• Sonuç bulunamadı

Plastik sektöründe endüstriyel atıklarından geri dönüşüm sonucu elde edilen mamullerin maliyetlemesinde faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin uygulanması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Plastik sektöründe endüstriyel atıklarından geri dönüşüm sonucu elde edilen mamullerin maliyetlemesinde faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin uygulanması"

Copied!
88
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

APPLYING THE METHOD OF ACTIVITY BASED COSTING THAT IS OBTAINED FROM THE PRODUCTS WHICH HAVE BEEN THE RESULT OF RECYCLING FROM INDUSTRIAL WASTES IN THE SECTOR OF PLASTIC

KEYWORDS: Plastic, Sector of Plastic, Solid Industrial Wastes, Recycling,

Activity Based Costing, Classical Costing

ABSTRACT

In this study it has been worked on applying the method of activity based costing that came out as the solution of controlling the costing effectively in a solid waste recycling company. The study consists of three stages: In the first part, it has been worked on plastic, the situation of plastic sector in the country and in the world, solid waste, industrial solid wastes and the ways of recycling these wastes. The second part of the study has been defined the phases of costing management procedure and the method of activity based costing and has been stated it by comparing to classical costing. The third and the last part of the study has been depended on a practice that took place in a solid waste recycling company that has been run on activity based costing.

(2)

PLASTİK SEKTÖRÜNDE ENDÜSTRİYEL ATIKLARDAN GERİ DÖNÜŞÜM SONUCU ELDE EDİLEN MAMULLERİN MALİYETLEMESİNDE FAALİYET TABANLI MALİYETLEME YÖNTEMİNİN UYGULANMASI

Anahtar Kelimeler: Plastik, Plastik Sektörü, Endüstriyel Katı Atıklar, Geri

Dönüşüm, Faaliyet Tabanlı Maliyetleme, Klasik Maliyetleme

ÖZET

Bu çalışmada günümüzün ileri maliyetleme tekniklerinden olan ve maliyetlerin etkin kontrolüne bir çözüm olarak ortaya çıkan faaliyet tabanlı maliyetleme (FTM) yönteminin plastik katı atık geri dönüşüm işletmesinde uygulanması açıklanmaya çalışılmıştır. Üç bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde plastik, plastik sektörünün yurtta ve dünyadaki durumu, katı atık, endüstriyel katı atıklar ve bu atıkların giderim yöntemlerinden geri dönüşüm üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi ve yöntemin uygulama aşamaları açıklanmış ve klasik maliyetleme yöntemi ile karşılaştırılmasından bahsedilmiştir Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi plastik katı atık geri dönüşüm işletmesinde uygulamasına yer verilmiştir

(3)

PLASTİK SEKTÖRÜNDE ENDÜSTRİYEL ATIKLARDAN GERİ

DÖNÜŞÜM SONUCU ELDE EDİLEN MAMULLERİN

MALİYETLEMESİNDE FAALİYET TABANLI MALİYETLEME

YÖNTEMİNİN UYGULANMASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SERKAN GÜRELİ

ANABİLİM DALI: İŞLETME

PROGRAMI: MUHASEBE-FİNANSMAN

(4)

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ...I ÖZET...IV ABSTRACT...V KISALTMALAR ...VI TABLOLAR LİSTESİ...VII 0. GİRİŞ ...1 BİRİNCİ BÖLÜM 1. PLASTİK SEKTÖRÜ VE ENDÜSTRİYEL ATIKLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ ...4

1.1. Plastik ve Plastik Sektörü...4

1.1.1. Plastiğin Tanımı ...5

1.1.2. Plastik Çeşitleri ve Kullanım Alanları ...5

1.1.3. Plastik Sektörü ...8

1.1.3.1. Plastiğin Dünyadaki Durumu...8

1.1.3.2. Türkiye Plastik Sanayi ...9

1.1.3.3. Sektörün Swot Analizi ...11

1.2. Katı Atık ve Endüstriyel Katı Atıklar...13

1.2.1. Katı Atık Tanımı ve Kaynakları...14

1.2.2. Endüstriyel Katı Atıklar ...15

1.2.3. Katı Atık Giderim Yöntemleri ...16

1.3. Geri Kazanım ve Geri Dönüşüm ...18

1.3.1. Geri Kazanım ...18

1.3.2. Geri Dönüşüm ...19

1.3.2.1. Geri Dönüşümün Uygulama Aşamaları...20

1.3.2.2. Geri Dönüşümün Yararları...20

(5)

İKİNCİ BÖLÜM

2. FAALİYET TABANLI MALİYETLEME YÖNTEMİ ...23

2.1. Genel Olarak Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi...23

2.1.1. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Tanımı ve Temel Kavramlar...24

2.1.2. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yapısı...27

2.1.3. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Amaçları ...27

2.1.4. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yararları, Yönteme Yöneltilen Eleştiriler ve Yöntemin Önemini Arttıran Faktörler ...28

2.1.4.1. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yararları...29

2.1.4.2. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemine Yöneltilen Eleştiriler ...30

2.1.4.3. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Önemi Arttıran Faktörler 31 2.2. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Uygulama Aşamaları...33

2.2.1. Süreç Değerleme Analizi ...33

2.2.2. Faaliyet Merkezlerinin Belirlenmesi...35

2.2.2.1. Mamul Birimleri Düzeyindeki Faaliyetler...36

2.2.2.2. Mamul Partileri Düzeyindeki Faaliyetler...36

2.2.2.3. Mamul Düzeyindeki Faaliyetler...37

2.2.2.4. Üretim Yeri Düzeyindeki Faaliyetler...37

2.2.3. Maliyetlerin Faaliyet Merkezlerine Aktarılması...38

2.2.4. Maliyet Etkenlerinin Seçimi ...38

2.2.4.1. Ölçme Maliyeti ...39

2.2.4.2. Korelâsyon Derecesi ...39

2.2.4.3. Davranışsal Etkiler...40

2.3. Genel Üretim Giderlerinin Mamullere Dağıtımında Klasik Maliyetleme Yöntemi İle Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Karşılaştırılması ...40

2.3.1. Genel Üretim Giderlerinin Tanımı ve Üretim Maliyeti İçerisindeki Yeri ....40

2.3.2. Klasik Maliyetleme Sistemleri Yaklaşımı ...43

2.3.3. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi ile Klasik Maliyetleme Yöntemleri Arasındaki Farklılıklar ...46

(6)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. FAALİYET TABANLI MALİYETLEME YÖNTEMİNİN PLASTİK GERİ

DÖNÜŞÜM TESİSİNDE UYGULANMASI ...48

3.1. Örnek İşletme İle İlgili Genel Bilgiler ...48

3.2. Örnek İşletmede Klasik Maliyetleme Yönteminin Uygulanması ...50

3.3. Örnek İşletmede Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Uygulanması 51 3.3.1. Süreç Değerleme Analizi ...51

3.3.2. Faaliyet Merkezlerinin Belirlenmesi...53

3.3.3. Maliyetlerin Faaliyet Merkezine Aktarılması ...53

3.3.3.1. I.Aşama Maliyet Etkeninin Seçimi ...54

3.3.3.2. Maliyetlerin Faaliyet Merkezlerine Aktarılması...54

3.3.4. Faaliyet Merkezlerine Dağıtılan Maliyetlerin Üretilen Ürünlere Dağıtımı ..59

3.3.4.1. II. Aşama Maliyet Etkeninin Seçimi...59

3.3.4.2. Maliyetlerin Faaliyet Merkezlerinden Üretilen Ürünlere Dağıtımı ...60

3.4. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi Uygulama Sonuçları İle Klasik Maliyetleme Yönteminin Sonuçlarının Karşılaştırılması...71

4. SONUÇ...74

KAYNAKÇA ...76

(7)

KISALTMALAR ABD : Amerika Birleşik Devletleri

a.g.e. : adı geçen eser a.g.m. : adı geçen makale

AR-GE : Araştırma ve Geliştirme

A.Ş : Anonim Şirketi

b. : baskı

Br : Birim

Co : Comporation

D.E.Ü : Dokuz Eylül Üniversitesi

FTM : Faaliyet Tabanlı Maliyetleme

FM : Faaliyet Merkezi

GÜG : Genel Üretim Gideri

GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

Inc : Incorporated

İ.İ.B.F : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

JIT : Just In Time

Kg : Kilogram

Km : Kilometre

kw : kilowatt

s. : sayfa

U.S.A. : United States of America

v.b : ve benzeri

Vol : Volume

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Sektör Bazında Dünya Plastik Kullanımı 9

Tablo 2: Klasik Maliyetleme Yöntemi İle Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin

Karşılaştırılması 47

Tablo 3: İşletmenin Aylık Genel Üretim Giderleri 50

Tablo 4: Genel Üretim Giderlerinin Üç Ayrı Kalitedeki Poşete Dağıtımı 51

Şekil 1: Örnek İşletmeye Ait Üretim Şeması 52

Tablo 5: Örnek İşletmenin Faaliyet Merkezleri 53

Tablo 6: I. Aşama Maliyet Etkenleri 54

Tablo 7: Makinelerin Harcadığı Elektrik ve Gider Dağıtımı Tablosu 55

Tablo 8: Temizlik Giderinin Faaliyet Merkezine Dağıtımı 56

Tablo 9: Aydınlanma Giderlerinin Faaliyet Merkezlerine Dağıtımı 57

Tablo 10: Örnek İşletmenin Amortisman Giderleri 58

Tablo 11: Maliyetlerin Faaliyet Merkezine Dağıtım Tablosu 59

Tablo 12: II. Aşama Maliyet Etkenleri 60

Tablo 13: Taşıma Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 61

Tablo 14: Ayırma Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 62

Tablo 15: Kırma Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 63

Tablo 16: Şoklama Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 63 Tablo 17: Hammadde Çek. Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere

Dağıtımı 64

Tablo 18: Karışım Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 65 Tablo 19: Hammadde İşleme Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere

Dağıtımı 66

Tablo 20: Kesim Faaliyet Merkezinde Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 67

