• Sonuç bulunamadı

Ankara'daki askeri toplantı vesilesiyle:Devin çemberlenişi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ankara'daki askeri toplantı vesilesiyle:Devin çemberlenişi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET

/ i

_ <7 s /

Devin çemberlenişi

Slav ırkının dünya hakimiyeti emeli büyük Rus edebiyatının de­ rinliğine kadar işlemiştir. Slavlar hem en kalabalık, hem ztirriyet be­ reketi bakımından en hızlı çoğalan ırk. Zaten bulundukları ülke de bir coğrafya devi. Bu coğrafyanın iki böğründe en dinamik iki devlet vardı amma, sanki onlar Huşlara yardımla mükellefmişler gibi, iki ters yol tuttular. Japonya, soğuk Sibirya yerine cenubdaki sıcak ada lara göz dikmişti, Almanya, Fransa ile Ingiltereyi devirmek için batı­ ya saldırdı. İkinci Dünya Harbinin neticesi çok garibdir: Yenenler kendi ülkelerine dönüp yenilen A l­ manya ile Japonya pestile çevrildi­ ği halde, Hitler’le yaptığı uzlaşma yüzünden, İkinci Dünya Harbinin en baş kundakçısı olan Rusya ise, iki böğründeki iki devden kurtul­ duğu için, Büyük Okyanustan Ber­ lin ve Viyanaya kadar uzanan bir dünya devi oluvermişti. Evet, İkin­ ci Dünya Harbinin tek müsbet ese­ ri Rusyayı dünya devi yapmasıdır.

* * *

Dünya devi zaten iriliğile kor- kunedu. Fakat bu irilikten daha korkun« bir kudreti de, sanki ağa­ cın meyva vermesi ve ayının ahlat yemesi gibi, tabiî bir hâdise halinde kendi kendine meydana geldi. De­ mokrasiler zaferden sonra elbette ordularını terhis edip harb halin­ den sulh devrine döneceklerdi. Hürriyetine malik hiç bir millet harb istemez. Onlar zaferi harbin sonu, harbin sonunu da orduların salıverilmesi bildiler. Halbuki tek sesli ve tek iradeli Rusya, hatb zamanından daha ziyade silahlan­ mağa hız verdi. Rusya yalnız dün­ ya devi değil, bütün dünyanın a- yakta kalan tek ordusu olmuştu. Bu ordu harekete geçiverse Atlas Okyanusuna ve Hind denizine ka­ dar bütün ülkeler silindire ıâm olan şose taşları misali eziliverecek- lerdi. Evet Rusya dünya üzerinde tekbaşma heyulâî bir silindir ol­ muştu.

* * *

hatalar düzeltilmeğe başlandı. K o- rede yenilmiyen ve yenme kudreti­ ni gösteren hür milletler orduları artık her yerde aynı kudreti faz- lasile gösterecektir. Altı yıldır za­ man çarkı hep şer dünyası lehine dönerken o çark şimdi hayır dün­ yasının lehine dönüyor. Demir Per­ de gerisinin heyulâî ordu silindiri artık eski korkunçluğunu durma­ dan kaybedip duracak. Büyük de­ vin yuttuğu peykler onun kuvveti olduğu kadar, onlardaki iç kaynaş­ maları yüzünden, bu hal onun aynı zamanda zâfıdır da. Tito'nun dik- başlılığı büyük devdeki tılsımı yır­ tan bir beşaret oldu. Peyklerin kı­ zıllan bile hep Tito’ya imreniyorlar. İdeoloji silâhı da dünyanın her ye­ rinde gerilemektedir. Sovyetler ki en büyük emellerini milletlerdeki proletarya sınıflarına başlamışlardı değil mi? Bütün Amerikan işçileri en gür seslerde ilân ettiler ki ken­ dileri plotarya değil vatandaştırlar. Bütün hür ve medenî milletler k ı­ zıllığı önlemek için, Amerikan mil­ yarlarının da yardımile, memleket­ lerinde «İçtimaî adaleti» kurmak yolundadırlar. Nadir Nadinin üç, dört gün önce okuduğumuz «Deği­ şen bir terim» başlıklı başyazısı hür milletlerdeki bu «İçtimaî ada­ let» gelişmelerini, çeşidli Avrupa konferanslarındaki filî müşahedele­ rine istinaden, ne etraflı bir vu­ kufla anlatıyordu.

