• Sonuç bulunamadı

Ant dergisi anıları IV

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ant dergisi anıları IV"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K U R L U

7

başlısıyla yayımlan­

maya başlayan girişim

Marcel Proust ünlü

y a p ıtı‘.Kayıp Zamanın

lzinde’y i ilk çeviri

S

' imi 1940’lı yıllarda

i Eğitim Bakanlığı

Klasikler dizisi için

yapıldı. Yakup Kadri

Karaosmanoğlu’nun çe­

virisiyle v e 'Geçmiş Za­

man Peşinde’ genel

iylaya

baş fay

ik i kitap

yayımlandıktan sonra

durdu. I960’lı yıllarda

ise 'Sıoannin

A ş k ı, Tahsin Yücel’in

çevirisiyle Varlık

Yayınları tarafından

yayımlandı. Sonra...

Sonrası ise yok. 1990’lı

yılların ortalarında ise

Proust 'un bu ünlü

yapıtına yeniden

dönüldü. Yapı Kredi

Yayınları, Roza Hak-

men Çevirisi ve ‘Kayıp

zamanın İzinde’ genel

başlığıyla Proust’u

yayımlamaya başladı.

Yedi cilt halinde

yayımlanması planlanan

kitapların ilki ‘Çiçek

Açmış Genç Kızların

Gölgesinde’ adıyla 1996

yılında yayımlandı.

Günümüze kadar beş

cildi yayımlanan ‘Yitik

Zamanın izinde’yi dili­

mize kazandıran Yapı

Kredi Yayınları ve çevir­

meni Roza Hakmen’e

ne kadar teşekkür etsek

azdır.

Marcel Proust 10 Tem­

muz 187.1’de Auteuil’de

doğdu. Hukuk ve

Siyasal Bilgiler okudu.

Yayıncılık yaptı, edebi­

yat eleştirileri yazdı.

Dreyfus Olayında

Dreyfus’tan yana tavır

aldı. 1908’de ise ‘Kayıp

Zamanın İzinde’y i yaz­

maya başladı. 1922’de

bir bronşit krizinin

ardtndan yakalandığı

zatürreden kurtulama­

yarak 18 Ekim’de öldü.

Bol kitaplı günlerinize

Proust’un kitaplarını da

eklemeniz dileğiyle....

TURHAN GÜNAY

m

K İT M *

İmtiyaz Sahibi: Cağ Pazarla­ ma Gazete Dergi Kitap Basın ve Yayın A.$. Adına Berin NadiOYayın Danışmanı: Turhan Günay

o

Sorumlu Müdür: Fikret İlkiz

o

Görsel Yönetmen: Dilek likoruro Baskı: Çağdaş Matbaacılık Ltd. Sti.

o

İdare Merkezi: Türkocağı cad. No: 59-41 cağaloğlu, 34 334 İstanbul Tel: (212) 512 05 05 C Reklam: Medya C

_ __ _ __

u

J f > "

h

■ T

rX J i n J A

Ant derilisi anılan IV

Atatürk'ün Temel Görüşleri

£ £ i kim İhtilâli 50 Yaşında” başlıklı in- I—| çekmeyi yazmasaydım Atatürk’ün 1

J

Temel Görüşleri’ni(1968)deyaza- mazdım.

1960’larda bazı düşünceleri Atatürk’e da­ yandırarak yazmak, tehlikeden kurtulmak için sık sık kullanılan bir yöntemdi. Atatürk’ün en çok tekrarlanan sözü şöyleydi: “...Halkçılık, sosyal düzenini çalışmasına, hukukuna dayan­ dırmak isteyen bir doktrindir. Efendiler! Biz bu hakkımızı koruyup gözetmek, bağımsızlı­ ğımızı emin bulundurabilmek için genel kuru­ lumuzca, millî bütünlüğümüzce bizi mahvet­ mek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyet-i millîyece sa­ vaşmayı caiz gören bir mesleği takip eden in­ sanlarız...” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, ikinci Baskı, 1961, ss. 196-197. Söylev ve Demeçler’in kolay okunmasını sağlamak için, alıntıladığım metinleri Türkçeleştirmiş- tim.)

