• Sonuç bulunamadı

BURSA İLİNDE BULUNAN İLKÖGRETİM OKULLARINA BAGLI ANASINIFLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖGRETMENLER İLE ANASINIFLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARININ KURUMUN FİZİKSEL GÜVENLİGİNE İLİSKİN GÖRÜSLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BURSA İLİNDE BULUNAN İLKÖGRETİM OKULLARINA BAGLI ANASINIFLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖGRETMENLER İLE ANASINIFLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARININ KURUMUN FİZİKSEL GÜVENLİGİNE İLİSKİN GÖRÜSLERİ"

Copied!
162
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BURSA İLİNDE BULUNAN İLKÖĞRETİM OKULLARINA BAĞLI ANASINIFLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLER İLE

ANASINIFLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARININ KURUMUN FİZİKSEL GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Elif ÖNCÜ

ANKARA-2007

(2)

BURSA İLİNDE BULUNAN İLKÖĞRETİM OKULLARINA BAĞLI ANASINIFLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLER İLE

ANASINIFLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARININ KURUMUN FİZİKSEL GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Elif ÖNCÜ

Danışman

Yrd.Doç.Dr.Hatice POYRAZ

(3)

başlıklı tezi 30/05/2007 tarihinde, jürimiz tarafından Çocuk Gelişimi Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Yeterlilik Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı-Soyadı İmza

Üye ( Tez Danışmanı):Yrd.Doç.Dr.Hatice POYRAZ ………..

Üye: Doç.Dr.Figen GÜRSOY ………..

Üye:Yrd.Doç.Dr.Neslihan AVCI ………..

(4)

ÖNSÖZ

Bu çalışmada, Bursa ilinde bulunan ilköğretim okullarına bağlı anasınıflarında görev yapan yönetici ve öğretmenler ile anasınıflarına devam eden çocukların anne-babalarının kurumun fiziksel güvenliğine ilişkin görüşleri karşılaştırılarak detaylı olarak incelenmiştir.

Bana bu konuda çalışma imkanı veren ve tezimin başlangıç aşamasından itibaren sürekli olarak yardımını esirgemeyen değerli tez danışmanım Yrd.Doç.Dr.Hatice POYRAZ’a, tezimin istatistiki kısmını yürüterek emek veren Sayın Ahmet GÜL’e, benden desteklerini esirgemeyen aileme ve tezimin her aşamasında bana destek olan kişilere ayrı ayrı teşekkür ederim.

Elif ÖNCÜ

(5)

ÖZET

BURSA İLİNDE BULUNAN İLKÖĞRETİM OKULLARINA BAĞLI ANASINIFLARINDA GÖREV YAPAN YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLER İLE

ANASINIFLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARININ KURUMUN FİZİKSEL GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Öncü, Elif

Yüksek Lisans,Çocuk Gelişimi Ve Eğitimi Bölümü Tez Danışmanı:Yrd.Doç.Dr.Hatice POYRAZ

Şubat-2007

Bu araştırmanın amacı; Bursa İlinde Bulunan İlköğretim Okullarına Bağlı Anasınıflarında Görev Alan Yönetici Ve Öğretmenler İle Anasınıflarına Devam Eden Çocukların Anne-babalarının Kurumun Fiziksel Güvenliğine İlişkin Görüşlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.Araştırmanın örneklemine, Bursa ilinde bulunan ilköğretim okullarına bağlı anasınıfları tesadüfi örnekleme yoluyla seçilmiştir.Toplam 121 ilköğretim okullarına bağlı anasınıfı ve bu kurumlarda çalışan 121 yönetici, 171 öğretmen ve bu kurumda eğitim gören çocukların anne-babaları (550 kişi) alınmıştır.Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen anket formu uygulanmıştır.Araştırma bulgularının yorumlanmasında 0.05 anlamlılık düzeyi esas alınmış , ayrıca pearson Ki-Kare Testi ve Fishers Exact Testi uygulanmıştır.Analizler SPSS programı kullanılarak yapılmıştır.

Genel olarak araştırma sonucunda:Yönetici, Öğretmen ve Anne-babaların fiziki güvenlik konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı görülmektedir.Özel okullarda genellikle giriş kapısında giriş çıkışları güvenlik görevlisi kontrol etmektedir.Öğretmenlerin ziyaretçileri içeriye galoş giydirerek aldıkları ve resmi okullarda öğretmenlerin güvenlik konusu ile ilgili eğitim almadıkları saptanmıştır.Anne-babaların kurumun fiziksel güvenliğine çok fazla dikkat etmedikleri ve genelde bir problem ile karşılaştıklarında öğretmenler ile iletişim kurdukları görülmektedir.

Anahtar Kelimeler:Anasınıfı,Fiziksel Güvenlik.

(6)

ABSTRACT

OPINIONS OF TEACHERS AND ADMINSTRATORS OF KINDERGARTENS İN PRIMARY SCHOOLS İN BURSA AND PARENTS OF STUDENTS ATTENDING THOSE KINDERGARTENS ABOUT PHYSICAL SAFETY OF THE INSTITUTIONS

Öncü, Elif

Master’s Degree, Department Of Development And Education Adviser:Assistant Professor Hatice POYRAZ

February-2007

The purpose of this research is to reveal opinions of both teachers and administrators of kindergartens that are part of primary schools in Bursa, and parents whose children attend

to those kindergartens, about physical safety of these institutions.As a sample of the study,kindergartens in primary schools in Bursa have been selected randomly.121 administrators and 171 teachers from a total of 121 primary schools and 550 parents whose children are studying in those schools have selected for the study.As an instrument a survey developed by the researcher has been used.In addition Pearson’s Chi-Sguare test and Fisher’s

exact test have been applied.Analyses have been conducted by using SPSSprogram.

At the end of the study general findings indicate that:Administrators, teachers and parents do not have adeguate information about physical safety.İn private schools generally a security officer controls the entrance and exit.It has been observed that teachers accept visitors after they maket hem wear galoshes and it has been determined that in official schools teachers do not care much about physical safety of the institutions and they contact with the teachers when they face a problem.

KEYWORDS:Kindergarten ,Physıcal Safety.

(7)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No:

JURİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………ii

ÖNSÖZ………iii ÖZET………...iv ABSTRACT……….v İÇİNDEKİLER………...vi TABLOLAR LİSTESİ………vii 1.GİRİŞ……….1

Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Fiziksel Ortam………...2

Okul Binası………...2

a)İç Mekan………4

Sınıflar Ve Oyun Odası……….4

Dinlenme (Uyku) Odası………5

Yemek Odası……….6

Tuvalet Ve Lavabolar………...6

Veli Bekleme Salonu………..7

Müdür Ve Öğretmen Odaları………7

Mutfak………...7

Depolar………..7

Doktor Ve İlkyardım Odası………..………….7

b)Dış Mekan……….………….8

Çevre………8

Açıkhava Oyun Alanı(Bahçe)………...…8

Açıkhava Oyun Araçları………...9

Açıkhava Oyun Alanı Nasıl Olmalı?...10

Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Fiziksel Güvenlik………10

Bahçe Ve Güvenlik……….10 Aydınlatma Ve Güvenlik……….12 Isınma Ve Güvenlik……….14 Yangın Ve Güvenlik………....15 vi

(8)

Sayfa No: Sağlık,Temizlik Ve Güvenlik……….16 Problem………...18 Alt Problem……….18 Amaç………...………...19 Önem………...………19 Varsayımlar………...………..19 Sınırlılıklar………..………...20 Tanımlar………..………….….………..20 2.İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..………….……...21 3.YÖNTEM………..………….….……….30 Araştırmanın Modeli………..………….…...30 Evren………..……….…...30 Örneklem………..………..…...31 Verilerin Toplanması………..…….……..…...31 Verilerin Analizi………..….….………..32 4.BULGULAR VE YORUMLAR……….…....……….33 5.SONUÇ VE ÖNERİLER………...118 Sonuç……….118 Öneriler………..……...…….123 KAYNAKÇA………...…...124 EKLER

EK 1-Yönetici Ve Öğretmen Anket Formu EK 2-Anne-baba Anket Formu

EK 3-Milli Eğitim Bakanlığından Alınan İzin Yazısı

(9)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No:

Tablo 1:Yöneticilerin Demografik özellikleri………34

Tablo 2:Kurumun hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Temizlik

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….35

Tablo 3:Kurumun Eğitim- Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin Temizlik

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….37

Tablo 4:Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Aydınlatma

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….42

Tablo 5:Kurumun Eğitim-Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin Aydınlatma

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….43

Tablo 6:Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Havalandırma, ısınma, Yangın Ve Deprem Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….45

Tablo 7: Kurumun Eğitim-Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin

Havalandırma,Isınma,Yangın Ve Deprem Güvenliğine İlişkin Görüşleri…………..47

Tablo 8:Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Sağlık Güvenliğine

İlişkin Görüşleri………...53

(10)

Sayfa No:

Tablo 9: Kurumun Eğitim-Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin Sağlık

Güvenliğine İlişkin Görüşleri………...56

Tablo 10:Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Bahçe Güvenliğine

İlişkin Görüşleri………..60

Tablo 11:Kurumun Eğitim-Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin Bahçe

Güvenliğine İlişkin Görüşleri………62

Tablo 12:Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Kurumun

Ziyaretçi Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….………68

Tablo 13: Kurumun Eğitim-Öğretim Şekline Göre Yöneticilerin Kuruma

Gelen Ziyaretçilerle İlgili Güvenliğe İlişkin Görüşleri………...……69

Tablo 14: Öğretmenlerin Demografik Özellikleri………..72

Tablo 15:Kurumun Özel-Resmi Oluşuna Göre Öğretmenlerin Temizlik

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….……76

Tablo 16:Kurumun Resmi-Özel Oluşuna Göre Öğretmenlerin Aydınlatma

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….…..…..80

Tablo 17:Kurumun Resmi-Özel Oluşuna Göre Öğretmenlerin

Havalandırma,Isınma,Yangın Ve Deprem Güvenliğine İlişkin Görüşleri………….82

Tablo 18:Kurumun Özel-Resmi Oluşuna Göre Öğretmenlerin Sağlık

Güvenliğine İlişkin Görüşleri………85

(11)

