Cumhuriyet devrinin
îki sene sonra Türkiye Cum huriyeti bir çeyrek asırlık ömre sahip olanak. Cumhuriyet rejimi nin Türkiy e tarihinde en istikrar lı bir devri teşkil etmekte bulun- duğunu.kahul etmek lâzımdır. He le bu, devrin bir kısmının bütün cihaiı muvazenesini aıtüst etmiş yıllara tesadüf ettiğini de düşü- küncs, keyfiyetin mânası ve de- ğsri büsbütün meydana çıkar. Bunları söyledikten sonra konu muzun asıl çerçevesine girerek i- lâve etmek isterim ki, geçildiği miz yıllara ait tarihin günün bi- r'-?:k; yazılmağa başlanacağını dü- ş inerek bu hususta gereken mal
zemeyi toplamak ve tanzim ve
tasnif etmek işine bir an evvel e- saslı bir şekilde girişmeliyiz. Mil lî f” itini Bakanlığınca kurulmuş ıran fİnkılap Tarihi Enstitüsü) nün alâka sahasını teşkil eden yıl larla bugün» kadar sürüp gelme si ve hele istikbale uzanması el len te varid Olamaz. İnkılâp başar rı’rsıış, Curahuriy t rejimi yoluna çıkan manialarla ep mühimmi o- lan Şeyh Sait isyanını bastırdık tan ve fesle eski harfler gibi ce miyetimizi maziye bağlayan son şekilleri de ortadan kaldırdıktan sonra yeni re jim tabiî hayat şart ları irinde gelişme devresine gir- ni'ştir. Ve senelerdenberi bu dev re içindedir.
İstikbale geçerek sürüp
git-tarihi
ineğe namzet olan bu normal dev rin tarihini yazaeak müverrihlere
gazete koleksiyonlarından gay
ri vereceğimiz vesikaların saklan maları ve tasnifleri jşile Türk Ta rih Kur umurum ciddî şekilde meş gul olduğundan eminim. Bununla beraber, ayrıca bütün Bakaııiik- larda ve vilâyet merkezlerinden a- hnmış kararların ve görülmüş bü tün işlerin mahiyetlerini kesin ta rihler ve rakamlar vererek anla tan ve vesikaları muhafaza eden ;
hususî birer büro tesisinin pek;
faydalı ve hattâ zarurî olduğu ka- \ naatindeyim. Herhangi Bakanlık ta ve herhangi vilâyetteki vesa ik, pek eski zamanların değil hat tâ ikinci meşrutiyetten bugüne ka dar gelmiş Nazır - Bakanlarla va-j lilerin listesini kusursuz tanzime! bile yetmiyeeek derecede perişan; ve nakıs bir haldedir. Osmauîı İm paratorluğu biitün bu işleri vafc-
tüe bir tek Vakanüvis’e yükle
mek istemişti. Bir tek adamın
tophyaeağı vesikaların ve yazaea- ğr şeylerin maksadı asla temini e- demiyeceğini, bütün OsmanlI fa-' rhinin Cumhuriyete kadar yeni-i den yazılması icabettiğini görerek anlıyor ve malzemenin azlığı, pe rişanlığı karşısında bunalıyoruz. Gelecek nesilleri, geçirmekte ol
duğumuz yıllar hakkında da ayni i
güç durumda bırakmıyalım.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi