• Sonuç bulunamadı

Neurogenic Bladder Dysfunction “Evaluation, Urodynamic Studies and Classification”

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Neurogenic Bladder Dysfunction “Evaluation, Urodynamic Studies and Classification”"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nörojenik mesane disfonksiyonu olan bir hastan›n nöro-ürolojik de¤erlendirmesi flu flekilde yap›lmaktad›r:

N

ör

ro

ür

ro

ollo

ojjiik

k Ö

Öy

yk

ü

Nörolojik tan›y›, kognitif defisitleri ve birlikte bulunan me-dikal problemleri ortaya koymak için tam bir hasta öyküsü ge-reklidir. Ürolojik öykü hastan›n iflemeye iliflkin yak›nmalar›na odaklanmal›d›r. Üriner retansiyonla iliflkili semptomlar idrar

ak›m›nda azalma, kesikli idrar ak›m›, mesaneyi tam boflalta-mam›fl hissetme ya da miksiyon için ›k›nma fleklindedir. Üriner inkontinans semptomlar› s›k idrara gitme, urgency ve urge in-kontinans fleklinde olabilir. Hastalardan en az 48 saat süreyle ald›klar› s›v›, yapt›klar› idrar ve inkontinans epizodlar›n› kay-detmeleri istenir. Mevcut semptomlar›n bafllang›c›n›n yeni mi oldu¤u ya da nörolojik olaydan beri daha kötüye mi gitti¤i ya da de¤ifliklik gösterip göstermedi¤i araflt›r›lmal›d›r. Semptom-lar›n genellikle as›l miksiyon problemi ile zay›f korelasyon

gös-19

Nörojenik Mesane Fonksiyon Bozuklu¤u

“De¤erlendirme, Ürodinamik ‹ncelemeler ve S›n›flama”

Neurogenic Bladder Dysfunction

“Evaluation, Urodynamic Studies and Classification”

Ö Özzeett

Nörojenik mesane disfonksiyonu olan bir hastan›n nöro-ürolojik de¤er-lendirmesinde çeflitli aflamalar izlenir. Öncelikle nörolojk tan›y›, kognitif defisitleri ve birlikte bulunan medikal problemleri ortaya koymak için tam bir hasta öyküsü gereklidir. Ard›ndan ürogenital de¤erlendirilme yap›l-mal›d›r. Üst ve alt üriner traktuslar›n ürolojik de¤erlendirilmesinde kulla-n›lacak testlerin tipi ve izlem hastal›k prosesine, hastan›n klinik gidifline ve takip gerektiren daha önceden mevcut ürolojik problemlere ba¤l›d›r. Üst üriner traktusun de¤erlendirmesinde kullan›lan testler ultrasonogra-fi, üriner traktusun direkt radyografisi, bilgisayarl› tomograultrasonogra-fi, intravenöz piyelografi, kreatinin klirensi ve renal sintigrafidir. Alt üriner traktusun de¤erlendirmesinde kullan›lan testler ise idrar analizi, kültür ve duyarl›-l›k testleri, miksiyon sonras› rezidü miktar›, sistoskopi, sistogram ve üro-dinamik incelemelerdir. Bu derlemede nörojen mesanenin de¤erlendiril-mesi ve s›n›flamas› ve ürodinamik incelemelerden ayr›nt›l› olarak söz edilmektedir. Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: Nörojen mesane, de¤erlendirme, ürodinamik incele-meler, s›n›flama.

S

Suummmmaarryy

Neuro-urologic evaluation of a patient with neurogenic bladder dysfunc-tion includes several steps. At the beginning, a full history of the patient must be recorded in order to expose the neurologic diagnose, cognitive deficits and other existing medical problems. The urogenital evaluations must be performed thereafter. Type of the tests going to be used to eva-luate the upper and lower urinary tract and the follow-up depends on the process of the disease, the clinical course of the patient and the pre-vious urological problems. Ultrasound, plain film of the urinary tract, to-mography, intravenous pyelography, creatinine clearance and scintig-raphy are used to evaluate the upper urinary tract. The tests used to evaluate the lower urinary tract are urinanalysis, culture and sensitivity, post void residual, cystoscopy, cystogram and urodynamic study. In this review evaluation and classification of the neurogenic bladder and urodynamic studies are discussed in detail. Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25

K

Keeyy WWoorrddss:: Neurogenic bladder, evaluation, urodynamic studies, classi-fication.

E¤itim / Education

Yeflim AKKOÇ

Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Fiziksel T›p ve Rehabilitasyon Anabilim Dal›

Y

Yaazz››flflmmaa aaddrreessii:: Doç.Dr. Yeflim Akkoç, Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Fiziksel T›p ve Rehabilitasyon Anabilim Dal›, ‹zmir e-mail: akkocy@med.ege.edu.tr KKaabbuull TTaarriihhii:: Ocak 2005

(2)

terdi¤i saptanm›flt›r. Sadece semptomlara dayanarak tedaviye bafllanmamal›d›r. Mevcut sorunlara katk›s› olabilecek ek medi-kal problemler örne¤in diabetes mellitus, daha önceki sereb-rovasküler olaylar, hipertansiyon ve diüretik kullan›m› araflt›-r›lmal›d›r. Yine iflemeyi etkileyebilecek daha önceden yap›lm›fl prostat transüretral rezeksiyonu, stres inkontinans için geçi-rilmifl cerrahi operasyonlar ya da pelvik cerrahi gibi prosedür-lere iliflkin öykü al›nmal›d›r. Hastan›n el fonksiyonu, giyinme becerileri, oturma dengesi, transferlerini yapabilmesi ve am-bulasyonda ba¤›ms›zl›¤› gibi faktörler de hastadaki inkonti-nansta rol oynayabilece¤i için de¤erlendirilmesi gerekir (1).

N

ör

ro

ür

ro

ollo

ojjiik

k M

Mu

ua

ay

ye

en

ne

e

Ürogenital de¤erlendirme yap›lmal›d›r. Erkekte prostat›n yol açt›¤› obstrüksiyonun katk›s›, kad›nda pelvik deste¤in de-recesi de¤erlendirilmelidir.

Hastan›n mental durumu de¤erlendirilmelidir. Miksiyon bozuklu¤u, hastan›n dezoryante olmas›, miksiyon iste¤i için iletiflim kuramamas› ya da hastaya miksiyon yapmas› söylen-di¤inde anlayamamas›na ba¤l› olabilir ya da bunlar nedeniyle daha kötü hale gelmifl olabilir (1,2).

Duyu muayenesi omurilik yaralanmal› hastalarda yaralan-ma düzeyini belirlemeye odaklanyaralan-mal›d›r. Özellikle lezyon dü-zeyi T6 üzerinde ise otonomik disrefleksi riski aç›s›ndan bu-nun belirlenmesi önemlidir. Sakral duyu muayenesi, sakral miksiyon merkezinin afferent kolunu (pudendal sinir) de¤er-lendirir. Ellerde ve ayaklarda a¤r› ve yüzeyel duyu hissinin kayb› periferal nöropatiyi düflündürür (1,2).

