• Sonuç bulunamadı

Moğolistan'da ortaokul ve liserlerde tarih eğitiminin gelişimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Moğolistan'da ortaokul ve liserlerde tarih eğitiminin gelişimi"

Copied!
138
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARİH ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI

MOĞOLİSTAN’DA ORTAOKUL ve LİSELERDE TARİH EĞİTİMİNİN GELİŞİMİ

Doktora tezi

Bat-amgalan OROSOO

(2)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARİH ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI

MOĞOLİSTAN’DA ORTAOKUL ve LİSELERDE TARİH EĞİTİMİNİN GELİŞİMİ

Doktora tezi

Bat-amgalan OROSOO

Danışmanı: Doç. Dr.Nuri YAVUZ

(3)

Bat–Amgalan OROSOO tarafında hazırlanan MOĞOLİSTAN’DA ORTAOKUL ve LİSELERDE TARİH EĞİTİMİNİN GELİŞİMİ adlı bu tezi ... tarihinde, jürimiz tarafından TARİH ÖĞRETMENLİĞİ Ana Bilim Dalında Doktora Yeterlik Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmzası

Başkan: Prof.Dr. Refik TURAN ………

Üye: (Tez Danışmanı) Doç.Dr.Nuri YAVUZ ………

Üye: Prof.Dr. Necdet HAYTA ………

Üye: Doç.Dr. Derviş KILINÇKAYA ………

(4)

İçindekiler  ÖNSÖZ ... iii  ÖZET ... iv  ABSTRACT ... vi  GİRİŞ ... 1  1. MOĞOLİSTAN’DA ORTAOKUL VE LİSE TARİH EĞİTİMİNİN GELİŞİM SÜRECİ ... 5  1.1. Moğolların Tarih Eğitimindeki Geleneği, Tarih Eğitiminin Ortaya Çıkışı Ve Gelişim  Dönemleri ... 5  1.1.1. Moğolistan’da Tarih Eğitiminin Temelinin Oluştuğu Dönemi ... 6  1.1.2. Moğolistan’da 13‐17 Yüzyıllarda Göçebe Uygarlığın Klasik Biçimiyle Birlikte  Geliştiği Dönem ... 8  1.1.3 Moğolistan’da 17‐19 Yüzyıllarda Göçebe Uygarlığın Klasik Biçimiyle Birlikte  Geliştiği Dönem ... 11  1.1.4. Moğolistan’da Tarih Eğitiminde Genel Kabul Gören Bir Sisteminin Oluştuğu  Dönem (20. Yüzyıl) ... 13  1.2. Büyük Moğol İmparatorluğu Ve Ondan Sonraki Dönemde Eğitim Çalışmaları ... 14  1.2.1. Mançu Hükümet Dönemi Okulları ... 15  1.2.2. Toplum Tarafından Benimsenmiş Moğol Hükümeti Okulları ( 1912‐1920 ) ... 16  1.2.3. Okul Eğitimin Yeniden Kurulması Ve Sağlanılması Dönemi ... 17  1.2.4. Topluma İlk Ve Orta Öğrenim Hareketinin Uygulandığı Dönem        (1941‐1957) 17  1.2.5. Topluma Yüksek Öğretimi Uygulama Hareketi (1958‐1986) ... 18  1.2.6. Tarih Eğitimindeki Yönelimler ... 20  2. MOĞOLİSTAN’DA TARİH EĞİTİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER ... 31  2.1. Moğolistan’da Tarih Eğitimi Yapılan Mevzuat Değişiklikleri ... 31  2.1.1. Moğolistan’da İlk Ve Orta Eğitim Kanunu... 34  2.1.2. Moğolistan’ın Eğitim Kanunu ... 41  2.1.3. Moğolistan’da Yüksek Öğretim Kanunu ... 59  2.2. Moğolistan’daki Ortaokul Ve Lise Tarih Eğitim Programının İçeriği, Yöntemi Ve  Standardındaki Yenilikler ... 71  2.2.1. Moğolistan’ın Eğitim Standardı ... 83  2.3. Moğolistan’da Öğretmen Yetiştirme, Okul Ve Okul Bünyesindeki Yenilikler ... 106  2.3.1. Moğolistan’da İlk Ve Orta Dereceli Eğitim ... 113  2.3.2. Yüksek Eğitim ... 116 

(5)

SONUÇ ... 121  KAYNAKÇA ... 124   

(6)

ÖNSÖZ  

Bu çalışmayı gerçekleştirirken tecrübelerini benimle paylaşarak bana yol gösteren, dört yıllık doktora öğrenimim boyunca öğrencisi olmaktan gurur duyduğum sevgili hocam Doç. Dr. Nuri Yavuz’a, tez savunma jüriliğimi kabul edip doktora öğrenimimi tamamlamama yardımcı olan hocalarım Prof. Dr. Refik Turan, Prof. Dr. Necdet Hayta, Doç. Dr. Derviş Kılınçkaya’ya, eğitim hayatımda bana emeği geçen bütün hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkür ederim.

(7)

ÖZET

Moğolistan’ın yeni Anayasası vatandaşları açısından demokratik bir toplumu yaratıp geliştirme hedefiyle oluşturulmuştur. Böyle bir toplumu oluşturmak için ihtiyaç duyulan beşeri ve bireysel gereksinimleri karşılayabilecek eğitimin, amaç - içerik ve öğretim yöntemini günümüz koşullarına göre yenileme gereksinimi duyulmaktadır. Bu anlayış ve yapının oluşması ancak gençlerin ve tüm nüfusun sosyoekonomik ve siyasi hayata katılımını daha etkin ve verimli bir hale getirmek ile mümkündür.

Eğitim; bir yandan toplumun mevcut gelenek ve göreneklerine, diğer yandan da ülkenin hayati koşullarına bağlı olarak gelişen ve toplumu yenileyen ve ülkenin hayat standartlarının yükselmesine etki eden önemli bir husustur.

Bu sebeplerden dolayı Moğolistan’da tarih eğitiminin gelişim sürecine değinmek, konunun aydınlanmasına yardımcı olacaktır. Toplumun bir kurumundan bir diğerine geçiş yaparken değişimin ortaya çıkması muhakkaktır. Benzer şekilde, Moğolistan’da tarih eğitiminin gelişimi bazı evreler geçirerek bugünkü halini almıştır.

Moğolistan’da tarih eğitiminin en köklü gelişiminin 1900’lü yılların ortasında başlamıştır. Özellikle sosyalizmin 5 yıllık planlama dönemlerinde tüm iktisadi dallar hızlı bir şekilde gelişmiştir. Bu dönemde sosyal bilimler içinden Tarih bilimi tek bir partinin düşüncesi altında kalarak kendisinin temel yönünden saptığı için yalnızca parti görüşlerinin silahı olmuştur. Böylece tarihi gerçekleri ve onun kaynaklarını toplumdan soyutlayıp, onun yerine dönemin şartlarına göre revize edilen bir tarih yazımı ve eğitimi verilmiştir. Bu dönemde bu tür olaylar sadece Moğolistan’da gerçekleşmemiş, diğer sosyalist ülkelerde de yaşanmıştır. Moğolistan’da 1990 sonrasındaki yeni dönemde tarih bilimi vatandaşlarına, tarihi olaylar ve tarihi belgeler ışığında daha bilimsel bir biçimde ulaştırılmaya başlanmıştır.

(8)

1990’lı yıllarda Moğolistan’ın demokratik bir ülke olma yolunda adımlar atması, ülke için büyük bir şans olmuştur. Bu durum, özellikle Moğolistan’da tarih biliminin bilimsel gelişimi açısından faydalı olmuştur.

Ayrıca, Moğol tarihinin önemli bir bölümü olan Cengiz Han ve Haleflerinin tarihi, ders içeriğine ayrıntılı bir şekilde katılması da daha yararlı olmuştur. Böylece, kendi tarihimizi birinci elden, akademik bir biçimde inceleme ve aynı zamanda yabancı tarihçilerin yazmış olduğu eserleri Moğolcaya çevirerek yararlanma, yayınlama, fikir ve düşüncelerinin pratiğe aktarma özgürlüğüne sahip olunması da sağlanmış oldu.

Moğolistan’da tarih biliminin, bilimsel ölçülere göre eğitiminin yapılması, araştırma ve inceleme faaliyetlerinin sürdürülmesi günümüz itibariyle sağlanmış bulunmaktadır.

(9)

ABSTRACT

The new constitution of Mongolia has the aim of creating and developing a democratic society for the citizens. It is necessary to update the purpose – contents and instructional methods of education so as to meet the social and individual requirements needed for creating such a society. Such an understanding and structure can only be possible through a more effective and efficient participation to the socio-economic and political life by the youth and all the rest of the population.

Education is an important aspect which develops depending on the one hand on existing traditions and customs and on the other on the country’s vital conditions, renews the society and affects the rise of the country’s living standards.

Therefore, the mention the development process of the History of Mongolia, will help us to understand the subject. Change occurs surely during transition from one institutions of the society to another. Similarly, the Mongolia’s education has acquired its current condition through certain historical evolutions during its development.

The most radical development of Mongolia’s education has started during the midst of 1900s. Especially during the 5-year planning period of the socialist era all the economic branches have developed rapidly. During this period, the science of History among the social sciences has remained under the thought of a single party and thus become the weapon of only the party opinions as it has deviated from its basic direction.

Therefore a historiography and a history education revised according to the conditions of the period were adopted, alienating from the society the historical facts and its sources. This is not unique to Mongolia and during the same period similar incidents occurred in other socialist countries as well. In Mongolia, in the new period following 1990, historical events were started to be made accessible to the country’s citizens in a more scientific manner and under the light of historical documents.

(10)

It is a big chance for us that during 1990s Mongolia made steps towards becoming a democratic country. This particularly served for the scientific development of the science of history in Mongolia. In addition, it is worthwhile that the history of Genghis Khan and his successors, an important part of the History of Mongolia, has been included within the course contents in detail.

The opportunity to investigate our own history academically at first hand and also to make use via translations of the works written by foreign historians, to publish such works has ensured the freedom in applying opinions and thoughts. History education within scientific measures and the continuity of research and review activities are currently ensured.

(11)

GİRİŞ

1. Tez konusu:“Reform Sürecinde Moğolistan’da Ortaokul ve Liselerde tarih eğitiminin gelişimi”

2. Araştırma Konusu:

1990’dan sonra serbest piyasaya ve demokrasiye geçişten sonra, bu sistemi pekiştirmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan, süreç devam etmektedir. Bu sosyal yapıyı ve toplumu oluşturmak, geliştirmek ve korumak için, toplum ve bireylerin ihtiyacı olan eğitimin, amaç, içerik, sonuç, sağladığı etki ve verim yönünden yenilenmesi gibi şartlar ülkemizde kaçınılmaz olarak görülmektedir.

