• Sonuç bulunamadı

Ölen sınaatler ve san'atlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölen sınaatler ve san'atlar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I K Oş e

tatmtmammmmmmmm

PENCERESİNDEN

• •

Ölen smaatîer ve

san’atlar

Y

a değişen zevklere uygun düş­memek, ya devrin aradığı va­ sıfları taşıyamamak, yahud kıy­ metçe daha üstün yapılıp daha ucuza sa­ tılan benzerlerde rekabet edememek gibi sebebbrle ölen san’at eserlerimizin sayısı düzineleri geçer. Bu bakımdan bizim san’at tarihimiz acıklı bir meşhere ben­ zer ve o meşherde hemen hemen tek bir beşik yokken sıra sıra mezar görülür. M e­ selâ kum saatçiliği, divitçilik, yaycılık, yelpazecilik, çinicilik, altın dökücülük, müzehhiblik, kalemtraşçılık, zarfçılık, fin- cancılık o sıra sıra mezarların bir çırpıda hatıra g elen lerid ir.

Iktısad âlemindeki göz karartıcı dev- rimlere kurban giden bu smaatlere mu­ vazi olarak birçok da millî san’atîar or­ tadan kaybolmuş ve onların ölümden ar* ta kalanları ise zamanımızda can çekiş­ mekte bulunmuştur. Büyücek bir cetvel dolduran bu ikinci partinin başında orta* oyunu, karagöz, tulûatçılık, kuklacılık vardır. '

Dün gece bir sünnet düğününde Safa' adlı bir san’atkârın kuklayı, karagözü! asrileştirerek gösterdiği hünerleri seyre

#

derken bu san’atlarm bir zamanlar gör* düğü rağbeti ve aldığı kıymeti - mahzuri mahzun - hatırladım. Malûm ya rahmet* li Evliya Çelebi Onyedinci asrın bu gibî san’atlarını ve san’atkârlarını yazarken! «Ahmed Kolu, Osman Kolu, Ser* vi Kolu, Babanazlı Kolu, Z üm a rüd Kolu, Çelebi Kolu, Akide Koli!,

Cevahir Kolu, Patakoğlu Kolu, Haşune Kolu, Samurkaş Kolu» adile bir düzin? :eşekkül kaydetmekte ve bu kollarda iki sinden fazla san’atkânn çalıştığım söy* lemektedir. Halbuki zamanımızda tulû­ atçılık - bütün kıymetine ve san’at bakı* Tundan taşıdığı olgunluğa rağmen - tek’ sir Naşidi ve kuklacılıkla karagözcülük-

x

- gerçekten san’atkâr yaratılmış oldu­ ğu halde - şu Safa adlı adamcağızı ağız :adile yaşatamamaktadır.

Benim bu hayıflı hayıflı söylenişime sıyık altından gülenlere Şehir tiyatrosile snu taklid yolunda kurulmuş müessese * er varken tulûatçılara, karagözcülere, tuklacılara hayat hakkı istemenin pek sa­ kat bir düşünce olduğunu söyliyenler bel­ ki bulunacaktır. Bu gibilere millî san’at- ların - devre, ihtiyaca ve zevke göre ıs­ lah olunarak ve tekemmül ettirilerek - yaşatılması lüzumunu kabul ettirmek için mantığa ve tarihe sığınıp örnekler arama­ yı gereksiz buluyorum. Yalnız şunu söy- liyeyim ki Londrada Pikadelli gibi en şerefli, en işlek caddelerde bugün - gü­ pegündüz - kukla oynatılıyor ve bu oyun­ lar en ağırbaşlı İngilizlerden tutun da miniminilere kadar yüzlerce seyirci bu­ luyor. Halbuki, ben bizdeki san’atkâr * Iarın - meselâ Naşidlerin, kuklacı Safa- ların - Avrupadaki benzerlerinden yüz kat daha kıymetli olduklarına inanırım. Çünkü ötekiler okşayıcı bir muhit içinde bol rağbet görerek san’atlarmı yaşatıyor­ lar. Berikiler ihmalin, kayıdsızlığm öl * dürücü tazyiki altında ayakta durabili * yorlar. Bunlar biraz himaye görseler kimbilir daha neler, ne harikalar yetişe­ cektir?

Yazık bu imkânın heder olup gitmesi­ ne!..

M. T U R H A N T A N

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o r o s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hava limanı lokantasının kontrol kulesinden ayrılmış olarak inşa edildiği yerlerde yolcu veya kabul binası, bazı inşaî tedbirler alınmak suretile, ileri doğru

Soğuk oda, ve erzak depoları, bulaşık yerleri, hasta mutbahı, tabak, bar- dak ve gümüş takımları için ayrı ayrı odaları ihtiva etmek- Personel için bir yemek ve oturma

1/5000 mikyaslı imar plânında bu cihet nazarı iti- bare alınarak Baltacı dere kenarı eşya limanı olarak asrî bir şekilde tanzim edilmiştir.. Burada dere kenarında ufak

[r]

Günümüz Arapçasında, Ahterî Mustafa Efendi’nin lügatinde “uykuda görülen nesne ki düş derler” diye ta- nımladığı “ru’yâ” yerine daha çok “hulm”

Bilâkis gölge tarafındaki (şimale nazır) odalar oldukça serindirler ve diğer cephedeki odalardan daha fazla mahrukatla ısıtılabilirler. Son seneler zarfında Almanyada

Teneffüs için nasıl ki pek kuru hava muzır sayılıyorsa aynı surette lüzumun- dan fazla rutubetli hava da muzırdır.. Böyle bir mahalde insan vücudünü kemiren mikroplar

Düz kirişlerin alt kalıplarının istinat ettiği direkler kamalar yardımile tanzim edilir ve ki- rişin kalıbına evvelâ makûs istikamette metre- de (2 veya 3 mm.) lik bir