• Sonuç bulunamadı

AKTİNİK ŞELİTİS TEDAVİSİNDE 5-FLUOROURASIL (5-FU) KULLANIMI: DERLEME VE İKİ OLGUNUN SUNUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AKTİNİK ŞELİTİS TEDAVİSİNDE 5-FLUOROURASIL (5-FU) KULLANIMI: DERLEME VE İKİ OLGUNUN SUNUMU"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* Ege Üniversitesi Di Hekimli i Fak"ltesi A z Di ve Çene Hastal klar Cerrahisi AD, 'zmir **Ege Üniversitei Di Hekimli i Fak"ltesi Patoloji BD, 'zmir

#1. Olguya ait klinik bulgular daha önce T"rk Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Derne inin 15.Uluslararas Kongresinde (Antalya 2008) sözlü

AKT N K EL T S TEDAV S NDE 5-FLUOROURASIL (5-FU) KULLANIMI: DERLEME VE

K OLGUNUN SUNUMU

#

TREATMENT OF ACTINIC CHEILITIS WITH 5-FLUOROURASIL: REVIEW AND REPORT

OF TWO CASES

Dr.Candan EFEO<LU* Doç.Dr.H"seyin KOCA* Prof.Dr.Taha ÜNAL**

ÖZET

Aktinik (solar) elitis daha çok alt dudakta görülen epitelyal prekanseröz bir olu umdur. Klinik olarak, skuamoz hücreli karsinomdan ayr lmas güç olabilir. Bu nedenle aktinik elitis tedavisiz b rak lmamal ve etkilenen bölge güne # ndan korunmal d r.

Alt dudaklar nda iyile meyen yara ve yanma ikayeti olan 2 olgu, A# z Di Çene Hastal klar ve Cerrahisi Anabilim Dal klini#ine ba vurmu lard r. Muayenede alt dudak vermilyonlar nda iyile meyen yüzeyel ülserler ve keratotik alanlar içeren lezyonlar saptanm t r. Her iki olgunun da hikayeleri ve klinik muayeneleri sonucunda aktinik elitis ön tan s konmu tur. Tan lar histopatolojik tetkikle do#ruland ktan sonra topikal 5-FU tedavisi uygulanm olup, olgulardan birinin kontrolleri halen devam etmektedir.

Aktinik elitisin klinik görünümü dudak karsinomuna benzeyebilece#i gibi, skuamoz hücreli karsinoma dönü me riski de bulunmaktad r. Bu nedenle klinik tan n n do#rulanmas için en k sa sürede biyopsi al nmal d r. Tedavi sonras nda nüks ihtimali oldu#undan hastalar n düzenli aral klarla kontrolü önem ta r. Tedavide hasta uyumunu ve memnuniyetini önemsemek gerekir ki, bu nedenle olas tedavi seçenekleri hakk nda hasta bilgilendirilmeli ve tedaviye tercih edilen yöntem ile ba lanmal d r.

Anahtar kelimeler: Aktinik elitis, elitis, 5-fluorourasil

SUMMARY

Actinic (solar) cheilitis is an epithelial precancerous lesion with a predilection of lower lip rather than upper lip. Clinically they may be undistinguishable from squamous cell carcinomas. Therefore actinic cheilitis should not be left untreated and the effected area should be protected from exposure to excess sun light.

Two patients complaining of chronic ulcers and burning sensation on their lower lips were referred to the oral surgery clinic. Clinical examination revealed keratotic areas and superficial ulcers on lower lip vermillion. Patients’ history and the clinical findings led us to a clinical diagnosis of actinic cheilitis in both cases. The diagnoses were confirmed histopathologically, treatment was with topical 5-FU and one of the cases is still under our review.

Clinical appearance of actinic cheilitis can be similar to lip carcinomas and there is the risk of transformation to squamous cell carcinoma. For this reason it is imperative that a biopsy is taken promptly to confirm the diagnosis. Recurrence is possible after treatment and this necessitates regular review appointments. Patient compliance is a must, and to improve this, treatment options should be discussed with the patient and their preferences should be considered.