Burada önemli olan, tarih eğitimine, tek partili sosyalist görüşün (düşüncenin) 70 sene hâkim olması ve bu süreçte Moğolistan’da tarih eğitiminin Ortaokul ve Liselerde nasıl geliştiği, bunun avantaj ve dezavantajını ayırt ederek gelecekte nasıl geliştirilmesi gerektiği, demokratik toplumda tarih aktarılmasının (yeni bir tarih eğitimi bakışı ortaya konulması) eğitiminin ileri düzeye çıkarılması tarihsel bilginin toplum ve bireye doğru iletmenin amaçlanması gerekir.

3. Tezin içeriği:

Moğolistan’da tarih eğitiminin gelişim sürecine genel olarak bakıldığında, Mançu dönemi, Bogda krallık dönemi, Halk devrim sonrası dönemi, Sosyalist rejim dönemi ve demokrasiye geçişten bugüne kadarki dönemi araştırarak, bugün ve önümüzdeki süreçte ne tür yenilikler olacağını ele alınmıştır.

4. Tezin amacı:

Araştırmanın amacı, Moğolistan’ın eğitimdeki reform sürecinde tarih eğitimini analiz ederek, bu alandaki gelişmeler ve yeniliklere katkı sağlamak ve öneriler sunmaktır.

(12)

Araştırmanın önemi, ülkemizde Ortaokul ve Lise eğitiminde tarih eğitiminin bugünkü durumunu inceleyerek, karşılaşılan sorunları değerlendirmektir. Böylece Moğolistan’da tarih eğitiminin reform sürecine, teori ve pratik açıdan katkıda bulunmaktır.

6. Teorik çerçeve:

Tezde genel olarak kaynak analizi ve kaynak sentezi gibi teknikler kullanılmıştır.

6 - 1. Kavram ve Terimler:

Kullanılan terimlerde Moğol kaynakları temel alındığı için kullanılan kavramlar da Moğolca orijinaliyle verilmeye çalışılmış, ardından da eklemeler ve açıklamalarda bulunulmuştur.

6 – 2. Teorik Tartışma:

Araştırmada ilk başta Sukhbaatar Gunj ve Gongor Dulam’ın eserleri yanında dönemin tarih eğitimiyle ilgili kanun ve mevzuatlar gibi önemli temel belgeler araştırılmış ve değerlendirmede bulunulmuştur. Araştırılacak ana belgeler ve araştırmadaki değerlendirmeler, konunun amacına uygun olarak kullanılmaya çalışılmıştır.

6 – 3. Araştırmanın Soruları

Tezin içeriğine bakıldığında, analize tabi tutulan önemli konu başlıklar aşağıda almaktadır:

• Moğolların tarih eğitiminin ( köken) başlangıç dönemi. • Moğolistan’da tarih eğitiminin başlama ve gelişim dönemleri.

• XX. yüzyılda Moğolistan’da Ortaokul ve Liselerde tarih eğitimi gelişimindeki özellikler, eğitimdeki başarı ve öğütler.

• 1990’dan sonraki Demokratik dönemin tarih eğitimindeki karşılaştığı zorluklar ve reformların olumlu ve olumsuz yönleri.

(13)

• Ortaokul ve Lise’lerdeki tarih eğitiminin programı, standartları ve ders kitaplarındaki olan yenilikler.

• Tarih öğretmenlerinin nasıl yetiştirildiği, öğretmen yetiştiren okullarda yaşanan yenilikler ve reformlar.

7. Yöntem:

Tezde analog, analiz ve sentez yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın önemli belgelerden olan eğitim mevzuatları, Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelikleri ve eğitim programlarını temel kaynak olarak kullanma dışında, bu alanda çalışılmış Moğol ve yabancı kaynaklarda yer verilecektir. Araştırmada, tezin temeli olabilecek kaynakları bularak, edinilen bu kaynakların tasnifi, tenkidi sentezi gibi tarih araştırmasının temel yöntemleri ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Ayrıca gerekli yerlerde değerlendirme ve yorumlarda bulunulmuştur.

7 – 1. Araştırmada alanı:

Araştırmada, Moğolistan hakkında eski tarihi kitaplar (özellikle Çin kaynakları), Moğolların tarih öğretimi kaynakları ve gelenekler (efsane, destan vs) örnek olarak verilmiştir.

Moğol imparatorluğu dönemindeki tarih eğitimine bakıldığında, bu dönem birçok ülkeyi kapsadığı için dünya tarihinin bir parçası olarak ele alınmaktadır. Moğolistan’ın Mançu egemenliği altında bulunduğu dönemin Tarih eğitimi araştırmaları bazı sorunlar içermektedir. 220 yıl gibi bir süre Moğolistan’ı egemenliği altında tutan Mançu dönemindeki birçok belge, Mançu dilinden Tibetçeye çevrilmiştir. Moğolistan’da Bogda Han dönemindeki tarih eğitimi ise, Uygur alfabesiyle Moğolca yazılmıştır.

Mançu döneminden itibaren tarih belgeleri devlet arşivine konularak, koruma altına alınmıştır. 1921’den sonra Moğolistan’da Tarih eğitimi modern bir şekil alarak gelişmiştir.

(14)

7 – 2. Veri toplama Teknikleri:

Tezin ana problemine tatminkâr cevap bulabilmek için, belgeler referans alınmıştır. Bu yüzden temel kaynaklar, arşiv ve kütüphane belgeleri özenle seçilerek araştırma yapılmasına özen gösterilmiştir. Bu konuyla ilgili Moğolca ve yabancı kaynaklar incelenmiş, Moğolistan’da Ortaokul ve Lise eğitim uygulamalarına yönelik gözlem yapılmış ve değerlendirilmiştir.

(15)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. MOĞOLİSTAN’DA ORTAOKUL VE LİSE TARİH EĞİTİMİNİN GELİŞİM SÜRECİ

1.1. Moğolların Tarih Eğitimindeki Geleneği, Tarih Eğitiminin Ortaya Çıkışı Ve Gelişim Dönemleri

Tarih eğitimi, büyük tarih, Moğolistan’da tarih eğitiminin gelişim süreçleri, onun ana nitelikleri, tarih eğitiminin kökeni, göçebe halkına uygun eğitimi ve tarih eğitiminin yenilenmesi.

Moğollar orta Asya göçebe ülkelerinden ilk devletini kurmuş, ulus halkına barış ve huzur sağlamış zengin tarihi olan bir millettir. Ulus devlette meydana gelen bu gelişmelerin toplumsal diğer kesimlerin gelişmelerine de büyük bir etkisi oldu. Burada da tarih eğitimi de girmektedir (Sukhbaatar.G, 1971: 28).

Moğollar tarihine, kökenine saygı göstererek ve bütün bunları gelecek nesillere aktararak gelmiştir. Bu süreç ile birlikte Moğolistan’da tarih eğitimimiz gelişmeye başlamıştır.

Moğolistan’da tarih eğitiminin gelişimi genel olarak aşağıdaki dönemler çerçevesinde incelenmiştir:

1. Tarih eğitiminin temelinin oluştuğu dönemi: Bu dönem Moğolların eğitimci düşüncelerinin başladığı tarihten 13. yüzyıla kadar olan dönemi kapsamaktadır.

2. Moğollarda tarih eğitimi, göçebe uygarlığın klasik biçimiyle birlikte geliştiği dönem : (13-17. Yüzyıl)

3. Moğollarda tarih eğitimine dış etkilerin fazla olduğu dönem: (18-20. yüzyılın ilk yarısı.)

4. Moğolistan’da tarih eğitiminde genel kabul gören bir sistemin oluştuğu dönem : (20. Yüzyıl)

(16)

Bu dönemler aşağıda sırasıyla kısaca açıklanmaktadır:

Moğolların sahip olduğu bilgi ve tecrübelerini gelecek nesillere aktarılmasını Moğolistan’ın tarih eğitiminin temelini onların eğitimci düşüncelerinin gelişmesi ile bağlantı kurularak açıklanabilir.

1.1.1. Moğolistan’da Tarih Eğitiminin Temelinin Oluştuğu Dönemi  

İnsanoğlu gelecek nesillerini ve geleceğini hazırlamayı hep gerekli görmüştür ve bunu anlayarak geldiği herkesçe kabul edilir ancak bu meseleyi belli zamandan beri hangi içeriği ile gerçekleştirme konusunda tartışıp belli önerileri sunmuşlardır (Dulam.S, 1989: 56). Ancak çoğu araştırmacılar eğitim biliminin insanoğlunun biriktirdiği bilimin ilki olduğunu hiç şüphesiz kabul etmektedirler.

Moğollar için eğitimci düşüncesinin temelinin orta paliyolitin döneminde oluştuğunu söyleyebiliriz. Böyle kabul edilmesinin nedeni:

• Söylenen bu dönemi modern akıllı insan veya Homosapiens oluşmuştur un ihtiyaç isteklerinden dolayı eğitimci düşüncesinin temeli oluşmuştur. Tüm canlılar yaşamak için hayat mücadelesini verip varlığını sürdürerek yavrularını içgüdüsel olarak yetiştirdiği eylemlerinden akıllı oluştuğundan daha bilinçli bir eğitim ve eylemlere geçmiştir.

• Orta paliyolitin döneminde soy, soy diye bir kavramın oluşumunun kökenini bilmek, ona saygı gösterme düşüncesini meydana getirmiştir. • Bu dönem efsanenin doğuşu ile çakışması bizim yukarıda söz

ettiğimiz hususları ispat ediyor. Moğol bilim adamı S. Dulam efsane teorisi, “ … Homo sapiens insanların taş devrinin orta dönemine de girebilmektedir. “

(17)

• Bu dönemde dilin doğmasının bilgi birikimine katkı ve deneyimlerini gelecek kuşaklara miras bırakmasının yararlı olanakları oluşturduğunu söylemek gerekir.

İnsanoğlunun tarih bilgisinin birikmesinde ilk kaynak genolog dalıdır. Herhangi bir şeyi soy bağı açısından anlamak, her şeyi canlıymış gibi görme düşüncesi Moğolların dünyayı görme açısının temelini ve somut dünyanın bağını anlamasının başlangıcı olmuştur.

Moğolların içinde kendisinin soy bilgisine ilişkin not tutmak, gelecek nesillere miras bıraktığı bir anıt olan geyik heykelinin şekli kabilelerin sembolü, put, bir bakıma soyun tarihi idi diye söyleyebiliriz.

Moğolların kendisinin soyunu atalarından başlayarak sözel ve yazı olarak not tutması asırlar öncesinden başlaması kabilelerin tarihi biçiminde idi. Mademki kabilelerin tarihi oluştuğuna göre onları gelecek nesillere miras bırakmak, bugünkü deyimle tarih eğitiminin temelini oluşturmuştur diyebiliriz (Sanjdorj.M, 1989: 61). Fakat tarihini gelecek nesillere bırakıp tanıtmasında nasıl bir yol izlediklerini bugün tam söylemek güçtür, ama putuna inandırmak, sözel ve hareketle ifade etmek gibi yolları izlemişlerdir.

