• Sonuç bulunamadı

Güçlülerin oyuncağı Ermeniler:Abadolu'da iki toplum arasındaki dostluk, Hınçak ve Taşnak Kominiteleri'nin örgütledikleri Ermeni çeteleri tarafından bozuldu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güçlülerin oyuncağı Ermeniler:Abadolu'da iki toplum arasındaki dostluk, Hınçak ve Taşnak Kominiteleri'nin örgütledikleri Ermeni çeteleri tarafından bozuldu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

aüçlüierin

oyuncağı

AN AD O LU'D A İKİ TOPLUM

ARASINDAKİ DOSTLUK

,

«H IN Ç A K »

VE «TAŞN AK » KOMİTELERİNİN

ÖRGÜTLEDİKLERİ ERMENİ

ÇETELERİ TARAFINDAN BOZULDU

O

E'

J

RM ENİ meselesinde , Türkler kadar haklı olan bir başka devlet yoktur.

Ermeni Siyasi Cemiyet ve Ko­ miteleri:

Türk - Ermeni ilişkilerini b o ­ zan unsurlar, fanatik Ermeni ce­ miyetleri ve bilahare terörizmi geliştirerek bu yoldan siyasi he­ deflerini' elde etmeye çalışan komiteler ve onlann çeteleridir. Oemanlı Devleti’nin 1877/78 sa­ vaşında Doğu illerini işgal eden Rus ordusunun desteği ve Erme­ ni asıllı Rus general ve subayla­ rının tahriki ile "Erm eni Mesele­ si” doğmuştur.

1860’da Kilikya’nm yükseltil­

mesi iy e s iy le "Ermeni Hayır­ sever Cemiyeti” ’ ile "Fedsiyan Cemiyeti” kurulmuş; 1870’lerde Van’da "Araralh” , "lttlhad ve Halâs” ; M uş’ta "Mektep Seven­

ler", "Şerefli” , “ Kilikya” cemi­ yetleri teşekkül etmiş ve bu so ­ nun cu lar bilah are birleşerek

Müttehit Ermeni Cemiyeti”ni

oluşturmuşlardır.

1880’lerde Erzurum’da “ Silâh­

lılar” , "Milliyetperver Hayır­ lar” , “ Ermenistan'a Doğru” ;

Kafkasya'da “ Genç Ermenis­ tan", Van’ da "Karahaç", "Şura­ yı Ali” veya sonraki adı ile “ Mü­ dafi Vatandaşlar” , İstanbul'da

"Ermeni Vatanperver İttihadı” ve 1890’da “ Ş A N T ” ihtilâl cem i­ yeti gibi teşekküller meydana gelmiştir.

Bunların kurucularının çoğu­ nun KafkasyalI Rus vatandaşı Ermeniler olması da tesadüfi de­ ğildir.

1906’de Boston'da ’neşredilen

"Ermeni Buhranı ve Yeniden D o­

ğuş” isimli eserinde S. Kapriel- yan, şu itirafta bulunmaktadır:

“ Hatırlanmalıdır ki İSrmeni meselesinin doğuşundan beri vi­ lâyetlerde ve hükümet merkezin­ de yapılan nümayişler daima Kafkas Ermenilerinden olan şa­ hıslar tarafından yapılmıştır. İhtilâl vaadi arı ve telkinlerini Rusya Ermenilerine medyunuz.

Rusya, OsmanlIlara galip gel­ diğinden Rus Ermeniieri Osman- lıları hafife alıyordu. Halbuki

Türkiye Ermeniieri Osmanlı hü­

kümetinin kahredici kuvvetini biliyorlardı. Ancak, KafkasyalI Ermeniler yukarıda belirtilen psikolojik unsurları kullanarak ihtilâli faal safhaya intikal ettir­ diler."

Bu suretle' iki topljım arasın­ daki dostluklar yavaş yavaş bu cemiyetlerle bozulmuş ve niha­ yet “ Hınçak” ve “ Taşnak” k o ­ miteleri ve örgütledikleri terör çeteleri teşekkül etmiştir

OSMANLILAR

ZAYIFLIYOR

Bütün bunlar tarihin akışı içinde, ağır ağır yıkılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’ nun zaaflarından ileri gelmiştir. Bu noktada biraz durarak bu olayla­ rın hangi büyük olayların peşin­ den geldiğine bakmamız gere­ kir.

