• Sonuç bulunamadı

Silifke Müzesi'nde bulunan pişmiş toprak kandiller

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Silifke Müzesi'nde bulunan pişmiş toprak kandiller"

Copied!
179
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ ANA BİLİM DALI

KLASİK ARKEOLOJİ BİLİM DALI

SİLİFKE MÜZESİ’NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK

KANDİLLER

CÜNEYT ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

DOÇ. DR. MEHMET TEKOCAK

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Cüneyt ÖZ

Numarası 114203011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Silifke Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (İmza)

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Cüneyt ÖZ

Numarası 114203011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK

Tezin Adı Silifke Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Silifke Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller” başlıklı bu çalışma 30/12/2014 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı Danışman ve Üyeler İmza

Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK

Doç. Dr. Osman KUNDURACI

(4)

ÖNSÖZ

İnsanoğlu, oldukça önemli ihtiyaçları arasında olan aydınlanma gereksinimini, kandilin icat edilmesinden önce gün ışığından yararlanma ve ateş yakma yolu ile daha sonraları ise meşale, kandil ve mum gibi araç-gereçlerle sağlamıştır. Kandiller icat edildikten sonra hemen her dönemde çağın ihtiyaçlarına ve sanatına göre farklı biçimle karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan bir hayli önemli olan kandiller, toplumun günlük yaşantısının yanı sıra ekonomik ve sosyal düzeyine yönelik ipuçları veren materyallerin başında gelmektedir.

Çalışmanın konusu Silifke Müzesi koleksiyonuna satın alma yoluyla kazandırılan pişmiş toprak kandillerdir. Geç Klasik-Erken Hellenistik, Hellenistik ve Roma dönemlerine tarihlendirilen bu kandillerin önce katalogları hazırlanmış sonrasında ise kendi içerilerinde tiplere ayrılarak tipolojik tasnifleri yapılmıştır.

Kandiller konusunu çalışmamdaki yönlendirmelerinden ve bu tezimdeki konuyu seçmemdeki yardımlarından dolayı saygı değer danışman hocam Doç. Dr. Mehmet Tekocak’a, tez izleme komitesinde yer alan Prof. Dr. Asuman Baldıran, Prof. Dr. Özdemir Koçak ve Doç. Dr. Osman Kunduracı’ya da teşekkür ederim. Lisans eğitimim sırasında Koroplastik dersimize girerek kandiller konusunu büyük bir aşkla anlatan ve bu konuyu bana sevdiren değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Deniz Sevmen’e, değerli bilgi birikimlerinden yararlandığım hocalarım Doç. Dr. Ertekin Doksanaltı’ya, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yılmaz’a, Öğr. Gör. Zafer Korkmaz, Erdoğan Aslan, Aytekin Büyüközer, Zeliha Gider Büyüközer ve Suhal Sağlan’a çok teşekkür ederim. Araştırmalarıma rağmen bulamadığımda bir e-mailimle bana makalesini gönderen Prof. Dr. Binnur Gürler’e, çalışmalarım sırasında doktora tezini benimle paylaşmaya çekinmeyen Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Metin’e ayrıca minnettarım. Silifke Müzesi’ndeki çalışmalarım esnasında bana her türlü imkânı ve rahatlığı sağlayan Müze Müdürü Sayın İlhame Öztürk’e ve müzenin tüm değerli çalışanlarına ayrıca teşekkür ederim. Tezimi projelendirdiğimizde biz genç bilim insanlarını maddi olarak destekleyen Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü’ne teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca verdikleri burs ile bana maddi destek olan Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü’ne sonsuz şükranlarımı sunarım.

Son olarak, benden maddi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kardeşim Selma Öz’e, maddi-manevi her zaman benim yanımda olan anne ve babam ile ailemin tüm fertlerine ne kadar teşekkür etsem azdır.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Cüneyt ÖZ

Numarası 114203011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK

Tezin Adı Silifke Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller

ÖZET

Antik Çağ’ın en önemli aydınlatma araç-gereçlerinden birisi olan kandiller, farklı malzeme ve yapım teknikleriyle çağlar boyunca yoğun bir üretim ve kullanım görmüştür. Buna bağlı olarak ta kandiller, arkeolojik kazılarda hatırı sayılır miktarda ele geçen ve de müze koleksiyonlarında sıkça karşımıza çıkan arkeolojik materyallerden birisi olmuştur.

Bu çalışmada Silifke Müzesi'nin vitrin ve deposunda bulunan farklı devir ve tiplere ait 43 adet pişmiş toprak kandil incelenmiştir. Söz konusu kandillerin tamamı satın alma yoluyla müzeye kazandırılmış olduğundan geliş yerleri bilinmemektedir.

Silifke Müzesi pişmiş toprak kandil koleksiyonunu; Geç Klasik-Erken Hellenistik, Hellenistik ve Roma Dönemi’ne tarihlenen 23 ana tip ve bunların alt tiplerine ait eserler oluşturmaktadır. Müzedeki kandillerin zenginliğini 33 adet kandil ile Roma Dönemi’ne ait kandiller oluşturmaktadır. Hellenistik Dönem kandilleri 9 adetle ikinci yoğun grubu oluştururken, 1 adet kandille en az grubu Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem kandilleri oluşturur.

Kandillerin en erken tarihli olanı Silifke Tip 1 olarak ele alınmış ve M.Ö. 4. yüzyıl sonları ile 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirilmiştir. Silifke Tip 23 olarak ele alınan son tip ve son örneğimiz ise M.S. 6. yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Müze kandillerinden 32 tanesi bezemeli, geriye kalan 11 tanesi ise bezemesizdir. Daha çok diskusta ve omuzda görülen bezemelerden bitkisel motifler yoğunluktadır.

(6)

Bitkisel bezemelerin yanı sıra figürlü motifler, semboller ve damga baskı motifi bezemeleri görülmektedir.

Çalışmada değerlendirdiğimiz kandillerden 11 tanesi Kıbrıs, 4 tanesi Ephesos, 2 tanesi Tarsus kökenli olup Knidos ve Pergamon’a ait 1’er örnek bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kandil, Pişmiş Toprak Kandil, Silifke Müzesi, Aydınlatma Araç ve Gereçleri

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Cüneyt ÖZ

Numarası 114203011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji / Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK

Tezin İngilizce Adı Terracotta Lamps From The Silifke Museum

ABSTRACT

Lamp is the main artifact that Produced and used through the ages with different materials and technics by ancient people for lighening.

Due to lamps are one of the archaelogical materials of excavations and museum collections in great quantities.

This study contains 43 terracotta lamps preserved at Silifke Museum. All of these lamps are bought by the musuem because of that the finding places of these are unknown.

Collection of lamps in Silifke Museum is dated to Late Classical-Early Hellenistic, Hellenistic and Roman. These lamps have 23 types and sub-types. 33 piece of collection dated to Roman, 9 piece dated to Hellenistic and 1 piece dated to Late Classical-Early Hellenistic era.

The earlier terracotta lamp Silifke Type 1 is dated to late of 4th century BC. to first quarter 3rd century BC., the latest terracotta lamp Silifke Type 23 is dated to 6th century AD.

32 of lamps are decorated and 11 of them is undecorated. Decoration consist of floral, stamp and symbol figures was made on discus and shoulder

Production cites of Lamp collection is Cyprus (11 piece), Ephesos (4 piece), Tarsus (2 piece), Knidos (1 piece) and Pergamon (1 piece).

(8)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... i

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... ii

ÖNSÖZ ... iii

ÖZET ... iv

ABSTRACT ... vi

KISALTMALAR VE BİBLİYOGRAFYA ... xii

1. GİRİŞ ... 1 1.1. Amaç ... 1 1.2. Materyal ve Yöntem ... 1 2. PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER ... 3 2.1. Kandilin Tanımı ... 3 2.2. Kandilin Bölümleri ... 3

2.3. Kandil Yapım Teknikleri ... 8

2.3.1. Elde Şekillendirme ... 8

2.3.2. Çarkta Şekillendirme ... 9

2.3.3. Kalıpta Şekillendirme ... 10

2.4. Kandil Boyama ve Fırınlama Teknikleri ... 11

2.5. Kandilin Tarihsel Gelişimi ... 14

2.5.1. Arkaik Dönem ... 16

(9)

2.5.3. Hellenistik Dönem ... 17

2.5.4. Roma Dönemi ... 18

2.6. Kandilin Kullanım Alanları ... 21

2.7. Kandil Taşıyıcıları ... 23

2.7.1. Candelabrum ... 23

2.7.2. Laterna ... 24

2.7.3. Lykhnoukhoi ... 26

3. SİLİFKE MÜZESİ’NDE BULUNAN PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER ... 28

3.1. Geç Klasik- Erken Hellenistik Dönem Kandilleri ... 28

3.1.1. Silifke Tip 1 (Howland Tip 25 B, Broneer Tip 7) ... 28

3.2. Hellenistik Dönem Kandilleri ... 29

3.2.1. Silifke Tip 2 (Howland Tip 27 C, Bruneau Tip 1) ... 29

3.2.2. Silifke Tip 3 (Howland Tip 32) ... 31

3.2.3. Silifke Tip 4 (Howland Tip 40 A, Broneer Tip 13) ... 32

3.2.4. Silifke Tip 5 (Kalp Yapraklı Kandil) ... 33

3.2.5. Silifke Tip 6 (Howland Tip 35 A, Broneer Tip 12) ... 34

3.2.6. Silifke Tip 7 (Kulakçıklı Kandil) ... 35

3.2.7. Silifke Tip 8 (Ephesos Tipi Kandiller) ... 36

3.2.7.1. Silifke Tip 8-a (Howland Tip 49 A, Broneer Tip 19) ... 37

3.2.7.2. Silifke Tip 8-b (Tarsus Grup 6-B) ... 38

3.3. Roma Dönemi Kandilleri ... 39

(10)

