• Sonuç bulunamadı

Aydın-Karacasu Çömlekçiliği Ve Ustaları Üzerine Bir Araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aydın-Karacasu Çömlekçiliği Ve Ustaları Üzerine Bir Araştırma"

Copied!
128
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

AYDIN-KARACASU ÇÖMLEKÇİLİĞİ VE USTALARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Rahşan KOÇAK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(4)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakkı saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Rahşan

Soyadı : KOÇAK

Bölümü : Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalı

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Aydın Karacasu Çömlekçiliği ve Ustaları Üzerine Bir Araştırma

(5)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışında tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar adı soyadı: Rahşan KOÇAK

(6)
(7)

(8)

TEŞEKKÜR

Teknolojinin gelişmesi ile makineleşme ve seri üretim yapılması geleneksel el sanatlarımıza olan ilginin azalması, ustaların sanatlarıyla birlikte unutulmaya başlanması gibi sebepler bu araştırmayı yapmama sebep olmuştur. Karacasu çömlekçiliğinin incelenmesi sonucunda elde edilen çalışmalar, bu sanatla ilgilenen kişilere yazılı kaynak oluşturacaktır. Çalışmalarımın değer bulması beni mutlu kılacaktır.

Araştırmanın planlanıp yürütülmesi, raporlaştırılması aşamasında çalışmama daima yön veren, araştırma süresince kaynak, bilgi ve deneyimleriyle beni destekleyen danışmanım sayın hocam Prof. Dr. Mediha GÜLER’ e, benden yardımlarını esirgemeyen değerli çömlek ustalarına, bu süreçte ve her zaman yanımda olan aileme, yardımlarıyla ve bana güveniyle destek olan sevgili eşim Mehmet KOÇAK’ a teşekkür ediyorum.

Rahşan KOÇAK ANKARA 2015

(9)

AYDIN KARACASU ÇÖMLEKÇİLİĞİ VE USTALARI ÜZERİNE BİR

ARAŞTIRMA

(Yüksek Lisans Tezi)

Rahşan KOÇAK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz, 2015

ÖZ

Araştırmada verilerin toplanması amacıyla uzman görüşleri alınarak 23 soruluk bir anket formu düzenlenmiş ve 25 kişiye uygulanmıştır. Anket formu ile çömlekçilik sanatıyla ilgilenen kişilerin; kişisel bilgilerini, mesleki özelliklerini, çömlek yapımında kullanılan araç-gereçleri, çömlek üretiminde kullanılan teknikleri, çömlek yapımında kullanılan desen ve renk özellikleri, çömlek üretimi ve değerlendirilmesi, çömlekçiliğin pazarlama alanı ve çömlekçilik sanatının yöredeki gelişimi ile ilgili sorulara cevap aranmıştır. Anketlerin sonuçları frekans (f) ve yüzde (%) dağılımları ile tablolaştırılmış ve yorumlanmıştır. Çömlek formlarını tanıtacak bilgi formları oluşturulmuş, 30 adet çömlek ürününün boyut, malzeme, teknik, desen kullanım alanı, kullanılan malzemeler, kullanılan teknikler, desen ve ürünün genel özelliklerini tespit edilmiştir. Tespit edilen ürünlerin fotoğrafları çekilip, çizimleri yapılmış ve bilgi formlarına eklenmiştir.

Bilim Kodu : -

Anahtar Kelimeler : Kerne, Çömlek, Geleneksel Sanatlar, El Sanatları Sayfa Adedi : 109

(10)

AYDIN KARACASU A STUDY ON POTTERY AND CRAFTSMEN

(M. Sc. Thesis)

Rahsan KOCAK

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

July, 2015

ABSTRACT

A questionnaire of 23 questions based on expert opinion in order to collect the data, organized and administered to 23 people . Of people interested in the questionnaire, art pottery ; personal information, professional features, used in pottery tools , techniques used in pottery production , patterns and colors used in pottery , pottery production and evaluation, to answer questions related to the development of the pottery 's marketing and pottery art area have been searched. The results of the survey frequency (f) and percentage ( %) of the distributions tabulated and interpreted. Pottery forms of information forms have been created to introduce 30 pieces of pottery product size, material, technique , pattern of use of space , materials , techniques used , it was found the general features and product designs . Photos of detected items withdrawn and drawings were made and added to the information sheet.

Science Code : -

Key Words : Kern , Pottery, traditional arts, crafts Page Number : 109

(11)

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... vii

İÇİNDEKİLER ... viii

TABLOLAR LİSTESİ... xi

ŞEKİLLER LİSTESİ... xiii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xv

BÖLÜM I

... 1

GİRİŞ

... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.1.1. Problem ... 2 1.2. Amaç ... 2 1.2.1. Alt Amaçlar ... 2 1.3. Araştırmanın Önemi ... 3 1.4. Varsayımlar ... 3 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4 1.6. Tanımlar ... 4

BÖLÜM II

... 7

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

... 7

2.1. Aydın İlinin Tarihi ve Coğrafi Gelişimi ... 7

2.2. Karacasu İlçesinin Tarihçesi ... 7

2.2.1. Karacasu İlçesinin Turizm Potansiyeli ... 8

2.2.2. Özellik Taşıyan Mağaralar ve Jeolojik Oluşumlar ... 8

2.2.3. Tarihi Dini Merkezleri ... 8

2.2.4. Arkeolojik Eserler ... 8

2.2.5. Yöresel El Sanatları ... 9

2.3. Çömlekçiliğin Tarihçesi ... 9

(12)

2.3.1.1. Aydın İli Çömlekçiliğinin Tarihçesi ... 16

2.3.1.2. Karacasu Çömlekçiliğinin Tarihçesi: ... 17

2.3.1.3. Çömlek Toprağı ve Kimyasal Özellikleri: ... 17

2.3.1.4. Terra Sigillata'nın Tanımı ... 18

2.3.1.5. Terra Sigillata’nın Tarihçesi ... 18

2.4. Çömleğin Yapım Aşamaları: ... 19

2.4.1. Hammaddenin Elde Edilişi ve Kullanıma Hazırlanması: ... 19

2.4.2. Çarkta Şekillendirme İşlemi ... 22

2.4.3. Dekorlama İşlemi ... 23

2.4.4. Dekorlamada Kullanılan Araç-Gereçler: ... 24

2.4.4.1.Tarak ... 24 2.4.4.2.Makara ... 25 2.4.4.3. Kesme İpliği ... 25 2.4.4.4.Titreç ... 25 2.4.4.5. Yarma çubuğu ... 26 2.4.4.6. Petras tahtası ... 26 2.4.4.7. Madına ... 27 2.4.4.8. Tel-Telleme ... 27

2.4.5. Astarın hazırlanması ve ürünlerin astarlanması ... 28

2.4.5.1. Astarın Tanımı ve Tarihçesi ... 29

2.4.5.2. Astarın Genel Özellikleri ... 29

2.4.6. Güneşte Kurutma: ... 30

2.4.7. Sırlama ve Bezeme ... 30

2.4.8. Pişirme Teknikleri ... 31

2.4.8.1. Fırının Yapısı ... 33

2.5. Karacasu Çömlek Çeşitleri ... 36

2.5.1. Güveçler ... 36 2.5.2. Saplı Tava ... 36 2.5.3. Yoğurtluklar ... 37 2.5.4. Tepsi ... 37 2.5.5. Bardaklar ... 38 2.5.6. Mumluk ... 39 2.5.7. Şekerlik ve Küllük ... 40 2.5.8. Kürdanlık ve Kupa ... 40

(13)

2.5.9. Vazolar ... 41 2.5.10. Dolma taşı ... 41 2.5.11. Çaydanlık ... 42 2.5.12. Cezve ... 42 2.5.13. Küp ... 42 2.5.14. Saksı ... 43 2.5.15. Amfora ... 44 2.5.16. Kumbara ... 44 2.5.17. Darbuka ... 45 2.5.18. Gelin Bardağı ... 46 2.6. İlgili Araştırmalar ... 47

BÖLÜM III

... 49

YÖNTEM

... 49 3.1. Araştırmanın Modeli ... 49 3.2. Evren ve Örneklem ... 49 3.3. Verilerin Toplanması ... 49

3.4. Ölçme Aracının Geliştirilmesi ... 50

3.5. Verilerin Analizi ... 50

BÖLÜM IV

... 53

BULGULAR ve YORUM

... 53

4.1. Çömlekçilerin Kişisel Özellikleri ... 53

4.2. Çömlekçilik Mesleğine İlişkin Bilgiler ... 55

4.3. Ürün Bilgileri ... 62

BÖLÜM V

... 93

SONUÇ ve ÖNERİLER

... 93 5.1. Sonuç ... 93 5.2. Öneriler ... 95 KAYNAKLAR ... 97 EKLER ... 101

EK-1. Anket Formu ... 101

EK-2. Bilgi Formu ... 105

EK-3: Karacasu’da Bulunan Çömlek Ustaları ... 106

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Toprağın kimyasal özellikleri ... 18

Tablo 2. Çömlekçilerin yaş durumlarına ilişkin sayısal dağılım ... 53

Tablo 3. Çömlekçilerin cinsiyet durumlarına ilişkin sayısal dağılım ... 54

Tablo 4. Çömlekçilerin medeni durumlarına ilişkin sayısal dağılım ... 54

Tablo 5. Çömlekçilerin eğitim durumlarına ilişkin sayısal dağılım ... 54

Tablo 6. Çömlekçilerin mesleki geçmişlerini gösteren sayısal dağılım ... 55

Tablo 7. Çömlekçilerin iş yerindeki görevlerini gösteren sayısal dağılım ... 55

Tablo 8. Çömlekçilerin mesleği öğrenme kaynaklarını gösteren sayısal dağılım ... 56

Tablo 9. Çömlekçilik mesleğini sürdürdükleri ortamı gösteren sayısal dağılım ... 56

Tablo 10. Çömlek hammaddesinin nereden elde edildiğini gösteren dağılım ... 56

Tablo 11. Çömlekçilikte araç gereç teminini gösteren dağılım ... 57

Tablo 12. Çömlek yapımındaki formları nereden seçtiklerini gösteren sayısal dağılım ... 57

Tablo 13. Ürün yapımındaki bezemeleri nereden seçtiklerini gösteren sayısal dağılım. ... 57