Motor de¤erlendirmede omurilik yaralanmal› hastalarda yaralanma düzeyi ve komplet olup olmad›¤› saptan›r. El fonk-siyonu, üst ve alt ekstremite spastisitesi, oturma, ayakta dur-ma ve ambulasyon durumu de¤erlendirilmelidir. Anal sfinkter tonusunun belirlenmesi, lezyonun lokalizasyonu hakk›nda yard›mc› olur. Anal sfinkter tonusunun azalmas› veya yoklu¤u sakral veya periferik sinir lezyonunu, artmas› ise suprasakral lezyonu düflündürür. ‹stemli anal kontraksiyonun olmas›, sak-ral innervasyonun varl›¤›n› ve bu innervasyonun suprasaksak-ral devaml›l›¤›n› gösterir (1,2).

Nöroürolojik de¤erlendirmeye yard›mc› kutanöz refleksler kremasterik refleks (L1-L2), bulbokavernöz refleks (BKR) (S2-S4) ve anal reflekstir (S2-S4). Bu kutanöz reflekslerin yoklu¤u pira-midal traktus lezyonu ya da periferal lezyonu düflündürür (1,2).

Ü

Üs

st

t v

ve

e A

Allt

t Ü

Ür

riin

ne

er

r T

Tr

ra

ak

kt

tu

us

slla

ar

r››n

n

Ü

Ür

ro

ollo

ojjiik

k D

De

¤e

er

rlle

en

nd

diir

riillm

me

es

sii

Kullan›lacak testlerin tipi ve izlem hastal›k prosesine, has-tan›n klinik gidifline ve takip gerektiren daha önceden mevcut ürolojik problemlere ba¤l›d›r. E¤er hastal›k prosesi genellikle üst üriner traktusu etkilemedi¤i bilinen örne¤in strok gibi bir durumsa de¤erlendirme alt üriner traktusa yönlendirilmelidir.

Üst üriner traktuslar› bazen etkiledi¤i bilinen multipl skle-roz gibi hastal›klarda, üst traktus için bafllang›ç de¤erlendir-meleri ve daha sonra periodik taramalar yap›lmal›d›r. Bunun d›fl›nda incelemeler idrar analizi, kültür ve kültür antibiyog-ram, miksiyon sonras› rezidü miktar› ve ürodinamik de¤erlen-dirmelerle alt traktusa yönlendirmelidir. De¤erlendirmeler ge-nellikle y›lda bir yap›l›r, ancak hastan›n klinik gidifline ba¤l› ola-rak daha s›k ya da daha aral›kl› olaola-rak yap›labilir (1).

Omurilik yaralanmal› hastalar özellikle de potansiyel yük-sek intravezikal miksiyon bas›nc› olanlarda alt traktusun yan› s›ra üst traktusun da devaml› izlenmesi gerekir. Testlerin ne kadar aral›kla yap›lmas› gerekti¤ini araflt›ran çal›flma yoktur. Genelde izlenen yol omurilik yaralanmal› hastalar için ilk 5-10 y›l süreyle y›lda bir de¤erlendirme yap›lmas› ve e¤er üst trak-tuslar› stabil ise de¤erlendirmelerin 2 y›lda bir yap›lmas› flek-lindedir. Ancak devaml› suprapubik ya da foley kateteri olan-lar tafl ve mesane tümörünü ekarte etmek için genellikle y›lda bir kere sistoskopik de¤erlendirmeye al›n›r (1).

A

A--ÜÜsstt ÜÜrriinneerr TTrraakkttuussuunn DDee¤¤eerrlleennddiirrmmeessiinnddee KKuullllaann››llaann T

Teessttlleerr ((11,,22,,33))::

1-Ultrasonografi (US)

2-Üriner traktusun direkt radyografisi 3-Bilgisayarl› tomografi (BT)

4- ‹ntravenöz piyelografi (IVP) 5-Kreatinin klirensi

6-Renal sintigrafi

B

B--AAlltt ÜÜrriinneerr TTrraakkttuussuunn DDee¤¤eerrlleennddiirrmmeessiinnddee KKuullllaann››llaann T

Teessttlleerr ((11,,33))::

1-‹drar analizi, kültür ve duyarl›l›k testleri 2-Miksiyon sonras› rezidü

3-Sistoskopi 4-Sistogram

5-Ürodinamik incelemeler A

A-- ÜÜsstt ÜÜrriinneerr TTrraakkttuussuunn DDee¤¤eerrlleennddiirrmmeessiinnddee KKuullllaann››llaann T

Teessttlleerr::

IVP geleneksel olarak böbrekleri ve üreterleri görüntüle-mek için kullan›lmaktaysa da US ve renal sintigrafi büyük çapta IVP’nin yerini alm›flt›r. IVP’nin hastalar› taramak için kullan›lmamas›n›n nedenleri potansiyel allerjik reaksiyonlar, radyasyona maruz kalma ve özellikle 1 gece önce laksatif uy-gulama konusunda hastaya verdi¤i s›k›nt›d›r. IVP iyi anato-mik ayr›nt› vermesi nedeniyle olas› böbrek ya da üreter tü-mörleri, olas› üreter tafllar› endiflesi oldu¤unda veya kuflkulu US ya da renal sintigrafi bulgular› oldu¤unda genellikle yar-d›mc› olur (1).

Böbrek US’si hidronefroz ve böbrek tafllar›n› saptamada yard›mc›d›r (4). Bunun dezavantaj› de¤erlendiren kifliye ba¤l› olmas› ve renal fonksiyonu göstermemesidir. Baz› kurumlar renal US’yi ilk tarama için kullan›rken, ço¤unun tercihi direkt üriner sistem grafisi (DÜG), IVP ya da renal sintigrafide gözle-nen olas› anatomik bozukluk ya da tafl varsa renal US’den yar-d›mc› inceleme olarak yararlanmakt›r. Daha ileri anatomik ta-n›mlama gerekirse BT düflünülmelidir (1).

Kantitatif renal sintigrafi renal fonksiyon ve drenaj› izle-mek için mükemmel bir yoldur. Birçok kurum bunu renal fonksiyonu de¤erlendirmek için primer modalite olarak kul-lan›r. Giriflimler glomerüler filtrasyon h›z›n› (GFH) ve effektif renal plazma ak›m›n› (ERPA) elde etmek için yap›lmal›d›r (5). E¤er Nükleer T›p Bölümünün GFH ya da ERPA’y› elde edebil-me olana¤› yoksa, renal sintigrafi ve 24 saatlik idrar kreati-nin klirensi renal fonksiyonu kantitatif olarak izlemek için her y›l kullan›labilir. 24 saatlik idrarda kreatinin klirensi ölçümü omurilik yaralanmal› hastalarda GFH’yi belirlemede pratik ve kabul edilebilir do¤rulukta bir yöntemdir (6). Serum kreatini-ni y›ll›k olarak böbrek fonksiyonunu izlemede yard›mc› de¤il-dir. Çünkü orta ya da fliddetli renal hasara ra¤men normal ka-labilir (7).

Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25 Yeflim Akkoç

Nörojenik Mesane

20

(3)

B

B--AAlltt ÜÜrriinneerr TTrraakkttuussuunn DDee¤¤eerrlleennddiirrmmeessiinnddee K

Kuullllaann››llaann TTeessttlleerr::

Alt traktusu de¤erlendirmek için kullan›lan testler sistog-ram, sistoskopi ve ürodinamidir. Bunlar›n herbiri enstrümen-tasyon gerektirdi¤i için öncesinde kültür ve antibiyogram ya-p›l›p sonuç pozitif ise test öncesi antibiyotik verilmesi izlene-cek en uygun yoldur.

Miksiyon bozuklu¤u olanlarda sistoskopinin baz› endikas-yonlar› hematüri, rekürrent semptomatik üriner traktus en-feksiyonu (ÜTE), tafl oluflturan mikroorganizmayla (Proteus mirabilis) rekürrent asemptomatik bakteriüri, genitoüriner sepsis epizodu, üriner retansiyon ya da inkontinans, kateteri irrige ederken gelen yumurta kabu¤u fleklindeki tafl parçalar› ve uzun süreli devaml› kateterizasyondur. Sistoskopi 4-6 haf-ta kalan bir foley kateteri ç›kar›rken ya da temiz aral›kl› kate-terizasyon (TAK) gibi de¤iflik bir tip tedaviye geçifl yaparken de endikedir. Sistoskopi radyografide kaç›r›labilen ve mesane tafllar› için odak görevi yapan pubik k›l ya da yumurta kabu¤u fleklindeki tafllar› gösterebilir.

Ü

Ürrooddiinnaammii

Miksiyon disfonksiyonuna iliflkin objektif bilgi sa¤lar (1). Üro-dinami, alt üriner traktusun fonksiyon ve disfonksiyonlar›n›n araflt›r›lmas› amac›yla yap›l›r. Üriner traktustan idrar›n trans-portu, depolanma ve boflalt›lmas›yla ilgili dinamik çal›flmalar› kapsar. 1970’de Bates’in söyledi¤i gibi, mesane güvenilmez bir tan›kt›r (8). Bu nedenle hastan›n semptomatik yak›nmalar›n› oluflturmak ve mevcut yak›nmalar›na patofizyolojik bir aç›klama sa¤lamak amac›yla ürodinamik incelemelerden yararlan›l›r (9). Miksiyonla ilgili bozukluklar›n tan› ve tedavisinde miksiyonun depolama ve boflaltma fazlar› s›ras›nda mesane ve üretra fonk-siyonunu ayr› ayr› düflünmek gerekir. Normal miksiyonda depo-lama faz› s›ras›nda mesane gevfler, üretra kas›l›r, boflaltma faz› s›ras›nda ise mesane kas›l›r, üretra gevfler. Bu nedenle, kiflideki bozukluk depolama ya da boflaltma faz› s›ras›nda mesane ya da üretran›n davran›fl›ndan kaynaklanabilir (9).

Ürodinamik incelemeler:

Sistometri-sfinkter elektromiyografisi (EMG)

Üroflowmetri

Üretral bas›nç çal›flmalar›

Bas›nç-ak›m çal›flmalar›

Video-ürodinamik de¤erlendirme

Ambulatuar ürodinami (9).

Nörojenik mesane disfonksiyonlar›n›n de¤erlendirilmesin-de sfinkter EMG’si ile birlikte yap›lan sistometri veya e¤er mevcutsa video-ürodinamik inceleme yap›lmas› gerekir.

Ürodinamik incemeler yap›lmadan önce prosedür hastaya aç›klanmal›d›r. Yeterli öykü al›nmal›, fizik muayene yap›lmal› ve mümkünse 3 günlük miksiyon günlü¤ü istenmelidir. Ürodi-namik inceleme öncesi kiflinin barsaklar› bofl olmal›d›r. Çünkü feçese ba¤l› rektal kontraksiyonlar kaydedilebilir.

‹ncelemeler ÜTE varl›¤›nda ertelenmeli ve ideal olarak ya-k›n zamanda yap›lm›fl sistoskopi gibi bir giriflimden hemen sonra yap›lmamal›d›r. Birçok farmakolojik ajan detrüsör ya da sfinkter fonksiyonunu etkileyebilir. Hastalar bu ilaçlar› b›rak-mal› ya da bunlar›n ürodinamik inceleme sonuçlar› üzerine olan etkisi dikkate al›nmal›d›r (10).

Kalp kapak protezi, mitral valv prolaps›, eklem protezi olan hastalara parenteral antibiyotik profilaksisi yap›lmas› gerekir (11). Rutin oral profilaktik antibakteriyel ilaçlar›n ürodinamik inceleme öncesi mutlak verilmesi gerekmez, ancak ÜTE için

riskte olanlar genellikle tetkikten sonra 24-48 saat tedavi edi-lir. T6 üzerinde nörolojik lezyonu olan hastalarda yaflam› teh-tit edebilen bir durum olan otonomik disrefleksi riski dikkate al›nmal›d›r (12). Ürodinamik inceleme s›ras›nda hastada oto-nomik disrefleksi geliflirse hemen mesane boflalt›lmal›, e¤er h›zla düzelme olmazsa hastaya nifedipin gibi bir antihipertan-sif verilmelidir. Otonomik disrefleksi geliflti¤i bilinen hastalar ise inceleme öncesi nifedipin (13) ya da alfa-bloker bir ajan (14) ya da her ikisiyle tedavi edilebilir.

Nörojenik mesane disfonksiyonlar›n›n ürodinamik de¤er-lendirmesinde özellikle sfinkter EMG’si ile birlikte yap›lan sis-tometri ve e¤er mevcutsa video-ürodinamik de¤erlendirme en de¤erli yöntemlerdir.

S

Siissttoommeettrrooggrraaffii ((CCMMGG))

CMG ürodinamik incelemelerin temelini oluflturur. CMG miksiyonun hem depolama hem boflaltma fazlar› s›ras›nda mesane ve üretran›n fonksiyonunu incelemek için yap›l›r. Sis-tometri terimi yayg›n olarak miksiyon siklusunun dolufl faz›n›n ürodinamik incelemesini tan›mlamak için kullan›l›r. Doldurma sistometrisi mesanenin bas›nç/hacim iliflkisinin mesanenin doldurulmas› s›ras›nda ölçüldü¤ü metottur (15).

