• Sonuç bulunamadı

Nora'nın saçları artık hep dağınık:Gişecinin kuaföre gidip gitmediği Dormen Tiyatrosu'nun mali ibresiydi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nora'nın saçları artık hep dağınık:Gişecinin kuaföre gidip gitmediği Dormen Tiyatrosu'nun mali ibresiydi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

14

J>o

r w e í

/

v-yyw-PAZAR, 4 Kasım 2001

i^ u jjÄ

CLik¿TM!

GİŞECİNİN KUAFÖRE GİDİP GİTMEDİĞİ DORMEN TİYATROSU'NUN MALİ ¡BREŞİYDİ

«nimmt

wmm

Nora'nm saçlan

artık hep dağınık

Yıl 1954. Genç tiyatro sanatçısı, Beyoğlu Parmakkapı'run arka sokaklarından birindeki apartman dairesinde, birden ayağa fırlayarak ■herkesi şaşırtan şu soruyu sorar:

"Tiyatroyu neden buraya yapmıyoruz?" Tiyatro eğitimi abnak üzere Amerika'nın Yale Üniversitesi'ne giden üçüncü, mezun olduktan sonra geri dönüp tiyatro yapmaya başlayan ilk Türk'tür. Tiyatrocu olmaya beş yaşındayken karar vermiş, Galatasaray ve Robert Kolej'den sonra Amerika'ya giderken, babasmdan "Tamam eğitimini alacaksın da nerede yapacaksm tiyatroyu?" zılgıtı yemiştir. Çünkü o zaman, onun "ciddi" bulduğu bir Şehir Tiyatrosu vardır İstanbul'da; Muammer Karaca fazla halk tiyatrosu, Ses operetleri ise iyiden iyiye kalite düşürmüştür. O ise batılı anlamda tiyatro yapmaktan yanadır. Şansı yaver gider. 1954'te döndüğünde, Muhsin Ertuğrul'un açmış bulunduğu Küçük Sahne'de aktörlüğe başlar.

Haldun Dormen'in sorusu, aralarında Erol Günaydm, Tımcay Çavdar, Ufuk Esin gibi, o zaman tanınmamış

tiyatrocuların olduğu gençleri harekete geçirir. İki hafta gibi mucizevi bir sürede, yerden bir karış yükseklikteki sahnesi, mavi koltuklan ve san kadife perdeleriyle, 60 kişilik tiyatro salonu hazırdır. Dormen Tiyatrosunun gayriresmi doğuşu sayılabilecek Cep Tiyatrosu, perdelerini Madonnanm Portresi ve Pierre Pathelüıe oyunlarıyla açar. O sıralarda Al tan Erbulak, Nuhun Gemisi adlı lokalin barında oturmakta olan, tiyatro meraklısı ama cesaretsiz bir gençtir. Dormen'in teklifiyle yıldmm çarpmışa döner! Sonradan şöyle diyecektir: "Bir apartmanın ikinci katında ve ancak kırk kişi alabilen bir odada sünnet olur gibi tiyatrocu oldum! Tiyatro ilkokulunu, lisesini,

üniversitesini Dormen Tiyatrosunda bitirdim."

C

a

HİDE SONKU'LU

günler

Başardı oyunlar sahneye koyar, turnelere çıkarlar. Dormen Tiyatrosu olarak ilk temsillerini, Papaz Kaçtı oyunuyla Süreyya Sinemasfnda verirler. Tarih 22 Ağustos 1955’tir. Yazm o sıcağına rağmen, biletler üç gün önceden tükenir, kıyamet kopar. Ardmdan 6-7 Eylül olayları patlak verecek,

sıkıyönetim oyunu yasaklayacak, aynı oyunu Kaçan Kaçana diye sahneleyecek, ama aynı oyun olduğunu

söyleyemeyecekler ama olsun! Çok küçük yaşlarından itibaren kendi tiyatrosunu kurma hayaliyle yamp tutuşan Dormen askerliğini yaparken (1957), Muhsin Ertuğrul Küçük Sahne'yi bırakır. Ayru yıl Dormen Tiyatrosu, Küçük Sahne'de perdelerini açacak ve hayata merhaba diyecektir. Kimi oyunlar pek parlak gitmez, kimüeri büyük sükse yapar, tiyatromu! klasik iniş çıkışları... Ayfer Feray, Gülriz Sururi, Erol Keskin, Erol Günaydın, İzzet Günay, Yılmaz Koksal, Dormerie beş yıl ev sahipliği yapan Küçük Şaline’de yetişirler. Teknisyen Yılmaz

Koksal ve yardımcısı İzzet Günay, orada aktör olur. Ulvi Uraz, Nina'daki rolüyle sahnede devleşerek ikinci kez doğar. Türkiye'de ilk müzikal o dönem sahneye konur: Sokak Kızı Irma ile Gülriz Sururi oyunculuğunu kamtlar. Meyhaneci Bob'u Altan Erbulak'ın canlandırdığı müzikalde, hayatı boyunca İstiklal Marşı'nı bile sonuna kadar

söyleyememiş olan kötü keşli Metin Serezli bile başardı olur! "Haldun çddırmış" diyenler haksız çıkar.

Irma'nm başarısı üzerine Cahide Sonku "düşer" Dormerie. Yedi yd aradan sonra eski efsane hali kalmamıştır ama buyurgan edası yerindedir: "Sahneye yedi yd sonra Dormen'de döneceğüu" bddirir! Cahit Irgat'la birlikte Taşra Kızı'nı oynarlar, ancak sadece 33 kez. Zor çift, bir süre sonra çıkan problemler nedeniyle, Haldun Donnen'in oyunu kaldırması sonucu tiyatrodan ayrdacak, hatta "Desenize bir piç kurusu tarafmdan tiyatrodan kovulduk" diyeceklerdir. Yddız değd ekip tiyatrosu olmakla hep övünen Donnen Tiyatrosu artık kü­ çük gelen 300 kişilik Küçük Sahne'den, 700 koltuklu Ses Tiyatrosu'na taşmır (Bugünkü Ferhan Şensoy Tiyatrosu). Perdeler 4 Ekim 1962 gecesi Ayı Masalı ile açılır. Bunun için tiyatro onarılır; her

Şahane Züğürtler'de Dormen, Esin Eden ve Ayfer F e ra y 'la ...

Haldun Dormen, Kus — - N isa Serezli

yle.--7 2 yaşındaki Haldun Dormen, kapattığı Dormen Tiyatrosu'nun 2 4 0 milyarlık borcunun 10 0 milyarını ödemeye çalışm akla meşgul şimdi. A ylard ır yaptığı imdat çağ rıların a ancak tiyatrosunu kapattıktan sonra ses veren sponsorlarla d a görüşme halinde. Am a "Dormen Tiyatrosu'nu bir d aha a ç m aya ca ğ ım " diyor. Patronluğa paydos etmiş. Bir am atör gençlik tiyatrosu kurma hazırlığında.

i

C a h id e Sonku da bir dönem Dormen Tiyatrosu'ndaydı. C ahit Irgat'la Taşra Kızı'nı oynadı. Dormen Tiyatrosu'nun ilk

oyunuydu P ap a z Kaçtı. Bu afiş 3 0 . yıld a basıldı. ürk Tiyatro Tarihi'nin önemli

bir kesiti olan koca koca yıllar 50'yi tamamlayamadan sonlanıverdi. Neler yaşanmamıştı ki 46 yılda; yenilikler, çılgınlıklar, büyük başarılar ve ardından büyük fiyaskolar, hayal kırıklıkları, kazanılan büyük paralar, mali sıkıntılar, kahkahalar, şan şöhret, düşüşler ve