Tarih eğitiminin gelişmesinde eski ülkelerin dönemi çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu dönemde tarih eğitiminin gelişmesini etkileyecek faktörler oluşmuştur.

Bunların içinde:

• Eski ülkelerin zamanında okuma yazma var olmuştu. Hun

imparatorluğunun döneminde okuma yazma olmasını araştırmacılar öğrenmişse de nasıl yazılı olduğu belli değildir.

• Resmi eğitim sistemi oluştu. Syambi ülke döneminde okul inşa edilmiş ve ders okuttuğu hakkındaki bilgiyi bilim adamı G. Suhbaatar ifade etmiştir.

• Eğitimli insanlar, yazı bakanları hakkında haber yazılarına işaretlenip kalmıştır.

(18)

Bu dönemde Moğolların tarih bilimi, eğitimi açıkladığı temel sorunları o soyun tarihiydi.

Moğolistan’da göçebelerin ilk ulus oluşumu MÖ 209 tarihinde kurulan hun imparatorluğudur. Ulus devlet oluşması göçebelerin devlet hayatında veyahut diğer tüm alanlarda onun içinde özellikle akıl ve düşünce akımlarında ciddi bir değişime uğramasına neden olmuştur.

Her şeyden önce yeni kurulan ulus devleti kuvvetlendirme ve koruma ihtiyacı oluştu. Bu pek çok faaliyetlerin sonucunda çalışması gereklidir fakat en başta devlete saygı gösterme düşüncesi onun temelini oluşturur.

Kabilenin liderini seçtiği dönem yok olup, soyunu devam ettirme âdeti gelmişti. Bu âdetin oluşmasıyla tahta geçecek olanların belli olması bakımından soyunu not etmesi sonucunda toplumu Moğolların tarihi düşüncenin gelişmesinde büyük bir adım olmuştur. Fars tarihçi Raşit Adin “ Moğollar soylarını iyi biliyorlardı. Çünkü Moğollar atalarının soylarını saygılı, yeni doğan bütün çocuklarına soyunu öğrettiği ve tanıttığı bir geleneği vardı. Bu nedenle onların içinde soyunu, kabilelerini bilmeyen hiç kimse yoktu. … Eğer soylarını bilen Arapları içine katmazsak Moğollardan başka hiçbir ülke böyle bir geleneğe sahip değildi (Suhbaatar. G, 1992: 117).”diye yazmıştı.

1.1.2. Moğolistan’da 13-17 Yüzyıllarda Göçebe Uygarlığın Klasik Biçimiyle Birlikte Geliştiği Dönem

13. yüzyılın başlarında Moğollar bir araya gelerek Moğol ülkesini kurdu, Tarihin bir yeni dönemi başladı. Toplumun hayatında veyahut her alanda yenilenmenin dönemi olup, Moğol soyu, tüm dünya tarihinin öncülüğünü etmiş ve insanoğlunun gelişiminde o dönemde baş gösteriyordu (Rashid ad din, 1978: 13). Bu dönemde tarih eğitiminin gelişmesinde:

(19)

• Ulusun resmi yazılı olması ağızdan ağza aktarılan tarihin gelişme imkânını oluşturdu.

• Devlet okulları oluşmaya başladı. 1233 yılında Moğol ulusu erkek çocukların okulu veyahut 1271 yılında bizimden ötesi dünyanın en etkili başarılı okul olan Moğol erkekler okulu kuruldu ve dolayısıyla Moğolistan’da yüksek eğitimin temeli oluştu.

• “Moğolların gizli tarihi”, “Dört devletin on büyük sevabı kitabın Beyaz tarih” gibi eserler, sonra Kırk dört iki ülke döneminde “ Altan defteri (Altan topçi) ”, “Sarı hikâye” gibi çok sayıda eserler çıkmasıyla tarih bilginin gelişiminde büyük bir rol oynadı.

• Moğol, Çin, Fars gibi çeşitli ülkelerin tarihçilerden oluşan Milli sutra yazma komite oluşturulup, Moğolistan’ın Kaanlarının tarihini yazma işleri yürütülüyordu. Yuvan ülke döneminde Moğol Kaanların, beylerin biyografi ve diğer tüm öz geçmişleri yazılıyordu.

• Ev okulu ilerleme konusunda baş gösteriyordu. Ev okulundan öğretilen bilgilerin çeşitleri artarak, sadece okuma yazma öğretiminin ötesine geçilmişti. Burada tarih bilgiyi nasıl ve ne ölçüde gördüğü konusuna değinmemiş olsa da “…hukuku, askeri düşünce başı ve edebiyat ” da tarih eğitimini herhangi bir ölçüde içinde barındırıyordu (Baldanjandob. N.B, 1970: 151).

• Doğu tarafın halkının kültüründen Moğollar en eğiticilerini seçip, kendi diline çevirmiş ve miras bırakma geleneği oluşması gelecek nesillere büyük bir örnek olmuştu.

Açıklamaya çalıştığımız bu dönem Moğolistan’da tarih eğitiminde çoğu yerleşikler her yılın mayıs ayında düğün bayram yapması, yaşlıların gençlere öğütler vermesi, geçmiş tarihini konuşarak şimdiyi öğretmesi bir bakıma büyük tarihin öğreti

(20)

oluyordu. Bu dönemin Moğollarda tarih eğitiminin temel merkezi Altan soy tarihi ( Altan uragın tuuh), ulus devletin tarihi, Moğolistan’ın toplumsal düşünce ve bundan daha çok devleti özenme düşüncesini belirtiyordu (Halk juram, 1995: 59). Bununla kalmayıp gökyüzü tapma düşünce, tengirizm oluşmaya başlamıştı.

16. yüzyılın ortalarında Moğollar din akımında Budizm’i benimseyip, herkes inanmaya başlamıştır. Böylece Budizm Moğolların düşünce sahalarında açıklayıcı bir yer oluşturmuştur. Moğollar Hindistan’ın felsefesini sırasıyla araştırma, budanın kitaplarını çevirme, yayınlama, izah etme, kitap, sözlük yazma gibi faaliyetlerin çoğalması tarihi biliminin gelişmesinde büyük çapta bir etkiye neden olmuştur.

Bu dönem Moğollarda tarih biliminin gelişmesinde ortaya çıkan bir değişme ise tarihini dinin etkisi altında, Hindistan’ın tarihi ile bağlantı kurarak, ona bağlayarak yazma akımı görülmüştür. 14. yüzyılda yazılmış olan “Beyaz tarih ( tsagaan tuuh)”−i 16. yüzyılda bir prens değiştirmiştir. “Beyaz tarih” in “…bu eser Budizm’in görüşünü uygar Türk yazısıyla, Moğolistan’ın tarihi eserine ilk girmesi, dolayısıyla çok önemli bir yer tuttuğuna tanıklık eden çok eski bir yazıttır (Mongol Ulsiin tuuh ded boti, 2003: 340)”.

Moğolistan’ın gizli tarihinde “Cengiz hanın soyu, Börte Çine (chono), hanımı Alan Kuva (Gua maral) ile birlikte okyanusları geçip (Mongoliin nuuts tovchoo, 1957:25)… ” böyle yazması 17.yüzyılı döneminde yazılan “Eski hanların oluşturduğu ulus devletin yazıyı özetlemiş olan Altan defteri (Altan topçu)”−da Cengiz hanın soyunu uygar “Türklerin ilk boyun sandalyeli handan ayrılan deniz Altın Taht hanın 3 erkek çocuğu… en küçüğü Börte Çinayu ve (Luvsandanzan, 1990: 47)” şeklinde yazarak uygar Türkü ile bağlaması yukarıda söylediğimizi kanıtlıyor.

(21)

1.1.3 Moğolistan’da 17-19 Yüzyıllarda Göçebe Uygarlığın Klasik Biçimiyle Birlikte Geliştiği Dönem

 

Mançu devletinin baskı altındaki döneminde bizim tarih eğitiminin gelişmesi değişik özellikliydi. Bu dönemde okul, eğitim hakkındaki politika aslında Mançu devletine hizmet ediyordu.

Mançular Moğolistan’daki egemenliği güçlendirmek için gerçek Moğol kökeni olan ( Halh) genç beyleri Pekin, Hovd, Uliastai, Hureende ulus anlayışını öğretmek amacıyla toplantılarda 2-3 ay süreyle resmi faaliyetlere alıştırmak için bir tür eğitim veriliyordu, aynı zamanda Yetiştirme okulunu da 1908 yılında kurmuştu (Gongor.D, 1978: 186).

Mançu’nun baskı altındaki döneminde Moğolların tarih eğitiminde küçümsemeyecek kadar bir değişim göstermiştir. Mançular Moğolistan’da kendi devlet adamlarını hazırlama, Moğol beylerle olan ilişkiler için resmi Moğol dili bilen yazar, Mançu, Moğol dili, yazı dilini bilen tercümanları hazırlama gibi nedenlerle Moğolistan’da resmi okullar kurmuştur. Bu okullar toplumu eğitme yolunda bir hayli görev yapmıştır.

Mançular Moğolistan’ı baskısı altına almadan önce iç Moğolistan’da kendi eğitim sistemini oluşturmakla kalmamış bunları Moğolistan’a sunarak okulları kurmaya başlamıştır. Moğolistan’da okul kurmakla bir taraftan bölgeleri 80 civarı küçük illere bölmesi yazı yazan beylerin sayısını artırmış ve buna bağlı olarak yazı bilenlerin ihtiyacı yükselmiş, diğer taraftan Moğolistan iç Moğolistan’a göre Pekinden daha uzak, toplumun ayaklanması çok olduğu için ülke içinde hazırlamasını önemli görmüştür.

Moğolistan’daki Mançu’nun resmi okulları nasıl kurduğu hakkındaki ilk haber ise bizim bildiğimiz kadarıyla 1767 yılında Hovd şehrinde 20 öğrencili dersliği kurulmasıdır (Sharhuu.D, 1965: 10).

(22)

Bu okulu kurma nedenini Hovd’un Mançu devletinin görevli çalışan birkaç yazarla “ yaş ilerleyip, ellerinden az iş çıkmaya başladığı için yerlerine atanacak yazarlar çok az” olup, “halklardan akıllı, sakin, genç yaşlı insanları seçip… yazma konusunda eğitim görmüş yazarları hazırlama (Gongor.D, 1964: 71)” gibi açıklayarak, görevini Mançu devletine çalışacak insanları hazırlamaya yönelik olduğunu belirtmiş.