Keywords: Actinic cheilitis, cheilitis, 5-fluorouracil

GIRI

Ozon tabakas ndaki incelme nedeniyle, özellikle

yaz aylar nda güne nlar n n aktinik etkilerine daha

yo un bir ekilde maruz kal yoruz. Aktinik (solar) elitis nadir olmayan ve daha çok alt dudakta görülen

epitelyal prekanseröz olu umlardand r.1Baz tiplerinin

skuamoz hücreli karsinomdan (SHK) klinik olarak

ayr lmas güç olabilir. Kronik güne hasar n n

göstergesi olmas klinik aç dan önemlidir. Kanser riski

nedeniyle tedavi edilmesi ve foto ya lanman n kontrol

alt na al nmas gereklidir.1 Tedavi edilmeyen aktinik

keratozlar n on y l içinde SHK’ a dönü me olas l n n

%6-%10 aras nda oldu u tahmin edilmektedir.2Aktinik

keratozlardan (AK) geli en SHK’lar n ço unun

prognozu iyidir.3

Risk faktörleri; aç k deri tipi, yüksek dozda kümülatif UV nlara maruz kalma, ileri ya , ekvatora yak n bölgelerde bulunma, AK veya melanoma d

(2)

Cilt: 12 Say : 1 2009

UVB nlar n n do rudan DNA y etkilemesi rol oynar. Buna göre UVB, sitozini timidine de i tirir ve P53

geninde fonksiyon bozuklu u ortaya ç kt nda

apoptozis olur veya transformasyona u ram anormal

hücreler geli ir.1

Profilaksi için güne ten koruyucu önlemler al nmal d r. Bunlar geni siperlikli apkalar, cildi ve

duyarl bölgeleri kapatan giysiler ve UV filtreli

güne ten koruyucu kremlerden olu ur.

Tedavide medikal ve/veya cerrahi yöntemler kullan l r. Medikal tedavide çe itli ilaçlar kullan lmakta

olup; bunlar n klinik çal malarla desteklenen

güvenilirlikleri, ba ar oranlar ve yan etkileri

de i kenlik gösterir. (Tablo I)

Tablo I. Aktinik elitis olgular nda cerrahi tedavi ve FDA onayl

medikal tedavi seçenekleri.

Cerrahi Medikal

Vermilyonektomi (lip shave) 5-Florourasil (5-FU)

Lazer ile ablasyon Imiquimod

Kriyoterapi Kol isin Diklofenak Na

Aminolevulinik asit ve BLUE-U blue light photodynamic therapy Medikal tedavi seçeneklerinden topikal 5-Florourasil (5-FU), hücrenin DNA sentezini inhibe

ederek etki gösterir.2%5’lik krem ve %2’lik solüsyon

formu aktinik keratozun topikal tedavisi için Amerikan G da ve 'laç Dairesi (FDA) taraf ndan onaylanm t r. Farkl uygulama yöntemleri vard r. En s k uygulanan yöntem günde iki kez 2-4 hafta süreyle uygulamad r. Enflamasyon sonucunda geli en erozyon nekroz ve ülserasyon görülene kadar tedaviye devam edilmelidir. Tedavi s ras nda a r ka nt ve yanma hissi olmaktad r.

Tedavi edilen bölgeler güne ndan korunmal d r,

çünkü a r ikayetinde artma olabilir. Hastalar tedaviyi erozyon ve ülserasyon görülene kadar sürdürebilirlerse

%93 oran nda iyile me elde edilebilir.2,4

Bir di er seçenek immün stimulan etkili Imiquimod’dir. %5’lik krem olarak, yüz ve saçl derideki hipertrofik olan veya hiperkeratotik olmayan aktinik keratozun topikal tedavisi için FDA onay alm t r. Aktinik elitis tedavisinde 4-6 hafta boyunca haftada 3 defa uyguland nda ba ar l olabilece i gösterilmi tir. Hastalar n ço unda artm eritem, endurasyon, erozyon ve ülserasyon gibi tedavi süresince devam edebilen lokal reaksiyonlar

bildirilmi tir. Aktinik elitisin tedavisinde rolü olabilece i dü ünülmektedir ancak uygulama dozu,

süresi ve uzun süreli etkileri ara t r lmal d r. 5,6

Topikal % 1 kol isin jel; güçlü bir non-steroidal antienflamatuar ilaç olup, az say da hasta üzerinde yap lan çal mada günde iki kez 60 g"n s"reyle

uyguland nda %70 ba ar l oldu u, uygulama

bölgesinde bir kaç gün yanma ve ka nt görüldü ü

bildirilmi tir.7 Aktinik keratozun topikal tedavisi için

FDA onay bulunmamaktad r.

