//. Teşrin
1930
]<sitap v e m e c m u a la r
ARASINDA
Yazan N. S .
• iltihap, Vergi bilgisi —
Ka-I
nunu esasilerinde en büyiik ve en geniş hürriyetleremalik olan vatandaşları , aynı derecede hür ve bahtiyar olmaktan ıııenneden sebep, bu vatandaşların haklarını ve vazife lerini bilmek hususundaki d erece leridir. Hemen her üç beş senede bir bir diktatör devirmek m ecbu riyetinde kalan cenubî Amerika hükümetlerinin ahalisi, 60 seneden beri devam eden cum huriyetlerinde tek diktatöre y er verm eyen transız milleti kadar, fakat kâğıt üzerinde hür
ve serbesttirler. Gene pu sütunlarda mevzuu bahsettiğimiz ( Askerlik va
zifesi ) eserinden sonra, ( İntihap ) ve ( Vergi bilgisi ) eserlerini n eş reden muallim Afet hanmefendi, bu iki yeni eserlerde vatandaşın hak ları ve borçları hakkında çok vazıh
ve çok etraflı malûmat veriyorlar. Siyasî hukukunun hududunu ve İçtimaî mükellefiyetlerinin m ahi yetini hakikaten bilen ve bunları eda eden vatandaşların vatanı, m utlaka hür ve bahtiyardır. Afet hanmeîendiyi, vatandaşlarını bu bilgilerle bihakkin teçhiz eden iki yeni kitaplarile pek büyük bir hiz met etmiş oluyorlar. Kendilerini bundan dolayı tebrik ederken, e se r
lerini memleketin her tarafında okunur ve ezberlenir görmek te mennisini de izhar ederiz.
Son asır T ürk şairleri — Türk tarih encümeni külliyatının 16 inci sayısı olmak üzere çıkan bu eser, İbnülemin Mahmut Kemal beyfendi tarafından yazılm ıştır. Üstat bu eser için uzun senelerden beri çalışmışlar, ve bu m eşkûr şayi şüphesiz ki henüz itmam etmemiş lerdir. Çünkü bu cilt, isim len ancak A ve B harflerile başlayan şairleri ihtiva etmekte ve 188 büyük yap raktan mürekkep bulunmaktadır. Fihrist m evcut olmamakla beraber, bunu eserin nihayetine bırakmış olduklarını zannediyoruz. Kitap tamamile eski tezkerei şuaralar tarzında yazılmış ve yeni edebiyat tarihlerindeki zihniyet ve usule bigâne kalmıştır. M ukaedemede, Mahmut Kemal Beyfendi encü mence tensip edilmeyen Kemallüş- şuara namının kendilerince el’an bakî bulunduğunu söylerlerken, serdeylediğimiz hükmü takviye etmiş oluyorlar. Esere edebiyat tarihi değil, doğrudan doğruya tarih demek doğrudur. Filhakika edebi yat tarihi bahsettiği zamanın ancak istikbale hakim çehrelerde meşgul olur ve diğerlerini ihmal ederken,
S a y ı : 35-229 İş Bankası S a h ife : 57 Akif paşadan eski zam anlardanberi
beri kim nazımla, teveğğul edip bun da bir derecede iktidar göstermişse, bu kitaba alınmıştır. Ve bu sayede, matbuat sahasına ismi pek geçmemiş olan, eserlerini şahsan bildiğimiz ve çok takdir ettiğimiz Besim bey gibi şairler, hiç bir hatıra bırakm adan yokluğa gitmekten kurtulmuş olu yorlar. Fakat şunu da ilâve zaruridir ki, Mahmut Kemal bey divan ede biyatının son miintesiplerine tev ec cühlerinin sevkile, tesadüfü insana hayret verenleri de eserlerine al mışlar. 1907 de doğan ve o zamandan- beri isminin öğrenilmesine hiç bir vesile ve imkân zuhur etmemiş bulu nan bir gencin de edebiyat tarihim i zi alâkadar edebilecek şahsiyetler meyanına girmesi hayret veriyor. Filhakika 18 yaşında da büyük şa irler görülm üştür ve şair ve edibin büyüklüğünü, yaşile ve maişetini temin eden işin nevile elçnıek sadece gülünç olur. Fakat, mevzuu- bahs zatın kitaba a lın a n :
içüp içüp yine mesti şarabı nab olalım Düşüp de yerlere aludei türap olalım
Ve:
Hicab manii vaslı nigâr imiş Asaf Çekip peyalei serşarı bi hicab olalım
gibi beyitleri muhtevi gazeli, bu gazeldeki :
Yok bir Nedimi hoşgû Asaf bizimle hayfa Farzet ki gül açıldı hem geldi lâle
beytinin zararsızlığına rağmen, bu pek genç ve çok ihtiyar şairin maz- har olduğu şerefe henüz hiç te hak kazanmamış olduğunu gösterm ek
tedir. Ancak, böyle teferruata ait noktalardan sarfınazar, eser hürm et ve teşekküre layik bir sai mahsulü ve istikbalin m ütetebbileri için fevkalâde kıymetli bir hediyedir.
