• Sonuç bulunamadı

Bir ilim ziyafeti:Türk Tarih Kongresi dağılırken dost sözleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir ilim ziyafeti:Türk Tarih Kongresi dağılırken dost sözleri"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

o>

Bir ilim ziyafeti

> / y u Z

Türk Tarih Kongresi

ı

-

ı

ı *

T « r !*

r L

• •

dağılırken dost sözleri

M . Pittard, A tatü rke sunduğu bir hatırada «K o n ­

greye iştirak eden ecnebi âlimler kendilerini Türki-

yenin kalbinin ta yanında hissetmişlerdir» diyor

¡/M * * f a A M . J * "

iı (ovjJU

& t

VvuM dûM*

fiyi*«.

M <VlCu*~

a y U ^ f U İlt K U ^ C

o

M İ

a

K ,

- '

Ln fa p ty  tZ

¿M

cm

**

c

UI

a

LUAfjtMj. . —}

C*ü m cir ^ X ' oow

ovma

4 + * &

-cva ''(Jn*! -{ı c A o V v ^ flit*.

Profesör M. Pittard’ın el yazısı 1937 senesi eylülünün 20 nci pazar -

tesi günü Istanbulda Dolmabahçe sara - ymda toplanan ve Atatürkün yüce hu - zurlarile İlmî kıymet ve şerefi bir kat da­ ha artan İkinci Türk Tarih Kongresi beş gün fasılasız çalışmalaYİa ruznamesini tamamladıktan sonra ve Türk Tarih te­ zinin zaferini yüksek dünya bilginleri ö- nünde ispat ettikten sonra, eylülün 25 in­ ci günü kongrenin hitamı münasebetile, İstanbul Belediyesi Boğaziçinde Sümer- palasta misafir ve yerli bilginler şerefine bir akşam ziyafeti vermişti. Boğaziçinin o müstesna mevkiinde vuku bulan bu toplantı ilmin asil ve samimî havası için­ de geçmişti.

Ziyafetin sonlarına doğru İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Muhiddin Ü s - tündağ, doğru kanaatlerden ve temiz duygulardan mülhem olan bir ifade ile Tarih kongresinin müjdelediği büyük ilim inkişafının manasım İstanbulun ne suretle takdir ettiğini ve enternasyonal ça­ lışma sahasında göstermiş olduğu mu - vaffakiyetle Türk Tarih Kurumu Asbaş- kanı sayın Bayan Afetin Türk kadınlığı adına fikir âleminde ifa ettiği mühim rolü sitayiş ve şükranla yadetti.

Valinin nutku

Üstündağın ayni zamanda fransızca tercümesi de okunan bu nutkunu aynen neşrediyoruz:

« — Bayanlar, baylar,

İkinci Türk Tarih Kongresi münase­ betile vatandaş ve yabancı, günlerdenbe- ri İstanbulun gurur ve iftiharla çarpan göğsünde sonsuz bir sevine mevzuu ola­ rak yaşıyan değerli bilginleri İstanbul halkı adına sevgi ve saygı ile selâmlarım.

İkinci Türk Tarih Kongresinin müj - delediği büyük ilim inkişafının manasını İstanbulun hususî bir istidad ve kabili - yetle çok iyi ve hatta herkesten daha iyi kavradığına ve takdir ettiğine hiç şüphe yoktur. Bu İstanbul ki kurulduğu binler­ le yıldan bugüne kadar bizzat kendisi sırasile birçok medeniyetlerin beşiği ol - duktan başka şark ve garb, bu iki büyük âlem arasında mütemadiyen medeniyet­ lerin, bilgilerin ve kültürlerin mübadele­ sine vasıta olarak küre üzerinde coğraf - yanın kendisine tahsis ettiği rolü büyük bir ihtimam ve liyakatle ifadan asla geri durmamıştır.