Acitretin; oral kullan ma uygun kapsül olarak, psoriasizin tedavisi için FDA onay alm bir ilaçd r. 0.2mg/gün gibi dü ük dozlarda uyguland nda, böbrek taransplantasyonundan sonra olu an aktinik keratoz say s n azaltt , 26 hastan n kat ld randomize bir

çal mada gösterilmi tir.8

Topikal %3 Diklofenak Na; aktinik keratozun

topikal tedavisi için FDA onay alm t r. Etki

mekanizmas tam olarak bilinmemekle birlikte, az say da hasta üzerinde yap lan çal malarda, her hastada tam iyile me izlenmese de tedavinin ba ar l olabilece i bildirilmi tir. Uygulama bölgesinde kontakt dermatit geli mesi s k kar la lan bir yan etki olup tedavi

süresinin 5-FU’e göre daha uzun oldu u bildirilmi tir.9,10

Topikal %20’lik aminolevulinik asit ve beraberinde mavi k uygulamas (BLUE-U blue light photodynamic therapy illuminator) yüz ve saçl derideki non-hiperkeratotik aktinik keratozun topikal tedavisi için FDA onay alm t r. Alexiades-Armenakas

ve arkada lar11 aktinik keratozu olan 41 hastada

yap lan bir çal smada; topikal aminolevulinik asit ve “long-pulsed dye laser” kullan larak yap lan fotodinamik tedavi ile %90 oran nda ba ar elde

etmi lerdir. Rossi ve arkada lar12 5, Berking ve

arkada lar13 ise 15 aktinik elitis olgusunda

aminolevulinik asit ve bir k rm z k kayna ile

fotodinamik tedavi uygulam lar ve s ras yla %100lük

ve %47’lik klinik ba ar oran bildirmi lerdir.

Fotodinamik tadavinin di er medikal yöntemlere göre daha k sa sürede ve hastaya daha az s k nt ya atarak

uygulanabildi i bildirilmi tir.11,12,13

Cerrahi tedavi seçeneklerinden vermilyonektomi (lip shave); deformasyona yol açmayan, dudak kanserinin profilaksisinde ve tedavisinde ayr ca baz konjenital, neoplastik ve travmatik dudak deformasyonlar n n düzeltilmesinde çok k ymetli bir tekniktir. Ancak nedbe dokusu olu umu, enfeksiyon

(3)

riski ve kozmetik yönden kabul edilebilirli inin az

olmas gibi dezavantajlar bulunmaktad r.14,15

Konvansiyonel vermilyonektomiye alternatif olarak cerrahi tedavide kullan lan CO2 ve erbium:yttrium-aluminium-garnet (Er:YAG) lazerlerin aktinik elitisin

ablasyonunda etkili olduklar gösterilmi tir.6,13,16

Cerrahi tedavi yöntemlerinden sonuncusu kriyoterapi olup, uygulama s ras nda anestezi gerektirmemesi gibi önemli bir avantaja sahiptir. Uygulama yerindeki hücreleri dondurarak, parçalanmalar na yol açar, iyile me oran %98.8 olarak

bildirilmektedir. 4,17.

Bu makalenin amac , aktinik elitis tan s koyup, topikal 5-FU ile tedavi etti imiz iki olguyu sunmak; tan ve tedavi süreçlerinde kar la lan belirti, bulgu ve

komplikasyonlar literatür nda tart makt r.

OLGU SUNUMU Olgu 1

Alt duda nda 2 y ld r iyile meyen yara ve yanma

hissi ile klini imize ba vuran 41 ya ndaki erkek hastan n vermilyon bölgesinde, yüzeyel ülserler ve keratotik alanlar içeren lezyonlar izlenmi tir (Resim1, Tablo II).

Resim 1. Alt duda# nda 2 y ld r iyile meyen yara ve yanma hissi ile

klini#imize ba vuran hastan n alt dudak vermilyonunda iyile meyen yüzeyel ülserler ve keratotik alanlar içeren lezyonlar izlenmekteydi.

Tablo II. Olgulara ait demografik bilgiler ve klinik-patolojik bulgular Olgu Ya/ Cinsiyet Meslek Lokalizasyon Klinik bulgular Histolojik bulgular

5-FU uygulama s5kl565 ve süresi

Sonuç Tedavi sonras5takip süresi

1 41 Erkek Roför Alt dudak

Atrofi, kabuklanma, ülserasyon, pallor, vermilyon-cilt s n r nda belirsizle me, kuruluk.