18’inci yüzyd sonunda Küçük Kaynarca Muahedesi ile Kınm Hanlığı, Karabag, Azerbaycan, Dağıstan, Gürcistan., Rusya’ya terk edilmiş ;i9'u ncuyü zyıl başın­ da Bükreş Muahedesi ile Besa- rabya, Bukovinya elden çıkmış; 1829'da Edim e Muahedesi ile Yunanistan bağımsızlığını al­ mış, 1877-78 Türk - Rus savaşı ile Rus orduları bir taraftan Trakya’da ilerleyerek Ayastefa- nos’ta İstanbul önlerine gelirken doğuda da Kars, Ardahan, Ba- tum’u işgal etmiş, Berlin Muahe­ d e s iy le Romanya, M oldavya, Bosna, Hersek, Kıbrıs kaybedil­ miştir. İmparatorluğun iç sınır­ larına kadar giren savaş yüzbin- lerce Türk muhacirinin yerlerin­ den olmasına da yol açmıştır. 1879-1915 arasında da Londra ve Bükreş muahedeleriyle Bul­ garistan, Makedonya, Girit, R o ­

Ermeniler

1905'te

padişaha

suikast

düzenleyecek

kadar ileri

gittiler

dos ve adalar, Tunus, Libya,

Mısır ve Kuveyt imparatorluk­ tan ayrılmıştır.

Bu genel şartların ve impara­ torluktan kopmaların içinde bü ­ yük devletlerce azınlıkları tahrik gayretleri de yer almış, Ermeni cemiyet ve komiteleri de bu kar­ gaşa içinde kendi hisselerini elde etmek hevesine düşmüşlerdir.

1886’da Fransa’ da ve İsviçre’ ­

de bulunan Ermeni öğrenicileri-

nin iştiraki ile (Hınçak) veya ÇAN adlı ihtilâl komitesi, 1890’- da da Rusya’da Taşnakzutyun adlı Ermeni İhtilâl Federasyonu kurulmuştur.

Hınçak İhtilâl Kom itesi’nin kurucusu, Kafkaslı bir Ermeni’- dir. Bu komitenin amacı, Türki­ ye'deki Ermenilerin bağımsızlı­ ğım sağlamak maksadıyla Doğu vilâyetlerimizi hedef almaktır. Osmanlı topraklarındaki ilk teş­ kilâtlan, İstanbul, İzmir ve H a­ lep’tedir.

Taşnak Komitesi, Hınçaklar- dan ayrılarak evvelâ R A Ş A K , yani Bayrak komitesini oluştur­ muş, bilahare bir ihtilâl federas­ yonu halinde T A Ş N A K Z U T ­ YUN adım almışlardır. Osmanlı topraklanndaki ayaklanmalan hep bu komite düzenlemiştir. Bugün de siyasî cinayetlerin ar­ kasında bu şebekenin faaliyetleri görülmektedir.

Bu komitelerin Anadolu’da faaliyet göstermek için teşkil et­ tikleri çetelerin hedefi, devlet memurlan ile Ermeniieri tehdit ve katliam yoluyla bir dehşet y a­ ratmak ve bu suretle yabancı bü ­ yük devletlerin ilgi ve müdaha­ lesini sağlayarak sosyalist bir Ermeni cumhuriyeti kurmak, bu yapılırken de altı vilâyet sınırlan içinde yaşayan bütün Müslüman halkı öldürmek veya korkutarak kaçmaya zorlayıp nüfus üstünlüğünü elde etmekti. Bu sebeple isyanlar, nümayişler ve baskınlar birbirini kovalamış-

tır. ,

Ermeniler, İstanbul, Erzu­ rum, Harput, İzmir, Halep ve Cenevre ’de merkezler kurmuşlar ve Makedonya, Girit ve Arna­ vutluk’taki diğer tahrik grupla­ rıyla işbirliği yapmışlardır. İhti­ lâli körükleyen propaganda y a­ yınlan denetimden uzak tutulan yabancı posta servisleriyle ra­ hatça Türkiye’ye sokulmuş, hal­ ka ait yerlerde bombalar patlatı­ larak halka korku salınmış, me­ murlar masalannda kurşunlan­ mıştır. Bütün bu tahriklerin so ­ nunda bölgesel olarak Türkle- rin de kendilerini savunmaya geçtikleri görülmektedir.