Tablo 21: Stoklama Faaliyet Merkezindeki Maliyetlerin Poşetlere Dağıtımı 67

Tablo 22: Haberleşme Giderinin Üretilen Poşetlere Dağıtımı 68

Tablo 23: Büro Giderlerinin Poşetlere Dağıtımı 69

Tablo 24: Danışmanlık Giderinin Poşetlere Dağıtımı 70

Tablo 25: İdari Personel Giderinin Poşetlere Dağıtımı 71

Tablo 26: Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi Maliyet Dağıtımı 71 Tablo 27: Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi İle Klasik Maliyetleme

(9)

0. GİRİŞ

Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de özellikle büyük yerleşim yerlerinde insanların karşılaştığı en büyük çevre sorunu atıklardır. İnsanların evsel ve endüstriyel faaliyetleri sonucu oluşan katı atıklar, nüfusun artması, yaşam standartlarının yükselmesi ve teknolojideki gelişmelerin sonucunda miktar ve çeşit olarak artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin birçoğu katı atıklar ile ilgili sorunlarını halletmiş olmalarına rağmen, ekonomik açıdan gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda bu konu önemli bir problem olmaya devam etmektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’de de çevrenin korunması için harcanan tüm çabalara rağmen katı atıkların sistemli bir şekilde uzaklaştırıldığı ve ayrıştırıldığı söylenemez. Tekniğine göre uzaklaştırılamayan ve depolanamayan katı atıklar önemli derecede çevre kirlenmesine neden olmakta halk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Atıklar, toplanması, kaynakta ayrılması, depolanması, imha ve yeniden kullanılabilir hale getirilmesi gibi birçok sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Plastik atıkların uzaklaştırılmasında, depolama, kompostlaştırma, yakma ve geri kazanım yöntemleri kullanılmaktadır, atıkların özelliklerinden yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal yöntemlerle ikincil, başka bir ürüne veya enerjiye çevrilmesi olarak tanımlanabilen geri kazanım, bu yöntemler arasında hem doğayı koruma, hem de ekonomik değer yaratma bakımından ön plana çıkmaktadır.

Plastik atıklardan yeni ürünler elde etmek amacına yönelik mevcut geri kazanım süreci, plastiklerin kimyasal bileşiklerine göre toplanıp ayrıştırılmasını gerektirir. Plastiklerin ayrıştırılması ve tasnifi için bugüne kadar otomatik bir yöntem geliştirilmediği için farklı plastiklerin katı atıklardan ayrıştırılması oldukça pahalıya sağlanabilmektedir. Bu yüzden kaynakta ayrışma son derece önemlidir.

Geri dönüşüm, geri kazanımın özel bir hali olan ve atıkların fiziksel, kimyasal vb. işlemlerden geçirilerek ikinci kez hammadde olarak üretim sürecine sokulması işlemidir. Petrol esaslı plastik hammaddesine alternatif olabilecek kalitede ikinci el hammadde üretimi dünyada da yeni gelişen bir sektördür. İleri teknoloji ile plastik atıkların orijinal hammadde polimer yapısına dönüştürülmesi sonucunda aynı

(10)

miktarda petrolden üretilen plastik hammaddesine olan ihtiyaç azalacak ve plastik mamul üretiminde geri dönüşmüş malzeme ikame mal haline gelecektir. Bu şekilde geri dönüşüm, doğal enerji kaynağı olan petrolün daha az tüketilmesi sonucunda enerji tasarrufu yönünden hem ekonomiye, hem çevreye olumlu katkı sağlamış olacaktır.

Günümüzde her alanda ortaya çıkan yenilikler işletmelerin üretim yapılarını da etkilemektedir. Eskiden insan gücü kullanılarak gerçekleştirilen işlemlerin çoğu bugün makineler sayesinde daha basit ve zahmetsiz bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Artık işletmeler ileri üretim tekniklerini kullanarak çok daha çeşitli ve kaliteli mal ve hizmet üretebilmektedirler. Ancak işletmelerin üretim yapılarında ortaya çıkan bu değişiklikler iş dünyasında aşırı rekabetçi bir ortamı da beraberinde getirmiştir. Bunun sonucu olarak yeniliklere uyum sağlayan işletmeler pazar paylarını arttırırken, uyum sağlayamayan işletmeler varlıklarını sürdürememektedirler.

Üretim teknolojilerinin hızlı bir şekilde gelişmesine paralel olarak gerçekleşen üretim yapılarının değişimi mamul maliyetlerinin yapısını değiştirmiştir. Teknoloji geliştikçe üretimde bilgisayarlı makinelerin kullanım oranı artmış, işçiliğin kullanım oranı azalmış ve üretim maliyetleri içerisinde direkt işçilik giderlerinin payı küçülmüştür.

Bilindiği gibi mamul maliyetleri direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim giderlerinden oluşmaktadır. Direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik maliyetlerinin üretilen mamullere yüklenmesinde fazla bir sorunla karşılaşılmamakta fakat genel üretim giderlerinin mamullere yüklenmesinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. Genel üretim giderlerinin mamullere yüklenmesi için kullanılan dağıtım yöntemlerinin ve anahtarlarının seçimi ve kullanılması bilhassa günümüz teknoloji yoğun üretim biçiminde çok daha fazla önem kazanmaktadır.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi de bu noktadan hareketle 1980’li yılların başında klasik maliyetleme yönteminin eksiklikleri ve yetersizliği karşısında

(11)

yeni bir düşünce olarak ortaya çıkmış ve başta ABD olmak üzere birçok ülkede uygulama alanı bulmuştur.

Yapılan araştırmalarda günümüzün rekabetçi üretim ortamlarında faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin ürün maliyetlerinin hesaplanmasında klasik yöntemlere göre daha iyi sonuç verdiği belirtilmektedir. Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi; strateji, dizayn ve faaliyet kontrol veya ürün grupları ile ilgili tüm maliyetleri sadece ilgili olduğu ürün ve/veya ürün gruplarına göre dağıtan bir maliyet yöntemidir. Bu yöntem işletmelerde genel üretim giderlerini mamullere daha doğru şekilde yükleyerek daha doğru maliyetler elde edilmesi başta olmak üzere birçok avantajları ortaya çıkarır.

Bu noktadan hareketle bu çalışmada özellikle son yıllarda oldukça fazla işletme tarafından tercih edilen ve çok çeşitli uygulama alanlarında kullanılabilen bir maliyetleme yöntemi olan faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemine ve plastikten geri kazanım sağlayan bir geri dönüşüm işletmesinde uygulanmasına yer verilmiştir.

Çalışmanın ilk bölümünde plastik, plastik sektörünün Türkiye ve dünyadaki durumu, katı atık, endüstriyel katı atıklar ve bu katı atıkların giderim yöntemlerinden geri kazanım ve geri dönüşüm üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, yöntemin uygulama aşamaları ve genel üretim giderlerinin mamullere dağıtımında yöntemin, klasik maliyetleme yöntemiyle farklılıkları açıklanmaya çalışılmıştır.

Üçüncü bölümde faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin plastikten geri kazanım sağlayan bir geri dönüşüm işletmesinde uygulanabilirliği ile ilgili örneğe yer verilmiştir.

Son bölüm olan sonuç bölümünde ise, yapılan çalışmada ulaşılan sonuçlara yer verilmiştir.

(12)

BİRİNCİ BÖLÜM

1 PLASTİK SEKTÖRÜ VE ENDÜSTRİYEL ATIKLARIN GERİ

DÖNÜŞÜMÜ

Plastikler, ucuzlukları, kolay işlenebilmeleri, dayanıklılıkları, hafif olmaları, temiz görünümleri, esnek olmaları, su ve ortam koşullarına karşı mukavim olmaları ve benzer özellikleri nedeniyle, klasik hammaddelere göre büyük üretim, tüketim ve kullanım avantajlarına sahiplerdir.

Plastikler, inşaat sektöründe, otomotiv sanayinde, sulamada, tarımda, elektronik sanayiinde, tekstil endüstrisinde, gıda endüstrisinde ve buna benzer sayılamayacak kadar çok sektörde, bazen temel hammadde, bazen de yardımcı madde olarak kullanılmaktadır. İşte buna benzer sosyal ve ekonomik faydalarının yanı sıra zamanla daha iyi görülmeye başlanan gerçek, plastiklerin insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileridir. Yoğunlukları sebebiyle katı atıklar içinde en çok göze görünen plastikler insan sağlığına çeşitli yollarla kimi zaman zarar verebilmektedirler. Çevreye olan zararların minimize edilmesi için son yıllarda büyük kampanyalar başlatılmıştır. Bunun için hurda ve kullanılmış, özellikle kaynağından ayrı toplanmış endüstriyel faaliyetler sonucu meydana gelen plastik katı atıkların toplanması, geri dönüşümü ve geri kazanımı hem ekonomik bakımdan hem de çevre kirliliğinin azaltılması bakımından çok önemli bir parametre olmuştur.

1.1 Plastik ve Plastik Sektörü

Kullanım alanı gittikçe artan ve insan ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayan plastiklerin her geçen gün daha fazla tüketimi yapılmaktadır. Bu bakımdan bu başlık altında plastik, plastik çeşitleri, kullanım alanları ve plastik sektörünün Türkiye’deki ve dünyadaki durumu hakkında açıklamalara yer verilmiştir.

(13)

yılında İngiliz kimyacı ve mucit Alexsander Parkes tarafından keşfedilmiştir. Plastikler, karbon, hidrojen, oksijen, azot ve diğer organik ve inorganik elementli elementlerle oluşturduğu manomerler diye adlandırılan en küçük ve basit moleküllü gruplardaki çift bağın koparılarak polimerler diye adlandırılan uzun zincirli yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen insan yapımı maddelerdir1.

Plastik, kalıba dökme, haddeleme ya da herhangi başka bir teknikle kolayca biçimlendirilebilen çok çeşitli yapay malzemelerin ortak adıdır. Plastik sözcüğü “biçimlendirme” anlamındaki Yunanca plastikos sözcüğünden gelir2.

Plastiğin kaynağı, ham petrol, gaz ve kömürdür. Plastiğin genelde ana kaynağı petrol rafinesinden arta kalan maddelerdir. Dünyada üretilen toplam petrolün sadece %4’ü plastik üretimi için kullanılmaktadır3.

Plastikler ağırlıkça hafif, dayanıklı güçlü ve kolayca kırılmaz olduğundan kumaş yapımı, paketleme, oyuncak, mobilya imalatı, şişe ve plastik levhalar gibi çeşitli malzemelerin üretiminde hammadde olarak kullanılmaktadır4.

1.1.2. Plastik Çeşitleri ve Kullanım Alanları

Plastiklerin büyük bölümünün en önemli özelliği ısıtıldıklarında erimeden yumuşamaları ve yumuşak haldeyken mekanik yollarla kolayca biçimlendirilebilmeleri, soğutulduklarında ise yeniden sertleşmeleridir. Bu özellik plastiklerin molekül yapısından kaynaklanır5.

1 Elif Saltekin, “Ambalaj ve Geri Dönüşüm”, Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği, 2001, s.22.

(http://www.kimyaevi.org/dokgoster.asp?) (12.12.2005).

2 http://www.simgeplastik.com/sp/journal/articleview.asp?InfoID=251&iabspos01&vjob=usub,85)

(12.12.2005).

3 Mustafa Öztürk, “Daha İyi Bir Çevre İçin, Plastikleri Geri Kazanalım”, Pagev Plastik Dergisi, Sayı:

82 (Eylül-Ekim), 2005, s.78.

4 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.78. 5 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.78.

(14)

Plastikler genel olarak iki temel sınıfa ayrılırlar. Bunlar6:

¾ Tekrar eritilip şekillendirilip kullanılan termo plastikler,

¾ Tekrar şekillendirilmeyen termoset plastiklerdir.

Termo plastiklere polietilen, polipropilen, polistren, polivinilklorür, polietilenteneftalat gibi plastikler örnek verilebilir. Termoset plastiklere örnek ise alkid polyester, âmin reçineleri ve poliürean köpükleri gösterilebilir. Bunların dışında elyaf olarak naylon gibi plastiklerde mevcuttur7.

Plastikler düşük yoğunluklu, kuvvetli, istenen şekilde şekillendirilme özelliğine sahip olması ve düşük maliyetinden dolayı daha fazla alanda kullanılmaya başlanmıştır. Kullanım kapasitesi sürekli artmaktadır. Plastikleri ayırt etmek için plastik teşhis etme kodu kullanılır. Genelde kullanılan 6 tür plastik teşhis etme kodu vardır8. Bu plastik türleri ve kullanım alanları aşağıda şekilde sıralanabilir.

PET veya PETE (Polietilen Tereftalat) Plastikler; PET’leri teşhis etme kodu

1’dir. Yoğunluğu 1.33–1.38gr/ml dir. Orta sertlikte bir plastiktir. PET, açık veya hafif renkli, yarı saydam, suda yüzebilme özelliklerine sahiptir. Çeşitli boyutlarda içme suyu, meyve suyu ve bitkisel yağ şişeleri, fıstık yağı kavanozu, mikro dalga gıda tepsisi örtüsü, salata kapları, PET plastiklerden yapılmaktadır. PET hızlı yanar, alevleri renksizdir, yanarken mum kokusu ve sönerken beyaz duman verir9. Polietilen ambalaj sanayinde kullanılan plastiklerin yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır10.

YYPE (Yüksek Yoğunluklu Polietilen) Plastikler; YYPE’leri teşhis etme kodu

2’dir. Yoğunluğu 0.94–0.96 gr/ml’dir. Doğal olarak süt görünümündedir. Yarı 6 Münir Taşdemir, “Polietilen, Polistiren ve Polipropilenin Dünyada ve Türkiye’deki Kullanımı,

Yeniden Değerlemesi ve Ekonomisi”, Uluslararası Plastik Ambalaj Endüstrisi ve Yan Sanayi

Dergisi, Sayı:10 (Eylül-Ekim 1997), s.50.

7 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.79.

8 (http://www.kimyaevi.org/dokgoster.asp?)(16.12.2005) 9 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.79.

10 Tunç Savaşçı, Nurseli Uyanık, Güneri Akovalı, Plastikler ve Plastik Teknolojisi, 2.b., İstanbul:

(15)

saydam veya renklidir. Orta sertlikte bir plastiktir. Düşük maliyetli, kolay şekillenebilmesi ve kırılmaya dayanıklı olması nedeni ile geniş bir kullanım alanına sahiptir. Süt, su, meyve suları, sıvı deterjanlar, motor yağları, çamaşır suları, şampuanlar ve losyonların kapları üflemeli kalıba dökmeli YYPE’den yapılır11.

PVC Plastikler (Polivinil Klorür); PVC’leri teşhis etme kodu 3’tür.

Yoğunluğu 1.32–1.42 gr/ml’dir. Bitkisel yağlar ve şampuan şişeleri, pencere temizleme ürünleri, taze et kapları, ketçap şişeleri, borular ve pencere çerçevesi malzemeleri PVC’den yapılmaktadır. PVC yakıldığı zaman çok asitik özelliğe sahip hidrojen klorür gaz kirleticisi yanında kanser yapıcı dioksin ve furan gibi kirleticiler oluşur12.

AYPE Plastikler (Alçak Yoğunluklu Polietilen); AYPE’leri teşhis etme kodu

4’tür. Yoğunluğu 0.91–0.93 gr/ml’dir. Düşük yoğunluklu polietilendir. Esnek ve buruşmaz özelliğine sahip bir plastiktir. AYPE plastikleri pürüzsüz esnek ve nispeten saydam olduğundan dolayı en çok film hammaddesi olarak kullanılır. Ayrıca; çuval, büzgü, germe şalı, çöp torbası, ekmek ve sandviç torbası, bakkal torbaları, hardal ve kahve kabının esnek kapaklarının yapımında kullanılır13.

Polipropilen (PP) Plastikler; PP’leri teşhis etme kodu 5’tir. Yoğunluğu 0.90–

0.92 gr/ml’dir. Yarı saydam suda yüzebilen bir plastiktir. Orta sertliğe ve parlaklığa sahip plastiklerdir. Çubuk başlıkları, yoğurt kapları, ketçap şişeleri ve bazı kaplar ve kapaklar. Polipropilen plastiklerden yapılır14.

Polistiren (PS) Plastikler; PS’leri teşhis etme kodu 6’dır. Yoğunluğu 1.03–

1.06 gr/ml’dir. Oldukça sert kırılgan ve parlak bir plastiktir. Koruyucu paketleme yumurta kartonları ve tepsileri, fast food paketleme kapları, su bardağı, kapaklar, köpek yemek kapları polistiren plastiklerden yapılır15.

11 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.80. 12 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.81. 13 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.82. 14 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.82. 15 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.82.

(16)

1.1.3. Plastik Sektörü

Plastik sanayi, uluslararası standart sanayi sınıflandırılmasına göre imalat sanayinin 39. ana grubunun 399. alt grubunu oluşturmakta, petro-kimya sanayinin bir alt grubu olarak girdisinin %90’ın bu sektörden sağlamaktadır. Plastik sanayinin diğer sektörlere çok kolay entegre olabilen bir yapıya sahip olması nedeniyle bazen bu sektörler içinde de değerlendirilmektedir16.

Plastik sanayinin temel girdilerini, termoplastikler, termosetplastikler, ve katkı maddeleri oluşturmaktadır17.

Plastiklerin cam, metal, kauçuk, ağaç, inorganik maddeler gibi diğer malzemelerle de birlikte kullanılmaları gelişen teknolojiye paralel olarak hızla arttığı gibi; plastikler bütün dünyada demir, tahta ve cam gibi malzemelerin yerine alternatif malzemeler olarak kullanılmakta ve her gün yeni uygulamalara imkân sağlamaktadır. Gerek ekonomik gerekse kolay uygulanabilir olması plastiğin diğer maddelere göre tüketimini hızla arttırmakta ve plastik tüketiminin fazlalığı, ülkelerin gelişmişliğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir18.

1.1.3.1.Plastiğin Dünyadaki Durumu

1990 yılında 86 milyon ton olan dünya plastik malzeme tüketimi 2005 yılında 176 milyon tona çıkmıştır. Tüketimin 2010 yılında 250 milyon tona çıkması beklenmektedir. Japonya dışında Güney Asya, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin en büyük paya sahip oldukları gözlenmektedir. 2005 yılında kişi başına plastik tüketiminde dünya ortalaması 28 Kg olarak gerçekleşmiş olup 2010 yılında 37 Kg’a çıkması beklenmektedir19.

16(http://www.pagev.org.tr./uploads/Türkiye%20Plastik%20Sektör%20Raporu%202004.pdf)

(16.12.2005).

17(http://www.pagev.org.tr./PlastikSektörRaporu2005)(16.12.2005).

18 Barboros Demirci, “Sektörümüzdeki Gelişmeler, Beklentiler ve Pagder’in Sektördeki Rolü”,

Plastik Haber, Sayı:1, (Kasım-Aralık 2005), s.15.

(17)

Plastik sektörü Avrupa Birliği ülkelerinde 15 milyon kişiye istihdam sağlarken yılda ortalama 160 milyar Euro katma değer yaratmaktadır. Dünya plastik sektöründe ise 60 milyon kişiye istihdam sağladığı ve yılda ortalama 700 milyar Euro’luk katma değer yarattığı tahmin edilmektedir20.

Dünya plastik tüketimini yönlendiren sektörler ve yüzdelik dağılımı ise şöyledir21.

Tablo 1: Sektör Bazında Dünya Plastik Kullanımı

Ambalaj Sanayi %29 İnşaat Sanayi %24 Otomotiv Sanayi %9 Elektrik Sanayi %8 Mobilya Sanayi %7 Ev Eşyası %5 Tarım %2 Ve diğer %16

Kaynak: Barboros Demirci, “Sektörümüzdeki Gelişmeler, Beklentiler ve Pagder’in

Sektördeki Rolü”, Plastik Haber, Sayı 1(Kasım-Aralık 2005), s.15.