Epitelde: Hiperkeratoz, atrofi, displazi. Ba# dokusunda: 'tihabi hücre infiltrasyonu, damarsal

yap larda art . 13 hafta boyunca günde bir kez klinik iyile me 46 hafta

2 46 Kad n Çiftçi Alt dudak

Atrofi, kabuklanma, üserasyon, pallor, eritem, dudakta i lik.

Epitelde: Hiperkeratoz, atrofi, hafif displazi. Ba# dokusunda: 'ltihabi hücre infiltrasyonu, damarsal

yap larda art . 17 hafta boyunca günde bir kez klinik iyile me 18 hafta

Sistemik bir rahats zl olmayan hastan n sürekli kuland bir ilaç veya ilaç allerjisi öyküsü saptanmam t r. On y l a k n bir süre boyunca günde 1 paket sigara içen hasta, bu al kanl ndan 2 hafta önce vazgeçti ini belirtmi tir. Mesle i oförlük olan hasta i i

nedeniyle güne na yo un bir ekilde maruz

kald n da bildirmi tir.

Muayenede alt dudakta bir kitle veya endurasyon ve boyunda lenfadenopati saptanmam t r. Hasta hikayesi ve klinik muayene sonucunda aktinik keratoz veya dudak karsinomu ön tan lar konmu tur. Derhal yap lan histopatolojik tetkikle aktinik keratoz tan s do ruland ktan sonra (Resim 2); tedavinin gereklili i, sigaraya tekrar ba lamamas ve UV filtreli koruyucular kullanmas gerekti i hastaya anlat lm ve tedavi seçenekleri olarak vermilyonektomi veya topikal 5-FU uygulamas sunulmu tur.

Resim 2. Hiperkeratoz gösteren spesimende, displazik epitel alt nda

yayg n bir iltihabi hücre infiltrasyonu ve ku ak tarz nda bazofilik de#i iklik izlenmekte.(H.E. X45)

Karars z kalan hastaya kontrol randevusu verilmi tir. Randevular na gelmeyen hasta, sigaray b rakt ktan 5 ay sonra dudaktaki yaran n geçmemesi üzerine klini imize tekrar ba vurmu tur. (Resim 3)

(4)

Cilt: 12 Say : 1 2009

Resim 3. Sigaray b rak p tedaviyi reddetmesinden 5 ay sonraki

görünümü.

Hastan n iste i do rultusunda topikal 5-FU (Efudix cream 5%, Pacific Drugs Inc. Seattle, WA) tedavisine

ba lanm t r. Hasta gündüzleri güne alt nda

çal t ndan ve 5-FU tedavisi s ras nda fotosensitivite olas l bulundu undan günde bir defa ve sadece ak amlar uygulama önerilmi tir. Tedavi boyunca düzenli aral klarla kontrol edilen hastada, tedavinin 9. haftas nda alt dudak vermilyonunda hafif yanma hissi görülmü , ancak herhangi bir tedaviye gerek kalmadan semptomlar giderek azalm t r (Resim 4).

Resim 4. 5-FU’n n etkisinin ortaya ç kmaya ba lad # tedavinin 9.

haftas ndaki görünüm.

Tedavinin 13. haftas nda vermilyonda belirgin enflamatuar yan t ve erozyonla karakterize tablo ortaya ç kt nda tedavi sonland r lm t r (Resim 5).

Resim 5. Tedavinin 13. haftas nda, vermilyonda belirgin enflamatuar

yan t ve erezyonla karakterize tablo ve tedavinin sonland r lmas .

Tedavinin sonland r lmas ndan 9 hafta sonra erozyonlar n tamamen iyile ti i ve 46 hafta sonra da (Resim 6) vermilyonun sa l n korudu u izlenmi tir. Tedavi boyunca gündüzleri kullanmas n önerdi imiz UV filtreli ve yüksek faktörlü kremlere ve dudak koruyucuya, tedaviden sonra da devam etmesi önerilmi tir. Hastan n tedavisi ve kontrolleri sona ermi olup, iyile meyen yaralar, kabuklanma, renk de i ikli i, kanama gibi belirtiler olursa klini imize ba vurmas gerekti i kendisine bildirilmi tir.