Tablo 14. Atölyelerde daha çok yapılan ürünleri gösteren sayısal dağılım ... 58

Tablo 15. Üretim aşamasında en çok sorun yaşanan aşamayı gösteren sayısal dağılım ... 58

Tablo 16. Çömlek ürünlerin satışında en çok hangi özellik üzerinde durulduğunu gösteren sayısal dağılım ... 59

Tablo 17. Çömlek ürünlerin pazarlanma durumunu gösteren sayısal dağılım ... 59

Tablo 18. Çömlek ürünlerin pazarlanmasında karşılaşılan sorunlara ilişkin durumu gösteren sayısal dağılım ... 59

Tablo 19. Çömlekçilerin Yurt içinde sergi /fuarlara katılımlarına ilişkin sayısal dağılım ... 60

Tablo 20. Çömlekçilerin Yurt dışında sergi /fuarlara katılımlarına ilişkin sayısal dağılım ... 60

(15)

Tablo 22. Karacasu Çömlekçiliğinin geçmiş yıllara kıyasla gelişmişliğini gösteren

sayısal dağılım ... 61 Tablo 23. Karacasu çömlekçiliğinin gelişmesini sağlayacak faktörleri gösteren

sayısal dağılım ... 61 Tablo 24. Karacasu çömlekçiliğini diğer yörelerde yapılan çömlekçilikten ayıran

(16)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Neolitik çağın en önemli malzemesi Çatalhöyük ... 10

Şekil 2. Çatal Höyük MÖ 6600-6300 Dört Ayaklı Kap Ayaklı Pişirme Kabı ... 10

Şekil 3. Pişmiş topraktan yapılmış Ana Tanrıça Heykelciği. Çatalhöyük ... 11

Şekil 4. Hacılar, Geç Neolitik 6500-6000 Köşk Höyük Kazısı ... 12

Şekil 5. Hacılar Erken Kalkolitik M.Ö. 6 binin ilk yarısı ... 12

Şekil 6. Can Hasan II Höyük kazısı buluntusu, Orta kalkolitik çağ ... 13

Şekil 7. Ryhton, Orta tunç çağı ... 14

Şekil 8. Frig seramiği ... 14

Şekil 9. Toprak yığını ... 19

Şekil 10. Toprak elemek için elek ... 19

Şekil 11. Toprak eleme makinası ... 20

Şekil 12. Çamur havuzu ... 20

Şekil 13. Üzeri Örtülmüş Havuzda Dinlendirilen Çamur ... 20

Şekil 14. Çamur yoğurma makinesi ... 21

Şekil 15. Çamur makinesinden çıkan zehkler ... 21

Şekil 16. Poşetlerle örtülen zehkler ... 21

Şekil 17. Çark ... 22

Şekil 18. Çarkta şekillendirme ... 22

Şekil 19. Ölçü Alma ... 23

Şekil 20. Çarkta petras tahtası ile düzetme ... 24

Şekil 21. Tarak ... 24

Şekil 22. Makara ... 25

Şekil 23. Kesme İpliği ... 25

Şekil 24. Titreç ... 26

Şekil 25. Yarma Çubuğu ... 26

Şekil 26. Petras Tahtası ... 26

Şekil 27. Madına ... 27

(17)

Şekil 29. Astar İçin Çamur Havuzu ... 28

Şekil 30. Kurutmaya Alınmış Çömlekler ... 28

Şekil 31. Güneşte Kurutulan Çömlekler ... 30

Şekil 32Elle Şekil Verme ... 31

Şekil 33. Tarak ile Şekil Verme ... 31

Şekil 34. Fırça ile Madına Sürme ... 31

Şekil 35. Madına Çekme ... 31

Şekil 36. Fırına Testi yerleştiren usta ... 32

Şekil 37. Fırına yerleştirilmiş güveç ve testiler ... 33

Şekil 38. Tamamen doldurulmuş yakılmaya hazır fırın ... 33

Şekil 39. Fırında yakılacak odunlar ... 33

Şekil 40. Fırının ateş yakılan kısmı ... 34

Şekil 41. Ateşlenmiş fırın ... 34

Şekil 42. Çömlek Fırını Yapısı ... 35

Şekil 43. Fırının boş görünümü ... 36

Şekil 44. Güveç ... 36

Şekil 45. Saplı tava ... 37

Şekil 46. Yoğurtluk ... 37

Şekil 47. Tepsi ... 37

Şekil 48. 1:Kulpsuz bardak; 2: Emzikli bardak; 3: Desenli bardak; 4: Desensiz bardak ... 38

Şekil 49. Mumluk ... 39

Şekil 50.1:Şekerlik; 2:Küllük ... 40

Şekil 51.1: Kürdanlık; 2:Kupa ... 40

Şekil 52. Uzun vazo; 1:Kısa vazo; 2:Dekoru farklı vazo ... 41

Şekil 53. Dolma taşı ... 41

Şekil 54. Çaydanlık ... 42 Şekil 55. Cezve ... 42 Şekil 56. Küp ... 43 Şekil 57. Saksı ... 44 Şekil 58. Amfora ... 44 Şekil 59. Kumbara ... 45 Şekil 60. Darbuka ... 45

(18)

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

% Yüzdelik

°C Santigrat derece

Al2O3 Alüminyum Oksit

CaO Kalsiyum Oksit

Cm Santimetre F Frekans Fe2 Demir Gr Gram İ.Ö İsa’dan Önce İ.S İsa’dan Sonra K2O Potasyum Kg Kilogram Km Kilometre M.Ö Milattan Önce

MgO Magnezyum Oksit

Na2O Sodyum dioksit

O3 Ozon

SiO2 Silisyum Oksit

TDK Türk Dil Kurumu

TiO2 Titanyum Oksit

Vb Ve benzeri

(19)

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Geleneksel Türk el sanatları denildiğinde, Türklerin tarihi süreç içerisinde yaşadıkları coğrafyaların izlerini taşıyan ve kültürünü oluşturan özellikleri ile birlikte, hayat boyunca edindikleri birikimlere estetik değerler katarak meydana getirdikleri sanatlar akla gelmektedir (Yetkin, 1986, s. 1).

İnsanlık tarihinin her döneminde var olan olgudur. Sanat her dönemde farklı görünümleriyle ortaya çıkmış ve ürünler sunmuştur. Bu doğal dürtü, değişik süsleme tarzlarıyla farklı sanat dallarının oluşmasına sebep olmuştur. Süsleme sanatlarının içinde geleneğe bağlı tarihi bilinen en eski sanat dallarımızdan biri de çömlekçiliktir.

Türklerin Orta Asya’da temellerini attıkları daha sonra Anadolu Selçukluları, Beylikler ve Osmanlı Dönemleri’nde geliştirip, zenginleştirerek günümüze ulaştırdıkları sanatlar geleneksel Türk sanatları olarak adlandırılır. Geleneksel sanatlarımız, kitap sanatları, dokuma sanatları, maden sanatları, ahşap sanatları ve toprak sanatları başlıkları altında toplanabilir (Yetkin, 1986, s.2).

Geleneksel Türk El sanatları arasında bulunan seramik-çömlek, çinicilik, ahşap ve ağaç işçiliği, halıcılık, kilimcilik ve daha birçok el sanatının Türk halkının kültürel kimliğini yansıttığı söylenebilir. Tarihin Türkleri tespit ettiği noktadan itibaren başlayan Türk sanatının tüm gelişiminde, değişik bölgelerinde karşımıza çıkan kap-kacak ve seramik yapımı, Türk toplumunun el sanatları içinde özel önem verdiği başlıca dallardan biridir.

Çömleğin ana malzemesi su geçirmez killi toprak, balçık ya da çamurdur. Rahatlıkla her yerde bulunabilen ve kolayca şekillendirilebilen bu iddiasız malzeme, uygarlığın erken dönemlerinde insanoğlunun şekillendirdiği ilk malzemelerdendir (Erman, 2009, s.60).

Pişmiş toprağın ilk olarak depolama amacıyla kullanılan kap-kacak ve küpler şeklinde günlük hayatın içine girdiği bilinmektedir. Dinsel törenlerde simgesel anlamlar taşıyan putlar, aydınlatmayı sağlayan kandiller; haberleşme ve belgeleme işlevi olan tabletler, tuğla, kiremit, suyolu gibi mimari elemanlar, takılar ve süs eşyaları çanak çömlek ocak gibi gündelik kullanım eşyaları, ölü küllerinin saklandığı kaplar ve lahitler çamurdan yapılan sayısız formdan bazılarıdır (Seramik tanıtım komitesi, 2003, s.13).

(20)

İnsanoğlunun kilden kap-kacak yapma bulgusuna nasıl geldiği konusunda çeşitli yargılar vardır. İnsanlar bu işe öncelikle kil toprağının içini oyarak başlamış, sonraları büyük kaplar için bant tekniğine yönelmiş, döndürülebilen bir altlığın üzerinde işin daha kolaylaştığını görerek bu bulguyu geliştirmiştir. Bildiğimiz çömlekçi tornası torna tablasının üzerine bir mil yerleştirilip döndürülmesi sonucunda kullanılmaya başlamıştır. Bu tip tornaların Orta Doğuda 5000 yıl önce kullanıldığı ve Ön Asya ya kadar yayıldığı arkeolojik kazılarla belgelenmiştir. İlginç olan çömlekçiliğin bu güne dek geçirdiği tüm aşamaların 20. Yüzyılda da varlığını sürdürebilmesidir (Güner, 1988, s.11).

1.1.1. Problem

Geleneksel sanatlarımızdan çömlekçilik, eğer sahip çıkılmaz, projelerle desteklenmezse yok olacak sanatlarımız arasındadır. Çamur hazırlanması, yapımı, pişirilmesi zor ve zahmetli olmasına karşın çok düşük fiyatlara alıcı bulunması, pazarlama olanaklarının zor olması sebebiyle pek çok yörede yok olmaktadır.

