• Sonuç bulunamadı

1.2. Büyük Moğol İmparatorluğu Ve Ondan Sonraki Dönemde Eğitim Çalışmaları

1.2.6. Tarih Eğitimindeki Yönelimler

1911 yılında kurulan Moğol ulusu tarihin kısa döneminde yaşamışsa da okul, eğitim alanında az çok bir şeyler yapmıştır. Bu dönemde Moğolistan’ın devlet adamları, düşünürler ülkesine ondan daha ileri eğitimi geliştirme düşüncesini hep ön planda tutmuşlardır.

Ç. Dandaa 1910-1913 yılında yazdığı “Erdem sözlüğü” eserinde ülkesinde devlet, iktisadi ve eğitim alanlarında yenileme projesini sunmuştur. Burada üzerinde konuşmamız gereken isim elbette C. Tseveen’dir.

O 30 Mart 1912 yılında Hand Chin Van’a yazdığı bir yazısında “Yurtdışındaki güçlü ülkeler tüm güç ABD bir tek erdem, bilgiye dayanarak… Güçlü olmuştur. Ve bizim Moğolistan Cengiz handan başlayarak birkaç bilgin ataları destekleyebildiğimizden dünyayı güneş doğmasından batmasına kadar işgal etmiş, kendilerini dünyaya duyurabilmişlerdir (Renchin.B , 1964: 41).” diye eğitim ve bilginin önemliliğini açıklamasının yanı sıra o öğrenilmesi gereken bilgi sayısına (Renchin. B, 1964: 41) “…kendi ülkesinin tarihi ve dış ülkelerinin tarihi durumu” nu eklemiştir.

Bu fikir yerini bulmuş ve 1915 yılında okul idaresini yönetecek dış işler bakanlığının çıkardığı “İlkokulun derslik kuralı” öğretecekleri belirleyen 7. maddesinin 5. fıkrasında “Moğolistan’ın kısa tarih (Renchin. B, 1964: 45) ” demiştir.

C. Tseveen 20. yüzyılın başlarında Avrupa ve Rusya’da ünlü 100 çıvarında kitap toplayarak başka insanlarla bir araya gelip çevirme, yayınlama büyük ve hayırlı işlerin geliştirilmesinde insanoğlunun tarih hakkında yazılan 4 kitap bulunmuş (Tseveen.J, 1997: 9). Dashramd söylerken C. Tseveen Moğolistan’da 8 değişik alanlarda aydınlatma çalışmalarının öncelikle yapılmasını gerekli görmüş ve bunun içinde tarihi araştırma ve açıklama konusunu kapsamış olması tarih ve tarihin önemliliğini ön planda tutması olması gereken yere konulduğunu kanıtıdır.

Ortaokul kuralının 7. maddesinde öğretilecekleri açıklamış ve bunun 5. fıkrasında “Moğolistan’ın ve diğer ülkelerin yaşama biçimi, tarih” gibi dersleri

saymıştır (Shine toli bichig, 1913: 32). Bu dersleri C. Tseveen öğretiyordu. Bu dönemde yeni çıkan sabit yayının sayfasında ülkesini geliştirme konusunda çok sayıda makaleler, köşe yazılar yer alıyordu, Moğolların düşünce, fikirleri canlanıp ve eğitim özellikle tarih eğitiminin gelişmesinde güzel bir ortam oluşmuştur.

Örneğin Yeni Sözlük olarak adlandırılan belgede “Daha çok öğrenmek için yardımcı olacak amaç” koyduğunu yazmış ve yayının önemli bir hedefini “Dünyanın durumu, dünyadaki insanoğlunun eskiden beri yaşam mücadelesi vererek yaşamını sürdürmesi her şeyden bir ders çıkararak gelişmesi, Moğol ve diğer ülkelerin tarihi gibi gelişimlerin yayınlanması (Bira.Sh, 1958: 194)” olarak yerine getiriyordu.