Yukaı daki alıntı sol eğilimli dostların sık sı] kullandıkları bir alınüydı ama bunun dışın d Atatürk’ten pek bir şey okumadıkları belliyd Atatürk’ün üç çildik Söylev’ini okumuştur t ama yetmiyordu, Atatürk’ün Söylev ve D< ■ meçlerinin üç cildini de okumak gerekiyordı bunlar da yetmiyordu: 648 sayfalık Atatürk’ü

Tamim, Telgraf ve Beyannameleri’ni okuma

gerekiyordu. Ayrıca Atatürk baklanda, Kurtu ıuş Savaşı hakkında yazılmış kitapları da...

Atatürk’ün Temel Görüşleri, 100 Soruda!

dizisinin ikinci kitabı olacaktı. (İlk kitap Prof. Sadun Aren’in 100 Soruda Ekonomi El Kita­

bı adk kitabı olacaktı. Sadun, kitabı, söz ver

eliği günde teslim etmişti.) Bu yöntemi ilk de­ fa kullanıyordum. Soru-cevap, soru-cevap... Kitap 14 bölümden oluşuyordu. Ne var ki Ata­

türk’ün Temel Görüşleri’nin bir özelhği var­

dı: Bütün cevaplar Atatürk’ten alınu idi. Bu alıntı o sorunun cevabım yetesiye veremediği zaman okuduğum kitaplardan alıntılan dipnot olarak kullanacaktım. İşte dipnot olarak yarar­ landığım kitaplar:

Atatürk’ten Düşünceler, Prof. Enver Ziya/

Karal; Çankaya, Falih Rıfkı Atay; Atatürk Lord Kinross; Tek Adam, Şevket Süreyy; demir; Atatürk ve Devrimcilik, Bülent Ecevıı

Anadolu İhtilâli, Sabahattin Selek; Türkiye’ Devletçilik ‘Teksir”, Korkut Boratav; 200 Yı dır Neden Bocalıyoruz, Niyazi Berkes; Bir Sovyet Diplomatının Hatıraları, S.

I.

Aralov, Çeviri: Hasan Ali Ediz, Türkün Ateşle imti­

hanı, Halide Edib Adıvar; Türk Devrimi, Doç.

Taner Timur; İnönü Atatürk’ü Anlatıyor, Ab­ di İpekçi; Kemalist Devrim

İdeolojisi, Emin Türk Eliçin;

Atatürk’ün Sosyal Görüşle­ ri, Çetin Altan; Atatürk’ün Vasiyeti, Mazhar Levento* lu; Türkiye Cumhuriyeti’nı Millî Eğitim ve Atatürk, Dr. İlhan Başgöz - Prof. Howard E. Wilson; Batıcıkk, Ulusçu­

luk ve Toplumsal Devrimler,

Niyazi Berkes. 117 sayfalık

Atatürk’ün Temel Görüşleri

için yararlandığım kaynaklar bunlardı.

“Soru-cevap” biçimini okurlar sevdi. A tatürk’ün Temel Görüşleri, altı baskı yaptı. Üniversite çevresinden bazı dostlar bu kitaptan pek memnun kaldılar; ben epey çakşmıştım kitabım için, oy­ sa onlar açıyorlardı kitabı, öğrenmek istedikleri soru­ nun cevabını kolaylıkla, hiç­ bir zahmete kadanmaksızın

tırıyoriardı: î>en yeten nidien niçin okuyalım...

Behçet Kemal Çağlar Atatürk'ün

sözlerini nasıl tahrif etti

Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı bir kitap /vardır: Bugünün Diliyle Atatürk’ün Söylevle-r Söylevle-ri. Kitap, Behçet Kemal ÇağlaSöylevle-r taSöylevle-rafından “bu­ günkü dile aktarılmıştır.” 1968’de yayımlanan au kitabın 80. sayfasında, Atatürk’ün şöyle bir cümlesi vardır: “ Islâmiyetin en yüksek kural ve kanunlarım içine alan Bolşevizmin bizim de

tir neticedir. ” Yu- kardaki cümleyi B. K. Çağlar bugünkü dile şöyle aktarmış: “İslâmlığın en yüce kurallarıy­ la yasalarım içinde almaya özenmiş

Bolşevık-bizim için de sevinilmeye değer bir sonuçtur. ” Kolaylıkla görülebileceği gibi, B. K. Çağlar, Atatürk’ün sözlerine “özenmiş” sözcüğünü ek­ lemek ve.“ müşterek düşman”ı “düşman” yap- gereğini duymuştur. Buna, “Atatürk’ün sözlerini bugünkü dile aktarma” değil, “Ata-mak

türk’ün sözlerini tahrif etme” denir!