Büyük Türk devriminin ileri hamleleri arasında İstanbul, siyasî mevkiini değiş­ tirmiş olmakla beraber, millî hayatımız - da haiz olduğu ehemmiyeti kaybetmek şöyle dursun, bilâkis çok önemli yeni mazhariyetlere ermiştir. Bundan on bir yıl önce İstiklâl Savaşına başladıktan tam sekiz yıl sonra 927 temmuzunun 10 uncu günü ilk defa İstanbula ayak basan Önder Atatürk Dolmabahçe sarayı - nın şimdi Tarih sergisinin bulunduğu M uayede salonunda İstanbul halkına

(2)

irad ettiği hitabesinde aynen şöyle söy - lemislerdi:

Atatürkün, ilk teşriflerindeki

sözleri

« — Hissiyatı, vicdanî telckkiyatı ilim

ve fenle tenmiye ve terbiye ederek heye­ ti içlimaiyemizin hakikî huzur ve saadc - tine çalışmak ulvî bir noktai nazardır. Is- tanbulun bediî güzellikleri, İstanbul hal­ kının samimî nüvazişleri içinde geçirece­ ğim günlerin bende unutulmaz hatıralar bırakacağına, feyizler, ilhamlar yarala - cağına şüphem yoktur. Bunun için çok seviniyorum. B u sevinci bütün halka ib­ lâğ buyurmanızı rica ederim.»

Atatürk her sözünü tutan ve her de­ diğini yapandır. îstanbula vadettiği bu şerefi, kalbinin ve kafasının hâzinelerini dökerek öyle bir cömertlikle verdi ki bu­ nun hududunu belki bizzat kendi de ölç­ meğe ve düşünmeğe fırsat bulamamıştır. | Bu feyizlerin ve ilhamların neticesi ola - rak Istanbulda sırasile harf inkılâbını or­ taya atıp başarmış, Türk dilinde; ikiz bi­ rer varlık olan Türk ve medeniyet tarih - lerinden yepyeni ye orijinal araştırma - lara ve buluşlara İstanbul; hararetli ve geniş çalışma sahası teşkil etmiş, ve ni - hayet Istanbulda enternasyonal İlmî teş- * riki mesaiye mes’ ud ve muvaffak bir sah­

ne olarak beşeriyetin umumî tarih bilgisi­ ne yeni yeni elemanlar katılmıştır. Bütün bu hâdiseler arasında şiddetle dikkati çe­ ken asil bir manzaranın iki kelime ile üs­ tünde durmak isterim: Atatürk, Türk milletinin bu son enternasyonal çalışma sahasına girişinde, ilk adımları Türk ka­ dınına attırmış ve dünya fikir âleminde

j

Türk kadınına pek mühim bir rol vermiş­ tir. Bu hareketin çok salâhiyetli piştarı olan (ve huzurlarile soframızı şereflen - diren) değerli Profesör Türk Tarih K u ­ rumu Asbaşkanı sayın Bayan A feti bu­ rada ayrıca saygı ile selâmlamak benim için çok şerefli bir vazifedir.

İşte biz bu akşam millî ve enternasyo­ nal asil fikir hamlelerini tes’id etmek ve bu mesaiye iştirak eden değerli varlıklara karşı İstanbul halkının duyduğu büyük şükran ve takdir hislerine ve derin heye­ canlarına tercüman olmak için bu top - lantıyı tertib etmiş bulunuyoruz.

Bu bahtiyar ve güzel halkın bir mü - messili sıfatile hiç şüphe etmiyorum ki bilhassa yabancı misafirlerimiz birkaç gündenberi aralarında yaşadıkları İstan­ bulluların kendileri hakkmdaki duygu - larının mahiyetini bizzat takdir etmek fır­ satını bulmuşlardır.

