4.2. İlgi Hâli : +ın, +in, +nın, +nin, +un, +ün, +ñ, +ıñ, +iñ, +uñ, +ún, +üñ, +niñ, +nıñ, +nuñ, +nüñ, +im, +ğin, ȱn ... 86

2.2.1.4.3. Belirtme Hâli : +ı, +i, +u, +ü ... 87

2.2.1.4.4. Yönelme Hâli : +a, +e ... 87

2.2.1.4.5. Bulunma Hâli : +da, +de ... 87

2.2.1.4.6. Ayrılma Hâli : +dan, +den, +dañ, +deñ +Tañ, +tan, +ten +nan, 88 2.2.1.4.7. Vasıta Hâli : +la, +le , +ıla ,+ile , +ĭla +ılan +ilen, +ĭlan +ín, +nan, +na ... 89

2.2.1.4.8. Eşitlik Hâli : +ca, +ce ... 89

2.2.1.4.9. Yön Gösterme Hâli : +arı, +eri, +ra ... 90

2.2.1.5. Soru Edatı : mı, mi, mu, mü, ñi ... 91

2.2.2. Fiil Çekimi ... 92

2.2.2.1. Şahıs Ekleri ... 92

2.2.2.1.1. Zamir Kaynaklı Şahıs Ekleri ... 92

2.2.2.1.2. İyelik Kaynaklı Şahıs Ekleri ... 93

2.2.2.1.3. Emir Ekleri ... 94

2.2.2.2. Fiillerin Basit Zaman Çekimleri ... 96

2.2.2.2.1. Bildirme Kipleri ... 96

2.2.2.2.1.1. Görülen Geçmiş Zaman ... 96

2.2.2.2.1.2. Öğrenilen Geçmiş Zaman ... 97

2.2.2.2.1.3. Şimdiki Zaman ... 98 2.2.2.2.1.4. Geniş Zaman ... 100 2.2.2.2.1.5. Gelecek Zaman ... 103 2.2.2.2.2.Tasarlama Kipleri ... 105 2.2.2.2.2.1. Emir Kipleri ... 105 2.2.2.2.2.2. Şart Kipi ... 105 2.2.2.2.2.3. Gereklilik Kipi ... 106 2.2.2.2.2.4. İstek Kipi ... 106

2.2.2.2.3. Fiillerin Birleşik Zaman Çekimleri ... 107

2.2.2.2.3.1. Hikâye ... 107

2.2.2.2.3.1.1. Geniş Zamanın Hikâyesi ... 107

2.2.2.2.3.1.2. Şimdiki Zamanın Hikâyesi ... 109

2.2.2.2.3.1.3. Gelecek Zamanın Hikâyesi ... 109

2.2.2.2.3.1.4. Görülen Geçmiş Zamanın Hikâyesi ... 110

2.2.2.2.3.1.5. Öğrenilen Geçmiş Zamanın Hikâyesi ... 111

2.2.2.2.3.1.6. İstek Kipinin Hikâyesi ... 111

2.2.2.2.3.1.7. Şart Kipinin Hikâyesi ... 112

2.2.2.2.3.2. Rivayet ... 112

2.2.2.2.3.2.1. Geniş Zamanın Rivayeti ... 112

(12)

2.2.2.2.3.2.3. Öğrenilen Geçmiş Zamanın Rivayeti ... 113

2.2.2.2.3.2.4. Şimdiki Zamanın Rivayeti ... 113

2.2.2.2.3.3.1. Geniş Zamanın Şartı ... 113

2.2.2.2.3.3.2. Gelecek Zamanın Şartı ... 114

2.2.2.2.3.3.3. Öğrenilen Geçmiş Zamanın Şartı ... 114

2.2.2.2.3.3.4. Şimdiki Zamanın Şartı ... 115

2.2.2.2.3.4. Katmerli Çekimler ... 115

2.2.2.2.3.4.1. Geniş Zamanın Rivayetinin Rivayeti ... 115

2.2.2.2.3.4.2. Gelecek Zamanın Rivayetinin Rivayeti ... 116

2.2.2.2.4. Cevher Fiili ... 116

2.2.2.2.4.1. Şimdiki Zaman/Geniş Zaman ... 116

2.2.2.2.4.2. Görülen Geçmiş Zaman ... 117

2.2.2.2.4.3. Öğrenilen Geçmiş Zaman ... 118

2.2.2.2.4.4. Şart ... 118

2.1.5. Türetme Ekleri ... 119

2.1.5.1. İsimden İsim Yapan Ekler ... 119

2.1.5.2. İsimden Fiil Yapan Ekler ... 120

2.1.5.3. Fiilden İsim Yapan Ekler ... 121

2.1.5.3.1. -ġulu/-gülü: ... 121

2.1.6. Zarf-Fiil Yapıları ... 121

2.1.6.1. -(ı)nsıra/- (i)nsire/ -(ı)nsırak/ -sıra /-şıra ... 121

2.1.6.2. -incelerde: ... 122

2.1.6.3. -ArAKDAn : ... 123

2.1.6.4. -(I)k : ... 123

2.1.6.5. -ı gel- : ... 124

2.1.6.6. -ken, -ke, -kē, -kene, -keni, -gen, -kana, -ḳa, -ḱa : ... 124

2.1.7. Sıfat-Fiil Yapıları ... 124 2.1.7.1. -eg̲: ... 124 2.1.8. Birleşik Fiiller ... 124 2.1.8.1. -acak ol- : ... 125 2.1.8.2. -a gėt- : ... 125 2.1.8.3. -esi ol- : ... 125 2.1.8.4. -ı git- : ... 125

2.1.8.5. -ı/-i, -u/-ü ver- : ... 125

2.1.8.6. -e gel-: ... 126

2.1.9. Edatlar ... 126

2.1.10. Zamirler ... 127

2.1.10.1. kė̅ nĩ , kēni, kenni, gēni, gendi, gėndi: ... 127

2.1.11. Zarflar ... 127

2.1.11.1. dega ~ de ~ dėye ~ dėyi ~ deyi~ de̊yi ... 128

2.1.11.2. -(y)In/ -(y)Un Ekleri ... 128

2.1.11.3. işdege, işdeğ, işteke : ... 130

(13)

2.1.12.1. -aga : ... 130 2.2. Sonuç ... 131 3. METİNLER ... 138 4. SÖZLÜK ... 257 4.1. Metin Dışı Derlemeler ... 291 5. KAYNAKÇA ... 293 Özgeçmiş ... 300

(14)

Çeviri Yazı İşaretleri

[á] : /a/ ile /e/ arası düz, geniş, |a| ünlüsüne yakın orta damak ünlüsü [ ] : /a/ ile /ı/ arası düz, art, yarı geniş ünlü

[å] : /a/ ile /o/ arası art, geniş yarı yuvarlak ünlü [ã] : damaksıl /a/

[ä] : /a/ ile /e/ arası düz, geniş /e/’ye yakın ünlü [ė] : /e/ ile /i/ arası düz, ön, yarı geniş ünlü [ȩ] : /e/ ile /ö/ arası ön, geniş, yarı yuvarlak ünlü [í] : /ı/ ile /i/ arası dar, düz, yarı art ünlü

[ȯ] : /ı/ ile /u/ arası dar, art, yarı yuvarlak ünlü [ĩ] : damaksıl /ı/

[ȱ] : /i/ ile /ü/ arası ön, dar, yarı yuvarlak ünlü [ó] : /o/ ile /ö/ arası geniş, yuvarlak, yarı art ünlü [ȯ] : /o/ ile /u/ arası yuvarlak, art, yarı geniş ünlü [ö̇] : /ö/ ile /ü/ arası, yuvarlak, ön, yarı geniş ünlü [ú] : /u/ ile /ü/ arası dar, yuvarlak, yarı art ünlü [ḇ] : /b/ ile /v/ arası ötümlü çift dudak ünsüzü [c̠] : /c/ ile /j/ arası ötümlü yarı sızıcı ünsüz [c̥ ] : düşmek üzere olan /c/ ünsüzü

[Ç] : /c/ ile /ç/ arası patlayıcı, yarı ötümlü diş eti ünsüzü [F] : /f/ ile /v/ arası sızıcı, yarı ötümlü diş-dudak ünsüzü [ġ] : Patlayıcı, ötümlü art damak ünsüzü

