( Kitablar arasında
K ırk Y ıl
V atad Halici Z iya
U şakhgilin hatıratı
Beşer silsileleri arasında yüksele: kıymet zirvelerinin kütleye saldığı sa ye kadar hayatı da beşere tecessü mevzuu olmuştur. Onların yetişişlerin zekâ ve dehalarının hazırlanışım tetkik ten ortaya yeni bir ilim çıktı; fikir ta rihine verdikleri misalle muakıbların mektebler açtılar.
Önümde duran ve ömrümün en bü yük mazhariyetlerinden biri olarak bü yük üstadın bir ithafiyesini taşıya: «Kırk Yıl» bana her şeyden önce bun lan düşündürüyor ve uyanan hatırala ğarib bir tedai ile kendi gençliğime ai levhaları ışıklandırıyor. Bir yaz gece sinin şafağına doğru, iki petrol lâmbas: nm mezbuhane gayretlerle gölge ko Vftladığı bir odada, Nemideyi, Bir Ölü nün Defterini, Aşkı Memnuu bitirmeğ ve bitirdikten sonra tekrar başlamağ uğraşan on beş yaşındaki çocuğu sey rediyorum. Her sahifede beş, on def Âli Reşadm Kamusu Osmanisine el
e
tıyor ve her sahifede, bulduğu yeni a nahtarlarla yeni âlemlerin kapıların açıyormuş gibi mes’ud; satırların ateşi) seline karışmış, okuyor, okuyor.. Ço cuk dimağının çerçevesini zorlıyaı müthiş sualler var: Mavi ve Siyahtaki Aşkı Memnudaki terkib ve ibda san’atı nın harikaları bertaraf, sadece içindek kelimeleri bulmak ve bilmek için in • sanın ne olması lâzım?Hatıram burada burkularak o günür istikbaline, - hale - ve on beş yıl sonra ya dönüyor. Geçen haftanın antoloj: kasırgasında sesini fırtınalaştırmak is ■ tiyen körpe bir şöhret davacısının soz • leri kulağımda: «Aşkı Memnu, Mavi v£ Siyah, bugünkü neslin yazıp ta neşret meğe sıkıldığı çocukluk devrine aid e- serlerdir,»
Malihulyanın süt kardeşi olan hüsni kuruntu henüz tedavi fennine girmedi Çocuk bile olmadan dâhi olanların tari fini tıbba bırakmak kabildir. Kadir • bilmezliğin - hatta yalnız kadirbilmez liğin değil, bilgisizliğin! - bu dereces ise ancak köy dülgerinin Ayasofya hak kındaki telâkkisine benzetilebilir...
Hesab ettim; «Kırk Yıl» büyük edi bin kırk ikinci eseri oluyor. Her yıla bi: kitab düşmüş; içlerinde lâakal beş, oı senenin mahsulü olabilecek şaheserler de dahil olarak...
Kitab bize üstadı çocukluğundan ala rak kırk yaşma kadar getiren tarih sey rini naklediyor; bütün hayat safhaları sevinçleri, ıstırabları, bellibaşlı hâdise leri ve ruhî tekâmül merhalelerde be - raber... Mutlaka edib olmak için yara tılmış bir şahsiyetin alelâde yaşayışa hâkim olan karakter tezahürleri, fit - rata göre istikamet almış temayülleri önliyen çapraz vak’alar ve nihayet var lığının mukadder kemaline doğru za - ferle kurulmuş muvaffakiyet kademe - leri...
«Kırk Yıl» da çok samimî, çok canlı çocukluk ve gençlik hatıralarının san atkâr nesçi içinde, kendi kendini hazır layış kudretini ve onun muazzam, ha - rikalı işçiliğini canlanmış görüyoruz, içle dışın, özle teferrüatın bu uygun kaynaşması üzerinde eserin talimî bir vasıf alan hususiyetinden «hayat dersi» alıyoruz.
Zarif bir cild halinde bugün intişara çıkan kitabı bilhassa bu cephesinden bütün gençliğe tavsiye etmeği hakikî bir bore bilirim.
F E R İD U N O S M A N
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi