^4 ilc
m
&ı<rrrr
ıı ;x
h
zw
ıı
İ K V( M iın ir Süleyman B. arkadaşımızın bıı yazısı, Şemsettin Sami Beyin doktun
, - • •* / T - V ■/ * / ~ ' ' * * • . . I f nt m?* f t ı t hf ı .... .... i r i n v a r i t m i ş Vp
iti I t / l U i i l U l l H C y\ ı t / u / l j t H ı l l t l U i i | . ı v . . . .
ydi(yArn avut çaya ferdime edilerek mezkûr mecmuada basılımdir
Şemsettin Sam i'yi, Arnavutların de d il, onlardan daha
ziyade 'Bizim hatırlamamız, doktum senesini kut i ula m alı
ğımız ica > etti ini düşünerek, bıı yazının
nemini faydalı buluyoruz:) Ürk
em ietiin Sami Bey,
ilim ve irfanına hizmet
edenlerin başında yer alan
bir fazilet simasıdır. Bilgi ve
fikir tarihimizde b .şlı başına bir
safhayı teşkil eder. Biz bu iti
barla Şemsettin Sami ismini da ima tazimle, minnet ve hürmetle
anar ve selâmlarız.
Fakat sevgimizin ve saygımı zın sevk edebileceği mübalağa lardan korunalım^ Mübalağa, bir yığın hatıra ile, bir avuç toprak tan ibaret kalanı yaşatmaz ve hatta bir kerre daha öldürür!
Şemsettin Sami, meselâ so
luğu A S R İ dolduran geniş
gö-gusıu bir iLoler, bi. K aıîayl; bıı Didero, bir Rosu değildi. M a mafih mevzuları, kitapları gibi, üslübünü de kendi yaratmış ne zamanındaki muharrirlerin, ne de
eskilerden birinin tesiri altında kalmamış bir bilgi adamı oldu ğuna göre, garp münekkitlerini
takip ederek ona değerli ve
şuurla çalışan bir A L İM demek ifrata varan bir tevcih olamaz.
Hiç bir itibarla Şemsettin
Sami’nin bilgisi tufeyli olmadı.
Zekâsı kadar mevzuları ve Üslû
bu da kendisinindir. Hiç bir
eserinde öyle bol bol vasıfı ter
kibilere, bilhassa ga y ri menus
ve beylik laflara rast gelemez siniz. ü , her yazısında, her ese rinde daima ve muhakkak sade liği iltizam etmiştir. Hiç bir za man (SN O B S— Mutasallif) olma
mıştır.
Avrupa ile ilmen, fikren da imî münasebata gîrişelidenberi, Şemsettin Sami bey kadar millî hars ve feyzimize faydalı ve müs
bet bir şekilde çalışmış, müte
madi bir tarzda emek vermiş
tek bir muharririmiz vardır. Ahmet Mithat efendi.
Fakat Şemsettin Sami Bey, eserlerindeki kudret, intizam, neşriyatta vukuf, ihata ve itrat,
ve (Selikiyat— STYLİSTÎc|UE)
itibarile Ahm et Mithat efendiye faiktir.
Şemsettin Sami Bey, Mithat efendi gibi «Matbuatı Osmaniye» yi zahiren cuş ve huruşa ver memiş, müsmir ve mütemadi bir faaliyetin timsah olmuş, daima
bir (A P Ö T R E Mürşit) mevki
inde kalmıştır.
Şemsettin Sami’yi, biz büyük Bir lugatçı olmak üzere tanır,
lisanımızı arap ve acemcenin
zincir ve tahakkümünden kurta rıp, saf ve temiz türk lisan ve şivesini memleketimizde hakim
k ıîmak istiyenîern bambula
rından biri sıfatile tazim ederiz. Filhakika, altı büyük ciltlik (Kamusülâlâm)ı (Alem şumu!— Uni Verselle) bir mahiyeti haiz
değildir. Bu günkü telâkkiye,
Ansiklopedi şekillerine göre, ol
dukça ehemmiyetli noksanları
vardır. Buna rağmen, hâlâ yeri d ^durulamayan büyük bir him met ve emek abidesi, bir (H ü ner ve ehliyet— Tabent) nümu- nesidir.