Sayfa No: Tablo 19:Kurumun Resmi-Özel Oluşuna Göre Öğretmenlerin Bahçe

Güvenliğine İlişkin Görüşleri………88

Tablo 20:Kurumun Resmi-Özel Oluşuna Göre Öğretmenlerin Temizlik

Güvenliğine İlişkin Görüşleri……….…92

Tablo 21:Anne-Babaların Demografik Özelliklerine göre Resmi-Özel

Okul Karşılaştırması………..…95

Tablo 22:Anne-Babaların Okul Öncesi Eğitim Kurumunu Nasıl

Seçtiklerinin Karşılaştırılması………98

Tablo 23:Anne-Babaların Çocuğun Öğretmeni İle En Çok Hangi Konularda

İletişim Kurduklarına Göre Karşılaştırılması………99

Tablo 24:A)Fiziki Güvenlik Açısından Resmi-Özel Oluşuna Göre Babaya

Ait Cevaplarının Karşılaştırması………..100

Tablo 24:B)Fiziki Güvenlik Açısından Resmi-Özel Oluşuna Göre Anneye

Ait Cevaplarının Karşılaştırması……….101

Tablo 25:A)Güvenlik Açısından Resmi-Özel Okul Ayrımında Babaların

Verdiği Cevapların Karşılaştırması……….103

Tablo 25:B) Güvenlik Açısından Resmi-Özel Okul Ayrımında Annenin

Verdiği Cevapların Karşılaştırması………..106

Tablo 26:A)Binanın Depreme Dayanıklı Oluşuna Göre Babanın Verdiği

Cevapların Karşılaştırılması……….110

(12)

Sayfa No:

Tablo 27 :B) Sağlık Güvenliği Açısından Resmi-Özel Oluşuna

Göre Annenin Verdiği Cevapların Karşılaştırılması……….…..…….113

Tablo 28:A)Temizlik Açısından Resmi-Özel Oluşuna Göre Babanın Verdiği

Cevapların Karşılaştırılması………...……...115

Tablo 28 B)Temizlik Açısından Resmi-Özel Oluşuna Göre Annenin Verdiği

Cevapların Karşılaştırılması……….………116

(13)

duygusal, bilişsel ve dil kazanımlarına destek olan, çocukları ilköğretime ve dolayısıyla da ilerideki toplumsal hayata hazırlayan, bunun için gerekli donanımları kazanmasını sağlamaya çalışan kurumlardır. Okul öncesi eğitim kurumları için çocuklar temel hedef olmakla birlikte, daha sağlıklı ve verimli olmak için sadece çocukların değil, anne-babaların eğitimiyle de ilgilenen, anne-babalara rehberlik eden bir eğitim anlayışında olunması gerektiği algılanmış ve buna uygun programlar geliştirilmiştir.

Okul öncesi eğitim kurumunun en temel görevi nitelikli bir eğitim ortamı sunmaktır.Çocuk, bu ortamda aktif deneyimlerde bulunarak duyarlı seçimler yapabilecek, tecrübeler kazanacak, böylece sorumluluk almayı, problem çözmeyi, yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla etkileşimde bulunmayı, kararlar almayı ve sonuçlarına katlanmayı, ilgilerini keşfetmeyi, kendini ifade etmeyi öğrenecektir(Oktay ve Unutkan,2005:28).

Bir okul öncesi eğitim kurumunda, çocuğa verilen eğitimin niteliğini belirleyen öğelerden biri, kurumun fiziksel konumudur.Uygun şekilde düzenlenmiş ve yeterli miktarda materyalle donatılmış bir okul öncesi eğitim kurumu, her şeyden önce sağlıklı, güvenli ve çekici olmalıdır(Kalemci,1995:2).

Okul öncesi eğitim kurumlarının her bölümünde güvenlik önlemleri çok önemlidir.Bahçenin güvenliği, ısınma, aydınlanma, yangın, temizlik ve binanın diğer özelliklerinin güvenlik açısından dikkate alınması gerekmektedir.Bu demektir ki okul öncesi binalarının tasarımında uzun süreli ve yoğun kullanımları nedeniyle güvenliğin girişten itibaren sağlanması gereklidir (Poyraz, 2001:82).

Bu görüşten hareketle bu çalışmada, Bursa İlinde Bulunan İlköğretim Okullarına Bağlı Anasınıflarında Görev Yapan Yönetici Ve Öğretmenler İle Anasınıflarına Devam Eden Çocukların Anne-babalarının Kurumun Fiziksel Güvenliğine İlişkin Görüşlerinin incelenerek ortaya konması amacıyla planlanmıştır.

(14)

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDA FİZİKSEL ORTAM

Okul öncesi eğitim kurumunun fiziksel ortamı üç ana başlık altında incelenebilir; 1-Okul binası,

2-İç mekan, 3-Dış mekan,

Okul Binası: Okul binaları genellikle sağlık, güvenlik, ekonomi gibi nedenlerden dolayı tek katlı tercih edilmelidir.Tek katlı binalarda merdivenin olmaması emniyet açısından avantaj olarak kabul edilmekte, açık hava ve yeşil alanlardan çocukların istifade etmelerini kolaylaştırmaktadır (Oktay,2005:46).

Okul öncesi binası için alan büyüklüğü belirlenirken, kurumun kaç aileye ve çocuğa hizmet vereceği göz önüne bulundurulmalıdır.Ersoy (1994)’ün her 1000 kişide yada 275-300 ailede 60 çocuğun anaokulu çağında olduğu varsayarak, 1000 kişi yada 275-300 aile için 4 sınıflı, 60 öğrencilik , 1500 kişi için 6 sınıflı, 90 öğrencilik, 2000 kişi yada 550-600 aile için 8 sınıflı, 120 öğrencilik anaokulu gerektiğini, bunu sağlayacak minimum alanın, 4 sınıflı bir okul için 372 metre kare, 6 sınıflı okul için 558 metre kare, 8 sınıflı bir okul için 743 metre kare olacağını belirtmiştir(Demiriz ve başk.,2003:24).

*Çevrenin nüfusunun en çok %12’si 3-6 yaş arasında olduğundan ve her yıl %2-3 nüfus artışına dikkat edilerek çocuk sayısı hesaplanmalı, her çocuk için 10 m2 yer kabul edilmeli ve buna göre okul binasının yeri seçilmelidir.Örneğin 700 nüfuslu bir yerin ihtiyacı için kurulacak anaokuluna yaklaşık olarak en çok 85 çocuk gelebileceğinden 85x10=850 m2 bir arsa üzerine anaokulu binası kurulmalıdır (Kantarcıoğlu,1998:41).

3194 sayılı imar mevzuatında okul öncesi eğitim kurumu için ayrılması gereken alanın kişi başına 0.7 metre kare olması gerektiği belirtilmiştir.Buna göre 1000 kişilik nüfusa sahip bir yerleşimde okul öncesi eğitim kurumu için 700 metre kare alan ayrılması uygun olmaktadır(Demiriz ve başk.,2003:24).

(15)

Okul öncesi eğitim kurumu alanının büyüklüğü ülkelere göre farklılık gösterdiği gibi, bulunduğu yerin fiziksel (İklim,bitki örtüsü vb.) ve sosyo-kültürel özelliklerine göre de farklılık göstermektedir.Bu nokta da önemli olan, çocukların açık ve kapalı alan ihtiyacının en yüksek derecede karşılanmasıdır(Demiriz ve başk. ,2003:26).

Okul öncesi eğitim kurumlarının yapı özellikleri;

-Binanın çevresi duvar yada parmaklıklarla çevrili olmalıdır.Binanın;çocukların düşmemesi, herhangi bir tehlikeli duruma neden olmaması ve çocukların inip çıkarken çok fazla zorlanmamaları için tek katlı veya en çok iki katlı olmasına dikkat edilmelidir(Aral ve başk.,2003:30).Bina ve sınıf iyi planlanmalıdır ki öğretmenler yorulmadan çocukları kontrol edebilmelidirler.Binanın planlanmasında çocukların ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak ve program değişikliklerine olanak sağlayacak esneklik düşünülmelidir.(Hareketli tahta yada alüminyum bölmeler gibi)(Oğuzkan ve başk. ,2002:120).

-Bina içinde su ve kanalizasyon tesisatının sağlık koşullarına uygun olmasına dikkat edilmelidir.Bina içerisinde içilebilecek ve çocukların temizlenebilmeleri için su bulunmalıdır(Kantarcıoğlu,1998:41).

-Bina ısıtma ve havalandırma tesisatı bulunmalıdır.Bina bölgenin iklim koşullarına uygun olarak yapılmalıdır.Duvar,pencere,kapı,tavan,çatı yapıları sağlık ve güvenlik koşullarına uygun özellikler taşımalıdır.Binanın tavan yüksekliği 3-3,5 metre olmalıdır.Tavanın çok yüksek olması ekonomik ve akustik yönden uygun olmamakta ve ısıtması güç olmaktadır.Binanın tavanı açık renk boya ile boyanmalıdır.Duvarlar kolay temizlenebilir, yağlı boya veya yıkanabilir duvar kağıtları ile kaplanmalıdır.Duvarlar ses ve ısı kaybına karşı yalıtımlı olmalıdır.Duvarlarda kullanım amacına göre yumuşak ve dinlendirici pastel renkler veya yerine göre canlı ve parlak renkler kullanılmalıdır (Aral ve başk.,2000:30).

(16)

a-İç Mekan: Bir okul öncesi eğitim kurumunun iç mekanında bulunabilecek bazı birimler ve özellikleri şunlardır;

Sınıflar ve oyun odası: Okul öncesi eğitim kurumunda sınıflar son derece önemli mekânlardır, çünkü çocuklar günlük etkinliklerinin büyük bir bölümünü sınıf da gerçekleştirirler.İyi düzenlenmiş bir sınıf ortamı öncelikle çocuklar için güvenli , onların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemeli ve motor becerilerini geliştirmelidir(Oktay,2005:48).

Anaokullarında, bir gruptaki çocuk sayısı 20’den fazla, uygulama sınıflarında ise 25’den fazla olmamalıdır.Çocuk sayısının fazla olduğu durumlarda ikinci bir grubun oluşturulması gerekmektedir ( M.E.B. Anaokulu, Anasınıfı ve Uygulama Sınıfı Yönetmeliği, 21. Madde,1992).

