• Sonuç bulunamadı

Çeviri ne yapar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çeviri ne yapar"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAYNAK<;A

1 . Baudelaire, Charles, Oeuvres Completes /, Texte etabli par Claude Pichois, Bibliotheque de la Pleiade, Editions Gallimard, 1975.

2_ Baudelaire, Charles, Oeuvres Completes II, Texte etabli par Claude Pichois, Bibliotheque de la Pleiade, Editions Gallimard, 1976.

3. Can, �efik, Klasik Yunan Mitolojisi, inkiHip ve Aka Kitabevleri, istanbul, 1970. 4. Erhat, Azra, Mitoloji Sozliigii, Remzi Kitabevi, istanbul, 1978.

5. Gombrich, E.H., Scmattn Oykiisii, Remzi Kitabevi, istanbul, 1986.

42

<;EViRi NE YAPAR

Dr. Fahrettin ARSLAN*

Si done l'on m'interroge; si /'on s'inquiete (comme ii arrive, et parfois assez vivement) de ce que j'ai " voulu dire" dans tel poem.e, je reponds que je n'ai pas vou/u dire, mais voulufaire, et que ce fut /'intention de faire qui a voulu ce que j'ai dit ... "1

P. Valery CE QUE FAIT LA TRADUCTION

La traduction, dans J'histoire, a donne la primaute soit a la langue source, soit a la langue cible. En termes saussuriens, le traducteur, lorsqu'il a privilegie la source, s'est surtout soucie du signifiant, c'est-a-dire de la forme. Par contre, quand ii s'est tourne vers la langue cible, ce fut surtout au sens que la priorite fut accordee. Henri Meschonnic, poete, penseur, qui ecrit sur le langage, la litterature et done sur la traduction depuis presque quarante ans, denonce categoriquement la conception de la traduction centree sur le signe, c'est-a-dire sur le sens des mots. A !'inverse, ii nous propose une nouvelle conception de la traduction basee sur !'analyse du discours, theorisant ainsi une pratique deja existante. Cet article qui s'inspire des idees de Meschonnic, se propose de contribuer, en partant de la traduction par Oktay Rifat du premier vers du Spleen ( II) de Baudelaire, a la comprehension du processus de traduction.

Mots-des : signe linguistique, poetique, poeme, langage, discours, traduction, Meschonnic, Baudelaire, Oktay Rifat

WHAT DOES TRANSLATION DO

Throughout history, translation has given priority to either the source or the target language. In Saussurian terms, when the translator wanted to accentuate the source language, he was concerned with the signifier; that is, the form and when he wantedto highlight to the target language he gave precedence to the signified; that is, the meaning. Henri Meschonnic, the poet and thinker who has been writing on speech (le langage), literature and translation for almost forty years, denounced the conception of translation based on the sign, that is the meaning of words, and adopted a new conception of translation based on discourse, which existed in practice but was not theoretically researched theorized.Based on Meschonnic's approach and first lines of Baudelaire's Spleen (II)

translated by Oktay Rifat, this article attempts to answer the question of what translation does.

Keywords: sign, speech, discourse, poetic, poem, translation, Meschonnic, Baudelaire, Oktay Rifat

* Bilkent Universitesi Uygulamah Yabanc1 Diller YUksekokulu bgretim Uyesi farslan@bilkent.edu.tr

(2)

Eskiden Ti.irk9e -edebiyat- ogretmenleri, bir §iiri anlay1p anlamad1klannt gormek i9in bgrencilere o §iiri di.izyaz1ya 9evirtirlerdi. Uygulama yaygmd1, ama o ol9i.ide kabul gordi.igi.ini.i soylemek kolay degil. Sonraki y11larda anla§1ld1 ki: "Bir §iili ozetlemek, di.izyaz1ya 9evirmek, bir sanatm bzi.ini.i bilmemek"2 demekti. Bunu soyleyen Valery'nin i.istadt Mallarme'nin, Poe'dan yapt1g1 §iir 9evirilerinin di.izyaz1 bi9iminde oldugu; aynt §eyi Oktay R.ifat'm da yapt1g1, bu arada, unutulmamah.? Hatta, bu yazmm konusu oldugu i9in Oktay Rifat, aynca, yeniden hat1rlanmah.