Atatürk’ün “amele sınıfı” (s. 95) B. K. Çağ- lar’da “işçiler” (s. 79) olmuş.

Atatürk’ün “Bu itibarla da bu noktai nazar­ dan bizim istikametimizde Bolşevik istikame­ ti görülebilir.” (s. 101) B. K. Çağlar’da “Bu bakımdan bizim davranışımızda Bolşevikliğe dayanan bir yön görenler bulunabilir.” (s. 82) olmuş.

Bunlar pek önemli sayılmayabilir ama işte akıl almaz bir “tahrif” daha: Atatürk’ün “El­ bette böyle bir prensip Bolşevik prensipleriy­ le tearuz etmez.” (s. 101) cümlesi Behçet Ke­ mal Çağlar tarafından şu hale getirilmiş: “Böy­ le bir ilke, Bolşeviklerinkiyle ilk bakışta zıdaş- mayabihr.” (s. 81,82) Yani Behçet Kemal Çağ­ lar, Atatürk’ün cümlesindeki “elbette” sözcü­ ğünü atmış, buna karşılık, Atatürk’ün söyleme­ diği “ilk bakışta” sözcüklerini eklemiş, “te­

aruz etmez”i (çatışmaz, zıdaşmaz-FN) “zıtlaş- mayabilir” yapmış.”

“A tatürkçü” Behçet Kemal Çağlar Ata­ türk’ün düşüncelerini işte böyle tahrif etmiş­ tir! Ve Atatürk’ün parasıyla yaşayan Türk Dil Kurumu da (Bu vazı 1968’ae yazılmış.-FN), göz göre göre, tahrif edilmiş bu düşünceleri ^iBııgiinürr diliyle Atatürk’ün söylevleri” adı

altında yayımlamıştır.

Tahriflerle dolu bu kitap 1968’de yayımlan­

mıştır; Atatürkçülüğü kimselere bırakmayan kişiler, nedense, bu konuda tek satır yazma­ mışlardır!

1968 yan

Keyifli, verimli bir yazdı 1968 yazı... Bir arkadaştan aldığım borçla Paşabahçe’de külüstür mü külüstür bir yalıda, iki odalı bir bölümü tutmuştum. Yalnız yatmak için giri­ yorduk içeri.

Vahnm bahçesi bakımsızdı. (Neresi bakım­ lıydı ki!) Erik ağaçlan vardı. O külüstür yalı­ nın bir köşesinde de bir işçi ailesi oturuyordu. Baba, Hidrografi bilmem ne diye uzun adlı bir devlet kuruluşunda çalışıyordu. Adını ha­ tırlayamıyorum. O adam da, ailesi de çok iyi insanlarch. Adamın küçük bir teknesi vardı. Dosduğumuz bu tekneyle başlamıştı. Bir sordum: “Bu teknenin adı yok m u?” Gü “Var ama kime yazdıracağız?..” Çocukluğum­ da tabelacı çıraklığı yapmıştım. “Ben yazarım” dedim. Önce pek inanmadı. Sonra, “Sen bir küçük kutu beyaz boya ile bir fırça al, üst ta­ rafını bana bırak.” dedim. Üç dört gün sonra teknenin adı yazılmıştı. (O teknenin adım yaz­ dığımı gören yalı sahibi, “Acaba bizim tekne- ninkini de yazar mı? ” diye biriyle haber yolla­ mış. Yazmayacağımı söyledim. Yalı sahibi hay­ ret ediyormuş: “Bir işçi parçasının teknesine ad yazdı da bizimkine yazmıyor! ”)

Ö işçi ailesinin üç çocuğu vardı. Biri De- niz’in yaşındaydı; Deniz arkadaş bulduğu için pek keyifliydi.

