• Sonuç bulunamadı

Bir dinozor anlatıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir dinozor anlatıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O L A Y L A R VE İ N S A N L A R

Bir dinozor anlatıyor...

ACABA, Mîna Urgan'dan

başkası “Yaşlılığın

nimetle-ri” nden yararlanabilmenin re­ çetesini yazmış mıdır?

Mîna Urgan “Bir Dinozorun Anıları”nda (Yapı Kredi Yayın­ ları) seksen küsur yıllık ya­ şantısını anlatırken, yaşlılığın nimetlerinden yararlanmak i- çin, gençliğin “kötü bilinen"

alışkanlıklarını sürdürmek ge­ rektiğini söyler.

Mesela? ★ ★ ★

MESELA, gençlerin sağlık­ larını korumak gibi kaygıları yoktur.

O halde yaşlılar da, sağlık­

larını bir saplantı haline getirmemelidir­ ler.

“Yaşlıyım, erken yatmalıyım, deme­ yeceksiniz. Canınız isterse erken yata­ caksınız, canınız isterse geç. Şu ye­ mek fazla tuzlu, şu yemek fazla tatlı, yok kolesterol, yok lipid diye tuttur­ mayacaksınız. Asıl lezzetli yemekle­ rin, sağlıksız bilinen yemekler olduğu­ nu çok iyi bildiğiniz için, eğer canınız isterse kızartmalar, dolmalar, kamıya- nklar, imam bayıldılar yiyeceksiniz. Midenize ağır geleceğini hiç düşünme­ den, iştahla yiyeceksiniz bunları. Za­ ten bence, iştahla yenilen hiçbir ye­ mek, ne denli ağır olursa olsun, insa­ na dokunmaz. Ancak stresler ve kor­ kular içinde, çekine çekine yenilen ye­ mekler insana dokunur.”

Mîna Urgan, çay, kahve, içki konu­ sunda da gençliğin bütün kötü alışkan­ lıklarını sürdürür, ama sigara!

Mîna Urgan sigaranın ne kadar zarar­ lı olduğunu bildiği için herkese sigara a- leyhinde konuşur ama, kendisi yine si­ gara içer.

★ ★ ★

MÎNA Urgan, İngiliz dili ve edebiyatı profesörüdür. 1 9 4 0 ’ta Edebiyat Fakül­ tesin d e bu bölüm kurulur ve Mina Ur­ gan asistan olur, ismet Paşa, Halide Edip Adıvar'ı bölümün başına getirir; Mina Urgan, Halide Edip’i şöyle anlatır:

“Romanlanndan, ünlü Sultanahmet mitinginden ve İstiklal Savaşı'nda oy­ nadığı rolden bildiğimiz gibi, Halide E- dip büyük bir kadındı. Kişiliği öylesine güçlüydü ki, yalnız Ingiliz Edebiyatı bö­ lümünün değil, bütün Edebiyat Faküi- tesi'nin başına geçti dakikasında. De­ diği dedikti; her istediğini yaptmrdı. 0- na Dekaniçe adı verildi çok geçme­ den.”

Mîna Urgan’ın, Halide Edip’le yıldızı barışık değildir, bunu da ilişkilerinin üç ayrı planda olmasıyla açıklar:

“Birincisi asistan - profesör ilişkisiy- di, İkincisi beni bebekliğimde tanıdığı için, torun - büyükanne ilişkisiydi;

ü-çüncüsü de bir kadının, baş­ ka bir kadınla ilişkisiydi.”

★ ★ ★

AMA, Halide Edip, Mîna Ur- gan’i her zaman korur, Ba­ kanlıktaki sağcılar,, solcu ol­ duğu için, o’nun asistanlığını onaylamayınca, Ankara’ya

“Asistansız çalışamayacağı­ ma göre, bölümü hemen ka­ patıyorum” diye yazılı ültima­ tom çeken o ’dur.

Bu korumanın en güzel ör­ neğini, Tan Matbaası’nın ya­ kılıp yıkıldığı gün verir.