Aydın ilinin Karacasu ilçesinde yapılan çömleklerin unutulmaya yüz tutması ve babadan oğula geçen bu sanatı artık gençlerin devam ettirememeleri bu sanatın bir süre sonra yapılmayacağı anlamına gelmekte olup bu örneklerin tespit edilmesi, tanıtılması hatta yeni tasarımlarla canlanması sağlanabilir. Bu nedenle çalışmada Karacasu’ya özgü çömlek formlarını araştırarak özelliklerini inceleyerek yazılı kaynak oluşturulacak, Karacasu çömlekçiliğinin özellikleri ve kendine özgü tekniklerinin, değişik çömlek formlarının Karacasu‘da kullanımı belgelenecektir.

Bu araştırmanın problem cümlesini Aydın Karacasu’daki ustalar ve atölyelerde yapılan çömlekler oluşturmaktadır.

1.2. Amaç

Araştırmanın amacı, Aydın Karacasu çömleklerinin üretiminde kullanılan toprak özellikleri, üretilen ürünlerin biçimleri, bezeme türleri ve pazarlama olanaklarının incelenmesidir.

Belirtilen bu genel amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır.

1.2.1. Alt Amaçlar

a. Karacasu çömlek ustalarının kişisel özellikleri nelerdir?

(21)

c. Karacasu çömleklerinin çeşitleri nelerdir?

d. Karacasu çömleklerinde kullanılan bezeme türleri nelerdir? e. Karacasu çömleklerinin pişirim özellikleri nelerdir?

f. Pazarlama olanakları nasıldır?

1.3. Araştırmanın Önemi

Günümüzde endüstriyel üretimin doğal sonucu olarak terk edilen ve unutulmaya yüz tutmuş bu sanat dalı önemini yitirmekte olup gerekli ilgiyi görmemektedir.

İlk çağlardan, günümüze kadar geçen süre içinde kilin şekillendirilmesi, süslenmesi, toplumların duyarlılığını, kültürel birikimlerini, dinsel inançlarını, toplum içi ilişkilerini, yaşamlarını yansıtan bir sanat objesine dönüşmüştür.

Anadolu tarih boyunca çeşitli toplumların, ulusların yaşadığı bir kültür merkezi konumundadır. Anadolu insanı farklı kültür değerlerinin sentezinden oluşan Anadolu kültürünü yaratmış ve yaşadıkları dönemin kültürü ile toplumsal yapılarını sanat eserlerine yansıtmıştır.

Ustaların çeşitli formları yaparak ürettikleri dönemin sanat teknik ve estetik düzeyini yansıttıkları çömlekler kültür tarihi araştırmaları bakımından belge niteliği taşırlar.

El sanatlarımızı tarihsel gelişimi içinde değerlendirilip gelecek nesillere aktarmak büyük önem arz etmektedir. Bu amaç doğrultusunda hazırlanacak araştırma, Aydın Karacasu’da yapılan çömleklerden yola çıkılarak daha önce ele alınmamış teknikler, çeşitli çömlek formları ve çamur özellikleri tanıtılıp kültür tarihi araştırmalarına sunulması bakımından önem taşımaktadır.

1.4. Varsayımlar

1. Araştırmada görüşlerine başvurulan ustaların bilgi toplama formunu içtenlikle yanıtlayarak gerçeği yansıttıkları düşünülmüştür.

2. Bilgi toplama formunun kapsam geçerliliği için uzman görüşlerine başvurulması yeterli sayılmıştır.

(22)

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma Aydın Karacasu’da atölyelerde yapılan çömlekler, çömlek çeşitleri ve bezeme türleri ile sınırlıdır.

Araştırma atölyelerdeki kişilere yapılan anketlerle sınırlıdır. Türkçe kaynaklar ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Astar: Nispeten gri, pembe-sarı veya taş cisimlerle hazırlanan parçaların daha az emici,

renklerin daha temiz ve canlı görülmesini, fırça ile daha büyük bir incelik ve zarafetle çalışma olanağı sağlayan çok ince ve temiz çakmak taşı karıştırılmış kaynamış Mihalıççık kili sıvı hamur (TDK, 1969, s. 81).

Astar çekmek: Astarın, çiğ mallar üzerine, daldırma veya dökme usulü ile tatbik edilmesi

(Sözoğlu, 1995,s. 25).

Bardakçı: Anadolu'da bazı yerlerde çömlekçilere bardakçı da denmektedir. Bardak

sözcüğü, testi anlamına gelir.

Bezeme: Süsleme, tezyin (TDK, 1969, s.151).

Çark: Çinide yüzlerce yıllık geçmişi olan, hamura yuvarlak şekiller verebilmek için, alt ve

üst kısımlarda tabla ve kafa denilen ahşaptan iki ayrı tekerlek bulunan, bilye üzerinde dönen, ayakla döndürülerek devirleri kontrol edebilen üretim aleti (Sözoğlu, 1995, s.31).

Çarkçı: Çarkta çalışarak hamura istediği şekli verebilen kalifiye işçi (Koç, 1993, s.15). Dekor: Bir yere süsleme amacıyla verilen düzen (TDK, 1969, s.445).

Disk: Çarkın üzerindeki dönen kısımdır.

Kerne: Çömlekçiliğin yapıldığı, taş duvarlı, toprak damlı, küçük pencereli, karanlık

atölyenin yöresel adıdır.

Kil: Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı topraktır

(Sözoğlu, 1995,s.33).

Madına: Karacasu’da yapılan bezemelerde beyaz astar kullanılmaktadır. Yöreden

sağlanan talki görünümlü pişme rengi beyaz olan bu hammaddeden yapılan astara madına denilmektedir (Öney, Çobanlı, 2007, s.429).

(23)

Motif: Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan

öğelerden her biri (Sözoğlu, 1995, s.32).

Perdah: Çömleğin daha tam kurumadan, sünger veya nemli bir bez yardımıyla silinmesi,

dışının pürüzsüz hale getirilmesidir.

Petras: D harfi biçiminde ahşap ya da metalden yapılma bir alettir. Kabın dış yüzünde

kullanılır. Hem biçimlendirme hem de yüzeyi düzgünleştirmeye yarar.

Sır: Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önlemek vb.

amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik (TDK, 1969, s.1893).

Şavklık: Reçineli odunların yöresel söylenişidir.

Titreç: Kabın taban kısmında oluşan fazlalığı yontmaya yarayan bıçağa benzer

ahşaptan yapılmış çubuk şeklinde bir alettir.

Tel veya Misina: Kesme teli de denilen bu alet biçimlendirme ve bezeme işlemi

tamamlandığında kabı çarktan ayırabilmek için kesme amacıyla kullanılır. Yapılan çömleği çarkın üzerinden tel veya misina ile ayırma işlemidir.

Telleme: Tel astarı, dağdan toplanan bol mikalı olan taşlar dibekte dövülerek toz haline

getirilir ve suyla karıştırdıktan sonra, fırça veya sünger yardımıyla çömleğe sürülür. Bu sürme işlemine telleme denir.

Yarma çubuğu: Ahşaptan yapılmış, derin çizgiler için kullanılan bir bezeme aletidir. Zavrak: Karacasu yöresinde küçük su testilerine verilen isimdir.

(24)
(25)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Aydın İlinin Tarihi ve Coğrafi Gelişimi

Aydın bugünkü adını Aydınoğulları beyliğinin kurucusu Aydın Bey’den alır. 1300 yılında kurulan Aydınoğulları beyliği, bugünkü Aydın topraklarında, Aydın Bey tarafından kuruldu (Çavdar, 1968:101).

Batı Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri olan Aydın, Ege bölgesinde ve Büyük Menderes’in denize döküldüğü yerden 70 km kadar içerdedir. Şehir Büyük Menderes nehrinin meydana getirdiği uzun ve geniş alüvyon bir ovanın kuzey kenarında nehrin yatağının 10 km kadar kuzeyine rastlayan geniş bir büküntü konisinin üzerindedir. Bu eğimli yüzü kuzeyden dik olarak Büyük Menderese karışan tabakhane deresini meydana getirmiştir.

Aydın 37°-38° kuzey paralelleri ve 27°-29° doğu meridyenleri arasındadır. Aydın ‘ın batısı Ege denizi ile doğusu Denizli, kuzeyi İzmir ve Manisa, güneyi de Muğla vilayet sınırları ile çevrilidir (Kısa, 1960,s.3).

2.2. Karacasu İlçesinin Tarihçesi

Ege Bölgesinde Aydın iline bağlı 781 km² yüzölçümüne sahip bir ilçedir. Kuzeyde Kuyucak, kuzeybatıda Nazilli, Batıda Bozdoğan, doğuda Denizli İlinin Babadağ ve güneyde Kale ilçeleri ile çevrilidir. Karacasu merkez dışında, 3 belde ve 29 köyden oluşmaktadır. Aydın’ 88 km. uzaklıktadır. İlçe halkının başlıca geçim kaynağı tarımdır. Eskiye göre azalmasına rağmen çömlekçilik, dokumacılık ve dericilik yapılmaktadır.

Eski adı Yenişehir olan kasaba, Bizans ve Menteşoğulları yönetimlerinden sonra 1413‘te Osmanlı topraklarına katıldı. 19.yüzyıl başlarında Aydın vilayeti, Aydın sancağının Nazilli kazasına bağlı bir nahiye merkeziydi. Karacasu 1894 yılında kaza oldu. Karacasu Belediyesi 1903 ‘ de kurulmuştur (Karacasu geliştirme ve eğitim vakfı dergisi, 2003,s.15).

Karacasu denizden 580 metre yüksekliktedir. Karıncalı dağın eteklerinde bulunan Karacasu yaylası merkeze 3 km uzaklıkta bulunmaktadır (Kısa, 1960,s.5).

(26)

2.2.1. Karacasu İlçesinin Turizm Potansiyeli

Karacasu Ege Bölgesinde şirin bir ilçedir. Her ton yeşilin mevcudiyeti söz konusudur. Ayrıca yaz aylarında sıcak bölgenin en serin yeridir. Uçsuz bucaksız yaylalar, haşin dağlar ve misafirperver insanlarla doludur.

Ayrıca Karacasu en yakın merkeze 45 km. uzaklıkta Aydın’a 90 km. ve İzmir’e 210 km. uzaklıktadır. Bu nedenle turizm yatırımları için gerek yerel hizmet, gerekse malzeme, işçi ve personel sıkıntısı söz konusudur değildir.