Eğitim ortamları düzenlenirken dikkat edilecek en önemli özellik mekanın çocuk sayısına uygunluğudur.Ne kadar geniş olursa olsun, bir mekandaki çocuk sayısı 20’yi geçmemelidir.Çünkü 20 çocuktan fazla olduğunda öğretmenin etkinliği azalacaktır.Bundan dolayı eğitim ortamında 15-20 çocuğa yönelik olarak en az 10-14 metre kare alan ayrılması uygundur(Demiriz ve başk. ,2003:50).

Oyun Odası, havanın soğuk ve yağışlı olduğu günlerde çocukların oynayabilmeleri için bahçe oyuncaklarının bir kısmının yer aldığı büyük bir salondur.Oyun odası çocuğun hem yalnız hem de grup halinde oynamasına imkan vermelidir(Oktay,2005:52).

Oyun odaları, havalandırılması ve aydınlatılması kolay, genellikle dikdörtgen şeklinde ve her çocuk için 1,5 m2 üzerinden hesaplanmıştır.

20 çocuk için 30 m2 , 25 çocuk için 37,5 m2, 30 çocuk için 45 m2 büyüklükte olmalıdır.Oyun odalarının yüksekliği en az 4 m en çok 8 m’dir.Tavan düz, süssüz, pervazsız, döşeme su geçirmez bir yapıda, çimento üzeri linoleum yahut ahşap,parke ve cilalı, yerden bir metre yukarıda tabloların asılması için duvarlarında takoz bulunan odalarda pencereler tavana kadar devam etmeli ve yerden 0,50 m’den itibaren başlayarak dikdörtgen şeklinde yükselmelidir.(Kantarcıoğlu,1998:45-48).

(17)

Oyun odalarının güney yöne doğru olmasına özen gösterilmeli, mümkünse çocukların dikkatlerini çekmeden gözlem yapma fırsatı verecek gözlem aynası ve gözlem odası için bölüm ayrılmalıdır (Aral ve başk.,2000:34).

Odalardaki sandalyeler çocukların oturmalarına ve rahat etmelerine elverişli, ağaçtan yapılmış şu ölçülerde olmalıdır:

Sandalyelerin çocukların oturdukları kısımların yerden yüksekliği:0,21-0,23-0,30 m,arkaları:0,25-0,31-0,37-0,44 m,oturma yerleri:yüksekliği:0,21-0,23-0,30 m olmalıdır.

Masalar dikdörtgen şeklinde, kare şeklinde veya yuvarlak olmalıdır.Tek kişilik masalar dikdörtgen şeklinde ve dört boyda 0,42-0,44-0,46-0,52 m.İki, üç, dört kişilik masalar ise :yerden yükseklik:0,42-0,44-0,45-0,52 m. ,genişlik:0,40 m. ,boy:Her çocuk için 0,45 m (iki çocuk için 2x0,45=0,90 m, üç çocuk için 3x0,45=1,35 m, dört çocuk için 4x0,45=1,80 m).

Masanın yerden yüksekliği:46cm, boy:60 cm ve en:45 cm (Poyraz,2001:54). Yuvarlak masalar :Küçükleri 0,58 m, grup masaları ise 2 m çapında olmalıdır (Kantarcıoğlu,1998:45-48).

Dinlenme (Uyku) Odası: Tam gün eğitim veren anaokulu içinde,grup odalarından ayrı olarak tasarlanan uyku odası, çocukların uykuları sırasında rahatsız olmalarını önlemek için güney-doğuya yönlenmeli ve gerekli güneş kontrolü sağlanmalıdır.Çocukların faaliyetlerini tamamlayıp yemeklerini yedikten sonra temizlik, tuvalet gereksinimlerinin giderilip, dinlenmeleri ve harcadıkları enerjiyi depolamaları için uyuyacakları mekan olan uyku odalarında havalandırma sağlanmalıdır( Havayıoğlu,2001:93,94).Eğitim, yaz ve kış günlerinde kapalı ortamlarda yapıldığından sıcaklık ve kısmi nemin bütün ortamlarda aynı derecede olması sağlanmalıdır yani %35 kısmi nem ve 18-20 santigratderecedir.Uyku odalarının ısı derecesi ise daha düşük olabilir (Poyraz ve Dere,2001:64).

Yatakların yerden yüksekliği:30 cm, yatak araları:50cm ve yerler kolay temizlenebilir olmalıdır (Aksoy,1995:113).

(18)

Uyku öncesi ve sonrası oda iyice havalandırılmalı, ranza yerine yatak tercih edilmelidir.Odayı loş tutmak için pencereler çocukların hoşuna gidecek renk ve desende perdelerle kapatılmalıdır(Oktay,2005:52).

Yemek Odası: Çocukların yemek gereksinimleri, ayrı bir mekân olarak tasarlanan yemek odasında karşılanabileceği gibi grup odaları ya da çok amaçlı salon içinde de gerçekleştirilebilmektedir(Havayıoğlu,2001:94).

Yemek odasının mutfağa yakın olması servisi kolaylaştırır.Çocukların yiyecek ve içecekleri dökme ihtimali göz önünde bulundurularak zeminin ve duvarların kolay temizlenebilir özellikte olması gerekir(Oktay,2005:52).

Yemek odasının mobilyaları çocuk boylarına uygun olmalıdır.Masa yüksekliğinin 57-60 cm, sandalye yüksekliğinin 35 cm olması gerekir(Havayıoğlu,2001:95;Poyraz,2001:56).

Tuvalet Ve Lavabolar:Her grup odası için ayrı düşünülmesi gereken tuvalet ve lavabolar, mümkünse grup odalarının içinde ya da grup odasına çok yakın mesafede tasarlanmalıdır.Lavaboların grup odalarına direkt açılmaları, öğretmenlerin çocukları kolaylıkla gözetleyebilmeleri açısından faydalıdır.Çocukların havlu ve önlüklerini asmaları için 20 cm’lik boşluklarla askılıklar bulundurulmalı, diş fırçaları ve taraklarını koymaları için her çocuğa ait raflar veya küçük bölmeler sağlanmalıdır(Havayıoğlu,2001:96). Tuvaletlerde sabun, kağıt havlu ve tuvalet kağıdı bulunmalıdır(Oktay,2005:53).

Lavabolar minimum en boy 28-45 cm ebadında, yerden yüksekliği ise lavabolarda 55-60 cm, muslukta 65-71 cm olmalıdır.WC kabinleri ise 70-90 cm eninde, bölücü duvarlar 130-150 cm yüksekliğinde, klozet yüksekliği 35 cm olmalıdır.Her 6 çocuğa 1 lavabo, her 4 veya 5 çocuğa 1 klozet düşmeli, tuvaletlerde doğal aydınlatma ve havalandırma olmalıdır (Poyraz,2001:56; Yılmaz,1994:117).

(19)

*Veli bekleme salonu:Girişte çocukların ailelerini, ailelerin çocuklarını beklediği salondur.Salon anaokulunun sevimli bir köşesi haline getirilebilir ve çocukların hoşlanacağı şekilde dizayn edilmelidir (Poyraz,2001:54).

*Müdür ve öğretmen odaları:Yönetici ve öğretmenler odası ve bunlara ait wc-lavabo mekanları, idari kısımları olmalı.İdari kısımlarda yönetim işleri ile ilgili evrak ve dosyaların gerekli defterlerin muhafazası için dolap, masa, sandalye ve gerekli mobilyalar olmalıdır (Poyraz,2001:55).

*Mutfak:Yeterli büyüklükte ve sağlık koşullarına uygun olmalı.Temizlenmesi kolay, fırın, ocak, buzdolabı ve yeterli sayıda raflar bulunmalıdır.Çocuk sayısına ve personele yetecek sayıda tabak, kaşık, çatal gibi mutfak araçları bulunmalıdır (Havayıoğlu,2001:95).

Mutfak zemini kolay temizlenen bir malzeme ile kaplanmalıdır.Mutfakta büyük çöp kutusu yerine, pedalla açılan küçük boy çöp kutusu kullanılmalı, çöp kutusu dolduğunda ağzı bağlanmış çöp poşetleri, mutfak dışında yer alan büyük çöp kutusuna boşaltılmalıdır.Mutfaktaki çöp kutusu yiyecek hazırlama ve pişirme tezgahından uzakta, bulaşık yıkama tezgahının altında yer almalıdır.Sıvı içeren çöpler iyice süzülerek çöpe atılmalı, poşetten sızmaları engellenmelidir.Çöp kutusu her gün sıcak su ve deterjan ile temizlenerek hijyen sağlanmalıdır(Demiriz ve başk.,2003:96).

*Depolar:Oyun odasının yanında oyun malzemelerinin konabileceği genişlikte depo bulunmalıdır.Bunun dışında fazla masa,sandalye ve temizlik malzemeleri burada saklanır.Kiler ve depo için 8 metre kare alan yeterlidir (Poyraz,2001:55).

Fazla yiyecek malzemeleri için kiler ve yiyeceklerin tazeliklerini korumaları için soğuk depo bulunmalıdır ( Havayıoğlu,2001:96).

*Doktor ve ilkyardım odası:Çocuğun, kendini iyi hissetmediği veya başına bir kaza geldiği zaman kullanılan mekan gerekli tüm ilk yardım malzemeleri bulunmalıdır.Doktorun, muayenede kullanacağı aletler, ilaçlar ve ilaç dolapları,

(20)

muayene masası ve soyunmak için gerekli bir kısım olmalı, doktor ve hemşirenin kullanacağı masa ve sandalyeler ile beraber bir lavabo bulunmalıdır.Baskül ve boy ölçümü için metre aleti de gerekli araçlar arasındadır (Havayıoğlu,2001:98).

b-Dış Mekan:

Çevre:Okul binası yapılacak yerin sağlık, eğitim-öğretim ve ulaşım bakımından elverişli ve öğrencilerin kolaylıkla gidip gelebilecekleri bir mahallede olmasına dikkat edilmelidir.Hapishane, meyhane, kahvehane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, okul bina ve tesislerinden en az iki yüz metre uzaklıkta bulunması zorunludur(Oktay,2005:56; Havayıoğlu,2001:77 ).