CMG s›ras›nda hasta uyan›k olmal›, sedasyonda olmamal› ve alt üriner traktusun fonksiyonunu etkileyecek herhangi bir ilaç almamal›d›r. Mesaneyi doldurmak için gaz olarak CO2ya

da s›v› olarak su, salin ya da radyografik kontrast madde kul-lan›labilir. S›v› CMG’nin avantaj›, mesanenin fizyolojik bir flekil-de doldurulmas›d›r. S›v› ayn› zamanda üriner inkontinans›n saptanmas›n› sa¤lar ve sistometrinin miksiyon incelemesiyle devam›na olanak verir. Kontrast madde kullan›l›rsa video-üro-dinamik inceleme yap›labilir (16).

CMG hasta supin pozisyondayken, oturur ya da ayaktay-ken laboratuarda ya da ambulatuar ortamda yap›labilir .

Uluslararas› Kontinens Cemiyeti (ICS) art›k dolufl h›zlar›n› yavafl, orta ve h›zl› fleklinde ay›rmay› önermemektedir. Uygula-mada hemen tüm incelemeler orta dolufl h›z›yla yap›lmaktad›r. ‹nceleme s›ras›nda kullan›lan doldurma h›z›n›n fizyolojik olarak say›l›p say›lamayaca¤›n› dikkate almak daha önemli olabilir (15). Mesanenin depolama fonksiyonu afla¤›dakilere göre ta-n›mlanmal›d›r: 1-Mesane duyumu 2-Detrüsör aktivitesi 3-Mesane komplians› 4-Mesane kapasitesi 11--MMeessaannee dduuyyuummuu

‹lk mesane duyumu: Mesanenin doldu¤unu ilk farketti¤i his olarak tan›mlan›r.

‹lk miksiyon yapma iste¤i: Hastay› ilk uygun anda miksiyon yapmaya götürecek histir. Ancak e¤er gerekiyorsa miksiyon geciktirilebilir.

Kuvvetli miksiyon yapma iste¤i: ‹drar kaç›rma korkusu ol-madan devaml› olarak idrar yapma iste¤i olarak tan›mlan›r.

Mesane duyumu ile ilgili tan›mlamalar:

Artm›fl mesane duyumu: Düflük mesane volümünde ortaya ç›k›p devam eden erken ilk mesane duyumu (ya da erken mik-siyon iste¤i) ve/veya erken kuvvetli mikmik-siyon yapma iste¤idir. Hastan›n mesane duyumunun de¤erlendirilmesi subjektiftir ve “artm›fl mesane duyumu” tan›m›nda “düflük mesane volü-mü”nün miktar›n› belirlemek mümkün de¤ildir.

Azalm›fl mesane duyumu: Mesanenin doluflu boyunca du-yumun azalmas› olarak tan›mlan›r.

Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25

Yeflim Akkoç Nörojenik Mesane

21

(4)

Nonspesifik mesane duyumu: Dolufl sistometrisi s›ras›nda örne¤in abdominal dolgunluk ya da vejetatif semptomlar has-tay› mesane doluflunun fark›nda olmas›n› sa¤layabilir.

Urgency: Dolufl sistometrisi s›ras›nda ani ortaya ç›kan mik-siyon yapma iste¤i. ICS art›k motor urgency, sensoriyel ur-gency terimlerinin kullan›m›n› önermemektedir (15).

2

2-- DDoolluuflfl ssiissttoommeettrriissii ss››rraass››nnddaa ddeettrrüüssöörr aakkttiivviitteessii

Hastaya miksiyon için izin verilmesinden önce ortaya ç›kan detrüsör aktivitesi “istemsiz detrüsör aktivitesi” olarak adlan-d›r›l›r.

Normal detrüsör fonksiyonu mesanenin bas›nçta çok az ya da hiçbir de¤ifliklik olmadan dolmas›na izin verir. Provakasyo-na ra¤men hiçbir istemsiz fazik kontraksiyon ortaya ç›kmaz.

Detrüsör overaktivitesi, mesanenin dolufl faz› s›ras›nda spontan ya da provake edilmifl olabilen istemsiz detrüsör kontraksiyonlar›n›n gözlenmesiyle karakterizedir. Provakatif manevralar ürodinami s›ras›nda detrüsör overaktivitesini pro-vake etmek için kullan›lan örne¤in h›zl› doldurma, so¤uk mad-de kullanma gibi tekniklerdir. Detrüsör overaktivitesi iliflkili bir nörolojik hastal›k oldu¤unda “nörojenik detrüsör overaktivite-si” olarak adland›r›l›r. Bu terim “detrüsör hiperrefleksioveraktivite-si” teri-minin yerini alm›flt›r (15).

3

3-- DDoolluuflfl ssiissttoommeettrriissii ss››rraass››nnddaa mmeessaannee kkoommpplliiaannss›› Mesane komplians› mesane volümündeki de¤ifliklikle det-rüsör bas›nc›ndaki de¤ifliklik aras›ndaki iliflkiyi tan›mlar. Kon-vansiyonel dolufl sistometrisi s›ras›nda düflük mesane kompli-ans›n›n gözlenmesi genellikle nisbeten yüksek dolufl h›z›yla iliflkilidir. Mesane ambulatuar ürodinamide oldu¤u gibi fizyolo-jik h›zlarda doldu¤unda düflük komplians insidans› belirgin olarak azal›r. Komplians volümdeki de¤iflikli¤i bu s›rada detrü-sör bas›nc›nda meydana gelen de¤iflikli¤e bölerek hesaplan›r ve ml/cmH2O olarak ifade edilir.

ICS komplians hesab› için 2 standart noktan›n kullan›lma-s›n› önermektedir:

a-Mesane doluflu bafllad›¤›ndaki detrüsör bas›nc› ve buna karfl› gelen mesane volümü.

b-Sistometrik kapasitedeki ya da idrar kaç›rmaya yol açan herhangi bir detrüsör kontraksiyonunun bafllamas›ndan he-men önceki detrüsör bas›nc› ve buna karfl› gelen mesane vo-lümü.

4

4--MMeessaannee kkaappaassiitteessii ::

Sistometrik kapasite: Dolufl sistometrogram›n›n sonunda genellikle miksiyon izni verildi¤indeki mesane volümüdür. Bu son nokta örne¤in doldurma hastada normal miksiyon iste¤i varken sonland›r›ld›¤›nda aç›kça belirtilmelidir. Sistometrik kapasite herhangi bir rezidüel volümle birlikte iflenen volüm-dür. Ancak baz› disfonksiyon tiplerinde sistometrik kapasite ayn› terimlerle tan›mlanamaz. Duyumun olmad›¤› durumlarda sistometrik kapasite klinisyenin doldurmay› sonland›rma kara-r› verdi¤i volümdür. Bu sonland›rman›n amac› yüksek detrüsör dolufl bas›nc›, infüzyon volümünün fazla olmas› ya da a¤r› flek-linde tan›mlanmal›d›r.