* * *

Asıl kader değişikliği şunda: İkinci Cihan Harbinin Rusyaya

sağladığı en büyük nimet iki böğ­ ründeki iki devi kaldırmak değil miydi? Şimdi Japonya ile Almanya gene çetin birer mehabetle büyük devin iki böğründe yükseliyorlar. Formozadaki yarım milyonluk Mil­ lî Çin ordusu da kocaman Çin kı­ zıllarının gerisinde esrarlı bir di­ namit korkuncluğlle durmaktadır. Topraklarımızı ikinci vatan bilen sevgili Von Papen Ankaradaki son beyanatında «Koreden daha mü­ him mesele Almanyanm silahlan­ masıdır» dedi. Korenin sonsuz e- hemmiyeti herşeyin başı olmasın­ dan ileri geliyor. Batıda Almanya, Doğuda Japonya; fakat bütün bun­ lara imkân veren Kore oldu. Bizim Korede kendi adedimizin on misli heybetinde rol oynayışımız: Bizim kaderimizin mesud yükselişi de Koreden başlıyor.

* * *

Sovyetlere karşı çok saflık gös­ tererek büyük aldanışlara uğrayan müteveffa Roosevelt esaslı bir ha­ kikati çok açık görmüştü. O; «Bu harb sonunda Amerika dünya mil­ letlerinin önderlik rolünü yapacak­ tır» dedi. Amerika da işte bunu en yüksek bir kiyasetle yapıyor. Bu kiyasetin en şanlı eseri büyük de­ ve örülen çemberin heybetindedir. Atlantik Paktile Batıdan, İzlanda yolile şimal kutbundan, Japonya ve Formoza ile Büyük Okyanustan çevrilen çember. Çemberin genişli­ ği devin büyüklüğile denk. Ne ça- reki bu çemberin cenubu açık kal­ mıştı. Bizim Atlantik Paktına

alm-mamızla işte o açık kapatılacak. Bugün '•başta Bradley olmak üzere Ankarada toplanan demokrasi âle­ minin askerî şefleri bu işin tatbikat cihetini halledecekler. Şüphesiz tütün tarihimizin en büyük dönüm giinlerindeyiz. Eski Dünya Şarkla Garbden ibaretti. Asırlarca biz bir tekne gibi Garbı salladık ve bir kaç asırdır Garb da bizi Sakarya kıyı­ larına kadar kovaladı. Şimdi dün­ ya milletlerde beraber bir hizada­ yız. Tarihin ezelindenberi zaten büyük millettik, artık resmen de büyük devletiz. Bugünleri gösteren Tanrıya binlerle bamdolsun.

İstikbal ne olacak? O ki karan­ lıktır, istikbale kehanet yapılmaz. Fakat bizim türkçede «Perşembe­ nin gelişi çarşambadan belli» diye bir söz var, Sıralanan çarşambala­ ra bakarak gelecek perşembeyi gö­ rebiliriz. Kremlin ki bütün ümidi­ ni «Amerikan endüstrisinin deşar­ jını yapacak saha kalmayınca Ken­ di üzerine yıkılarak kendi kendini boğmasında» görüyordu. O kadar heybetleşen o endüstri bir gün De­ mir Perdeye: «Artık yıkıl» demi* yecek mi? İngiliz Muhafazakâr Partisinin Dış İşleri Bakanı Eden harbin son yıllarında Kremlin’den dönerken Stalin ona «Hitler büvük adamdı, fakat durma zamanını bi­ lemedi» deyince Eden’in manalı manalı gülmesi üzerine: «Korkma­ yınız, ben durma zamanını bilirim» demişti. Hayır bilemez, bilemiyecek. Çünkü Kremlin ideolojisi daima tecavüzde kalmağa mecburdur. O ideoloji durursa donar, çekilirse çöker. O kadar tabiat harici bir Demir Perde ne devam edebilir, ne kendi kendine kalkabilir. Onu an­ cak gittikçe heybetleşen hür dün­ yanın kudreti kaldıracak. İnşallah büyük günler göreceğiz.

Öyleyse bu silindir neye yürü­ mez? Ne diye yürüsün? Rusyanm elinde ordusundan da tehlikeli bir ideoloji silâhı var. Mademki en zengin milletlerde bile yoksullar | varaklılardan fazladır, her yerde büyük kütleler o ideoloji cazibesine şikâr olabilirdi. Ordu denen si'âh maddidir, gövdedir, göze batar, ür­ perti verir; halbuki ideoloji silâhı gövdesiz, göze görünmez, milletleri kendi içlerinden avlar. İkinci Dün­ ya Harbi biter bitmez bu silâh bir kaç yıl içinde yüz milyonluk fütu­ hat yaptı. Onlara «peyk devletler» deniyor. Nerenin peyki? Onlar hü­ cum edilmeksizin içten alınan ka­ leler gibi düştüler. Dünya devinin silindiri altuıda hepsinin kemikleri çatırdayıp durmaktadır. Coğrafî vaziyetleri icabı peykleşemiyen Fransadaki son seçimlerde bile ve­ rilen reylerin yüzde kırkı bolşevik- leıe aiddi. İtalyada da vaziyet ona yakın gibi bir şey. Evet, dünya de­ vinin elinde ordusundan da kor­ kunç bir ideoloji silâhı var.