[g̲] : yarı art ünlülerle hece kuran, patlayıcı, ötümlü orta damak ünsüzü [h̠] : Sızıcı, ötümsüz, art damak ünsüzü

(15)

[ḱ] : Patlayıcı, ötümsüz orta damak ünsüzü

[ḳ] : Art veya yarı art ünlülerle hece kuran, patlayıcı, ötümsüz, orta damak ünsüzü [K] : /g/ ile /k/ arasında patlayıcı, yarı ötümlü ünsüz

[Ḳ] : Art ünlülerle hece kuran patlayıcı, yarı ötümlü [ġ] ile [ḳ] arası ünsüz [ķ] : [ḳ] ile [h̠] arasında yarı sızıcı, art damak ünsüzü

[ḷ] : Art veya yarı art ünlülerle hece kuran akıcı, sızıcı, ötümlü art damak ünsüzü [l̥ ] : Düşmek üzere olan /l/ ünsüzü

[ñ] : Art vey ön ünlülerle hece kuran akıcı, patlayıcı, ötümlü genizsi /n/ ünsüzü [n̥] : Düşmek üzere olan /n/ ünsüzü

[P] : /b/ ile /p/ arası patlayıcı yarı ötümlü dudak ünsüzü [Ɂ] : Düşmek üzere olan /r/ ünsüzü

[S] : /s/ ile /z/ arası sızıcı, yarı ötümlü bir diş ünsüzü [Ş] : /s/ ile /ş/ arası sızıcı, ötümsüz, diş-diş eti ünsüzü [T] : /d/ ile /t/ arası patlayıcı, yarı ötümlü diş ünsüzü [v̇] : Yarı sızıcı, ötümlü çift dudak /v/ ünsüzü [v̥] : Düşmek üzere olan /v/ ünsüzü

[y̥] : Düşmek üzere olan /y/ ünsüzü [ʾ] : Gırtlak kapanma ünsüzü

[ʿ] : Arapça kelimelrde ayn (ﻉ) ünsüzü [-] : Ünlüler üzerinde uzunluk işareti

[-] : Akıcı ve sızıcı ünsüzler üzerinde süreklilik işareti [ ̆ ] : Ünlüler üzerinde kısalık işareti

[͜ ] : İki ünlü altında ikili ünlü işareti [͜ ] : ulama işareti

(16)

Kısaltmalar ve İşaretler

AİAD: Anadolu İlleri Ağızlarından Derlemeler Anad. Tkç. : Anadolu Türkçesi

Ar. : Arapça

BA TD : Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tahrir Defteri bk. : Bakınız

Div. Trc. : Divanı Lügat-it Türk Tercümesi Ettuh. : Ettuhfet-üz-Zekiyye fil-Lûgat-it- Türkiye Far. : Farsça

Karh. : Karahanlıca Kaz. : Kazakça

K.Ş.S. : Konya Şer’iye Sicili km : kilometre Kökt. : Köktürkçe Kum. : Kumukça KW : Komanisches Wörterbuch mtb. : Matbaa tkm. : Türkmence TDK : Türk Dil Kurumu

TDAY : Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten TTS : Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü

S. : Sayı s. : Sayfa

SUTAD : Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Yay. : Yayın

(17)

A : /a/, /e/ I : /ı/, /i/

X : /ı/, /i/, /u/, /ü/ / / : Fonem işareti [ ] : Alt fonem işareti ~ : varyasyon işareti

(18)

1. GİRİŞ

1.1. Araştırmanın Amacı

Hadim, Akdeniz kıyı şeridi ve Konya Ovasını birbirinden ayıran Batı Toros sıra dağlarının doğu bölgesinde Taşeli Platosunun tepeleri arasındaki dar vadiler üzerine kurulmuş Konya ilçesidir. Hadim konum olarak hem İç Anadolu hem de Akdeniz etkisinde kalan bir özelliğe sahiptir. Bu durum hem coğrafi açıdan hem de ekonomik geçim kaynağı açısından çeşitliliği ile kendini belli etmektedir (Hadim İlçe Raporu, 2014: 2-6).

İklim özelliği olarak Akdeniz Bölgesi içerisinde yer alır. Konya il merkezine uzaklığı 128 km’dir. Hadim’in Alanya ile sınırında kalan Gevne bölgesindeki Aktepe 2588 metre yükseklikte olup ilçenin en yüksek noktasını oluşturur.

Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat 1228 yılında Türkmen boylarından Karamanoğullarını Ermenek’e yerleştirmesiyle bölgenin Türkleşme süreci hızlanmıştır. Daha sonra Hadim ve çevresi Karamanoğullarının eline geçmiştir. 1465’te Fatih Sultan Mehmet, Karamanoğulları Beyliğini ortadan kaldırdıktan sonra bu bölge Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmiştir (Sarıkaya, 2013: 159).

Hadim, Ebu Said Muhammed Hadimî dönemine kadar küçük bir köy olarak kalmıştır; ancak Hadimî Hazretleri’nden sonra büyümüş ve bölgenin ilim ve irfan merkezi hâline gelmiştir. Osmanlı kaynaklarında Hadim; İstanbul, Bursa, Kayseri gibi büyük şehirlere ulema yetiştiren bir yer konumundaydı. Hadim’in bu tarihî gelişimi dilindeki çeşitliliğin de temelini atan önemli bir unsur hâline gelmiştir (Sarıkaya, 2013: 159).

Hadim, günümüzde Konya’ya bağlı bir ilçe olup çoğunlukla yörükler yaşamaktadır. Çalışmamızın amacı ise Hadim mahalleleri ağızlarını morfolojik ve fonetik açıdan incelemek, Anadolu ağızları içindeki yerini tespit etmek ve yıllardır süregelen söz varlığını ortaya koymaktır.

(19)

1.2. Kapsam

Araştırmaya Hadim ilçe merkezine beş kilometre uzaklıkta olan Gülpınar Mahallesi ile başlanmış ve kırk üç kilometre uzaklıkta olan Dülgerler Mahallesi ile tamamlanmıştır. Toplamda yedi mahalle üzerinde çalışma yapılmış olup mahalleler ve kaynak kişilerle ilgili bilgi tabloda gösterilmiştir.

1. Tablo: Mahallelere Göre Kaynak Kişilerin Dağılımını Gösteren Tablo

MAHALLELER

KAYNAK KİŞİLER KADI

N YAŞ ERKEK YAŞ TOPLAM

Dedemli - - 5 48-51-58-62-79 5 Kalınağıl 1 72 2 68--82 3 Gülpınar 1 30 2 43-48 3 Gaziler 1 59 2 41-72 3 Dülgerler 2 51-53 1 68 3 Sarnıç 1 69 1 64 2 Yelmez 1 49 7 42-50-62- 68-74-76-84 8

Hadim ve mahalleleri üzerine yaptığımız ağız çalışmasını ilçe merkezine en yakın mahalle olan Gülpınar’dan başlayarak en uzak mahalle olan Dülgerler’de tamamladık. Derlemeyi yaparken Hadim’in genel ağız özelliklerini ortaya koyması için farklılık göstereceğini düşündüğümüz yerleşim yerlerini seçmeye özen gösterdik.

(20)

Dedemli, Kalınağıl, Gülpınar, Gaziler, Dülgerler, Sarnıç ve Yelmez olmak üzere toplam yedi mahalleden derleme yapılmıştır. Bu mahallelerden dil özellikleri açısından belirleyici unsurlara yer veren yirmi üç metin yazıya aktarılmıştır.

1.3. Yöntem

1.3.1. Araştırma Alanının Belirlenmesi

Ağız özelliği olarak farklılık göstereceğini düşündüğümüz yerleşim yerlerini belirledik. Bunun neticesinde ilçe merkezine en yakın mahalleden başlayarak ilçenin batısından, güneyinden ve doğusundan olmak üzere yedi mahalle seçtik. Coğrafi açıdan hem İç Anadolu hem de Akdeniz etkisinde olan mahalleleri seçerek yöre halkının konuşmasında farklılık göstereceği kanaatine vardık.