Aydın bölgenin en sıcak yerleşim yerlerinden biri olmasına rağmen, Karacasu yazın en serin, bol oksijen ve nem oranı düşük olan bir ilçedir. O nedenle yayla turizmi ve dağ turizmi açısından zengindir. Geleneksel yayla evlerinin mimari yapısı korunarak konaklama tesislerinin oluşturulması turizmin gelişmesi için önemli bir faktör olacaktır (Bostan, 2003,s.82).

2.2.2. Özellik Taşıyan Mağaralar ve Jeolojik Oluşumlar

Karacasu’da 348 metre uzunluğunda Sırlanini mağarası vardır. Sırtlan ini mağarası Karacasu’ya bağlı Yeşilyurt köyüne 6 km. uzaklıkta, Aphrodisias antik kentine 10 km. uzaklıktadır. Sırtlanini mağarasının içindeki oluşumlarının çeşitliliği, zenginliği turistik değeri açısından büyüktür.

Karabağlar köyünde saklı kent ve gürle kanyonu görülmeye değer bir oluşumdur. Ayrıca Bahçeköy’deki şelale görülmeye değer doğa harikalarından biridir.

2.2.3. Tarihi Dini Merkezleri

Karacasu’da iç turizm açısından önemli olan evliyalara ait türbeler mevcuttur. Bunlar Şeyh Kemal, Dede bağ ve Süleyman Rüşdi türbeleridir. Bu türbelere halkın ilgisinin büyük olması turizmin gelişmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Ayrıca tarihi değeri yüksek olan Merkez Cami, Hacı Arap Cami, Burmalı Cami ve Kadınlar Camisi mevcuttur.

2.2.4. Arkeolojik Eserler

Arkeolojik eserler Anadolu’da birçok medeniyetin yaşamış olması nedeniyle ülke genelinde çok yaygın ve çeşitlidir.

(27)

Karacasu bu açıdan çok zengin bir yerleşim yeridir. Aphrodisias antik kenti ve müzesi çok zengin bir yerleşim yeridir. Aphrodisias antik kenti ve müzesi Karacasu ilçesine 12 km. uzaklıkta, Geyre belediyesi sınırları içindedir. Türkiye’nin en zengin yerel müzelerinden biridir. Antik dönemlerde Aphrodisias’ta bir heykelcilik okulunun olması nedeniyle genel anlamda bir heykel müzesidir.

2.2.5. Yöresel El Sanatları

Turistlerin gezip gördükleri yerlerden evlerini süsleyebilecekleri eşyalar satın alma eğilimleri vardır. Karacasu’da geleneksel el sanatları açısından hayli zengin bir ilçedir. Çömlekçilik, dokumacılık, deri el sanatları, yorgancılık, yularcılık, semercilik, keçecilik, tığ-oya, nakış vb. örnek olarak verilebilir.

Görüldüğü gibi Karacasu’da kültür, tarih, doğa ve el sanatları açısından zengin bir yöredir. Bu açıdan turizmin gelişmemesi için hiçbir neden yoktur (Bostan, 2003.s. 92).

2.3. Çömlekçiliğin Tarihçesi

Kilin suyla karıştırılmasıyla oluşan çamurdan yapılan süs ve kullanım eşyasının, yüksek ısılı fırınlarda sertleştirilmesiyle çanak-çömlek elde edilir. İlk çanak-çömlekler elle biçimlendirilirdi. Çamur avuç içinde yılan gibi upuzun yuvarlanır; halkalar oluşturacak biçimde dolana dolana üst üste konarak kaplar yapılırdı. Islak çamurun üstüne parmak basılarak; daha sonra ip ve hasır bastırarak süslemeler yapılırdı. En çok rastlanan bezemelerden biride kazıma ve kabartmaydı. Renklendirmede ise değişik renklerde çamurlarla yapılırdı. Önceleri kuruması için güneşe bırakılan çömlekler, daha sonra ilkel fırınlarda pişirilmeye başlandı. Yüksek ısılarda pişirmek çömleklerin sert ve dayanıklı olmasını sağlıyordu. Çanak çömlek yapımındaki ilk önemli gelişmelerden çömlekçi tornasıdır. Tarihte ilk çömlekçi tornasının nerede ve ne zaman bulunduğu bilinmemektedir. Torna, kili biçimlendirmede kolaylık sağlaması bakımından, çömlekçiliğe pek çok değişiklik getirmiştir. Bildiğimiz çömlekçi tornası, torna tablasının bir mil üzerine tespit edilip döndürülmesi sonucunda kullanılmaya başlanmıştır. Bu tip tornaların Orta Doğu’da 5000 yıl önce kullanıldığı ve Ön Asya ‘ya kadar yayıldığı arkeolojik kazılarda belgelenmiştir (Güner, 1988, s.11).

Önceleri elle çevrilen çark zamanla, milin alt ucuna yerleştirilen ikinci bir tabla aracılığıyla ayakla döndürülmeye başlandı. Böylece her iki elini kullanabilen çömlekçi daha güzel biçimli eşya yapmaya başladı. Günümüzde elektrikle çalışan çarklar kullanılmaktadır. İlkel yöntemde pişirme işlemi, ateşe tutularak yapılırken, zamanla tuğla ocağı olarak bilinen fırınlar kullanılmaya başlandı. Günümüzde kullanılan fırınlar gaz ve elektrikle çalışmaktadır. Zamanla sırlama tekniği de geliştirilmiştir. Sırlama, çanak- çömleğin ince bir cam katmanı ile kaplanmasıdır (Temel Britannica, III:237).

Anadolu’da toprağın kullanımı, seramik sanatı ve üretimi anlamında dokuz bin yıllık bir geçmişe sahiptir. İnsanoğlu kili ilk şekillendirmeye başladığında önce suyu kullandı, sonra toprağı, sonrada ateşi. Bu üç ana malzemenin bir araya gelmesi insanlık tarihi açısından, yaratıcılığın ve yeteneğin de kullanımı ile seramik sanatının doğumu olarak da tanımlanabilir. Anadolu’nun zengin toprakları tarih boyunca Lidyalıları, Hititleri, Urartuları, Bizans’ı, Selçukluyu ve Osmanlıyı bünyesinde beslerken onların zengin kültürel medeniyetlerine de kucağını açtı. Anadolu’da Çatal höyükte, kil ile şekillendirildiğinde tarih M.Ö. 6000’i gösteriyordu. Anadolu’nun tarihine kronolojik sıra ile bakacak olursak ilk olarak neolitik döneme göz atmak gerekir. M.Ö. 8000-5500 olarak tarihlenen neolitik dönem, çanak çömlekli ve çanak çömleksiz olmak üzere iki evreye ayrılmaktadır. Cilalı taş dönemi olarak bildiğimiz, arkeoloji literatüründe neolitik olarak tanımlanan dönem, insanların avcılık ve toplayıcılığa dayalı gezginci bir yaşamdan besin üretimine, çiftçiliğe dayalı yerleşik yaşama geçtikleri insan

(28)

mimari, sanat ve zanaat, uzmanlaşma, toplumsal örgütlenme gibi birçok olgu ile her şeyin değiştiği ve yeni bir düzenin kurulduğu birçok yeni buluşun sınanarak ortaya çıktığı heyecan verici bir uygarlık sürecidir. Neolitik çağın seramiksiz döneminde kap kacaklar taş veya ahşaptan yapılıyordu, obsidyen(doğal cam) ticareti vardı, yani yerleşim merkezlerinde belli bir sirkülasyon vardı. Kilden küçük figürler yapılmıştı, pişirmeden kap-kacak üretimi yapılıyordu (Başgelen, 2006,s.114).

Şekil 1. Neolitik çağın en önemli malzemesi Çatalhöyük (http://www.ozantalyatour.com.tr/tur/haber_detay.asp?haberID=311)

Neolitik çağın seramikli döneminde kaplar fonksiyonel olarak; topraktan yapılan yiyecek-içecek kapları, pişirme kapları, taşıma kapları, depolama kapları olarak şekillendirilmiştir.

Şekil 2. Çatal Höyük MÖ 6600-6300 Dört Ayaklı Kap Ayaklı Pişirme Kabı (http://kirsehirarkeoloji.blogspot.com/2010/12/ortan-anadolu-neolitik kalkolitik.html)

Anadolu’da Çayönü, Çatalhöyük, Can Hasan III gibi merkezlerde ortaya çıkarılan ve günümüz uygarlığının temelini oluşturan Neolitik gelişmeler, Ön Asya’da İran, Irak, Suriye ve Filistin’de aşağı yukarı aynı tarihlerde ortaya çıkarken, Ege yöresi ve Balkanlarda en az bin, Avrupa’da ise yaklaşık dört bin yıl sonra gerçekleşti (Ana Britannica, 1996,s.362).

(29)

Çatalhöyük’de bulunan erken neolitik çağ yerleşmesi binlerce konut ve on bin kişiyi bulduğu söylenen nüfusuyla yakın doğunun bilinen en büyük kasabalarından biri durumundadır.

Topraktan yapılmış ana tanrıça heykelciklerinin oldukça fazla olması neolitik dönemin karakteristik özelliklerindendir (Özparlak, 2007, s. 57).

Şekil 3. Pişmiş topraktan yapılmış Ana Tanrıça Heykelciği. Çatalhöyük (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara) (http://www.altarmodeling.com/maketcesitlerien.html)

Kalkolitik dönem ise, arkeologlar tarafından Anadolu’da M.Ö. 5500–3000 arasında tarihlenmektedir. Madenin keşfi bu dönemde olmuştur. Bu madenlerden alaşımların yapılması ve bunların takas usulüyle kullanılması ve dolayısıyla ticaretin doğuşu dönemin önemli özelliklerindendir. Seramik sanatı açısından bronz çağı ise bir önceki çağdan çok keskin olarak ayrılmamakta, geometrik bezemeler büyük oranda devam etmekte fakat daha özgün ve çeşitli formlar bu dönemde görülmektedir. Seramikler perdahlı ve bezemelidir. Pembe, sarı, kırmızı, renkli bezemeler hâkimdir. Oval ağızlı, küre gövdeli, dikdörtgen seramik kaplar bulunmuştur. Geç kalkolitik dönemde ise ince et kalınlığında, krem rengi astarlı, kafes görünümlü süslemeli seramikler bulunmuştur. Boyunlu, kırmızı, kahverenginin tonlarının bulunduğu, kafes örgü dolgulu bezemeler dönemin karakteristik özelliklerindendir. Karaman’da Can Hasan, Kuruçay ve Canhisar, Denizli’de Beycesultan en önemli merkezlerdendir.