3.3.2. Silifke Tip 10 (Loeschcke Tip I-A) ... 40

3.3.3. Silifke Tip 11 (Loeschcke Tip 4, Vessberg Tip 10) ... 41

3.3.4. Silifke Tip 12 (Tea-pot, Demlik Form) ... 42

3.3.5. Silifke Tip 13 (Loeschcke Tip 8) ... 43

3.3.6. Silifke Tip 14 (Loeschcke Tip 10- “Firmalampen”) ... 46

3.3.7. Silifke Tip 15 ... 47

3.3.8. Silifke Tip 16 (Oziol Tip 13, Tarsus Grup 18-c) ... 47

3.3.9. Silifke Tip 17 (Broneer Tip 27-C) ... 48

3.3.10. Silifke Tip 18 (Vasa Tip H, Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18-b) ... 49

3.3.11. Silifke Tip 19 (Tarsus Grup 19-a, Broneer Tip 28) ... 50

3.3.12. Silifke Tip 20 (Vessberg Tip 18, Oziol Tip 18 a-b) ... 51

3.3.12.1. Silifke Tip 20-a (Oziol Tip 18-a) ... 51

3.3.12.2. Silifke Tip 20-b (Oziol Tip 18-b) ... 52

3.3.12.3. Silifke Tip 20-c (Oziol Tip 18-b) ... 52

3.3.13. Silifke Tip 21 (Halkalı Diskuslular) ... 53

3.3.14. Silifke Tip 22 (Broneer Tip 29-Grup 3) ... 55

3.3.15. Silifke Tip 23 (Broneer Tip 29-Grup 4) ... 56

4. SİLİFKE MÜZESİ KANDİLLERİ’NDE GÖRÜLEN BEZEME, SEMBOL ve DAMGALAR ... 57

4.1. Discusta Yer Alan Bezeme ve Semboller ... 57

4.1.1. Figürlü Bezemeler ... 57

4.1.1.1. Mitolojik Sahneler ... 57

(11)

4.1.1.2. Gladyatörler ... 57

4.1.1.3. Araba Yarışları ... 58

4.1.1.4. Hayvan Figürlü Sahneler ... 59

4.1.1.4.1. Sıçrayan Geyik ... 59

4.1.1.4.2. At ... 59

4.1.1.4.3. Midye ... 59

4.1.1.5. Av Sahneleri ... 60

4.1.1.6. Tiyatro İle İlgili Sahneler ... 60

4.1.1.7. Şua/Işın ... 60

4.1.2. Bitkisel Bezemeler ... 61

4.1.2.1. Diskusta Betimlenen Bitkisel Bezemeler ... 61

4.1.2.1.1. Meşe Çelengi ... 61

4.1.2.1.2. Rozetler ... 61

4.1.2.2. Diskus Kenarında Betimlenen Bitkisel Bezemeler ... 62

4.1.2.2.1. Çelenk (Palmiye/ Hurma Dalı) ... 62

4.1.3. Semboller ... 63

4.1.3.1. Yunan Haçı ... 63

4.2. Omuzda Yer Alan Bezemeler ... 63

4.2.1. İç İçe Küçük Daireler ve Noktalar ... 63

4.2.2. Şua/Işın ... 64

4.2.3. Balıksırtı-Ringa Kılçığı ... 64

4.2.4. Asma Dalları/Üzüm Salkımları ... 65

4.2.5. Meyveli Sarmaşık ... 65

(12)

4.2.7. Kalp Şekilli Yapraklar ... 67

4.3. Damgalar ... 67

4.3.1. Planta Pedis (Ayak Damgası) ... 67

5. DEĞERLENDİRME-SONUÇ ... 69 6. KATALOG ... 72 TABLOLAR ... 115 RESİMLER LEVHALAR Özgeçmiş

(13)

KISALTMALAR VE BİBLİYOGRAFYA

Akurgal 1961 : E. Akurgal, Die Kunst Der Hethiter, München.

Bailey 1963 : D.M. Bailey, Greek and Roman Pottery Lamps,

London.

Bailey 1972 : D.M. Bailey, Greek and Roman Pottery Lamps,

Oxford.

Bailey 1975 : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum I. Greek, Hellenistic and Early Roman Pottery Lamps, London.

Bailey 1980 : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum II. Roman Lamps made in Italy, London. Bailey 1988 : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British

Museum III. Roman Provincial Lamps, London.

Bailey 1996 : D.M. Bailey, A Catalogue of the Lamps in the British Museum IV, London.

Bailey 1997 : D.M. Bailey, Roman Pottery Lamps, Pottery in the Making World Ceramic Traditions, (ed. I.Freestone – D.Gaimster), London.

Baker 2003 : A. Baker, Gladyatör: Roma’nın savaşçı Kölelerinin Gizli Tarihi, (Çev. S.Göktaş), Ankara.

Baki 1968 : Ö. Baki, “1966 Yılı Kaunos Sondajları”, Belleten, XXXII-126, 139-149.

Barın 1995 : G. Barın, Aydın ve Milet Müzesi’ndeki Üzeri

Kabartmalı Hellenistik-Roma Dönemi Kandiller, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir.

Başaran 2012 : C. Başaran, “Parion Tiyatrosunu Aydınlatan Kandil”, Aktüel Arkeoloji, Sayı:26, İstanbul, 94-95.

Baur 1947 : P.V.C. Baur, The Excavations at Dura-Europos Final Report IV, 3, The Lamps, Oxford.

BCH : Bulletin de Correspondance Hellénique, Paris.

Bernhard 1955 : M.L. Bernhard, Lampki Starozytne, Warszawa.

(14)

Graeca 6), Gand.

Boardman 1967 : J. Boardman, “Excavations in Chios 1952-1955”, Greek Emporio, (BSA, Suppl.6), London.

Boardman-Hayes 1973 : J. Boardman – J. Hayes, “Excavations at Tocra 1963-1965, The Archaic Deposits, II”, BSA Suppl.10, Oxford.

Bouras 1982 : L. Bouras, “Byzantine Lighting Devices”, JÖB 32, 3, 479-491.

Bovon 1966 : A. Bovon, Lampes d’Argos, École Française

d’Athénes Études Péloponnésiennes V, Paris.

Brants 1913 : J. Brants, Antike Terra Cotta Lampen Uit Het Rijksmuseum Van Autheden te Leiden, Leiden.

Broneer 1930 : O. Broneer, Terracotta Lamps, Corinth Vol. IV, Part. II, Cambridge.

Broneer 1977 : O. Broneer, “Terracotta Lamps”, Isthmia Vol.III, Princeton.

Bruneau 1965 : P.H. Bruneau, “Les Lampes”, Exploration

Archéologique de Délos XXVI, Paris.

Bruneau 1970 : P. Bruneau, “Tombes d’Argos”, BCH 94, 437-531.

Buyruk 2014 : H. Buyruk, “Silifke Müzesi’ndeki Haç Rölikerler”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:7, Sayı:33, 504-512.

Can 1997 : Ş. Can, Klasik Yunan Mitolojisi, İstanbul.

Cömert 2006 : B. Cömert, Mitoloji ve İkonografi, Ankara.

Çokay 1996 : Ş.S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları ve Perge Pişmiş Toprak Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.

Çokay 1998 : S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları, Eski Çağ

Bilimleri Enstitüsü Yayınları, İstanbul.

Çokay 2000 : S. Çokay, Antik Çağda Aydınlatma Araçları, Eski Çağ

Bilimleri Enstitüsü Yayınları, İstanbul.

Çoşkun 2007 : D. Çoşkun, Konya-Ereğli Müzesi’nde Bulunan Roma Dönemi Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans

(15)

Tezi), Konya.

Crowfoot-Kenyon 1957 : G.W. Crowfoot – K.M. Kenyon, Samaria-Sebaste III: The Objects from Samaria, London.

Deighton 2012 : H.J. Deighton, Eski Atina Yaşantısında Bir Gün, (Çev. H.K. Ersoy) İstanbul.

Deighton 2012 : H.J. Deighton, Eski Roma Yaşantısında Bir Gün, (Çev. H.K. Ersoy), İstanbul.

Doğan 1982 : M. Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, İstanbul.

Dupont 1987 : P. Dupont, “Lampes Ioniennes Archaiques”, Les

Lampes de tere cuite en Mediterranee (TMO 13), 47-50.

Edgar 1904 : M.C.C. Edgar, Catalogue Général Des Antiquités

Égyptiennes Du Musée Du Caire, Greek Bronzes. Eliade 2003 : M. Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi,

Cilt:II, (Çev. A.Berktay), İstanbul.

Er 2004 : Y. Er, Klasik Arkeoloji Sözlüğü, Ankara.

Ersoy 2007 : N. Ersoy, Semboller ve Yorumları, İstanbul.

Evren 1996 : A. Evren, “Selçuk – Efes Davut Yeriş Tarlası 1993 Yılı Kurtarma Kazısı”, IV. MKKS, Ankara, 21-77. Evren 1997 : A. Evren, “Tire-Uzgur Köyü Mezarı ve Buluntuları”,

Türk Arkeoloji Dergisi, XXXI, Ankara, 89-107. Eyüboğlu 1988 : İ.Z. Eyüboğlu, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü,

İstanbul.

Forbes 1958 : R.J. Forbes, Studies in Ancient Technology, Cilt:VI, Leiden, 119-183.

Fuchs 1963 : W. Fuchs, Der Schiffsfund von Mahdia, Tübingen.

Fülle 1997 : G. Fülle, “The Internal Organization of the Arretine Terra Sigillata Industry: Problems of Evidence and Interpretation”, The Journal of Roman Studies, 111-155.

Goethert-Polaschek 1985 : Von K. Goethert-Polaschek, Katalog der Römischen Lampen des Rheinischen Landesmuseums Trier, Mainz.