Açık Hava Oyun Alanı (Bahçe): Okul öncesi eğitim kurumunda dış mekan ve donanımı çocukların gelişimleri yönünden iç mekân kadar önemlidir.Bu nedenle kurumda uygun büyüklükte bir bahçenin varlığı kadar, burada çocukların rahatça ve tehlikesizce kullanabilecekleri araç-gerecinde yer alması gereklidir.İç mekânı çok iyi hazırlanmış, ama bahçesi olmayan veya bahçe oyuncakları bulunmayan bir okul öncesi kurumu, amaçlarının bir kısmını gerçekleştiremez demektir(Oktay,2005:56).

Açık hava oyun alanları, çocuğun tüm gelişimlerini sağlayacak şekilde düzenlenmeli, en çok güneş ve temiz hava ile birlikte yeterli gölgelik alan ve rahatça hareket edebilecekleri geniş bir alan sağlanmalıdır (Havayıoğlu, 2001:100).

Açık hava oyun alanının etrafı çevrilmiş olmalı ve kapısı çocuğun açamayacağı bir mekanizmaya sahip olmalıdır (Oğuzkan ve başk.,2002:124).

Oyun alanları için alan ölçüsü kuşkusuz çok önemlidir.Yapılan araştırmalara göre, en küçük alan ölçüsünün 250 m2, gereksinime göre 500-1000 m2 olması; her çocuk için alan ölçüsünün de ortalama 6,5 m2’den az olmaması önerilmektedir(Oktay,2005:57-58).

(21)

Açık hava oyun alanları Amerika’da çocuk başına 9 metre kare, Almanya’da 5 metre kare olarak tespit edilmiştir (Poyraz,2001:59).

Açık hava oyun alanının zemini toprak, çimen, beton ya da asfalt olarak tasarlanmalıdır. Açık hava oyun araçları (salıncak, kaydırak, tahterevalli ...) toprak kısımda, çocukların oturma, oynama, spor yapma alanları çimen kısımda ve top zıplatma yüzeyleri, üç tekerlekli bisiklet yolları da beton yada asfalt zeminde bulunmalıdır.Çocukların koşmaları ve oynamaları için ayrılan bölüm fazla dolambaçlı ve girintili-çıkıntılı olmamalıdır(Havayıoğlu,2001:100).

1900’lü yıllarda Amerika’da okul ve park oyun alanlarında spor donanımları popüler olmaya başlamıştır.Ancak kötü yüzey nedeniyle bir çok kaza meydana gelmiştir.Bu yüzden 1905’de denetimli halk park oyun alanları 35 Amerikan şehrinde kurulmuş.Yıllar geçtikçe bu sayılar artmıştır.1907’de Amerikanın oyun alanları derneği PAA kurulmuş ve “oyun Alanı” adlı dergi yayınlanmıştır.PAA kuruluşu NRPA adını almıştır.1980’e kadar oyun alanları tasarımlarında bir sürü değişiklik görülmüştür.Ancak ortaya çıkan kazalar sebebiyle bu tarihte oyun alanları standartlaştırılmıştır.Bu tarih itibariyle oyun alanlarının kurulumu ve teçhizat üretiminde kesin kurallara uyulmuştur (Frost,2005:304-306).

Açık Hava Oyun Araçları: *Kum havuzu

*Musluk, havuz, fiskiye

*Tırmık,kürek,çapa,el arabası gibi bahçe aletleri *Tırmanma merdiveni

*Salıncaklar *Tahtrevalli

*Sürünme tünelleri *Kaydırak

(22)

*Kütükler

*Bahçe bankları, masa, sandalye vb. *Oyun evi

*Kayık, tren, kamyon, bisiklet vb (Oktay,2005:57).

Açık Hava Oyun Alanı Nasıl Olmalı?

-Kum havuzu, hareketli ve top oyunlarının oynandığı yere yakın olmamalıdır.

-Çocukların yaş gruplarının bütün gereksinimleri göz önünde bulundurularak tasarımlarda sert köşeler ve çizgiler yerine, serbest, kavisli ve yumuşak çizgiler yada formlar tercih edilmelidir.

-Oyun alanının, okul binasının kapladığı alanın en az iki katı genişlikte olması ideal bir ölçüdür.Okul öncesi çocukları için oyun alanlarının ölçüsü 250 metre kare, gereksinime göre 500-1000 metre kare olması, her çocuk için ortalama 6,5 metre kare’ den az olmaması gereklidir (Demiriz ve başk.,2003:24).

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDA FİZİKSEL GÜVENLİK

Okul öncesi eğitim kurumlarının her bölümünde güvenlik önlemleri çok önemlidir.Bahçenin güvenliği, ısınma, aydınlanma, yangın, temizlik ve binanın diğer özelliklerinin güvenlik açısından dikkate alınması gerekmektedir.Bu demektir ki okul öncesi binalarının tasarımında uzun süreli ve yoğun kullanımları nedeniyle güvenliğin girişten itibaren sağlanması gereklidir (Poyraz, 2001:82).

Bahçe Ve Güvenlik:Kurumunun en önemli bölümlerinden biri bahçedir.Çünkü açık hava ve açık hava oyunları çocuğun gelişimi için çok önemlidir.Bu nedenle bahçe iyi düzenlenmeli ve iyi donatılmalıdır.İdeal olarak bir

(23)

bahçenin genişliği, anaokulu binasının kapladığı alanın en az iki katı büyüklüğünde olmalıdır ( Kalemci, 1995:17).

Oyun alanlarındaki elemanların çocukların fiziksel gelişimlerine uygun ölçülerde, güvenli, sade, ilgi ve ihtiyaçlarına uygun yapı ve kullanım özellikleri kolay algılanabilir nitelikte olması gerekir.Seçilen elemanların yanıcı, patlayıcı niteliklere sahip olmaması, kolay çıkmayan canlı renkler ile boyanması ve boyanın zehirsiz ya da verniklenmiş olması, sivri köşeler ve keskin kenarlar içermemesi, pürüzsüz ve çatlağı olmayan materyaller seçilmesi güvenlik açısından göz önüne alınmalıdır ( Güneş, 1995:31).

Son zamanlarda kombine oyun elemanları ( salıncak, kaydırak, tırmanma aletleri, atlı karıncalar, tahterevalliler ve diğer elemanlar ) daha çok kullanılmaktadır.Bunların çocuk bahçelerinde daha işlevsel ve estetik göründüğü ancak çocuklar açısından bir takım problemler yarattığı düşünülmektedir ( Poyraz ve Dere, 2001:60).

Yaralanmalar çoğunlukla salıncaklardan kaynaklanmakta, salıncakları tırmanma elemanları, kaydıraklar ve tahtrevalliler izlemektedir.Oyun elemanlarından düşen çocukların en çok baş, boyun ve yüzleri yaralanmaktadır.Çocukların asfalt, beton ya da sıkıştırılmış zeminlere başları üzerine düşmeleri ölümcül kazalara neden olabilmektedir.Uygun tasarımlanmayan ya da bakımı yeterli şekilde yapılmayan oyun elemanları da kazalara yol açmaktadır ( Gönen ve başk., 1998:295).

Salıncaklarda çocuğun oturduğu kısma su birikintilerini önlemek için delikler açılmalı, çocuğun yaslandığı kısmın uygun malzemeden ve yaş grubuna uygun yapılması, salıncak zincirlerinin tekniğine uygun olması bu korkuluklar üzerinde de ek vs. olmaması gerekmektedir.Kaydırak, salıncak, tahterevalli gibi oyun elemanlarının alt kısımlarında toprakta çukurluklar oluştuğunda bu kısımların gözden geçirilerek düzleştirilmelidir.Tırmanma elemanları mutlaka çocukların yaşlarına uygun olmalı, bölüm aralıkları uygun tasarlanmalıdır. Zinciri kopan salıncaklar, boyası bozulanlar derhal tamir edilmeli ve ya yenilenmelidir.İmalat hatalarından dolayı oluşacak kazalara karşı çocuklar sigortalanmalıdır( Poyraz, 2001:82,83).

(24)

Çocukların can güvenliği ve gözetim kolaylığı açısından bahçenin etrafı çevrilmeli ve bahçe kapısının çocuğun açamayacağı bir mekanizmaya sahip olması gerekir ( Havayıoğlu, 2001:102).

Birleşmiş milletlere bağlı Dünya Peyzajcılar Derneği tarafından çocuklara zarar verebilen bazı bitkilerin anaokulu bahçeleri ve çocuk parklarında ekilip büyütülmesi yasaktır.Bunlar;

Çiçeği zehirli olanlar:Manisa lalesi, çiğdem, süsen ve düğün çiçeği

Dikenleri etkili olanlar: Kadın tuzluğu, dağ muşmulası, manolya, ateş dikeni, yalancı akasya, gül.

Alerjik etkisi olanlar:At kestanesi, şimşir, defne, taflan, hanımeli,badem,Kara yemiş, tüylü kartopu, adi kartopu gibi çiçeklerdir (Poyraz,2001:59-60).

Aydınlatma Ve Güvenlik: En ideal olanı güneş ışığından yeterince yararlanılarak ışıklandırma sağlamaktır. Eğer bu mümkün değilse floresan lambalarıyla ışıklandırma yapılmalıdır. Az aydınlatma karamsarlık, yeterince aydınlatma ise neşeli ortam sağlar ( Kalemci, 1995:20).

Sınıf aydınlık olmalıdır. Pencereler her ne kadar doğal ışıklandırma aracı olsa da öğrencileri rahatsız edebilir. Bu nedenle pencereler göz hizasında, güneşe ve mevsimlere göre inşa edilmesi ve ya perde kullanılması gerekmektedir. Gerektiğinden büyük ve çok sayıdaki perde sınıfta kışın soğuk, yazın sıcaklığın etkili olmasına sebep olur. Işık doğrudan değil dolaylı yoldan gelmelidir. Doğrudan ışık araç-gereçlerin parlamasına, öğretmen ve öğrencinin gözlerini yormasına sebep olur ( Yılmazer, 2003:20).