Paşahahçe’nin denizi hep kirlidir. Rüzgârı boldur. Ne var ki buraya bütün yaz çalışma ni­ yetiyle geldiğim için denizin kirli, rüzgârın bol olması işime geliyordu. Bahçenin birköşesin- de bütün gün çalışıyordum. Bir yandan Ata­

türk’ün Temel Görüşleri üzerinde çalışıyor,

bir yandan “100 Soruda” dizisinin hazırlıkla­ rıyla uğraşıyordum. Aşağı yukarı yirmi kadar kitap tasarlamıştım. Bunları yazabilecek olan­ lara Soru-Cevap yöntemini açıklayan mektup­ lar yazıyor, konular öneriyordum. Bunlar ara­ sında “ağabey” diyebileceğim bilim adamları da vardı, bana “ağabey” diyen gençler de, ar­ kadaşlarım da... (Çalışmalar olumlu geçti ve 1968’in ekim ayında Prof. Sadun Aren’in 100

Soruda Ekonomi El Kitabı ile benim 100 So­ ruda Atatürk’ün Temel Görüşleri vitrinlerde

görüldü.) Bu dizinin tutacağından emindim; çünkü Türkiye gerçeklerini inceleyen kitaplar yoktu ya da yok denecek kadar azdı.

***

Bizim işçi arkadaşın küçük teknesiyle her akşam çapariye çıkardık. Ne balık bolluğuy­ du o! H er akşam rakı mezesi olacak kadar is­ tavrit garanti idi. Çapari dönüşü balıkların bö­ lüşülmesinde bizim işçi arkadaş bana iltimas ederdi, ben de ona birkaç kadeh rakı ikram ederdim.

Balıklar gelince Deniz balıklan ayıklar, Emel de tavaya atardı. Bahçede bol erik ağacı var­ dı, uzanır, birkaç erik alır, içmeye başlardık. Ardından taze balıklar.

Çapari meraklısı dosdar da vardı. Rahmet­ li Rauf Muduay, Füruzan Yolyapan (Orhan Veli’nin kardeşi, benim fakülteden arkadaşım) akşamayakm saaderde gelir, çapariye çıkarlar­ dı. İbrahim Yolyapan çapariye çıkar mıydı?

Tomris Uyar’la Turgut Uyar, deniz kıyısın­ da, bizim tam karşımızda oturuyorlardı. O n­ lar da kimi akşamlar gel­ mişlerdi. Biz de Turgut’la­ ra giderdik, hatta onlarda yatmıştık da. Turgut’un sevdiği bir kahve vardı, Turgut beni de götürmüş­ tü o kahveye. (Gerçekten kahveye!)

Edip Cansever’in bir motoru vardı, Nuri Akav’ı da (BalıkçıNuri) alır, gelir­ lerdi.

Sık gelenlerden biri de Bedri Koraman’dı.

O yaz o kadar çok rakı içilmişti ki denize atılan boş şişeleri gören yalı sahi­ bi, “Bu adamlar bir yaz

da-Fethi Naci, 1967 Macaristan gezisindeki bir sohbet sırasında.

jşece

(“Dönüşecek”, benim sözüm, elin hıyan ne anlar “dönüşmek”ten!)

Ne güzel bir yazdı... insanın “Bitmeseydi!” diyeceği bir yaz... ■

C U M H U R İ Y E T K İ T A P

S A Y I 5 80

S A Y F A 3

-2L

3

*• “î

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

- Bütün iletkenlerin az veya çok sahip oldu¤u elektriksel direnç de¤eri yard›m› ile elektrik veya elektronik araçlardaki devrelerin üzerinden geçen elektrik akımının

Eski insanlardan günümüz insanlar›na kadar uzanan süreç içerisinde insan, kendisinin ve çevresinde bir arada yaflad›¤› farkl› türdeki canl›lar›n

(fiekil 4.2) deki, P düzlemi ile konik yüzeyin kesitine koninin taban›, T tepe noktas›n›n taban›na olan uzakl›¤›na koninin yüksekli¤i, taban›n›n çevresini

Omurgal›lar›n sindirim sistemleri omurgas›zlara göre daha karmafl›k ve geliflmifl bir yap›ya sahiptir. Bu canl›lar›n sindirim sistemlerinde ald›klar›

Bu inançla Aziz Milletimizin ve Tüm İslam Aleminin Mübarek Mevlid Kandilini tebrik ediyor, Kandilin Müslümanların ve tüm İnsanlığın huzuruna vesile olmasını.

• Bazı durumlarda bir araştırmada birden çok sayıda örnekleme yöntemi kullanılabilir yada örnekleme seçimi birden çok

İki çarpı bir Altının beş katı Dört kere yedi Birin sekiz katı Beş çarpı dört Üç kere dokuz Üç çarpı beş İkinin beş katı Dört kere yedi Altının iki katı Dört çarpı

Türk milletinin küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Paşa’nın; büyük önem vererek Türk milletine miras bı- raktığı 105 adet özel evrakından biri olan