• Sonuç bulunamadı

Reşat Nuri ve 'Yeşil gece'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Reşat Nuri ve 'Yeşil gece'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

// ' % 9

SAYFA

13

IŞILDAK VE YELPAZE

ATILLA BİRKİYE

Reşat Nuri ve 'Yeşil Gece'

9 9

Reşat Nuri Güntekin, “Çalıkuşu” müzikaliyle birazcık

da olsa “ edebiyat gündemimize" geldi. Bu tür “ vesile”- lerle Reşat Nuri gibi klasiklerimizi anımsamak, yapıtları­ na ilişkin değerlendirmeler yapmak özellikle de “ yeni

kuşaklar "a iletmek, öğretmek ve okutmak açısından

önemli.

Reşat Nuri’nin yaşadığımız şu günler açısından da anımsanması, yeniden okunması gereken bir yapıtı da

Yeşil Gece adlı romanı. Yeşil Gece, 1900’lü yılların ba­

şından cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanıyor. Bir yanda şeriat istemiyle ayaklanmaya hazır, başını “ ule­

ma sınıfı” nın çektiği “ Yeşil Ordu” ve her türlü madra­

bazlıkları; öte yanda medrese eğitimi sırasında dini si­ yasi erk için alet eden softaların arasından “ bilinçle­

nerek” ayrılıp ilkokul öğretmeni olan Şahin Etendi’nin

bir ‘aydınlanma” savaşımı.

Reşat Nuri, bir Anadolu mekanında -Sarıova Sancağı- canalıcı bir toplumsal soruna yönelerek bir tez romanı yazmış. Romanın konusu günümüzü oldukça ilgilendiri­ yor. Reşat Nuri’nin yaklaşık doksan yıl öncesinde odak- laştırdığı bir sorun, ne yazık ki günümüzde de gündem­ de. Evet, ne yazık ki 21. yüzyıla girmek üzereyken, şeriat istemiyle toplumu daha da geriye götürmeyi -her darbe sonrası biraz daha ‘geriye’ gidiyoruz- isteyenler “arttık­

ça” bu tür yapıtlar, ebedi değerinin dışında da önem ka­

zanıyor. Bu bakımdan okunması gereken -ya da yeni­ den okunması gereken- bir roman Yeşil Gece.

Reşat Nuri, Yeşil Gece’yi (1928) yazdığı yıllarda bir yandan da Zola’nın Gerçek (Hakikat, 1929) romanını çe­ viriyor. Gerçek’teki papazlar ve papaz okulları ile Yeşil Gece’deki sarıklılar ve medreselerin toplum içindeki olumsuzlukları benzerlik taşıyor. Bir başka benzerlik de ünlü Dreyfus Davası’ndaki Zola’nın etkinliği ile Şahin Efendi’nin, Kelami Baba Medresesi’ni kundaklamakla suçlanan Fransızca öğretmeni Mehmet Nihat Efendi’yi aklama savaşımı ve gerçeği ortaya çıkarışı.

Reşat Nuri’yi yalnızca Çalıkuşu ve Yeşil Gece ile bı­ rakmamak, öteki yapıtlarının arasında da küçük bir gezi­ ye çıkmak gerekir: Dudaktan Kalbe, Acımak, Damga,

Yaprak Dökümü, Akşam Güneşi, Miskinler Tekkesi vb.

Reşa Nuri’yi ve benzeri klasikleri okurken gündeme gelen önemli bir sorun da yeni basımlarının hazırlanışı. Öyle ya, bu tür yazarların yeni basımlarını okura en iyi biçimde sunmak gerekir. Ne yazık ki tüm yapıtlarını ya­ yımlayan İnkılap Kitabevi bu özeni göstermemiş.