(16)

Goldman-Jones 1950 : H. Goldman – F.F. Jones, “The Lamps”, Excavations At Gözlü Kule, Tarsus- The Hellenistic and Roman Periods, (ed. H. Goldman), New Jersey, 84-134.

Goldsmith 1929 : E.E. Goldsmith, Ancient Pagan Symbols, London. Günay-Tuluk 1996 : G. Günay-Tuluk, Ionia Bölgesi’nde Hellenistik Dönem

Kandiller, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir. Gürbüzer 2006 : M. Gürbüzer, İdyma’daki Hellenistik Dönem Oda

Mezarı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Muğla. Gürler 1994 : B. Gürler, Metropolis’in Hellenistik Dönem Seramiği,

(Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir.

Gürler 2004 : B. Gürler, “Tire Müzesi’nden M.S. 5-7. Yüzyıllara Ait Kandiller”, Belleten, LXVIII-253, 613-620.

Hayes 1980 : J.W. Hayes, Ancient Lamps in The Royal Ontario Museum I, Greek and Roman Clay Lamps, Toronto. Heimerl 2001 : A. Heimerl, Die Römischen Lampen aus Pergamon:

Vom Beginn der Kaiserzeit bis zum Ende des 4. Jhs.n.chr., Deutsches Archaologisches Institut, Berlin. Held 1990 : W. Held, “Künstliche Beleuchtung und Architectur”,

Schriften Des Seminars für Klassische Archaeologie Der Freien Universitat Berlin, Tübingen, 10-75.

Howland 1958 : R.M. Howland, Greek Lamps And Their Survivals, The Athenian Agora Vol. IV, Princeton.

Hug 1927 : A. Hug, Lucerna, RE XIII-2, 1566-1613, Stuttgart.

Iványi 1935 : D. İványi, Die Pannonischen Lampen, Dissertationes Pannonicae Ser.2, Nr.2, Budapest.

İnanan 2004 : F. İnanan, İzmir-Tire-Bergama ve Ödemiş

Müzelerindeki Bizans Dönemi Pişmiş Toprak Kandiller, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir.

Jackson 1999 : R. Jackson, Roma İmparatorluğu’nda Doktorlar ve Hastalıklar, (Çev. Ş.Mumcu), İstanbul.

Jobes 1962 : G. Jobes, “Cross”, Dictionary of Mythology,

(17)

Kabaağaç-Alova 1995 : S. Kabaağaç – E. Alova, Latince Türkçe Sözlük. Karaosmanoğlu 2005 : M. Karaosmanoğlu, Mitoloji ve Ege’nin Tanrıları,

Erzurum. Kassab-Tezgör – Sezer

1995

: D. Kassab-Tezgör – T. Sezer, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Pişmiş Toprak Kandiller Kataloğu, Cilt:1, Protohistorik, Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönemler, Varia Anatolica VI/2, İstanbul.

Kınal 1960 : F. Kınal, “Kaunos Adak Lambaları”, Belleten,

XXXIII-130, 151-159.

Koşay 1966 : H.Z. Koşay, “Kuşsaray (Çorum) Sondajı”, TAD.

XV-1, Ankara, 89-97.

Laflı 2010 : E. Laflı, “Mersin Arkeoloji Müzesi Pişmiş Toprak Kandil Koleksiyonu”, XXVII. AST-I, 15-24.

Leibundgut 1977 : A. Leibundgut, Die Römischen Lampen in Der Schweiz, Eine Kültür und Handelsgeschichtliche Studie, Bern.

Loeschcke 1909 : S. Loeschcke, Antike Latemen und Lichthauschen, Berlin.

Loeschcke 1919 : S. Loeschcke, Lampen Aus Vindonissa, Ein Beitrag zur Gesthiche von Vindonissa und des Antiken Beleuchtungswesens, Zürich.

Malay 1987 : H. Malay, Epigrafi (Yazıt Bilim), İzmir.

Malay-Sılay 1991 : H. Malay – H. Sılay, Antik Devirde Gladyatörler, İstanbul.

Meijer 2008 : F. Meijer, Gladyatörler: Tarihin En Ölümcül Sporu, Çev. D.Günenç), İstanbul.

Menzel 1969 : H. Menzel, Antike Lampen Im

Römisch-Germanischen Zentralmuseum zu Mainz, Germany. Merhav 1991 : R. Merhav, Urartu: A Metalworking Center in the First

Millennium B.C.E., (ed. R. Merhav), Jerusalem. Meriç 2002 : R. Meriç, Spӓthellenistisch-römische Keramik und

Kleinfunde aus einem Schachtbrunnen am Staatsmarkt in Ephesos, Forschungen in Ephesos IX/3, Wien.

(18)

Metin 2012 : H. Metin, Kibyra Kandilleri, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum.

Miltner 1937 : F. Miltner, “Das Cömeterium der Sieben Schlöfer”, Forschungen in Ephesos IV-2, Baden, 96-227.

Nicolaou 1984 : I. Nicolaou, “A Hellenistic and Roman Tomb at Eurychou-Phoenikas”, RDAC, 234-257.

Okunak 2005 : M. Okunak, Hierapolis Kuzey Nekropolü (159D Nolu

Tümülüs) Anıt Mezar Buluntuları, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli.

Oziol-Pouilloux 1969 : T.J. Oziol – J. Pouilloux, “Les Lampes”, Salamine de Chypre I, Paris.

Oziol 1977 : T. Oziol, Les Lampes Du Musée De Chypre, Salamine

De Chypre VII, Paris.

Özkönü 2006 : Y. Özkönü, Sagallasos’un Kalıp Yapımı Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.

Öztürk 2003 : N. Öztürk, Kyzikos Kandilleri, (Yayınlanmamış

Doktora Tezi), Erzurum.

Özyar 2011 : A. Özyar, “Tarsus-Gözlükule 2010 Yılı Kazısı”,

XXXIII. KST-II, 413-431.

Pastutmaz 2001 : D. Pastutmaz, 1988-1998 Yılları Arasında Bulunan Knidos Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya.

Perdrizet 1908 : P. Perdrizet, Fouilles de Delphes V, Paris, 188-192. Perlzweig 1961 : J. Perlzweig, The Athenian Agora VII, Lamps of the

Roman Period, First to Seven Century After Christ, Princeton.

Ponsich 1961 : M. Ponsich, Les Lampes Romanies En Terre Cuite De

La Mauréntanie Tingitane, Rabat.

Radt 1986 : W. Radt, “Lampen und Beleuchtung in der Antike”, Antike Welt 17, Heft 1, 40-58.

Rotroff 1982 : S.I. Rotroff, “Hellenistic Pottery Ahtenian and Imported Mold made Bowls”, The Athenian Agora XXII, Princeton.

(19)

Rotroff 1982 a : S.I. Rotroff, “Silver, Glass and Clay: The Dating of Hellenistic Luxury Tableware”, Hesperia 51, 329-337. Rutkowski 1979 : B. Rutkowski, “Griechiche Kandelaber”, Jdl 95,

174-222.

Saltuk 1990 : S. Saltuk, Arkeoloji Sözlüğü, İstanbul.

Schӓfer 1968 : J. Schӓfer, Hellenistische Keramik aus Pergamon, Berlin.

Scheibler 1976 : I. Scheibler, Griechische Lampen, Kerameikos, Ergebnisse der Ausgrabungen, Band XI, Berlin.

Shier 1978 : L.A. Shier, Terracotta Lamps from Karanis, Egypt, Ann Arbor.

Smith 1964 : R.H. Smith, “The Household Lamps of Palastine in Intertestamental Times”, BibAr 27, 1, 1-31.

Szentleleky 1969 : T. Szentleleky, Ancient Lamps Monumenta

Antiquitatis Huncarica I, Budapest.

Şahin 2008 : G.K. Şahin, Assos Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönem Kandilleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale.

Şimşek-Duman 2013 : C. Şimşek – B. Duman, “Lykos Laodikeiası’ndan Bir Grup Yerel Üretim Kandil”, Olba XXI, Mersin, 151-180.

Tekocak 2013 : M. Tekocak, “Akşehir Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller”, K. Levent Zoroğlu’na Armağan, (ed. M.Tekocak), İstanbul, 707-729.

Uzunaslan 2005 : A. Uzunaslan, “Antik Roma’da Gladyatör Oyunlar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:12, 15-58.

Uzunaslan 2010 : A. Uzunaslan, Gladyatörler: Arenanın Tutsak

Savaşçıları, Ankara.

Vessberg 1953 : O. Vessberg, “Hellenistic and Roman Lamps in Cyprus”, Opuscula Atheniensia I, Lund, 115-129. Waagé 1941 : F.O. Waagé, “Lamps”, Antioch on the Orontes III, The

(20)

Waldhauer 1914 : O. Waldhauer, Kaiseliche Ermitage, Die Antiken Tonlampen, Petersburg.

Walters 1905 : H.B. Walters, “Roman Lamps”, History of Ancient Pottery, Vol. II, 393-429.

Walters 1914 : H.B. Walters, Catalogue of the Greek and Roman Lamps in the British Museum, Londra.

Wood 1877 : J.T. Wood, Discoveries at Ephesus: İncluding the Sites and Remains of the Great Temple of Diana, Green and Company.

Yağcı 2001 : R. Yağcı, “Soli/Pompeiopolis Kazıları 1999”, XXII. KST-II, 259-272.

Antik Kaynaklar

Athen. : Athenaeus, Deipnosophistae, (ed. T.E. Page), London,

1957.

Heredot. : Heredotos, Heredot Tarihi, (Çev. M.Ökmen), Ankara, 1973

Hom. Od. : Homeros, Odysseia, (Çev. A.Erhat – A.Kadir), 1981.

Lucr. : Lucretius, De Rerum Natura, (ed. T.E. Page), London,

1931.

Martial. : Martialis, Epigrams II, (ed. T.E. Page), London, 1961.

Paus. : Pausanias, Descripto Graeciae, (ed. T.E. Page),

London, 1960.