Tan Matbaası'm yakıp, yı­ kan “Faşistler”, Fındıklı'daki, Edebiyat Fakültesi’ne saldırır­ lar. Mîna Urgan'a göre, amaçları solcu­ ları öldürmektir. Mîna Urgan, fakülte i- çinde sağa, sola koşarken, Halide Edip

“Sana bir şey söyleyeceğim!” diyerek, kendi odasına götürür, kapıyı açar, içe­ ri iter ve kilitler, Mîna Urgan akşam al­ tıya kadar odada kapalı kalır. Saldırgan­ lar gidip gürültüler kesilince, Halide E- dip, kapıyı açar, kolundan sıkı sıkı tu­ tup, aşağıya indirir, çağırdığı taksi kapı­ da durmaktadır; asistanını taksinin içi­ ne iter, yanına oturur, Mîna Urgan’ın a- partmanına gelirler, Halide Edip, altı kat merdiveni Mîna Urgan'ın kolunu bı­ rakmayarak çıkar ve annesine şöyle der:

“Şefika, eğer bu kız, bu gece, bu ev­ den çıkarsa, seni mahvederim!"

Ve çekip gider.

★ ★ ★

MÎNA Urgan, anılarında, hem komü­ nist, hem de “sapına kadar Kemalist”

olduğunu yazar. Mîna Urgan’ın affede- medikleri dönek solculardır, “Çok katı­ yım bu konuda!” der.

Peki, birisi kalksa “Bu kadar keskin solcusun da, inandığın dava uğruna ne yaptın?” diye sorsa...

Mîna Urgan, bu soruyu, kendi kendi­ ne sorar ve şöyle cevaplar:

“Pek bir şey yapmadığımı itiraf et­ mek zorunda kalınm. Ancak sosyalist partilere üye oldum, hapse giren arka­ daştan ziyaret ettim , sıkıyönetim mah­ kemelerine dinleyici olarak gittim, bil­ diriler imzaladım, toplantılara, yürü­ yüşlere katıldım ve her şeyden fazla o- lup bitenlere bol bol üzüldüm.”

★ ★ ★

AĞIZLARDA çok çok çiğnenen bir de­ yim vardır, “Hayatım roman!” derler...

Mîna Urgan’ın anıları da roman gibi­ dir, keyifle okunuyor.

Romanın kahramanları da Necip Fa- zıl’dan, Halide Edip’e. Abidin Dino’dan Neyzen Tevfik’e, Sait Faik’ten Yahya Kemal'e, Ahmet Haşim'den Falih Rıf-

kı’ya...

Ve de Atatürk’e...

HASAN

PULUR

E posta: h.pulur@ m illiyet.com .tr

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kayak yapmayı öğ­ reten bu bilgisayar NEC'in bilgisayar yardımıyla spor yapmayı öğretme projesinin bir parçası olarak geliştirildi.. Üzmanlar, aynı

Halil, bundan 266 yıl önce başlattığı isyanla dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın asılmasına, 3. Ahmet’in tahttan indirilmesine ve Lale Devri’nin sona

İ lkeniz Türkiye’yle Almanya arasında, gerek ta­ rihten gelen, gerekse, özellikle bugünümüzü paylaş­ maktan kaynaklanan kopmaz dostluk bağlan mev­

fiğ, Şadan Kâmil, Vedat Ar, oyuncu olarak Hümaşah Hiçan, Nedret G ü ­ venç, Ayla Karaca, Eşref Kolçak, Şener Şen, edebiyat eleştirmeni olarak Konur Ertop,

Ali Karsan üç portresiyle bu türdeki objektif yaklaşımını ustaca vurgularken Enver D e­ mokan, Sabiha Bozcalı’nın b i­ rer portresi de gerçekçi anla­

Az ve hiç özelliği olmayan yemek listesinden seçim yapmak, avaz ava­ za çalan müzik nedeniyle garsonla an­ laşabilmek biraz zaman aldıysa da sonunda rose

Gene süvari birinci fırka muallimi mirliva Süleyman Faik Paşa, topçu kutr,sr~ dam Birinci Ferik Şükrü Paşa, top­ çu istihkâm komisyonu azası Ferik Rıza

İslâm iyet’in değerler sistemi ve bununla yaratılan insan ilişkileri bireyselliğin dışında m anevî b ir bütünselliğe sahip olduğu için cam i yalnızca ibadet