• Sonuç bulunamadı

TV'de Kemal Tahir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TV'de Kemal Tahir"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

21 NİSAN 1983 O

T V ’de Kemal Tahir

Kemal Tahlr’l 1950’lerln İlk yarısında Aziz Nesin’le ortaklaşa kurdukları Düşün Yayınevin­ de tanıdım. 1933’de Nazım Hikmet davasında tu­ tuklanan yazar 15 yıl yıl hapis cezasına çarptı­ rılmış, 1950’deki genel atla çıkıp BabIâli’ye dön­ müştü; ama, bu dönüş başka dönüştü. Mahpus­ hane üniversitesinden diploma alan Kemal Ta- hir birbiri ardına romanlarını yaymlıyacaktı. Ni­ tekim 1955'ten ölümüne kadar (1973) sanırım 15 romanı çıktı; tümü ilgi gördü.

Kendine özgü kişiliğiyle çevresindekileri et­ kileyen bir adamdı Kemal Tahlr, sesi daha ku­ laklarımda yankılanır. Tarihin sayfalarında çağ açmış, devrimler gerçekleştirmiş nice kişi Kemal Tahir’ln ağzında iki paralık olurdu. Belki de 12 yıllık mahpushane yaşamının dolduruşuyla ge­ rilmiş olan ruhu küfrettikçe yelpazelenirdi:

— Koca kodoş, kan içici, namussuz, alçak!.. Kemal Tahir’in konuşmalarıyla insanın çar­ pılması doğaldı; ancak rahmetli yazara öfkele­ nip de sert bir karşı çıkış yaptın mı, saniyede de­ ğişip kahkahayı patlatır; kimbilir, belki de söz­ lerinin hedefini bulduğunu düşünerek keyiflenir­ di.

Hiç unutmam; Kongo’nun bağımsızlık önde­ ri Patrlce Lumumba 1961’de emperyalizmin uşa­ ğı Albay Mobutu’nun emriyle öldürülmüş; cina­ yet aydınlarda tepki yaratmıştı. Kemal Tahlr ayağını yere elini masaya pat pat vurup bağırı­ yordu:

— Kolay mı yahu? Kimmiş o Belçika’ya kafa tutan Lumumba? Emperyalist adama bokunu yedirir.

Eh, bir bakıma yaşamın sert yasalarım anımsatıyordu Kemal Tahir, «Arkadaş, kimse yiyemeyeceği pilavın önüne oturmasın» diyordu. Ne var ki söyleyiş biçimi karşısındakiler! de bu­ ruyor, iğneliyordu.

1980’larm sonuna doğru Kemal Tahir’in evi tekkeye dönmüştü. Rahmetli yazar postunun üs­ tüne bağdaş kurmuş şeyh gibiydi. Artık düşlem­ lerini tarihsel kuramlara dönüştürmüş; tutarsız ve sisli fikirlerini benimsemeyenlere yaman bir savaş açmıştı. Yalın kılıç kavgaya giriyor, kişi­ leri yerin dibine batırıyor, tarih gerçeklerini İşi­ ne geldiği gibi tersine çeviriyordu. Değil bilim adamının, romancının da olamayacağı kadar geçmişe karşı kaygısız ve sorumsuzdu.

Kemal Tahir, romanlarında önyargılı bir ta­ rih görüşünü işlemiştir. (Roman sanatı açısın­ dan yazarın değerini tartışmak bir başka İştir.) Bana sorarsanız Kemal Tahir’in tarihsel yaklaşı­ mı özgün de değildir; Osmanlıya (ve Abdülha- mitçiliğe) dönük akımların başka biçimde tez- gâhlanmasıdır.

Ne var ki Kemal Tahlr’in bu dönüşümü sağ kanadın pek hoşuna gitmiştir. Yazarı alıp başta- cı yapmışlar; tarihsel gerçekleri saptıran yapıt­ larını da göklere çıkarmışlardır. Kemal Tahlr, sağ kanadın gözünde öylesine «meşrulaşmış» ve benimsenmiştir ki, birkaç gün önce televizyonda anılmıştır.

•k

Yanlış anlaşılmasın; «Kemal Tahlr ölümü­ nün 10’uncu yılında anılmasın, televizyon prog­ ramlarında yer almasın» demiyorum. Devletin TRT’slnin hangi ölçüler İçinde çalıştığını vurgu­ luyorum. Gerçekte bütün sanatçılarımızı anmak TRT'nln görevi olmalıdır,

ölümünün 10’uncu yıldönümünde Kemal Tahlr İçin düzenlenen 15 dakikalık televizyon programını izledim, Kemal Tahir yaşasaydı, sa­ nırım çelişkili ruhunda bu programa yönelik bü­ yük tepkiler oluşurdu. Çünkü programda Kemal Tahir’in kişiliği yoktu, özyaşamı da yoktu, ro­ manları da yoktu; yalnız belirli bir amaca yö­ nelik sözlerinin tutkalla birbirine yapıştırılma­ sından oluşan bir kurdela vardı.

Sonuç: Eğer bir yazarı tüm gerçekliğiyle an­ maktan korkuyorsak ya da sakıncalı buluyor­ sak anmayalım daha iyi... Çünkü hem yazara, hem okura, hem de Türk toplumunun gelişmiş­ lik düzeyine karşı bir ayıp işlemiş oluyoruz.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çöp çeş­ melerinin başlıcaları Sırçacı So­ kak başındaki eski terkos çeşme­ si, Mektep Sokak merdivenleri başındaki Üç Yol Ağzı Çeşmesi ve tarihi

Gele gele bir ‘üzümlü tavuk ciğeri yah nişi’ geliyor Yemekte çok sevdiğim bazı şeyler vardır, sözgelimi tavuk ciğerine bayılırım, soslu yemekleri

Abdüllatif Suphi Paşa’nın bugün İstan­ bul Üniversitesi Rektörlük binası olan Horhor’daki konağı, Tanzimat yazarla­ rından sonra Milli Edebiyat kuşağının

Türk ilim ve irfanına ettiği [ hizmetlerden Şemsettin Sami be­. yin ismini ne derece: TepçU

Kuzuların keçilerin mi değil Koca boynuzlu öküzlerin mi değil Masallarda tanıdığımız fillerin mi değil tik ormanların sevgilisi gergedanların mı değil Annelerin

Sandalım pencerenin altın­ dan yavaş yavaş ayrılıyor., ihtiyar çukura kaçmış, kü­ çük gözleriyle daha ziyade gülümsüyor., ince dudakları gerildi .iyice

«Kudretin böyle doğaüstü bir renk cümbüşüyle seyir için sun­ duğu göreyden herkes zevkle bü­ yülenmişken ufukta gayet hafif ateş rengi bir bulut

(100 kişi başına) Kontrol Değişken Dünya Bankası Ortak sınır Ülkelerin sınır komşusu olması durumunda 1 yoksa 0 değerini almaktadır Kukla Değişken