Maksimum sistometrik kapasite: Normal duyumu olan has-talarda hastan›n art›k miksiyonu daha fazla geciktiremeyece-¤ini hissetti¤i volümdür. Kuvvetli miksiyon yapma iste¤i vard›r. Mesanenin boflaltma fonksiyonu afla¤›dakilere göre tan›m-lanmal›d›r:

CMG’nin boflaltma faz› s›ras›nda detrüsör fonksiyonu ve detrüssör-sfinkter dissinerjisi (DSD) olup olmad›¤› de¤erlendi-rilir (15).

Miksiyon s›ras›ndaki detrüsör aktivitesi flu flekilde tan›mla-n›r:

1-Normal detrüsör aktivitesi: Normal miksiyon obstruksi-yon olmadan normal zaman aral›¤›nda mesanenin tam olarak boflalmas›na yol açan, istemli olarak bafllat›lan devaml› detrü-sör kontraksiyonuyla gerçeklefltirilir.

2-Anormal detrüsör aktivitesi:

a-Detrüsör underaktivitesi: Uzam›fl mesane boflalmas›yla ve/veya normal zaman sürecinde komplet mesane boflalmas›-n› sa¤lamada baflar›s›zl›kla sonuçlanan azalm›fl kuvvette ve/veya süredeki kontraksiyon olarak tan›mlan›r.

b-Akontraktil detrüsör: Ürodinamik incelemeler s›ras›nda kontrakte oldu¤u gösterilemeyen detrüsörü tan›mlar (15).

DSD: Üretral ve/veya periüretral çizgili kaslar›n istemsiz kontraksiyonuyla birlikte olan detrüsör kontraksiyonudur. Ge-nellikle intraüretral ve periüretral çizgili kaslar sorumlu ol-makla birlikte mesane boynu ya da üretran›n düz kas› da so-rumlu olabilir (15). DSD’yi saptamak amac›yla perianal bölge-ye ya da periüretral kasa bölge-yerlefltirilen elektrodlardan yararla-n›l›r. Ço¤u hastada periüretral pelvik taban ve perianal sfink-terden elde edilen kay›tlar ayn› olmakla birlikte özellikle alt spinal kord yaralanmas› olan hastalarda ve pelvik cerrahi ge-çirmifl olanlar ya da demiyelinizan hastal›¤› olanlarda farkl› bilgi elde edilebilir. Bu nedenle periüretral bölgeden kay›t ya-p›lmas› tercih edilir (3).

Ü

Ürroofflloowwmmeettrrii

‹drar ak›m çal›flmalar› ürodinamik testlerin tek noninvaziv olan›d›r. Miksiyon aktivitesinin en son sonucunu yans›t›r. Det-rüsör kontraksiyonunun etkinli¤i ve sfinkter relaksasyonunun tam olup olmamas›ndan etkilenir. Bu de¤iflkenlerden etkilen-mesi nedeniyle üroflowmetri diagnostik bir inceleme olarak kullan›lamaz ancak rezidü idrar miktar›n›n ölçümüyle birlikte miksiyon aktivitesinin etkinli¤i konusunda bir fikir verir, h›zl› ve ekonomik bir tarama yöntemidir (16).

B

Baass››nnçç--AAkk››mm ÇÇaall››flflmmaallaarr››

Bas›nç-ak›m çal›flmalar› mesanenin boflalmas› s›ras›nda mesanedeki bas›nç ile idrar ak›m h›z› aras›ndaki iliflkinin ölçül-dü¤ü metottur. ‹fleme faz› ifleme için izin verildi¤inde ya da kontrol edilemeyen ifleme ortaya ç›kt›¤›nda bafllar; hasta ifle-menin bitti¤ini düflündü¤ünde tamamlan›r (15).

V

Viiddeeooüürrooddiinnaammiikk ‹‹nncceelleemmeelleerr

Ürodinamik parametrelerin alt üriner traktusun fluoroskopik görüntülenmesiyle efl zamanl› olarak gösterildi¤i bir tekniktir. Ürodinamik incelemeler detrüsör fonksiyonunu yeterince de-¤erlendirmekle ve azalm›fl mesane komplians› ve detrüsör ove-raktivitesini yeterli tan›mlayabilmekle birlikte videoürodinamik incelemeler proksimal ve distal sfinkter dissinerjisi tan›s›n› ko-laylaflt›r›r, reflü varl›¤›n› ve mesane divertiküllerini gösterir (2).

A

Ammbbuullaattuuaarr ÜÜrrooddiinnaammii

Mesanenin do¤al yolla doluflu s›ras›nda hastan›n günlük yaflam aktivitelerini yaparken alt üriner traktusun fonksiyonel olarak test edilmesidir (15).

N

ör

ro

ojje

en

niik

k M

Me

es

sa

an

ne

e F

Fo

on

nk

ks

siiy

yo

on

n

B

Bo

oz

zu

uk

kllu

uk

klla

ar

r››n

n››n

n S

S››n

n››fflla

am

ma

as

s››

Nörojenik mesane çeflitli flekillerde s›n›fland›r›lmaktad›r. Bunun amac› anlamay› ve tedaviyi kolaylaflt›rmakt›r. ‹deal bir s›n›flama sistemi her tip miksiyon disfonksiyonuna uygulana-bilir olmal›d›r (17). Bu s›n›flamalar Bors ve Comarr’›n anatomik

Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25 Yeflim Akkoç

Nörojenik Mesane

22

(5)

s›n›flamas›yla bafllam›flt›r (18). Bu s›n›flama sadece nörolojik disfonksiyonlar için uygun olup 3 faktör dikkate al›nm›flt›r:

1-Lezyonun anatomik lokalizasyonu,

2-Lezyonun nörolojik komplet-inkomplet oluflu,

3-Alt üriner trakt fonksiyonunun dengeli olup olmad›¤› (mesane kapasitesine göre rezidü idrar miktar›na göre tan›m-lanm›fl) (18).

‹lk fonksiyonel s›n›flama sistometrik bulgulara dayanmak-tayd› ve 5 temel grup tan›mlanm›flt›: 1-sensoriyel nörojenik mesane 2-motor paralitik mesane 3-inhibe edilemeyen nöro-jenik mesane 4-refleks nöronöro-jenik mesane 5-otonom nöronöro-jenik mesane. Bu sistem sfinkter mekanizmalar›n›n fonksiyonunu göz önüne almam›flt›. Lapides’in McLellan’›n 1939’da önerdi¤i sistemin bir modifikasyonu olarak gelifltirdi¤i bu sistem nöro-patik miksiyon disfonksiyonu olan hastalar›n s›n›flanmas›na önemli katk›lar sa¤lam›flt›r (19).

Daha sonra daha anatomik bir klasifikasyon sistemi öneril-di. Hald Bradley klasifikasyonu olarak tan›mlanan bu sistemde suprasakral lezyon, suprasakral spinal lezyon, infrasakral lez-yon, periferal otonomik nöropati ve müsküler lezyon fleklinde basit nörotopografik bir s›n›fland›rma vard› (20).