Söz konusu okulda Mançu, Moğol dili, Mançu devletinin hukuk kurallarını öğretiyordu. Bu tür okul kurulmasıyla bu dönemde Moğolistan’ın eğitim sistemi:

• Mançu’nun devlet idaresinin görevlisini hazırlamak amacıyla kurulan resmi okulu

• Dini eğitim verilmesine yönelik tapınak okulu

• Ev eğitimi şekliyle yürütülen toplumu içeren vatandaşlar okulu gibi türleri olmuştur.

Fakat resmi okulu Uliastai, Huree, Hovd’un Mançu bakanlığın yanında kurulan “derslik şeklinde (Sharhuu.D, 1965: 192)” temel resmi okulu, yarım resmi okulu, Moğolistan’ın oturum başkanı, yardımcı başkanı, beyler ve devletin büyük makamlarda çalışanların çocukları “Mançu devletine sadık kalmasını sağlamaya yönelik” öğretim planı gibi 3 şekildeydi.

Bu okullar “Hanın yazdığı 4 cisim harf ekili sözlük” ya da “yirmi birlik açıklayıcı sözlük”, 1779 yılında yayınlanan “Hanın yazdığı Mançu, Çin, Moğol alfabeler 3 cisim ses barındıran sözlük (Shagdar.Sh, 2000: 219)”leri ders kitabı olarak kullanıyordu. Bunlar yalnızca dilin ötesinde tarihi önemli bilgiler içermesi örencilerin tarih eğitiminde büyük bir etki göstermiştir.

 

(23)

1.1.4. Moğolistan’da Tarih Eğitiminde Genel Kabul Gören Bir Sisteminin Oluştuğu Dönem (20. Yüzyıl)

 

İnsanoğlunun doğuşuyla birlikte eğitim çalışmaları başlamış. Eskilerde insanlar meyveleri ve yiyeceklerini toplamak ya da taşlarla ve ahşaplarla hayvan vurarak ve avlayarak yeme içme ihtiyaçlarını karşılarken gençler ve küçükler büyüklerinden bilinçsiz olarak bu eğitimleri öğreniyorlardı.

Daha sonrasında ise bunlarda gelişme olmuştur. Bu gelişme 100.000 yıl öncesindeki son buz devrinde yaşam savaşının zor zamanında insanlar ateş yakmayı öğrenmiştir.

Taş devrinde insanlar yuva oluşarak yaşamışlar. Yani birliktelikten konuşma çıkmıştır. Konuşmanın çıkışıyla yaşam ile savaşırken birbirlerine söyleyerek bir şeyler yaptırmasıyla daha bilinçli öğretim biçimi oluşmuştur. Bu da insanoğlunun öğrenme başlangıcı ve okul eğitimin başlangıcı olmuştur.

Bilim adam G.Sukhbaatar M.Ö 200 yıl öncesinde eski Moğollar olan Hun’ların yazma dilinin olduğunu hatta yurtdışına mektup göndermişliğini söylüyor. Demek ki mektup yazabilmesi için o dili öğreten okulun var olması gerekir (Suhkbaatar.G, 1971: 51).

M.Ö 1.yüzyıl Sümbe’lerin takvimi, müzik okulu, yazma dili, köylerde anaokulu, ortaokulu başkentinde ise üniversitesi olduğunu ve kitap tercümanlığı yapıldığını G.Sukhbaatar kanıtlamıştır.

Sümbe’lerden sonraki Nirun’ların zamanında Darmapriya adlı hoca hükümet öğretmeni olarak anıldığını G.Sukhbaatar söylemiştir. O da bizim bildiğimiz tarihte ismi bilinen ilk öğretmenidir.

Nirun’lardan sonra Türk’lerde söyleme harfi oluşmuştur. Bu zamanlarda “ Orhun Abide ” diye tarihin ünlü bir yazıtı çıkmıştır. Ayna dönemde “ Taşçı ” “ Ahşapçı “ olan mesleklerde oluşmuş.

(24)

Bunların hepsi iyi bir eğitimin sonucudur. Uygar, Hidanların döneminde de okul ve eğitim çalışmalar gelişip yabancı dilden tercüme yapılan yazıt haneleri de varmış. Hidanlar yabancı dil öğrenmek için yurtdışından ( Kore ) öğretmenler de getirmişler. Böylece eskiden 12.yüzyıla kadar eğitim çalışmalar gelişmiştir.

1.2. Büyük Moğol İmparatorluğu Ve Ondan Sonraki Dönemde Eğitim Çalışmaları

Bu dönemin eğitim çalışmaları da göçebelik hayvancılıkla uğraşmak ve askeri faaliyet veya savaşlarla çalışmalarla bağlantılı gelişmiş. Bununla birlikte bilim anlayışı da gelişmiş değerli madenler olan altın, gümüş, bronza, kurşun ve pirinci ( element ) işlenmiş ve bunlar silah üretiminde de kullanılmıştır.

1.2. Yüzyılda Moğolların eğitim çalışmalarına Cengiz han büyük katkılarda bulunmuştur. Naiman’dan Tatatunga adlı eğitim getirip oğullarına ve adamlarına ders verdiriyordu.

Büyük Moğol İmparatorluğunda okulların olduğunu bununla kanıtlar. Aynı dönemden Tului’nin oğlu Munkh için yurtdışından ( İran ) özel öğretmeni getirip ders verilmiş (Maidar.S, 2003: 36).

Uguudei han sadece Munkh için öğretmen getirtmesi de seçkinlere önem verildiğine bir örnektir. Cengiz han’ın askerlerine savaş taktikleri sarayda, evde, doğada, vadide, nehirlerde öğretmişler.

Bu da ilk özel mesleki ( askeri ) okulun başlangıcı denilir. 13. Yüzyıl coğrafyanın büyük buluşlardan 270 yıl öncesinden Asya, Avrupa’daki birçok ülkeye Moğollar gitmiş ve İnsanoğlunun evren bilincine fark yaratmışlardır.

Dünya ile ilgili bilgisine yardımı olmuştur. Bu da Cengiz han’ın dönemindeki askeri okul eğitimin sonucu ve Moğolların eğitim çalışmalarının sonucu olarak görülmektedir.

(25)

13. Yüzyılda yazılan “ Moğolların gizli tarihi “ adlı kitapta o dönemin eğitim, öğretimin derecesini açıklamaktadır. Bu kitabın Türkçe çevirisi de bulunmaktadır.13. Yüzyıl 14.yüzyıl arasındaki dönemin eğitim çalışmalarında ülkede öğretme tekniği çok ilerlemiş ve bu zamanda öğrenci, öğretmen kavramı ortaya çıkmıştır.

Ev okullarında Moğolca, sayısal dersler ve öğretmenlerine göre Çince, Mançuca öğretiliyormuş. Ev ve diğer okullar aracıyla ülkemizde bilim eğitimi gelişip yaşadığı bölgesini tanımak, tuz, ot, bitkileri tanımak öğrenmek.

Onlarla insanları ve hayvanları muayene etmeği öğrenmişler. Kural ve kanunları öğrenmek onlara uymak, maden işletmeleri öğrenmek altın, gümüş, zanaatçılar ustalar kendi araç gereçlerini kendileri yapmayı öğrenmişlerdir.

Güzel desenler ve şekiller yapma özel eğitimleri alıyorlarmış. Bu dönemde Pagva Lama, Çoiji- Odser, Saravsenge, Zanabazar isimli bilgili ve kabiliyetli insanlar ortaya çıkmıştır.

1.2.1. Mançu Hükümet Dönemi Okulları

Mançu hükümet döneminde iktisadı ve eğitim çalışmalarında durgunluk olmuştur ama kesilmemiştir. 1867 yılında Hovd şehrinde “ Okuma sıra “ adlı okul açılmış, memurlar eğitiliyordu. Bundan sonra ilçe, mahallelerde okullar açılmıştır (Gongor.G, 1964: 84).

Moğolistan’daki 48 ilçede hepsinde okullar varmış. Bu dönemde okullara “akıllı“ “efendi” çocukları seçip gönderiyorlarmış. Eğer okula bir geldiyse mutlaka öğretiyorlarmış.

Herhangi mazeretle öğrenmiyorsa da o köyünden veya mahallesinden bir başkasını mutlaka okula gönderiyorlarmış. Bunun da bir nedeni vardır. Okullarda kullanılan önemli kitaplardan biri 1789 yılında Yundendorj yazıp Şanzadao

(26)

Daşçoiravjaa yayınladığı Alfabe kitabıdır. Bu kitap 1921 sonrasında da kullanılmıştır (Sharhuu.D, 1965: 60).

1900 yıllarında Zasagt Han, Tsetsen Han, Tuşeet Han ilin 54 ilçe 28776 aile, 118826 halkından okul giden sayısı 361’miş. Bu sayımda Sain Noyon Han il girmemiştir. Bütün halkın %3’ü okula gidiyormuş (Gongor.G, 1978: 138).

 

1.2.2. Toplum Tarafından Benimsenmiş Moğol Hükümeti Okulları ( 1912-1920 )  

Bu dönemde ev eğitimi ve din eğitimleri fazlaydı. Ev eğitimi okuma yazma eğitimi, zanaatçı, usta eğitimi, güreşçi vs mesleki yönlüymüş. 1912 yılında entelektüel adamlar olan Tse. ( Tahminen Tserendorj ), Go (Tahminen Gombosuren )’ların istek ve çalışmalarıyla devlet okulu kurulmuştur (Bugd Nairamdah Mongol Ard Ulsiin tuuh, 1984: 37).

1913 yılında askeri okulun kuruluşuyla birlikte özel okulları açılmıştır. 1915 yılında okulların disiplin kurallarını Tseveen Jamsranov yazmıştır. 1915 yılında ortaya çıkan bazı düşünceler; 1990’lardan sonra uygulanıp özel okullar açılmıştır.

Bu kurallar gereğiyle erkeklerin okullarını 4 bakanlığının içinde olduğu öğretmenlerce her ayın gününde kontrol ederlermiş. O dönemde okula sadece erkekler alınırmış.1917- 1918 yıllarda 80 okulda 300 öğrenciler varmış. Bu dönemde yurtdışına öğrenciler Rusya’nın Erkhuu şehrine gönderilmiş.

(27)

1.2.3. Okul Eğitimin Yeniden Kurulması Ve Sağlanılması Dönemi

Kasım 1921’de Bunibazar ve arkadaşı olan 2 öğretmenle 60 öğrencili ilkokul kurulmuştur. Kızları da okula almaya başlamıştır. Bu okulun kurallar 1915 yılın okul kurallarının yenilenmiş haliydi.

1921-1923 arasında birçok yeni okul kurulmuştur. 1922 yılında öğretmenlerin okulu açılmıştır. 1923 yılında ilk 8 resmi öğretmen mezun olmuştur. Şubat 1924’te Milli Eğitim Bakanlığı kurulmuştur.