(30)

Şekil 4. Hacılar, Geç Neolitik 6500-6000 Köşk Höyük Kazısı (http://kirsehirarkeoloji.blogspot.com/2010/12/ortan-anadolu-neolitik-kalkolitik.html)

Kalkolitik dönem ise, arkeologlar tarafından Anadolu’da M.Ö. 5500–3000 arasında tarihlenmektedir. Madenin keşfi bu dönemde olmuştur. Bu madenlerden alaşımların yapılması ve bunların takas usulüyle kullanılması ve dolayısıyla ticaretin doğuşu dönemin önemli özelliklerindendir. Seramik sanatı açısından bronz çağı ise bir önceki çağdan çok keskin olarak ayrılmamakta, geometrik bezemeler büyük oranda devam etmekte fakat daha özgün ve çeşitli formlar bu dönemde görülmektedir. Seramikler perdahlı ve bezemelidir. Pembe, sarı, kırmızı, renkli bezemeler hâkimdir. Oval ağızlı, küre gövdeli, dikdörtgen seramik kaplar bulunmuştur. Geç kalkolitik dönemde ise ince et kalınlığında, krem rengi astarlı, kafes görünümlü süslemeli seramikler bulunmuştur. Boyunlu, kırmızı, kahverenginin tonlarının bulunduğu, kafes örgü dolgulu bezemeler dönemin karakteristik özelliklerindendir.

Karamanda Can Hasan, Kuruçay ve Canhisar, Denizli’de Beycesultan en önemli merkezlerdendir.

Şekil 5. Hacılar Erken Kalkolitik M.Ö. 6 binin ilk yarısı

(31)

Şekil 6. Can Hasan II Höyük kazısı buluntusu, Orta kalkolitik çağ (http://kirsehirarkeoloji.blogspot.com/2010/12/ortan-anadolu-neolitik-kalkolitik.html) Suriye’de bulunan tabletlerde ilk seramik teknolojisinin bilgileri vardır. Mavi-yeşil tonlu ilk kurşunlu sırlar yapılmıştır. M.Ö. 2000’lerde Mısır’da sır yapımında alkali ve toprak alkaliler kullanılmıştır. Bugün mısır mavisi olarak adlandırdığımız renkte çok özel bir çamur kullanılmıştır. Hacılarda yapılan kazılarda evlerin ortasında üç çömlekçi atölyesi bulunmuştur. Seramik üretimi açısından en önemli gelişmelerin başında ise çarkın keşfi gelmektedir. İlk Tunç çağının birinci döneminde, M.Ö. 3000’lerde çark diyebileceğimiz türden üretim araçları kullanılmıştır. Çarkın keşfi ile birlikte insan için daha az yorularak ve daha az enerji harcayarak daha uzun süre çalışma imkânı doğmuştur. Böylelikle daha çok sayıda üretim ve nitelik açısından çok daha kaliteli ve düzgün seramik formlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde Anadolu’da çok kullanılan seramik içki kapları olan Deparlar, ince uzun gövdeli, çift kulplu, oldukça zarif formlardadır. İlk tunç çağının ikinci döneminde Anadolu’da seramik formların üstünde stilize edilmiş insan yüzleri görülmektedir. Batı Anadolu’nun karakteristik kaplarından sayılan Yortan tipi seramikler bulunmuştur. Kırmızı astarlı diyagonal kazıma desenli bu kaplar törenlerde kullanılmıştır. Ayrıca bu dönemde pişmiş toprak idoller vardır, keman biçimli, bej rengi çamurlu, gri renk astarlı, kazımaları stilize edilmiş, elbise kıvrımları olan heykelciklerdir bunlar.

Orta Tunç çağında ise Asur ticaret kolonileri başlamıştır. Ticarette seramik silindir mühürler kullanılmıştır.

Asur ticaret kolonileri döneminde, seramikte görülen gelişmenin bir nedeni; başlangıçta yalnız Kayseri ovasında kullanılan çarkın, bu dönemde Orta Anadolu’da tanınmış olmasıdır (Aktüre, 1994,s. 122).

En yaygın olarak kullanılan formlar: gaga ağızlı testiler, kübik meyve kapları, çaydanlıklar, kabartma ya da heykel süslü ayaklı kâseler, insan yüzlü törensel kaplar, yüksek ayaklı formlar, çok kulplu seramikler, yüksek ayaklı, ağızları hayvan figürlü olan kaplar, törensel içki kapları olan Rhyton’lar, bitkisel bezemeli, kuş süslemeli kaplardır.

En çok sevilen seramik eserler, aslan, boğa, koç gibi hayvan biçimli kaplardır. Rhyton adı verilen bu kaplar tanrıya içki sunmak amacıyla kullanılırdı. Uzun gagalı ve çaydanlık biçimli kaplar bu dönemde yapılmış ilginç örnekler arasındadır (Kanışkan, 1998,s. 12).

(32)

Şekil 7. Ryhton, Orta tunç çağı (http://arkeodenemeler.blogspot.com/2011/01/panaztepe-ii-izmir-aiolis.html)

Anadolu’da seramik çamurunun kullanım alanlarından bir diğeri de tuğla kullanımıdır.

Tuğla’nın Anadolu’da ilk kullanım dönemi Çatalhöyük ve Hacıların neolitik çağ evleri, Can Hasan ve Alişar’ın kalkolitik çağ mimarisinde görülmektedir.

Çömlekçilik sanatının antik dönemde çok iyi kullanıldığı çeşitli araştırma ve kazılardan bilinmektedir. Günümüzde sayıları hayli azalmış olan çömlekçilik merkezlerinin üretim biçimleri ile antik dönem çömlekçiliğinin teknik olarak çok farklı olmadığı bilinmektedir. Antik dönem formlarından pithos ve amforalara benzeyen küp ve testiler, maşrapalar ve su bardakları günümüzde işlevlerini sürdürdükleri için üretimleri devam eden formlardır. Sunu kapları gibi işlevleri sona erenler ise kendiliğinden ortadan kalkmıştır.

Günümüzde mutfak kap-kaçakları artık çömlekçilerde değil, her biri özel teknolojilere sahip fabrika veya işletmelerde üretilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile gelen plastik, cam, çelik, emaye gibi malzeme çeşitleri çömlekçilik sanatını büyük ölçüde olumsuz etkilemiştir.

Antik çağa ait uygarlıkların tümünde Anadolu’da seramik üretimi aralıksız devam etmiştir. Hitit’lerin pişmiş toprak yazıtları bugün tarihi aydınlatmaya devam ederken aynı zamanda sanatta yakaladıkları üst düzeyinde en güzel ifadesini vermektedir.

Hitit’lerden sonra Demir çağında Anadolu’da egemen olan güçlerden biri olan Frig’lerin M.Ö. 11. yüzyılın ortalarında boğazlar üzerinden Anadolu’ya geldikleri

sanılmaktadır. Frig’ler seramikte kendine özgü bir üslup geliştirmişlerdir. Geometrik desen ve stilize hayvan motifleri ile süslü bu eserler daha sonraki birçok kültüre de örnek olmuştur. Frig’ler tapınaklarının dış cephelerini kabartmalı seramik levhalarla kaplamışlardır (Başgelen, 2005,s.120).

(33)

Anadolu’da seramik ve çini sanatı, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri halinde süregelen tarihsel akışı ile dünya seramik tarihi içinde ayrıcalıklı bir yer almıştır. Orta Asya'da gelişen seramik sanatının bir kolu olan çinicilik ise Selçuklularla Anadolu'ya girmiştir. Anadolu’da beylikler döneminde seramik sanatı geleneksel üretimini kap-kacak olarak devam ettirirken, mimari yapılarda da tuğla uygulamaları olarak kullanılmıştır.

20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Çanakkale’de İznik ve Kütahya seramiklerinden farklı, ilginç örnekler üretilmiştir. Kütahya’da bugüne kadar süregelen üretimde geleneksel ürünlerin aynıları görülmekte ve zaman zaman bozulan bir üretime dönüşmektedir. Halkın beğenisi ve talebine göre üretim yapan Aydın-Karacasu, İzmir-Menemen, Nevşehir-Avanos, Eskişehir-Sorkun, Bilecik-Kınık gibi yöresel merkezlerde ise geleneksel çömlekçilik üretimi bugün de devam etmektedir (Acartürk, 2012,s.14).

2.3.1. Günümüz Anadolu Çömlekçiliği

Bu kadar köklü bir gelenek, elbette ki günümüze kadar gelecektir. Yapılan gözlemler bu geleneksel sanat dalının, çok yakın bir zamana kadar, il bazında tüm Türkiye’de yapıldığını göstermektedir. Bu yaygınlık, binlerce yıldan beri süregelen bir üretim tarzını ve sanatın Anadolu’da ne denli köklü ve yoğun yapıldığının belgesidir.

Günümüz Türkiye’sinde endüstriyel seramik sektörünün, genel ekonomik sorunlara rağmen, teknolojik olarak oldukça iyi bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. Diğer yandan soyut anlamda seramik sanatı da evrensel bir sanat dalı olarak batıda bile henüz yeni sayılabilecek iken, Hakkı İzzet, Füreya Koral gibi seramik sanatçıları sayesinde cumhuriyetin ilk yıllarında çağdaş Türk sanatı arasındaki yerini hızla almıştır.

Anadolu’da yaşamakta olan ilkel çömlekçilik, geleneksel bir sanat dalı olmasının yanı sıra tarih, sanat tarihi, arkeoloji, sosyoloji, etnografya, antropoloji gibi birçok bilim dalının ve disiplinin kaynak unsuru olma özelliğini de üstlenir.