Plinius : Plinius, Naturalis Historia, (ed. T.E. Page), Londra, 1960.

Metin İçinde Kullanılan Diğer Kısaltmalar

bkz. : Bakınız. cm. : Santimetre Çiz. : Çizim D.Ç. : Diskus Çapı Fig. : Figür G.Ç. : Gövde Çapı

(21)

K.Ç. : Kaide Çapı Kal. : Kalınlık Kat. : Katalog Lev. : Levha M.Ö. : Milattan Önce M.S. : Milattan Sonra Müz. : Müze Res. : Resim Uz. : Uzunluk Yük. : Yükseklik

(22)

1. GİRİŞ 1.1. Amaç

Çalışmamın amacı Silifke Müzesi’nde bulunan pişmiş toprak kandillerin kataloglarını yaparak, müzenin kandil tipolojisini çıkarmaktır. Bugüne kadar kandil konusunda birçok kitap ve makale yazılmış olmasına karşın Kilikya Bölgesi’nin kandilleriyle ilgili çalışma yok denecek kadar azdır. Bölgede sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile yapılan kazılarda çıkan kandiller Kazı Sonuçları Toplantısı’nda basılan kazı raporlarında birkaç cümle ile yapılan tanımlamadan öteye gidememiştir. Kilikya Bölgesi’nde bulunan müzelerdeki kandiller bilim insanları tarafından çalışıldıkça, yaptığımız bu çalışmada bölgede kandil tipolojisinin oluşturulmasına ufakta olsa katkı sağlayacaktır.

1.2. Materyal ve Yöntem

Silifke Müzesi koleksiyonuna satın alma yoluyla kazandırılan pişmiş toprak kandiller çalışmamızın materyalini teşkil etmektedir.

Çalışmanın ilk bölümünde kandilin tanımı, bölümleri, yapım teknikleri, boyama ve fırınlama teknikleri, tarihsel gelişimi, kullanım alanları ve kandil taşıyıcıları hakkında genel bilgiler verilmiştir.

İkinci bölümde ise Silifke Müzesi’nde bulunan pişmiş toprak kandillerden satın alma yolu ile müzeye gelenler seçilmiş, kandillerin tarihlemesi ve tipolojisi için literatür taraması yapılmıştır. Literatür çalışmalarının akabinde toparlanan kaynaklardan yararlanılarak analoji yöntemiyle incelenen kandillerin benzerleri ile karşılaştırılarak tarihlendirilmesi yapılmış ve tipolojisi oluşturulmuştur. Kandillerin sınıflandırılmasında tespit ettiğimiz her bir tip “Silifke

Tip 1, 2,…” şeklinde devam eden başlıklar altında incelenmiştir.

Silifke Müzesi kandillerinde yer alan bezeme, sembol ve damgalar başlığı ise tezin üçüncü bölümünü oluşturmaktadır. Bu başlık altında kandillerin diskuslarında, omuzlarında ve kaide iç kısımlarında görülen bezeme, sembol ve damgalar ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir.

Malzeme ile ilgili yerinde yaptığımız çalışmalarımızda ise öncelikle kandillerin katalogları hazırlanmıştır. Katalogları yapılan kandillerin, envanter numaraları, ölçüleri, kil ve astar renkleri, yapım teknikleri, fırınlamaları ile tanımları üzerinde durulmuştur. Kil ve astar renklerinin belirlenmesinde müzede çalışılan ortamda oluşabilecek yanılsamaları en aza

(23)

indirgemek için kandiller müze dışında gün ışığı altında incelenmiştir. Renklerin tespitinde uluslararası kullanım gören “Munsell Soil Color Charts (1994)” renk kataloğu tercih edilmiştir.

Katalog çalışması bittikten sonra kandillerin çizim aşamasına geçilmiştir. Çizim iki aşamalı evreden oluşmaktadır. İlk aşamada kandillerin el çizimleri eskiz kağıtlara yapılmıştır. Daha sonra bu eskizler taranarak el çizimleri dijital ortama aktarılmıştır. Çizimdeki ikinci aşamada ise el çizimleri yapılan kandillerin Freehand MX ve Freehand MXa adı verilen çizim programlarıyla bilgisayar destekli çizimlerini yapmaktır. Kandillerin çiziminde solda kesit, sağda ise profil gösterilmiştir. Diskusta, omuzda ve kaide tabanında var olan bezemeler, semboller ve damgalar ayrıca çizilmiştir. Kandiller, 1/1 ölçekli çizilmiş ve her kandilin altına ayrı ayrı ölçek yerleştirilmiştir.

Son olarak dijital çizimleri bitirilen kandillerin yine aynı programlar aracılığıyla tezde kullanılacak şekilde levha düzenlemesi yapılmıştır.

(24)

2. PİŞMİŞ TOPRAK KANDİLLER 2.1. Kandilin Tanımı

İnsanın ‘‘insan’’ olma özelliklerini kazanması, evrim süreci içerisinde yaşamını kolaylaştırmak adına ihtiyacı olan bir takım araç- gereçleri, doğada var olan materyalleri kullanarak yapması ile gerçekleşmiştir. Bu süreçte ateşi bulan insan, ateşin çevresine yaydığı ışığın farkına varmış, gecelerini aydınlatabilmek için ateşi kontrol altına almak istemiştir. Bu nedenle öncelikle ateşi kontrol altında tutmaya yarayacak materyali oluşturması gerekmiştir. Bu gereksinimle önceleri çok basit şekilde yapılan küçük kaseler kandil olarak kullanılmıştır. Sonralarında ise bu kaplar yerlerini daha gelişmiş, kullanışlı ve sanatında ilerlemesiyle gösterişli kandillere bırakmıştır.

İçine yağ (sıvı ya da katı) ile fitil konularak yakılan, küçük ve portatif (kolaylıkla taşınabilir), tek ya da birden fazla buruna sahip olan ve antik dönem aydınlanma aracı olarak kullanılan materyallere kandil denmektedir.

Antik Çağ’daki yaygın kullanımlarından dolayı arkeolojik kazı ve araştırmalarda oldukça fazla karşılaşılan kandiller, Grekçe’de “”,“Lykhnos” (taşınılabilir ışık kaynağı); Latince’de ise “Lychnus” ve “Lucarna” olarak adlandırılmaktadır1. Günümüz Türkçe’sinde kullandığımız kandil kelimesi aydınlatan, parlayan anlamına gelen Latince “Candere” fiilinden türemiştir2. Bu kelimeyi Ennius, Lucilius, Lucretius ve Virgilleus’da kullanmıştır3. Kandilin Farsçası “şamdan”, Arapça karşılığı ise “Kındil”dir4. Türkçe’de halk dilinde kandile “çıra” denmektedir. Çıra kelimesinin temeli ise “çerağ-çırağ”dır5.

2.2. Kandilin Bölümleri

İlk kandiller sığ bir kâseyi andırmaktadır. Bu kandiller, gövde ve gövdenin bir kenarına fitilin oturtulacağı burun benzeri bir bölümden ibarettir. İlerleyen dönemlerde gelişen hayat şartları ile beraber teknolojinin de gelişmesi, toplumların kültürel etkileşimleri, bölgesel faktörler ve yapım tekniklerinin gelişimi ile kandillerin formlarında birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Tüm bu gelişen faktörlerle birlikte kandillere farklı işlevler için birçok yeni bölüm eklenmiştir (Resim 1).

1 Walters 1905, 393; Er 2004, 185. 2 Eyüboglu 1988, 188; Er 2004, 185. 3 Şahin 2008, 6. 4 Doğan 1982, 516. 5 Öztürk 2003, 21.

(25)

Gövde: İçine yağ konulan bölüm yani yağ haznesidir. Kandile biçimsel görünümünü kazandıran temel öğedir. Latince ‘‘Infundibulum’’ yağ hazinesi anlamına gelmektedir6. Gövde kandilde ilk önce şekillendirilir. Daha sonra bu gövdeye, burun, kulp, kaide ve formun özelliğine bağlı olarak diğer kısımlar eklenir. Daha sonra üretim yerlerine göre gövdeye farklı şekiller eklenmiştir. Kandil olarak kullanılan ilk araçlar-gereçler sığ kâse biçimini andırmaktadır. Burnun üzerine köprü yapılması ile kandillerde ilk değişim başlamıştır. Sonrasında üst kısım kapatılarak diskus bölümü meydana gelmiştir. Buna bağlı olarak gövdeye değişik şekiller verilmiştir. Gövdenin biçiminde en çok değişiklik Hellenistik Dönem’de olmuştur7.

Diskus: Omuz ile diskus deliği arasındaki alandır. Latincesi ‘‘Diskus’’ olan kelime, ‘‘disk’’ anlamına gelmektedir. Özellikle Roma Dönemi’nde kandilin önemli bir öğesi haline gelen diskus, omuzdan kesin çizgiyle Hellenistik Dönem’de ayrılmıştır. Kandillerde diskus kısmı süslemeli ya da süslemesiz olabilir. Bu süslemeler tanrı ve tanrıçalara ait kabartmalar8 olabileceği gibi günlük hayattan sahneler, hayvanlarla ilgili9 veya bitkisel süslemelerde10 olmaktadır. Bazı kandillerin diskuslarında doldurma deliğinin yanında yağın kolay bir şekilde doldurulmasını sağlayacak olan doldurma deliğine göre daha küçük boyutlarda hava deliği bulunur.

Burun: Latince de ‘‘Nostrum, Nasus’’ veya ‘‘Myxus’’ burun anlamına gelmektedir11. Kandillerde fitilin konulduğu öne çıkıntı yapan uç kısımdır.

Kandiller genellikle tek burnu olmasına rağmen, iki ya da ikiden çok buruna sahip kandillerde bulunmaktadır. İki burunlu kandiller ‘‘bilychnis’’, ikiden fazla burunlular ise ‘‘polymyxus’’ olarak isimlendirilir12. Martialis, bir epigramında birden fazla burnu olan bir kandilden ‘‘Şölenleri ışığımla aydınlatmama ve birçok buruna sahip olmama rağmen, tek bir

kandil olarak bilinirim’’ şeklinde bahsetmektedir13.