Ürodinamik teknikler daha kabul edilir hale geldikten son-ra konvansiyonel ürodinamik de¤erlendirmelere dayanan fonksiyonel klasifikasyonlar da gelifltirildi. Bu alt üriner traktu-su mesanenin pasif depolama yetene¤i ve detrüsör ve sfink-ter mekanizmalar›n›n aktiviteleri ve koordinasyonuna göre s›-n›fland›rma giriflimiydi. Krane ve Siroky objektif ürodinamik verilere dayanan bir klasifikasyon yapm›fllard› (21),(Tablo 1).

ICS’nin klasifikasyonu, ürodinamik klasifikasyon sistemi-nin geniflletilmifl halidir. Miksiyonun depolama ve ifleme fazla-r› ayfazla-r› olarak tan›mlanm›flt›r ve herbirinde mesane ve üretral fonksiyonu tan›mlamak için çeflitli göstergeler kullan›lm›flt›r (22), (Tablo 2).

Uygulamada anatomik terimlerle tan›mlanan (supraspinal, suprasakral gibi) bilinen herhangi bir nörolojik lezyonla hem anatomik hem fonksiyonel klasifikasyonlar›n kombinasyonu-nu kullanmak yayg›nd›r.

‹nkontinans›n nörolojik nedenleri en iyi flekilde patolojik olay›n düzeyi referans al›narak suprapontin, pontin, spinal ve subsakral olarak s›n›fland›r›labilir (23). Burada, bu düzeylerde karfl›lafl›lan nörojenik mesane disfonksiyonlar›ndan, en s›k karfl›laflt›¤›m›z nörolojik olaylar olan serebrovasküler olaylar (SVO) ve spinal kord yaralanmas›ndaki durumlar temel al›na-rak söz edilecektir.

S

Suupprraappoonnttiinn LLeezzyyoonnllaarr::

Suprapontin inputun rolü depolama ve iflemenin dönüflü-münü modüle etmektir. Bundaki bir yetersizlik bu nedenle de-polama yetersizli¤i fleklinde kendini gösterecektir. Miksiyonun bafllat›lmas›nda kortikal nedene ba¤l› olarak bozulma nadirdir ancak görülebilir (23).

S

SVVOO SSoonnrraass›› MMeessaannee KKoonnttrroollüünnddeekkii DDee¤¤iiflfliikklliikklleerr::

SVO sonras› görülen en s›k üriner traktus disfonksiyonu detrüsör hiperrefleksisi teriminin yerini alan nörojenik detrü-sör overaktivitesidir (24). Duyu de¤iflken fakat genellikle sa¤-lam olup hastada urgency ve s›k idrar yapma mevcuttur. Uy-gun olan davran›fl, çizgili sfinkterin kuvvetli kontraksiyonuyla istemsiz detrüsör kontraksiyonunu inhibe etmeye çal›flmakt›r. E¤er bu baflar›labilirse sadece urgency ve s›k idrara gitme ile sonuçlan›r, baflar›lamazsa inkontinansla birlikte urgency orta-ya ç›kar (25). SVO’dan k›sa süre sonra inkontinans s›kl›¤› %44-83 aras›ndad›r. Zaman içinde bunlar›n %70-80’i konti-nenslerini yeniden kazan›r (26). Detrüsör arefleksisi de mev-cut olabilir .

Tsuchida ve ark. (27) ile Khan ve ark. (24) SVO sonras› üro-dinami ve BT görüntülerini korele ederek bu alanda önemli katk›lar yapm›flt›r. Sadece bazal ganglionlar ya da talamusta lezyonu olan hastalar›n normal sfinkter fonksiyonu oldu¤u ko-nusunda ortak görüfl vard›r. Bu demektir ki olmas› yak›n is-temsiz bir kontraksiyon ya da onun bafllang›c› hissedildi¤inde bu hastalar çizgili sfinkterlerini istemli olarak kasabilirler ve anormal miksiyon refleksinin etkisini kald›rabilir ya da belirgin olarak azaltabilirler. Serebral korteks ve/veya internal kapsülü tutulan hastalar›n ço¤unlu¤u bu koflullarda çizgili sfinkterleri-ni kuvvetli olarak kasamazlar. Bu hastalarda çizgili sfinkterin istemli kas›lmas› için gerekli olan serebral-kortikospinal devre-de belirgin bozukluk mevcuttur (25).

SVO sonras› detrüsör hipokontraktilitesi ya da arefleksisi devam edebilir. Baz›lar› %20 kadar yüksek oran bildirmektedir

D

Deettrrüüssöörr hhiippeerrrreefflleekkssii ((nnoorrmmoorreefflleekkssii)) DDeettrrüüssöörr aarreefflleekkssiissii

Koordine sfinkterler Koordine sfinkterler

Çizgili sfinkter dissinerjisi Gevflemeyen çizgili sfinkter

Düz sfinkter dissinerjisi Denerve çizgili sfinkter

Gevflemeyen düz sfinkter Gevflemeyen düz sfinkter

TTaabblloo 11:: KKrraannee vvee SSiirrookkyy ‘‘nniinn ggeelliiflflttiirrddii¤¤ii nnöörroojjeenniikk mmeessaannee ss››nn››ffllaammaass››..

D

Deeppoollaammaa ffaazz›› BBooflflaallttmmaa ffaazz›› M

Meessaannee ffoonnkkssiiyyoonnuu MMeessaannee ffoonnkkssiiyyoonnuu

Detrüsör aktivitesi Detrüsör aktivitesi

Normal ya da stabil Normal

Afl›r› aktif Hipoaktif

‹nstabil Akontraktil

Hiperrefleksik

✓ MMeessaannee dduuyyuummuu ✓ ÜÜrreettrraall ffoonnkkssiiyyoonn Normal Normal

Artm›fl Obstrüktif

Azalm›fl Afl›r› aktif

Yok Mekanik

✓ MMeessaannee kkaappaassiitteessii Normal, artm›fl, azalm›fl

✓ KKoommpplliiaannss

Normal, artm›fl, azalm›fl

✓ ÜÜrreettrraall ffoonnkkssiiyyoonn Normal, yetersiz T

Taabblloo 22:: IICCSS’’nniinn ggeelliiflflttiirrddii¤¤ii nnöörroojjeenniikk mmeessaannee ss››nn››ffllaammaass››..

Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25

Yeflim Akkoç Nörojenik Mesane

23

(6)

(26). Bu hastalarda gerçek detrüsör-çizgili sfinkter dissinerjisi ortaya ç›kmaz. Ürodinamik test s›ras›nda psödodissinerji orta-ya ç›kabilir. Bu, dolufl sistometrisi s›ras›nda istemsiz detrüsör kontraksiyonunu çizgili sfinkterin kontraksiyonu ile inhibe et-me giriflimine sekonder olarak ortaya ç›kan elektromiyografik sfinkter aktivitesi ile ilgilidir. Düz sfinkter fonksiyonu genellik-le SVO’dan etkigenellik-lenmemifltir (25).