Ne yazık ki, son 15-20 yıl gibi yakın bir süre içinde, bu geleneksel sanat dalımızda önemli kopmalara rastlanmaktadır. Aslında bu sonuca en önemli katkılardan birinin’’sosyo- ekonomik’’ süreç olduğunu söylemek kaçınılmazdı. Ancak bu kadar derin bir mazisi olan bu geleneksel sanat dalımızın yitip gitmekte olduğunu söylemek de bir o kadar gerçekçidir. Bugün batıda, el yapımı sanat ürününün ne kadar kıymetli olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Özellikle çömlekçilik, batıda çok eski bir geçmişi olmasına karşın, çok büyük ilgi görmekte, üzerine sempozyumlar düzenlenmekte, enstitüler kurulmakta ve bunun gibi birçok akademik faaliyetle koruma altına alınmaktadır. Buna karşın, en eski seramik kültürüne sahip olan bu topraklarda, geçmiş kültürlerin ve uygarlıkların harmanında gelişen ve özellikler alan geleneksel el sanatımız ’’çömlekçilik’’ olması gereken değer düzeyinde değildir. Anadolu coğrafyası, seramik coğrafyası olarak anılabilecek bir özelliğe

(34)

sahiptir. Çünkü ‘’Anadolu’’ bu en eski sanatın eskiliği özelliğinin yanı sıra en iyi örneklerini de vermiştir.

Çömlekçilikle birlikte kil ve toprak kaynaklı ürünler arasında yer alan ‘’çinicilik’’ de Türk-İslam sanatının son derece nitelikli bir elemanıdır. Ancak çini, yapıldığı dönemlerde daha üst sosyal gruplara hitap edebildiği için günümüz müzayedelerinde ve çeşitli piyasalarda değer bulmakta ve nispeten ekonomik kaygılardan uzak, geleneğini sürdürebilmektedir. Arkeolojik boyutta, çömlek üretiminin süreç açısından çok fazla değişmediğini kabul edersek; binlerce yıl uzaktan günümüze kadar ulaşmış maddesel eserler gibi hareketli arkeolojik bir eyleminde günümüze kadar geldiğini söyleyebiliriz. Yaklaşık 9000 yıllık bir Anadolu geleneğinin günümüze kadar gelmesinin ötesinde, bu geleneksel sanat dalının, çok yakın bir zamana kadar, yaygın olarak tüm Türkiye’de fiilen yapılıyor olması ve etkilerinin halen devam etmesi ve de yitip gitmekte olması çok önemlidir.

Seramik günümüze kadar, alan itibariyle son derece özgün nitelikler taşıyarak, fonksiyonel ve sanatsal olarak farklı açılar verebilmekle birlikte sanayi devrimini takip eden evre, birçok sanat dalıyla birlikte klasik seramik sanatını da etkilemiştir. Buna paralel boyutta, Anadolu geleneksel el sanatları da uzun bir süre dirense de bu etkiden kurtulamamıştır. Çünkü bu evrede artan talebe cevap verme zorunluluğu, ucuzlamayı ve yozlaşmayı da beraberinde getirmiştir. Bu rutinlik ve çoğalmanın neden olduğu estetik ve niteliksel deformasyonla birlikte malzeme teknolojisi de gelişmiş, ortaya çıkan yeni ikame ürünler, atölyelerin bir bir kapanmasına neden olarak bu önemli geleneksel el sanatımıza ciddi hasarlar vermiştir.

2.3.1.1. Aydın İli Çömlekçiliğinin Tarihçesi

Antik Tralleis (bugünkü Aydın ili) ve çevresinde, çok erken dönemlerden itibaren seramik üretimi yapıldığı, kazılardan gelen yoğun ve kaliteli bulgular ışığında, büyük bir endüstri olarak özellikle Helenistik ve Roma Döneminde en parlak çağını yaşadığı anlaşılmaktadır. Kilin Tmolus (Bozdağ) ile Mesogis yamaçlarında ve menderes ile Hermos (Gediz) gibi vadilerde bolca bulunması, seramik endüstrisinin, bu bölgede her zaman canlı ve önemli olmasını sağlamıştır. Özellikle, 1996 yılından beri Tralleis’de yapılan kazılarda ve aynı zamanda Aydın müzesi tarafından Aydın merkezde yapılan kurtarma kazılarında Helenistik ve Roma dönemlerine ait zengin pişmiş toprak buluntular gün ışığına çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra Aydın ve çevresinde bulunan Ören yerlerinde ele geçen, kaliteli ve çok sayıda pişmiş toprak buluntular dikkat çeker (Civelek,2006: Erol, 2004 ).

Antik çağda içinde yüksek oranda demir oksit kullanılması sonucunda İ.Ö. 6. ,5.ve 4. yüzyıllara ait seramiklerde sıkça gördüğümüz parlaklığını kaybetmeyen bir astar kullanılmıştır. Romalılar, kile alkali ekleyerek, uygun kili oksidasyon ortamında pişirip, kırmızı mumsu bir yüzey elde etmişlerdir. Bu ince taneli alkali karışımlı kilden yapılmış ürünler terra-sigillata olarak bilinen, parlak ve kırmızı renkte astar sahip seramiklerdir (Erol, 2004: Kenny, 1971: Çobanlı 1996).

(35)

Terra-sigillata Antik dönemde Yunan ve Romalıların kullandığı, seramiğe sertlik ve parlaklık veren bir astar çeşididir (Erol, 2004).

Tralleis Roma döneminde önemli bir terra-sigillata üretim merkezidir. Tiberius döneminden itibaren İ.S. 1. Yüzyılın sonuna dek Ephesos ile birlikte Doğu sigillata B üretim merkezi olarak gösterilir. İ.S. Geç 2. Yüzyılda yapımına devam eden Sigillata betimleri genellikle turuncu- kahve renkte kil ve yine aynı renkte kaliteli astarıyla dikkat çeker ve alçak ayaklı genellikle dudak altında ince kıvrımları bulunan sığ tabaklar, kâseler ve bardaklar üretilen formlar arasındadır. İnce astarlı, parlak seramikler İ.S. 300 yıllarında Bizans’ta kullanılmaya devam edilir (Çobanlı, 1996:Mattison, 2006).

2.3.1.2. Karacasu Çömlekçiliğinin Tarihçesi:

Aşk ve güzellik Tanrıçası Afrodit adına kutsal törenler yapılan Aphrodisias kenti, antik çağın önde gelen mimarlık, sanat, heykeltıraşlık ve tapınma merkeziydi. Karacasu ilçesinin 12 km. güneydoğusunda bugünkü Geyre köyünün bulunduğu alanda kurulan ve bir Karia kenti olarak bilinen Aphrodisias’ta ilk yerleşmenin M.Ö 4000 yıllarında Kalkolitik Çağ’da başladığı görülmektedir. Günümüzde Aphrodisias kenti, Aydın ili Karacasu ilçesi sınırları içindedir.

Çömlek üretiminin usta çırak ilişkisi ile Antik çağdan günümüze aktarılan geleneksel çömlekçiliğin devamını Aydın’ın Karacasu ilçesinde üretilen çanak çömleklerde görmekteyiz. Aydın ili Karacasu ilçesinde, Cuma mahallesinde geleneksel üretim eski özgünlüğünde yıllardır devam etmektedir (Çizer, 2006). Günümüzde 24 atölyede, 39 usta ile aile işletmesi şeklinde kadınlı erkekli, çocuklar ve yaşlılarla birlikte çalışılmaktadır(Ek:1).

Karacasu çömlekçiliğinde 80’li yıllara kadar; bal, yağ ve pekmez için yapılan seramik kaplarda gözeneksiz olmasından dolayı özellikle beyaz çamur bazı ustalar tarafından kullanılmıştır. Dandalas yöresinden çok zahmetli çıkarılan bu toprakla elde edilen beyaz çamur özellikle Kirişçi sülalesi tarafından kullanılmıştır. Ancak günümüzde diğer ustalar bu çamuru kullanmamaktadır.

2.3.1.3. Çömlek Toprağı ve Kimyasal Özellikleri:

Çömlek toprağı genellikle kırmızı renktedir. Ama her yörenin kullandığı toprak cinsi farklıdır. Bu toprağın özelliğini o yörenin iklimi belirler. Karacasu ‘da ki çömlek toprağı daha kırmızı renklidir. Terra Sigillata toprağının kimyasal özellikleri aşağıda verilmiştir.

(36)

Rapor:

3097955/N1,N2 ve N3 işaretli 3 adet örneğin kimyasal analiz sonuçları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Örnekler kırmızımsı kahve renkli gevşek dokulu çimentolaşmamış sedimanları temsil etmektedir. Demir hidroksit (limonit) kalsit ve kuvars ana mineralojik bileşenlerini oluşturmaktadır. Örnekler XRD analiz sonuçlarına göre; kuvars, demir oksit mineralleri, plajiyoklaz, seri sit, kalsit, montmorillonit ve illit içermektedir. Örneklerin genel sonuçları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 1. Toprağın kimyasal özellikleri

Element K2O MgO Al2O3 SiO2 Fe2O3 CaO Na2O TiO2 Kayaç

içerisinde Kil oranı Kayaç içerisinde İllit oranı Örnek No % % % % % % % % % % 3097955/N1 0,45 1,32 14,55 51,05 6,84 6,36 0,69 0,34 35 25 3097955/N2 0,56 1,23 13,45 50,10 5,44 7,24 7,24 0,43 32 26 3097955/N3 0,58 1,42 13,36 48,04 5,91 8,85 8,85 0,28 28 20

2.3.1.4. Terra Sigillata'nın Tanımı

Sözcük anlamı mühürlü toprak eşya anlamına gelmektedir. Fazla derin olmayan kapların (kase, güveç, sahan) iç yüzeyleri mühürle bezenmiş ve bu kaplara Terra Sigillata adı verilmiştir. Zamanla rölyeflerle bezeli ve üzeri zinter astarla kaplanmış, kaplar bu adla anılmıştır.