1.3.2. Kaynak Kişilerin Belirlenmesi

Kaynak kişiler belirlenirken özellikle okuryazar olmayan ya da okuryazarlık seviyesi düşük olan kişileri seçmeye özen gösterdik. Çalışmamıza aldığımız kadın anlatıcılardan sadece biri okuma yazma bilmemektedir. Diğer anlatıcılar ise ilkokul mezunudur. Kadın anlatıcıların tamamı bulundukları yerleşim yerinde ikamet edip sadece civar mahallelere gitmişlerdir. Erkeklerde ise anlatıcılardan bir kişi mesleği gereği yurt dışına birkaç kez gitmiş olup diğer anlatıcılar sadece askerlik için bölgeden geçici süreliğine ayrılmışlardır.

Aldığımız kayıtların bir kısmında anlatıcıların ağız özelliklerini yansıtmadan konuştuğunu tespit ettiğimiz için çalışmamıza aktarmadık.

Anlatıcıların bir kısmında Antalya ağzının özellikleri görülürken bir kısmında Konya ağzının özellikleri görülmektedir. Araştırmamız kapmasında buna özen göstermeye dikkat ettik.

1.3.3. Derleme

Ağız araştırmalarının en önemli kısmını ihtiva eden derleme aşamasında bölgenin ağzını yansıtabilecek şahısların seçilmesi hususunda son derece özen gösterilmiştir.

(21)

Derlemelerde, ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Kullanılan cihazın sesleri net ve kaliteli bir şekilde kaydetmesi kayıtların aktarılması konusunda büyük kolaylık sağlamıştır. Kayıt esnasında aynı anda birden fazla kişinin konuşması, seslerin birbirine karışması gibi durumlar kaliteli malzeme alınmasını zorlaştırmıştır.

Bazı kayıtların yapılması esnasında kaynak şahısların bunu bildikleri için doğal konuşmalarını değiştirerek standart Türkçeye yakın bir şekilde konuşmaya çalıştıkları gözlemlenmiştir. Hadim ağzının özelliklerini ortaya koymak ve sohbetin doğal akışına engel olmamak için alınan kayıtların birkaçı kaynak şahıslardan habersiz bir şekilde kaydedilmiştir.

Derlemelerin yapılacağı yerler belirlenmeden önce bir rota planlanarak ağız özellikleri açısından farklılıklar ortaya koyabileceği düşünülen mahalleler tercih edilmiştir. Seçilen mahallelere yöreyi bilen Hadimli kaynak şahıs eşliğinde gidilmiştir. Bu vesile ile en uygun kaynak kişilere ulaşılmaya çalışılmıştır.

Derleme yapılırken sohbetin akışına göre farklı konularda kayıt yapılmıştır. Evlilik, hastalık tedavi yöntemleri, anı, gelenekler, asker uğurlama gibi birçok hususta malzeme toplayıp ilçenin söz varlığı ve ağız özellikleri gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır.

1.3.4. Derlenen Metinlerin Yazıya Aktarılması

Bu aşama derlemenin en çok dikkat isteyen bölümüdür. İlk olarak ses kayıt cihazındaki kayıtlar mp3 formatına çevrilerek bu sesleri tekrarlayabilen ve en küçük birimlerine kadar bölüp dinlenebilen program kullanılarak yazıya aktarılmıştır. Font olarak genellikle “Konya, Times New Roman, Times Turkish Transcription” kullanılmıştır. Bunun yanında bir de “Calibri” kullanılmıştır.

Kayıtların sağlıklı bir şekilde yazıya aktarılması için bazı bölümler birçok kez dinlenmiştir. Metinler oluşturulurken kaynak şahısların sözlerinin yazıya aktarılmasına dikkat edilmiştir. Bazen kayıtlarda karışık olarak verilen konular bir araya toplanarak kaydın akışına göre farklı metinler oluşturulmuştur. Metinlerde belli bir kural gözetilmeden sol üst köşesine parantez içinde numaralandırmalar yapılarak cümleler belirtilmiştir.

(22)

Cümlelerde geçen özel isimler eğik harflerle yazılarak gösterilmiştir. Cümle başlarında ve özel isimlerde büyük harf kullanılmamıştır. Çeviri yazı işareti olduğu için birkaç örnekte büyük harf kullanılmıştır. “Paşalar’ın evü” örneğinde /b/ ile /p/ arasındaki sesi ifade etmek için özel isim olan Paşalar sözcüğünün ilk harfi büyük gösterilmiştir. Ancak sözlük kısmında özel isimler büyük harflerle gösterilmiştir. Noktalama işareti olarak nokta, virgül, iki nokta, noktalı virgül, ünlem işareti, soru işareti, konuşma çizgisi, yay ayraç, üç nokta, kesme işareti ve tırnak işareti kullanılmıştır.

1.3.5. İnceleme

Eş zamanlı inceleme yönteminin kullanıldığı çalışmanın inceleme kısmında; ses bilgisi kapsamında standart Türkçede olmayan ünlü ve ünsüz çeşitleri, ünlü ve ünsüzlerle ilgili ses olayları ele alınmıştır. Şekil bilgisi kapsamında ise çekim ekleri, yapım ekleri ve kelime türleri incelenmiştir.

Şekil bilgisi kısmında ayrıntıya girilmeden standart Türkçeden farklılık gösteren, Hadim ağzında karakteristik olarak görülen özellikler üzerinde durulmuştur. İsim ve fiil çekim ekleri kısmında, yörenin ağız özelliklerini yansıtmak için yazıya aktarılan metinlerdeki örneklerin tamamı incelenmiştir.

1.3.6. Sözlük

Sözlük kısmında yazı dilinde kullanılan; ancak ses ve şekil özellikleri yönünden yazı dilinden farklılaşan kelimelere ve yöreye has, arkaik kelimelere varsa varyantları ile birlikte yer verilmiştir.

Kelimelerin açıklamasında etimolojiye ve ödünçleme yapılan kelimelerde, kelimenin dilimize hangi dilden girdiğine dair ayrıntıya girilmemekle beraber gereken yerlerde bu tür bilgiler verilmiştir.

Sözlükteki kelimelerin hepsi derlenen metinler içerisinden seçilmiş olup metin ve satır numaraları belirtilmiştir. Sözlükten sonraki bölümde Metin Dışı Derlemeler başlığı altında yazıya aktarılmış metinler içerisinde olmayıp kayıtlardan alınan sözcüklere anlamlarıyla birlikte yer verilmiştir.

(23)

Bir kelimenin bir ya da birden farklı türevi sözlükte yer alıyorsa kelimelerden sadece biri açıklanıp diğerlerine ise “bk.” ibaresi yazılıp açıklanan kelimeye atıfta bulunulmuştur.

Açıklanmaya muhtaç olan sözcüklerde sadece anlamları verilmeyip daha anlaşılır olabilmesi açısından geniş tanımlamalarda bulunulmuştur.

Yazılış olarak aynı fakat anlam olarak farklı olan sözcükler Roma rakamlarıyla (I, II) gösterilerek ayrılmıştır.

“Derleme Sözlüğü”nde tespit edilemeyen ya da “Derleme Sözlüğü”ndeki

mevcut anlamından farklı anlamlar taşıyan kelimelerin mânâları metindeki kullanımlarına göre verilerek sözlükte gösterilmiştir (yelcik: muhtar; halk arasında polis için kullanılan kelime 9/77 gibi).

1.4. Hadim’in Tarihi

Hadim’in bulunduğu bölgeyi Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat, 1228 yılında Türkmen boylarından Karamanoğullarını Ermenek’e yerleştirmiştir. İki yüz yıl kadar Selçukluların elinde kalarak öylece bölgenin Türkleşme süreci hızlanmıştır (Sarıkaya, 2013: 159). Daha sonra Hadim ve çevresi Karamanoğullarının eline geçmiştir. 1465’te Fatih Sultan Mehmet, Karamanoğulları Beyliğini ortadan kaldırdıktan sonra bu bölge Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmiştir (Konya İl Yıllığı, 1967:130).