1925’ten itibaren Almanya, Fransa, Rusya, Çine öğrencileri göndermeye başlanmıştır.

1920’dan sonra herkese okuma yazma öğretme hareketi başlamıştır. Sadece yüzde 3’ü okuma yazma biliyorlarmış. Ama B.Rinçin ve Ts. Damdınsüren’lere göre daha fazlaydı. 1930 yılında kreşler açılmıştır

1940 yılında halkın % 17’si okuryazar olmuştur. 1930 yılında Latin alfabesini kullanma deneme yapılmış ama 1941’den beri Kril alfabesi kullanılmıştır (Namdag. T , 1968: 89). 1935 yılında ilk, 1937 yılında ikinci öğretmenler toplantısı olmuştur.

1921’den beri Rusya’daki Şark üniversitesine öğrenciler okutulmaya başlanmasıyla özel mesleki uzmanları eğitme çalışmaları başlamıştır. 1940 yılında her ilçede ilkokullar açılmıştır.

1.2.4. Topluma İlk Ve Orta Öğrenim Hareketinin Uygulandığı Dönem (1941-1957)

 

Her ilçede ilkokullar açılması herkese okuma yazma öğretmesine yardımcı olmuştur. Ama bu sırada ikinci Dünya savaş nedeniyle bu hareketlere imkân

(28)

tanınmamaktaydı. 1944 yılında 8-12 yaş arasında 130.000 çocuktan sadece 32.000’i okumaktaydı.

1944 yılında şehirlerde ve ilçelerde 7 yıllık okullar ve 1951 yılında şehirlerde ve ilçelerde 10 yıllık okullar açılmıştır (Purev.O, 2001: 132). 1925-1949 arasında okula çocuklarını gönderme davetleri halka yoğun olarak yapılmıştır.

1948-1952 ilk 5 yıllık planı ile köylerdeki çocukları 4 yıllık, şehirdekileri 7 yıllık okula gönderilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Böylece herkese okuma yazma hareketi 1950’den beri güçlenmiştir.

1955 yılında devlet okul yaşındaki herkesi okuttuğunu ilan etmiştir. Bu dönemde çalışanları okutma kampanyalar da başlamıştır. 1937’de halkın 36% okuma yazma bilirken 1957 yılında halkın %93,3’ü okuma yazma bilir hale gelmiştir.

Büyüklerin eğitimini yükseltmek amacıyla akşam okulları da açılmıştır. 1940’dan itibaren meslekli çalışanları eğitme çalışmalar başlamış. 1955 yılında tarım işçilerini eğitme çalışmaları da başlamıştır.

1942 yılında Moğolistan Devlet Üniversitesi açılmıştır. Böylece kreşten üniversiteye kadar birçok okul açılmıştır. 1942 yılında öğretmenlik bölümü açılmıştır. Böylece yurtiçinden öğretmenler mezun oldular.

1956 yılında nüfus 845.000 olup 1957 yılında okullarda 108.000 öğrenci okumaktaydı.1940 yılında okullar ve kreşlerdeki masraf 11,2 milyon tugruktu. 1957 yılında ise bu rakam 97,2 milyon tugruk olmuştur. 1956 yılında öğretmenler enstitüsü açılmıştır.

1.2.5. Topluma Yüksek Öğretimi Uygulama Hareketi (1958-1986)

Bu uygulama ilk 1949 yılındaki toplantı ile ortaya konulmuştur. Bundan sonra Bakanlar kurul kararı ile 1958’de bu uygulamalar resmi olarak başlamıştır. 1958 yılında 4. sınıfı bitirenlerin 78% 5.sınıfa girmiştir.

(29)

Bu dönemden beri öğrencilere Moğol tarihi, edebiyat ve coğrafya özellikleri ve içerikleri öğretilmeye başlanmıştır. Okul eğitim sistemine yenilikler getirilmiştir. 

Öğrencilere daha çok sosyal hayatı öğretmek için kitaplar da Moğol yaşam ve sosyokültürel tarzı benimsenmiştir.

1963 yılında okul ve hayat arasındaki bağlantıyı sağlamak ve eğitim sistemini geliştirme “ kanunu çıkarılmış ” ve herkese 8 yıllık eğitim zorunluluğu ve 11 yıllık öğretim süresi kanunu onaylanmıştır (Bagsh sonin , 1963 № 8).

Ama 1964’te 11 yıllık eğitim 10 yıllık olarak yeniden onaylanmıştır. 1963’ten beri kolejler ve meslek yüksek okulları kurulmuştur. 1958’de “ Tarım ve Ziraat Üniversitesi “ açılmıştır. 1961’de ise Tıp Üniversitesi açılmıştır. 1963’ten itibaren üniversiteye sınavla girme olanağı olmuştur.

1979 yılında Hovd’da Öğretmenler Üniversitesi, Başkent’te Rusça Üniversitesi açılmıştır.1957-1986 yılında öğretmenleri yetiştirmek ve onların eğitim kalitesini geliştirmeye dönük çalışmalar gerçekleştirildi.

1975 yılında 4. Öğretmen toplantısı olmuştur. 1975 yılında D.Bazar ve D.Davga’yı Moğolistan’ın Milli kahraman olmuştur (Baabar.B, 1999: 54). Onlar da bilgili adamların ilk milli kahramanıdır. Böylece 1986 yılında herkese orta öğrenim hareketi tamamıyla gerçekleşmiş durumundaydı.

Aralık 1986’da 5. Ulusal öğretmenler toplantısında konu edilen demokratik öğrenim sistemine geçiş 1987’de konuşuldu. Böylece ülkemizde demokratik öğrenim sistemi ve açık sistem geliştirilip ders içeriğindeki değişmeler başlamıştır.

1987 yılından beri okullarda Eski Moğolca yazısı ve Enformatik dersi verilmeye başlanmıştır. 1989 yılında nüfus 2.044 milyon, ortaokul sayısı 614 öğrenci sayısı445.3 bin 46 meslek yüksek okulunda 34,7 bin öğrenci vardı.

8 üniversite’de 19,3 bin öğrenci, özel 28 meslek yüksek okullarda 22,7 bin öğrenci okuyup, 738 kreşe 74 bin çocuk gidiyordu.

(30)

1.2.6. Tarih Eğitimindeki Yönelimler

1911 yılında kurulan Moğol ulusu tarihin kısa döneminde yaşamışsa da okul, eğitim alanında az çok bir şeyler yapmıştır. Bu dönemde Moğolistan’ın devlet adamları, düşünürler ülkesine ondan daha ileri eğitimi geliştirme düşüncesini hep ön planda tutmuşlardır.

Ç. Dandaa 1910-1913 yılında yazdığı “Erdem sözlüğü” eserinde ülkesinde devlet, iktisadi ve eğitim alanlarında yenileme projesini sunmuştur. Burada üzerinde konuşmamız gereken isim elbette C. Tseveen’dir.

O 30 Mart 1912 yılında Hand Chin Van’a yazdığı bir yazısında “Yurtdışındaki güçlü ülkeler tüm güç ABD bir tek erdem, bilgiye dayanarak… Güçlü olmuştur. Ve bizim Moğolistan Cengiz handan başlayarak birkaç bilgin ataları destekleyebildiğimizden dünyayı güneş doğmasından batmasına kadar işgal etmiş, kendilerini dünyaya duyurabilmişlerdir (Renchin.B , 1964: 41).” diye eğitim ve bilginin önemliliğini açıklamasının yanı sıra o öğrenilmesi gereken bilgi sayısına (Renchin. B, 1964: 41) “…kendi ülkesinin tarihi ve dış ülkelerinin tarihi durumu” nu eklemiştir.

Bu fikir yerini bulmuş ve 1915 yılında okul idaresini yönetecek dış işler bakanlığının çıkardığı “İlkokulun derslik kuralı” öğretecekleri belirleyen 7. maddesinin 5. fıkrasında “Moğolistan’ın kısa tarih (Renchin. B, 1964: 45) ” demiştir.

C. Tseveen 20. yüzyılın başlarında Avrupa ve Rusya’da ünlü 100 çıvarında kitap toplayarak başka insanlarla bir araya gelip çevirme, yayınlama büyük ve hayırlı işlerin geliştirilmesinde insanoğlunun tarih hakkında yazılan 4 kitap bulunmuş (Tseveen.J, 1997: 9). Dashramd söylerken C. Tseveen Moğolistan’da 8 değişik alanlarda aydınlatma çalışmalarının öncelikle yapılmasını gerekli görmüş ve bunun içinde tarihi araştırma ve açıklama konusunu kapsamış olması tarih ve tarihin önemliliğini ön planda tutması olması gereken yere konulduğunu kanıtıdır.

Ortaokul kuralının 7. maddesinde öğretilecekleri açıklamış ve bunun 5. fıkrasında “Moğolistan’ın ve diğer ülkelerin yaşama biçimi, tarih” gibi dersleri

(31)

saymıştır (Shine toli bichig, 1913: 32). Bu dersleri C. Tseveen öğretiyordu. Bu dönemde yeni çıkan sabit yayının sayfasında ülkesini geliştirme konusunda çok sayıda makaleler, köşe yazılar yer alıyordu, Moğolların düşünce, fikirleri canlanıp ve eğitim özellikle tarih eğitiminin gelişmesinde güzel bir ortam oluşmuştur.

Örneğin Yeni Sözlük olarak adlandırılan belgede “Daha çok öğrenmek için yardımcı olacak amaç” koyduğunu yazmış ve yayının önemli bir hedefini “Dünyanın durumu, dünyadaki insanoğlunun eskiden beri yaşam mücadelesi vererek yaşamını sürdürmesi her şeyden bir ders çıkararak gelişmesi, Moğol ve diğer ülkelerin tarihi gibi gelişimlerin yayınlanması (Bira.Sh, 1958: 194)” olarak yerine getiriyordu.

Bunun yanı sıra okul eğitim faaliyetini Dışişleri bakanlığına bağlamış ve bakanlıktan Bogda bey’e yazılan bir yazıda “Herkesin okuma yazma, eğitim görmesi gerekmekte” bu sözün üzerine ağırlıklı durmuştur. 24 Mart 1912 yılında 4 ilçeden 47 öğrencili bir okul kurmuştur.

Yeni ülkenin resmi tarihini yazma özel komisyonunu o dönemin ünlü yazarlarından oluşturdu ve resmi tarihi yazdırıyordu. Bu dönemin yazarlar ev okulu şekliyle kendilerinin tüm bildiklerini gelecek nesillere öğretmeye çalışması “aydınlatmadığı sürece aydınlanmaz” sözünün somut örneği idi. Bugün merkez kütüphanede “çeşitli öğütler, şiir, efsane gibi kitap defterler (Renchin. B, 1964: 53)” olarak hitap edilen 300 küsur sayfalık büyük bir kitap kalmıştır.