2.3.1.5. Terra Sigillata’nın Tarihçesi

Üretildiği ilk bölge Arretium (Arezzo) olan Terra Sigillata tekniğinin uygulanması yaklaşık olarak İ.Ö. 30'larda başlandığı sanılmaktadır. Buradan Mısır, İngiltere hatta Hindistan'a kadar yayılmış, özellikle İ.S. 20'den itibaren Güney Galler'de, İ.S. 200'lerde Lezoux'da ve Reinzaben'de gelişmiştir. İ.S. 4.yy.a kadar sürdüğü saptanan Helen ve Roma dünyasında son derece popüler olmuştur. Terra Sigillata zinter astarı illitik yapılı killerden yapılmış olup,

içeriğinde potasyum oksit gibi bir eritici bulunduğu için, 920°C’lik bir pişirim

(37)

2.4. Çömleğin Yapım Aşamaları:

2.4.1. Hammaddenin Elde Edilişi ve Kullanıma Hazırlanması:

Atölyeler bilinen Karacasu kırmızı kilini 1990’lı yıllara kadar Koşdağı denen mevkide, kendi arazilerindeki ocaklardan temin etmekte ve eşeklerle toprağı Karacasu’ya getirmekteydiler. Son yıllarda toprak, Yazır köyündeki ocaklardan Karacasu belediyesi tarafından römorklarla taşınarak temin edilmektedir. Bu nedenle toprağa ‘’Yazır toprağı’’ denmektedir.

Karacasu’nun; Yazır köyünden, Dandalas çayının bıraktığı alüvyonlardan sağlanan toprak, römork motorlarla atölyelere getirilir.

Şekil 9. Toprak yığını

Toprak kuru haldeyken harmanlanarak içinde bulunan yabancı maddelerden (taş, çalı v.b) arındırılarak bir yığın haline getirilir. Daha sonra bu toprak şarkılar eşliğinde ayakla ezilir, sonra eleklerle elenir, bir havuzda biriktirilir, üzerine su eklenir. Çamur dinlenmeye bırakılır.

(38)

Şekil 11. Toprak eleme makinası

Şekil 12. Çamur havuzu

Şekil 13. Üzeri Örtülmüş Havuzda Dinlendirilen Çamur

Bekleme süresi en az 2 gün olmalıdır. Suyun bir kısmı bu süre içinde buharlaşıp çamur, hamur kıvamını alır. Ekşime süresi tamamlandıktan sonra çamur yoğrulmaya alınır. Önceleri yoğrulma işlemi elle yapılırken, 20-25 yıldır elektrikle çalışan yoğurma makinelerinde yapılmaktadır.

(39)

Şekil 14. Çamur yoğurma makinesi

Yoğurma makinesinden çıkarılan ‘’zehk’’ adı verilen boynuz gibi olan çamurlar kurumayı önlemek için naylon torba ile sarılır. Kullanılmak istendiğinde üretim ihtiyacı kadar alınan çamur eğer testi üretimi yapılacaksa içine su ile birlikte kaya tuzu ilave edilir. Tuz katılmasının nedeni ise, kapları suyu daha iyi soğutması ve kokuyu önlemesini sağlamaktır.

Şekil 15. Çamur makinesinden çıkan zehkler

Çömlek atölyesindeki en önemli safhalardan olan yoğurma işlemi böylelikle tamamlanmış olup, çamur usta tarafından çarkta şekillendirilmeye hazır hale gelmiştir.

(40)

2.4.2. Çarkta Şekillendirme İşlemi

Yörede kullanılan çarklar eskiden ayakla döndürülürken, günümüzde bütün ustalar çarklara elektrik motoru eklemişlerdir. Atölyelerin hepsinde çark dışında, aynı şekillendirme aparatları kullanılmaktadır.

Şekil 17. Çark

Kernede, çarkların başında oturan çömlekçi ustasının sağında önceden hazırlanmış çamur usta tarafından kellenin üzerine konulduktan sonra çamurun elle şekillendirilmesine başlanır. Çark çalıştırılır, başlangıçta şekillendirme sol el içte sağ el dışta olmak üzere kabaca yapılır. Sonra ince ayrıntılar düzeltmeler yapılır.

(41)

Şekil 19. Ölçü Alma

Şekillendirme öncelikle parmaklarla yapıldıktan sonra yüzey düzeltme amacıyla ahşap veya metal saçtan yapılan D şeklindeki ‘’ petras tahtası’’, yüzeyi perdah gibi düzeltme amacıyla son zamanlarda genellikle plastik kökenli parçalar kullanılmaktadır. Çarkta çekilen objenin taban kısmındaki fazlalıkların alınması amacıyla tahtadan yapılan modelaj kalemlerine benzeyen ‘’titreç’’ kullanılmaktadır. Makara ya da tarakla bezeme yapılmakta, bu bezemeler üzerine ahşaptan yapılan ‘’yarma çubuğu’’ ile dikey ya da açılı çizgiler atılmaktadır. Tornada şekillendirilen obje, alt kısmından ‘’ip ‘’ ile kesilerek alınır. Küçük ve orta boy ürünler bir defada, büyük küpler iki parça halinde bekletilerek ve sonradan eklenerek yapılır.

2.4.3. Dekorlama İşlemi

Karacasu çömlekçiliğinin kendine özgü bezeme yöntemleri vardır. Bunlardan ilki, biçimlendirmenin hemen arkasından ürün henüz çarka bağlıyken yapılan bir bezeme çeşididir. Biçimine uygun olarak ürünün omuz, boyun veya karın kısmına beyaz astarla aralıklı olarak şeritler çekilir. Aralara rulet veya tarak gibi iz bırakan aletlerle bant yapılır. Son olarak da "Yarma Çubuğu" denilen ahşap aletle yukarıdan aşağıya derin yarıklar açılarak şeritler kesilir. Bu bezeme türü Anadolu'nun başka yörelerinde kullanılmayan farklı bir bezemedir.

Bezemelerde dekor amaçlı iki farklı çamur daha kullanılmaktadır. Bunlardan beyaz renkli astara yörede ‘’Madına’’ denmektedir. Özellikle yatay çizgilerde, bardaklarda (testi) ise fırçayla amorf desenler vermede kullanılır. Ayrıca özellikle bardaklar (testiler) üzerine ‘’Tel’’ denen astar kullanılmaktadır. Tel astarı, dağdan toplanan bol mikalı olan taşlar dibekte dövülerek toz haline getirilir ve suyla karıştırılıp sürülür. Fırınlama sonrası sarı

(42)

dekoratif bir malzemedir. Fırınlama sonrası oluşan altın sarısı metalik rengi son derece güzel olmasına rağmen bünyeye bağlanamadığı için çok çabuk dökülmektedir. Ancak bazı literatürlerde bu astarın fırınlanmadığı yazılsa da günümüzde fırınlanmaktadır (Çizer,2006). Yapılan bu bezeme türüne telleme denilmektedir. Küçük boyutlu ve bezemesiz ürünler ise gövdede kullanılan çamurdan yapılan bir astarla astarlanıp perdahlanır.

Şekil 20. Çarkta petras tahtası ile düzetme

2.4.4. Dekorlamada Kullanılan Araç-Gereçler:

2.4.4.1.Tarak

Önceleri tahtadan yapılmış olan, şimdilerde hem metali hem tahtası olan çömlek üzerinde çizikler yoluyla dekorlamada kullanılan bir araçtır.

(43)

2.4.4.2.Makara

Çark şeklinde dişleri olan dönen uçlu tırtıklı şekil veren saplı çizim aletidir. Rulette aynı işi yapar. Ama Karacasu’da çömlekçiler bu aracı demircilere özel yaptırıyorlar.

Şekil 22. Makara

2.4.4.3. Kesme İpliği

Kesme teli de denilen bu alet biçimlendirme ve bezeme işlemi tamamlandığında kabı çarktan ayırabilmek için kesme amacı ile kullanılır.

Şekil 23. Kesme İpliği

2.4.4.4.Titreç

Kabın taban kısmında oluşan fazlalığı yontmaya yarayan bıçağa benzer ahşaptan yapılmış çubuk şeklinde bir alettir.

(44)

Şekil 24. Titreç

2.4.4.5. Yarma çubuğu

Ahşaptan yapılmış, derin çizgiler için kullanılan bir bezeme aletidir.

Şekil 25. Yarma Çubuğu

2.4.4.6. Petras tahtası

D harfi biçiminde ahşap ya da metalden yapılma bir alettir. Kabın dış yüzünde kullanılır. Hem biçimlendirme hem de yüzeyi düzgünleştirmeye yarar.

(45)

2.4.4.7. Madına

Karacasu’da yapılan bezemelerde beyaz astar kullanılmaktadır. Yöreden sağlanan talki görünümlü pişme rengi beyaz olan bu hammaddeden yapılan astara madına denilmektedir (Öney, Çobanlı, 2007,s.429).

Şekil 27. Madına

2.4.4.8. Tel-Telleme

Tel astarı, dağdan toplanan bol mikalı olan taşlar dibekte dövülerek toz haline getirilir ve suyla karıştırdıktan sonra, fırça veya sünger yardımıyla çömleğe sürülür. Bu şekilde fırınlanır. Fırına girmeden önce gümüş rengi olan tel fırından çıktıktan sonra altın rengini almaktadır. Biraz uçucu bir malzeme olmasından dolayı çok uzun süre kalıcı değildir. Zamanla çömleğin üzerinden dökülmektedir.

(46)

2.4.5. Astarın hazırlanması ve ürünlerin astarlanması

Islatılıp süzülen çamur bir süre bekletilir. En üst tabakası alınarak 3-4 kez tülbent bezi veya benzeri bir elekten geçirilir. Kullanıma hazır, oldukça kıvamlı bir astar elde edilir ve dinlendirmeye bırakılır.

Şekil 29. Astar İçin Çamur Havuzu

Çarkta biçimlendirilmiş ürünler bekletilerek deri sertliğine getirilir ve bu sertlikte daldırma yöntemiyle astarlanır. Tekrar bekletilerek aynı sertliğe getirilir. Eski biri naylon çorap parçası ile astarlanmış yüzey ovularak parlatılır. Bu işleme perdahlama denir.

Eskiden perdahlama için çorap yerine perdah taşı kullanıldığı, ancak dalgalı bir yüzey oluşturması nedeniyle günümüzde terk edildiği söylenmektedir. Astarlanıp perdahlanmış ürünler daha düzgün ve parlak bir yüzeye sahiptirler.

Bezeme, astarlama ve perdahlama işlemleritamamlanmış ürünler kurutmaya alınırlar.

(47)

2.4.5.1. Astarın Tanımı ve Tarihçesi

Seramikte astar olarak tanımlanan madde, esas ürünü oluşturan çamurun üzerine çekilen ince çamur tabakasıdır. Seramik çamurunu kaplayan bir malzeme olarak düşünüldüğünde, astarı seramik sırından ayrılan belirgin özellikleri vardır.