"Duygusal ya§am1m1z1 dille anlatmz, 9ogunlukla §iir diliyle" diyerek, §iir adma kabul edilmesi zor bir yarg1yla ba§lad1g1 "Anlat1lmaz nas1l verilir" ba§hkh yaz1smda Oktay R.ifat, Baudelaire'in dort Spleen'inden ikincisi ile, §iirin" duygusal ya§am1" nastl anlattig1m gostermeyi dener. Ona gore Baudelaire, ruhsal durumunu anlatirken "benzetilere, mecazlara ve bu arada egretileme ve si.irekli egretilemelere (allegorie)" ba§ vurur. �iirlerinde sadece ba§hk olarak yer alan, §airin ozel bir anlam yi.ikledigi Spleen, bu ruhsal olgulardan birinin ad1dtr. Oktay Rifat da: "Bu ad1 ta§1yan §iirlerden birini diizyazzyla sozciigii sozciigune aktarzyorum. Umar1m bu ti.ir anlat1mm ruhsal yap1y1 iletmekteki gucii daha da belirginle§ir."3 diyerek aktartr Spleen'i.

Kendisi, 9eviriyorum demiyor, aktanyorum, diyor. Yoksa, bu yarg1y1 §iir etigiyle, §iir poetikas1yla bagda§tlrmak gi.i9 olurdu. Bu kritik e§igi, "aktar1yorum" diyerek a§an Oktay R.ifat, 9evirmiyor olsa da, Spleen'in, ilk m1sras1m4 byle r;;evirir ki, ash ile Ti.irk9esini bir arada vermekte bir sakmca olmayan ender mtsralardan biri, bir "misra-t berceste" oluverir. �iirin geri kalanmrn kbti.i aktanlmI§ olmast bu m1sray1 etkileyemeyecegi gibi, mJSranm gi.izelligi de geri kalant kurtarmaya yetmez.

J' ai plus de souvenirs que si j' avais mi/le ans. Bin y1l ya�asam bunca c1nim olmazd1.

Spleen5

J'ai plus de souvenirs que si j'avais mille ans. Un gros meuble a tiroirs encombre de bi/ans,

De vers, de billets doux, de proces, de romances, Avec de laurels cheveux roules dans des quittances, Cache mains de secrets que man triste cerveau.

Ch. Baudelaire

c;:evirmenini bulan mutlu yazarlar, talihli eserler vardtr. Bin Bir Gece Masallarz ile Antoine Galland; Edgar Poe ile Baudelaire, Rilke ile Valery, ve daha bir9ok 9ift bu mutlu bulu§may1 ya§ayanlardand1r. Nerval'in Faust 9evirisi ile, Goethe'in eseri bu 9iftlerin belki de en mutlularmdandtr. c;:evirinin dordi.inci.i baskisma yazd1g1 onsozde Nerval, bu konuda §Unlar1 soyler: "Elinizdeki bu 9evirinin ku§kusuz bir9ok kusuru vard1r. c;:eviriyi yapt1g1mda daha yirn\isinde yoktum; bir liselinin s1k1 44

9ah§masmdan dogan bu 9eviri, yer yer, gen9lik ale§inin ve, bu acayip eseri yirmi ya§mda bitiren yazann ilhamrna duyulan hayranhgm izlerini ta§Jr. Goethe'nin yi.ice onaytm da bana kazand1ran bu olmah, ku§kusuz.

Bi.iyi.ik bir yazann hayranlanndan birine kolayhkla yapabilecegi, hi9bir degeri o)mayan bir bvgi.i almaktan 9ekindigim i9in kendisine mektup falan yazmad1m. bli.imi.inden y1llar sonra ise, Jean-Pierre Eckermann'm bir kitabmdan ahnan §U haberi duyunca mutlu oldum

" Faust'u Almancasrndan okumayt sevmiyorum artik; Frans1zca i_;:evirisinde her §ey, yeniden, taze ve canh ... " Eckermann, bu sbzlerine, Goethe'nin : "Bi.iyi.ik 9ogunlugu di.izyaz1 ile verilmi§ olsa da 9eviri ba§arth "6, soyledigini ekler.

Spleen 'in ilk misras1 da, Oktay Rifat'ta 9evirmenini bulmu§tur, bunda ku§ku yok. Spleen ( II) Ti.irk9eye, ilk defa, l 927'de Ali§anzade ismail Hakkt; ardmdan Slfas1yla: 1957'de Vasfi Mahir Kocati.irk, 1967'de Suut Kemal Yetkin, ve 1981 'de Oktay Rifal Larafmdan 9evrilmi§tir. Ali§anzade'den Oktay Rifat' a kadar yapilan, gerek ilk m1sranm, gerek §iirin geri kalanrnm 9evirileri ile, Oktay Rifat'tan sonra yaptlan c;eviriler arasmda, en azrndan, nitelik bak1mmdan esash farklar vardtr.