Grup odalarında doğal aydınlatma kullanılmalı, yapay aydınlatmadan sadece bazı ilgi köşelerine hareket getirmek amacıyla yararlanılmalıdır. Elektrik lambaları ve prizleri, çocukların ulaşamayacakları yükseklikte yer almalıdır ( Havayıoğlu, 2001:90).

(25)

Mekan içinde sağlanması gereken aydınlık, mekanda yapılacak etkinliklere bu etkinlikler için gereken aydınlık ihtiyacına ve etkinlik bölümleri arasında kabul edilebilecek aydınlık farkına bağlıdır. Anaokullarını aydınlatma çok önemli ve zordur. Bunun nedeni ise çocukların sürekli yer değiştirmeleridir. ( Poyraz,2001:83)

Sınıfların iyi aydınlatılmaması, çocukların daha küçük yaşta miyop ve kambur olmalarına sebep olmaktadır. İyi ışıklandırılmış bir sınıfta, çocuğun masasındaki ışık şiddetinin 250 lux olması lazımdır.Sınıfın hiçbir yerinde, 120 lux’den daha az bir ışık şiddeti kabul edilmemelidir. Pencere kenarından en uzakta olan masaların dahi aynı şartlarla aydınlatılması gerekir. Işığın muntazam bir şekilde dağılışına bilhassa dikkat edilmelidir. ( Çakıroğlu, 1962)

Okul öncesi eğitim kurumlarında akustik ve ışıklandırma sorunu üzerinde durulması gereken bir sorundur.Çocuk mantık yapısını geliştirme çabası içinde iken, çevresindeki renk, form ve yapıları gözleme ve kavramaya çalışırken de ışıklandırma ile direk ilgi kurmak durumundadır.Şekilleri ayırmak, sınıflandırmak, resimleri anlayabilmek, sembolleri kavramak konusunda ışık durumu çok önemlidir.Bu nedenlerle bina içi planlamada akustik ve ışıklandırmanın eksiksiz olarak çözülmeleri çocukların sağlıklı gelişmesi açısından kaçınılmazdır ( Tunçel, 1976:46). Açık renkler güneş ışığını yansıtırlar ve güneş ışığını yutan koyu renklerden daha soğuk olarak kalırlar.Eğer bir Pencere, pencere olan duvarın ortasına değil de kenara yakın bir yerine konursa, tesir derecesi ve eşit şekilde aydınlatma daha iyi olur ( Neurfet, 1974:107).

Okullarda mümkün olduğunca gün ışığından yararlanılmalı, mümkün olmadığı zamanlarda ise sağlıklı aydınlatma sağlayan tam spektrumlu florasan lambalar kullanılmalıdır ( Uludağ ve Odacı, 2000:27,28).

Aydınlatma pencere ve lambalarla sağlanabildiği gibi yapısal bazı düzenlemelerle de sağlanmalıdır.Mekan içinde kiriş ve kolonların olmaması, duvarların pürüzsüz ve açık renkte olması, ortamın eşyaların sade ve açık renkte olması aydınlık ve ferah bir görünüm sağlar.Zeminin altında bulunan birimlerin veya

(26)

etkinlik alanlarının bahçe üzerine açılan camekan şeklinde pencerelerle doğal aydınlatması sağlanabilir(Demiriz ve başk.,2003:24).

Pencereler çocukların göz hizasında bulunmalı, kırılmaya dayanıklı cam kullanılmalıdır.Güvenlik açısından kanatları önemlidir. ( Ömeroğlu, 2002:61).

Çocukların pencereden düşüp yaralanmalarını, hayatlarını kaybetmeye kadar varabilecek riskleri önlemeye yardımcı olmak için pencere güvenlik kilitleri geliştirilmiştir.

ABD’de yapılan istatistiklere göre her yıl 4700 çocuk pencereden düşmektedir.Düşen çocukların %96’sı kendi evinin penceresinden düşmekte ve %50’sininde pencerenin yakınındaki bir mobilyaya tırmanması sonucunda olduğu saptanmıştır.Avrupa’da en gelişmiş ülke olan İsveç’te konutlarda pencere güvenlik kilidi kullanmak yasal bir zorunluluktur (www.cocukgüvenlik.com.tr).

Isınma Ve Güvenlik: Isının insanlar üzerinde önemli etkileri vardır.Yapılan araştırmalardan elde edilen bulgulara göre, ısı sistemi performansı ve davranışı etkilemektedir.ısının gereğinden fazla ve ya az olması bireyleri olumsuz yönde etkiler. “Ortama uygun giyinen bir insan için gerekli oda ısısının 20 derece dolaylarında olduğu söylenmektedir. Sınıfın ısısı, mevsime, neme olduğu kadar, öğrencilere göre de değişir.Giyim ve sınıfın fiziksel koşulları, ısının etkisini değiştirir.” Bu farklı değişkenler dikkate alındığında “ısı-sınıftaki öğrencilerin şartları da göz önünde bulundurularak oda ısısının korunmasına özen gösterilmelidir.”Sınıfta ısının fazla yükselmesi öğrencide uyuşukluğa ve uykuya, düşmesi ise öğrencinin dikkatinin dağılmasına neden olur.Bu yüzden sınıfın aşırı sıcak ve ya soğuk olması, öğrencilerin konsantrasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. ( Uludağ ve Odacı, 2002:28)

Okul öncesi eğitim kurumu yeterince ısınmalı, elektrik, kalorifer ve soba için koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir ( Bilir, 1993:33).

(27)

En iyi ısıtma şekli, sıcak su kaloriferidir. Döşeme altından yapılacak bir ısıtma şekli, tozların sınıfa yayılması bakımından uygun değildir. Normal radyatör yerine konvektör kullanılması ise, küçük aralıklar arasına tozların dolmasına neden olur. İyi bir ısıtma için radyatörlerin, boydan boya pencere altına gelmesi ve açıkta tutulması gerekir.

Genel olarak sıcak ortamın vücut direncini azaltarak verimi düşürdüğü, organizmada çeşitli rahatsızlıklar yarattığı bilinmektedir. Hava sıcaklığının ayarlanmasında, anaokulunda yapılan etkinlikler ve bu etkinliklerin süresi, çocukların giyimi de göz önünde tutulmalıdır.Sıcak iklimli yerlerde ısıtma daha kısa sürede sağlanır. Fakat soğuk iklimli bölgelerde ısı ani değişiklikler gösterebilir, buna ilaveten rutubetli veya kuru iklimli, rüzgarlı bölgelerde de ısıtma ve havalandırma önemli bir problemdir. Eğitim, çok sıcak yaz günlerinde veya çok soğuk kış günlerinde kapalı ortamda yapılacağından sıcaklık ve kısmi nemin bütün ortamlarda aynı derecede olmalıdır.Bu da genellikle %35 kısmi nem ve 18-20 derece ısı demektir. Sadece uyku odasının derecesi daha düşük olabilir. ( Poyraz, 2001:83.84)

Anaokullarında etkinliklerin büyük bir kısmının geçtiği oyun odalarının iklim özelliklerine bağlı olarak uygun bir yönde olmalıdır.Bu yön sıcak iklimlerde kuzey-güney ve kuzeydoğu yönü, soğuk iklimlerde kuzeydoğu, kuzey-güneydoğu ve kuzey-güney yönüdür. Buna karşılık batı yönü her iki iklim bölgesi (sıcak-soğuk) içinde uygun kabul edilmez, oyun odasının ideal yönü sabah güneş alacak şekilde doğuya açık olmasıdır ( Poyraz, 2001:84)

Yangın Ve Güvenlik:Anaokulunda kullanılan bütün malzemelerin yanıcı ve patlayıcı olmamasına çok dikkat edilmelidir. ( Poyraz, 2001:85)

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik 26.07.2002 tarih ve 24827 sayı ile resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

26.07.2002 tarih ve 24827 sayılı yangın yönetmeliğinin 3.bölümünün 8. maddesinin b bendi eğitim amaçlı binaları kapsamaktadır.

Madde 10:Eğitim amaçlı binalar;ortaöğretim son sınıf dahil olmak üzere 6 veya daha fazla kişi tarafından günde 4 saat veya daha fazla bir süre, ya da haftada

(28)

12 saatten fazla bir süre ile eğitim amacıyla kullanılan binalar veya bunların bu amaçla kullanılan bölümlerini kapsar.

a)Ana okulları, b)İlköğretim okulları, c )Orta öğretim okulları, d)Özel dershaneler,

e)Özel okullar, eğitim amaçlı binalar kapsamındadır.

Eğitim kuruluşlarına ait diğer binalar bu Yönetmeliğin ilgili maddelerine uygun olacaktır.

Ayrıca; Emekli sandığı genel müdürlüğü yangından korunma ve yangın söndürme yönergesine göre de,

Madde 58: Her bağımsız bölüm için bir adet olmak üzere 200 metre karelik taban

için bir adet ilave edilerek uygun tip ve yeterli sayıda söndürücü bulundurulmalıdır. Çok katlı binalarda her yüz metrekare için bir adet altı kilogramlık yangın söndürücü bulundurulmalıdır. En iyisi otomatik yangın söndürme sistemidir. Çok kısa sürede yangına müdahale edilebilmektedir. ( Poyraz, 2001:85).

Sağlık, Temizlik Ve Güvenlik: Okul öncesi dönemdeki çocuklarda, dış etkenlere karşı duyarlılığın fazla ve vücut dirençlerinin düşük olmasına bağlı olarak sağlık problemleri sık gözlenebilmektedir.Bunların yanı sıra çevresel faktörlerin ( temizlik, güvenlik koşulları ) yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması sağlık problemlerinin görülme sıklığının azalmasını sağlayacaktır.Okul öncesi eğitim kurumlarında, çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortam içinde eğitim almalarını sağlamak, kurum yöneticilerinin en temel amacıdır. (Uludağ ve Odacı, 2002:29; Kalemci, 1995 :21).

Genelde iyi bir okul öncesi eğitim kurumunun nitelikleri sıralanırken sağlıkla ilgili olan maddeler ilk iki sıradadır;

(29)

1-Çocukların sağlığını koruyacak, fiziki sıhhi, duygusal ve sosyal gelişimlerini sağlayacak şartlara sahip olmalıdır.