Konya'nın fethi ve Anadolu'da yeni bir Türk devleti kurulması ile Orta Asya'da bulunan Türk grupları akın akın Anadolu'ya göçmeye başlamışlardır. Bu göçler sırasında Anadolu'ya gelenler arasında 16. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Ebu Said Muhammed el-Hadimî'nin ataları da bulunuyordu. Buhara bilginlerinden Hüsameddin Efendi, 1112 senesinde (daha önce Hadim’e bağlı iken şimdi Taşkent ilçesine bağlı olan) Avşar kasabası yakınlarındaki Karacasadık mevkîne gelerek yerleşti (Konya İl Yıllığı, 1967: s.166).

Osmanlı dönemine ait Hadim ile ilgili elimizdeki ilk kayıtlar 1501 yılında II. Bayezid zamanına aittir ki bu kayıtlar Karamanoğulları Beyliğinin Osmanlıların eline geçmesinden aşağı yukarı 30 yıl kadar sonraya aittir. 1501 yılında Hadim, Konya sancağına bağlı Aladağ kazasının bir köyü idi (Turan, 1984: 54-55).

(24)

Hadim 16721, 17182 ve 17383 tarihlerinde hâlâ Aladağ kazasının bir köyüdür. Ancak 1653 tarihinde Pirlevganda ve Aladağ kazaları ayrı kazalar olarak görünmektedir. 18104 senesinde ise Hadim ile Pirlevganda aynı kaza gibi

gösterilmekte ve kayıtlarda “Pirlevganda-i Hadim” olarak geçmektedir. Daha sonraki tarihlerde (1843) ise “Konya sancağına tâbi Pirlevganda nâm-ı diğer (diğer adı) Hadim” şeklinde ifade edilmektedir.5 Hatta bu tarihten itibaren bir yıl sonraki bir kayıtta Hadim müstakil olarak kaza gösterilmekte ve “Konya sancağına tâbi Hadim kazası” olarak geçmektedir.6 Bütün bu kayıtlar daha önce Aladağ kazasının sonra da

Pirlevganda ile birlikte ayrı bir kaza yapılan Hadim’in zamanla gelişerek bir kaza merkezi durumuna geldiğini göstermektedir. Bu gelişme sürecinin Ebu Said Muhammed el-Hadimî ile başladığı anlaşılmaktadır (Sak, 1997: 172).

Hadim, Ebu Said Muhammed Hadimî dönemine kadar küçük bir köy olarak kalmıştır; ancak Hadimî ile birlikte büyümeye ve ünü Osmanlı ülkesine yayılmaya başlamıştır. Hadimî zamanında Hadim, bölgenin ilim ve irfan merkezlerinden biri olmuştur. Osmanlı kaynaklarında Hadim’den bahsedilirken Hadim’in İstanbul, Bursa, Konya, Kayseri gibi büyük ulema yetiştiren beldeler arasında sayılması ilçenin o dönemdeki önemini göstermektedir (Konya İl Yıllığı, 1967,130-132).

Hadim ilçe merkezinin tarihi antik dönemlere kadar uzanır. Çevresinde Bizans ve Roma dönemlerine ait birçok yerleşim kalıntıları mevcuttur. Bolat ören yeri Hadim sınırları içerisinde yer almaktadır.

1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya yayılarak Kara Hacı Mustafa Efendi başkanlığındaki bir aşiret Hadim‘in bulunduğu yere yerleşmiştir. Anadolu’nun kültürel yönden Türkleştirilmesi esnasında din âlimlerinin yetiştirdiği bir yer durumuna gelen ilçeye “Belde-i Hadimül-ilm” adı verilmiştir. İsmi Hadim’le özdeşleşen, ilçede medfun (defnedilen) bulunan ünlü din âlimi Hadimî Hazretleri’nin mezarı ve türbesi her yıl ziyaretçi akınına uğrayan manevî mekânlarımızdan biridir (Konya İl Yıllığı, 1967, 132-138).

1 Konya Şer’iye Sicili 19/26-4. 2 K.Ş.S. 48/3-7.

3 K.Ş.S. 54/329-2. 4 K.Ş.S. 69/22-3. 5 K.Ş.S. 74/49-4.

(25)

Hadim daha sonraki tarihlerde yapılan idari taksimatta birkaç kez kaza ve nahiye merkezi olmuştur. 1901 yılında bucak olarak Karaman’a bağlanan Hadim, 30 Mayıs 1926 yılından sonra ilçe merkezi olmuştur. Halen Konya iline bağlı ilçe konumundadır.

Hadim, sözlük anlamı itibarıyla hizmet eden, hizmet edici, yarayan ve yarar anlamlarına gelmektedir (Hadim İlçe Raporu, 2014: 1-14).

1.5. Hadim’in Coğrafi ve Beşerî Özellikleri

Hadim, Konya iline bağlı Orta Torosların merkezinde bir vadi içerisinde kurulmuş küçük bir ilçedir. Doğusunda Karaman ili, güneyinde Taşkent ilçesi, kuzey ve batısında Bozkır, güneybatısında Alanya ilçesinin toprakları bulunmaktadır. İlçe merkezi, Konya'ya 130 km mesafede olup denizden yüksekliği 1500-1700 metredir (Sak, 1997: 169).

Hadim ilçesi Akdeniz kıyı şeridi ve Konya Ovasını birbirinden ayıran Batı Toros sıra dağlarının doğu bölgesinde Taşeli Platosunun tepeleri arasındaki dar vadiler üzerine kurulmuş bir Konya ilçesidir.

Hadim ilçesi coğrafi olarak 36°59’ kuzey enlemi ile 32°27’ doğu boylamı arasında yer almaktadır. Konya il merkezine 130 km uzaklıkta olup il merkezine birçok ilçeden daha uzak mesafededir. Toros dağlarının Orta Toroslar ismi verilen kısmında sarp kayalık ve yüksek tepeler arasındaki oldukça engebeli bir sahada bulunmaktadır. İlçenin güneyi genişçe bir vadiye bakmaktadır. İlçenin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1530 metredir. Yükseklik kimi yerde 2588 metreyi bulmaktadır. İlçe yalçın kayalarla kaplı dağlar, yüksek ve dik yamaçlı tepeler, bu dağ ve tepeler arasında küçük akarsular ve eni gayet dar olan oluk şeklinde vadilerden meydana gelen bir coğrafyada yerleşiktir (Hadim İlçe Raporu, 2014: 1-14).

İlçenin kuzeyinde Bozkır, güneyinde Taşkent, batısında Antalya ve doğusunda Karaman ili bulunmaktadır. İlçenin yüz ölçümü 10836 km²’dir (Anonim, 2014).

İlçede en fazla yetiştirilen tarla ürünleri buğday, nohut ve arpadır. Bu ürünler içerisinde en fazla yetiştirme alanına sahip ürün ise %60,82 oran ile buğday olup bu oran Konya ve Türkiye ortalamalarının üzerindedir.

(26)

İlçede genelde sebze olarak sarımsak, taze fasulye ve domates yetiştirilmektedir.

İlçede hayvan varlığı olarak daha ziyade küçükbaş hayvan yaygın olup küçükbaş hayvan varlığı içerisinde özellikle keçi ve koyun önemli bir yer tutmaktadır. (Çelik, 2016:1460-1465).

Konya iline bağlı Hadim ilçesinde karasal iklimin tipik bitki örtüsü olan bozkır bitki örtüsüne ait alt floralar görülmektedir. Ayrıca bölgede ardıç, meşe ve çamdan oluşan ormanlık alanlara da rastlanmaktadır (Hadim İlçe Raporu, 2014: 1-5).

Hadim ilçesinde mikro klima iklimi dolayısıyla sadece bir mahallede yetişen “gök üzüm” Türkiye’de başka yerde üretilmiyor. Torosların dik yamaçlarındaki Aladağ bölgesinde bin beş yüz dekar alanda üretilen gök üzüm bölge halkının önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Yılda yaklaşık bin ton üretilen bu üzüm güneş görmeden kurutulduğu için doğal rengini koruması ve farklı aroması nedeniyle büyük ilgi görüyor.

Gök üzüm sadece Yağcılar mahallesinde üretiliyor. Hadim ilçesinde coğrafi yapı nedeniyle tarım arazisi az olup mevcut tarım arazilerinin büyük bölümünde kuru tarım yapılmaktadır. İlçede hayvansal üretim kapsamında genellikle küçükbaş hayvan yaygın olup ilçede mevcut ekoloji arıcılık açısından uygun yapıdadır.