* * *

Ya Amerikanın atom bombalan? Rusya bunu düşünmez mi? Fvet dünya çaplı Churchill bile «o o v - yetleri yerlerinde rahat oturtan Amerikadaki atom bombalarıdır» demişti. Fakat Kıemlin’deki kurd- ların baş kurdu Roosevelt gibi bir idealistin sonsuz saflığını yakından tanıdı, Stalin bilmez mi ki insanlı­ ğın bayraktarlığını yapan Amerikan milleti artık şehirlere atom atmak gibi bir vahşilik yapamaz. Truman bile açıkladı ki iki Japon şehrine iki atom atılmasına emir vermesi­ nin sebebi sırf harbin beyhude yere uzayıp iki taraftan kat kat fazla te­ lefata meydan vermemek içindir. O atomlardan onları yiyen Japoniar bile fayda gördü. Evet yalan değil, harbi kaybettiklerini anlıyan Ja­ poniar sırf askerî şerefleri için so­ nuna kadar harbe devam edip gi­ deceklerdi, fakat iki şehirde o iki atom patlayınca, hani yaşlı balığın gene balıklara nasihat ederken ta ­ şma geldiği misillû, «gökten inme» o belâ karşısında pes diyerek , as­ kerî şerefini kurtardı. Evet, o iki atom vahşet değil hayır olmuştu. Amerika gibi bir millet bir daha o vahşeti tekrar edemez. İdealist A - merikalılann insanlığını iyi bildi­ ği içindir ki Kremlin atomdan kork masa gerek.

* * *

Peki, ya Amerikanın o akıllara hayret veren endüstri heybeti? R e­ sabiara göre Amerika Rusyadan en az yedi sekiz defa daha zenginmiş. Endüstri kudreti ise bu zenginliğin de kat kat üstündedir. Japon bas- kmile Amerika harbe girdiği za­ man Roosevelt: «Düşmanlarımızın çıkaracağımız silâhlara karşı koya­ bilmesi şöyle dursun bu silâhların dehşetini onların hayalleri bile kav- rıyamıyacak» demişti. Şimdi Tru­ man devrinde ise bu kudret Roose­ velt zamanını fersah fersah aşmış bulunuyor. İyi amma Kıemlin'in bu sonsuz servetle müthiş endüs­ triye karşı da büyük bir tesellisi var. Bu teselliyi eski Amerika Cumhur Reislerinden biri Stalin’le yaptığı çok ustaca bir mülakatta bizzat Rus diktatörüne itiraf ettirdi. Meğer bu sonsuz endüstrinin sonu enflasyona gidermiş. Hani 1930 daki küçük mikyaslı enflasyon bile A - merikayı uçurumun kıyısına gö­ türmedi miydi? İstikbal işte onun daha büyüğüne gebedir.

* * *

Buraya kadar hep büyük devin lehinde görünen cihetlere işaret et­ tik. Fakat Koredenberi bütün ka­ derler değişmiyen demokrasilerin Sovyetlere karşı harb İçiyle harb «onunda yaptıkları büyük büyük

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu kazan ın, nükleer teknolojide en güvenilir ülke olarak gösterilen Japonya’da meydana gelmesi “güvenli nükleer santral masal ı”nın da sonu olacak gibi görünüyor..

Arkaik devrin sonlarında ve Hellenistik devrin ortalarına kadar görülen bu motifii sütun kaidelerin menşeini doğuda aramamız icap eder.. Daha önceki devirlere inersek, Asur,

I — Sanık Kenan önerin dilek­ çesinde İstanbul Asliye Ceza Mah­ kemesince dinlenen şahitlere, işkence hususunun sorulması, talimatname­ de sarahat olmadığı

Anahtar sözcükler: Malign fibröz histiositom, gö¤üs duvar› Key words: Malignant fibrous histiocytoma, chest

The effects of Ce doping (wt.%10) on Erbiyum hexaboride structure in terms of optical, thermal, mechanical and electronic properties including band properties,

Elbette, Osmanlý dili modern Türkçeye çok daha yakýndý ürküten söz daðarcýðýna karþýn… Ama Osmanlý saray edebiyatý geleneðinin Osmanlý saray kültürüyle birlikte

Ben yine de kaçak yollardan, on sekiz yaşındaymış gibi, akşama kadar şehri sokak sokak

Bu noktadan sıra evler ile tek evler a- rasındaki mahzurlar düşünülürse, tercihan in- şaat tipi olarak kabul etmek daima sıra ev- lerin lehinedir.. Sıra evler yapılınca muhakkak