1921 yılında Moğolistan’da demokratik inkılâbın zafer kazanması ülkenin gelişmesinde dönüşüm diye adlandırılabilecek değişim başlatmıştır.

Gençlerin gelişiminde az, ortaokulda görülen tarih dersinin önemli olduğunu yeni devlet ön görüyordu. Bunun ortaya çıkması 1921 yılında kurulan yeni devletin ilk ilkokulu ve ortaokulu, kız ilkokulunda tarih dersini görmesini belitmiş olması bir taraftan önceki kültürünü düşündüğü, diğer taraftan tarih eğitimi önemli görmesinin kanıtıdır.

Mart 1921 yılında çıkarılan “Moğol devletinden denetlenen ilkokulların kuralı” 6. maddesinde öğretilmesi gereken konuları belirlemiş, bunun içinde de

(32)

Moğol tarihini incelemeyi de içermiştir. Ve ayni şekilde Moğol devlet tarafından denetlenen ortaokulların kuralı 8. maddesinin 5. fıkrasında Moğol ve diğer ülkelerin yaşamı, tarihi, Kız ilkokullarının kuralının 5. maddesinde Moğolistan’ın kısa tarihi görülecek demiştir (Tseveensodnom. D, 1987: 274). Sadece ilk ve ortaokul değil özel meslek okulunda da tarih dersi görülüyordu.

İlk başlarda bu derslerin içeriklerini öğretmenler kendileri oluşturuyordu ve merkezi, belli bir programı yoktu. 1924 yılında toplanan Meclis toplantısında eğitim bakanlığının bildirisinde “Bu günlerde dünya ülkeleri birçok bir bilgi alanları hayata geçiriyorlar ve biz de bizimde bu alanları görmemiz, incelememiz önemli olacaktır (Badrah.Ts, 1989: 83).” demiştir.

İlkokulda görülen dersler 1925-1926 eğitim öğretim yılından itibaren içeriği milli eğitim bakanlığı tarafından belirlenmeye başlamıştır. 1925 yılında tüm ilkokulların ders programları onaylamış ve bunun içinde tarih dersini özel bir bölüme ayırmış, görülecek konuları belirlemiştir. Bu programı açıklayıcı bölüm, görülecek materyallerin kısa özeti, çalışma kitaplarının özetleri gibi 3 bölümden oluşuyordu ve 1931 yılının başlarına kadar uygulanıyordu.

1933 yılında hükümet tüm ilk ve ortaokulların uyacağı geçici kuralı onaylayıp, tüm devlet okullarının ders programları her sene yenileme ve değiştirme disiplini oluşturmuştur. Ders programlarının böyle değiştirilmesine bir taraftan Moğolistan’ın eğitim sistemi değişmiştir diğer taraftan o dönemde kabul görülen düşünce fikir ile bağlı diye söyleyebiliriz.

Ortaokul ders programlarınla “Ortaokul mezunları kendi ülkesinin tarihini genel olarak bilmeli ve diğer ülkelerin de tarihlerini bilmek gerekmekte (Ardiin dund surguuliin program AGY, 1934: )” denilmiştir. Buna bağlı olarak 1933-1934 eğitim öğretim yılından itibaren ortaokullarda Moğol tarihin yanı sıra dünya tarihi de, 1938-1939 eğitim öğretim yılından itibaren Rus tarihi ve Rus anayasa hukuku ders şeklinde görülmeye başlanmıştır.

1940’lı yıllar Moğolların tarih eğitiminin gelişmesinde karmaşık bir dönem olmuştur. 1940 yılında MHCP( Moğol halk cumhuriyet partisi) 5. toplantısında “Her

(33)

çocuğun eğitim görülmesine ilişkin faaliyetler… İlkokulları her ilde kurma, 10 yıllık ortaokulların sayısını artırma, yakın zamanlarda üniversite kurma hazırlıkları yapma (Gelegjamts.Ts, 2000: 86)” görüşülmüş ve meclisin 8. toplantısında yürürlüğe konulmasına ilişkin karar alınmıştır.

Bunlar eğitim alanlarında önemli bir etki yaratmıştır. Fakat 2. dünya savaşından dolayı halkın yaşamını savaş durumuna bağlı düzenlemesi, askeri alanda finansal gereksinimlerin artması sonucunda eğitim alanında yatırımlar azalmıştır.

Bu durumu göz önünde tutarak çoğu okulların işlenecek ders saatlerini kısmak, görülecek derslerin sayısını azaltmak gibi tedbirler alınıyordu. Bunun içine tarih dersi de girmekteydi. Böylece tarih dersi ortaokulda görülmüyordu ve sadece ilkokullarda görülüyordu. Sonra 1948-1949 eğitim öğretim yılında bu tür kısıtlamalar kaldırılmıştır.

1946-1949 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi’nin merkez idaresi ve bakanlar kurulu tarafında tarih dersi ile ilgili bazı kararlar konmuştur. Bu düzenlemelerde Moğol tarihi, edebiyat alanında çıkan bazı kitaplar örneğin Cengiz Hanın yaşam hakkındaki Nasyonalizmin sinmesi, Zenginleri Nasyonalizm kanıtı olarak yanlış test ediyordu.

Burada bir örnek vermek gerekirse Halk Kitapları hakkında Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisinin merkez idaresi 21 Temmuz 1949 yılında 35⁄54. düzenleme çıkarmıştır. Bu düzenlemede hakkında yazılanlar Cengiz Hanın özellikle 1207 yılından itibaren yabancılara ( karşı) yağmacı harekelerini daha da güçlendirmiştir.

Cengiz Han Moğol askerler ve atların gücüyle Çin, Tangud, orta Asya, Kafkas, aşağı Volga’ya hükmetmiştir. Moğolistan’ın feodal gücü, acımasızlık, egemenlik için Moğol hayvancı halkının çocuklarının kanlarını dökmüştür. Bu Cengiz hanın haksız ve kötü bir yanıdır gibi yazıtlar bulunmaktaydı (Ardiin unshih bichig, 1949: 57).

Yazarın Marksist düşünceyi öne sürerek kendi görüşlerini ortaya atması doğaldır. Böylece yukarıdaki yasaya giren görüşlerin gerçek hayat ile uymaması

(34)

sonucu Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi 1990 yılında söz konusu yasayı geçersiz kılmıştır.

Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi merkez idaresi 1949 yılında “Moğolistan’ın tarih ve edebiyat okullarında görülen durumun hakkında (Mongol Ulsiin Tuuh 4.boti 2003: 126)” yasa çıkarmıştır. H.Perlee’nin yayınladığı Moğolların askeri gücü yazısı, 1947 yılında yayınlandığı Moğolların gizli defterinde Ş.Natsagdorj’un yazısı, 1945 yılında L.Dugersuren’in yazdığı Moğolların bağımsızlık ve özgürlük için mücadelesi gibi eserlerde Cengiz Hanın yaptıklarını gelişim ve diktatör diye ikiye ayırıyor, diye suçlamıştır.

20. yüzyıl yani 1921 yılından sonra tarihine önem verip, ders saatlerinin yarısından fazlasını tarih dersine ayrılmıştır. Bu düzenleme şimdiye kadar hala uygulanmaktadır. Bu dönemde ülkesini, kültürünü sevenleri Irkçı Görüş olarak sahibi olarak görülmüş, buna karşı yürütülen faaliyetler hız kazanmış, milli gurur ve onur unutulmaya başlamıştır.

Fakat söz ettiğimiz dönemde çıkan kararlarda tarih ders kitabı, öğretim elemanları yetiştirme, öğretmenlerin bilgilerini yükseltmek çeşitli sorunları doğru bir biçimde değerlendirme, yönlendirme yapıyordu. Söz ettiğimiz dönemde sadece tarih eğitiminin yanı sıra fen bilimi, eğitim, yayın gibi sorunlarla ilgili çıkarılan muhalefet Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresinin kararlarına eleştiri getirilmesi gereken 3 husus vardır:

• Yüksek merci, idarenin politikalar, faaliyetlerin eksiklerini eleştirilen konuda söz konusu dönemin liderler kırılıp Partilere Karşı adına bağlandığı

• Ülke, soy, kültürünü düşünenleri ırkçı olarak aktardığı

• Moğol- Rus işbirliğinin yararına olan herhangi bir fikri Barısı Yok Etme olarak yanlış ifade ettiği durumlar görülmekteydi.

Bu olaylar Moğolistan’ın toplumsal gelişimine zarar verdi ve zorlukları beraberinde getirdi.

1980 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresi Moğolistan’ın tarihi kitabı, Moğolistan’ın yüksek tarih defterinin hakkında kararlar çıkarmıştır. Söz

(35)

konusu kararda kitap “…bizim parti politikasına zıt, gençleri yurtsever, internasyonalist görüşle yetiştirmede olumsuz etkiledi (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 4)” olarak görmüş ve bunların okullarda okutulmasını engellemiştir.

Yazarlar G.Suhbaatar, L.Jamsranları partisine düşünürlüğü, siyaset tedbirini kaybettiğini ifade ederek araştırma işlerinden uzaklaştırmış ve eser yapma, onu yayınlama hakkını kısıtlamıştır. Söz konusu kararların sonucu gerçeklikten uzak, siyasetleştirmeye yönelik yalan yanlış kararlar olmuştur.

Moğolların gizli tarinini derleyici Hunlar Çin soylu değildir diye izah etmiştir. “Hun, onların ataları Syahou soy…” dediği Çin kaynağında yer alan haberi kararda “…Hunları Çin soylu olarak görüşülmesine neden oldu (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 5)” diye yalanlamıştır.

Moğolistan’ın eski ve orta dönem tarihine bakıldığında Çin kaynağının fazla olduğunu göz önünde bulunduran derleyiciler söz konusu kaynaktan büyük bir kısmını çevirip halkın malı olmasını hedeflemiş ve yerine getirenleri. “…Çin 120 küsur alıntı yaptığı halde Marksizm- Leninizm’in kurucularının eserlerinden hiçbir alıntı yapılmadığını, halk devriminin tarihi kaynak, materyallerinden az sayılı alıntı içermeyle kısıtlamıştır (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 6)” diye suçlamıştır. Söz konusu kararı 1990 yılında kaldırılmıştır.

Moğolistan’da eğitim bünyesi, öğretim planı 1950lerden sonra birkaç defa değişmiştir. Buna bağlı olarak tarih eğitimin bünyesi, dersi görme sırası da değişmiştir. Örneğin 1955 yılında Moğolistan bakanlar kurulu 37. karar çıkarmış ve öğretim planını onaylamıştır. Söz konusu planda tarih dersinin 309 saat görülmesini öngörmüştür.