1.1.3.2.Türkiye Plastik Sanayi

Türk plastik sanayinin dünya plastik sektörü içindeki payı %1,6 düzeyindedir. Türkiye plastik işleme kapasitesi ile Avrupa’da İspanya’dan sonra 6. sırada gelir22.

Sektör en hızla büyüyen sektörler arasında olup 2004’de imalat sanayi %10,4 toplam sanayi %9,8 büyürken plastik sanayi %12,7 büyüme kaydetmiştir23.

Plastik sektörünün 2000 yılında 7,7 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam üretim değerinin 2005 yılında 12,4 milyar dolara çıktığı tahmin edilebilmektedir.

20 Barboros Demirci, a.g.m., s.15.

21(http://www.pagev.org.tr/PlastikSektörRaporu2005)(16.12.2005). 22 (http://www.pagev.org.tr/PlastikSektörRaporu2005)(16.12.2005). 23 Barboros Demirci, a.g.m., s.15.

(18)

Plastik sektörünün GSMH içindeki payı 2000–2005 yılları arasında ortalama %4 olarak gerçekleşmiştir24.

Sektörün 2000 yılında 1,7 milyon ton ve 2,2 milyar dolar gerçekleştirdiği toplam hammadde ve mamul ithalatının 2005 yılında ton olarak %112 artarak 3,6 milyon tona, döviz olarak %159 artarak 5,7 milyar dolara çıktığı görülmektedir. Sektörün 2000 yılında hammadde ve mamul olarak gerçekleştirdiği toplam 307 bin tonluk direkt ihracatı %138 artarak 2005 yılında 733 bin tona çıkmıştır. Döviz bazında ihracatın aynı yıllar içinde 500 milyon dolardan 1,1 milyar dolara çıktığı ve %120 arttığı görülmektedir. 2005 yılında sektör toplam dış ticareti 2,9 milyon ton ve 4,2 milyar dolar açık vermiştir. Mamul dış ticareti, dış ticaret fazlası verirken açık tamamen hammadde ithalatının artmasından kaynaklanmaktadır25.

Türk plastik sektöründe, çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6000’ne yakın firma faaliyet göstermektedir. Bu firmaların %63’ü mamul üreticisi olup bunu %16 ile makine ve ekipman ve %12 ile de hammadde ve yardımcı madde üreticileri takip etmektedir26.

Plastik sektöründe faaliyet gösteren 6000’e yakın firmanın 113’ünün yabancı sermaye ortaklığı mevcut olup bu firmaların toplam sermayesinin yaklaşık % 71’ini yabancı sermaye oluşturmaktadır. Sektördeki yabancı sermayenin ülkeler arasındaki dağılımında Almanya %21 ile birinci sırayı alırken, İtalya %9 ile ikinci, İngiltere %7 ile üçüncü sırayı almaktadır27.

Türkiye 2005 yılı itibariyle yılda 843.000 ton plastik hammaddesi üretebilecek üretim kapasitesine sahip durumdadır. Toplam kapasitesinin %83’ünü oluşturan 700.000 tonu Petkim’e aittir. Türkiye’nin 2000 yılında 1,5 milyon ton olan plastik işleme kapasitesi %140 artarak 2005 yılında 3,6 milyon tona çıkmıştır28.

24 Barboros Demirci, a.g.m., s.15. 25 Barboros Demirci, a.g.m., s.16. 26 Barboros Demirci, a.g.m., s.16. 27 Barboros Demirci, a.g.m., s.16. 28 Barboros Demirci, a.g.m., s.16.

(19)

1.1.3.3.Sektörün Swot Analizi

Türk plastik sektörünün mevcut durum analizi yapılarak, sektörün güçlü yönleri, sektörün zayıf yönleri, sektör için fırsatlar, sektöre yönelik tehditler hakkında aşağıda açıklama yapılmıştır.

¾ Sektörün Güçlü Yönleri

Plastik sektörü genç nüfus ve henüz doyuma ulaşmamış pazarı ile geleceğe yönelik yüksek talep potansiyeline sahiptir. Halen 44 kg olan kişi başı plastik tüketimi dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen gelişmiş ülkelerdeki 130 kg rakamıyla karşılaştırıldığında önemli bir potansiyele sahiptir29.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada ileri düzeyde bir otomotiv sanayini kurmuş olan tek ülke olması ve dünya çapında üreticilerin Türkiye’yi üretim üssü olarak seçmiş olmaları, otomotive yönelik plastik yatırımı yapacak firmalar açısından stratejik önem taşımaktadır30.

Mevcut planlanan doğal gaz ve ham petrol boru hattı projeleri ile bir enerji terminali olmayı hedefleyen Türkiye’nin diğer bir avantajı da orta doğu bölgesinde devreye giren yeni ve dev ölçekli petrokimya tesisleri ile batısındaki büyük ölçekli pazarlar arasında köprü konumunda olmasıdır31.

Türkiye’nin Avrupa pazarlarına yakınlığı JIT teslimatı, servis gibi konularda plastik üreticilerine avantaj sağlamaktadır32.

Sektör özellikle Avrupa ülkelerine göre nispeten ucuz iş gücü maliyetleri ve uzun çalışma sürelerini kabul edebilen genç, dinamik ve istekli kalifiye insan gücü potansiyeline sahiptir33.

29 Barboros Demirci, a.g.m., s.17. 30 Barboros Demirci, a.g.m., s.17. 31 Barboros Demirci, a.g.m., s.17. 32 Barboros Demirci, a.g.m., s.17. 33 Barboros Demirci, a.g.m., s.17.

(20)

¾ Sektörün Zayıf Yönleri

Sektörün zayıf yönleri maddeler halinde aşağıdaki şekilde sıralanabilir34:

9 Sektörün gelişimine yönelik strateji eksikliği ve vizyon belirsizliğinin olması,

9 Firmaların finansal yetersizlik nedeniyle AR-GE çalışmalarına yeterince kaynak aktaramaması,

9 Endüstriyel tasarım patent ve uluslararası standartlara yeteri kadar uyum sağlanamaması,

9 Eğitim, sanayileşme, kültür yetersizliği nedeniyle verimsizliği,

9 Pazarlama ve satış stratejilerinde yetersizlikler,

sektörün zayıf yönlerini oluşturmaktadır.

¾ Sektör İçin Fırsatlar

Sektörde yer alan fırsatlar maddeler halinde şöyle sıralanabilir35:

9 Genç nüfus ve pazarın doyuma ulaşmaması nedeni ile geleceğe yönelik potansiyel talebin yüksek olması,

9 Türkiye’nin kendi bölgesinde otomotiv ve beyaz eşya için yeni ve tek otomotiv üretim merkezi konumunda olması,

9 Türkiye’nin coğrafi, jeopolitik ve lojistik konumunun önemli bir etken oluşturması,

34 Barboros Demirci, a.g.m., s.18. 35 Barboros Demirci, a.g.m., s.19.

(21)

9 Bölge pazarındaki gelişme potansiyeli ve Avrupa pazarlarına yakın JIT teslimat servisi gibi faktörler,

sektör için önemli avantajlar sağlamaktadır.

¾ Sektöre Yönelik Tehditler

Sektöre yönelik oluşan önemli tehdit unsurları ise maddeler halinde şöyle sıralanabilir36:

9 Devletin, sektöre yönelik kalıcı ve tutarlı bir politika uygulayamaması,

9 Devlette, müşterilerine karşı zayıf kalan plastik üreticilerini koruyan devlet politikaları bulunmaması,

9 Kayıt dışı sanayi ve ticari faaliyetin büyük oluşu ve kayıtlı sektörde yüksek vergilerin ve vergi adaletsizliğinin ciddi bir sorun oluşturması,

9 Hammaddede dışa bağımlılığın olması, devlet kontrolündeki girdi fiyatlarının (plastik hammadde, enerji, yakıt) plansız bir şekilde artış göstermesi ve rekabetçi üretim olanaklarını ortadan kaldırması,

9 Bürokratik engeller, yabancı sermayeyi çekme konusundaki alt yapı eksiklikleri,

sektöre yönelik tehditleri oluşturmaktadır.

1.2. Katı Atık ve Endüstriyel Katı Atıklar

Bu başlık altında, katı atık tanımı ve kaynakları, endüstriyel katı atıklar ve katı atık giderim yöntemleri başlıklar halinde kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.

(22)

1.2.1. Katı Atık Tanımı ve Kaynakları

Bir değer ödeyerek alınan işe yaramadığı veya fonksiyonunu yitirdiği düşünülerek çöpe atılıp, ekonomik olarak ömrünü yitirmiş olan cam, metal, plastik, tekstil, kâğıt vb. gibi materyallere atık denir37.

Atık en basit tanımıyla, ihtiyaçların karşılanması için kullanılan maddelerin, o an için kullanılmayan veya kullandıktan sonra atılan kısmıdır. Sanayide, ulaşımda, tarımda, turizmde, inşaat sektöründe üretim yaparken, hizmet verirken çok sayıda madde ve malzeme biçim değiştirir. Bu faaliyetler için enerji sağlarken ve enerji kullanırken gaz, sıvı ve katı halde çeşitli atıklar ortaya çıkar. Bu atıkların bir bölümü nihai olarak bertaraf edilirken, bir bölümü geri kazanılarak yeniden kullanılabilir. Atık yönetiminde ana ilke, atıkların kaynağında azaltılması, kaçınılmaz olarak çıkan atıkların da mümkün olan en yüksek oranda geri kazanılarak yeniden kullanılması olmalıdır38.

Doğal yolla üretilmiş tarımsal, hayvansal ve orman ürünleri ile insanlar tarafından teknolojik işlemler ile üretilen her türlü madde amacı doğrultusunda kullanıldıktan sonra ortama atılır. Bu kullanılmayan, ortama katı halde atılan maddelere katı atık denilmektedir39.