Resim 6. Tedavinin sonland r lmas ndan 46 hafta sonra vermilyonun

sa#l # n korudu#u izlenmi tir.

Olgu 2

Alt duda nda a r ve iyile meyen yara ikayetiyle

klini imize ba vuran 46 ya ndaki bayan hastan n vermilyon bölgesinde yayg n s ülserler saptanm t r (Resim 7, Tablo 2).

(5)

Resim 7. Alt duda# nda 2 y ld r devam eden a#r ve iyile meyen yara

ikayetiyle klini#imize ba vuran hastan n vermilyon bölgesinde yayg n, s # ülserler içeren lezyonlar n görünümü.

Hastan n ikayeti sorguland nda 2 senedir devam eden problemin k aylar nda neredeyse geçti i ve yaz aylar nda nüks etti i ö renilmi tir. Herhangi bir sistemik bir rahats zl olmayan hastan n sürekli kulland bir ilaç ve allerji öyküsü bulunmamaktayd . Hasta çiftçi olarak çal t için özellikle yaz aylar

boyunca güne na oldukça yo un bir ekilde maruz

kalmaktayd .

Muayenede alt dudakta bir kitle veya endurasyon ve boyunda lenfadenopati saptanmam t r. Hasta hikayesi ve klinik muayene sonucunda aktinik keratoz

ön tan s konmu tur. Tan histopatolojik tetkikle

do ruland ktan sonra, (Resim 8) vermilyonektomi veya topikal 5-FU ile tedavi seçenekleri hastaya sunulmu ve hastan n iste i do rultusunda topikal 5-FU tedavisi uygulanm t r.

Resim 8. Keratin ve parakeratin tabakas belirgin olan hafif diplazik

epitel dokusu ve alt nda yo#un bir iltihabi hücre infiltrasyonu bulunan bol damarl bir ba# dokusu izlenmekte. (H.E. X160)

Fotosensitivite riskinden dolay günde bir defa ve sadece

ak amlar uygulama önerilmi tir. Tedavinin ikinci

haftas nda, herhangi bir erozyon veya ülserasyon olmad halde, alt dudakta yayg n a r ikayeti olmu , ancak periodontal abseli alt ön kesici di lerin çekiminden sonra bu a r geçmi tir. Tedavinin 8. haftas nda alt

dudakta enflamasyon ve baz bölgelerdeki

kabuklanman n alt nda erozyonun ba lad saptanm (Resim 9), ancak lezyonun tamam nda erozyon ve ülserasyon görülene kadar tedaviye ve haftal k kontrollere devam edilmesine karar verilm tir.

Resim 9. 5-FU etkisiyle tedavinin 8.haftas nda alt dudakta

enflamasyon ve baz bölgelerdeki kabuklanman n alt nda erozyonun ba lad # saptanm t r.

(6)

Cilt: 12 Say : 1 2009

Kontrol randevular na gelmeyerek tamamen kendi karar yla ilac kullanmaya devam eden hasta, tedavinin 17. haftas nda alt duda ndaki iddetli yanma ikayeti ile klini imize geldi inde alt dudak vermilyonunda Resim 9’daki gibi ancak daha iddetli ve yayg n kabuklanma izlenmi tir. Lokal anestezi alt nda eklentiler nazikçe uzakla t r ld nda, neredeyse tüm vermilyonun örtücü epitelinin ortadan kalkt izlenmi tir (Resim 10).

Resim 10. Kontrolümüz d nda tedaviye devam eden hasta,

tedavinin 17. haftas nda yeniden geldi#inde duda# ndaki nekrotik epitel ve eklentiler uzakla t r ld ktan sonraki görünüm. Neredeyse tüm vermilyonun örtücü epitelinin ortadan kalkt # izlenmi ve tedavi sonland r lm t r.

Bunun üzerine 5-FU tedavisi sonland r lm ve devam eden kuvvetli yanma hissi alt dudak vermilyon bölgesine günde iki defa ve 7 g"n boyunca uygulanan

topikal steroid (Prednol-A krem, Mustafa Nevzat,

'stanbul) ile tedavi edilebilmi tir. Tedavinin bitiminden 2 hafta sonra hastan n ikayetlerinin kayboldu u ve vermilyonun iyile mekte oldu u (Resim 11) ve 18 hafta sonra da tamamen iyile mi olan vermilyonun sa l n korudu u izlenmi tir. (Resim12)

Resim 11. Tedavinin bitiminden 2 hafta sonra vermilyonun

iyile mekte oldu#u ve ikayetlerin kayboldu#u saptanm t r.