Aynen, 12 mart 1971 gününe ve 11 eylül 1980 akşamına kadar Türkiye’de gördüğümüz terö­ rizm ve karşı terörizme benzer olaylar o zaman da kendi şartlan

içinde yaşanmış, Anadolu şehir ve köylerini kasıp kavurmuştur.

Ermeni ayaklanmalan özetle şöyledir:

a) Erzurum Ayaklanması — 1890:

Ermeniler, hazırladıktan ze­ min üzerinde ileride yapacaklan ayaklanmalarda kullanmak üze­ re Rusya’dan gizlice, silah, cep- ’ hane ve bomba getirmiş ve bun- lan Erzurum’daki Saint Asalyan Kilisesi’nde saklamışlardır. H ü­ kümet bunu haber alarak kiliseyi aratmak istemiş, fakat Ermeni­ ler buna silahla mani olmaya ça ­ lışmış ve bir subay ile jandarma erini şehit etmişlerdir. Bunun üzerine çıkan çarpışmalarda ta­ raflar dört yüze yakın ölü ve y a ­ ralı vermiştir.

Bu olaya yabancı devletlerin ciddî bir ilgi ve tepki gösterme­ mesi ve Berlin Antlaşm asının 61. maddesi çerçevesinde bekle­ dikleri büyük devletler müdaha­ lesinin yapılmaması Ermeniieri daha büyük şehirlerde dikkat çe­ kici olaylar düzenlemeye sevket- miştir. Bu ilk ayaklanmadan sonra devamlı görülecek olan hareket tarzı, hep büyük devlet­ leri kendilerine Osmanlı devleti­ nin toprak vermesini zorlama taktiğidir. Bugün de bundan vazgeçmiş değillerdir.

b) Merzifon Olayları:

Ermeni komitecileri, Türk -Rus savaşmda Türklerin Erme- nileri öldürdükleri propagan­ dasıyla, Ermeni halkı arasında nefret ve intikam duygularım yaratma gayretini her zaman sürdürmüşlerdir. Bu maksatla, Merzifon, Kayseri, Y ozgat, Ço­ rum, Develi, Aziziye ve Orta Anadolu’nun daha bazı yerlerin­ de faaliyetlerde bulunmak üzere teşkilâtlanmışlardır. Merzifon, Küçük Ermenistan İhtilâl Komi­ tesi’nin. merkezi haline getiril­ mişti. Buradaki Amerikan Kole­ jinde öğretmenlik yapan Karabet Tomasyan, etrafı dolaşarak halkı

tahrik etmekte, telkinlerde bu ­ lunmaktaydı. Ermeni çetecileri, çeşitli yerlerde postahaneleri ba­ sıyor, posta arabalarını soyuyor, adamlarım öldürüyordu. Hükü­ met, müdahale ederek olayları bastırmış ve tahrikçilerini de yakalamıştı. Bunların arasında öğretmen Karabet de vardı. A n ­ cak, İngiltere müdahale ederek bu şahıs affedilmiş ve serbest b ı­ rakılmıştı. Hükümetin zaafı de­ vamlı olaylarında kaynağı o l­ maktaydı.

c) Zeytun Ayaklanması — 1895:

1890’dan beri birçok Ermeni ayak lan m aların a sahne olan Maraş’ın Zeytun kasabasında askerî kışlanın Ermeni çeteleri tarafından basılıp 600 asker ve subaym şehit edilmeleriyle işin mahiyeti yeni bir boyut kazan­ mıştır. Bu hareketle Ermenilerin

OSMANLI DEVLETİNİN ZAYIFLAMASIYLA

ERMENİ AYAKLANMALARI DA YOĞUNLUK

KAZANDI. MERZİFON, MARAŞ, SASON,

VAN, ADANA VE HATTA İSTANBUL’DA

DEVLETE BAŞ KALDIRDILAR, BİNLERCE

MASUM İNSANI ÖLDÜRDÜLER

SASON’DA AYAKLANARAK MÜSLÜMAN

KÖYLERİNİ YAKAN ERMENİLERE KARŞI

HAMİDİYE TABURLARI DEVLETTEN EMİR

ALMADAN MİSİLLEME HAREKETİNE GİRİŞ­

TİLER. BU OLAYI PROPAGANDA VESİLESİ

YAPAN ERMENİLER, 20 BİN IRKDAŞLARI-

NIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ ÖNE SÜREREK,

BÜYÜK DEVLETLERİ HAREKETE GEÇİRMEK

İSTEDİLER. ANCAK, BEKLENEN YANKIYI

BULAMADILAR

ERMENİ KOMİTACILAR, YABANCI DEVLET­

LERDEN DEVAMLI DESTEK GÖRDÜLER.