İlçede tarımsal yapının en avantajlı yönü yörede kiraz ve üzüm üretiminde yoğunlaşma olmasıdır. Özellikle kiraz üretiminde kümeleşmenin avantajları yaşanmaktadır. Sektörde zayıf yön olarak ilçede tarımsal üretimde rasyonel üretim tekniklerinin üreticiler tarafından yeterince bilinmediği ve üreticilerin ürün piyasalarında etkin olmadığı belirlenmiştir. Genç çiftçilerin ilçeden göç etme eğilimi, tarımsal üretimle ilgili yeni yatırımların yapılmasını olumsuz etkilemektedir. İlçede özellikle tarımsal üretimde, modern üretim teknikleri ve işletme yönetimi konusunda üreticilere yayım çalışması yapılması öncelikli çalışmalar arasında olduğu tespit edilmiştir (Çelik, 2016:1460).

Hadim İlçesi %95,87’lik bir okuma yazma oranına sahiptir. Nüfusun büyük çoğunluğu ilkokul ya da ortaokul mezunudur. Hadim ilçesinde okuma yazma bilen fakat hiçbir okula gitmeyen kesimin nüfusa oranı % 20,2’dir. Bu durum ilçede okuma yazma seferberliği neticesinde yapılan faaliyetlerin olumlu sonuç verdiğinin önemli bir göstergesidir (Hadim İlçe Raporu, 2014: 13).

(27)

Nüfusun %74’ü ilköğretim mezunudur. Nüfusun yalnızca % 12,2’si lise ve

dengi okul mezunudur. Hadim ilçesi göç veren yapısından dolayı okuma çağındaki nüfusun bir bölümünü kaybetmiştir. Bu etken hayata erken atılma zorunluluğu ile de birleşince ilçe genelinde ilköğretimden sonraki eğitim hayatında keskin bir düşüş yaşanmaktadır. İlçede yüksek eğitime devam oranı ise %5’tir.7

1.5.1. Yerköprü Şelalesi

Yerköprü Şelalesi Hadim ilçesinde, Konya merkezine 110 km uzaklıkta olup Göksu Nehri üzerinde bulunan ünlü bir şelaledir. Şelalenin küçük bir elektrik santrali de bulunmaktadır.

Aladağ bölgesinde olup tamamen doğal bir oluşumdur. Alüvyon üzerine

traverten çökelmesi ve daha sonra alttaki alüvyonun eriyerek bir köprü şeklini alması ve Göksu kollarından gelen suyun bu köprünün altından akması sonucu bu adı almaktadır. Başka kaynaktan çıkan su köprünün çıkış noktasında belli bir yükseklikten aşağı düşerek görülmeye değer bir şelale oluşturmakta ve bu noktada dere yatağından gelen su ile birleşmektedir (Osmanlı Araştırmaları XVI, 1996: 68-69).

Hadim Göksuyu Gaziler yerleşim yeri önlerinde Alata-Taşkent çayları ile birleştikten sonra Aladağlar ve Kartal dağları arasındaki dar denebilecek bir vadide akışını sürdürür (Osmanlı Araştırmaları XVI, 1996: 67-69).

Yerköprü adı, akarsuların içinden geçtiği tüneller için söylenmiştir. Ülkemizde yirmi civarında Yerköprü olmasına rağmen bunlardan iki tanesinin Hadim’de bulunuşu Torosların fiziki yapısından kaynaklanmaktadır. İkinci Yerköprü ise Çobanağacık üstündeki Katıranal boğazından Zindancık yaylasına sapan patika yol üzerindedir (Büyükaydın, 2007: 12-15).

1.5.2. Hadimî Hazretleri

Büyük veli, fıkıh ve tasavvuf âlimidir. İsmi, Muhammed bin Mustafa, künyesi Mevlânâ Ebû Saîd’dir. 1701 (H.1113) senesinde Konya’nın Hadim kasabasında doğdu.

(28)

Mevlânâ Ebû Saîd Muhammed Hadimî’nin dedeleri Buhârâlıdır. Dedelerinden Hüsâmeddîn Efendi, Buhara’nın tanınmış asil ailelerinden olup âlim ve veli bir zattı. Anadolu’ya gelerek Hadim kasabasına yerleşti. Muhammed Hadimî’nin babası Fahr-er-Rûm (Rum diyarının seçilmişi, herkesin onunla övündüğü) namıyla meşhur Kara Hacı Mustafa Efendi’dir. Mustafa Efendi tanınmış âlimlerdendi (Görkaş, 2008:231-232).

Muhammed Hadimî, ilk tahsilini babasından gördü. On yaşında Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi. Arapçayı ve Farsçayı öğrendi. Babasının emriyle Konya’da Karatay Medresesi’ne yazıldı. Burada beş sene ilim öğrendikten sonra hocası İbrahim Efendi’nin tavsiyesi ile İstanbul’a gitti. İstanbul’da zamanın meşhur âlimlerinden Kazâbâdî Ahmed Efendi’den ilim öğrenerek icazet aldı. Yirmi yedi yaşında yüksek tahsilini bitiren Muhammed Hadimî, dört katır yükü kitapla Hadim’e döndü. Babasının boş bıraktığı Hadim Medresesi’nde ders vermeye başladı (Görkaş, 2008:231).

Kısa zamanda namı İstanbul’a kadar varan Muhammed Hadimî Hazretleri, önce Padişah Üçüncü Ahmed Han sonra da Birinci Mahmud Han tarafından İstanbul’a davet edildi.

Hadimî Hazretleri talebelere ders vermenin yanı sıra insanların hidayete gelmesine, İslâm ahlâkını ve hukukunu öğrenmesine vesile olmak için çok çalıştı. Pek çok kitap yazdı. Bu eserlerden İmâm-ı Birgivî Hazretleri’nin Tarîkat-ı Muhammediye isimli kitabına yaptığı şerhi çok kıymetlidir. Bu şerhe Berîka ismini vermiştir. Muhtelif tarihlerde sık sık basılmıştır(Görkaş, 2008:232).

Muhammed Hadimî Hazretleri’nin insanlığın saadeti için hazırladığı eserleri pek çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır:

1) El-Berîkat-ül-Mahmûdiyye fî Şerhi Tarîkat-il-Muhammediyye, 2) Dürer Hâşiyesi,

3) Hâşiyetün alâ Tefsîr-i Sûret-in Nebe’ lil-Beydâvî, 4) Risâletün fî Sülûk-in-Nakşibendiyye,

5) Risâlet-ül-Huşû’i fis-Salâti, 6) Risâletün fî Hakk-ıl-Istihlaf,

(29)

7) Arâyis-ün-Nefâisi fî İlm-il-Mantık,

8) Menâfî-ud-Dekâik fî Şerhi Mecâmi-ul-Hakâik

(Görkaş, 2008:232-233).

1.6. Hadim’de Âdetler 1.6.1. Evlenme Âdetleri

Hadimliler düğünlerini yüzyıllar boyu atalarından, dedelerinden gördüğü şekilde devam ettirirler. Düğün yemeği, düğün alayı, gelin atı, delikanlı başı, yüz açımı, heybe iletme gibi adetler hemen hemen bütün düğünlerde yerine getirilir.

Köy düğünlerinde sıklıkla görülen ve birçok can kaybına sebep olan silah atma alışkanlığı tehlikeli olduğu için son zamanlarda bu konuya dikkat çekilerek uygulanmamaya özen gösterilmektedir. Düğünler, 5 gün sürer ve eskiden beri bozulmadan devam ettirilmeye çalışılır (Büyükaydın, 2007: 150-155).

Düğünler perşembe günü oğlan tarafının evine bayrak asılmasıyla başlar. Ardından aynı gün 'heybe iletme' yapılır. Heybe iletmenin gayesi; oğlan tarafının yani damadın kız evine ilk davetiyesidir. Düğüne özgü bayrağın ardından tüm mahallelilerin katılımıyla düğün alayı oluşturulur. En önde düğün bayrağı, arkasında sırasıyla davulcu, delikanlı başı, tüfekçi, oğlan tarafının yakınları, heybeci, defçi ve köylülerden oluşan düğün alayı ile heybe iletilir.