Resim 12. Tedavinin sonland r lmas ndan 18 hafta sonra tamamen

iyile mi olan vermilyonun sa#l # n korudu#u izlenmi tir.

Hastan n tedavisi sona ermi olup kontrolleri

devam etmektedir. Gündüzleri tarlada çal an hastaya, po usu ile dudaklar n kapamas , UV filtreli ve y"ksek faktörlü kremler ve dudak koruyucular kullanmas önerilmi tir.

TARTI MA

Klini i dudak karsinomuna benzedi i ve skuamoz hücreli karsinoma dönü me riski oldu u için, klinik tan s aktinik elitis olan her olgunun en k sa sürede

histopatolojik tetkiki gerekir.1,2 Ay r c tan da göz

önünde bulundurulmas gereken bir di er tablo ise, aktinik elitise benzeyen klinik ve histopatolojik bulgular olan, ve vermilyonda lokalize lezyonlar ile

seyredebilen aktinik liken planustur.18 Bu nedenle

hikayelerinde aktinik elitis tedavisine ra men

iyile meme öyküsü olan hastalar n dikkatle

(7)

olguya da, daha önce herhangi bir tedavi uygulanmam ve en k sa sürede biyopsi al narak histopatolojik tan konmu tur.

Nico ve arkada lar19punch biyopsi ile histopatolojik

tan lar konmu olan 20 aktinik elitis olgusunun,

vermilyonektomi ile tedavilerini takiben tüm vermilyonu histopatolojik olarak incelemi lerdir. Ayn ara t rmac lar aktinik elitis olgular nda vermilyon homojen bir klinik görünüm sergilese de, tüm vermilyon histolojik olarak incelendi inde carcinoma in situ, süperfisiyel invaziv skuamoz hücreli karsinom ve invaziv skuamoz hücreli karsinom tan lar ndan bir veya birkaç n n ayn anda bulunabilece ini saptam lard r. Bu nedenle aktinik elitis olgular nda, vermilyondan al nan tek bir biyopsi ile tüm vermilyon hakk nda ayr nt l bilgi elde etmenin mümkün

olmayabilece ini bildirmi lerdir. Olgular m z n her

ikisinde de, lezyonun en agresif göründü ü bölgelerden ensizyonel biyopsi al nm t r ki, bu yöntemle punch biyopsiye k yasla daha geni bir bölgeden ve daha derin

dokular kapsayacak ekilde doku örne i almak

mümkündür. Bu nedenle histopatolojik tan n n da daha güvenilir oldu unu dü ünüyoruz.

Cavalcante ve arkada lar20 29 aktinik elitis

hastas n klinik ve histopatolojik olarak inceledikleri çal malar n n sonucunda; en s k kar la lan klinik bulgular n kuruluk, atrofi ve kabuklanma oldu unu; en s k görülen histopatolojik bulgular n da displazi, enflamatuar infiltrasyon, vazodilatasyon ve elastosis oldu unu bildirmi lerdir. Ayn çal mac lar cinsiyet, ya , rk ve tütün kullan m ile displazi aras nda bir ba lant bulamam lard r. Bizim olgular m z n her ikisinde de ortak klinik bulgu olarak atrofi ve kabuklanma izlenmi tir. Ortak histopatolojik özellikler ise hiperkeratoz gösteren atrofik ve displazik örtücü epitel varl , bu skuamoz epitel alt ndaki submukozada ku ak tarz nda bazofilik bir de i menin ve yo un kapiller damarlar n varl d r.

Aktinik elitisin patogenezini ayd nlatarak yeni tedavi yöntemleri geli tirebilmek için çal malar sürmektedir. Aktinik elitis derinin foto ya lanmas nda ve foto karsinojenenizinde görülen epitel ve ba dokusu de i iklikleri ile karakterizedir. Bu de i iklikler epitelde artm p53 ekspresyonu, enflamasyon ve solar

elastosisdir.21 Ayr ca aktinik elitis lezyonlar nda

normal dudaktakine oranla mast hücresi say s n n

artt ve COX-2 overekspresyonu bildirilmi tir.21

Chou ve arkada lar22 aktinik elitisli olgulardan al nan

biyopsi örneklerinde, fibroblast growth factor receptor

3 (FGFR3) geninde saptad klar mutasyonun, aktinik elitisin ve squamoz hücreli karsinomun patogenezine katk da bulunabilece ini bildirmi lerdir. Ayn ara t rmac lar bu bulgular ndan yola ç k larak aktinik

elitisin hedefli tedavisinde yeni seçeneklerin bulunabilece ini bildirmi lerdir.