2-Yaşlarına uygun beslenme, dinlenme ve temizlik ihtiyaçları karşılanmalıdır ( Koçak, 1996:30).

Oyun ve toplanma odaları kolay temizlenen, esnek ve kaymaz bir malzeme ile kaplanmalıdır. Mutfakta yerler, tezgah ve evyeler kolay temizlenebilir, kir tutmaz su ve sabunla temizlenebilir ekonomik bir malzemeden yapılmalıdır.Kurumda çalışan personel belirli aralıklarla eğitimden geçirilmelidir.Bu durum kurum temizliği ve çocukların sağlığının korunmasında önemli rol oynayacaktır. ( Bulduk ve başk., 1998:14)

Sınıf, oda ve koridorlar her gün düzenli aralıklarla ıslak olarak süpürülür ve silinir. Kuru süpürge kullanılmaz. Yer temizliğinde %1’lik Hipoklorit eriyiği kullanılır. Musluk suyunda klor olup olmadığı belirli aralıklarla komporatörle ölçülür.Bunun dışında gerektiğinde ayda bir, en az üç ayda bir suyun mikrobiyolojik analizi yaptırılır ( Poyraz, 2001:85)

Okulun tuvaletleri her gün düzenli aralıklarla temizlenir. Temizlik sırasında her akşam %1 Hipoklorit solüsyonu kullanılır. Sarılık tehlikesinde tuvaletlere tarifine göre zerifan dökülür.

Okuldaki çöpler ağzı kapalı kaplarda biriktirilir. Çöp kutularının içine naylon torbası konulur ve torbalar ağzı bağlanarak belirlenen saatlerde alınması için çıkartılır.

Mutfakta ve okulda çalışan personelden belirli aralıklarla dışkı kültürü ve her ders yılı başlangıcında verem savaş dispanserinden tüberküloz olmadığına dair rapor istenmelidir.

Güvenlik açısından idareciler ve öğretmenler çocuklar için gerekli olan her tür malzemenin (eğitsel, yiyecek, içecek vs.) yetersiz, eskimiş veya bozulmuş olup olmadıklarını kontrol etmelidirler ( Poyraz, 2001:86)

(30)

Problem

Bursa İlinde Bulunan İlköğretim Okullarına Bağlı Anasınıflarında Görev Yapan Yönetici Ve Öğretmenler İle Anasınıflarına Devam Eden Çocukların Anne-Babalarının Kurumun Fiziksel Güvenliğine İlişkin Görüşleri nelerdir?

Alt Problemler

1-Yöneticilerin kurumun (Bahçe,Aydınlatma,Isınma,Yangın Ve Deprem, Sağlık Ve Temizlik) fiziksel

güvenliği ile ilgili görüşlerinde kurumun kaç yıl hizmette bulunduğuna göre farklılık bulunmakta mı dır?

2-Yöneticilerin, kurumun (Bahçe,Aydınlatma,Isınma,Yangın Ve Deprem, Sağlık Ve Temizlik)

fiziksel güvenliği ile ilgili görüşlerinde kurumun eğitim şekline göre farklılık bulunmakta mıdır?

3-Öğretmenlerin kurumun (Bahçe,Aydınlatma,Isınma,Yangın Ve Deprem, Sağlık Ve Temizlik)

fiziksel güvenliği ile ilgili görüşlerinde kurumun resmi-özel oluşuna göre farklılık bulunmakta mıdır?

4-Anne-babanın Kurumun resmi-özel oluşuna göre fiziksel güvenliğe ilişkin görüşlerinde farklılık bulunmakta mıdır?.

(31)

Araştırmanın Amacı

Bu araştırma Bursa ilinde bulunan ilköğretim okullarına bağlı anasınıflarında görev yapan yönetici ve öğretmenler ile anasınıflarına devam eden çocukların anne babalarının kurumun fiziksel güvenliğine ilişkin görüşlerinin ortaya konulması ve kurumun kaç yıldır hizmette bulunduğu,kurumun eğitim şekli ve kurumun resmi-özel oluşu değişkenlerine göre incelenmesi amaçlanmıştır.

Araştırmanın Önemi

Eğitim doğru mekanlarda, gerekli araç ve gereçlerle yapılmalıdır.Güvenli bir fiziki çevre her şeyden önce çocukların rahat hareket etmelerine olanak sağlayan, onların ihtiyaçlarına zamanında karşılık veren, sınıf içinde ve dışında gerekli düzenlemelerin yapıldığı faaliyet ve araç gereç açısından zengin bir çevredir.

Okul öncesi eğitim kurumlarının amacına uygun hizmet verebilmesi için; o yaş çocuğunun gelişimine uygun nitelikleri taşıması gerekmektedir.Nitelikli bir okulöncesi eğitim; sağlıklı, tehlikelerden uzak ve temiz bir eğitim ortamının sağlanmasını, çocuklar ve personel açısından güvence verebilmeli, aynı zamanda çocuklara bu hususla ilgili beceri ve alışkanlıkları kazandırabilmelidir (Biçer,1994:20).

Varsayımlar

1-Araştırmada kullanılan veri toplama araçlarının bilgiyi elde etmede geçerli ve güvenilir olduğu varsayılmaktadır.

2-Örneklem grubunun evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

3-Örneklem grubundaki yönetici, öğretmen ve anne-babaların sorulara içtenlikle cevap verdikleri varsayılmaktadır.

(32)

Sınırlılıklar

1-Araştırma Bursa ilinde bulunan 121 ilköğretim okuluna bağlı anasınıfları ve bu kuruma devam eden tam aile çocuklarının anne-babaları ile sınırlandırılmıştır. 2-Araştırma sonuçları veri toplama aracının ölçtüğü niteliklerle sınırlıdır.

Tanımlar

Anasınıfı:60-72 ay çocuklarının eğitimi amacıyla örgün eğitim kurumları bünyesinde açılan sınıf.

Hijyen:Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü.

Kampet:Çocukların üzerinde uyudukları portatif yatak.

Spektrum:Dalga boyu bileşenleri, Işığın hangi dalga boyunu enerji ve güç birimlerini içerdiğini gösterir.

Okul Polisi: Polis Merkezi Amirleri sorumluluğunda okul güvenliğinin sağlanması için görevlendirilen polis memuru.

O.Ö.E.K. :Okul öncesi eğitim kurumu

(33)

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Kalemci ( 1995 ) tarafından Ankara il merkezinde bulunan özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarının çevre düzenlemesi ve çalışan eğitimci personelin nitelikleri yönünden karşılaştırmalı olarak incelenmesi amacıyla yaptığı araştırma sonuçlarına göre; resmi okul öncesi eğitim kurumu binalarının tümünün pencereleri yeterince büyük ve güneş alıyor olduğu gözlenirken, özel kurumların %76.0 oranı ile pencereler büyük ve güneş alıyor, %16.0 oranı ile pencereler yeterince büyük güneş almıyor, %8.0 oranı ile pencereler küçük güneş almadığı görülmektedir.Resmi okul öncesi eğitim kurumlarının bahçesinin %88.0 oranı ile sağlık koşullarına uygun nitelikte olduğu gözlenirken, bu oranın özel kurumlarda daha yüksek olduğu görülmektedir ( %92.0).Resmi kurumlarda oyun odalarının tümü sesten izole iken, özel kurumlarda bu oranın düştüğü görülmektedir ( %88.0 ).Resmi ve özel kurumların tümünde ısınma kaloriferle yapılmaktadır.Resmi kurumların oyun odalarında %36.0 oranı ile havalandırma sistemi bulunurken, özel kurumlarda bu oranın biraz daha yüksek olduğu görülmektedir ( %44.0 ) (Kalemci, 1995 ).

Biçer ( 1994) tarafından Ankara il merkezindeki anasınıfları ile uygulama anaokullarının fiziki özellikler açısından kıyaslanarak değerlendirilmesi amacıyla yaptığı araştırma sonuçlarına göre; anasınıflarının %87.2’sinde, uygulama anaokullarının %4.3’ünde okul çevresinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin alındığı gözlenmiştir.Anasınıflarının % 21.4’ünde, uygulama anaokullarının %2.7’sinde bahçenin sağlık ve güvenlik tedbirleri bakımından yeterli olduğu gözlenmiştir.Ecza dolabının sağlık ve güvenlik tedbirleri yönünden yeterliliği incelendiğinde, anasınıflarının %60.4’ünde, uygulama anaokullarının ise %6.4’ünde ecza dolabının bulunduğu yer ve içinde gerekli ilkyardım malzemesinin olması bakımından yeterli olduğu gözlenmiştir.Bahçedeki oyun materyalleri incelendiğinde, anasınıflarının %36.6’sında, uygulama anaokullarının %14.6’sında bahçe materyalleri için sağlık ve güvenlik tedbirlerinin alındığı gözlenmiştir.Oda ısıtma sistemi incelendiğinde, anasınıflarının %85.6’sında, uygulama anaokullarının ise %6.4’ünde ısıtma sisteminin sağlık ve güvenlik tedbirleri bakımından yetersiz olduğu gözlenmiştir.Anasınıfları ve uygulama anaokulları tarafından kullanılan suyun temiz,

(34)

çocuğun yetişebileceği yerde, her zaman bulunması hususunda alınan sağlık ve güvenlik tedbirlerinin yeterliği yönünden incelendiğinde anasınıflarının %92.0’ında, uygulama anaokullarının hepsinde su için alınan tedbirlerin yeterli olduğu gözlenmiştir ( Biçer,1994).

Vural ve Sadık (2003) tarafından yapılan araştırmada 1998 yılı öncesinde öğretime başlanan ilkokul binaları ve 2000 yılı ve sonrası yıllarda eğitim-öğretime başlanan ilköğretim okul binalarının eğitsel, idari, servis alanları ve estetik özellikleri bakımından fiziksek koşullarında farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmıştır.6 ilköğretim okulu araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.Araştırmada veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme ve gözlem kullanılmıştır.Araştırma sonunda, 2000 yılı ve sonrası yıllarda eğitim-öğretime başlanan ilköğretim okul binalarının eğitsel alanlar, idari alanlar, servis alanları, iç ve dış mekan renkleri, ısı ve ışıklandırma, sıra ve sandalyelerin uygunluğu ve mobilitesi, sınıfların ve okul bahçesinin temizliği ve çevre düzenlemesi, okul binalarının giriş ve çıkış kapıları gibi değişkenler açısından, 1998 yılı ve öncesinde eğitim-öğretime başlanan ilkokul binalarından daha olumlu fiziksel özelliklere sahip oldukları belirlenmiştir( Vural ve Sadık , 2003).