Yeşil Gece nin on ikinci basımında (1993) birçok hata

(yanlış) var. Şapkalar gelişigüzel konmuş, sözcüklerin eski yazılış biçimleri tutarsız olarak değiştirilmiş. Birkaç dizgi yanlışına örnek: Bizar, “ biraz” (7); yol, “yok” (13);' ve, “ b ir " (28); saadetlerin, “saatlerin” (44); gaye-i hayal,

“ hayat gailesi” (45) olmuş. Bir iki tane de önemli atlama

var. Sayfa 23’te ve 38’de birer cümle, 37’de de bir sözcük atlanmış. Sayfa 33’te anlamı etkileyen çok önemli bir dizgi hatası var. Sayfanın sondan bir önceki paragrafı­ nın ilk cümlesi şöyle: “ O zamana kadar bütün medrese-

ciler gibi Şahin Efendi’nin amcası da ’Maddiyun’ id i.”

Buradaki “amcası” sözcüğü “umacısı” olacak.

(Tüm bu hata ve yanlışlara ilk 45 sayfada rastlayınca biz de yeni okumamızı dağılmasın diye el sürmek iste­ mediğimiz, Mithat Sadullah Sander’in gözden geçirdiği inkılap ve Aka Kitabevleri’nin yayımladığı 1963 yılındaki

“yeni ikinci basılış” ından yaptık.)

Bir başka sorun da kitabın kapağı. 1993 basımının ka­ pağında, birbirlerine sarılmış bir kadın ile bir erkek ve elleri makineli tüfekli askerlerin yer aldığı bir resim var. Romanda herhangi bir aşk öyküsü yok. Herhangi bir ka- dın-erkek ilişkisi yer almıyor. Askerler de giysi ve silah­ larıyla İkinci Dünya Savaşı’na ait.

insan bu kitabı eline alıp kapağını görünce küçük dilini yutabilir. Belli ki yayınevi salt ticari bir amaçla bir “çok-

satar" kapağı yapmaya çalışmış. Böylesine özensiz ve

garip kapaklı bir kitapla Reşat Nuri’yi okurlara sunmak, tek sözcükle ayıp ve büyük bir saygısızlık.

Pekiyi, Reşat Nuri’nin kalıtçıları bu duruma ne diyor? Umarız en kısa zamanda Reşat Nuri’nin yapıtları hatasız ve özenli bir biçimde yayımlanır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yıllardır Başbakan olarak gördüğü babası artık Cumhurbaşkanı seçilmişti..(Yukarıda) DYP milletvekilleri ile birlikte bileşime katılmayan Demirel ise çok rahat ve

Bu çalışmada, spor kulüplerinde gerçekleştirilen kurumsal iletişim faaliyetleri ile futbol, basketbol ve voleybol branşlarında kurumsallaşmış, müsabakalarda yer

Böylece, bu yerler, daha da mâna kazanacağı gibi, ya­ pılacak onarımlarla da ilerideki nesil­ lere daha sağlam bir şekilde emanet edileceklerdir.. Bu tip

Muğla’da, “sanat galerisi ve arkeolo­ ji müzesi” olacak biçimde onanmı sür­ mekte olan eski Konakaltı Cezaevi bi­ nası ise çevresindeki öbür kültür

PEK ÇOK YÖNÜ BÎLİNMİYOR-FahrelnissaZeid’i, hakkında yazılan kitaplara, açı­ lan sergilerine ve isminin sık sık gündeme gelmesine rağmen modem Türk resminin

Birinci Cihan Harbinden son­ ra Fahri Kopuz, Reşat Erer, Ke­ mimi Haşim, Âmâ Nâzım, Ney­ zen İhsan Aziz, Tanburi Ahmet Neşet, Hanende Sıtkı, Hanende Arap

Gazetemize yazdığı «Yurddan Y a ­ llar» serisile bütün memleketin dikkatini ıir daha üzerine çeken güzide edib İsma­ il Habib, tetkik seyahatlerine bir

Bundan sonra Ofluoğlu’nu oyunculuğunun yanında tiyatro adamı ve tiyatro kurucusu olarak da görüyoruz: 1958‘de İstanbul Oda Tiyatrosunu 1966’da da Mücap