Burun erken dönemde basit ve kaba bir şekilde elle yapılmaktayken, sonraları önceden hazırlanıp aplike etme ya da masif bir parçanın eklenmesiyle oluşturulmaya başlanmıştır.

6 Özkönü 2006, 155. 7 Şahin 2008, 8. 8 Perlzweig 1961, Pl. 2, 38. 9 Perlzweig 1961, Pl. 6, 163. 10 Perlzweig 1961, Pl. 7, 227. 11 Şahin 2008, 8. 12 Şahin 2008, 9. 13 Martial XIV, 41.

(26)

Daha sonrada formları değişen burunların uç kısımlarında değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bunlardan çapa14, kırlangıçkuyruğu15, ok ucu16 gibi tiplere ayrılmıştır. Burnun ucundaki fitil deliğinin etrafı bir kabartmayla çevrili17 veya üçgen şeklinde18 olan kandiller de bulunmaktadır. Burun profili bazı formlarda pelikan gagası19, bazılarında ise emzik gibi ilginç şekillerde olabilir. Hellenistik Dönem sonlarına doğru ise burnun her iki yanına volüt kıvrımlar eklenmiştir20.

Kulp: Burun ile paralel ancak karşı yönünde yapılmaktadır. Latince ‘‘ansa’’21 ‘‘manubrium’’ terimleri kulp anlamına gelmektedir. Yatay, dikey, tutamak biçimli ve ortası delinmiş kulplar olmak üzere birkaç farklı kulp çeşidi karşımıza çıkmaktadır. Erken kandiller elle şekillendirildiğinden kulp yoktur. Yatay olarak gövdeye bağlanan kulplar22 Klasik Dönem’de karakteristik olup, Hellenistik Dönem’de ise iki yivle üç bölüme ayrılan23 dikey kulplar yaygın olarak kullanılmıştır. Bu tip kulplar Ephesos tipi kandiller için karakteristik bir özelliktir24. İkiz kulp veya üzerinde şerit bir süsleme Pergamon ve Knidos kandillerinde sıkça görülmektedir25. Kulp yerine bazen süslemeli tutamaklar da kullanılmıştır26.

Omuz: Latince ‘‘margo’’ terimi omuz anlamına gelir27. Arkaik Dönem kandillerinde bulunmayan bu bölüm, kandilin üstünün kapanmasıyla oluşmuştur. Klasik Dönem’de gövdenin bir uzantısı olan omuz, doldurma deliğine doğru hafifçe eğim yapmaktadır28. Zamanla genişleyen omuz29, Hellenistik Dönem’de kalıpta üretilen kandillerle birlikte diskusla doldurma deliğinin etrafını kaplamıştır30. Klasik Dönem’de süslemesiz olan omuz

14 Scheibler 1976, Taf. 69, 413. 15 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 92, 238-239. 16 Bailey 1975, Pl. 32, Q166. 17 Bailey 1975, Pl. 34, Q183. 18 Scheibler 1976, Taf. 69, 413. 19 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 81, 200. 20 Şahin 2008, 9. 21 Kabaağaç-Alova 1995, 34. 22 Bailey 1975, Pl. 23, Q114. 23 Bailey 1975, Pl. 36, Q187. 24 Şahin 2008, 9. 25 Howland 1958, Pl. 45, 521-523. 26 Bailey 1975, Pl. 38, 88, 113, Q206, 472, 602. 27 Özkönü 2006, 155. 28 Bailey 1975, Pl. 8, Q23, 24, 26. 29 Bailey 1975, Pl. 16, Q88. 30 Scheibler 1976, Taf. 88, 612.

(27)

kısmı, Hellenistik Dönem’de değişik süslemelerle31 süslenmiştir. Bu süsler genel olarak bitkisel (yaprak, sarmaşık dal) olup nokta bezemelerde32 görülmektedir.

Kaide: Kandilin diğer bölümleri gibi kaideleri de farklılık göstermektedir. Alçak, yüksek, dış bükey, iç bükey, halka ve düztabanlı kaide çeşitleri kandillerde görülmektedir. Kaidenin etrafı bazen bir veya iki adet yivle sınırlandırılmıştır. Düzgün profil göstermeyen kaidelerin yanında oval veya yuvarlak kaideler de bulunmaktadır. Arkaik ve Klasik Dönem’de yuvarlak, Hellenistik Dönem’de ise hem yuvarlak hem de oval şekilde kaideler görülmektedir33.

Kandillere yukarıda anlatılan bölümlerden başka, farklı dönemlerde fonksiyonel ya da dekoratif amaçlı bazı eklemeler yapılmıştır. Bunlar;

Başparmak Tutamağı: Bunlardan ilki başparmak tutamağıdır. Kandili tutarken kolaylık sağlayan, genellikle gövdenin sol yanında yer alan küçük çıkıntılardır34. Başparmak tutamağı genellikle kulpsuz kandillerde görülmektedir. Bu tutamaklar, kandilin kullanılmadığı zamanlarda üzerinde yer alan deliklerden ip geçirilerek duvara asılması amacına hizmet etmektedir35. Duvara uygun bir şekilde asılan kandilin içerisinde bulunan yağda bu sayede dökülmüyordu. Başparmak tutamağının üzerinde yer alan delikler, aynı zamanda fitili karıştırmak veya düzeltmek için kullanılan çubukların takıldığı yer olarak da düşünülebilir. Bunlar bazen kandilin sağında bazen de solunda olabilir36. Delikli başparmak tutamağının ömrü kısadır37. Bunlar gerçek fonksiyonlarını zamanla kaybederek dekoratif özellik kazanmıştır. Delikli olmayan tutamaklar ise dekoratif olarak iki ya da üç yüzyıl boyunca kandillerde görülmeye devam etmiştir38.

Kulakçıklar: Eklemelerin ikincisi kulakçıklardır. Kandil gövdesinin ortasında ya da her iki yanında yer alan kulak şeklindeki çıkıntılar, kandilin kolaylıkla taşınmasını sağlamaktadırlar. Bu özelliğinin yanında dekoratif amaçla da kullanılmışlardır. Kulakçıklar

31 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 95, 96, 254, 256. 32 Bailey 1972, Pl. 11-f.

33 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 20. 34 Howland 1958, Pl. 38, 307.

35 Howland 1958, 72; Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 68, 158. 36 Howland 1958, 72.

37 Bailey 1972, 13. 38 Şahin 2008, 11.

(28)

kare veya dikdörtgen şeklinde yüzeylere sahip olup, yaprak39 ve düğüm40 gibi süslemelerle bezenmişlerdir. Bazı kulakçıklar ise volüt41 şeklinde yapılarak kandile aplike edilmiştir.

Kandilin yanmasını sağlayan malzemeler fitil ve yağdır. Kandilde ışığın ortaya çıkmasını sağlayan fitil, yağ haznesinden burnun iç kısmı boyunca uca kadar uzanır. Kemik, bronz, ya da ahşaptan yapılan ince bir çubukla burun içine yerleştirilen fitil gövde içerisinde bulunan yağı içine çeker, böylece yakıldığında aydınlatma sağlardı42. Fitiller, Latince ‘‘verbascum’’ Grekçe ‘‘’’ veya ‘‘thryallis’’ olarak bilinen bitkilerden yapılmaktadır43. Hatta fitil olarak keten, papirüs, sığırkuyruğu, üstüpü, Hindistan cevizi lifleri, taş pamuğu ve kükürttün de kullanıldığı bilinmektedir44. Kandilin düzenli yanması için fitilin kalınlığı da önemli bir faktördür. Kalına oranla ince fitil, yağı daha yavaş yakmaktadır. Fitilin kalın veya ince olması çıkan ateşin büyüklüğüne etki etmemektedir45. Pausanias, Athena Polias Tapınağı’nda tanrıça için yakılan altın kandilde, ‘‘Carpasius Keteni’’ adında bir malzemenin fitil olarak kullanıldığını söyler ve ateşe karşı direncinden bahseder46. Mısır’da, M.S. 3. yüzyılda yazılmış olduğu anlaşılan bir papirüste keten bezi liflerinin fitil için kullanılabilecek en iyi malzeme olduklarından bahsedilir. Ve ayrıca bir çeşit sazında fitil olarak kullanıldığı, bu saz çeşidine Fayyum’da özel bir vergi konulduğundan söz edilir47.

Paleolitik Dönem kandillerinde yakıt olarak hayvansal yağlar kullanılmış olmalıdır48. Daha sonraki yıllarda zeytinyağı kullanılmaya başlanmıştır49. Kandillerde kullanıldığı bilinen diğer yağlar ise fındık ve susam gibi bitkilerden elde ediliyordu50. Mısır’daki fakir halk, beziryağı ve tarlada yetiştirilen ‘‘Kiki’’ adlı bir meyvenin yağını kullanmaktadır51. Yatak odalarında ise kokulu yağların kullanıldığı bilinmektedir52. Ayrıca ateşin yanma gücünü arttırmak ve sarımsı bir renk vermek için yağa tuz katıldığı bilinir53.

39 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 136-137, 378. 40 Bruneau 1965, Pl. 24, 4286. 41 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 157, 448. 42 Şahin 2008, 11. 43 Walters 1905, 395. 44 Walters 1914, 14. 45 Şahin 2008, 11. 46 Paus. I, XXVI, 6, 7. 47 Shier 1978, 7. 48 Bailey 1963, 17. 49 Walters 1914, 14. 50 Walters 1914, 14; Bailey 1963, 10. 51 Shier 1978, 7. 52 Smith 1964, 713. 53 Hdt. II, 62.