Bunun yanı sıra okul eğitim faaliyetini Dışişleri bakanlığına bağlamış ve bakanlıktan Bogda bey’e yazılan bir yazıda “Herkesin okuma yazma, eğitim görmesi gerekmekte” bu sözün üzerine ağırlıklı durmuştur. 24 Mart 1912 yılında 4 ilçeden 47 öğrencili bir okul kurmuştur.

Yeni ülkenin resmi tarihini yazma özel komisyonunu o dönemin ünlü yazarlarından oluşturdu ve resmi tarihi yazdırıyordu. Bu dönemin yazarlar ev okulu şekliyle kendilerinin tüm bildiklerini gelecek nesillere öğretmeye çalışması “aydınlatmadığı sürece aydınlanmaz” sözünün somut örneği idi. Bugün merkez kütüphanede “çeşitli öğütler, şiir, efsane gibi kitap defterler (Renchin. B, 1964: 53)” olarak hitap edilen 300 küsur sayfalık büyük bir kitap kalmıştır.

1921 yılında Moğolistan’da demokratik inkılâbın zafer kazanması ülkenin gelişmesinde dönüşüm diye adlandırılabilecek değişim başlatmıştır.

Gençlerin gelişiminde az, ortaokulda görülen tarih dersinin önemli olduğunu yeni devlet ön görüyordu. Bunun ortaya çıkması 1921 yılında kurulan yeni devletin ilk ilkokulu ve ortaokulu, kız ilkokulunda tarih dersini görmesini belitmiş olması bir taraftan önceki kültürünü düşündüğü, diğer taraftan tarih eğitimi önemli görmesinin kanıtıdır.

Mart 1921 yılında çıkarılan “Moğol devletinden denetlenen ilkokulların kuralı” 6. maddesinde öğretilmesi gereken konuları belirlemiş, bunun içinde de

Moğol tarihini incelemeyi de içermiştir. Ve ayni şekilde Moğol devlet tarafından denetlenen ortaokulların kuralı 8. maddesinin 5. fıkrasında Moğol ve diğer ülkelerin yaşamı, tarihi, Kız ilkokullarının kuralının 5. maddesinde Moğolistan’ın kısa tarihi görülecek demiştir (Tseveensodnom. D, 1987: 274). Sadece ilk ve ortaokul değil özel meslek okulunda da tarih dersi görülüyordu.

İlk başlarda bu derslerin içeriklerini öğretmenler kendileri oluşturuyordu ve merkezi, belli bir programı yoktu. 1924 yılında toplanan Meclis toplantısında eğitim bakanlığının bildirisinde “Bu günlerde dünya ülkeleri birçok bir bilgi alanları hayata geçiriyorlar ve biz de bizimde bu alanları görmemiz, incelememiz önemli olacaktır (Badrah.Ts, 1989: 83).” demiştir.

İlkokulda görülen dersler 1925-1926 eğitim öğretim yılından itibaren içeriği milli eğitim bakanlığı tarafından belirlenmeye başlamıştır. 1925 yılında tüm ilkokulların ders programları onaylamış ve bunun içinde tarih dersini özel bir bölüme ayırmış, görülecek konuları belirlemiştir. Bu programı açıklayıcı bölüm, görülecek materyallerin kısa özeti, çalışma kitaplarının özetleri gibi 3 bölümden oluşuyordu ve 1931 yılının başlarına kadar uygulanıyordu.

1933 yılında hükümet tüm ilk ve ortaokulların uyacağı geçici kuralı onaylayıp, tüm devlet okullarının ders programları her sene yenileme ve değiştirme disiplini oluşturmuştur. Ders programlarının böyle değiştirilmesine bir taraftan Moğolistan’ın eğitim sistemi değişmiştir diğer taraftan o dönemde kabul görülen düşünce fikir ile bağlı diye söyleyebiliriz.

Ortaokul ders programlarınla “Ortaokul mezunları kendi ülkesinin tarihini genel olarak bilmeli ve diğer ülkelerin de tarihlerini bilmek gerekmekte (Ardiin dund surguuliin program AGY, 1934: )” denilmiştir. Buna bağlı olarak 1933-1934 eğitim öğretim yılından itibaren ortaokullarda Moğol tarihin yanı sıra dünya tarihi de, 1938- 1939 eğitim öğretim yılından itibaren Rus tarihi ve Rus anayasa hukuku ders şeklinde görülmeye başlanmıştır.