Histopatolojik tan y takiben, hastaya tedavi

seçeneklerini sunmaya ba lamadan önce, g"ne ten korunma yöntemleri hakk nda bilgi verilmeli ve önerilerde bulunulmal d r. Özellikle 5-FU ile tedavi s ras nda, uygulama bölgesinde fotosensitivite riski bulundu undan, tedavi süresince uygun koruyucu önlemlerin al nmas son derece önemlidir.

Her iki olguya da kurumumuzda uygulayabilece imiz iki tedavi seçene i sunulmu tur ki bunlar, Amerikan G da ve 'laç Dairesi onayl topikal 5-FU uygulamas veya vermilyonektomidir. Son derece etkili bir tedavi olan vermilyonektomiyi kozmetik riskleri nedeniyle istemeyen hastalar m z, yurt d ndan kendi imkânlar yla ald klar %5’lik topikal 5-FU ile medikal tedaviyi tercih etmi lerdir.

Tedavi s ras nda ve sonras nda olu abilecek a r ve

yanma gibi semptomlar n k sa süreli topikal kortikosteroid

kullan m yla azalt labilece i daha önce de bildirilmi tir.5

'kinci olgu, 5-FU tedavisinin dokudaki etkisi görülmeye ba land ktan sonra kontrol randevular na gelmeyerek kendi karar yla tedaviye devam etmi tir. Tedavinin 17. haftas n n sonunda, alt dudakta iddetli yanma hissi ile klini imize gelen hastan n 5-FU tedavisi sonland r lm ve

yanma ikayeti için antiviral, antibakteriyel ve

antienflamatuar etkili bir topikal steroid reçete edilerek iyile me takip edilmi tir.

Tedavide seçilebilecek medikal ve/veya cerrahi yöntemlerin tümünün istenmeyen yan etkileri veya yetersiz kald yönleri vard r. Yeterli say ve kalitede klinik çal ma ile etkinli i ve güvenilirli i kan tlanm tedavi seçeneklerini hastalara sunmak hekimlerin görevidir. Hekimin yönetiminde, ancak hasta ile birlikte

hareket ederek, hastan n bireysel ve sosyal

gereksinimlerine uygun olan tibbi tedavi seçene i tercih edilmelidir. Ayr ca aktinik elitisin tedavisinden sonra nüks ihtimali oldu undan, hastalar n düzenli aral klarla kontrolü önem ta r ki bu da ancak hasta uyumunu ve memnuniyetini önemseyerek mümkün olabilir.

KAYNAKLAR

1. Salasche SJ. Epidemiology of actinic keratoses and squamous cell

(8)

Cilt: 12 Say : 1 2009

2. Braun-Falco O, Plewig G, Wolff HH, Burgdorf WHC.

Dermatology. 2nd ed. Berlin: Springer; 2000. p.1449-53.

3. Leffell DJ. The scientific bases of skin cancer. J Am Acad

Dermatol 2000; 42: 18-22.

4. Dinehart SM. The treatment of actinic keratoses. J Am Acad

Dermatol 2000; 42: 25-8.

5. Chakrabarty AK, Mraz S, Geisse JK, Anderson NJ. Apthous

ulcers associated with imiquimod and the treatment of actinic cheilitis. J Am Acad Dermatol 2005; 52: 35-7.

6. Smith KJ, Germain LCDRM, Yeager CDRJ, Skelton M. Topical

5% imiquimod therapy of actinic cheilitis. J Am Acad Dermatol 2002; 47: 497-501.

7. Grimaitre M, Etienne A, Fathi M, Piletta PA, Saurat JH. Topical

coclchicine therapy for actinic keratoses. Dermatology 2000; 200: 346-8.

8. Sevaux RGL, Smit JV, De Jong EMG, Van de Kerkhof PCM,

Hoitsima AJ. Acitretin treatment of premalignant and malignant skin disorders in renal transplant recipients: Clinical effects of a randomized trial comparing two doses of acitretin. J Am Acad Dermatol 2003; 49: 407-12.

9. Rivers JK, McLean DI. An open study to assess the efficacy and

safety of topical 3% diclofenac in a 2.5%hyaluronic acid gel for the treatment of actinic keratoses. Arch Dermatol 1997; 133: 1239-42.

10. Ulrich C, Forschner T, Ulrich M, Stockfleth E, Sterry W, Termeer

C. Management of actinic cheilitis using diclofenac 3% gel: a report of six cases. Br J Dermatol 2007; 156: 43-46.

11. Alexiades-Armenakas M. Laser-mediated photodynamic therapy.

Clin Dermatol 2006; 24: 16-25.

12. Rossi R, Assad GB, Buggiani G, Lotti T. Photodynamic therapy:

treatment of choice for actinic cheilitis? Dermatol Ther 2008; 21: 412-15.

13. Berking C, Herzinger T, Flaig MJ, Brenner M, Borelli C, Degitz

K. The efficacy of photodynamic therapy in actinic cheilitis of the lower lip: A prospective study of 15 patients. Dermatol Surg 2007; 33: 825-830.

14. Kurth D.A.B.M.E. “Lip shave” or vermilionectomy: Indications

and technique. Br J Plast Surg 1957; 10: 156-162.

15. Huang CC. The lips excision and repair. Dermatologic Clinics

January 1998; 16: 127-143.

16. Hruza CJ. Laser treatment of epidermal and dermal lesions.

Dermatol Clin 2002; 20: 147-164.

17. Lubritz RR, Smolewski SA. Cryosurgery cure rate of actinic

keratosis. J Am Acad Dermatol 1982; 7: 631-2.

18. Salman SM, KibbiA-G, Zaynoun S. Actinic lichen planus: A

clinicopathologic study of 16 patients. J Am Acad Dermatol 1989; 20: 226-31.

19. Nico MMS, Rivitti EA, Lourenço SV. Actinic cheilitis:

Histologic study of the entire vermillion and comparison with previous biopsy. J Cutan Pathol 2007; 34: 309-314.

20. Cavalcante ASR, Anbinder AL, Carvalho YR. Actinic cheilitis:

Clinical and histological features. J Oral Maxillofac Surg 2008; 66: 498-503.

21. Rojas IG, Martinez A, Brethauer U, Grez P, Yefi R, Luza S,

Marchesani FJ. Actinic cheilitis: Epithelial expression of COX-2 and its association with mast cell tryptase and PAR-2. Oral Oncol 2009; 45: 284-90.

22. Chou A, Dekker N, Jordan RCK. Identification of novel fibroblast

growth factor receptor 3 gene mutations in actinic cheilitis and squamous cell carcinoma of the lip. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2009; 107: 535-41.

Yaz5/ma Adresi:

Candan Efeo lu

Ege Üniversitesi Di Hekimli i Fak"ltesi ADÇH ve Cerrahisi AD

Bornova 35100 'zmir

Tel : 0 232 3881108 Faks : 232 3881105

Referanslar

Benzer Belgeler

Slayt Metnine Canlandırma Efekti Uygulamak Metin Canlandırması Slayt Ayarlarını Değiştirmek..

Mediastinal kistik lezyon ve lenfomatöz kitlenin beraber olduðu olguda önce anterior mediastinotomi ile biyopsi alýn- mýþ, daha sonra sonucun Hassal korpüskülleri gösteren

ABCD karesinin alanının KLMN dikdörtgeninin alanına oranı kaçtır. 625 3 kg’lık elma 125 kg’lık çuvallara doldurulup çuvalı 25

Dermatofibrısarkoma protuberans tüm kanser- lerin % 0,1’inden azını ve yaklaşık olarak da tüm sarkomların %1’ini oluşturmaktadır. 4 Klinik davranış olarak

[r]

• Bir bütünün parçalarının kendi aralarında ve bütün ile olan ölçü ilişkisine oran denir. • Ölçü görsel sanatlarda tamamen

Ebeveyn dental kaygı düzeylerinin değerlendirmek için kullanılan MDAS skorları ile çocukların kaygı düzeyleri- nin belirlendiği Frankl (Toplam), Sound Eye Motor (SEM)

semptomlar› olan hastalar›n ameliyattan son- raki memnuniyetleri yemek sonras› fliflkinlik, haz›ms›zl›k flikayetleri nedeniyle ameliyat olan hastalara göre