(29)

2.3. Kandil Yapım Teknikleri

Kandiller yoğun olarak pişmiş topraktan ve bronzdan yapılmışlardır. Bunların yanında bronz, cam, balmumu54, taş, demir ve altından yapılan kandillerde bulunmaktadır. Kazılarda yoğun olarak pişmiş toprak ve bronz kandillere rastlanmaktadır.

Pişmiş toprak kandillerin ana maddesi adından da anlaşılacağı üzere toprak yani kildir. Kilin rengi ve kalitesi bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Knidos, Ephesos ve Küçük Asya’nın diğer kandil üreten şehirlerinde koyu gri renkli kil kullanılmıştır55. Bunun dışında Atina’nın Corykyra kentinde özellikle Roma Dönemi’nde açık devetüyü kil, Orta İtalya-Napoli’de yeşilimtırak-açık kahverengi, Fransa ve İngiltere’de ise İtalya’dan gelen ithal kandillerin yanı sıra sarımtırak kil kullanılmaktadır56. Ayrıca kullanılan kilde katkı maddesi olarak, fazla nemi içine hapsederek pişirme ve soğuma esnasında ani ısı farklılıklarından doğan çatlamayı önleyen kireç tanecikleri ile kile parlak görünüm ve birleştirici özelliği kazandıran mika zerrecikleri bulunmaktadır57.

2.3.1. Elde Şekillendirme

Pişmiş toprak kandillerin erken örnekleri elde şekillendirilmiştir58. Elde şekillendirilen kandillerin ilham kaynağı olarak başlangıçta kandil yerine kullanılan deniz kabuklarını ve sığ-yayvan formlu kaseleri örnek verebiliriz. Bu kandillerin göze hitap konusuna eğilmek gibi bir kaygısı olmadan, sadece işlevsel amaçla yapılmış, bazen yayvan bir tabak biçiminde, bazen de bir kulbu ve kaba bir buruna sahip olan örneklerdir59 (Resim 2).

Elde şekillendirilen kandillerin üst kısmı açık bırakılmış, yalnızca fitilin oturacağı yerin yani kandil uç kısmının her iki yandan sıkıştırılarak kabaca burun oluşturulmuştur. Çanak biçimli bu tip kandillerde fitil yağ içerisinde gezdiği için aydınlanma sırasında pek verim alınamamıştır60. Bu kandillerin en erken örneklerinin İlk Tunç Çağı’nda (M.Ö. 3000-2700) Mezopotamya’da ortaya çıktığı kabul edilir61.

54 Jackson 1999, 37. 55 Walters 1914, 16. 56 Walters 1914, 16.

57 Pastutmaz 2001, 7; Coşkun 2007, 14.

58 Elde şekillendirilen kandiller için bkz. Menzel 1969, 9, Abb. 1; Bailey 1972, Pl. 1, b,c,d. 59 Öztürk 2003, 27.

60 Barın 1995, 12.

(30)

Elde şekillendirilen kandillerin Mezopotamya’dan sonraki erken örneklerine İlk ve Orta Tunç Çağı’nda Levant’ta, M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında ise Attika’da görülmüş ve bu kandiller sığ kâse formlu olarak adlandırılmışlardır62. Bu kandillerin ilk örnekleri Suriye ve Filistin ile benzerlik gösterse de bazı farklılıklar görülmektedir63.

Atina’da elde yapım tekniği kullanılmış ancak Doğu’daki gibi yaygın olarak kullanılmamıştır64. M.Ö. 7. yüzyılın 3. çeyreğinden, M.Ö. 6. yüzyılın 3. çeyreğine kadar yaklaşık 100 yıl boyunca hem el yapımı hem de çark yapımı kandiller üretilmeye devam etmiş, ancak bu tarihlerden sonra ise sadece çark yapımı kandillerin kullanıldığı bilinmektedir65.

Anadolu’da Hellenistik Dönem’de de elde şekillendirilmiş kandiller görülmektedir66.

2.3.2. Çarkta Şekillendirme

Sığ kâse formlu kandillerin çarkta üretilen ilk tipleri tabak benzeri yayvan bir kâsenin yanlardan içe doğru hafifçe katlanarak eğilmesi ve ağız kenarının her iki taraftan bastırılması ile şekillendirilmiştir67.

Yunan dünyasında çarkta kandil üretiminin en yaygın olduğu dönem olarak M.Ö. 5. ve 3. yüzyıllar gösterilmektedir68.

Çarkta yapımı tamamlanan kandil, çark üzerinden ince bir tel ya da ipin yardımıyla kesilerek alınır ve bu kesilme esnasında kandil kaidesinin alt kısmında tel ya da ipin oluşturduğu halkalar görülür. Bu halkalar bize kandilin çark yapımı olduğunu gösteren bir kanıttır69. Gövdesi yapılan kandil çarktan alındıktan sonra tekrar çarka ters yerleştirilerek çeşitli araç gereçlerle kaide oluşturmaktadır70. Kandilin burun ve kulp kısmı gövde çarktan alındıktan sonra ilave edilmektedir. Kandillere burun eklenmesinde iki farklı yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi, çarktan alınan gövde üzerine açılan delik kısmına önceden hazırlanan burnun eklenmesidir. İkincisi ise, kandilin yapıldığı kilden bir parça

62 Howland 1958, 7. 63 Şahin 2008, 27. 64 Bailey 1972, 13. 65 Howland 1958, 5. 66 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 23. 67 Bailey 1972, 13. 68 Gürbüzer 2006, 44. 69 Çokay 2000, 13. 70 Şahin 2008, 28.

(31)

alınarak kandil gövdesine birleştirilmesi ve bu parça ile kandil gövdesinin ucu sivri metal ya da ahşap uzun bir alet yardımıyla delinmesi işlemidir71. Sonrasında omuz şekillendirilir, kulp ise burun yapımında uygulanan yöntemlerden biri kullanılarak kandil gövdesine birleştirilirdi72. Arkaik Dönem’den itibaren çarkta üretilen kandillerin kenarları zamanla içe dönmeye başlamış, gövde ile burun bir köprü ile birbirinden ayrılmıştır73 (Resim 3).

2.3.3. Kalıpta Şekillendirme

Kandil yapımında kullanılan üçüncü teknik ise, kalıp yöntemidir74. Kalıp yöntemi ile yapılan ‘‘terracotta’’lar Yunanistan’da M.Ö. 6. yüzyılın ortalarında görülmesine rağmen, bu yöntemin kandiller için kullanımı M.Ö. 3. yüzyılda mümkün olabilmiştir75.

Çark yapımından kalıp yapımına geçiş M.Ö. 2. yüzyılda gerçekleşmiş, bununla birlikte kandillerde figürlü sahneler ortaya çıkmıştır76. Değişim ilk olarak M.Ö. 150 yılında Kuzey Afrika ve Kıbrıs’ta görülmektedir77.

Kalıp tekniğinde “patrix” ve “matris”78 adı verilen iki kalıp kullanılmaktadır. Tam kandil formunda olan patrix (Resim 4), elde şekillendirilerek veya ahşaba kazınarak oluşturulur79. Bunun sonucunda çok sayıda matris hazırlanır (Resim 5). Matris ise, pişmiş toprak ya da alçıdan, kandilin alt ve üst kısımlarını oluşturacak şekilde negatif olarak hazırlanmış bir kalıptır80. Matrislere henüz yaşken bir alet yardımıyla ince tabaka halinde kil sürülür, daha sonra alt ve üst bölüm birbirine bastırarak birleştirilir ve kurumaya bırakılırdı. Kalıplardan üst kısım diskusu, alt kısım ise kandilin gövdesini oluşturmaktadır81. Kalıp açıldıktan sonra kandilin birleşme yerlerinde oluşan eksiklikler veya fazlalıklar, nemli kil ve bir alet yardımıyla düzeltilmekteydi82. Doldurma ile fitil deliği ve eğer ihtiyaç olursa hava

71 Çokay 2000, 13; Öztürk 2003, 27; Bernhard 1955, 144-145. 72 Çokay 2000, 13.

73 Burun ile gövdenin bir köprü ile birbirinden ayrıldığı kandil örnekleri için bkz. Kassab-Tezgör - Sezer 1995,

40-54, Lev. B, 67-112; Howland 1958, Pl. 32, 70, 92-101

74 Bailey 1963, 13. 75 Bailey 1975, 13. 76 Walters 1914, 406. 77 Walters 1914, 21.

78 Kandil kalıpları için bkz. Bailey 1972, Pl. 16, a,b,c; Bailey 1975, Pl. 20, 34, 38, Q104, Q181-181cast,

Q182-182cast, Q203-203cast.

79 Bailey 1975, 13. 80 Çokay 1998, 14. 81 Walters 1905, 405. 82 Çokay 1998, 14.

(32)

deliği içi boş ve ucu sivri metal aletler yardımıyla sonradan açılıyordu83. Belki de kalıbın alt ve üst kısmına bir parça ekleyerek deliklerin açılması sağlamış olabilir84.

Kandil üretiminin endüstri halini alması ile elde bulunan kalıplar ihtiyaca yetişemeyince alçı kalıplar da kullanılmış, fakat bu kalıplar çok dayanıksız olduğu için kazılarda az sayıda ele geçmişlerdir85. Kalıp yapımı olan kandil örnekleri yapılan kazılarla hemen her bölgede ele geçmiştir86. Hellenistik Dönem’de kalıp yapımı kandillerin revaçta olmasının nedeni olarak kandil üzerindeki süslemenin gelişimi ve yaygınlaşması gösterilebilir87.

Kandiller kalıptan çıkarıldıktan sonra astarlanıp fırınlanıyorlardı88. Kandillerin birçoğunda görülen boya ve sır, ısınan yağın kandilin gövdesi tarafından emilmesini önlemek için kullanılmıştır89. Mısır’da benzer bir uygulama ağaç sakızı suyu ile gerçekleştirilmiştir90. Astar ve sırın fırça ve daldırmanın yanında elle de sürüldüğü ortaya çıkartılan kandiller üzerindeki parmak izlerinden anlaşılmaktadır91. Kandiller fırınlara yığınlar halinde ya da üst üste tabakalar halinde yerleştirildiğinden, Knidos ve Ephesos kazılarında olduğu gibi birbirine yapışmış halde kandiller ele geçirilmiştir92.