Genel hatlarıyla katı atık kaynakları şöyle sıralanabilir:

9 Evsel Kökenli Katı Atıklar; Günlük faaliyetler sonucu, ev ortamında

ortaya çıkabilecek her türlü katı atık “evsel katı atıklar” tanımına girmektedir40.

9 Endüstriyel Katı Atıklar; Endüstrilerde üretim sonucu oluşan katı

atıklara endüstriyel katı atık denir41.

37 Adem Baştürk ve M.Talha Gönüllü, Evsel ve Endüstriyel Katı Atıkların Düşündürdükleri,

İstanbul: İnsan ve Çevre, İnsanlığa Hizmet Vakfı Yayınları, No:42, 1992, s.171.

38( http://www.beta.tobb.org.tr:8180/atik/DOKI.JSP)(17.12/2005).

39 Sefa Türkmen, “Katı Atıklar ve Kâğıdın Geri Dönüşümü”, (Proje Sunum, Kocaeli Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü, 2004), s.3.

40 Sefa Türkmen, a.g.e., s.3.

41 Senem Kayakıran, “Geri Kazanım Kâğıt” (Mezuniyet Tezi, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik

(23)

9 Kentsel Katı Atıklar; Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede

evsel ve ticari katı atıklar, sokak süprüntüleri, bahçe atıkları ve küçük imalathanelerin atıkları ile birlikte depolanarak toplanmakta ve kentsel katı atık akımını oluşturmaktadır42.

9 Mezbaha Katı Atıkları: Mezbahalardan çıkan her türlü katı atıklar43.

9 Tarımsal Katı Atıklar; Tarım alanlarından çıkan bitkisel maddeler,

tarım ilaçları ve bunların ambalajları tarım alet ve makineleri bu sınıfa girerler44.

9 Maden İşletmeciliği Katı Atıkları; Maden işletmeciliği faaliyetleri

sonucu çıkan kül, toz, cüruf ve molozlar katı atıkları oluşturmaktadır45.

9 Tehlikeli Atıklar; bünyelerinde tehlikeli olan maddeleri içeren veya

zararlılık potansiyeli olan atıklardır46.

1.2.2. Endüstriyel Katı Atıklar

Sanayi ve üretim işlemleri sırasında oluşan katı halde meydana gelen atıklara “Endüstriyel katı atık” denir. Endüstriyel işlemlerde her türlü imalat sonucunda üretilen endüstriyel katı atıklar toplum sağlığına zararlı atıklar ve zararsız endüstriyel katı atık olarak iki şekilde incelenebilir47.

Endüstriyel katı atıkların bileşimi evsel katı atıkların bileşimi gibi karmaşık olmamakla beraber, endüstrinin türüne bağlı olarak önemli ölçüde farklılıklar gösterebilmektedir. Bir kısım endüstriyel katı atıklar toplum sağlığı açısından sakıncasız bulunabilir ve bu tür atıklar, kentsel katı atıklar akımına dahil edilebilirler.

42 Sefa Türkmen, a.g.e., s.5. 43 Sefa Türkmen, a.g.e., s.5. 44 Sefa Türkmen, a.g.e., s.5. 45 Sefa Türkmen, a.g.e., s.5. 46 Sefa Türkmen, a.g.e., s.5.

47 Can Behran Kankul. “Ülkemizdeki Endüstriyel Atıklar Sorunları ve çözümleri”, (Proje Sunum

(24)

Ancak özellikle zararlı endüstriyel atıklar başta olmak üzere, endüstriyel katı atıkların toplanması, uzaklaştırılması üreticilerin sorumluluğundadır48.

Toplum sağlığı açısından zararlı endüstriyel katı atıklar arasında patlayıcı, toksit ve radyoaktif atıklar ile özellikle mezbahalar ve et kombinalarında üretilen kokuşabilir atıklar önem taşımaktadır49.

Endüstriyel faaliyetler sonucu üretimde meydana gelen katı atıklar, endüstriyel proses sırasında ortaya çıkan metal toz ve talaşları, plastikler, yağ, boya, petrol atıkları, ambalaj malzemeleri, proseste katalizör olarak kullanılan ancak üretime girmeyen kimyasal maddeler ayrıca kömür atıkları ile bunların yanması sonucu ortaya çıkan cürüf ve küllerdir50.

1.2.3. Katı Atık Giderim Yöntemleri

Katı atık çeşitlerinin çevre ve insan sağlığına zarar vermelerini önlemek amacı ile toplanması, taşınması, yeniden kullanım, geri dönüşüm, geri kazanım, yakma, gömme ve değerlendirme işlemlerini kapsayan çeşitli yöntemler ile çevreden uzaklaşması için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin tümü katı atık yönetimi olarak adlandırılmaktadır. Katı atık yönetimi, atıkların çevre ve insan sağlığına zarar vermeden en ekonomik ve en verimli yoldan uzaklaştırılması, mümkün ise geri kazanımı gibi birçok yöntemi kapsar51. Buna göre katı atık yönetimini oluşturan işlemler aşağıda açıklanmıştır.

Katı atıkların depolanması, Katı atık depolama alanları, katı atıkların çevre

ve insan sağlığına zarar vermeyecek bir şekilde çevreden uzaklaştırılması için yapılan özel depolama sahalarıdır. Bu alanlar yerleşim alanlarından uzakta ve geçirimsiz topraklar üzerine yapılan özel alanlardır. Genellikle çok derin olmayan bir çukur şeklinde tasarlanmış olan bu alanların yan ve taban bölümleri bu katı atıklardan kaynaklanan atık suların dışarıya sızmasını önleyici malzemelerle 48 Can Behran Kankul, a.g.e., s.4.

49 Can Behran Kankul, a.g.e., s.4. 50 Can Behran Kankul, a.g.e., s.5.

(25)

kaplanmıştır. Bu nedenle depolama alanına serilen atıklardan meydana gelen süzüntü suları tabi ortamla temas etmez. Bu alana serilen katı atıkların üzeri ise daha sonra toprak örtülerek kapanır. Katı atıkların çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde depolandığı bu alanlara düzenli depolama alanları denir52.

Yakma, Büyük şehirlerde ve çöp depolama alanı bulma imkânının sınırlı

olduğu bölgelerde atıkların imha edilmesi için yakma yönteminden yaralanılır. Yakma işleminde atıklar yüksek sıcaklıkta büyük fırınlar içinde yakılarak tamamen imha edilirler. Bu işlem iki şekilde uygulanır53.

— Enerji elde edilerek yakma: Ambalaj atıkları ve diğer ısı değeri yüksek olan katı atıklar yakıldığında kalorifik değerleri yüksek olduğu için enerji elde edilebilir. Bu enerji; konutların, büyük tesislerin ısıtılmasında kullanılabilir veya elektrik enerjisine dönüştürülerek yararlanılabilir.

— Enerji kazanımsız yakma: Bu yöntem daha çok zehirli ve tehlikeli katı atıkları ortadan kaldırmak için kullanılır. Yakma işlemi sırasında çıkan gazların hava kirliliğine yol açmaması için özel filtrelerin bacalarda kullanılması gereklidir. Bu özel filtreler sayesinde yanma sırasında ortaya çıkan zararlı gazlar tutularak havaya karışması önlenir. Yakma sonucunda geriye kalan kül ve metal parçaları gibi atıklar ise, yapı malzemesi olarak yol ve asfalt yapımında kullanılabilir.

Kompostlaştırma ve Organik Geri Kazanım, Organik atıkların (özellikle

yiyecek ve bitki atıkları) kontrollü ortamlarda çözündürülerek meydana getirilen zengin toprak yapma işlemine kompostlaştırma denir. Organik katı atıklar nem hava ve sıcaklık gibi etkenlere bağlı olarak çürümeye başlar. Bu çürüme sonucunda elde edilen gübre içerdiği faydalı mineraller nedeni ile tarım yapılan toprakları zenginleştirmek veya bitki örtüsünü geliştirmek için kullanılır54.

Geri kazanım ve geri dönüşüm, Cam, metal, plastik ve kâğıt/karton gibi

değerlendirilebilir atıklar çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçilerek yeni bir 52 Tunç Savaşçı, Nurseli Uyanık, Güneri Akovalı, a.g.e., s.326.

53 Can Behran Kankul, a.g.e., s.5. 54 Can Behran Kankul, a.g.e., s.5.

(26)

hammaddeye veya ürüne dönüştürülebilirler. Bu atıkların bir takım işlemlerden geçirildikten sonra ikinci bir hammadde olarak üretim sürecine sokulmasına geri dönüşüm denir. Geri kazanım ise, tekrar kullanım ve geri dönüşüm kavramlarını da içerdiği için biraz daha geniş kapsamlıdır. Değerlendirilebilir atıkların kaynağında ayrı toplanması, sınıflandırılması, fiziksel ve kimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye dönüştürülmesi işlemlerinin bütünü geri kazanım olarak adlandırılır55.

1.3. Geri Kazanım ve Geri Dönüşüm

Günümüzde gittikçe azalan doğal kaynakların ve bitki örtüsünün korunması ve mevcut tüketilmiş kaynakların tekrar kullanılabilmesi için insanoğlu geri dönüşüme yönelmiştir. Bu sayede hem enerjiden hem hammadde maliyetinden tasarruf edilmiş hem de mevcut bitki örtüsünün korunması sağlanmıştır56.

Bu bakımdan aşağıda, geri kazanım ve geri dönüşüm tanımlamaları, geri dönüşümün uygulama aşamaları, geri dönüşümün yararları ve kullanılmış plastiklerin geri kazanılması ve kullanım alanları hakkında açıklama yapılmıştır.

1.3.1. Geri Kazanım

Tabii kaynakların sınırsız olmadığı, dikkatlice kullanılmadığı takdirde bir gün bu kaynakların tükeneceği şüphesizdir. Kaynak israfını önlemenin yanında, hayat standartlarını yükseltme çabaları ve ortaya çıkan enerji krizi ile bu gerçeği gören gelişmiş ülkeler atıkların geri kazanılması ve tekrar kullanılması için yöntemler aramış ve geliştirmiştir57.