Öğretim planındaki sonraki değişiklik 1958 yılında yapılmış ve bu değişiklikle tarih dersinin ortaokulda 660 saat görülmesi planlanmıştır. Bu seferki değişikliğin bir özelliği tarih dersini dünya tarihi ve Moğol tarihi olarak sistemleştirerek 1930 yılın sonlarında bağımsız bir ders olarak görüldüğü Rus tarihi dünya tarihin belli bir bölümlerine dâhil edilmiştir.

(36)

1963 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresi ortaokulun tarih dersinde bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin 338. kararı çıkartmıştır. Söz konusu kararda “Tarih dersinin görülmesinin temel hedefi, toplum ve sosyal gelişim sürecini bilimsel olarak kavranmasını öğrencilere sağlamak, kapitalizmin çöküp komünizmin zafer kazandığına inandırmak…( MHCP’ın 3.ikh hural, 1966: 145)” yönlendirmek gerektiğini ifade etti. Tarih dersinin ortaokullarda dünya tarihi, Moğol tarihi olarak sırasıyla görülmesi öngörülmüştür.

Bunu 1972-1973 eğitim öğretim yılında okulların bünye, içeriğine yenileme yapılmasına bağlı olarak değiştirip, Moğolistan’da tarihsel makale (4. sınıf), dünya tarihi (9-10 sınıf) olarak değişiklikler yapılmıştır. Bunu 1991-1992 eğitim öğretim yılında bir kez daha değiştirdi, 1-3 sınıfta yaşadığı bölgenin tarihi, 4. sınıfta Moğol tarihinin önemli sorununun tarihsel kanıtı, 5-6 sınıfta insan medeniyetinin kısa tarihi, 7-8 sınıfta da Moğol tarihi gibi dersler görülmeye başlamıştır (Ene daraalal EBS 11 jiliin surgaltand shiljsentei holbogdon Hun turlugtunii irgenshiliin tuuhiig 6-7 angid, Mongol ulsiin tuuhiig 8-9 angid uzej baina.).

1940lardan Rus okullarının tarih kitapları çevrilip kullanılmaya başlanmış, 1950lerin ortalarında ulusal yazarlı kitaplar çıkmış ve öğretimde kullanılmaya başlanmıştır. 1950’lerin sonlarında okullarda kullanılacak tarih kitapları öğretim yeni planını programa bağlı bilim adamları, üniversite ve öğretmenler yazıp yayınlamışlardır. Örneğin G.Erdenebilegin’in 1959 yılında yayınlanan Moğol Tarihi, Ts. Dashaa, D.Dashjamts’ın yazdığı Dünya Tarihi, H.Perlee ve B.Jambaldorj’ın yazdığı Moğol Tarihi ilk kitaplar idi. 1990ların ortalarında tarih ders kitapları yenilendi. 2004 yılında okullarda kitaplar çeşitli seçenekle yayınlanmaya başladı ve okul öğretmenlere onlardan seçme imkânı verdi.

Tarih öğretmenleri Rus üniversitelerde eğitim görüyorlardı ve 1947 yılında Moğol üniversitesi (MUİS) sosyal bilimler fakültesini tarih öğretmen yetiştirmek amacıyla kurmuş ve diğer alanlarda eğitim gören öğrencilerden seçerek, ülkeye yüksek eğitimli öğretmenler yetiştirmeye başlamıştır.

(37)

İstatistiksel araştırmaya baktığımızda okullarda bugün tarih, tarih sosyoloji, tarih coğrafya alanlarında 1600 civarında öğretmen eğitim vermektedir.

Prof M.Sanjdorj öğretim içeriği, metodoloji, tarih eğitim ile ilgili 20 civarı makale, metodolojik yazılar yazdı ve yayınladı. Bu alanla ilgili M.Sanjdorj’in yazdığı ilk makalesi olan “Ortaokullarda Tarih öğretim metodunda bazı sorunlar” 1957 yılında Öğretmen gazetesinde yayınlanmıştır.

Bu makalesinde öğretmen derse nasıl hazırlanmalı, öğretmenin konuşma becerisi, ödev ve onun derse olan bağlantısı, derslerin içeriği gibi konularda kendi görüşünü öğretmenlere kaynak kitap olarak sunmuştur.

Prof M.Sanjdorj bugünkü tarih eğitiminde yapılan yeniliklerin ilk kurucusu olarak adlandırılmaktadır. Dok M.Sanjdorj “Moğolistan’ın tarih metodolojisinin durumu ve hedefi” 1989 yılında yayınladığı makalesinde “Tarihi araştırmayı okullarda verilen tarih dersinden ayırmak doğru değildir. Bu konuda çok eksiklikler var (Sanjdorj.M, 2006: 157).” diye endişe ile yazmış ve bunu düzeltme konusunda kendi görüşlerini ortaya atmıştır.

O, milli eğitim okullarında tarih eğitiminin içeriğine eleştiri getirmiş “Eskileri göz yumma eğilimi gençlerin, halkın geçmiş tarihi ve kültürel mirasının geliştirilmesine engel oluyor (Shinechleliin tuhai uguuleg, 1989: 171).” demiştir. Okullarda öğretilen tarih- sosyoloji ders sistemini değiştirdiğinden ulusal tarih dersinin işlenecek saatini azaltmıştır. Fakat dünya tarihine çok fazla zaman ayırmıştır.

Şimdi okullarda tarih dersi toplam ders saatinin 1⁄3 ulusal tarih, geri kalanlar dünya tarih dersine ayrılmaktadır. O öğrencilerin kendi halkının tarih dersine dayanarak milliyetçi, internasyonalist görüşle yetişmesinin iyi bir şey olmadığı tabidir demişti.

Bu, söz konusu dönemde okullardaki tarih eğitimi bünyesinde olan eksikliği doğru gözlemlediği, esaslı bir sonuç idi. M.Sanjdorj’in isteklerinin yerine gelmesinin

(38)

ilk adımı olarak 1990’ların ortasında tarih ve insanoğlunun sosyalleşme tarihi dersinin okullarda görülme saati eşitlenmişti.

M.Sanjdorj tarih dersin içeriğinin yenilemesinde kitapların yenilenmesinin önemli olduğunu savundu ve 1988 yılında ders kitapları yazılırken göz önünde tutulması gereken metodolojik tavsiyeleri yazdı. Bu tavsiyede okullarda tarih dersi kitabı, onda istenilen bilimsel ve didaktik şartlar konusunda bazı görüşler sundu.

M.Sanjdorj okullarda tarih dersi kitabının en kısa sürede yenilenmesi ve daha zaman bakımından yayınlama imkânının olmadığını göz ardı ederek 1989 yılında öğretmenlere kaynak kitap yazmasının, o dönemin öğretmenlerinin çalışmalarına büyük bir kolaylık sağladığı unutulmamalıdır.

Tarih eğitiminin metodolojik konularında Dok O.Purev onlarca makale, metodolojik tavsiye yazmasının yanı sıra 1993 yılında Moğol tarih eğitiminin teori ve metodolojisinin temeli konusunda doktora, 2003 yılında da XXI yüzyıl Moğol tarih-sosyoloji eğitiminin teori ve metodolojisi konusunda bilimsel doktora çalışması yapmıştı (Purev.O, 2007: 117).

O tarih-sosyolojisinin son hedefinin birey olarak öğrencilerin kendisinin ve toplumun gelişmesi, insanların gelişmesinde katkı sağlayacak kadar yürekli, bilgili, aslında gerçek bilgili bir birey oluşturmasında bulunmaktadır diye söz etmiş ve tarih-sosyolojisinin yeni bir modelini geliştirmiştir.

Son yıllarda tarih eğitimi alanında yenileme çalışmaları sürdürülüyor. Bu yenilenmeyi yapmasının nedenini birkaç bölüme ayırabiliriz.

• Ülkemizin toplumsal tüm alanlarını kapsayan yenilenmeye bağlayabiliriz. Geçmiş dönemlerde tarihsel araştırma, öğretimde görülen eksiklikten kaynaklanmış olma olasılığı var. Moğolistan’ın tarih biliminde çok ilerlemiş olan ülkelerin halkını ele alıp araştırdığımızda doğruyu gizlemek, dogmatizm, kopyalama gibi sorunlar tarih eğitiminin gelişmesini etkiliyordu. 1921den önceki Moğol tarihini araştırma ve inceleme yerine geçmiş dönemlerin tarihini yok sayma gibi yaklaşımlar, eskiyi kötülüyor fakat modern tarihi bembeyaz ve iyi

(39)

olarak görüyordu. Tarihi, halk yaratır diye tarihçilerin çalışmalarını, görevini zorlaştırıp, sosyalizm diye adlandırılan dönemin başarı ve iyiliklerini Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisinin politikalarıyla ve Rusya’nın yardımıyla bağlayan görüşler çok fazla idi.

Tarih araştırmalarındaki siyaset tarihi üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Araştırmada tarihi kanıt ve temel kaynakların önemliliğini eksik değerlendirmiş, Marksizm-Leninizm’in kurucularının ve parti liderlerinin kararlarını kabul etme eğilimi yaygınlaşmıştı (Dalai.Ch, 1998: 42).

Moğol tarih araştırmalarındaki bu eksikliklerin nedeni bilimi siyasetleştirme, partililerin görüşleri, Marksizm’i temiz tutmak adına fikir özgürlüğünü kısıtlamak, araştırmacılara engel olmak, dönemin siyaset ortamına ayak uydurmak, YU. Tsedenbal’ın eserlerinin Moğol tarihinin önemli sorunlarını çözdüğünü düşünmek, bundan hareketle ona ayak uydurmaya çalışması, arşiv, istatistiksel rakamlar gibi tarihi kanıtların büyük bir kısmının kapalı, gizli olmasına bağlayabiliriz.

Bunun yanı sıra tarihçilerimizin mesleki bilgi olarak eksik, hele ana tarih araştırmalarında çok önemli olan Çin, Mançu, Arap, Fars gibi yabancı dilleri, hatta eski Moğol yazısını bile bilmeyenler çoğunluktaydı. Diğer bir ifadeyle bu tür eksiklik bir taraftan tarih araştırmalarında muhalefet partisinin politikalarına, faaliyetlerine diğer taraftan tarihçilerin kendi çalışmalarına bağlı diyebiliriz.