Roma Dönemi’nde pişmiş toprak kandillerin yanı sıra bronz ve demirden yapılmış metal kandillerde görülür93. Metal kandiller daha dayanıklı olmaları ve üretimindeki zorluklar nedeniyle pahalıya mal oldukları için genelde zenginler tarafından kullanılmıştır94.

2.4. Kandil Boyama ve Fırınlama Teknikleri

Akdeniz dünyasının büyük bir bölümünde kandil üretimi için uygun kil yatakları bulunabilmekle birlikte, kil yapısı bölgelere göre büyük farklılıklar gösterir95. Kilin rengi, yumuşaklığı, bünyesinde katkı maddesi olarak yer alan mika zerrecikleri ve taşçıkların bulunup bulunmaması gibi faktörler bize kandilin orijinal yerini belirlemede önemli ipuçları

83 Çokay 2000, 14. Kandillerde bulunan hava delikleri olasılıkla kandile yağ dolumu yapılırken yağın daha rahat

dolumunu sağlamak amacıyla açılmıştır.

84 Walters 1905, 405. 85 Bailey 1963, 14. 86 Walters 1914, 17. 87 Bailey 1996, 168. 88 Bailey 1963, 14. 89 Broneer 1930, 34. 90 Shier 1978, 6 vd. 91 Bailey 1963, 14. 92 Walters 1905, 406.

93 Edgar 1904, Pl. 10-12; Loeschcke 1919, 312, Taf. XXII-XXIII; Menzel 1969, 107, 89. 94 Bailey 1963, 11.

(33)

sağlamaktadır96. Tabi ki, kile göre kandilin orijinal yerinin saptanması konusunda bir önceki cümlede saydığımız etkenlerin dışında birçok önemli etkenleri de düşünülerek yorumlanmak gerekir. Yanma ve sıcaklık koşulları ile kil bünyesinde bulunan bileşenlerin çeşitliliğine bağlı olarak oluşan doku ve renk farklılıkları oldukça güç bir problemdir97. Firnis, kil gibi yere ve zamana bağlı olarak yapısında değişiklik göstermektedir98. İlk firnis kullanımı M.Ö. 7. yüzyılda kullanılmış, ancak bu sadece iç kısımla sınırlı kalmıştır99. Kandil dışında firnisin kullanımı ise M.Ö. 6. yüzyılın ortalarından itibaren başlamıştır100. Kandilin tüm bölümleri tamamlandıktan sonra fırınlama işlemine geçilmeden çeşitli şekillerde daldırma, fırça ile sürme ya da elle firnisin sürülmesi şeklinde uygulanacağı gibi bu tekniklerin hepsinin bir arada kullanıldığı da bilinmektedir101. Hellenistik Dönem’de kandiller, sallama ya da batırma tekniğiyle firnislenirken, Roma Dönemi’nde, bu tarz firnislemenin malzeme kaybına yol açtığı düşünülmüş ve firnisin fırçayla sürülmesi başlamıştır102. İlk olarak kandil yüzeyleri son derece ince, metalik ve kaliteli firnisle boyanırken, Roma Dönemi’ne doğru artık seri üretiminde başlaması sonucunda firnis kalitesinde düşüş olduğu ve firnisin israf yapılmaması için fırça ile sürüldüğü görülmektedir103.

Kandilin gövdesi tarafından yağın emilmesini önlemek firnisin görevidir104. Mısır’da ise bu amaca yönelik olarak kandillerde ağaç sakızı suyu kullanılmıştır105.

Kandil üzerindeki firnis tam anlamıyla camlaşmadığı takdirde gerçek firnis sayılmamaktadır106. Firniste renk değişimi kandilin fırınlanması ile ilgilidir. Kandil oksidasyonlu (temiz, dumansız) havada fırınlanırsa kırmızı firnis elde edilir. Siyah firnis için ise reduksiyon yani fırına duman verme yöntemi uygulanmaktadır107. Devetüyü ya da pembe renkte kil (hamur) ile siyah renkte firnise sahip olan kandil üç aşamalı fırınlamadan geçmektedir. İlk olarak oksidasyonlu ortamda kandil fırınlanır. Bu aşamanın en önemli bölümü kandilin iyi pişirilmesidir. Kandil eğer bu aşamada fırından alınırsa şayet, silikatlı kırmızı ile kahverengi ya da devetüyü ile pembe renkte kil elde edilmektedir. Roma

96 Bailey 1972, 15. 97 Bailey 1972, 15. 98 Bailey 1972, 15. 99 Howland 1958, 5. 100 Howland 1958, 5. 101 Bailey 1972, 16. 102 Bailey 1972, 15. 103 Radt 1986, 86. 104 Broneer 1930, 34. 105 Shier 1978, 6-7. 106 Bailey 1972, 15. 107 Bailey 1972, 15.

(34)

kandillerinin çoğu bu aşamada kalmaktadır. Sonrasında ise ıslatılmış yakıt fırına verilerek fırındaki tüm hava giriş ve çıkışları kapatılır. Islak yakıttan çıkan duman sonucunda fırın içerisinde karbonmonoksit ortaya çıkar ve bu durumun sonucunda renk değişimi meydana gelir. Kil gri renge, firnis silikatlı siyah renge döner108. Üçüncü aşamaya gelindiğinde fırın içine tekrardan kuru yakıt verilerek hava delikleri açılır. Hava yani oksijenle dolan fırın, kandillerin kil renginde ve firnissiz bölümlerinde renk değişimine neden olur. Bu olay kandillerin ilk aşamadaki kil rengine dönmesini sağlar. Ancak firnis üçüncü aşamada rengini koruyarak ikinci aşamadaki siyah renginde kalır. Fırınlamada üç aşama arasında ara verilmez ve aralıksız olarak bu aşamalar arka arkaya devam eder.

Kandil fırınları, üst kısmında baca yani hava deliği olan dairesel fırınlama odası ile bunun hemen altında birçok yerinden delik açılmış, fırınlama odasına sıcak hava gazlarının girmesine izin veren bir ateşleme odasından oluşur109. Kandillerin fırınlanmasında normal seramik fırınları kullanıldığı gibi kandil için özel fırınlarda kullanılmıştır. Kandil fırınının fırınlama odası tepesinde hava deliği olan bir kubbeyi andırmaktadır (Resim 6). Kubbe her fırınlama için tekrar yapılır ve üretim sonrasında kandilleri almak için yıkılırdı. Tepesinde hava deliği olan kubbe yapılmadan önce kandiller fırınlama odasına birbirlerinin üzerine gelecek şekilde üst üste yerleştirilirdi110 (Resim 7). Kandil üretim yerlerinde birbirine yapışmış üretim hatalı kandillerin bulunması, kandillerin fırınlara nasıl yerleştirildikleri anlamamıza yardımcı olmaktadır111.

Fırınlama esnasında kullanılan yakıt odundur. Fırınlar 1000 C° derecenin biraz altında bir sıcaklığa sahiptir112. Kandillerin fırınlanmasında en az 24 saat, belki de bunun iki katı bir süre gerekmekteydi113. Fırınlardaki sıcaklık tam ayarlanmadığından bazen kazalar olmakta ve hatalı üretimler oluşmaktadır. Bu gibi durumlarda kandiller birbirine yapışmakta veya yanmaktadır. Ephesos’ta bazıları iç içe geçmiş, fırınlama esnasında şekilleri bozulmuş kandiller bulunmuştur114. 108 Bailey 1972, 15. 109 Bailey 1972, 16. 110 Bailey 1972, 16. 111 Radt 1986, 51. 112 Bailey 1972, 16. 113 Bailey 1972, 16. 114 Wood 1877, Pl. 79.

(35)

2.5. Kandilin Tarihsel Gelişimi

Yapılan araştırmalar sonucunda kandil kullanımının çok eskilere dayandığı bilinmektedir. Buna göre Avrupa’da bazı Paleolitik kontekslerde taştan yapılmış olanların yanı sıra, içinde yağ ve fitilin olduğu, sığ bir tabak görünümünde taş kandiller mağaralarda bulunmuştur115. İnsanoğlunun yerleşik hayata geçerek üretime başladığı Neolitik Dönem’de ise; deniz kabukları ve ayaklı geniş kaplar kandil olarak kullanılmıştır. Deniz kabuğu içindeki helezon biçimli kısım fitilin yerleştirilmesi kolaylaştırmaktadır. Filistin’de deniz kabuğundan yapılmış, olasılıkla kandil olarak kullanıldığı düşünülen eşyalar bulunmuştur116 (Resim 8).

Apuleius’un bildirdiğine göre eski Mısır’da, İsis Tapınağı’ndaki törenlerde kayık şeklinde, ışık veren altın kandil kullanılmıştır117. Herodotos Mısır’daki bayramlarda gördüğü ve ‘‘çırağ’’ olarak adlandırdığı, içleri yağ ve tuz dolu fincanların bütün gece yandıklarından söz eder118 ve bunların Kıbrıs’taki gibi Fenike etkisiyle yapıldıkları düşünülür119.

Sümer şehirlerinde yapılan kazılarda alabasterden yapılmış deniz kabuğu biçimli kandiller bulunmuştur. Bunlar deniz kabuğundan esinlenip yapılan örneklerdir ve uzun süre kullanılmıştır. Ayrıca Sümerler’in kandil kullandıklarını, Ur Kral mezarlarından ele geçen birisi altın ikisi gümüş kandiller aracılığıyla bilmekteyiz120.