Değerlendirilebilir atıkların kaynağında ayrı toplanması, bu atıkların katı atık ayırma tesislerinde işlenerek özelliklerine göre daha homojen gruplara ayrılması, atıkların özelliklerinden faydalanılarak fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal

55 (http://www.simge-plastik.com/sp) (15.12.2005) 56 Senem Kayakıran, a.g.e., s.6.

(27)

yöntemlerle doğrudan veya dolaylı kullanımı olan başka ürünlere veya enerjiye çevrilmesi geri kazanım şeklinde tanımlanır58.

Demir, çelik, bakır, kurşun, kâğıt, plastik, kauçuk, cam gibi maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması, tabii kaynakların tükenmesini önleyeceği gibi ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ithal edilen malzemeye ödenen döviz miktarını da azaltacak, kullanılan enerjiden büyük ölçüde tasarruf sağlanacaktır. En az yukarıda sayılanlar kadar önemli olan diğer bir husus da uzaklaştırılacak katı atık miktarındaki büyük azalma ve dolayısıyla çevre kirliliğinin önlenmesidir59.

1.3.2. Geri Dönüşüm

Cam, metal, plastik, kâğıt/karton gibi değerlendirilebilir atıklar çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirilerek yeni bir hammaddeye veya ürüne dönüştürülebilir. Kaynağından ayrı toplanan atıkların fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra ikincil bir hammadde olarak üretim sürecine sokulması işlemine geri dönüşüm denir. Bu süreç her bir atık türü için malzemenin cins ve niteliğine göre farklılık gösterir. Geri dönüşüm geri kazanım kapsamında olan bir faaliyettir. Geri dönüşüm geri kazanım kategorileri içinde atığın değerini en çok arttıran olduğundan Avrupa Birliği Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi malzeme geri dönüşümüne yeniden kullanımın ardından en yüksek önceliği vermektedir. Sağlıklı bir geri dönüşüm sisteminin ilk basamağı ise bu malzemelerin kaynağında ayırma sureti ile toplanılmasıdır. Geri dönüştürülebilir nitelikteki bu atıklar normal çöple karıştığında bu malzemelerden üretilen ikincil malzemeler çok daha düşük nitelikte olmakta ve temizlik işlemlerinde sorunlar olabilmektedir. Bu yüzden geri dönüşüm işleminin en önemli basamağını kaynakta ayırma ve ayrı toplama oluşturur60.

58 Senem Kayakıran, a.g.e., s.6. 59 Senem Kayakıran, a.g.e., s.7.

60(http://www.ciğdemin.org.tr./konular/katıatık/ Çiğdemin Eğitim, Çevre ve Dayanışma Derneği,

(28)

1.3.2.1.Geri Dönüşümün Uygulama Aşamaları

Geri dönüşümün uygulama aşamaları aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir61:

¾ Tekrar kullanılabilir ambalaj atıkları (cam, metal, plastik, kâğıt ve karton) diğer atıklar ile karıştırılmadan temiz bir şekilde ayrı olarak biriktirilir,

¾ Ayrı olarak biriktirilen bu atıklar çöple karışmadan temiz bir şekilde uygun araçlar kullanılarak ayrı olarak toplanır,

¾ Kaynağında ayrı toplanan bu atıklar ayırma tesislerinde cinslerine göre (cam, metal, plastik, kâğıt, karton olarak) sınıflandırılır.

¾ Sınıflandırılan bu atıklar tekrar işlenmek ve değerlendirilmek üzere geri dönüşüm işletmelerine sevk edilir. Geri dönüşüm işlemi her malzeme türü için farklı işlemlerden oluşur.

1.3.2.2.Geri Dönüşümün Yararları

Geri dönüşümün yararları şöyle sıralanabilir62:

Doğal kaynaklar korunur, Kullanılmış ambalaj ve benzeri değerlendirilebilir

atıkların bir hammadde kaynağı olarak kullanılması, yerine kullanıldığı malzeme için tüketilmesi gereken hammaddenin veya doğal kaynağın korunması gibi önemli bir tasarrufu sağlar. Doğal kaynaklar dünya nüfusunun ve tüketimin artması sebebi ile her geçen gün azalmaktadır. Bu nedenle doğal kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir

Enerji tasarrufu sağlar, Geri dönüşüm sırasında uygulanan fiziksel ve

kimyasal işlem sayısı, normal üretim işlemlerine göre daha az olduğu için, geri dönüşüm ile malzeme üretilmesinde önemli bir enerji tasarrufu sağlanır.

61(http://www.cevko.org.tr/cocuk/katiatık) (15.12.2005).

(29)

Atık miktarı azalır, Geri dönüşüm sayesinde çöplüklere daha az atık gider ve

buna ek olarak bu atıkların taşınması ve depolaması kolaylaşır. Çünkü artık daha az çöp alanı ve daha az enerji gerekmektedir.

Geri dönüşüm ekonomiye katkı sağlar, Geri dönüşüm sayesinde

hammaddelerin azalması ve doğal kaynakların tükenmesi önlenecek, böylelikle ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.

1.3.2.3.Kullanılmış Plastiklerin Geri Kazanılması ve Kullanım Alanları

Plastikler tekrar tekrar kullanıldığında veya geri kazanıldığında katı atık depolama alanlarının ömrü uzar, katı atık taşıma ve depolama alanı işletme maliyeti düşer, yenilenmeyen hammadde kaynakları korunur, bacadan atılan kirletici miktarı azalır ve enerji kaynaklarının korunması sağlanır. Bu açıdan plastikler geri kazanılıp tekrar kullanıldığında aşağıdaki faydaları sağlamaktadır63.

1. Plastiklerin hammadde kaynaklarının korunması, 2. Plastik üretiminde enerji tüketiminin azaltılması, 3. Depolama alanlarının ömrünün uzaması,

4. Yeni iş alanlarının oluşması,

5. Atıkların enerjiye dönüşümünün artması.

Kullanılmış plastikler geri kazanılıp, tekrar üretime sokulduğunda yeni plastikler elde edilmektedir. Buna göre geri kazanılmış plastikler ve elde edilen yeni plastik malzemeleri aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır64:

¾ Geri kazanılmış PET’lerden; halı tabanları, uyku torbaları, giysilerdeki yalıtım maddesi, oto parçaları, boya fırçaları, can kurtarma hava yastıkları ve torbaları, pasta kutuları, piknik masaları, çitler, yürüyüş botları, lazer toner kartuşu, kayış gibi malzemeler,

63 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.86. 64 Mustafa Öztürk, a.g.m., s.86.

(30)

¾ Geri kazanılmış YYPE’den; geri kazanma bidonları, deterjan motor yağı kapları, çöp kovaları, alışveriş sepetleri, stadyum bankları, trafik işaretleri, golf torbaları, paletler, banyo koltuğu, bitki kabı, saç tarağı,

¾ Geri kazanılmış PVC’lerden; kanalizasyon borusu, çit, geri kazanma konteynırları, yol plakaları, merdiven parmaklığı, kremit, marley,

¾ Geri kazanılmış AYPE’den; nakliye örtüsü (branda), çöp kutusu örtüsü, yer tuğlası, mobilya, kompast kutusu gibi malzemeler,

¾ Geri kazanılmış PP’den; sinyal lambaları, kablolar, süpürge fırçaları, yağ hunileri, bisiklet dişli kutuları,

¾ Geri kazanılmış PS’den; termometreler ışık değiştirme levhaları, yalıtım malzemesi, yumurta kartonları, masa tepsileri, cetvel, plaka, çerçeve malzemeleri üretilmektedir.

(31)

İKİNCİ BÖLÜM

2. FAALİYET TABANLI MALİYETLEME YÖNTEMİ

Bu bölümde genel olarak faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, yöntemin uygulama aşamaları, genel üretim giderlerinin mamullere dağıtımında klasik maliyetleme yöntemi ile faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin karşılaştırılması açıklanmıştır.

2.1. Genel Olarak Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemi

Rekabetin gittikçe arttığı, küreselleşmenin ve teknolojik yeniliklerin yaşandığı dünyada, işletmelerin mevcut pazarlarını koruyabilmeleri, kabul edilebilir bir kârla faaliyetlerini sürdürülebilmeleri ve çağı yakalamaları doğru karar almaları ile mümkündür. Özellikle malların serbest dolaşımını sağlayan Gümrük Birliği’ne girildiği ve Avrupa ile hemen hemen bütünleşme sürecine gelindiği Türkiye’de, işletmelerin hem ülke içinde faaliyet gösteren işletmelerle, hem de Avrupa Birliği’ne dahil ülke işletmeleri ile rekabet edebilmesi daha da güçleşmiştir. Ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleşecek bu kıyasıya rekabet, işletmelerin mevcut durumunu gösterecek ve geleceğe ışık tutabilecek sağlıklı bir muhasebe bilgi sisteminin kurulması ile sağlanabilecektir. Bu bağlamda insan ihtiyaçlarını gidermek, topluma hizmet etmek, istihdam yaratmak ve bunun sonucunda kâr elde etmek isteyen işletmeler, üretmiş oldukları mamulleri doğru fiyattan satabilmek ve kârlı yatırımlara yönelebilmek için maliyetleri doğruya en yakın bir şekilde tespit etmek isteyeceklerdir65.

Oysa teknolojinin sürekli olarak ilerlemesi ve özellikle mamüllere endirekt olarak yüklenebilen genel üretim giderlerinin üretim maliyeti içerisindeki oranının önemli boyutlara ulaşması sonucunda, kullanılan dağıtım anahtarları geçerliliğini yitirmiş ve gerçeği yansıtan bir ölçü olmaktan çıkmıştır. Fakat geleneksel bir yaklaşımla klasik sistemlerin kullanılmaya devam edilmesi, belki de işletmelerin

65 Türker Susmuş, “Genel Üretim Giderlerinin Dağıtımında Yeni bir Yaklaşım Faaliyet Esasına

(32)

üretmiş oldukları mamul ya da mamul gruplarından gerçekte zarar ederken kâr elde ettiklerini zannetmelerine yol açacaktır66.