Gelinin giyeceği, hediyeler ve takıları heybe içerisinde kız evine götürülür. Oğlan tarafının yakın akrabaları 'dünürcü' adı altında kız evinin damında heybedekileri sergiler. Bu, bir nevi düğünün ilk günüdür. Ertesi gün yöre halkını davet etmek için "okuntu" adı verilen gömlek, kumaş, havlu, çorap gibi hediyeler dağıtılır. Cumartesi günü ise gelin ve damadın evinde ayrı ayrı düzenlenen eğlencelerle düğün devam eder.

Akşam kız evinden gelen “hazırız” haberi üzerine oğlan evindeki düğün alayı bayrağın arkasından kız evine gider. Burada kına yakıldıktan sonra takı takılır. Gelin at üzerinde getirilir. Düğünlerinin en önemli özelliklerinden biri, at üzerinde gelin getirilmesidir.

Düğünlerde gelinin atla alınması, dünürcülerin beyaz çarşaf giymesi, gelinlerin yüzlerini renkli yazmalarla kapatarak ata binmesi, düğün alayının oluşturulması gibi âdetler devam ettirilmektedir.

(30)

Düğünlerde pazar günü kazanlarda pişirilen et haşlaması, bulgur pilavı ve ayran ikramı yapılır. Yemek sonrası düğün alayı tekrar kurularak kız evine doğru yola çıkılır. Yol boyunca davulcu davulunu; defçi de defini çalar. Eğlenceler düzenlenerek kız evine ulaşılır. Gelin, özel olarak süslenen ata bindirilerek oğlan evine yine eğlencelerle götürülür. Ertesi günü sabahtan buğday, nohut ve fasulye ile hazırlanan yöresel yemek olan 'gölle' ikram edilir (Büyükaydın, 2007:157-159).

Kadınlar kendi arasında 'yüz açımı' yapar. Gelin yöresel gelinliğini giyer, oynar ve davetliler takılarını takar. Perşembe günü bayrağın asılmasıyla başlayan düğün, pazartesi yine bayrağın indirilmesiyle sona erer. Düğünlerde dikkat çeken âdetlerden biri ise gelinlere cıga takmadır. Cıga horozların kanatlarındaki tüylerden yapılan süstür. Gelin olacak kızlar, gelinliklerine bu süsü takar. Bir de penez vardır. Penez, gelinlerin kafalarına altın yerine taktıkları süsün adıdır. Bunlar eski zamanlardan kalma önemli düğün âdetlerindendir.

1.6.2. Bayram Âdetleri

Selçuklular zamanında kurulan ve tarihi çok eskilere dayanan Hadim’de diğer âdetlerde olduğu gibi bayram âdetleri de zengin bir şekilde yaşatılmaya devam etmektedir.

Konya'nın, Toros dağları üzerinde kurulu ilçesi Hadim'de arife ve bayram günlerinde "külçe ikramı", "türbe ziyareti" ve "bayram damı" gibi yüzlerce yıllık gelenekler devam ettiriliyor.

Geleneklere uygun şekilde süren bayramlarda "külçe ikramı", "türbe ziyareti" ve "bayram damı" gibi adetler, Anadolu’nun kültürel zenginliğinden izler taşımaktadır. Hadim'de bayram gelenekleri çok eskiden beri süregelmektedir ve günümüzde de aslına uygun şekilde devam ettirilmeye özen gösterilmektedir (Büyükaydın, 2007:144-148).

- Külçe İkramı

Sadece arife gününe özgü un, pekmez ve küçük pideden yapılan yöresel şekerlemeye “külçe” denilmektedir. Bu yöresel şekerleme komşulara ikram edilerek bayram âdetleri başlamış olur.

(31)

Külçe, bu yöreye ait geleneksel bir lezzettir ve sadece arife günleri yapılır. Yağ, un ve pekmez karıştırılarak ateşte kavrulur. Macun halini aldıktan sonra daha önceden hazırlanan küçük pidelerin üzerine sürülür. Susam ve karacaot serpilir ve hazır hale getirilir. Yapılan bu külçeler komşulara dağıtılır.

- Türbe Ziyareti

Özellikle Dedemli Mahallesi’nde bu âdet yaygındır çünkü mahallenin kurucusu olduğuna inanılan Horasan âlimlerinden Seyyid Bayram Veli'nin türbesi burada yer almaktadır ve bu sebeple bayramda ziyaret edilir.

Asırlardır arife günlerinde toplu olarak bu türbe etrafında Kur'an-ı Kerim okunarak dua edilir. Arife günü öğle namazından sonra türbeye gidilir. Burada Yasin-i Şerif okunur, dualar edilir. Daha sonra herkes kendi yakınının, akrabasının mezarına gider, orada dualar okur. Sadece bu türbe ziyareti için Konya'dan, İstanbul'dan, İzmir'den gelip akşama dönen ziyaretçiler vardır. Bu, Hadim için çok önemlidir ve kültürümüzün bir parçası haline gelmiş bir ziyarettir (Büyükaydın, 2007:147).

- Bayram Damı

Hadim'de bayramların aynı şekilde kutlanmasına özen gösterilir.

Bayram sabahı camide bayramlaşılır. Ardından yemekler 'bayram damı'nda yenir. Herkes evinde ne bulduysa pişirir. Pişirilen yemekler 'uzun dam' adı verilen alana sinilerle getirilir. Yıllardır burada bayram namazından sonra toplanılır, evlerden gelen yemekler hep birlikte yenir. Daha sonra Kur'an-ı Kerim okunur, yemek duası yapılır ve bayramlaşılır.

Selamlaşma, hal hatır sorma gibi bayramın özünü oluşturan şartlar tam manasıyla yerine getirilir.

1.6.3. Oyunlar

- Gömülür Çelik

Güz aylarında rastlanan gömülür çelik, yumuşak topraklı yazılardaki ekinlerin kalkmasından sonra oynanır. Araları dört metreyi bulan bir karenin her

(32)

köşesi kazılıp belirlenerek yer tutulur. Oyunculara ait birer değnek ve ortak kullanılacak bir tane de çellik (med) verilir.

Seçilen ebe, soldan sağa yahut sağdan sola olmak üzere kendinden sonraki oyuncuya çelliği atar. Bu atış mümkün olduğu kadar düzgün olmalıdır. Karşılayan oyuncu çelliğe değneğini hızlıca vuracaktır. Eğer vurmazsa ebelik kendisine geçecektir. Atan oyuncu ise koşarak çelliği olduğu yerden alır ve yerinde olmayanlardan birinin çukuruna koymaya çalışır. Koyabilirse ebelik yine değişir. Bu sırada ebenin yerini kazmakta olan diğer oyuncular koşarak yerlerine dönerken, değneklerinin ucunu kendi yerlerine değdirerek çelliği koydurmazlar. Böylece sürüp giden oyun, oyunculardan birinin çukuru kendi boyuna ulaştığı zaman durdurulur. Diğer üç kişi arkadaşlarını çukura yatırdıktan sonra üstüne değnekleri dizerek iki başına taşıyabildikleri en ağır ve en büyük taşları koyup, kazdığı toprakları da beline kadar örtüp gömerler. Gömme işi biter bitmez her biri değişik yönlere doğru kaçarlar. Ebe baskı altından kurtulabildiği andan itibaren bu değnekleri arkadaşlarına atarak bile olsa vurmakta serbesttir. Fakat bu vurmalar, hiçbir zaman ölçüsünü kaybedip arkadaşlığı bozmaz. (Büyükaydın, 2007: 160-163) (Bazı zamanlar ebenin bu taşları kaldırması mümkün olmayabilir. O zaman oyun arkadaşları giderek onu kurtaracaktır).

- Çıtık

Çıtık, üçer kişilik iki grupla oynanır. Gruplar, arkadaşlarını gönüllü olarak seçerler. On, on beş metre uzaklıkta karşılıklı üçer taş dizilir. Aralıkları ise takriben birer metre kadardır. Atış sırasını belirlemek için tek yüzü tükürükle ıslatılmış bir taş alınır ve “Yaş mı, kuru mu?” diye taraflara sorularak havaya atılır. Taraflardan biri kazanır ve oyunu onlar başlatır.