1940’lı yıllar Moğolların tarih eğitiminin gelişmesinde karmaşık bir dönem olmuştur. 1940 yılında MHCP( Moğol halk cumhuriyet partisi) 5. toplantısında “Her

çocuğun eğitim görülmesine ilişkin faaliyetler… İlkokulları her ilde kurma, 10 yıllık ortaokulların sayısını artırma, yakın zamanlarda üniversite kurma hazırlıkları yapma (Gelegjamts.Ts, 2000: 86)” görüşülmüş ve meclisin 8. toplantısında yürürlüğe konulmasına ilişkin karar alınmıştır.

Bunlar eğitim alanlarında önemli bir etki yaratmıştır. Fakat 2. dünya savaşından dolayı halkın yaşamını savaş durumuna bağlı düzenlemesi, askeri alanda finansal gereksinimlerin artması sonucunda eğitim alanında yatırımlar azalmıştır.

Bu durumu göz önünde tutarak çoğu okulların işlenecek ders saatlerini kısmak, görülecek derslerin sayısını azaltmak gibi tedbirler alınıyordu. Bunun içine tarih dersi de girmekteydi. Böylece tarih dersi ortaokulda görülmüyordu ve sadece ilkokullarda görülüyordu. Sonra 1948-1949 eğitim öğretim yılında bu tür kısıtlamalar kaldırılmıştır.

1946-1949 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi’nin merkez idaresi ve bakanlar kurulu tarafında tarih dersi ile ilgili bazı kararlar konmuştur. Bu düzenlemelerde Moğol tarihi, edebiyat alanında çıkan bazı kitaplar örneğin Cengiz Hanın yaşam hakkındaki Nasyonalizmin sinmesi, Zenginleri Nasyonalizm kanıtı olarak yanlış test ediyordu.

Burada bir örnek vermek gerekirse Halk Kitapları hakkında Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisinin merkez idaresi 21 Temmuz 1949 yılında 35⁄54. düzenleme çıkarmıştır. Bu düzenlemede hakkında yazılanlar Cengiz Hanın özellikle 1207 yılından itibaren yabancılara ( karşı) yağmacı harekelerini daha da güçlendirmiştir.

Cengiz Han Moğol askerler ve atların gücüyle Çin, Tangud, orta Asya, Kafkas, aşağı Volga’ya hükmetmiştir. Moğolistan’ın feodal gücü, acımasızlık, egemenlik için Moğol hayvancı halkının çocuklarının kanlarını dökmüştür. Bu Cengiz hanın haksız ve kötü bir yanıdır gibi yazıtlar bulunmaktaydı (Ardiin unshih bichig, 1949: 57).

Yazarın Marksist düşünceyi öne sürerek kendi görüşlerini ortaya atması doğaldır. Böylece yukarıdaki yasaya giren görüşlerin gerçek hayat ile uymaması

sonucu Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi 1990 yılında söz konusu yasayı geçersiz kılmıştır.

Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisi merkez idaresi 1949 yılında “Moğolistan’ın tarih ve edebiyat okullarında görülen durumun hakkında (Mongol Ulsiin Tuuh 4.boti 2003: 126)” yasa çıkarmıştır. H.Perlee’nin yayınladığı Moğolların askeri gücü yazısı, 1947 yılında yayınlandığı Moğolların gizli defterinde Ş.Natsagdorj’un yazısı, 1945 yılında L.Dugersuren’in yazdığı Moğolların bağımsızlık ve özgürlük için mücadelesi gibi eserlerde Cengiz Hanın yaptıklarını gelişim ve diktatör diye ikiye ayırıyor, diye suçlamıştır.