İşte 1980’lerin ortalarında, teknolojik ilerlemelerin etkisiyle değişen maliyet yapıları nedeniyle, doğru mamul maliyetlerine ulaşılması için bazı bilim adamlarınca bu alanda önemli adımlar atılmıştır. Bu amaçla, direkt işçiliğe dayalı bölümsel düzeyli klasik sistemlere karşı işletmenin “faaliyetlerine” dayalı bir sistem faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi (FTM) ABD’de geliştirilmiş ve uygulama alanlarına konmaya başlanmıştır67.

2.1.1. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Tanımı ve Temel Kavramlar En iyi mamul/hizmet maliyeti bilgisi, maliyetler hizmete veya mamule direkt olarak yüklenebildiğinde bulunabilir. Direkt ilk madde ve malzeme giderleri ve direkt işçilik giderleri hizmete veya mamule en kolay yüklenebilen maliyetlerdir. Genel üretim giderleri ise tek bir hizmete veya mamule direkt olarak yüklenemeyen endirekt maliyetlerdir. Birim maliyetleri doğru hesaplamanın en zor yanı her bir birime düşecek genel üretim giderlerini tahmin etmektir68.

Günümüz koşullarında klasik maliyetleme sistemlerinin yanlış maliyet bilgileri vermesi ihtimaline karşın, hacim esasına bağlı kalmadan genel üretim maliyetlerinin gerçekleştirilen faaliyetlere göre mamul/hizmetlere dağıtımını sağlayacak faaliyet esasına dayalı maliyetleme sistemleri geliştirilmiştir. Geliştirilen bu maliyet yöntemlerinin en önemlilerinden biri de faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemidir69.

Genel anlamda faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, bir işletme bünyesindeki faaliyetlerin maliyetini hesaplayan ve bu maliyetleri mamullere ve müşterilere yansıtan bir muhasebe teknolojisi olarak tanımlanabilir. Yani yöntemin temel mantığı, faaliyetlerin belirli maliyetlerle elde edildiği, mamul ve müşterilerin farklı 66 Türker Susmuş, a.g.m., s.212.

67 Türker Susmuş, a.g.m., s.212.

68 Jerry J. Weygandt, Donald E. Kieso, Paul D. Kimmel, Managerial Accounting Tools for Business

Decision Making, U.S.A.: John Wiley& Sons Inc., 1999, s. 126–127.

(33)

oranda faaliyet tükettiği esasına dayanır. Geniş anlamda ise faaliyet tabanlı maliyet yöntemi şöyle tanımlanabilir70:

Bir işletmeye ait faaliyetler ve mamuller ile ilgili veri tabanını oluşturan, işleyen ve onu koruyan bir bilgi sistemidir. Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi gerçekleştirilen faaliyetleri tanımlar, bu faaliyetlerle ilgili maliyetleri izler ve bu faaliyetlere ait maliyetlerin mamullere yüklenmesinde, çeşitli maliyet dağıtım anahtarları kullanır. Bu dağıtım anahtarları, mamullerle ilgili faaliyet tüketimlerini yansıtır. Bu faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, yönetim tarafından hem mamullerle hem de faaliyetlerle ilgili çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır71.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi hakkında verilen bu temel bilgilerden sonra yöntemin sahip olduğu temel kavramlar aşağıda açıklanmıştır.

Kaynaklar, faaliyetlerin yapılabilmesi için başvurulan veya yönetilen

ekonomik unsurlardır. Yani maliyetlerin asıl kaynağını oluşturan unsurlardır. Bir üretim işletmesinde kaynaklar, direkt işçilik ve malzemeyi, üretim desteğini, üretimin dolaylı maliyetlerini ve üretim dışındaki maliyetleri kapsamaktadır72.

Kaynaklar, faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin ilk finansal girdilerini sağlayan unsurlardır. İşletme kaynaklarının hangi kategorilerde toplanacağı önemli bir adımdır. Bu açıdan yöntemin kaynakların neler olduğuna karar verirken ve bunların maliyetlerini tespit ederken başvurulacak ilk yer, işletmenin büyük defter kayıtlarıdır73.

Faaliyet, faaliyet kavramının genel anlamı, yapılan iş veya etkinlikte bulunma

demektir. Ancak işletme açısından faaliyet kavramına çeşitli anlamlar yüklemek

70Http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/Alper%20Tunga%20ALKAN/39–56.pdf

(08.04.2006).

71 Robin Cooper, “The Rise of Activity Based Costing-Part One: What is an Activity-Based Cost

System?”, Journal of Cost Management For Manufacturing Industry, Fall 1990, s.46–47.

72 Nurten Erdoğan, Faaliyete Dayalı Maliyetleme, Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:867,

Eskişehir: İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, No:106, 1995, s.40.

73 George J. Beaujon, “Understanding The Activity Cost In An Activity- Based Cost System”,

(34)

mümkündür. Buna göre faaliyet, bir işletmenin mamul ve hizmet üretimi sırasında yapılan eylemler olarak tanımlanabilir74.

Faaliyetler yöntemin özüdür. Faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin bir işletmede uygulanabilmesi için gereken ilk iş bütün işletme faaliyetlerinin faaliyet gruplarına ayrılmasıdır. Faaliyetler ve oluşturduğu gruplar işletmelerin ne yaptığını açıklar. Bir faaliyetin temel işlevi, girdileri çıktıya dönüştürmektir. Faaliyetler belirli bir çıktıyı üretmek için kaynakları tüketen süreçtir75.

Maliyet havuzu, faaliyetlerin tükettiği kaynakların toplam tutarının faaliyetler

itibariyle belirlenmesi işlemine “maliyet havuzu” oluşturma adı verilir. Faaliyetlerin belirlenmesi işlemi tamamlandıktan sonra sıra bu faaliyetlerin maliyetlendirmesine gelir. Maliyet havuzunun sağlıklı oluşturulabilmesi için temel şart işletmenin faaliyetlerinin, alt faaliyetlerinin ve bunların tükettiği kaynakların neler olduğunun iyi belirlenmesidir76.

Maliyet etkeni, bu kavram faaliyet maliyetlerini maliyet objelerine yani

mamullere aktarmak için kullanılır. Yani maliyet etkenleri, bir faaliyet icra etmek için ihtiyaç duyulan çaba ya da iş yükünü belirleyen faktörlere verilen isimdir77.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminde, maliyet etkeni, klasik maliyetleme yöntemindeki dağıtım anahtarları yerine kullanılmaktadır. Maliyet etkenleri maliyetlerle mamuller arasında sebep-sonuç ilişkisine dayanan gerçek, objektif bir köprü kurmaktadır. Dağıtım anahtarları ise, genellikle subjektif bir maliyet dağıtımı için kullanılırlar. Faaliyet tabanlı maliyet yöntemi, böyle bir subjektif dağıtım yerine “sebep olan faktöre göre” maliyet yüklemeyi getirmektedir78.

74 Melek Çakır Eker, “Genel Üretim Giderlerinin Faaliyete Dayalı Maliyet Yöntemine Göre Dağıtımı

ve Muhasebeleştirilmesinde 8 Nolu Ana Hesap Grubunun Kullanımı”, Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F.

Dergisi, Cilt: XXI, Sayı:1, 2002, s.241.

75 S.Burak Arzova, Faaliyet Tabanlı Maliyet Yönetimi, İstanbul: Türkmen Kitabevi, 2002, s.18. 76 S.Burak Arzova, a.g.e., s.25.

77 S. Burak Arzova, a.g.e., s.26.

78 Ahmet Doğan, “Mamul Maliyetlemeye Geleneksel ve Faaliyete Dayalı Yaklaşımlar: Bir

Karşılaştırma”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı:12, 1997, s.91.

(35)

2.1.2. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yapısı

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, maliyetleri ilk olarak faaliyetlere, daha sonra mamullere yükleyen bir sistemdir. Bu nedenle sistemin yapısı iki aşamalı bir süreçten oluşur79.

Birinci aşamada faaliyetler tanımlanır ve endirekt faaliyetlerin maliyetleri maliyet havuzlarına paylaştırılır. Bu amaçla önce faaliyetler kategorilere ayrılır. Maliyetler, bu bölümlerle ilgili maliyetlerdir. Daha sonra homojen maliyet havuzları tanımlanır. Dolayısıyla endirekt faaliyetlerin bir maliyet havuzunda yer alabilmesi için bu faaliyetlerin mantıksal olarak birbirleriyle ilişkisi olması ve bu faaliyetlerin tüm mamuller için aynı tüketim oranına sahip olması gerekmektedir. İkinci aşamada, her bir maliyet havuzunda toplanan maliyetler mamullere paylaştırılır. Bu paylaşımın yapılması için, öncelikle yapılması gereken, her mamulün tükettiği kaynak miktarının ölçülmesidir. Daha sonra birinci aşamada hesaplanan yükleme oranı ve bu ölçüler kullanılarak maliyetler mamullere yüklenmiş olur80.

2.1.3. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Amaçları

Klasik yaklaşımda genel üretim giderlerinin mamullere yüklenmesi genelde üç aşamalı bir sürece dayandırılır ve son aşamada bu maliyetlerin esas üretim yerlerinde mamullere yüklenmesi için, direkt işçilik saatleri, makine saatleri ve kullanılan direkt madde tutarları gibi çıktı (üretim) hacmine dayalı anahtarlar kullanılır. Bu anahtarlar maliyetlerin mamullere yüklenmesinde temel ölçütleri oluştururlar81.