Her üç oyuncu da karşılıklı dikilen üç çıtık taşına ellerine aldıkları küçük taşlarla atış yaparlar. İlk atışta isabet olursa o taş kenara çekilip yıkılır. Vuran oyuncu yeniden atış yapar. Şayet bit atışla isabet iki taş olmuşsa üçüncü bir atışla ödüllendirilir. Gruplar üç taşı da vurmak zorundadır.

Üç taşı da erken vurup oyunu kazanan taraf, iki taş grubu arasındaki mesafeyi diğer oyunculara binerek yeni bir oyunu başlatmanın sevincini yaşarlar.

(33)

Lastik topun bulunmadığı, olsa bile alınamadığı ancak sığır kılından keçeleştirilmiş toplarla ya da yumuşak kumaş parçalarından annelerin diktiği çaput toplarla oynanan oyundur.

Dörder kişilik iki grup oluşturulur. Sonra da üç, dört metre uzaklıkta iki sınır çizgisi çekilir. Grubun biri önceden ebe seçilecektir. Böylece oyun hazırlığı rakiplerin yerlerini çabucak almasıyla başlar.

Ebe taraftan bir kişi kendi çizgisi üstüne dikilirken diğer üç kişi arkasına tıpkı uzuneşekte olduğu gibi o kişiye tutunarak ve başlarını yana eğerek dizilirler. Rakip taraftan üç kişi yatanların üstüne sıçrayıp binerler. Kazanan tarafın dördüncü kişisinin atacağını ebe tarafın önde dikilen tek adamı ile rakip tarafın binili üç adamı tutmaya çalışır. Eğer öndeki yani ebe tarafın adamı topu tutup üsttekilerden birini vurabilirse ebelik onlara geçer. Şayet üstteki topu tutarsa oyunu kazanmış olurlar ve iki ebe çizgisinin arasını, rakip tarafa binerek geçerler.

Yemlemeci eski bir oyundur. Bu sebeple günümüz çocuklarına intikal edemeyip unutulmuştur. İlkbahar aylarında ve karların mahalleyi terk etmediği zamanlarda oynanmaktaydı.

- Sekmece

Damlarda veya harman gibi düz yerlerde oynanan sekmece, çok hareketli ve neşeli bir oyundur.

Arkadaşlar arasından sayımla ebe seçilir. Damın belli bir yerine mesela baca dibine ebe çizgisi çekilir. Bu çizgi içinde ona kimse dokunamaz. Görevi tek ayak üstünde zıplayarak yani sekerek diğer oyuncuları yakalamak olan ebeyi, oyuncular daima iterek düşürmeye yani ayağını yere bastırmaya çalışır. Eğer basarsa ebe, çizgisi içine girene kadar yumruklanır. Ancak çizgi içinde dokunulmazlığı vardır (Büyükaydın, 2007: 163).

Oyun, bir başkasının yakalanmasına kadar böyle devam eder. Bu da fazla uzun sürmez. Çünkü herkes ebeyi düşürmeye çalışırken birinden biri kolayca yakalanacaktır.

Sekmece, zıplayarak oynandığı için damlardan evlere çok gürültü duyulur. İşte bu sebepten çocuklar ekseriyetle öfkeli ev sahipleri tarafından kovulup

(34)

azarlanırlar. Diğer mevsimlik oyunlar gibi sekmecenin de zevk alınıp oynandığı zamanlar vardır. Bu da genelde ilkbahar aylarıdır (Büyükaydın, 2007: 163).

- Garamandaşı

(Karaman Taşı)

Geceleri oynanan bu oyunun adından da anlaşılacağı gibi Karaman’dan Hadim’e intikal ettiği söylenir.

Yeşilliğin yavaş yavaş sarılığa büründüğü yaz aylarında ekinler biçilir; yığınlar, otlar, harmanlar çekilip düğenler sürülür. Ekinin, otun sona erişiyle yeni ve zevkli bir dönem başlar; bu da bağbozumudur. Bu sıralarda yazılar tamamen boşalmış, meydan yaz tatilinde olan çocuklara kalmıştır (Büyükaydın, 2007: 160).

Akşam yemeğini alelacele yiyerek “yazı”ya koşan çocuklar, iki parmaklarını birleştirip zıtlık (ıslık) çalarak birbirlerini kolayca haberdar ederler. Çok geçmeden yedi, sekiz kişi olurlar. İlk iş, bahçe barılarından çekilip getirilen çöğür8 ve

gilimelerle9 güzel bir ateş yakmak olur. Sonra da iki gruba ayrılırlar. Ateşin içine

yarım yumruk büyüklüğünde taşlar atılıp iyice ısıtılır. Tıklatma taşı ise ateşin hemen yanına yerleştirilir. Çoğu oyuncular ellerinin yanmasından korkarak çirik denilen çorap eskileri ve paçavra alırlar.

Oyun başlarken ya herkes arkaya döner ya da gözlerini kapatır. O sırada gruptan biri ısıtılan taşı ateşten çıkartıp paçavra ile karanlığa doğru fırlatır. Ancak taş yere düştüğü zaman koşulur. Bu sebepten düştüğü yeri tayin için herkesin kulağı taşın sesinde olur.

Zindan gibi karanlıkta taşı bulmak kolay değildir. Bazen bulmuş numarasıyla birbirini kandıranlar kontrol altında tutulur. Asıl mesele taşı oyunculardan birinin kaçırıp tıklatma yani sayı taşına vurarak grubuna sayı kazandırmasıdır. Ciddi olarak bulanlar, diğer grubun hücumuna uğrar. Taşı cebine saklayanlar onun bir anda cebini delerek pantolonunun paçasından düşeceğini bilseler bile bu hatayı yaparlar. İki grubun boğuşmasından eli, kolu ve bacağı yananlar ise yanık acısının farkına bile varmazlar. Böylece on defa taşı tıklatan taraf oyunu kazanmış olur ve öbür gruptaki eşine yüz elliye sayana kadar binmeye hak kazanır. Sayma işini binilen eş yaptığı için sayımı oldukça hızlı yapar. Bu yüzden sık sık tartışmalar olur.

8 Tohumdan yetiştirilen küçük anaç fidan

(35)

Gece geç vakitlere kadar uzayan oyunu bazen öfkeli anne babalar bazen de çok binilen çocuklar bozar.

- Binilir Naneç

Binilir naneç, ilkbahar aylarının hızlı ve yorucu oyunlarından biridir. Eğlencenin aracı bir hotla ve her oyuncuya ait naneç taşlarıdır.

Oyuna dört veya beş kişi katılabilir. Hotla (demir halka) yerine dikildikten sonra üç metre kadar geriden atış çizgisi çekilir. Birim, ikiyim, üçüm diyerek sıra tutulurken kimse mızıkçılık etmez. Holtaya atıp vuramayanın taşı yerinde kalır. Eğer vurursa ayağını sıralayarak sayı sayar ve sayısını aklında tutar. Zira önceden kararlaştırılan elli veya atmış gibi bir sayıyı tutturan oyunu bitirecektir. Sonuncu da holtayı vurduktan sonra taşını diğer taşlara tıklatarak sayısına ekler ve yine holtaya döner. Taşlardan birine veya holtaya vuramazsa ondan sonraki oyuna devam eder. En sona kalan ebe olmuştur (Büyükaydın, 2007: 164).

Ayaklarını açarak duran ebenin ayakları arasına önce taşlar dizilir, en üste de hotla dikilir. Kazanan oyunculardan ilk sırada olan arkadan gelerek taşları hızlıca ittirir. Ebe taşları eski şekline göre dizmek zorundadır. Bu sırada taşları yıkan oyuncu geri geri kaçmaya başlar. Ne kadar uzağa gitmişse o kadar kârlı sayılır. Bazen heyecanlanıp kalanlar bazen de bir tümseğe takılıp düşenler etraftakilerin bol bol gülmelerine ve daha çok eğlenmelerine sebep olur.

Ebe taşları dizer dizmez kaçan arkadaşlarını koşarak yakalar. Onun cezası tuttuğu yerden holtaya kadar kendisini taşımaktır. Tabii diğer oyuncular da aynı haktan yararlanacaktır.

