• Sonuç bulunamadı

Kemal Tahir ve ötekiler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kemal Tahir ve ötekiler"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bu

köşeden_______

Kemal Tahır

ve ötekiler.:

ALTAN ÖVMEN

Kemal Tahirin biyografi­ sini verirken, naz, gazeteler hiç yazmamış Bazısı bir cümleyle geçiştirmiş.

«1938’den 1950’ye kadar 12 yıl hapis y a ttı. »

Bu 12 yıl. onur. 2» ve 41) yaşlan arasındaki bayatıdır. Yanı insamann en verimli sayılan villan

Hapisten çıktıktan sonra­ sı da var kı kısa biyografi­ lere geçmez... izlenmeleri... Gözaltına alınmaları...* ulvin­ deki aramalar .

Şöyle oir şev anlatırdı: — Artık alışmıştık İstan­ bul'da tıüriikçe oır olav çıktı mı. otomatik oıarak onun sanrıdan arasına sırı­ yorduk. li-7 Bvlûı oldu Kr- tesı sabah gazeteien oku­ yunca, «hanım .»• geçtim -şu benim çantayı nazırıavıver.»

O da alışmıştı.. Birkaç don- gömlek. hir pantolon . O ha­ zırlığı yaparken, ben de ça­ yımı içmeye başladım kı, ka­ pının önünde bir cip durdu. Geldiler. Buyur ettim onları. • Ben de sizi bekliyordum» de­ dim. Çayımı bitirmeme izin verdiler. Cipe hindik, gidiyo­ ruz. Yan sokaklara sapmaya

başlayınca anladım Bizim ta­ rafta oturur. Aziz Nesin’in evine gidiyoruz. Geldik ki onun evinin önüne... Aziz de çantasını hazırlamış, kapıya çıkıyor..»

Kemal Pahir.. Aziz Nesin-Hikâyede şakuli ou anart- Dia var mıydı, bilmiyorum. Ama gerçek şu ki, Türk ede­ biyatının bu iki büyük ismi­ nin. ömürlerinin büyük kıs­ mı. bu hikâvenin anlattığı çer çeve içinde geçmiştir.

Herhangi bir yabancı ül­ kenin edebiyatla ilgili çev­ relerine sorunuz Türki­ ye'den yazar olarak aklı­ nızda kim var diye... Vere­ ceği isimlerin hiçbiri şaşma- yacaktır... Bu ülkenin kara­ yollarında, nezarethanelerin­ de, hapishanelerinde geçmiş günleri, ayları, yıllan ola­ caktır hepsinin. Bazılarının büHin bir gençlikleri..

Nazım Hikmet'i bir yana bırak lırn. «Ben onun inanı­ şına. davranışına karşıyım. Öyleyse o sair de d eğild ir» Devekuşulugu. onun adım, Türki'"'’nin anlo!otıiP'''nden de sildi. G«” -çi Türkiye’nin (Devamı Sa. 7, Sü 4 de)

(2)

Bu köşeden

Kemal Tahır

ve ötekiler;:

________ t H ■ H ■

(Raştarafı 1. Sayfada) dışındaki - bırakınız edebi­ yat antolojilerini - genel an siklopedilerde de, Fransızla­ rın Larousse’unda, Almanla­ rın Brockhaus’unda da, «Po- ete Turc», «Türkischer Dich- ter» girişiyle, ona ayrılmış bir yer var... Ama madem ki- başkaları «öyledir» dese de bizde ona «Türk şairi» denil­ miyor... Onu bırakalım...

Yabancı dillere kitapları, hikâyeleri, yazıları çevril­ miş, yabancı kitaplarda, dergilerde adı geçen öteki yazarlarımızı hatırlayın.

1950 öncesinde «Bizim K ö y » İngilizceye çevrilir­ ken, Mahmut Makal hapis­ hanede gün saymıştır.

önceki y ıl «İnce Memed» in bilmem kaç ülkedeki bas kışından sonra Japonca bas­ kısı hazırlanırken, Yaşar Kemal bir yandan gözaltın­ daydı. Bir yandan A ğ ır Ce­ zadaki 1 y ıllık mahkûmiye­ tini temyize uğraşıyordu.

Frankfurt’taki M illetler­ arası Kitap Fuarında, Türk yazarlığını. Aziz Nesin’in «R ororo» serisinden yayın­ lanmış kitaplarıyle, Fakir Baykurt’un «Yılanların ö- cü» temsil ederken, ikisinin de başında buna benzer o- laylar dolaşıyordu.

Bu örnekleri daha geniş­ letmek mümkün.. Türkiye’ nin dışında, Türkiye’yle il­ gili olarak hatırlanan ve hatırlarda uzun süre kalan isimler, daha çok sanattan, yazarlıktan, bilim adamlı­ ğından gelir... Şöhretleri Türkiye’de yaygın politika­ cılarımız arasından değil... V e bu sanatçıların, yazarla­ rın, bilim adamlarının ço­ ğunun bugün nerede, neyle vakit geçirdiğini hep biliyo­ ruz...

Türk ceza kanunlarına gö­ re işlendiği kesinleşen suç­ ların cezasının kanunlara göre çekilmesine kimse kar­ şı çıkamaz.. Bu olağandır.. Am a acaba bizde suç ve ce­ za tayin eden kanunların —özellikle «fikir suçu» de­ nilen suçlar bakımından— ciddi bir biçimde gözden geçirilmesi gerekmiyor mu?

