• Sonuç bulunamadı

Süreyya Homyak Aşiyan'da toprağa verildi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Süreyya Homyak Aşiyan'da toprağa verildi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rus ihtilâlinde Türkiye'ye sığınarak Müslüman olan Süreyya Homyak’ın cenaze namazı kılınırken...

Süreyya Homyak,

Âşiyan'da toprağa verildi

• Atatürk, İnönü ve Bayar’ın

sofralarını hazırlayan ünlü

lokantacının cenaze töre­

ninde Ömer İnönü, Hay­

rettin Erkmen, Orhan

Eralp ve bazı sanatçılar

hazır bulundu. Koç ve Sa­

bancı çelenk gönderdi

{% 9 yaşında İstanbul’da ölen ünlü J lokantacı Süreyya Homyak,

* * * * dün düzenlenen bir törenle Âşi- yan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Süreyya Homyak, 1917 Rus ihtilâ­ linden sonra kaçan bir grup Beyaz Rus ile birlikte İstanbul’a gelmişti. Türki­ ye’ye sığındıktan sonra ünlü Karpiç Lo- kantası’nda çalışan ve daha sonra da Müslüman olan Süreyya Homyak, 1942G yılında Ankara’nın ünlü Sürey­ ya Gece Kulübü’nü açmıştı.

Ankara’da A tatürk, İnönü ve Ba- yar’ın sofralarını da hazırlayan Hom­ yak, bütün müşterilerinin zevklerini ve meraklarını tek tek bilmesi ile tanını­ yordu. Homyak’ın en sevdiği yemeğin

“ mantı" olduğunu belirten yakınları,

özel yemekleri “borç çorbası, kievski,

kuzu karski” olarak sıraladılar.

Süreyya Homyak’m Bebek’teki ün­ lülerin uğrak yeri olan Süreyya Lokan­ tası dün sessizdi. U zun yıllar Homyak’m yamnda çalışan garsonlar ve görevliler, 80 yaşındaki eşi Asiye Homyak’ı teselli etmeye çalışıyorlardı.

Homyak’ın cenazesinin kaldırıldı­ ğı Bebek Camii avlusu, İstanbul’da­ ki lokanta ve otellerin çiçekleri ile doluydu. Törene Ömer İnönü, Dışiş­ leri eski bakanlarından Hayrettin Erk­

men, eski büyükelçilerden Orhan Eralp, sanatçılardan Nihat Akçan, Ce­ lâl Şahin ve merhumun dostları katıl­

dı.

İşadamlarından Vehbi Koç, Rahmi

Koç, Erol Sabancı da cenazeye çelenk

gönderdi.

N E DEDİLER?

Anılarını beraberinde götürdü

CÜNEYT ARCAYÜREK

Süreyya öldü. Bu ad, Cumhuriyet’le yaşıt.

Bir beyaz Rus’tu Süreyya. Cumhuriyet’in ilk yılları Ankara’ya gelip yer­ leşmiş. O günlerin ünlü lokantalarında, sanırım Karpiç’te komilikten baş­ lamış yaşama. Esnek, güleryüzlü, sevecen bir adam. Gel gelelim, başka bir özelliği var: Sır tutmasını bilmek.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, demokratik düzene geçtiğimiz günlerde Süreyya Pavyonu’nu dolduran dönemin bütün önde gelenlerinin önemli sorunları tartıştıkları masalara Süreyya Bey hizmet ederdi. Hemen lıer önemli olayı, gelişmeyi, belki de pek çok kişiden önce duyardı.

Duyardı ama, kimseye söylemezdi.

1950-60 arasında Ankara Kızılay’da bir binanın bodrum katındaki Sü­ reyya Pavyonu, öylesine ünlüydü ici... Dönemin bütün bakanları hemen her gece bir saatten sonra bu pavyonda toplanırdı.

A nkara'da ünlü Süreyya Pavyonu’nu kapayıp işyerini İstanbul’a ak­ taracağı günlerdi Süreyya Bey’den Hürriyet’e anılarını anlatmasını istedim. Şöyle bir baktı, gerilere doğru kaydı gitti, sonra “ Hiç bir şey

anımsamıyorum" dedi.

• Aslında, her şeyi ayrıntılarıyla anımsıyordu ve bu evreni terkederken bütün o anıları beraberinde götürmeye kararlıydı.

Götürdü de.