İSTANBUL’DA OSMANLI BANKASI’NI BA­

SAN ERMENİ KOMİTACILAR, RUSLAR VE

FRANSIZLAR TARAFINDAN KURTARILA­

RAK BİR RUS MOTORUYLA KAÇIRILDILAR

muntazam askerî teşkilâta sahip oldukları anlaşılmış ve mukabil bir askerî harekât ile isyan bastı­ rılmıştır.

d) Sason Olayları -1895: 1895’de sarp ve dağlık ve aynı zamanda Ermeni nüfusunun ol­ dukça kalabalık olduğu bölgeler­ den biri olan Sason, Rusya’dan gelen Ermeni çetelerinin barınağı haline gelmiş ve buradan etrafa saldırılara ba şla m ışla rd ı. E r ­ meni köylüler silahlandırılarak devletin vergi tahsildarlarına karşı ayaklandırılmış ve silâh kullanılmıştı. Bu isyanın ba s­ tırılması için üzerlerine ordu bir­ likleri sevkedilmiş ve çeteler dağlara çekilirken geçtikleri Türk köylerini de yağma ve tah­ rip etmiş, insanlarım da öldür­ müşlerdi. Müslüman köylerinde­ ki bu fecayie yerinde şahit olan Hamidiye taburlarının, hükümet emri olmadan, Sason ayaklan­ masını misilleme ile bastırdığı bir vakıadır. Bu hareket, bir ba­ kımdan Ermenilere bekledikleri fırsatı verdiğinden derhal ferya­ da başlayarak büyük devletlerin dikkatini çekici propagandalara girişilmiş ve 20.000 Ermeninin katledildiği ilân edilmiştir. Bununla beraber yine de bekle­ dikleri yankıyı bulamamışlardır. e) Van Ayaklanması — 1896: Rusya’dan gelen ve iyi yetişti­ rilmiş Ermeni komitecileri bu se­ fer Van’da bir ayaklanma tertip­ lemiştir. Ancak bu ayaklanmada yabancı konsoloslukların Türki­ ye lehinde davranışı ve hükü­ met tedbirleriyle bastırılmış ve çeteciler de İran’a çekilmişlerdir.

f) Kumkam Gösterisi - 1896: Ermenilerin Anadolu’daki bü ­ tün ayaklanmalarının bastırıl­ ması ve yabancı büyük devlet­ lerin kendilerine yardımcı olm a­ dan hareketsiz kalmaları, bu se­ fer Ermeniieri İstanbul gibi bü ­ yük bir şehirde dikkati ve m ü­ dahaleyi çekecek olaylar çıkar­ maya sevketmiştir..

İstanbul’daki Ermeni komite­ cileri bir araya gelerek ve patrik­ hanenin yardımıyla Kumkapı ki­ lisesinde ve Bâbıâli’yi basmak” maksadıyla buradan harekete geçmişlerdir. Devletin en büyük idare makamına karşı yapılan bu saldın ciddî bir şekilde bas- tırılmıştır.

g) Osmanlı Bankası Baskını - 1896:

Büyük devletlen müdahaleye davet etmek üzere Ermenilerin giriştiği diğer bir tertip Osmanlı Bankası baskınıdır. 27 ağustos 1896’da. Rus pasaportuyla A v ­ rupa dan Türkiye ye girmiş olan Ermeni komitecileri bir kısım yer­ li Ermeniyi de aralarına katarak Osmanlı Bankası’nı M sm ış ve binaya bombalar yerleştirmiş­ lerdir. Ancak bu baskın da polis kuvvetleriyle bastırılmıştır. Ele- başılan, Ruslar ve Fransızlar ta­ rafından kurtarılarak bir Rus motoruyla Fransız gemisine bin­ dirilip İstanbul’dan kaçırıl­ mışlardır. Bu örnek, yabancı devletlerin parmağının ihtilâl ve­ ya huzursuzluk çıkarmak olayla­ rına ne kadar açıktrn girmiş ol­

duğunu ispatlayan bir olaydır. h) II. Abdülhamid’ e yapılan

Suikast G irişim i- 1905:

