• Sonuç bulunamadı

Hüseyin R. Gürpınar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hüseyin R. Gürpınar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ss

=

=

=

=

=

S ŞUBAT 1964

YAZAN:

Sami N, Özerdim

# Bu yazısında yazar, edebiyatın başlamasını dilin sa­

deleşmesine bağlamış olan büyük romancının yüz>

önce doğduğımu belirtiyor ve yüzüncü

y ılın d a

onu

için bir şeyler yapılmasını istiyor .

Hüseyin R. Gürpınar

H

Ü S E Y İN Rahmi Gürpı­ nar'ın, Heybeliada’da bü­ tün ömrünü dolduran evi müze haline getirilecekmiş. Bu haberi gazetelerden öğren­ dik. «Bütün ömrünü» dedik ya. Gürpınar’ın Heybeliada’daki evi onun bütün sanatı ile de don poldur.

Hüseyin Rahmi Gürpınar 17 Ağustos 18S4’te doğdu. Bu yıl doğumunun yüzüncü yılı olu - yor. Anısına bir şeyler yapmak gerekli.. Unutulmıyaeak bir sa­ natça Gürpınar, ama unutulma­ ya yüz tutmuş.. Zamanında çok okunmuş; onu sadece aydınlar değil, halk da okumuş. Hem zamanına göre sade bir Türk çe ile yazmış, hem de, Anado lu’yu görmemiş ise de, Istan bul’un daha çok orta ve yok sul düzeydeki halkını konu e dinmiş, toplumsal yapımızın bir yanını yansıtmış. Gelmiş geçmiş romancılarımızın en büyüğüdür o; ne var ki değeri iyice yan­ sıtılmamış, çünkü gereğince İn­ celenmemiş. Ölümü üzerine Re­ fik Ahmet SevsnıtH'ifi bir anı kitabı basıldı; Mustafa Nihat Özön, romanlarının bir bölüğü nün özetlerini bir kitapta top­ ladı; V arlık’in Türk Klâsikle ri arasında bir küçük kitap çık­ tı. Hüsamettin Bozok yirm i yıl kadar önce, onun hakkında bir kitap bastırace ğuıı duyurduysa da kitap yayınlanmadı. Dost’- Un Mart sayısından başlıvarak, Sâtı Erişen’in bir incelemesi yayınlanacak. Şim dilik olanı biteni bu.. Kitaplarının bir b ö­ lüğü Cumhuriyetten sonra çık­ tı. H ilm i Kitabeyi külliyatını yayınlamaya girişti, yarıda kal­

dı. Şimdi bir mirasçı da kül­ liyat yayınlama sevdasında, ama iş bölük pörçük.. Anlaşılıyor ki, amaç ticaretten ibaret.. B Ü Y Ü K K AVG AC I;

Gürpınar yaman bir kavga­ cıydı. Haklı bir kavgacı.. Halk için «C ad:» adh kar roman yaz di diye zamanın estetikçisi 8a habettin Süleyman ile A li Naci (K aracan) omı insafsız yazılar la yaralamak istediler. «Rebap» adlı hir dergi çıkarıyorlardı. Y ıl: 1913. Kavga genişledi. «Rebap» ta ayrıca bir soruştur ma da çıktı; o günün gene ya­ zıncıları sahabettin Süleyman’ın yaranı tuttular: Halk diliyle ve halk için (Onlar «a ra m » diyor lardı) edebiyat olmazdı. Gür pınar, sonunda 20 Nisan 1329 (1913 ) tarihi bulunan «Cadı Çar pıyor» adlı acı b ir kitapçıkla kendini savundu. 19 Temmuz 1329 (1913) tarihini taşıyan «Şekavet-i Edebiye» (edebiyat eşkiyalığı) adlı kitabı üe. ken dişine saldıranlara karşı saldı­ rılarda bulundu. «Cadı Çarpıyor» en kapağında şu tümce vardı: «Lisanda sadeliğin eizem ivet ve ehemmiyeti cidden bilindiği gün edebiyat başlamış olacaktır!» Bunu aktarırken ürperiyprıam. Gerçekten, dilde özleşme baş­ ladıktan sonra Tiirk yazını baş­ lamış ve gelişmiştir.