gözyaşları... Haldun Dormen

bir keresinde, "keçi boynuzu" örneği vermek durumunda hissetmişti kendini; bir tutam başarı için çekilen tonlarca sıkıntı ve üzüntüden sözetmişti. Sonuç yine de "yerleşmiş bir efsane" oldu. Oldu da efsanelik, değişen ekonomik koşullara, alışkanlıklara ve sanat anlayışına direnemedi. Onca imdat çağrısı işe yaramadı. 1954'te Beyoğlu Parmakkapı'da bir apartman dairesinde doğan, tanıdığımız nice usta tiyatrocunun rahle-i tedrisinden geçtiği, ünlendiği, bol bol tozunu yuttuğu Dormen Tiyatrosu, bu kez perdeyi değil, kapılarını kapattı. Bu ilk kez olmuyordu üstelik, ama galiba sondu. yana bordo, beyaz ve altın yaldız hakim

olur. Yerlere kırmızı halılar serilir. Locaların önüne üç kollu eski biçimli lambalar konur. Tabü bütün bunları ya­ pabilmek için gırtlağa kadar borca batı­ lır, ama İstanbul'un 19. yüzyıldan kalma üç tiyatrosundan biri kente geri kazandı­ rılmıştır. Dormen o dönemi, "altın yıllar" olarak hatırlar. On yılın sonunda, büyük borçlar kapıya gelir dayanır. Sa- tışlann nasü gittiği gişeci Nora'dan belli

olmaktadır; eğer saçını yaptırmışsa ve suratı asık değilse, bilinir İd durum iyi!

Londra’da oynanan Bir İstanbul Masah’ndan sonra, kötü günler başlar; sıkıyönetim, terör, kaçırılmalar, banka soygunları. Tiyatro seyircisi

Beyoğlu'ndan elini eteğini çeker. Kuliste huzursuzluklar başgösterir, idare hangi deliği kapatacağım bilemez. Sonunda, tatsız bir 1972 gecesinde, oyum oynanır. Haldun Dormen, selam için sahnenin ortasma gelir. Yıllardır kmıbilir kaç kez yaptığı hareketi bu kez farklı yapar, ilk kez seyirciye arkasını dönerek yıllarca beraber çalıştığı oyuncularını selamlar. Doğrulduğunda görür ki, oyunda işi olsun olmasın tüm Dormen Tiyatrosu sahneyi doldurmuş, onu alkışlıyor. Müdürü Tezcan Avcı, İhsan efendi, programcı Onnik, gişeci Nafia, Osman Şengezer, Yılmaz Aslancan, Fatma Yenge... Hepsi ağlamaktadır. Tiyatro o gece Evünizdeki Hayat'ı son kez oynayarak kapılanın kapar. Dormen'in borçlan ödemesi ise dört yü sürer.

P

atronluğu

beceremedîm

Araya, Donnen Tiyatrosu açısından kaybedilmiş bir 12 yıl girer. Ancak Haldun Donnen yönettiği oyunlarda, Şan Sineması'nda Egemen Böstancı'yla sahneye koyduğu müzikallerde, programlarında, yazılarında sık sık

biraraya gelir Dormen üyeleriyle. Ardmdan Egemen Böstancı'yla birlikte Feriköy'deki İdil Sinemasını, 637koltuk sayarak devralırlar ve Komedi

Tiyatrosu'nu kurarlar (1984). Yine onanmlar yapılır, yine heyecanla perdeler açılır. Ama tiyatro borcu ödemek Dormen'in alnına yazılmıştır bir kere; zaten Dormen Tiyatrosu olarak anılan Komedi Tiyatrosu'nu, 25 milyonluk borcuyla devralır ve Dormen'm ikinci resmi kuruluşu gerçekleşir. Bir 17 yıl da Feriköy'de geçecektir, başarılar ve mali sıkıntılarla. Tarih, 2001 Türkiyesi'nde tekerrür eder.

Yüzlerce sanatçı geçmiştir bu sahneden. Yılmaz Koksal, Metin, Nisa, Nevra Serezli, Erol Keskin ve Günaydm, Füsun Erbulak, İzzet Günay, Hadi Ça- man, Ayşen Gruda, Yüksek Gözen ve daha niceleri, ayrıldıktan sonra bile, Dolmenlerden Bilmemne Hanım veya Dormenci Feşmekan Bey diye anılmıştır. Türk tiyatro tarihine, prodüksiyonu, eşitlikçi sahne arkasını, hareketi getirmiştir Dormen. Komediyi ciddiye almıştır. Anadolu turnelerine "şark için yeterlidir" anlayışıyla gitmemiştir.

O kadar çok nedeni vardır ki yok oluşmı. Belki, -gençlere daha çok fırsat çıksm anlayışıyla- kadroyu hep geniş tutmak, belki ekonomik koşullar, belki tarzının eskimesi, belki hepsi. Sonuçta, günde üç temsilden, haftada dört temsile inmişlerdir işte. Ayakta kalabilmek için 300 koltuğu doldurmaları gerekirken, 170'i zor görmüşlerdir. Sonuçta 240 milyarlık borç kapıya yığılmıştır. Kimseye kırgm olmadığım, kızmadığım söyleyen Dormen, en büyük suçu kendinde görür. O, -35 yıl yapmıştır ama- patronluğu becerememiştir! Geride 140'tan fazla eser bıraksa da...

DORMEN f TİYATROSU

Dün G e c e Yolda Giderken Ç o k Komik Birşey O ldu, Dormen Tiyatrosu'nun başarılı oyunlarındandı. Soldan sağa Altan Erbulak,

Haldun Dormen, Tolga Aşkıner, Yüksel Ğ ö z e n ...

Şairin M ektupları, N isa | Serezli'nin oyunculuğu­ nu kanıtladığı oyundu. Rolü C a h id e Sonku'nun reddetmesi, ona yaram ıştı. T *

*

V

Bugün G it Yarın i. G e l'd e , bugün artık ikisi de olm ayan iki büyük usta, Altan Erbulak ve N isa Serezli.

Bir tarihi fotoğraf da- H ha: Metin Se re zli, A l­ tan Erbulak, Erol Kes­ kin, Haldun Dormen, Tülin O ra l ve B aşar Sabuncu, Bulvar müzikali sırasın d a ...

4

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu matem saçan havanın içinde daha fazla durmak istemeyen Voli Hâşim Bey, mâtemzede kızın kolun­ dan tutarak onu teselli etmeğe gay­ ret ederken, kahraman

BAHAR TANR1SE VER___________ ANKARA - Hükümetin MHP ka­ nadının, Nâzım H ikm et’e yurttaşlık hakkının geri verilmesine ilişkin ka­ rarnameye soğuk bakması, sanatçı ve

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

— öncelikle söyleyeyim kİ, benim kadar çok çalışan kişi pek az, benim kadar az resim yapan­ sa hiç yok gibidir.. Çünkü kendime gömlek dikmek ten tutun

Bunlar­ dan, Yahya Kemal Yaşarken ki­ tabında, senin gençlerimize bir bilgi ve tahlil yoluyla tanıtılma­ sını uygun bulduğun şiirlerin, fi­ kirlerin ve

Vakıflar idaresi, ecdadın güzel bir an'a- nesini ihya etmeğe çalıştığı için takdirle­ rimize ne derece hak kazanmışsa, kendi ekmeğini kendi kırabilecek

»1982 yılında, Tevfik Fikret’in evi “Âşiyan”ın onarımı ve geniş bahçe düzenlemesi çalışmalarını baş­ lattı.. »Gülhane Parkı nda “Tanzimat Mtizesi”nin

*) Dr., Okt., Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Ana Bilim Dalı (e-posta: ahmad.adyab@gmail.com) Ahmed ALDYAB (*) 1 ءاجهلا رعش ًف