20. yüzyıl yani 1921 yılından sonra tarihine önem verip, ders saatlerinin yarısından fazlasını tarih dersine ayrılmıştır. Bu düzenleme şimdiye kadar hala uygulanmaktadır. Bu dönemde ülkesini, kültürünü sevenleri Irkçı Görüş olarak sahibi olarak görülmüş, buna karşı yürütülen faaliyetler hız kazanmış, milli gurur ve onur unutulmaya başlamıştır.

Fakat söz ettiğimiz dönemde çıkan kararlarda tarih ders kitabı, öğretim elemanları yetiştirme, öğretmenlerin bilgilerini yükseltmek çeşitli sorunları doğru bir biçimde değerlendirme, yönlendirme yapıyordu. Söz ettiğimiz dönemde sadece tarih eğitiminin yanı sıra fen bilimi, eğitim, yayın gibi sorunlarla ilgili çıkarılan muhalefet Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresinin kararlarına eleştiri getirilmesi gereken 3 husus vardır:

• Yüksek merci, idarenin politikalar, faaliyetlerin eksiklerini eleştirilen konuda söz konusu dönemin liderler kırılıp Partilere Karşı adına bağlandığı

• Ülke, soy, kültürünü düşünenleri ırkçı olarak aktardığı

• Moğol- Rus işbirliğinin yararına olan herhangi bir fikri Barısı Yok Etme olarak yanlış ifade ettiği durumlar görülmekteydi.

Bu olaylar Moğolistan’ın toplumsal gelişimine zarar verdi ve zorlukları beraberinde getirdi.

1980 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresi Moğolistan’ın tarihi kitabı, Moğolistan’ın yüksek tarih defterinin hakkında kararlar çıkarmıştır. Söz

konusu kararda kitap “…bizim parti politikasına zıt, gençleri yurtsever, internasyonalist görüşle yetiştirmede olumsuz etkiledi (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 4)” olarak görmüş ve bunların okullarda okutulmasını engellemiştir.

Yazarlar G.Suhbaatar, L.Jamsranları partisine düşünürlüğü, siyaset tedbirini kaybettiğini ifade ederek araştırma işlerinden uzaklaştırmış ve eser yapma, onu yayınlama hakkını kısıtlamıştır. Söz konusu kararların sonucu gerçeklikten uzak, siyasetleştirmeye yönelik yalan yanlış kararlar olmuştur.

Moğolların gizli tarinini derleyici Hunlar Çin soylu değildir diye izah etmiştir. “Hun, onların ataları Syahou soy…” dediği Çin kaynağında yer alan haberi kararda “…Hunları Çin soylu olarak görüşülmesine neden oldu (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 5)” diye yalanlamıştır.

Moğolistan’ın eski ve orta dönem tarihine bakıldığında Çin kaynağının fazla olduğunu göz önünde bulunduran derleyiciler söz konusu kaynaktan büyük bir kısmını çevirip halkın malı olmasını hedeflemiş ve yerine getirenleri. “…Çin 120 küsur alıntı yaptığı halde Marksizm- Leninizm’in kurucularının eserlerinden hiçbir alıntı yapılmadığını, halk devriminin tarihi kaynak, materyallerinden az sayılı alıntı içermeyle kısıtlamıştır (Namiin amidral setguul,1980 № 6: 6)” diye suçlamıştır. Söz konusu kararı 1990 yılında kaldırılmıştır.

Moğolistan’da eğitim bünyesi, öğretim planı 1950lerden sonra birkaç defa değişmiştir. Buna bağlı olarak tarih eğitimin bünyesi, dersi görme sırası da değişmiştir. Örneğin 1955 yılında Moğolistan bakanlar kurulu 37. karar çıkarmış ve öğretim planını onaylamıştır. Söz konusu planda tarih dersinin 309 saat görülmesini öngörmüştür.

Öğretim planındaki sonraki değişiklik 1958 yılında yapılmış ve bu değişiklikle tarih dersinin ortaokulda 660 saat görülmesi planlanmıştır. Bu seferki değişikliğin bir özelliği tarih dersini dünya tarihi ve Moğol tarihi olarak sistemleştirerek 1930 yılın sonlarında bağımsız bir ders olarak görüldüğü Rus tarihi dünya tarihin belli bir bölümlerine dâhil edilmiştir.