Buna karşın üretim hacmi, tüm genel üretim giderleri türlerinin oluşumunda belirleyici durumda değildir. Üretim hacminden çok, üretim süreçlerinin yapısı ve farklılıkları, endirekt maliyetlerin düzeyini belirleyen temel etkenler olabilir. Bu nedenle sağlıklı bir maliyet hesabı için, maliyet yerlerinden mamullere yükleme

79 Ahmet Doğan, a.g.m., s.117. 80 Ahmet Doğan, a.g.m., s.117.

81 Münir Şakrak ve Rüstem Hacırüstemoğlu, Maliyet Muhasebesinde Güncel Yaklaşımlar, İstanbul:

(36)

aşamasında, maliyetlerin oluşumunu belirleyen etkenleri en iyi şekilde temsil edecek ölçütlerin kullanılması zorunludur82.

Bu kapsamda faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin başlıca amaçları şunlardır83:

¾ Düşük katma değere sahip, diğer bir ifadeyle de mamul ve hizmet üretiminde değer yaratmayan faaliyetlere ait maliyetleri ortadan kaldırmak ya da en düşük düzeye indirmek,

¾ Kârlılığı arttırmak üzere gerçekleştirilen katma değeri yüksek faaliyetlerin kolaylaştırılmasında, etkin ve verimli bir bilgi tabanı sağlamak,

¾ Problemlerin temel nedenlerinin saptanmasını ve bu etkenlerin düzeltilmesini sağlamak,

¾ Zayıf varsayımları ve yetersiz maliyet dağıtımından kaynaklanan yanlışlıkları ortadan kaldırmak,

¾ Yöneticilerin kararlarını doğru verebilmeleri için doğru maliyet bilgileri sağlayabilmek.

2.1.4. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yararları, Yönteme Yöneltilen Eleştiriler ve Yöntemin Önemini Arttıran Faktörler

Faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin sağladığı yararlar, yönteme yöneltilen eleştiriler, yöntemin önemini arttıran faktörler aşağıda başlıklar halinde açıklanmıştır.

82 Münir Şakrak ve Rüstem Hacırüstemoğlu, a.g.e., s.30. 83 Münir Şakrak ve Rüstem Hacırüstemoğlu, a.g.e., s.31.

(37)

2.1.4.1. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Yararları

Çağdaş üretim düşüncesi ile rekabet avantajının elde edilmesinin sağlanması, işletmelerde sürekli iyileştirmeyi de gerekli kılar. Sürekli iyileştirmenin temel amacı ise israfın elimine edilmesi, toplam üretim zamanının kısaltılması, kalitenin yükseltilmesi, çalışanlarının verimliliğinin yükseltilmesi ve maliyetlerin azaltılmasıdır. İşte bu amaçla işletme yöneticileri mamul maliyetleri ile ilgili gerekli bilgiye sahip olmak zorundadırlar. Buna göre faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminin sağladığı yararlar ise şöyle sıralanabilir84:

¾ Daha sağlıklı mamul maliyetleri,

¾ Üretim koşullarının daha iyi anlaşılmasında gelişme,

¾ İşletme tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin açık bir fotoğrafı,

¾ Karara ilişkin maliyetlerin belirlenmesinde kolaylık,

¾ Mamul kârlılığının ve ürün karmasının doğru olarak belirlenmesidir.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi işletmelerde mamul bileşenlerinin belirlenmesini, mamullerin fiyatlanmasını, dışarıdan sağlanan parçaların tedarik bölgelerinin belirlenmesini ve yeni teknolojilerin değerlendirilmesini köklü bir şekilde değiştirebilir. Bu kararların faaliyetlerin tüketilmesi üzerindeki etkilerinin görülmesi ile bu değişim sağlanabilir85.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi, yöneticilerin çıktı karakteristikleri ile faaliyetler arasındaki ilişkiyi daha iyi kavramalarını; dolayısıyla maliyet rakamları olmadan bile doğrudan mamul kararı alabilmelerini sağlayabilir. Bunlara ek olarak faaliyet tabanlı maliyet yönteminin yararlı olduğu alanlar şöyle gruplandırılabilir86:

84 Süleyman Yükçü ve İsmail Şafak, “Genel Üretim Giderlerinin Mamullere Yüklenmesinde Yeni bir

Yaklaşım: Faaliyet Hacmi Maliyetlendirmesi”, D.E.Ü. İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:11, Sayı:11, 1996, s.16.

85 Recep Pekdemir, Faaliyet Tabanlı Maliyetleme ve Genel İmalat Maliyetleri, İstanbul

Üniversitesi İşletme Fakültesi, Temel Eğitim ve Staj Merkezi Yayın No:17, İstanbul: 1998, s.51.

(38)

¾ Üretme, satın alma veya fason yaptırma kararlarının alınması,

¾ Yeni teknolojilerin değerlendirilmesi,

¾ Alternatif mamul tasarımı ve mamul geliştirme,

¾ Sürekli iyileştirmeyi destekleyen bilgilerin elde edilmesi,

¾ Başarı değerleme,

¾ Davranışsal değişim,

¾ Toplam imalat zamanının kısaltılmasıdır.

2.1.4.2. Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yöntemine Yöneltilen Eleştiriler

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi genel olarak mamuller ve faaliyetler ile ilgili verileri işleyen ve bu verileri saklayan bir bilgi sistemidir. Bu sistemler maliyetlerin mamullere, bu mamullerin üretilmesinde gerçekleştirilen faaliyetlere göre yüklenmesini kapsar. Ancak bu sistemler ile ilgili çeşitli eleştiriler de söz konusudur87. Bu eleştiriler ise aşağıdaki şekilde açıklanabilir.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemine en çok yöneltilen eleştiri bu yöntemlerin kullanılması ve uygulanmasındaki zorluktur. Aynı şekilde, farklı bir yapıya sahip ve farklı verileri kullanan yeni bir maliyet yönteminin tasarlanması, uygulanması ve kullanılması ayrı ayrı maliyet demektir. Dolayısıyla bu konuda geliştirilecek projelerin mali açıdan nimet ve külfeti birlikte ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. Yeni sistemin kullanılması ile elde edilecek hem nicelik hem de nitelik açısından faydaların iyi bir şekilde belirlenmesi gerekir88.

87 Recep Pekdemir, a.g.e., s.54.

88 Peter B. B. Turney, “Ten Myths About Implementing an Activity-Based Cost System”, Journal of

(39)

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemine yöneltilen eleştirilerden bir diğeri, bu yöntemlerin çok karmaşık olduklarıdır. Çünkü faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminde endirekt faaliyetler, bu faaliyetlere ilişkin maliyetler ve bu maliyetlerin mamullere yüklenmesinde kullanılan dağıtım anahtarlarının sayısı klasik maliyetleme yöntemlerine göre oldukça fazladır. Böyle bir uygulamada maliyetlerin yüklenmesinde kullanılan fark analizlerinin sayısında bir artış olacaktır. Dolayısıyla bu uygulamanın yöneticilerce tam kavranması oldukça zor olabilir. Bunun bir sonucu olarak, bazı yöneticiler basit maliyet yöntemlerini tercih edebilirler89.

Faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemine mamul maliyetlerinin doğruluğuna ilişkin olarak yöneltilen eleştiriler ise şöyledir90:

Bazılarına göre mamul fiyatları pazarda oluşmaktadır. Dolayısıyla doğru maliyet bilgisine gereksinim yoktur. Bu görüş bazı sektörler için geçerli olabilir. Bazıları da mevcut maliyet yöntemi ile elde edilen sonuçların yeterli ve doğru olduğuna inanabilir. Bu bir gereksinim sorunudur. Diğer bir ifade ile bazıları sadece stok değerleme amacına yönelik olarak maliyet muhasebesine gereksinim duyabilir. Bu durumda klasik maliyetleme yöntemleri yeterli olacaktır.

2.1.4.3.Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Yönteminin Önemi Arttıran Faktörler

İşletmelerin faaliyet tabanlı maliyetleme sistemlerinden yüksek faydalar sağlayabilmeleri için bünyelerinde bir takım belirtilerin yani göstergelerin bulunması gerekmektedir. Bunlar aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir91.

¾ Genel üretim giderlerinin toplam maliyet içerisinde oldukça yüksek olması,

¾ Mevcut sistemdeki maliyet bilgilerinin güvenilirliğinden kuşku duyulması,

89 Peter B. B. Turney, a.g.e., s.25. 90 Peter B. B. Turney, a.g.e., s.26.

91 Ronald W. Hılton, Managerial Accounting, Secand Edition, New York: Mc Graw-Hill Book

Referanslar

Benzer Belgeler

Yapılan çalıĢmalar sonucunda geleneksel maliyetleme sistemlerinin alternatifi olarak ve genel üretim maliyetlerinin dağıtımında daha doğru bir maliyet hesaplama

SLT yastık için toplam maliyet, direkt ilkmadde ve malzeme, direkt işçilik, makine, kalite kontrol, paketleme, tedarik, makine hazırlık, mamül dizayn, müşteri,

An examination of the association between disease activity and serum ghrelin, glucose, insulin, and C-pep- tide levels showed that the mean serum ghrelin level in active BD

ġekil 5.23: TaraĢçı köyü (SeydiĢehir, Konya) KB’sında ölçülen TaraĢçı (STT ÖSK) ve SeydiĢehir ilçesi (Konya) batısında ölçülen Emirkaya (SET

Dolayısıyla bilginin temel ham madde olduğu günümüzde bilgi yönetimi alanına ve kütüphaneciliğe toplumları küresel rekabette ayakta tutmak için yeni

Mister Canning, Stefan Bogoridi'ye (Sultan~n vekili olarak) basit, ancak çok cesur plan~n~~ aç~klar; Sultan, Yunanistan'~n ba~~ms~zl~~~~ için fedakarl~k göstermelidir.. Daha

Çeşitli görevlerde bulunan Vedat Nedim T ör’ün kur^ığu, başlattığı ve sürdürdüğü tesis­ lerle hizmetleri şöyle özetlenebilir: M illi endüst­ riyi teşvik

Cinsel kimlik disfori sendromu da transseksüalizm gibi kiþinin anatomik cin- siyeti ile cinsel kimliði arasýnda uygunsuzluðun olduðu bir klinik durumdur.. Transseksüalizm cinsel