Muhakkak ki, Moğolistan’da eğitim alanında çeşitli yenilikler ve reformlar yapılmaktadır. Ancak, tarih eğitiminin sorunlarının hala devam ettiğini ifade etmek gerekir. Bu sorunlar çözümü için aşağıdaki hususlar uygulanabilir:

• Dünyada tarih eğitiminin temel hedefi öğrencilere tarih bilinci vermektir. Ancak Moğollar tarih ders ile milli bilinci şekillendirmeyi temel hedef olarak görmüştür. Bu yüzden tarih bilincinin sağlanmasına öncelik verilmesi,

• Tarih öğretiminin program ve içerik çerçevesinin yenilenmesi,

• Tarihi kanıt ve temel kaynakların belgesel ve bilimsel önemini dikkate alıp, öğretimde kullanılması,

(40)

• Öğrencileri, Dünya ve ulusal tarihe yönlendirilmesi,

• Tarihi araştırma ve öğrenme isteğinin öğrencilere aşılanması, • Öğrencilerde tarihsel yaklaşımın geliştirilmesi

Moğollar, tarih eğitimini geleneksel yöntemlerle devam ettirmiş ve bu şekilde tarih bilinci asırlardır korunabilmiştir. Ancak Mançu döneminde bu bilinç çeşitli nedenlerle zayıflamıştır. Benzer şekilde, komünist rejim döneminde de tarih eğitimi, siyasetin etkisi altında kaldığı için Marksist yaklaşıma sahip bir tarih bilincinin gelişmesine neden olmuştur.

Tarih eğitimindeki sorunların çözüme kavuşturulması için, yukarıda belirttiğimiz hususların dikkate alınması ve ayrıca tarih eğitiminin siyasetin tahakkümünden kurtarmanın yolları aranmalıdır.

(41)

İKİNCİ BÖLÜM.

2. MOĞOLİSTAN’DA TARİH EĞİTİM ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER

2.1. Moğolistan’da Tarih Eğitimi Yapılan Mevzuat Değişiklikleri

Moğolistan’da 1990 yılında demokratik değişikler yapılmıştır. 1991’de “ Eğitim Kanunu “ onaylanmıştır. Bu kanuna göre ” Resmi olmayan eğitimleri özel kuruluşlar ve halk verebilir.

Halk her türlü okul ve kurslarda ücretli ve ücretsiz olarak öğrenim görebilir. “ şeklinde onaylamıştır. Böylece okul eğitimlerini piyasa sistemine uygun olarak düzenlemiştir. Mesleki okullar 1991’den itibaren ücretli eğitime başlamıştır.

1991 yılında “ Gelişim Üniversitesi “ “ Moğol Bilgi Üniversitesi “ açılmıştır. Böylece her tür mülke göre öğretim yapılmaya başlanmıştır. Bugün Moğolistan’da 1544 okulda 690.000 kişi öğrenim görmektedir.

1990’dan sonraki eğitim öğretimle ilgili kanunlara bakıldığında Moğolistan’daki eğitim öğretim düzenindeki değişiklikler aşağıda görüleceği gibi üç şekilde oluşmaktadır.

1.Eğitim öğretim sistemindeki değişim. 1980’lerdeki eğitim sistemi; - Okul öncesi eğitim

- Orta eğitim - Okul dışı eğitim

(42)

- Teknik-mesleki eğitim - Özel eğitim

- Yüksek öğretim

1991 yılında Moğolistan eğitim öğretim kanununda “ Moğolistan’ın eğitim sistemi okul öncesi ve orta öğretim okullarından ibarettir “ şeklinde değişiklik yapılmıştır.

1995 yılında Moğolistan Büyük Millet Meclisi aldığı kararla “ Eğitim Öğretim Kanunu “ içinde “ Moğolistan’daki Eğitim sisteminde Resmi ve Resmi olmayan eğitim kombinasyonları bulunmakta ve okul öncesi, ilk, orta, yüksek öğretimden ibarettir (Badarch.D, 2003: 90) ” diye kanunlaştırmıştır.

Böylece eğitimi sadece okul ve kreş olma düşüncesinden daha da kapsamlı hale getirilmiş ve Uluslararası eğitim sistemine uygun olarak değiştirilmiştir. Böylece birkaç eğitim kanununda birçok değişiklik olmuştur.

2. Eğitim sisteminin düzeni, yönetimi ve kanuni değişiklikleri 2 çeşittir. Birincisi; Eğitim sistemi yönetimindeki sıkışıklığı azaltmak. İkincisi; Her türlü okulun kendi yönetimini güçlendirmek.

Eğitimdeki yönetim sorunlarını kabul eden kanuni yaptırımını belirleyen 1995’deki Eğitim kanunuyla Moğolistan’daki hükümetin yeni rejimi, piyasa ilişkisine uyumlu olarak Moğolistan’daki eğitim yönetimindeki düzenin yenilenmesi ve il, İlçe, Vali ve Belediye başkanlarının yetki ve görevlerinin ilk defa kesinleştirilmesiyle okul öncesi eğitimi ve orta eğitim yönetimleri tamamıyla il ve ilçeye geçmiştir.

Böylece kreş, ilkokul, ortaokul, liseleri kurmak, açmak, kapatmak, öğretmenleri koymak, onların sosyal garantisiyle ilgilenmek gibi yetki ve görevler Belediye Başkanına ait olmuştur.

(43)

1. İdarenin yönetimi, okul müdürü yapar.

2. Kendi yönetimi, bunu okulun ( kreşin ) yönetim kurulu yapar.

3. Öğretim metodolojisi yönetimi, bunu yürüten okul, kreşin öğretmenler konseyi öğretim metodu konseyi, üniversitenin bölüm başkanlarıdır. Eğitim kanunu değişikliği ile ( 1998 ) okul yönetimi idareden alınıp yönetim kuruluna devredilmiştir.

Okul müdürünün atanması ve değiştirilmesi yetkisine sahip olmuştur. Yönetim kurulundaki üyelerin yarısından fazlası ( 51-60% ) kuruculardan oluşmuş ve yönetim kurulunun seçilme ve değiştirilme kararını verme yetkisine sahip olmuştur.

3.Eğitim sistemi Kavram ve Standartlarında yapılan kanun değişikleri ilk ve orta eğitim öğretim kanunu gereğince 1988 yılında Moğolistan’daki okul öncesi ilk, orta eğitim içeriği ve sınav standardını onaylamıştır (Www.mecs.gov.mn).

Böylece Moğolistan’da ilk ve orta eğitim ulusal standarda kavuşmuştur. Yüksek eğitim düzeyini ise lisans, Lisansüstü, Doktora (Ph.D) olarak onaylamıştır.

Böylece yüksek eğitimdeki sertifika kurslarını 90, Lisans eğitimini 120, Lisansüstünü 150, Doktorayı ise 210 kredili ve bundan az olmamak kaydıyla onaylamıştır.

(44)

2.1.1. Moğolistan’da İlk Ve Orta Eğitim Kanunu  

BİRİNCİ BÖLÜM 1. madde Kanunun amacı

1.1 Bu kanunun amacı vatandaşa ilk, orta ve genel eğitim kazandırmakla ilgili ilişkileri düzenlemektir.

/23.05.2008 tarihinde değişiklik getirilmiştir/ 2.madde İlk ve orta eğitimin amacı

2.1 ilk ve orta eğitimin amacı, öğrencilere genel eğitim kazandırmak, milliyetçi düşünceyi kazandırmak, kabiliyetini geliştirmek ve devamlı öğrenmede kendini hazırlamak için yardımcı olmak (Www.mecs.gov.mn).

İKİNCİ BÖLÜM Okul öncesi eğitimin içerikleri:

3.madde Okul öncesi eğitimin içerikleri

3.1-Okul öncesi eğitim kurumlarının çocuk gelişimi üzerinde benimsedikleri amaçlar:

3.1.1 Çocukların fiziksel zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimine, uyarıcı ve sağlıklı çevre koşullarının sağlanmasına yardımcı olmak.

3.1.2 Kişilik gelişimlerini eğitimin temel hedefleri doğrultusunda güçlendirmek ve yönlendirmek.

3.1.3 Sosyal çevrenin tanınması için gerekli etkinliklerin düzenlenmesi, yaratıcılığın geliştirilmesi.

(45)

3.1.5 Bağımsızlığın geliştirilmesi.

3.1.6 Çocuğu okul yaşamına hazırlamak, kendini anlatma, açığa vurma olanaklarının sağlanması.

3.1.7 Öğrenme isteği kazandırmak. 4.madde İlkokulun içerikleri

4.1 İlkokul kurumlarının benimsedikleri amaçlar:

4.1.1 Ana dili ile konuşmak, düşüncelerini anlaşılacak şekilde ifade etmek, diğerlerini anlama kabiliyeti kazandırmak

9.madde İlk ve orta eğitim standardının işleyişi

9.1 Öğrencinin bilgi kabiliyeti, gelişimi, öğrenim ilerlemesi ve değişikliklerini, öğrenim sırasında, sınıfı geçme ve mezun olduklarında kontrol ederek eğitim standardının işleyişini değerlendirmek

9.2 Eğitim standardının işleyişi, öğretmenin değerlendirmesi, sınavlar ve diğer değerlendirme kurumlarının sonuçları ile belirlenir.

9.3 Eğitim standardının işleyişini değerlendiren kuralları eğitim sorunlarıyla ilgilenen milletvekili onaylar.

9.4 Ortaokulu ve mesleki yüksek okulunu bitirenlere mezuniyet belgesi verilir. / 9.madde 08.12.2006 tarihli kanun ile değiştirilmiştir/

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İlk ve orta eğitim kurumları:

10.madde İlk ve orta eğitim kurumların sistemi

10.1 İlk ve orta eğitim kurumlarını okullar, meslek yüksek okulları-üretim merkezleri, eğitim metot kuruluşları oluşturur.

Referanslar

Benzer Belgeler

1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türkler'in yerleşmeye başladığı Anadolu toprakları, 1308'e kadar varlığını sürdüren Anadolu Selçuklu Devleti'nin

Appraisal of His Validity and Merits” başlığında bir tez çalışması ortaya koymuştur Adından da anlaşılacağı üzere Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne

Bunlar: Cengiz’in, Harezmşah’a güzel hediyeler göndererek onunla iyi ilişkiler kurmak istemesi, piyasadan haberdar olması, malın değerinden anlaması, halkının ticari

yüzyılda genel olarak 1950’lere kadar Avru- pa’da müze eğitiminde daha çok çocuklara ve okul gruplarına yönelik çalışmalar ağırlık ka- zanmış, yetişkinlere yönelik

Komite karar ının eleştirildiği raporda, şöyle denildi: “Komite kararlarında, ‘GDO’ların yem ve gıda (taze, konserve, un, irmik ve mamulleri gibi do ğrudan

Eğer OKK’lar yürürlüğe girmekle birlikte Türk hukukunun bir parçası haline gelir dersek ikinci mesele, 1/95 sayılı OKK’nın ve ilgili hükmünün kendi kendine

DBYBHY gereksinimlerini karşılayacak şekilde boyutlandırılan aynı plan geometrisine sahip 8 katlı iki binanın birisinde perdeler iç tarafta, diğerinde ise dış

Reaksiyon karışımı 1-2 mL çözelti kalıncaya kadar düşük basınç altında çözücü uzaklaştırıldı. Daha sonra 15 mL Et 2 O ilave edilerek karışım 30