Örneğin, astar sır gibi camsı bir madde olmayıp, yapı ve doku özellikleri ile topraksı ve mattır. Bu özellikleri ile astarlar, seramik sırların aksine, renk veren maddeler için iyi bir çözücü ortam yaratamazlar. Astarların renklendirilmesindeki basarı, renk verici madde ile astarın mümkün olan en iyi düzeyde homojen karıştırılması ile elde edilebilir.

Neolitik Çağ (M.Ö.8000-5000) dilimi içindeki zamanlarda üretilen seramik objeler üzerinde, işlevsellik kaygısından uzak, renkli killer ile yapılan çizgisel motiflere rastlanır. Örneğin, Çatalhöyük'te bulunan ve yaklaşık M.Ö.6000 yıllarına tarihlenen "Oturan Ana Tanrıça" heykelciği üzerinde salt dekor amacı ile kırmızı renkli bir kil kullanılarak yapılan bezemeler, seramik çamurunun üzerinde bir başka renkli çamur kullanılmasının ilk örnekleri olarak kabul edilebilir (Çizer, 2006).

2.4.5.2. Astarın Genel Özellikleri

Astarlar yapılarına ve kulanım alanlarına göre çeşitli görevleri üstlenirler. Örneğin, kirli pişirme rengi gösteren çamurları örtmek, renkli astar kullanarak ürüne yeni renkler ve dekor olanakları sağlamak gibi. Özellikle zinter astar gibi özel astar türleri kullanarak, alttaki ürüne su geçirmezlik, direnç gibi, bazı fiziksel özellikler de kazandırılabilir. Astar yapımında, doğadan çıkarılan renkli killer, özenli temizleme ve süzme işlemlerinden geçirilerek kullanılabilir. Bundan başka çeşitli birleşimlerde hazırlanan ve çok ince öğütülen seramik çamurları da astar olarak kullanılabilir. Seramik çamurlarının üzerine uygulanan astarların yalıtılması, başka bir anlatım ile astarların zinterleştirilerek gözeneksizleştirilmesi, sırlama yöntemine başvurmaksızın gerçekleştirilebilmektedir. Astarın yapısında doğal olarak yer alan eriticiler veya yapay olarak katkı yapılabilen eriticiler ve çeşitli pişirme teknikleri ile adı geçen pekişmiş astarlar elde edilebilmektedir ki, bu da ayrı bir çalışma aşaması olarak ele alınabilir (Çizer, 2006).

(48)

2.4.6. Güneşte Kurutma:

Çarktan alınan objeler ilk süsleme işlemleri bittikten sonra serin ve kapalı olan atölye içlerindeki raflarda daha sonra hava durumuna göre asma katta ya da güneşli günlerde atölye çatısında veya bahçede kurumaya bırakılır. Burada kurumaya bırakılan testilerin yavaş kuruması sağlanmalıdır. Aksi takdirde gövdede çatlamalara ve deformasyonlara neden olur. Ürünün tamamen fırınlanabilir hale geldiğini usta deneyimi ile fark etmektedir. Yaz ve kış aylarında kurutma süreleri hava sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Fırın kapasitesi kadar iş yapıldıktan sonra fırınlamaya geçilir.

Şekil 31. Güneşte Kurutulan Çömlekler

2.4.7. Sırlama ve Bezeme

Sırlama aşamasında önce sır eriyiği hazırlanır. Sır, çakmaktaşı, feldispat ve kurşun oksit gibi camsı maddelerden yapılır. Toz gibi inceltilen bu maddeler suyla karıştırılarak büyük teknelere boşaltılır. Kurumuş olan çömlek bu eriyiğin içine daldırılır. Sırlama işleminde, püskürtme, fırçalama, ya da eriyiğin çanak çömlek üzerine dökülerek yapıldığı kaplama yöntemi de uygulanır. Sırlanan çömlek fırınlanır. Sır bu fırınlama işleminde eriyerek camsı bir tabakaya dönüşür.

Karacasu çömlekçiliğinde sır kullanımı oldukça sınırlıdır. Bunun nedeni odunlu fırınlarda sıcaklığının 700-750 °C olması, bu sıcaklıkta sır oluşumunun zorluğudur. Geçmiş yıllarda bir dönem özellikle boraks ve kurşun oksitli sırlarla güveçlerin ve bardakların iç yüzeyleri tamamen sırlanmıştır. Ancak, 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Zeliha Mete’nin bu sırların sağlığa zararlı olması konusunda ustaları uyarması ile günümüzde bu sırlar kullanılmamaktadır. Günümüzde ustalar boraks ve kurşun oksitli sırları sadece bardakların dudak kısmına sürmekteler. Bu uygulama iki amaçla yapılmaktadır. Birincisi bardak dudaklarındaki sırla sağlanan parlaklık albeniyi artırmaktır. İkincisi; bazı ustalar sıcaklık kontrolü için kullanmaktadır. Erimenin gerçekleşip gerçekleşmediğini fırın yanarken, fırın tepesinden kenardaki objeye bakılarak pişirim süresinin yeterliliği anlaşılmaktadır.

Renklendirme işlemi önceleri kilin doğal olarak içerdiği oksitlerle sınırlıyken, zamanla değişik yollarla yeni oksitler üretilmiş ya da aynı oksite değişik ısılar uygulanarak renklendirme işlemi

(49)

geliştirilmiştir. Örneğin, bakır oksit, değişik ısılar altında mavi, yeşil, kırmızı ya da mor renge dönüşebilmektedir.

Bezeme türleri çok çeşitlidir. Boya, çanak çömleklerin bezenmesinde çok eski zamanlardan beri kullanılagelmiştir. Boyamadan başka, kabartma, mine, kazıma, astar, oyma gibi bezemeler vardır. Bezeme sırlanmamış, sırlanmış ama fırınlanmamış ya da sırlama ve fırınlama işlemi bitirilmiş çanak çömleğe uygulanabilir (Temel Britannica, Cilt IV, s.241-242).

Karacasu çömlekçiliğinin kendine has dekorlama yöntemleri bulunmaktadır. Bu dekor çeşitlerini kendi arasında ikiye ayırabiliriz. Şekillendirme aşamasında torna üzerinde yapılan dekorlamalar ve şekillendirme sonrasında tornadan alındıktan sonra yapılan fırça dekorları. Karacasu çömleklerine baktığımızda dekorlama genellikle halk arasında bardak olarak bilinen testi formlarına, zavrak olarak adlandırılan su testilerine, oturaklı testilere ve büyük saklama küplerine yapıldığı görülmektedir. Bardak formlarının biçimlerine uygun şekilde omuz ve karın kısmına yarma çubuğu adı verilen aletle kuşaklar atıldıktan sonra kristal adı verilen makaralı bir aletle bu kuşaklar arasında bazı yerler ince kalemle yatay olarak çizilir (Akdemir, 2003, s. 459).

Şekil 32Elle Şekil Verme Şekil 33. Tarak ile Şekil Verme

Şekil 34. Fırça ile Madına Sürme Şekil 35. Madına Çekme

2.4.8. Pişirme Teknikleri

Pişirme; şekillendirilmiş olan çömlek formlarının sıcaklığın etkisiyle sertlik kazanmasıdır. Başlangıçtan günümüze kadar Anadolu’da yaşayan çömlekçilik pişirim açısından en ilkel yöntem olan açık ateşte pişirilen kontrollü pişirme hatta elektrikli fırında pişirime kadar yüzyıllar boyu birçok aşamadan geçmiştir. Karacasu çömlekçiliğinde ustaların büyük bir kısmı geleneksel odun fırını kullanmaktadır. Bir atölyede elektrikli, birkaç atölyede ise tüplü fırın kullanılmaktadır. Geleneksel Karacasu fırınları, tuğla ile örülmüş silindirik şekilde ve üstü açık fırınlardır. Fırınlarda; altta ateşin yakıldığı cehennemlik denen kısımla,

Şekil

Şekil 2. Çatal Höyük MÖ 6600-6300 Dört Ayaklı Kap Ayaklı Pişirme Kabı  (http://kirsehirarkeoloji.blogspot.com/2010/12/ortan-anadolu-neolitik kalkolitik.html)
Şekil 4. Hacılar, Geç Neolitik 6500-6000 Köşk Höyük Kazısı  (http://kirsehirarkeoloji.blogspot.com/2010/12/ortan-anadolu-neolitik-kalkolitik.html)
Tablo 1. Toprağın kimyasal özellikleri
Şekil 13. Üzeri Örtülmüş Havuzda Dinlendirilen Çamur
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

asırlarda Grekler, çanak - çömlek yapımında çok ileri gittiği için yaptıkları siyah ve kırmızı figür tekni- ğindeki kaplar, bütün Akdeniz bölgesine ya- yılmıştır..

Bundan belki on beş sene evvel, bir gün, demin yukarda bahsettiğim Eyüp Sultanın Şifa havuzu denilen yerinde, dostları ve ahbapları Hâfız Samiye bir öğle

Uzun ve mevzun boyu (tabutu ve tabutunda bile ne kadar levenddi!), daha pek gençken bıraktığı sevimli, vakur sakalı, geniş alnının kaidelediği çehre

Tarımsal Faaliyetler ve Canlı Hayvan Yetiştiriciliği Konularıyla İştigal Eden İşletmelerde Stoklar, Muhasebe ve Maliyet Muhasebesi Uygulamaları (TMS 2 VE TMS 41

Denizli Müze Müdürlüğü bünyesinde Honaz İlçesi, Ovacık Mahallesi Bizans Mezarlığı, Karahayıt Mahallesi Büyük Hamam Yapısı, Hierapolis Plutonıum

TiO 2 katkılı sır uygulamasında, şamotlu ve kırmızı bünyelerde parlak artistik etki, döküm bünyede ise ipek matı meydana gelmiştir. CuO ve CoO katkılı sır

Daha önce Midas kenti olarak tanımlanan kayalık yükseltinin üzerinde yapılan kazılarda 4 adet İTÇ, 2 adet Son Kalkolitik/İlk Tunç Çağı I evresi çanak çömlek

Katliam ın devletin silahlarıyla, devletin görevlisi korucular tarafından işlenmiş olması elbette belirli kesimlerde pani ğe neden oldu.. Bu gibi durumların ilk ses vereni