Miken kültüründe pişmiş toprak kandiller az olmakla birlikte, bu kandiller gövde kısmının iki veya dört tarafı çimdiklenerek şekillendirilmişlerdir121. Girit’te ve Mykenai Akropolisi’nde de taştan ve bronzdan yapılmış birçok kandil nişlerde veya duvarlara asılmış şekilde ele geçer. Bunlar basit açık bir deniz kabuğu görünümündedirler. Fakat günlük aydınlanmada fazla kullanılmayıp, yerlerine meşalelerin tercih edildiği anlaşılır122.

Daha sonraları kandile, III. Babil Sülalesi zamanında rastlamaktayız. Bu sülalenin 32. Kralı Nazi-Maruttaş’ın ( M.Ö. 1324-1298) Susa’daki tahtı üzerinde bir tanrı oturmakta, bu tanrının karşısındaysa hayvan ayaklı sehpa üzerinde bir kandil (Resim 9) bulunmaktadır123.

115 Bu kandillerin Batı Avrupa’daki Üst Paleolitik avcı insanlar tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Bailey

1972, 17; Forbes 1958, 123.

116 Çokay 2000, 8-9. 117 Walters 1914, 14. 118 Hdt. II, 62.

119 Walters 1914, xii, dipnot 2. 120 Kınal 1960, 155.

121 Broneer 1930, 5; Bailey 1963, 17, Pl. 1b.

122 Forbes 1958, 148-149, Fig. 29; Bailey 1972, 17, Pl. 1 a-b. 123 Kınal 1960, 155.

(36)

Fenikeliler’in sıkı ticari ilişkilerinin sonucunda, sığ kase formlu kandil tipi Kıbrıs, Kuzey Afrika, Mısır, Malta ve Avrupa Kıtası’nın bir kısmında görülmeye başlamıştır. Suriye-Filistin bölgesinde M.Ö. 1200-900 tarihleri arasında, yani Demir Çağı I Dönemi’nde geniş bir yayılım alanına sahip olan basit, çarkta yapılmış kandil tipi kullanılmıştır124.

M.Ö. 1200-900 tarihlerinden sonra, II. İsin Sülalesi’nden Marduk-Zakir ve Şumi’nin (M.Ö. 852-828) tahtı üzerinde yer alan tanrı sembollerinin arasında ateş tanrısı Nusku’nun sembolü olarak lamba tasviri yer almaktadır. Tasvir edilen bu lamba ördek vücuduna benzemektedir125 (Resim 9).

İlk olarak Mezopotamya’dan Filistin, Suriye ve Kıbrıs’a126 yayılan kandil, daha sonra buralardan Mısır, Kuzey Afrika, Yunanistan, Adalar ve Güney İtalya’ya kadar geniş bir yayılım alanına ulaşmıştır127.

M.Ö. 9. yüzyılda görülen sığ kâse formlu kandiller, M.Ö. 6. yüzyıla kadar sabit bir şekilde kalmamıştır128. Devam eden yüzyıllarda biçimsel bazı değişikliklere uğramıştır. Ayrıca bölgesel farklılıklarda gösteren bu tip kandiller kimi zaman çift burunlu da yapılmışlardır (Resim 10).

Miken Uygarlığı’nın bazı yerleşimlerinde aydınlatma için pek popüler olmayan örnekler bulunmuştur129. Miken kültüründe pişmiş toprak kandiller az olmakla birlikte, gövde kısmının iki veya dört tarafı çimdiklenerek şekillendirilmişlerdir130. Homeros’un Odysseia’sında Tanrıça Athena elinde tuttuğu altın bir kandilden bahsedilir131. Sığ kâse formlu Atina kandilleri M.Ö. 7. yüzyılın başına tarihlenmekle birlikte, olasılıkla doğu etkileşimli bir kökenden geldiği düşünülür132 (Resim 11). Sığ kâse formlu kandiller Akdeniz bölgesinde görülen en erken kandil tipini oluşturmaktadır133.

Anadolu’da Hititler Dönemi’nde kandil kullanıldığı ve Ehelololf’un “Dug Sasanna” kelimesinin kandil anlamına geldiğini düşünmesi ile birlikte, yapılan kazı çalışmalarında

124 Smith 1964, 17. 125 Kınal 1960, 155. 126 Oziol 1977, 17 vd. 127 Şahin 2008, 16. 128 Smith 1964, 17. 129 Bailey 1972, 17. 130 Broneer 1930, 5; Bailey 1963, 17, Pl. 1b. 131 Hom. Od. XIX, 34.

132 Bailey 1972, 17. 133 Hayes 1980, 4.

(37)

herhangi bir arkeolojik veriye rastlanılmamıştır. Çünkü sadece Boğazköy kazılarında değil, Hitit kültürü yansıtan diğer yerleşimlerin herhangi birinde kandil izine rastlanılmamıştır. Kültepe, Acemhöyük ve Alişar’da üzüm salkımı şeklinde yapılmış ve asılarak kullanılan kaplar bulunmuş, dolayısıyla bu kapların kandil olabileceği düşünülmüştür. Bu düşüncenin nedeni ise; Konya Karahöyük kazılarında bulunan üzüm salkımı şeklindeki kaplar ile kol ve bacak şeklindeki kapların üzerlerinde taşıdığı yanık izleridir. Eğer bu kapların kandil olduğu kabul edilirse, Hititlerin de fitilsiz kandil kullandıkları düşünülebilir. Ayrıca Hamit Zübeyr Koşay’ın134 Kuşsaray’da yaptığı sondaj kazısındaki Hitit tabakalarında taştan kandile çok benzeyen bir kap tasviri bulunmuştur135.

2.5.1. Arkaik Dönem

Arkaik Dönem’den önce görülen üstü açık kandiller, bu dönemde yerini yağ haznesi biraz daha kapalı olan yani köprülü burunlu ve boru askı delikli kandillere bırakmıştır136(Resim 12). Yalnız üstü açık kandillerde tamamen ortadan kalkmamıştır. Doğu kökenli olduğu düşünülen bu tip kandillerin en eski örneklerine Symrna (Bayraklı) kazısında rastlanmıştır137. M.Ö. 7. yüzyılın üçüncü çeyreği boyunca köprülü burunlu kandiller Batı Anadolu’dan yani İonia’dan Atina’ya ithal edilmiştir138. Boru Askı Delikli kandillerin yapımına Korinth’te M.Ö. 6. yüzyılda başlanmış ve M.Ö. 5. yüzyılın 3. çeyreğine kadar üretim devam etmiştir139. Bu kandillerde bazen boru askı deliği yerine, kandilin göbeğinde büyük bir çıkıntının yapıldığı görülmektedir140. Attika’da ise bu tip kandillerin taklitleri yapılmaya M.Ö. 6. yüzyılın başlarında başlanmış, M.Ö. 480 yılına kadar devam etmiştir141. Atinalı kandil üreticileri arasında köprülü burunlu kandiller kolayca benimsenmiş olmasına rağmen, boru askı deliği ilk başlarda çok popüler olmamıştır142. Attika kandilleri Khios143, Olbia144, İtalya haricinde, Kyrenaika’da Tokra145 gibi çok uzak yerlere ihraç edilmiştir. Bu kandiller çok geniş bir yayılım alanına sahiptir. Köprülü burunlu ve boru askı delikli

134 Koşay 1966, 87-89. 135 Walters 1914, 1.

136 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 40.

137 Burada bulunan kandiller M.Ö. 7. yüzyıl sonlarına tarihlenmektedir. Akurgal 1983, Pl. E 1. 138 Bailey 1975, 29.

139 Broneer 1930, 31-35, Fig. 14; Broneer 1977, Pl. 1, 14, 13-27. 140 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 40. 141 Kassab-Tezgör - Sezer 1995, 41. 142 Bailey 1975, 29. 143 Boardman 1967, 234, Pl. 94, Fig. 154, 504. 144 Waldhauer 1914, 26, Pl. 3. 145 Boardman-Hayes 1973, 65, Fig. 26, 2274-2275.

Şekil

Tablo 1: Silifke Müzesi’nde Bulunan Pişmiş Toprak Kandillerin Dönemlere Göre Dağılımı
Tablo 3: Silifke Müzesi Pişmiş Toprak Kandillerinin Roma Dönemi Tiplerine Göre Dağılımı 01234567SilifkeTip 9SilifkeTip 10SilifkeTip 11SilifkeTip 12SilifkeTip 13SilifkeTip 14SilifkeTip 15SilifkeTip 16SilifkeTip 17SilifkeTip 18SilifkeTip 19silifkeTip 20Silif

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

In the postmodern military framework, three distinct periods, modern (1900–1945), late modern (1945–1990), and postmodern (1990–), are utilized to trace the transformation of

Bununla birlikte, SİHA gelişen bir vaka bildirisinde seftriakson tedavisinin üçüncü dozundan sonra makülopapüler döküntü oluştuğu, ardından hemolitik anemi geliştiği

Transformational leadership has been shown to be related to different organizational outcomes such as employee empowerment (Ismail et al., 2011), organizational commitment (Ali et

Şimdi biliyorum ki İdil Biret, bir virtüöz, bir müzik fenomeni değil, ev­ rensel çapta büyük bir sanatçıdır. Bunu, bunca inanarak bilmek, ka­

Nâzım Hikmet’in ya­ pıtlarım sinemaya aktaran ilk ve tek Rus yö­ netmen Ejder tbrahimov'un filmleri çerçe­ vesinde bugün Moskova’da bir etkinlik dü­ zenleniyor.. Dünya ve

Hellenistik dönemde gerek kalite gerekse üretim sayısı ile büyük bir endüstri oluşturan pişmiş toprak figürin yapımı, Roma döneminde, özellikle M.Ö.. yüzyıllar

Yapılan analiz sonucunda ekonomik, sosyal ve bir bütün olarak küreselleşmenin büyüme üzerinde istatis- tiksel olarak anlamlı ve pozitif etkisinin olduğu