Ali Naci fKaracan) ise 1332 tarihli (H icrî tarihtir; 1913'ü karşılar) «Feth-i m eyyit» (oton s i) adlı kitabı İle büyük usta­ yı hırpalamak istedi. Aynı yıl Sadri Nüzhet Akalınoğlu*nun «Cadı münasebetiyle F etM M eyyit’e isyan», Tevfik M eedi’- nin «Cadı meselesine dair.

R ecm » (taşa göm m e) adlı kitap­ çıkları çıktı. Mevhibe Ziya adlı bir bayan da Rebap'a gönderdi­ ği mektupta — bu iki yazar gibi — Gürpınar’ı savunuyordu.

Zaman Gürpınar'ı hakh çı­ kardı. Yunus Nadi 1930’da, ga­ zetelerim izin yan boyunda 16 sayfalık «Y enigün» ü çıkarma­ ya başlamıştı. Bu gazete derle­ me kanunundan önceye tasla­ dığı için M illi Klitüphane’de bile koleksiyonu yoktur. YenF gün’ün bir sayısında Ali N a d Karacan’la yapılmış b ir konuş­ ma vardı. Karacan, gençliğin­ de Gürpınar’a haksız saldırılar da bulunduklarını kabul ediyor, ustadan Ö2fiir diliyordu

Ö D E VİM İZ:

Nasıl etm eli de Gürpınar'ın bütün yapıtlarının b ir eleştirili basımım yapmalı? Acaba. bü­ tün yapıtlarını süzgeçten geçi­ rerek onun büyüklüğünü orta­ ya çıkaracak bir inceleme ha­ zırlayan var m ı yüzüncü vilı için? Türk Dil Kurumu, yuka­ rıda aktardığım sözlerine daya­ narak, Tanıtma Yayınları ara­ sında bir Hüseyin Rahmi kat­ malıdır. Hüsamettin Bozok öa artık kitabını bastırmalıdır. H ü ­ seyin Rahmi Gürpınar, eski İ s ­ tanbul tophımunu yansıtan bel­ ge niteliğinde yapıtlarıyla bu zengin kenti açanlardan biridir. «İstanbul Fetih Derneği» ni de ilgilendirmez m i?

Gürpınar, 8 M art 1944te ö l­ müştü. Ölümünün de yirm inci yılı olmuş demek ki.. Daha ne bekliyoruz?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

huşusî bir kıymet arzetmi- yen tablonun içinde gizli gizli yüreği atan nur kaynağının as­ lına geleceğim: Eski (Mektebi Sultanî) nin şahsiyetini yapan

Daha sonra Aksoy’un cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. ■

Çünkü eser Loti’nin en çok okunmuş ve en çok alâka çekmiş romanlarından biridir ve Cânan’ın ölürken yazmış olduğu mektup, hakikaten Madam Lera

Heidelberg Darülfünunun dan felsefe doktoru olarak çıkmış olduğunu, ve Bulgar gençleri için en yüksek gayenin ikmali tahsil eder etmez bir bulgar köyünde

Retrofaringeal apsenin C1-C2 vertebra- lar aras›nda sa¤ taraftan spinal epidural apse ile devaml›l›k arzetti¤i görülmektedir..

Karakter Sermet, Aynınur’un sadakatsizliği konusunda arkadaşını daha çok düşünür ama karısının zoruyla daha sağduyulu hareket etmek zorunda kalır. Hem arkadaşını

Enis Buhari Eskiden vaiz olan Enis Buhari, Mualla Efendi’nin kitabında savunulan, insanların atalarının hayvanlar olduğu düşüncesine şiddetle karşı çıkar ve

Konunuz esrarengiz cin, peri gariplikleri ya da bir çarşambakarısı, bir dev, bir gulyabani olacak… Olay o kadar merak verici bir ustalıkla düzenlenecek ki biz, hep sizi çok