Genç gazetecilere ince

iltifatlarda bulunurdu

ÇETİN ALTAN

Gençliğimizde Süreyya Gece Kulübü’ne ulaşmak sıkıntılı bir amaçtı bizim için. Süreyya Homyak, o günlerde biz genç gazetecileri bir sosyoloğ gibi dinler ve ince iltifatlarda bulunurdu. Kendisiyle ve “ yeriyle” sayıla­ mayacak kadar çok anım vardır. Bunlardan en önemlisi, gazeteciliğimin ilk yıllarına rastlar. O yıllarda Ulus gazetesinde çalışıyordum. O gece ar­ kadaşlarla Süreyya Gece Kulübü’nde toplanmıştık. Birden içeri Cüneyt Ar- cayürek girdi ve bana “ Biliyor musun, artık Ulus’un fıkra yazarı oldun.

Yazdığın fıkra yayınlandı” dedi. Bu anımdan dolayı ne zaman Süreyya’­

dan konuşulsa, ben de Ulus gazetesine fıkra yazarı olduğum geceyi hatır­ larım.

Önemli haberleri bize

ulaştırırdı

MEHMET KEMAL

Süreyya, Karpiç’ten ayrılıp Kızılay’da kendi adını taşıyan Süreyya Lo­ k antasını açınca, Karpiç müşterisi olan genç gazeteciler oraya devam et­ meye başladı. O yıllarda Ankara’da, bugünkü kadar gazeteci yoktu. Bu itibarla gazetecilerin oraya gitmesi çok fazla bir müşteri değildi. Bizim için kapıdan girince solda Amerikan barın önünde bulunan birkaç masayı ayır­ mıştı. Orada oturur, yer, içer, biraz aşağıda bulunan kodman müşterile­ rin, siyasetçilerin yiyip içmesine bakardık. Onlara hizmet ederken duyduğu önemli haberleri hemen bize ulaştırırdı Süreyya.

Rahmetle yâd ederim

KEMAL SATIR

Süreyya Baba Karpiç’in şefiydi. Sonra Süreyya Pavyonu’nu açtı. İs­ tanbul’daki yerini bizim damat yaptı. Süreyya’nın Karpiç’ten sonra, le- miz bir lokanta ve nezih bir muhitin toplanacağı ilk yeri açması bakımından hizmeti büyüktür.

ölüm üne kadar mesleğine bağlı, müşterilerine saygılı ve restorandaki gıda maddelerini itina ile seçen, branşının müstesna bir adamıydı. Rah­ metle yâd ederim.

Duygulu ve nazik bir insandı

MÜKERREM SAROL

Süreyya Homyak, çok sevdiğim duygulu, zarif ve nazik bir insandı. Ünlü Karpiç’in ölümünden sonra Karpiç Lokantası’nın temizlik, titizlik ve nefasetini aynen devam ettirmişti. Kendisi Osmanlı mutfağına âdeta yeni bir tür getirmişti. 1950-60’h yıllarda Süreyya Homyak, hayatımızın bir parçası olmuştu. Ankara’dan sonra Bebek’le açtığı Süreyya Lokaııtası’na da sık sık giderdim. Kendisiyle çok, ama çok anım var. Bu anıların gazete sütunlarında yazılmasını istemiyorum. Ancak, bu anıları hayatımın sonu­

na kadar unutmayacağım ve mutlulukla hatırlayacağım. .

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

f e f li 1935arası) Mithatpaşa Köşkü ~ 3 bahçesinde soldan “ -mm f sağa Naci Sadullah, Nazım Hikmet, kızkardeşi Sam iye, Mahmut Yesari, Sam iye ile Şeyda'nın

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneğimizin resmi yayın organı olan Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi de, 2014 yılından itibaren yayın hayatına

İlaç+cerrahi tedavi ve sadece cerrahi tedavi uy- gulanan hastaların semptomlarının genel ortalaması kıyaslandığında; burun tıkanıklığında İlaç+cerrahi te- davinin

İstanbul halkının en çok rağbet ettiği mesirelerin başında şüphesiz ki Kağıthane gelmektedir.. Ahmet'in saltanatında yani Lâle Devri'nde Kağıthane Mesiresi,

Bu kitabı tahkik ederek neşreden Muhammed Muhyiddin Abdulhamid ise, bu esere bir mukaddime yazarak hem İslam dünyasında ortaya çıkan fırkalaşmanın tarihi sürecini ve o

teşkilâtının alıp yürüdüğü şu za­ m anda bu faaliyetlerin memle­ ket içinde vukua getireceği fena­ lıkları önlemek için h er devletin em niyet ve polis

trosophic k¨ umelerle esnek k¨ umeleri birle¸stirerek, aralık de˘gerli neutrosophic esnek k¨ ume kavramını verdi ve bu kavram u ¨zerinde bazı cebirsel i¸slemler

Ayrıca mikrosertlik değerlerinin kaynak hızına bağlı olarak ters orantılı arttığı, yüksek kaynak hızında düşük değerde, düşük kaynak hızında ise yüksek