Kadehimi hepinize ayrı ayrı sağlık ve ! muvaffakiyet dileğile kaldırır ve değerli şahıslarınızda mensub olduğunuz asil milletlerin ve memleketlerin refah ve sa­ adetlerine ve sulh nimeti içinde İlmî ve medenî inkişaflarının durmadan deva - mına hep birlikte içmeğe davet ederim.»

Bayan Afetin cevabı

Ustündağ nutkunu bitirir bitirmez Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Bayan A fet, kongre günlerinde gerek riyaset kürsüsünden ve gerek hitabet mevkiinden şahidi olduğumuz salâhiyet, ve vekar ve emniyetle hazır bulunanlara şu kısa, ve fakat çok manalı hitabeyi irad etti:

« — Bayanlar, baylar!

Size şimdi birşey söylemeğe hazırlan­ mış değildim. A ncak değerli Valimizin irad ettiği nutukta ismim geçtiği için bir­ kaç söz söylemeğe lüzum hissettim. V ali Ustündağm hakkımdaki beyanatına te - şekkür ederim. Bana iltifat buyurdular. Halbuki ben, Atatürkün emrile ve onun gösterdiği yol üzerinde yürümüş olmak­ tan başka birşey yapmış değilim. Esasen yalnız ben değil, bütün Türk kadınlığı ayni yol üzerinde ve ayni hızla yürümek­ te, ayni hedefe ayni emniyetle ilerlemek­ tedir. Bunun böyle olduğunu bütün Türkler hissediyorlar.

Muhterem misafirlerimize şunu da söylemek isterim ki onların mensub ol - duğu memleket ve milletlerin kadınlığı da medeniyetin bugünkü gidişinde aldığı vazifeleri yapagelmektedir.

Türk kadınlığının bu yol üzerinde, kendi hissesine düşen vazifeyi hızla, kud­ retle, emniyet ve cesaretle yapmağa ama­ de olduğunu da ayrıca ilâveye lüzum gö­ rüyorum.»

Profesör Pittard’ ın sözleri

Bayan Afetin hararet ve samimiyetle alkışlanan bu nutkundan sonra muhterem profesör Pıttard söz aldı. Istanbulda ge­ çirdiği günlerin, vicdanı ve kanaatleri ü- zerinde yaptığı hayırlı ve inşirahlı tesirle yüzünde memnuniyet tebessümleri dola­ şan sayın profesör şu kıymetli nutku irad etti:

« — Bayanlar, baylar!

Istanbulda toplanan İkinci Türk T a ­ rih Kongresinin mesaisi muvaffakiyetle hitama erdiği bugünün akşamında, ha - kikaten çok müstesna güzelliklerin top - landığı bu yerde, bütün misafirperverlik­ lerinize ilâveten verilen bu parlak ziya­ fetten, ve esasen Türk topraklarına ileri geri adım başında karşılaştığımız alice - nab mihmannüvazlıktan dolayı nasıl te­ şekkür edeceğimizi bilemiyoruz.

(3)

Bugün nihayet bulan Kongre şimdiye kadar bildiklerimize birçok yeni malûmat ilâve etmiştir. H iç şüphe etmiyorum ki bu kongre umumî tarihi zenginleştirecek olan yeni ve kıymetli bilgileri kazanmak maksadile girişilen teşebbüste ehemmi - yetli bir azimet noktası olacaktır. Bura - da muhtelif milletlere mensub ilim adam­ larının toplanmaları benim nazarımda bir Cemiyeti Akvamdır ki yedi sekiz gün içinde elele vermiş ve mensub oldukları milletleri birbirine yaklaştırıp tanıtmağa ve sevdirmeğe muvaffak olmuştur. Dün * yanın dört köşesini dolaşmış bir adam sa­ lâhiyetle yeryüzünde bir eşi daha bu * lunmadığını emniyetle iddia edebileceğim bu şehirde, evet Ekselans B ay V ali, şeln rinizin bir naziri bulunmadığına inanınız, ilim adamlarının çalışmalarından çıkacak bahtiyar neticeler yalnız devletlerin si « yasetine değil, bütün insanlığın saadetinef de hizmet edecektir. Buna kanaat getir­ diğim içindir ki kadehimi bir tek şahsiyet için kaldırıyorum:

— Atatürkün sıhhatine!»