Baykan ve Başk. ( 1993 ) tarafından yapılan Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarının durum tespit araştırması sonuçlarına göre; binası yetersiz ve ya vasat düzeyde olan kurum oranı % 43.28 olarak bulunmuştur.Bahçesinin durumuna bakıldığında %53.25, havalandırma %29.78, sınıflar %37.65, köşeler ve araç gereç %44.79 oranında yetersiz, vasat düzeyde olduğu görülmektedir (Baykan ve Başk., 1993 ).

Ülküer ( 1993 ) tarafından kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumunda bulunması beklenen özelliklere ana sınıflarının ne ölçüde sahip oldukları ve bu özelliklerinin niteliği kalite düzeyi açısından bölgeler arası fark olup olmadığını belirlemek amacıyla yaptığı araştırmaya göre; anasınıfları, araç-gereç ve köşelerin düzenlenmesi bakımından her köşe için ayrı ayrı değerlendirildiğinde “Fen ve doğa” ve “Blok “ köşeleri düzenleme ve araç-gereç açısından yetersiz bulunmuştur (Fen ve doğa %41,75 , blok %35,00).Sağlık ve emniyet tedbirleri açısından doğu anadolu

(35)

bölgesi yetersiz bulunmuştur ( %29.38).Ayrıca anasınıfı yöneticileri okul öncesi eğitim konusunda bilgi ve becerileri ve öğretmenlere rehberlik açısından yetersiz bulunmuşlardır(%36.36)(Ülküer, 1993 ).

Turla ve Başk. ( 2001) tarafından okul öncesi öğretmenlerinin mezun oldukları okul ve meslekte geçirdikleri sürenin, okul öncesi eğitim kurumlarının fiziksel şartları, plan ve program, kullanılan yöntem ve teknikler, sınıf ve davranış yönetimine ilişkin sorunlarını algılamaları üzerinde farklılık yaratıp yaratmadığını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırma sonucuna göre;lisans ve önlisans mezunu öğretmenlerin “sınıfın çocuk sayısına göre çok küçük olması” ve “sınıftaki çocuk sayısının fazla olması” sorununu daha yüksek oranda (lisans%52.1, önlisans %48.3) dile getirdikleri görülmektedir.Köşelerdeki araç gereçlerin yetersiz, sınıf demirbaşlarının eski, tuvalet, vestiyer, mutfak ve depo gibi bölümlerin kullanıma uygun olmaması konularını üniversite mezunu öğretmenlerin daha yüksek oranda ( lisans%155, önlisans %27.6) dile getirdikleri görülmektedir (Turla ve Başk., 2001).

Zamkova ve Krivitskaya( 1987 ) çocuklar üstünde ultravide lamba destekli floresan ışığının etkilerini gözlemlemişlerdir.Floresan ışığına maruz kalan çocuklarda akademik performans, öğrenme kabiliyeti, vizyon artışı,ağırlık ve boy artışı, yorgunluk ve bitkinliğe direnç görülmüştür. (Hathaway, 1987)

Wohiferth ve Sams(1986) tarafından öğretmen ve öğrenci grubu üstünde üç haftalık bir çalışma yapılmıştır.Çalışmada sınıfın duvarları mavinin tonları ile boyanmıştır.Öğrenciler normal doğal ışığa maruz bırakılmışlardır.Sonuçta; kan basıncında ve saldırgan davranışlarda düşüş yaşandığı görülmüştür.Öğretmenler daha rahat bir ortam ortaya çıktığını, öğrencilerin çalışma performansının arttığını söylemişlerdir. (Hathaway,1987).

Şanlıer ve Yaman ( 1999 ) tarafından Ankara’da bulunan kreşlerde çalışan personelin, kurum mutfağının ve araç gerecin hijyen durumunu saptamak için bir çalışma yapılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre; kurumlarda çalışan personelin %42.2’sinin sağlık kontrolünün yılda bir kez yapıldığı, kurumların %24.4’ünün sıcak

(36)

su tertibatının, %73.3’ünün personel için temiz ve yeterli duşun olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca personelin %52.2’sinin eldiven, %41.1’inin mendil kullanmadığı, %16.7’sinin üniformasını 6-10 gün aralıklarla değiştirdiği tespit edilmiştir.İncelenen kurumların %6.7’sinde zemin bakımlı ve temiz değil, %24.4’ünün zemininde kirli suların ve yiyecek kırıntılarının tahliyesini sağlayan mazgalın uygun olmadığı, %7.8’inin havalandırılmasının, %26.7’sinin üretim alanında sadece el yıkamak için kullanılan lavabonun, %6.7’sinin çalışma tezgahının temizliğinin ve bakımının uygun olmadığı gözlenmiştir ( Şanlıer ve Yaman, 1999).

Baykan ve Başk.( 1986 ) tarafından Ankara’daki okul öncesi eğitim kurumları üzerine yaptıkları araştırmaya göre; okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan personelin sağlık kontrollerinin yapılmasında kurumlar iki değişik yol izlemektedirler.45 kuruma doktor personeli kontrol amacıyla belirli aralıklarla gelirken 77 kurumun personeli gerektiği zaman kendileri bağlı oldukları sağlık kuruluşlarındaki doktorlara gitmektedirler.Ayrıca binası yetersiz kurum 58, bahçesi yetersiz kurum 67’dir (Baykan ve Başk., 1986 ).

Yaman ve Başk. (2006) tarafından Afyon’da bulunan Salim Pancar İlköğretim Okulu I ve II. Kademede okuyan öğrencilerin beslenme alışkanlıkları arasındaki farklılıkları saptamak amacıyla yapılmıştır.Araştırma, Afyon il merkezi Salim Pancar İlköğretim Okulu I ve II. kademede okuyan 220 öğrenci üzerinde anket uygulanarak gerçekleştirilmiştir.araştırma sonuçlarına göre I. kademedeki öğrencilerin % 89,1’inin , II. kademedeki öğrencilerin % 53,6 ‘sının beden Kitle İndeksi kg/m ( BKI)’ leri düşük bulunmuştur.Öğrencilerin atladıkları öğünler incelendiğinde her iki grubunda ( %38,2-%45,0) sabah kahvaltısını daha çok atladıkları bulunmuştur( Yaman ve Başk., 2006 ).

Bulduk ve Başk. ( 1998 )tarafından Ankara’da kreş ve anaokullarında yüzey kaplama malzemelerinin sağlık yönünden çocuklara uygunluğunu saptamak için yaptıkları araştırma sonuçlarına göre; mutfak tezgahlarında fayans kullanan kurumların %35’i bu alanların temizliğinde en fazla deterjanlı suyu tercih etmektedirler.Hazır sıvı temizleyicileri tercih edenler %30, dezenfektanlı su ile temizleyenler ise %26 ‘dır.Kurumlarda en az tercih edilen temizlik ajanının tüm

(37)

yüzeyler için sabunlu su olduğu görülmektedir.Çocukların oyun alanlarında duvardan duvara halı ve halıflexi tercih eden kurumların temizleme yöntemi olarak daha çok elektirik süpürgesi ile temizlemeyi tercih ettikleri saptanmıştır ( %65-%60 ).En az tercih edilen temizleme yönteminin ise, yıkayarak temizleme olduğu bulunmuştur.Çocukların oyun oynadıkları alanların duvar kaplaması plastik boya olan kurumların %47’si hazır sıvı temizleyicileri kullanmaktadırlar.Bu yüzeyler de hiç temizlik yapmayan kurumlar %10 civarındadır.Duvarları kireç ve ya duvar kağıdı ile kaplı kurumların hiç birinde ise herhangi bir temizleme yönteminin kullanılmadığı saptanmıştır.Oyun, uyku odaları ve mutfakta tesisatları açıktan geçen kurumların %48.4’ünde bu tesisatlarda izolasyon yapılmıştır.Araştırma kapsamına alınan kurumların %47.1’inde üç ayda bir temizlik ve hijyen konusunda eğitim verildiği saptanırken, 22 kurumda böyle bir eğitimin hiç verilmediği saptanmıştır (Bulduk ve Başk., 1998 ).

Aktankerem ve Cömert ( 2006) tarafından okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin, Siirt ilinde okul öncesi eğitimin sorunlarına ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla yapılmıştır.Siirt ili ve ilçelerinde Milli Eğitim Bakanlığına ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapmakta olan 180 okul öncesi eğitim öğretmeni, araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.Araştırmanın sonuçlarına göre okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin “ Çok Önemli” gördükleri sorunlar sırasıyla %77,8 ile Anne-babalar 1. sırada, %71.7 ile Fiziksel çevre 2. sırada , %65,6 ile Program 3. sırada yer almaktadır (Aktankerem ve Cömert,2006).

Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Ve Teknik Öğretim Etüt Programlama Dairesi Başkanlığı (1978), tarafından 540 resmi anaokulları ve anasınıfları sayıları, kapasiteleri, karşılaştıkları problemleri, yöneticilerin okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmaya karşı tutum ve tekliflerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır.Araştırma sonucunda; yöneticilerin görüşleri doğrultusunda okulöncesi eğitim kurumlarında karşılaşılan sorunlardan; binanın eğitime uygun olmadığı, araç gereç ve oyuncak sağlanamadığı tespit edilmiştir.Buna göre okul binalarının devletçe temin edilmesi, öğretmen ve yöneticilere her yıl hizmet içi eğitim kursları

(38)

düzenlenmesi; ihtiyaç duyulan araç-gereçlerin yapılıp geliştirilerek kurumlara gönderilmesi önerilmiştir (Poyraz ve Dere,2001:67).