Bulgaristan'da toplanan bir kısım Taşnak komitecüeri, Bul gar komitecüerinin de yardımıy la bir teşkilât oluşturmuş ve ts tanbul’da Padişaha karşı bir sui kast tertiplemişlerdir. Yıldız Sa rayı’ndan cuma namazma gide­ cek olan Sultan'm öldürülmesi için bir arabanın altına .dinamit konulmuş, ancak infilâk, Sul­ tan’a bir zarar vermemekle bera­ ber 20 kadar polis memurunun ölümüne sebep olmuştur.

i) Adana Ayaklanması — 1909: İkinci Meşrutiyet’ten sonra E r­ meniler yine boş durmamışlardır. Adana’da, eski Kilikya bölge­ sinde bir Ermeni devleti kurmak Ermeniler için kutsal bir emel olmuştur. Ruslar da, Akdeniz yolunu kendilerine açmak için Ermenilerin bu hareketini des­ teklemişlerdir. Kilise ve Ermeni Piskoposu bu hareketin teşvik ve tahrikçisi halindedir. Nisan 1909’da Türk mahallelerine karşı Ermeni çetelerinin saldırılarıyla katliam olaylaıt meydana gel­ miş, ellerine silah geçirebilen Türkler de mukabeleye girişmiş­ tir. Bundan on gün kadar sonra Adana içinde ikinci bir Ermeni ayaklanması daha olmuş, bu da hükümet kuvvetleri tarafından önlenmiştir. Bu olaylar tamamen ters bir şekilde Avrupa kamu­ oyuna intikal ettirilmiş ve Türk­ lerin Ermenilere karşı imha giri­ şimi olarak benimsetilmiş ve alehyte bir hava yaratılmıştır.

Bütün bu yıllar zarfında bu Ermeni çetelerinin Türklere ver­ dikleri zayiat asgarî 600.000 kişidir. Ermeniler hiçbir zaman Türklere verdikleri bu zarardan bahsetmezler. Maalesef biz ’ Türker de b u . kurbanlarımızın haklarına sahip çıkmamakla manevî büyük bir hata, hattâ suç işlediğimizi düşünemeyiz.

Yukanda özetlediğim Ermeni cemiyet ve ayaklanmalarından bahsetmemin maksadı kronolojik bir tarihî hatırlatma yapmak de­ ğildir. Bunun açık maksadı şu­ dur:

Bir devlette, hangi maksatla olursa olsun, devlet düzenine karşı yöneltilen hareketler suç­ tur. Hele isyan,suçların en ağ ın ­ dır ve cezası tak kelime ile (Ten- kil)’dir. Tenkil, olayın cereyan ettiği yerlerde teslim olmayan eşkıyaya uygulanır. Bugün de devleti kurtarıp ak için yapılan budur. Osmanlı Devleti de varlı­ ğım korumak için çetelere, eşkı­ yaya karşı aynı şeyi yapmıştır. Bir devlet için bundan daha meşru bir hak olamaz.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

•S o n derece elektrikli geçeceği tahm in edilen il Kongresi ön­ cesinde taraflar ilçe yönetici­ leri ve delegeler arasındaki kulis faaliyetlerini geç saatle­ re

«Eski Dostlar»ın başarısını da Gültekin Çeki her zamanki büyük tevazuu içinde karşılamasını bilmiş, o senenin içinde adeta zorla çıka­ rıldığı bir

Ahmet Haslın, 1933 yılı Haziranının İlk gün lirinde, uzun ve ı/tıraplı bir hastalık sonunda, henüz ellj yayına varmadan vefat ediyordu. Ömrü hareket

[r]

yılında Sabahattin Ali, yapıtından uyarlanan Gramofon Avrat filminin gösterimi ve kendisini çeşitli yönleriyle ele alacak konukların katılacağı bir

Doğduğu gündenberi bünyece zayıf ve hastalıklı olan ve hattâ bu yüzden askerlik mesleğinden ayrılan Ekrem Bey bir bir ölen üç evlâdının acısı ile

«Bu yıl burada, gelecek yıl şu­ rada; bu yıl şunlarla, gelecek yıl bun­ larla çalışırız» gibilerden bir tutuma girmemiş; beş yıl küçük Sahne’de on

Güdül Ankara ilinin kuzey batısında yaklaşık 9000 nüfusa sahip küçük bir yerleşim yeridir. Buradaki insanların temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. En büyük