Bu eserin yazıldığı devir, göz önline get rtlecek olursa, eserdeki
noksanların neden ileri geldiği derhal anlaşılır: Muhitin ilkaatı, zamanın icabatı, hasılı istibdat devrinin takibatı neticesidir ki, (Kam usülâlâır) ehemmiyetli ek
sikliklerle çıkmıştır. Bunları
Şemsettin sami beyin himmet
ve dikkatsizliğine!a değil, devrin tezyıkında aramalıdır.
Türkçe ve Fraıısıca (Kamus) ları da, h:ç şüphesiz büyük bir çalışmanın mahsulüdür. V e bun ların hâlâ yerleri doldurulama mıştır.
Tükçe lügatin, lügat derleme işlerine esas tutulması bu değer
li eserin kıymetini gösteren bir delildir.
Türk ilim ve irfanına ettiği [ hizmetlerden Şemsettin Sami be
yin ismini ne derece: TepçU et
sek azdır. Çünkü bir halkın
TE H Zİ BİNE, fikren tenvir ve irşadına yarayacak eserler vücu da getirerek hizmet ve himmet edebilmek hakikaten büyük bir şereftir.
Şemsettin Sami B. (H afta) isimli mevkut bir risale de çıkar mıştır. (1880), Hafta, memleke
timiz için bir feyiz menbaı o l
muştur. Edebiyattan, fenden,
mütenevvî malûmattan— O devirde’
geçer mevzular bunlar olduğu *
için— basitte olsa, o zamana ğö re nafi bir tarz, ve faydalı bir şekilde behsederdi.
Şemsettin Sami beyin Türk dilinin mahiyeti hakkında yazdı ğı makaleler çok kıymetli birer tetkik ve tetebbu mahsulüdür. (Sabah) sütunlarında çıkan bu yazılar, büyük bir alâka ile ta kip edilmiş, bir havlı münaka-Sami, bu etiıtlerile bir (Halkiyat çı-F olk — Loriste) olduğunu gös term iştir.
Şemsettin Sami Bey, garp
ülüm ve fiinununda belki büyük bir kavrayişe malik değildi. L â kin, Türkçeyi mükemmel biliyor, bildiği kadar yazıyor, munis o l duğu mertebede yeni bir lisan
ve üslüple eserler vücuda geti
riyordu. O, doğru, sade yazı
yazmak itibarile Türkçemize bü yük hizmetler etti. O zamandan
itibaren lisanca büyük bir tekâ müle doğru ilk adımı attık,
Sade yazı nedir? Samimiyet nedir?
Bunları öğrendik, ağdalı ve lüzecetli yazı yazmaktan, tamtı- raklı lisan ve Üslûptan— nisbe- ten— kurtulmaya başladık. Çün
kü, Şemsettin Sami’ yi merakla
okuduktan, anladıktan sonra li sanımızın derinliklerin, kaidelerim
incelik ve güzelliğini hakkile
kavramak, sevmek müyesser
oluyordu.
Hakikati söylemek lâzım g e
lirse, Ziya paşalar, Kemallar,
Şinasiler de dahil olduğu halde, Şemsettin Sami bey kadar türk çeyi —A ra b i ve Farisî ile müna sebet noktai nazarından— Sade
yazmak değil, tetvin eden bir
türk muharriri yetişmemiştir. E- sasen (Kamusülâlâm) müellifi, O
devirde yazı yazanların yalnız
— 1311 senesinde «C ep kütüpha nes:» külliyat* arasında basılmış
tır1 98, . 05, 120 150 şer say
falık küçük boyda kitaplardır.(1)
Bazılarının mevcudu bulun-
ııyan bu eserler hususi kütüp hanemizde vardır.
(Kadın^j), ne kadar yazık ki,
yarım çıkmış, Şemsettin Sami
şaları mucip olmuştur. Şemsettin beyin dediği gibi: «Mesturiyet
bahsi daha hayli mutaleatı havi
ve pek mufassal» olan eserin
«tabına ruhsat alınabilmek için
bir sülüs nisbetinde olan rrıuta- lâatm çıkarılmasına mecburiyet hasıl olmuştur.»
istibdat devrinde (Kadınlara I hukuku t îbiyelerini vermeli, son ra kendilerinden vazife isteme
li) diyen Şemsettin Sami bey,
kadınlarımızın açık veya kapalı gezmek mes’ elesi hakkında kim
bilir neler yazmış, ne fikirler
ortaya atmış ki, sansör kuşku
lanmış, o bahsin neşrine izin
vermediği için, bunları bastırma mış, (Şekispir) gibi: {ğ2 )
(Ey kabrin parçalan.. Çünkü dilim i tutnağa mecburum.)