Okullarda temel afet bilinci eğitim projesi2003-2005 sonuç raporu (2005), 1999 Kocaeli depremi ardından Boğaziçi üniversitesi, Kandilli rasathanesi ve Deprem araştırma Enstitüsü ( BÜKRDAE), Uluslararası kalkınma ajansı, yabancılar için afet yardım ofisi (USAID/OFDA) desteği ile Afete hazırlık eğitim projesini başlatmıştır.Bu proje kapsamında ülke çapında yaklaşık 1,2 milyon öğrenci ve 66.000 öğretmene ulaşılmıştır.Eğitim programı malzemeleri olarak öğretmen el kitabı ve CD’si hazırlanmıştır.Ülke çapında formatör öğretmen adaylarına ulaşmak amacı ile kendi kendine öğrenmeye dayalı internet üzerinden ulaşılabilir şekilde temel afet bilinci uzaktan eğitim programı ( TABE-UE) geliştirilmiştir.Meslek liseleri öğretmenleri ve öğrencileri için yapısal olmayan risklerin azaltılması ve yapısal bilinç konularında pilot nitelikte eğitim materyalleri geliştirilmiştir.Ülke çapında eğitimler düzenlenmiştir.Projenin etki değerlendirmesi olumlu sonuçlar elde edildiğini göstermektedir.Bunun sadece öğrenci ve öğretmenlerin bilgi düzeyindeki olumlu değişiklikle sınırlı kalmayıp, risk değerlendirmesi-planlama, fiziksel korunma önlemleri ve müdahale becerileri konularında evde ve okulda alınan önlemlerde de oldukça yüksek oranda olumlu etkileri olduğu görülmektedir.Eğitimden sonra okullarda %30 oranında hazırlık ve risk azaltma önlemleri alındığı belirlenmiştir.

Akpınar ve Köksalan (2003) tarafından Elazığ il merkezinde bulunan 12 ortaöğretim okulu ve 44 ilköğretim okulunda olaganüstü hallere ne derece hazır olduklarını ortaya koymak amacıyla yaptıkları araştırmaya göre; okullarda olaganüstü hale hazırlık, planlama ve eğitim etkinliklerini yürütme görevini, okulların %50 ‘sinde (N=28) müdür, %32’sinde (N=18) müdür yardımcısı ve %18’inde (N=10) ise sivil savunma kolu yürütmektedir.Okulda, olağanüstü hallere hazırlık ve olağanüstü hallerle baş etme ile ilgili eğitim etkinliği ve ya konferans verilip verilmediği sorusuna, okul yöneticilerinin %61’i (N=34) evet, %39’u (N=22) hayır şeklinde cevaplamıştır.Olağanüstü haller ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmada, müdürlerin %16’sı (N=9) kendisini çok yeterli, %54’ü (N=30) orta düzeyde yeterli ve %30’uda (N=17) yetersiz görmüştür (Akpınar ve Köksalan ,2003).

(39)

Katz (1992) tarafından Almanya’daki araştırmasında okul öncesi kurumların kalitesini değerlendirmiştir.Öğretmen sayısı, personel kalitesi ve devamlılığı, öğretmen-çocuk ilişkilerinin özelliği, malzemelerin sayısı ve kalitesi, yangın güvenlik önlemleri ve sağlık hizmetleri kuralları okul öncesi kurum seçiminde ailelerin dikkat ettiği özellikler olduğu sonucunu bulmuştur (Katz ,1992).

Koç ( 1999) tarafından yapılan araştırmaya göre anne babaların okul seçiminde “Kurumun iç ve dışının temiz olması” etkenini anne-babaların çoğunluğu fazlaca önemsemiştir ( %74.1).Kurumun iç ve dışının temiz çekici ve ferah olması, kurumun seçiminde önemli kalite göstergelerinden biridir.“bahçede sallanma, tırmanma, binme araçlarının olması” seçeneğini velilerin yarısına yakını ( %47.6 ) orta ve çok derecede dikkate alırken, üçte bire yakını ( %29.3 ) hiç dikkat etmemiştir.Ayrıca yüzey, malzeme ve oyuncakların temiz olmasına anne babaların çok fazla ( %84.1) dikkat ettikleri anlaşılmaktadır.Aileler kurum binasının iç ve dışının temizliği gibi yüzey, malzeme ve oyuncaklarında temiz olmasını istemektedirler (Koç, 1999).

Metin ve Başk. (1993 ) tarafından ana-babaların anaokulundan beklentilerini saptamak için yaptıkları araştırmaya göre; anne-babalar eğitim kalitesi kadar çocuklarına anaokulunda sağlanan ortamın sağlıklı ve güvenli olmasına da önem vermektedirler.Anne babaların çocuklarının devam ettiği anaokulundaki eğitimcilerle iletişimde bulundukları konulara ait bulgulara bakıldığında sağlık ve bakımla ilgili konular annelerde %10, babalarda %14.4 oranlarında görüşüldüğü saptanmıştır (Metin ve başk. , 1993).

Erbuğ ve Demirkan ( 1998 ) tarafından Ankara’da 58 adet ilkokulda güvenlik açısından değerlendirme yapmışlar. Araştırmanın sonucunda; İlkokullarda yangına yönelik önlemler yeterli düzeyde değildir. Okulların %73’ünde yangın sırasında çok ciddi sorunlar yaratabilecek tek çıkışlı koridorlar vardır ve incelenen tüm okulların sadece %21’inde tehlike çıkışları bulunmaktadır. Pencerelerde malzeme olarak sadece bir okulda (%2)darbeye dayanıklı cam kullanılmıştır. Okulların %7’sinde elektirik sigorta kutularının korunaksız bir biçimde açık olduğu saptanmıştır.

(40)

İncelenen okullar içinde %62’si doğalgaz ile ısıtılmaktadır ve bunların %31’inde doğal gaz giriş ünitesinin koruyucu bir kapağı yoktur. ( Erbuğ Ve Demirkan, 1998).

Kersting-Dürrwachter Ve Mielck (2001) tarafından Almanya’nın Böblingen bölgesinde 50 çocuk bahçesinde yapılan, çocukların karşılaştığı kazalar, bu kazaların sebepleri ve risk grupları konulu anket çalışmasında, çocukluk dönemi kazalarının karakteristikleri, çocukların sosyo-demografik yapılarına göre analiz edilmiştir.Anketlere göre düşük gelirli ailelerin çocuklarının, yüksek gelirli ailelerin çocuklarına göre daha az kazaya uğradıkları belirlenmiştir.Aynı çalışmaya göre, erkek çocukların kız çocuklarına oranla daha çok kaza geçirdikleri tespit edilmiştir ( Kersting-Dürrwachter Ve Mielck ,2001).

Haynes ve Başk.(2003) tarafından yapılan “Household and Neigbourhood Risks For İnjury to 5-14 Year Old Children” adlı bir çalışmada İngiltere’nin Norwich kentinde yaşayan ve 13 aylık süreçte hastanenin kaza ve acil servis bölümüne müracat eden 5-14 yaş arası tüm çocuklar incelenmiştir.13 aylık çalışma süreci boyunca Norwich’ te 5-14 yaş arası toplam 22771 çocuk hastanenin kaza ve acil servis bölümüne müracaat etmiştir.Acil servis kayıtlarında bulunan 3663 yaralanmadan 3526 (%96)’sı çalışma çerçevesine alınmıştır.Yıllık toplam yaralanma oranı %16,44 olarak bulunmuştur (Haynes ve başk., 2003).

Herrington ve Studtman (1998) tarafından 1995-19997 yılları arasında

‘Landscape İnterventions:New Directions For The Desing Of Children’s Outdoor Play Environments’ adlı bir çalışma yapmışlardır.Araştırmanın hedefi doğal materyallerin (bitkiler, taşlar) çocukların duygusal, fiziksel ve bilişsel gelişimini nasıl etkilediğine ilişkin bilgilerin artırılmasıdır.Birinci grupta yaşları 2-5 arası 8 erkek, 8 kız toplam 16 çocuk, ikinci grupta ise 5-6 yaş arası 12 kız 8 erkek toplam 20 çocuk bulunmaktadır.Araştırmada 2 laboratuar alanı oluşturulmuş; laboratuar A’ da asfalt alanı ve rasgele oyun yapılarının bulunduğu çim alanı bulunmaktadır.Küçük plastik bir oyun evi de yer almaktadır.Çim alanında iki salıncak, üç tırmanma aleti ve bir

Şekil

Tablo 2: Kurumun Hizmet Yıllarına Göre Yöneticilerin Temizlik Güvenliğine İlişkin Görüşleri
Tablo  4:  Kurumun  Hizmet  Yıllarına  Göre  Yöneticilerin  Aydınlatma  Güvenliğine İlişkin Görüşleri
Tablo  5:  Kurumun  Eğitim-Öğretim  Şekline  Göre  Yöneticilerin  Aydınlatma  Güvenliğine İlişkin Görüşleri
Tablo  6:  Kurumun  Hizmet  Yıllarına  Göre  Yöneticilerin  Havalandırma,Isınma,Yangın Ve Deprem Güvenliğine İlişkin Görüşleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bununla birlikte bazı çalışmalarda, abiyotik stres koşullarında, özellikle yüksek dozlardaki eksojen SA uygulamalarının; bitki türü, uygulama şekli ve bitkinin

[r]

Bakteriler bir antibiyotiğe yapısal olarak dirençli olabilir. Örneğin bir streptomyces kendi antibiyotiğine karşı dirençten sorumlu genlere sahiptir. Gram negatif

TKY‟nin uygulanması sonucu elde edilen faydalara katılım derecesi ile kalite kontrol arasındaki ilişkiyi araştıran ki-kare analizi sonuçları Çizelge

Birinci bölümde Osmanlı-Çağatay kültür etkileşimine yer verilmiş, ikinci bölümde Osmanlı şairlerinin yazdıkları Çağatayca şiirlerde yer alan Oğuz Türkçesine ait

Kongre, Umumî İdare Heyeti Azasından Bay Haşan Reşit Tankuiun çok güzel ve.. veciz bir nutuklariyle işe

[r]

嚴重變形 置換人工關節後,已 能正常行走 心臟不停跳及內視鏡取脈之新式手術方式,已大