1963 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyet Parti merkez idaresi ortaokulun tarih dersinde bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin 338. kararı çıkartmıştır. Söz konusu kararda “Tarih dersinin görülmesinin temel hedefi, toplum ve sosyal gelişim sürecini bilimsel olarak kavranmasını öğrencilere sağlamak, kapitalizmin çöküp komünizmin zafer kazandığına inandırmak…( MHCP’ın 3.ikh hural, 1966: 145)” yönlendirmek gerektiğini ifade etti. Tarih dersinin ortaokullarda dünya tarihi, Moğol tarihi olarak sırasıyla görülmesi öngörülmüştür.

Bunu 1972-1973 eğitim öğretim yılında okulların bünye, içeriğine yenileme yapılmasına bağlı olarak değiştirip, Moğolistan’da tarihsel makale (4. sınıf), dünya tarihi (9-10 sınıf) olarak değişiklikler yapılmıştır. Bunu 1991-1992 eğitim öğretim yılında bir kez daha değiştirdi, 1-3 sınıfta yaşadığı bölgenin tarihi, 4. sınıfta Moğol tarihinin önemli sorununun tarihsel kanıtı, 5-6 sınıfta insan medeniyetinin kısa tarihi, 7-8 sınıfta da Moğol tarihi gibi dersler görülmeye başlamıştır (Ene daraalal EBS 11 jiliin surgaltand shiljsentei holbogdon Hun turlugtunii irgenshiliin tuuhiig 6-7 angid, Mongol ulsiin tuuhiig 8-9 angid uzej baina.).

1940lardan Rus okullarının tarih kitapları çevrilip kullanılmaya başlanmış, 1950lerin ortalarında ulusal yazarlı kitaplar çıkmış ve öğretimde kullanılmaya başlanmıştır. 1950’lerin sonlarında okullarda kullanılacak tarih kitapları öğretim yeni planını programa bağlı bilim adamları, üniversite ve öğretmenler yazıp yayınlamışlardır. Örneğin G.Erdenebilegin’in 1959 yılında yayınlanan Moğol Tarihi, Ts. Dashaa, D.Dashjamts’ın yazdığı Dünya Tarihi, H.Perlee ve B.Jambaldorj’ın yazdığı Moğol Tarihi ilk kitaplar idi. 1990ların ortalarında tarih ders kitapları yenilendi. 2004 yılında okullarda kitaplar çeşitli seçenekle yayınlanmaya başladı ve okul öğretmenlere onlardan seçme imkânı verdi.

Tarih öğretmenleri Rus üniversitelerde eğitim görüyorlardı ve 1947 yılında Moğol üniversitesi (MUİS) sosyal bilimler fakültesini tarih öğretmen yetiştirmek amacıyla kurmuş ve diğer alanlarda eğitim gören öğrencilerden seçerek, ülkeye yüksek eğitimli öğretmenler yetiştirmeye başlamıştır.

İstatistiksel araştırmaya baktığımızda okullarda bugün tarih, tarih sosyoloji, tarih coğrafya alanlarında 1600 civarında öğretmen eğitim vermektedir.

Prof M.Sanjdorj öğretim içeriği, metodoloji, tarih eğitim ile ilgili 20 civarı makale, metodolojik yazılar yazdı ve yayınladı. Bu alanla ilgili M.Sanjdorj’in yazdığı ilk makalesi olan “Ortaokullarda Tarih öğretim metodunda bazı sorunlar” 1957 yılında Öğretmen gazetesinde yayınlanmıştır.

Bu makalesinde öğretmen derse nasıl hazırlanmalı, öğretmenin konuşma becerisi, ödev ve onun derse olan bağlantısı, derslerin içeriği gibi konularda kendi görüşünü öğretmenlere kaynak kitap olarak sunmuştur.