S

Sppiinnaall KKoorrdd YYaarraallaannmmaass››::

Suprasakral spinal kord yaralanmas›:

Pontin miksiyon merkezi ile sakral kord aras›ndaki ba¤lan-t›lar›n kesintiye u¤ramas›yla hem depolama hem boflaltma fonksiyonlar› bozulabilir. Miksiyon s›ras›nda sfinkter ve detrü-sör aras›ndaki sfinkterin gevflemesi ve detrüdetrü-sörün kas›lmas›n› sa¤layan resiprokal aktivite, pontin miksiyon merkezi taraf›n-dan sa¤lan›r. Ponstaki kontrol merkezinden ba¤lant›n›n kesil-mesiyle DSD ortaya ç›kar (23). Ponstan ba¤lant›n›n kesilmesi-ni takiben detrüsör hiperrefleksikesilmesi-nin yekesilmesi-ni bir segmental reflek-sin ortaya ç›kmas›na ba¤l› oldu¤u düflünülmektedir. Sa¤l›kl› durumda afferent miyelinsiz lifler detrüsör kontraksiyonlar›-n›n oluflmas›nda nisbeten önemli de¤ildir. Bununla ilgili sen-soryel enformasyon periaquaduktal gri materyale küçük mi-yelinli liflerde tafl›n›r. Ancak fizyolojik afferent spinal yollar›n kesintiye u¤ramas›yla birlikte c lifi afferentleri detrüsör kont-raksiyonlar›n›n as›l bafllat›c›s› haline gelir (23). Bu flekilde oluflturulan kontraksiyonlar zay›f bir flekilde devam edebilir. Zay›f olarak devam eden hiperrefleks mesane kontraksiyonl-lar› ile DSD’nin kombinasyonu miksiyon sonras› rezidü mik-tar›nda art›fl›na yol açar. Bu da detrüsör hiperrefleksisi ile ilifl-kili olan urgency’yi daha fazla artt›r›r. Suprasakral spinal kord yaralanmas›nda detrüsör hiperrefleksisi ile birlikte DSD en s›k ortaya ç›kan bulgudur (23).

Sakral spinal kord yaralanmas›:

Yüksek ya da normal kompliansla birlikte detrüsör areflek-sisi bafllang›çtaki en s›k sonuçtur ancak kompliansta azalma geliflebilir. Sakral spinal kordda ya da distalindeki baz› jik lezyonlarda görülen bir de¤iflimi ve büyük olas›l›kla nörolo-jik desantralizasyona kompleks bir cevab› gösterir.

Sakral spinal kord hasar›ndan sonra mesane boynu ya da düz kas sfinkter bölgesinin fonksiyonu üzerinde pek az kon-sensus vard›r. Klasik outlet bulgular› kompetent fakat gevfle-meyen düz sfinkter ve bir miktar sabit tonusa sahip olan an-cak istemli kontrol alt›nda olmayan çizgili sfinkter fleklinde ta-n›mlan›r (25).

Nörolojik ve ürodinamik korelasyon:

Suprasakral ve sakral spinal kord yaralanmal› hastalardaki somatik nörolojik bulgular ve ürodinamik sonuçlar aras›ndaki korelasyon genellikle do¤ru olmakla birlikte kesin de¤ildir. Saco-mani ve ark. taraf›ndan yap›lan bir çal›flmada servikal ve torasik lezyonlu hastalar›n ço¤unda detrüsör hiperrefleksisi ve DSD mevcuttu fakat servikal yaralanmal› hastalar›n %4.5’inde, tora-kal yaralanmal›lar›n %23,1’inde detrüsör arefleksisi ortaya ç›k-m›flt› (28). Bu sonuçlara aç›klama getirmede birkaç faktör göz önüne al›nmal›d›r. Öncelikle bir lezyonun komplet ya da inkomp-let olup olmad›¤› bazen bir tan›mlama konusudur, somatik ola-rak bilinen bir komplet lezyon otonomik olaola-rak komplet lezyona dönüflmeyebilir ve tersi de do¤rudur. Somatik olarak görülen tek düzeyde yaralanmay› gösterse bile asl›nda farkl› düzeylerde multipl yaralanmalar var olabilir (25).

Subsakral lezyonlar:

Cauda equina lezyonlar› alt üriner traktus

innervasyonu-nun subsakral hasar›n›n esas nedenidir. Cauda equina içinde-ki mesane innervasyonunun hasar›n›n hem anterior hem pos-terior sakral kökleri etkilemesi olas›d›r ve bu nedenle pelvik organlar›n hem afferent hem efferent innervasyonu etkilenir. Klinik tablo S2-S4 köklerinin hasar› nedeniyle anal ve üretral sfinkter üzerindeki istemli kontrolün kayb› söz konusudur. An-cak cauda equinadaki spinal korddan detrüsöre uzanan 2. s›ra parasempatik innervasyon mesane duvar›nda uzanan para-sempatetik ganglionda sonlan›r. Bu nedenle detrüsör denerve de¤ildir ancak desantralizedir (23) .

K

Ka

ay

yn

na

ak

klla

ar

r

1. Linsenmeyer TA, Stone JM. Neurogenic bladder and bowel dysfunction. In: DeLisa JA, Gans BM eds. Rehabilitation Medicine: Principles and Practice. Philadelphia: Lippicott-Raven Publishers, 1998: 1073-106.

2. Webster GD, Kreder KJ. The neurourologic evaluation. In: Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED, Campbell MF eds. Campbell’s Urology. Philadelphia: WB Saunders, 1998: 927-51.

3. Cardenas DD, Mayo ME. Management of bladder dysfuction. In Braddom RL ed. Physical Medicine and Rehabilitation. Philadelp-hia: WB Saunders, 2000: 561-78.

4. Rao KG, Hackler RH, Woodlief RM, Ozer MN, et al. Real-time renal sonography in spinal cord injury patients: prospective comparison with excretory urography. J Urol 1986; 135(1): 72-7. (Linsenmeyer TA, Stone JM. Neurogenic bladder and bowel dysfunction. In:DeLi-sa JA, Gans BM eds. Rehabilitation Medicine: Principles and Prac-tice. Philadelphia: Lippicott-Raven Publishers, 1998: 1073-106.’dan al›nm›flt›r).

5. Lloyd LK, Dubovsky EV, Bueschen AJ, Witten DM, et al. Compre-hensive renal scintillation procedures in spinal cord injury: compa-rison with excretory urography. J Urol 1981; 126(1): 10-3. (Linsenme-yer TA, Stone JM. Neurogenic bladder and bowel dysfunction. In DeLisa JA, Gans BM eds. Rehabilitation Medicine: Principles and Practice. Philadelphia:Lippicott-Raven Publishers, 1998: 1073-106.’dan al›nm›flt›r).