H icrî on ikinci asırda İstanbul h a ya lı — Gene tarih encümeni kül liyatından olan bu eser, 232 sahi- feden m ürekkep olup saray idaresi, evkaf mur melâtı, cami ve çeşm e ler; fikrî ve İlmî hayat, s a n ’at, med reseler ve kütüphaneler; kadın h a yatı ve kadınlar hakkında tekayyü- dat; gayri müslinıler ve kiliseler; belediye işleri, ahavali sıhiyye, ev ler ve sokaklar; ıııeskûkât ve üc retler; ve iaşe ve erzak işleri res mi hakkında em irleri ihtiva ediyor. Bunları toplayan ve ayrı ayrı sınıf lara taksim edip esere b ird e alfabe ¿ertibile fihrist yapan Ahmet Refik beyîendi, vesikaların başına da kı sa bir mukaddeme ilâve etm işler dir. kitapta vesikalar tarihimizin mühim m eselelerini tenvir eden ma- **• hiyette bulunmamakla ve bir kısmı hakikaten pek ehemmiyetsiz şeyler olmakla beraber , medenî ve içti mai hayatımız hakkında pek çok fikir ve malûmat verm ek itibarile ziyadan kurtulmuş olmalarını çitten minnetle karşılam ak lazımdır. İnsan bu vesikaların en ehemmiyetsiz ve basitlerini bile okurken, çok kere hakikaten bunların mensup oldukları asırda yaşadığını zanne diyor. Bu silsilenin haber verilen yeni ciltlerine intizar ediyoruz.
Nüf us m es’elesi — Cinevre darülfünunu m üderris m uavinlerin den Leon Rabinowicz tarafından
S a h ife : 58 Türk Yurdu S ayı: 35-221)
nüfus ilmi, nuîus tarihi ve nüfus hareketleri hakkında yazılan bu eseri Alâettin Cemil bey lisanımıza nakletmiştir. Nüfusumuzun mutlaka çoğalmasının istikbalimiz için pek mühim ve hayatî bir mes’ele teşkil ettiğini teslim edince, uzun program lı bir nüfus siyasetine malik olmak lüzumunu müdafaadan vareste kalı ndır.
Ve bu siyasetin vücut bulması ve tatbik edilebilmesi için de, nüfus ilmine ait esaslardan ve cerey an lardan hiç olmazsa m ünevverlerin haberdar olmaları icap eder. Fakat memleketimizdeki nüfus meselesi hakkında şimdiye kadar okuduğu muz yagâne kuvvetli ve vakıfane yazı - Alâettin Beyin def kitabına almış olduğu - bir rapordur ki, bunu dahiliye vekili Şükrü Kayfe B«ye*. fendi vaktile orta Anadoludaki kuraklık sahasını dolaştıktan sonra Başvekâlete vermişlerdi. Müellifi- nin çok itina ile yazmış olduğu 1 bu eseri tercüm esinden okurken, hatırım ıza bir daha gelen bir arzu yu da bu münasebetle söylemek isteriz:
Ludovic Nodeau isminde ve tanınmış bir Fransız m uharriri bir hayli zamandan beri İilustration sütunlarında, Fransız vilâyetlerinin kâffesindeki nüfus vaziyetine ve nüfus hareketlerine müteallik ve bu vilâyetleri bir bir dolaşma mahsulü olan uzun bir etüt neşretti. Dahiliye vekâleti, müfettişlerinden bir kaçını aynı tarzda bir eser hazırlam ağa memur etse yahut tekmil valilerin den bu bahse ait alacağı sarih,
etraflı ve hakikî tetkikler mahsulü malûmatı bir kitap halinde çıkarsa, nüfus siyaseti için m evcut - veya henüz hemen de gayrı mevcut- alâkayı canlandırm ış ve kuvvet lendirmiş olur.
A yın tarihi — Bizi gittikçe artan intizamına alıştırm ışken, bu yegâne siyasî mecmuamız dört aydan beri intişar etmez olmuştu. Bu suçunu affettirm ek için, muaz zam bir cilt halinde ve intişar etmediği zam anlara ait pek çok vesikaları cami olarak çıktı.
Uyanış — Bu m ecm uada epi bir zamandan beri çıkan ( Fecriati n a sıl bir teşekküldü? ) makalesinden bir kere bahsederken, halâ bu teşekkül müntesibleriııin mektep- lilik devirlerinin anlatıldığını söy lemiş, ve verilen izahatın o kadar alâkabaiış olmadığını ilâve ederek daha kısa ve daha canlı şeyler beklediğimizi ima etmiştik. Maka leleri yazan Reşat Feyzi bey, m ec muanın son nüshasında ve çok nezih bir lisanla mukabele ederek, tafsilatın fazla olmadığında İsrar ve aynı tarz tafsilatta uzun müddet devam edileceğini beyan ediyor. Fecriati. teşekkülü edebiyat tarihi mizde Edebiyatı cedide kadar mü him ve devamlı bir devir olmadı ğından, hakkında uzun ciltler tahsis
etmeğe ve müntesiplerini hemen de beşikten almağa, başka sebepler meyanında hayatın kısalığı da ma nidir. Hatıralarının pek alâkabaiış şeyler olmadığını itiraf ettiğimiz satırları, Reşat Feyzi bey bu hatı raları kendisine veren ve ismi
S a y ı : 35-229 Kitrp ve mecr
meçhulümüz bırakılan zata göste rince, bu zat tebessüm le iktifa etmişmiş. Sonu hiç olmazsa infiale varan zekâ oyunlarından ve tezyif şekillerinden içtinap arzusu, bu tebessüm e tebessüm le mukabele etmemize mani oluyor... Reşat Feyzi beyin bize hitab eden nüsha sında, Sırrı beyin ( ölüm ün zaferi ) şiri şayanı dikkattir.
F ikirler — İzmirin hemen baş tan başa terbiyevî yazılarla dolan mecmuası. Eyüp Haindi imzasile yeni başlayan ( Schiller’e göre bediî terbiye ) etüdü, çok enteresan olmağa kabiliyetli bir mevzu. Son nüshadaki halk şiirleri güzel fakat iki yeni manzume hakikaten zaif.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T ah a T o ros Arşivi