Profesör Pittard’ın Atatürke

Sunduğu hatıra

Bir alkış tufanile karşılanan bu nutku müteakıb ziyafet hitama erdi. Misafirler salonda musiki dinlemeğe gittiler. Cazın neşeli havalarla açtığı dansların ilkini profesör Pittard yaptı. Onun sağlam ve gürbüz adımlarla oynadığı fokstrot bir «< çok alkışlandı.

Genç vakit, misafirler dağılırken pro ■« fesör Pittard’a yaklaşarak, ihtisaslarım sorduk. Yüksek profesör müsaraatle bir kâğıd kalem istedi ve Atatürkün yüce huzuruna sunulmak dileğile yukarıya klişesini koyduğumuz satırları yazdı:

Bu güzel, kıymetli, ve hakikatin ta kendisi olan sözleri aynen tercüme ede­ lim:

«Meşhuruz.

Türk misafirperverliğinin yeryüzünde benzeri yoktur.

K ongre, Atatürkün rnahzuz olacağı beynelmilel bi vifak dairesinde mesaisi­ ni ikmal etmiştir.

K ongreye iştirak eden ecnebi âlimler kendilerini Türkiyenin kalbinin la ya t nmda hissetmişlerdir.

O kerim ve âlicenab kalb ki, hepimiz onun darabanını duyduk.

Uzun zaman İstanbul kongresinden bahsolunacaktır, onun füsunu içinde.»

* * *

Kongrenin asaletine yakışan bu sami­ mî toplantı, münevver bir aile efradının daha ziyade İlmî bir ziyafeti olmuştu. Bizi tanımağa başlamış, bizim davamızın doğruluğunu anlayıp ilân etmeği kendi­ lerine zevk ve şeref bilmiş ecnebi bilgin - lere karşı kalblerimiz minnet ve muhab - betle dolu olarak, gurur ve neşe içind» ' suvareye nihayet verildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

The Orient gazetesinin 5 Şubat 1913 tarihli haberine göre Osmanlı Hükümeti’nin Balkan müttefi klerinin taleplerini tam olarak kabul etmemesi üzerine savaş yeniden

Durham’ın ‘dar görüşlü’ olarak ifade ettiği Hacı Âdil Bey’in 123 yanında bulunan Osmanlı Mâliye Nezâreti’nde görevli İngiliz Robert Graves’in İşkodra’da Durham

Mese- la Haydar Taşkendi Tekkesi, Özbekler Tekkesi ve Emir Buhari tekkeleri &#34;uzak Türk diyarianndan göçmen olarak gelen kimselerin gurbette kendi evleri gibi

Onun Ebû Hanîfe’nin görüşlerini derlediği küçük akidesi, Hanefîliği, bölgede zaten hakim zihniyet biçimi olan hadisçi ve gelenekçi yaklaşıma yaklaştıran bir metin

İşte, burası, onun, “Kâmila(t)” ile hiçbir zaman, “Fâzila”yı kastetmemiş, sadece ve sadece, “Kapsama giren bireylerin hepsinin birden, tekmilinin birden alınıp,

Bu cami, bugün Türk- İslam eserleri arasında Bergama'nın.. en büyük ve en geniş bir

olunuh veeh-i meşrilh üzre muhtacine tevzi oluna ve 100 çift çadik ve başmak dalıl iştira olunuh SO çifti Mekke salihasma ve 50 çifti Medine siilihasına tevzi oluna. Ve

sanı ayartacak derecedeki eğlence ve musiki toplantılanndan dolayı, burada meydana getirilen vakıflar bile bazı din adamlan tarafından meşru sayılmadığından