Oktay Rifat ve ondan once yapilan c;eviriler §byledir: Bin seneden ziyade ya�am1�1m gibi hattralanm vcir.

(Alipnzade ismail Hakk1, 1927) Dyle r;ok ki hatiram sanki bil ytl ya�adim.

(Vasfi Mahir Kocatilrk, 1957)

Sanki bin ya�indayun o kadar r;ok hatiram var.

(Suut Kemal Yetkin, 1967) Ve

Bin ytl ya�·asam bunca an1m olmazdi

(Oktay Rifat, 1981)

Oktay R.ifat sonras1 c;eviriler de, tarih s1ras1 vermeden, §byle: Sanki bin yil ya�·adim, o kadar r;ok a,um var.

(Ahmet Necdet) Bin ytl ya�anu�r;a, daha da r;ok anim var.

(Sail Maden)

Bin yil ya�·ami�r;asindan r;ok anilanm var.

(Erdogan Alkan)

Edebiyatta evrensel incipit'ler vard1r. Bilge Karasu, Proust'un A la Recherche du Temps perdu'yi.i ba§latan "Je me suis longlemps couche de bonne heure" ci.imlesini eliyle masa i.izerine vurarak vezinle okurken, bunun Frans1zcada da ba§ka 45

(3)

ti.irli.i soylenemeyecegini soylemi§ti, bir kere. Her §eyin bir tek bic;imi vardir. Bic;im degi§irse ic;erik de degi§ir. ic;erik degi§irse, bic;im de degi§ir.

Henri Bremond, Saf �iir konulu konu§masmda, Malherbe'ten §U m1sray1 ahr:

Et Les fruits passeront la promesse des fleurs. Tu nous rendras alors nos douces destinees; Nous ne reverrons plus ces f/J.cheuses annees

Qui pour Les plus heureux n'ont produit que des pleurs. Toute so rte de biens comblera nos families,

La moisson de nos champs lassera Les faucilles Et Les fruits passeront la promesse des fleurs.

Malherbe

Konu§masmda, "btrakaltm, §imdi, §iir-aktl filozoflan bu mtsranm, Franstz §iirinin dart ya da be§ mucizesinden biri oldugunu, ve, butiinii altiist etmeden bu mtsranm tek bir harj1ne neden dokunulamayacagmt apklasmlar. Bu ilahi kelimelerden ii<;iinciisiine bir kar danesi agtrltgt ekleyiniz,

Et Les fruits passeront les promesses des fleurs. Ve vazo k1nlm1�t1r."

Bu nusranm bir anlami var - hasat iyi olacak- ama o kadar silik ki, ondan bu kadar �iirin dokulebilecegine kimse inanmaz."1

Baudelaire'in bu misrasmm da aynen Malherbe'inki gibi bir anlam1 var, -bir y1lhk bir omre ancak s1gabilecek amlar- ama bu kadar ac;1k anlamdan bir Baudelaire §iiri nasil dogar, anlamak zor. Ve yine, bu misrada yapilacak en ki.ic;i.ik bir degi§ikligin bi.iyi.iyi.i bozacag1 da kesin.

Cerna! Si.ireya, §iir c;evirisine fazla yumu§ak bakt1g1 "Kendini (:evirten ($iir" ba§hkh yaz1smda: " . .. gi.izel §iire kendini c;evirten §iir de diyebiliriz. �iir ne kadar gi.izelse, daha dogrusu §iirsel gerilimi ne kadar gi.ic;li.iyse o kadar kolayca c;evrilebilmekte ve o oranda bamba§ka bir §iir c;1kmaktadtr ortaya."8 Bir §aire kar§I c;1kabilmek ic;in herhalde en azmdan insanm kendisi de §air olmak gerekir. Ce�al . -,, Si.ireya, goni.il rahathg1yla, ortaya "bamba§ka" bir §iirin c;1kt1gm1 soylerken, bamba§ka bir c;eviri anlay1§1 - en azmdan §iirde- sergilemektedir. Gi.ini.imi.izde bu gori.i§, sadece edebiyat di§! c;evirilerde uygulanabilecek Skopos'c;u anlay1§ta vardir.