- Koza

Koza, iddiasız fakat oldukça zevkli bir oyundur. En güzeli meşe ve ladin ağacından, köteği ise söğüt dalından ya da elma, erik gibi ağaçlardan yapılır. Kozayı ayakta tutan ve adına kötek dediğimiz araç aslında bir çeşit kırbaç veya kamçı sayılabilir.

İlkbaharı yaza bağlayan serin günlerin en gözde oyunudur. Dam başlarında, harmanların, yolların düzgün yerlerinde döndürülür. Buralarda ip bulup köteğine takamayanlar, çoğu kez uçkurunu bile çözüp köteğine takmak zorunda kalırlar. Üğrünbeç kozalar, dınılavuz kozalar, titirevik kozalar, ibibik kozalar ve

(36)

topaçlar kozanın bilinen çeşitleridir. İbibik şeklindekiler yani iki tarafı da koza biçiminde olanlar ayaklanıp dönmeye başladığında oyunun en eğlenceli kısmı gelmiş olur. İpin ucuna sarılarak fırlatılan topaçlar, devamlılık göstermediği için fazlaca rağbet görmezler.

1.7. İncelenen Mahalleler Hakkında 1.7.1. Dedemli Mahallesi

Hadim ilçe merkezine 17 kilometre uzaklıkta olup kuzeybatısında yer almaktadır. Yaklaşık 2100 nüfuslu bir mahalledir. Kiraz, armut, elma, üzüm, bal en çok yetiştirilen ürünlerdir. Biber, domates, patates ve patlıcan da yetiştirilen diğer ürünlerdir. Bunun yanı sıra canlı alabalık tesisleri de mevcuttur. Bölge halkının geçimini sağlayacak kadar büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yapılmaktadır. Küçükbaş, büyükbaşa göre daha yaygındır. Dedemli Mahallesi’nde yedi cami ve bir de mescidi bulunmaktadır (Kara, 2006:34).

Eski ismi Bademli olan yerleşim yeri, 1967 yılında ismini Dedemli olarak değiştirmiştir. Seyyid Bayram Veli’nin Horasan’dan gelmesi ile Dedemli’nin kuruluşu Selçuklular dönemine uzanır. Anadolu’nun asıl ve ulvi mimarları olan Ahmet Yesevi dervişleri, Mevlânâ, Hacı Bektâş-ı Veli gibi bu şirin kasabanın kurucusu da Seyyid Bayram Veli’dir. O dönemin önemli ilim merkezlerinden olan Horasan’dan Anadolu’ya İslamı irşat ve imara açmak için göç etmiştir. Rivayete göre Seyyid Bayram Veli Hazretleri henüz Horasan’da iken rüyasında bu yerleri görür ve üstlendiği görevin aşk ve heyecanı içerisinde uzun bir yolculuğun son durağını Torosların bu yamacında noktalamıştır (Kara, 2006: 35).

Dedemli Mahallesi halkı başta olmak üzere komşu mahalle, kasaba ve ilçelerde de Seyyid Bayram Veli Hazretleri’ne büyük bir sevgi ve hayranlık beslenmektedir.

Köylüler genelde burada doğup büyüdüğü için ağız özellikleri tamamen kendini yansıtmaktadır. Kadınlarda civar mahallelerden gelin olarak gelenler vardır; fakat bu husus ağız özelliğinde belirgin değişiklikler yapmamıştır. O yüzden Dedemli, genel olarak kendi konuşma özelliklerini yansıtmaktadır diyebiliriz. Dedemli Mahallesi’nde belirgin farklılıklar olmamakla birlikte bazı anlatıcılarda ḳ ünsüzü yaygın kullanılırken bazı anlatıcılarda ise ḱ ünsüzü daha yaygındır.

(37)

Konuşma özellikleri bakımından ḱ katı, patlayıcı, orta damak ünsüzünün sıkça kullanıldığı görülür. Kullanım sıklığı bakımından anlatıcılara göre değişiklik gösterse de genel olarak benzer şekillerde kullanıldığı dikkat çekmektedir. Bu mahallenin karakteristik ünsüz sesidir.

1.7.2. Kalınağıl Mahallesi

Kalınağıl, Konya’nın Hadim ilçesine bağlı bir mahalledir. Hadim ilçesine 18; Konya il merkezine ise 138 kilometredir. 1415 metre yükseklikte olan mahallenin başta elma olmak üzere erik ve üzüm yetiştirdikleri ürünlerin başında gelir. Biber, domates ve patates bu bölgede yetiştirilen diğer ürünlerdendir. Pekmez, peynir, süt, yağ ve yoğurdu meşhur ürünlerindendir ( BA.TD.63: 153). Erenler çiçeği bu bölgede yetişen endemik bitkilerdendir. Hadim’in diğer mahallelerine nazaran büyükbaş hayvancılıkta iyi durumdadır (BA.TD.40 : 293).

Kalınağıl’ın tarihi Karamanoğlu Beylik yıllarına dayanır. Daha önceden Karaman'ın Taşkent ilçesine bağlı olan mahalle, sonradan ise Hadim’in ilçe olması ile Hadim’e bağlanmıştır. Karaman kütüğü yandığı için 200 yıllık tarihe ulaşılabilmektedir. Hadim, kırsal kesimde olup gelir kaynağı fazla olmadığı için 1950’den önce 150 hane civarında iken büyük şehirlere göç başladıktan sonra genelde Konya ili olmak üzere Türkiye’nin belirli yerlerine dağılmıştır (BA.TD.415: 256). 2014 yılı itibari ile mahalle 40 haneye kadar düşmüştür. Kalınağıl’a köy derneği kurulmasının ardından mahalleye 30 aile kısmen geri dönüş yapmıştır. Mahallenin çoğu sarıkeçili yörüklerinden oluşmaktadır.

Kalınağıl, şehir hayatından uzak bir coğrafyada bulunduğu için folklorik olarak oldukça zengin bir yerleşim yeridir. Mahallede bugün hâlâ geleneksel eğlenceler yaşatılmakta; halk edebiyatı ve halk bilimi ürünleri anlatılmaktadır. Kalınağıllılar, her ne kadar değişik şehirlere gitmişlerse de gittikleri yerlerde örf ve âdetlerini yaşatmaya çalışmışlardır.

Yöre halkı, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kalınağıl Mahallesi’nin de Hadim’den vaktiyle buraya çalışmaya giden ve burayı yurt tutan kişiler tarafından kurulduğunu söylemektedir. Kalınağıl ismiyle ilgili şöyle bir efsane bulunmaktadır:

Referanslar

Benzer Belgeler

EMG tabanlı kontrolde dört farklı denek için eliptik rotada elde edilen sonuçlar ġekil 6.6‟da gösterilmiĢtir. Deneklerin tekerlekli sandalyeyi saat yönünde döndürmesi

In addition to the direct shear tests, unconfined compressive shear strength was also determined using unconfined compression tests. The specimens were compacted at

Bu amaçla Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi’nden alınan atıksu örneklerinin bakteriyolojik analizleri yapılarak tesisin ve ön çökeltme havuzunun koliform bakteri

Akboğaz formasyonu üst geçiş zonu, Tepeköy ve Cihanbeyli formasyonu örnekleri için Th-Co-Zr/10 diyagramı (A: Okyanusal ada yayı, B: Kıtasal ada yayı, C: Aktif kıta kenarı,

Tepe Mobilya Başabaş Noktası Grafiğine göre şubat ayının ilk yarısın- dan sonra gelirlerin giderleri tamamen karşıladığı ve Şubat ayının 15’inden sonra kara

Sonuç olarak, genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, Büyük Mecmua sayfalarında dört şiir, dört tiyatro ve bir roman değerlendirmesiyle dokuz edebî eser tenkidi

Bugünkü Kıpçak Türkçesi adlı çalışmada ekle ilgili şu bilgiler verilmekte- dir: -sa-/-se-; -sı-/-si-, İsimlerden, istek, ihtiyaç ifade eden ve olma veya

1941 Mayı- sı’nda başlayan mülteci akını, 1 Mart 1943 tarihine gelindiğinde, Anadolu sahil- lerine sığınan Yunanlı sivil mültecilerin miktarı 22.525 (bkz. Tablo II) kişiye