Prof M.Sanjdorj bugünkü tarih eğitiminde yapılan yeniliklerin ilk kurucusu olarak adlandırılmaktadır. Dok M.Sanjdorj “Moğolistan’ın tarih metodolojisinin durumu ve hedefi” 1989 yılında yayınladığı makalesinde “Tarihi araştırmayı okullarda verilen tarih dersinden ayırmak doğru değildir. Bu konuda çok eksiklikler var (Sanjdorj.M, 2006: 157).” diye endişe ile yazmış ve bunu düzeltme konusunda kendi görüşlerini ortaya atmıştır.

O, milli eğitim okullarında tarih eğitiminin içeriğine eleştiri getirmiş “Eskileri göz yumma eğilimi gençlerin, halkın geçmiş tarihi ve kültürel mirasının geliştirilmesine engel oluyor (Shinechleliin tuhai uguuleg, 1989: 171).” demiştir. Okullarda öğretilen tarih- sosyoloji ders sistemini değiştirdiğinden ulusal tarih dersinin işlenecek saatini azaltmıştır. Fakat dünya tarihine çok fazla zaman ayırmıştır.

Şimdi okullarda tarih dersi toplam ders saatinin 1⁄3 ulusal tarih, geri kalanlar dünya tarih dersine ayrılmaktadır. O öğrencilerin kendi halkının tarih dersine dayanarak milliyetçi, internasyonalist görüşle yetişmesinin iyi bir şey olmadığı tabidir demişti.

Bu, söz konusu dönemde okullardaki tarih eğitimi bünyesinde olan eksikliği doğru gözlemlediği, esaslı bir sonuç idi. M.Sanjdorj’in isteklerinin yerine gelmesinin

ilk adımı olarak 1990’ların ortasında tarih ve insanoğlunun sosyalleşme tarihi dersinin okullarda görülme saati eşitlenmişti.

M.Sanjdorj tarih dersin içeriğinin yenilemesinde kitapların yenilenmesinin önemli olduğunu savundu ve 1988 yılında ders kitapları yazılırken göz önünde tutulması gereken metodolojik tavsiyeleri yazdı. Bu tavsiyede okullarda tarih dersi kitabı, onda istenilen bilimsel ve didaktik şartlar konusunda bazı görüşler sundu.

M.Sanjdorj okullarda tarih dersi kitabının en kısa sürede yenilenmesi ve daha zaman bakımından yayınlama imkânının olmadığını göz ardı ederek 1989 yılında öğretmenlere kaynak kitap yazmasının, o dönemin öğretmenlerinin çalışmalarına büyük bir kolaylık sağladığı unutulmamalıdır.

Tarih eğitiminin metodolojik konularında Dok O.Purev onlarca makale, metodolojik tavsiye yazmasının yanı sıra 1993 yılında Moğol tarih eğitiminin teori ve metodolojisinin temeli konusunda doktora, 2003 yılında da XXI yüzyıl Moğol tarih-sosyoloji eğitiminin teori ve metodolojisi konusunda bilimsel doktora çalışması yapmıştı (Purev.O, 2007: 117).

O tarih-sosyolojisinin son hedefinin birey olarak öğrencilerin kendisinin ve toplumun gelişmesi, insanların gelişmesinde katkı sağlayacak kadar yürekli, bilgili, aslında gerçek bilgili bir birey oluşturmasında bulunmaktadır diye söz etmiş ve tarih- sosyolojisinin yeni bir modelini geliştirmiştir.

Son yıllarda tarih eğitimi alanında yenileme çalışmaları sürdürülüyor. Bu yenilenmeyi yapmasının nedenini birkaç bölüme ayırabiliriz.