Ve bir de kovuşturulmnla- rın «adem-i takip»le, bera- atle sonuçlanması ihtimalini gözönünde tutan bir kovuş­ turma sisteminin düşünül­ mesi... İnsanlara ve bu ara­ da yazıyla, çizgiyle, bilimle uğraşanlara karşı daha az şüpheyle bakan bir bakış açısının yaratılması..

Çünkü bakıyorsunuz., bü­ tünleşmek istediğimiz Avrupa ile hiç tutmuyor bizde sanat­ çının. yazarın karşı karşıya ol duğu sorunlar»

Sartre — yazdıkları bir ya­ n a— son yıllarda suç diye yo ramlanması olanağı hayli kuv vetli olan olaylara karıştı

Fransa'da... Yasak gazeteleri eline alıp Hausmann Bulva­ rında halka bizzat satmaya varana kadar. De Gaulle za manında, emniyetçe tutuklan ması bahis konusu olunca. De Gaulle’ün gazetelere de geçen bir müdahalesi vardır:

— Hayır, diyor De Gaülle, Sartre ne yaparsa yapsın. De Gaulle Cumhurbaşkanı iken, onu hapse atmak mümkün de­ ğildir.

De Gaulle solcu mu idi? Hattâ sola açık mı idi?. Ak­ sine... Fransa’ya hayli ko­ yu bir muhafazakârlığı yeni­ den getirip, devletin yöneti­ mine yerleştiren odur.. Ama kafasındaki «Büyük Fransa» nm bir önemli parçasının da Sartre olduğunun farkınday­ dı..

Brecht, Batı Almanya’da yaşamayı reddedip Doğu’da yerleşen bir komünisttir. Ama, ikinci savaştan hemen sonraki yıllarda, o zaman Av­

rupa ülkeleri arasında en aşırı komünist aleyhtarlığı yapan Batı Almanya’da, o- nun eserlerinin oynanması­ nı önlemek, kimsenin aklın­ dan geçmemiştir. Komünist.. Doğu Almanya’da yaşamış.. Falan... Ama Brecht. en sağ­ cısına kadar bütün Almanla­ rın iftihar ettiği, üzerine toz kondurmadığı bir Al­ man sanatçısıdır

Bırakalım Fransa’yı, Al­ manya’yı... Franco İspanya­ sı, Franco rejiminin ipliğini pazara çıkaran Picasso’nun eserlerini toplayıp müzeleş- tirme çabası içindedir... Adı dünya’ya Franco’dan çok daha fazla yayılmış Picasso- nun İspanyol olduğunu unut tınmamak için...

Bir ülkede sanatçı, yerden mantar biter gibi yetişmez.. Atatürk ne güzel söylemiştir: «Efendiler... herşey olabilir­ siniz... ama sanatçı olamazsı mz..»

Öyledir... Eline her kalemi alıp «1000 temel eser» gibi büyük başlıklı serilerde ki­ tap yayımlatan sanatçı ola­ maz...

Türkiye gibi, bu alanda za­ ten fazla «velû t» olmayan bir ülkede, çölde birer renk Ii çiçek gibi, kendini göste­ ren bir-iki şairimizin, se- kiz-on romancımızın, hikayeci mizin. Uc-bes ressamımızın, bir kaç miizikçimizin, film­ cimizin değerini bilmeyi ve onları, gereksiz yere hırpala- mamayı öğrenmeliyiz, eğer biz de. yakınlaşmak İstedi­ ğimiz ülkeler kadar uygar o- lacagız divorsak..

Kemal Tahir’in ölümü, ba­ na, «Yorsun Savaşçı» vı, «Kurt Kanunu» nu. «Yol Ay­ rım ı» nı hatırlattığı kadar, bunları da hatırlattı.

Dilerim ki başkalarına da hatırlatsın...

Referanslar

Benzer Belgeler

Gecenin sonunda sahneye çıkan Münir Özkul, Devlet Bakanı İmren Ay­ kut’un elinden ‘Başbakanlık Plake- ti'ni ve çeşitli kuramların armağanla­ rını kabul ederken

Çöp çeş­ melerinin başlıcaları Sırçacı So­ kak başındaki eski terkos çeşme­ si, Mektep Sokak merdivenleri başındaki Üç Yol Ağzı Çeşmesi ve tarihi

Abdüllatif Suphi Paşa’nın bugün İstan­ bul Üniversitesi Rektörlük binası olan Horhor’daki konağı, Tanzimat yazarla­ rından sonra Milli Edebiyat kuşağının

Türk ilim ve irfanına ettiği [ hizmetlerden Şemsettin Sami be­. yin ismini ne derece: TepçU

«Kudretin böyle doğaüstü bir renk cümbüşüyle seyir için sun­ duğu göreyden herkes zevkle bü­ yülenmişken ufukta gayet hafif ateş rengi bir bulut

Çalışmada kurgulanan h potezler temel olarak profesyonel olmayan yatırımcıların standart bağımsız denetç raporu yanında KDK sunumu ve buna ek olarak bahse konu olan

Geleneksel ölçme araçlarında resmi ve özel okullarda görev yapan öğretmenler arasında oluşan ortalama puan farkına uygula- nan t testi sonuçlarına göre okul türü

(100 kişi başına) Kontrol Değişken Dünya Bankası Ortak sınır Ülkelerin sınır komşusu olması durumunda 1 yoksa 0 değerini almaktadır Kukla Değişken