6. MacDiarmid SA, McIntyre WJ, Anthony A, Bailey RR, et al. Monito-ring of renal function in patients with spinal cord injury. BJU Int 2000; 85(9): 1014-8.

7. Kuhlemeier KV, McEachran AB, Lloyd LK, Stover SL, et al. Serum creatinine as an indicator of renal function after spinal cord injury. Arch Phys Med Rehabil 1984; 65(11): 694-7. (Linsenmeyer TA, Sto-ne JM. Neurogenic bladder and bowel dysfunction. In: DeLisa JA, Gans BM eds. Rehabilitation Medicine: Principles and Practice. Phi-ladelphia: Lippicott-Raven Publishers, 1998: 1073-106.’dan al›nm›fl-t›r).

8. Bates CP, Whiteside CG, Turner-Warwick R. Synchronous cine-pres-sure-flow-cysto-urethrography with special reference to stress and urge incontinence. Br J Urol 1970; 42(6): 714-23.

9. Abrams P. Principles of urodynamics. In:Abrams P ed. Urodyna-mics. New York: Springer-Verlag, 1997: 1-7.

10. Webster GD, Kreder KJ. The neurourologic evaluation. In: Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED, Campbell MF eds. Campbell’s Urology. Philadelphia: WB Saunders, 1998: 927-52.

11. Dajani AS, Bisno AL, Chung KJ, Durack DT, et al. Prevention of bac-terial endocarditis: Recommendations by the American Heart As-sociation. JAMA 1990; 264(22): 2919-22.

12. Trop CS, Bennett CJ. Autonomic dysreflexia and its urological imp-lications: a review. J Urol 1991; 146(6): 1461-9.

13. Thyberg M, Ertzgaard P, Gylling M, Granerus G. Effect of nifedipine on cystometry-induced elevation of blood pressure in patients with a reflex urinary bladder after a high level spinal cord injury. Parap-legia 1994; 32(5): 308-13.

14. Chancellor MB, Erhard MJ, Hirsch IH, Stass WE Jr. Prospective eva-luation of terazosin for the treatment of autonomic dysreflexia. J Urol 1994; 151(1): 111-3.

15. Abrams P, Cardozo L, Fall M, Griffiths D, et al. The standardisation Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25 Yeflim Akkoç

Nörojenik Mesane

24

(7)

of terminology of lower urinary tract function: report from the Standardisation Sub-committee of the International Continence Society. Neurourol Urodyn 2002; 21(2): 167-78.

16. Abrams P. Urodynamic techniques. In Abrams P ed. Urodynamics. New York: Springer-Verlag, 1997: 17-116.

17. Wein AJ. Patophysiology and categorisation of voiding dysfuncti-on. In Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED, Campbell MF eds. Camp-bell’s Urology. Philadelphia: WB Saunders, 1998: 917-26.

18. Bors E, Comarr AE. Neurological Urology. Baltimore, University Park Press, 1971.

19. Lapides J. Neuromuscular, vesical and ureteral dysfunction. In: Campbell MF, Harrison JH eds. Urology, Philadelphia: W.B. Saun-ders Company, 1970: 1343-79.

20. Hald T, Bradley WE. The Urinary Bladder. Neurology and Dynamics. Baltimore: Williams and Wilkins Company, 1982.

21. Krane RJ, Siroky MB: Classification of voiding dysfunction: Value of classification systems. In Barrett DM, Wein AJ eds. Controversies in Neuro-Urology. New York: Churchill Livingstone, 1984: 223-38. 22. Abrams P, Blaivas JG, Stanton SL: The standardization of

termino-logy of lower urinary tract function recommended by the

Interna-tional Continence Society. Int Urogynecol J 1990; 1: 45.

23. Brady CM, Fowler CJ. Urinary incontinence and retention. In Mun-sat TL ed. Seminars in Clinical Neurology: Neurogenic bladder, bo-wel and sexual dysfunction. Amsterdam: Elsevier, 2001: 7-27. 24. Khan Z, Starer P, Yang WC, Bhola A. Analysis of voiding disorders in

patients with cerebrovascular accidents. Urology 1990; 35(3): 265-70.

25. Wein AJ. Neuromuscular dysfunction of the lower urinary tract and its treatment. In: Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED, Campbell MF eds. Campbell’s Urology. Philadelphia: WB Saunders, 1998: 953-1006.

26. Arunabh MB, Badlani G. Urologic problems in cerebrovascular ac-cidents. Probl Urol 1993; 7(1): 41-53.

27. Tsuchida S, Noto H, Yamaguchi O, Itoh M. Urodynamic studies on hemiplegic patients after cerebrovascular accident. Urology 1983; 21(3): 315-8.

28. Sacomani CA, Trigo-Rocha FE, Gomes CM, Greve JA, et al. Effect of the trauma mechanism on the bladder-sphincteric behavior after spinal cord injury. Spinal Cord 2003;41(1):12-5.

Türk Fiz T›p Rehab Derg 2005; 51 (Özel Ek A): A19-A25 Turk J Phys Med Rehab 2005; 51 (Suppl A): A19-A25

Yeflim Akkoç Nörojenik Mesane

25

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flma, Gülhane Askeri T›p Akademisi Nöroloji Anabilim Dal› Epilepsi Poliklini¤i’ne Kas›m 1993 ile Nisan 2005 tarihleri aras›nda baflvurmufl ve rutin

Uyku EEG incelemesinde, yavafl uykuda sü- rekli, her iki parietal bölgeden bafllayarak h›zla jeneralize olan, diken, keskin ve yavafl dalga aktivitesi izlendi; REM evresinde

Sonuç olarak; interferon tedavisi s›ras›nda ortaya ç›kan yan etkilerin hastada oluflturdu¤u genel düflkünlük halinin Tbc gibi kronik hastal›klarda re- aktivasyona

Akut koroner sendrom tan›s› sonras› sol ana koroner arterde kritik darl›¤› olan 58 yafl›nda erkek hasta acil koro- ner bypass cerrahisine al›nd›.. Sternotomi

Biz de okskarbazepin kullan›m›na ba¤l› olarak hiponatremi geliflen bir olguyu saptad›k ve okskarbazepin kullan›m› s›ras›nda hiponat- remi geliflebilece¤inden,

Klasik Eagle sendromunda; yutkunma s›ras›nda bo¤az a¤r›s›, bo¤azda yabanc› cisim hissi ve uzam›fl stiloid ç›k›nt›n›n oldu¤u tarafta kulak ve yüz a¤r›s›

Su çiçe¤i, sa¤l›kl› çocuklarda hafif seyreden bir infeksi- yon hastal›¤› olarak kabul edilmesine ra¤men immün yetersizli¤i olmayan bireylerde de hayat› tehdit

Bartter sendromu normal kan bas›nc›, hipokloremi, hi- pokalemi, metabolik alkaloz, renal potasyum kayb›, prostaglandinüri, hiperreninemi ve hiperaldosteronizm ile karakterize