Diyerek, bu mühim kısımları kitabından çıkarmağa mecbur, olmuştur.
(Lisan) isimli kitabı, Lisan
nedir? Sualile başlayan, sisan
hakkında eski ve yeni hükema-
nın fikirlerini hulâsa eden bir
eserdir. İlmüllisan, bizce ilmüllisan lisanın ilk kaynağıie ilerileyiş ve gerileyişleri, bünyeleri, iştikakları.
karabet ve münasebetleri gibi
bir takım mühim bahisler de tet kik ve hulûsa edilmiştir. İkinci cilt, Türk dilinin mahiyeti hak kında değerli malûmatla doludur.
3u kitaplar, lisaniyat ilmiyle
; uğraşanlar için, bu gün bile isti- | iade edilecek eserlerdir.
üslüpçe değil, malûmat,n,n ge-1! DoSum y llln> kutlulamak için,
„işliği, lisanının sadeliği itibarile Arnavutluktan yükselen, (Ahm et
en mümtazı, Ahmet Mithat efen- Ne bil) (2)in gür s.si, ,- âka ve di bir tarafa bırakılırsa, en baş-: gayreti takdirlere lâyıktır. GS
, . . , , , -m i iI ı c f c k v . / ı t A n m o f I V o h î ı i n P l
ta gelenlerinden biriydi, çünkü, ilimden, fenden, lisandan velha sıl her hangi şubeye dair olursa
olsun, daima sade bir üslüple
yazı yazardı.
Liigattan, lisandan,
edebi-nüî isterki, (Ahm et Nebilj den evvel, Türk gençleri, Halkevleri bu işe ön ayak olsun!.
Çapan Oğlu: Münir Süleyman
( [ / Şemsettin Sami bey, Viktor
yattan, tarihten kadın bahsine [Hügcnıın meşhur (S e fille r) in i de lisa
kadar yazdığı eserleri nazarı ıııııiıza nakil ve neşretnıiştir. Fakat
imane alınırsa, bu derece mesai ibzaline, bu irfan ve ihata g e nişliğine c d i e n hayran olma mak kabil değildir. Bu sebeplere
mebııi, Şemsettin Sami Bey,
müstesna bir «irfan Kutbu» ad-
olunurdu. Hatta onun için bir
«Mihri feyyazı m arifet» diyenler pek çoktu.
Şemsettin Sami beyin (Ka-
musülâlâm) (Kamusu türkî) ve
(Kamusu Fransevîflerinden baş ka, (Usulü tenkit ve tertip), (M e
deniyeti blâm ive), (Esatir), (K a
dınlar), (G ök), (Y e r), (Emsal)
— 4 cilt — , (İnsan), — 2 cilt (Lisan), — 2 cilt— (L e t a if), — 2
cilt , adlı kitapları vardır. Bu
kitaplar [Sabah] gazetesi sahibi
Mihran efendi tarafından 1302
] tamamlamamıştır. Hafızama itimadını i olsa, meşrutiyetin ilânım müteakip D
i-ran Kelekyan efendi (Sabah baş mu h arriri) ile, Haşan Bedrettin bey ta ra ftnban mabadının tercüme ed ild iğin i iddin edeceğim.
Sami beyin (Bcsa) isimli bir tiy a t rosu da vardır, hiiniyetin ilk günlerin
de bir çok k a reler sahnelerimizde
temsil edilmiştir.
(2 ) Ahmet N e bili, bu günün genç
leri tanımaz. Fakat o bizim neslin,
başına kırk kısın kan yağmış kimse
lerin bildiği bir sımadır. Tahsilini
İstanbıı/da yapan Ahnıct Nebi!, mer hum Baha Tevfitkle beraber bir çok mecmua çıkarmış, ilm i ve fe ls e fi eser
ler tercüme etmiştir. Vahdeti Vücut,
madde ve kuvvet, fem inizm, peni ah
lâk gibi... i
itim ve felsefe sahasında, Ahmet N eb iliıı memleketimize unııtulnuyacak hizmetleri vardır,
M. S
Taha Toros Arşivi