• Ülkemizin toplumsal tüm alanlarını kapsayan yenilenmeye bağlayabiliriz. Geçmiş dönemlerde tarihsel araştırma, öğretimde görülen eksiklikten kaynaklanmış olma olasılığı var. Moğolistan’ın tarih biliminde çok ilerlemiş olan ülkelerin halkını ele alıp araştırdığımızda doğruyu gizlemek, dogmatizm, kopyalama gibi sorunlar tarih eğitiminin gelişmesini etkiliyordu. 1921den önceki Moğol tarihini araştırma ve inceleme yerine geçmiş dönemlerin tarihini yok sayma gibi yaklaşımlar, eskiyi kötülüyor fakat modern tarihi bembeyaz ve iyi

olarak görüyordu. Tarihi, halk yaratır diye tarihçilerin çalışmalarını, görevini zorlaştırıp, sosyalizm diye adlandırılan dönemin başarı ve iyiliklerini Moğolistan Halk Cumhuriyet Partisinin politikalarıyla ve Rusya’nın yardımıyla bağlayan görüşler çok fazla idi.

Tarih araştırmalarındaki siyaset tarihi üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Araştırmada tarihi kanıt ve temel kaynakların önemliliğini eksik değerlendirmiş, Marksizm- Leninizm’in kurucularının ve parti liderlerinin kararlarını kabul etme eğilimi yaygınlaşmıştı (Dalai.Ch, 1998: 42).

Moğol tarih araştırmalarındaki bu eksikliklerin nedeni bilimi siyasetleştirme, partililerin görüşleri, Marksizm’i temiz tutmak adına fikir özgürlüğünü kısıtlamak, araştırmacılara engel olmak, dönemin siyaset ortamına ayak uydurmak, YU. Tsedenbal’ın eserlerinin Moğol tarihinin önemli sorunlarını çözdüğünü düşünmek, bundan hareketle ona ayak uydurmaya çalışması, arşiv, istatistiksel rakamlar gibi tarihi kanıtların büyük bir kısmının kapalı, gizli olmasına bağlayabiliriz.

Bunun yanı sıra tarihçilerimizin mesleki bilgi olarak eksik, hele ana tarih araştırmalarında çok önemli olan Çin, Mançu, Arap, Fars gibi yabancı dilleri, hatta eski Moğol yazısını bile bilmeyenler çoğunluktaydı. Diğer bir ifadeyle bu tür eksiklik bir taraftan tarih araştırmalarında muhalefet partisinin politikalarına, faaliyetlerine diğer taraftan tarihçilerin kendi çalışmalarına bağlı diyebiliriz.

Muhakkak ki, Moğolistan’da eğitim alanında çeşitli yenilikler ve reformlar yapılmaktadır. Ancak, tarih eğitiminin sorunlarının hala devam ettiğini ifade etmek gerekir. Bu sorunlar çözümü için aşağıdaki hususlar uygulanabilir:

• Dünyada tarih eğitiminin temel hedefi öğrencilere tarih bilinci vermektir. Ancak Moğollar tarih ders ile milli bilinci şekillendirmeyi temel hedef olarak görmüştür. Bu yüzden tarih bilincinin sağlanmasına öncelik verilmesi,

• Tarih öğretiminin program ve içerik çerçevesinin yenilenmesi,

• Tarihi kanıt ve temel kaynakların belgesel ve bilimsel önemini dikkate alıp, öğretimde kullanılması,

• Öğrencileri, Dünya ve ulusal tarihe yönlendirilmesi,

• Tarihi araştırma ve öğrenme isteğinin öğrencilere aşılanması, • Öğrencilerde tarihsel yaklaşımın geliştirilmesi

Moğollar, tarih eğitimini geleneksel yöntemlerle devam ettirmiş ve bu şekilde tarih bilinci asırlardır korunabilmiştir. Ancak Mançu döneminde bu bilinç çeşitli nedenlerle zayıflamıştır. Benzer şekilde, komünist rejim döneminde de tarih eğitimi, siyasetin etkisi altında kaldığı için Marksist yaklaşıma sahip bir tarih bilincinin gelişmesine neden olmuştur.

Tarih eğitimindeki sorunların çözüme kavuşturulması için, yukarıda belirttiğimiz hususların dikkate alınması ve ayrıca tarih eğitiminin siyasetin tahakkümünden kurtarmanın yolları aranmalıdır.

İKİNCİ BÖLÜM.

2. MOĞOLİSTAN’DA TARİH EĞİTİM ALANINDA YAPILAN

Benzer Belgeler