c;eviri ele§tirisi, gi.ini.imi.izde, c;eviri kuramlar1 baglammda yap1lmaktadir. Henri Meschonnic, temelini poetika' nm olu§turdugu c;ah§malan ile mevcut bi.iti.in c;eviri kuramlanndan aynhr. Oilsel gostergeqen, yani gosteren-gosterilen kar§Ithgmdan

46

hareketle, kaynak di! taraftarlan-hedef di! taraftarlan c;erc;evesinde olu§an bi.iti.in kuramlan reddeden Meschonnic, felsefe metinleri dahil, yarat1c1 di.i§i.inceye dayanan her metnin bir poeme oldugunu, boy le olmayan metinlerin bir i.istdil metninden ileri gidemeyecegini kabul eder. Ona gore: "Erek dilden yana olanlar, di.i§i.incenin, edebiyata bir §eyler yapt1gm1, c;evrilecek §eyin bu yap1lan §ey oldugunu unutmaktad1rlar. Boyle olunca da, kaynak metin ile hedef metin arasmdaki z1thgm ·

hic;bir anlam1 kalmaz."9. c;eviride, "hangi dil soz konusu olursa olsun, bir tek kaynak vardir: Metnin yaptig §ey. Tek bir hedef vardir: Metnin yapt1gm1 oteki metinde yapmak."10

c;ah§malannda Humboldu, ve Benveniste'i kendine rehber alan Meschonnic, dil bilimlerinde gen;:ek devrim yapan Saussure'i.in "gosterge" kavramm1, Benveniste gibi ele§tirmekle kalmaz, onu zararh bulur. Oil ara§tirmalarmn temeline gostergeyi koyan Saussure'i.in aksine o, dil (langage), edebiyat ve bu ikisinin yans1d1g1 alan olan c;evirinin temeline gosterge-kar§1thg1m koyar. Yarg1s1 ac1mas1zd1r: " Gosterge ile sorun var: Dilin ozi.i (nature) oldugunu iddia etmesiyle, di! i.ize1ine di.i§i.inmege engel oluyor."11 Gosterge ile arasma mesafe koyan Meschonnic "Oilin anlam1, kelimelerin degil" ba§hkh yaz1smda: "Anlamla, dolay1s1yla c;eviri ile ilgili bi.iti.in sorun, dilin (langage) anlam1 ile, kelimelerin an!amI, yani gostergenin anlamI arasmdaki z1thktan kaynaklanmaktadrr."12

Meschonnic c;ok onemli bir kavramla ve tamm1yla dile (langage), edebiyata ve c;eviriye bir boyut getirir: Poem. Nedir poem? "Poem derken, bir dil bic;imiyle bir hayat bic;imini degi§tirmegi, ya da bir hayat bic;imiyle bir dil bic;imini degi§tirmegi

(transformasyon) ya da birbirinden aynlmaz bic;imde her ikisi, demek istiyorum. (Et. 27) Boyle bir metin poemdir. " Eger poemi c;evirecek yerde bic;im c;evilirse, c;evrilen

poem degil, §iirin gori.ini.imi.i (representation) c;evrilmi§ olar. Bu da di! ve §iir

yoni.inden asils1z bir c;eviri olur. Oil olarak yanh§tlf, c;i.inki.i c;evrilen · birimleri di!

(langue) birimleridir; §iirsel yonden yanh§llr, c;i.inki.i bic;imden ve ic;erikten ba§ka bir

§eydir. �iirsel birim poem'dir, ic;erdigi di birimleri degiJ."13

Yazmm ba§hg1 olan "<;eviri ne yapar" sorusunun cevab1, bir m1sramn seksen y1lhk bir donem ic;inde, nerdeyse di.izenli arahklarla yapilan yedi c;evirisinde bulunabilir mi ? Bu kadar uzun bir si.irede, c;evrilen eserin ahc1 ki.ilti.ire girmi§ olmas1 en onemli olc;i.itlerden biri olmas1 gerekirken, boyle bir sonucun gerc;ekle§tigini gormek mi.imki.in degil. Biri obi.iri.inden daha iyi olmayan c;evirilerin yapilm1§ olmas1, hatta iyi olamnm bile farkedilmemi§ olmas1, ahc1 ki.ilti.irde bu §iire kar§I umursamazhgm bir gostergesi sayilabilir.

c;evirilere bakild1gmda, Oktaf Rifat'mki haric;, geri kalanlann hepsinde, Meschonnic'in deyi§iyle, "gostergenin yonetiminde" bir" c;eviri §izofrenisi"14 soz

(4)

konusudur. Dilbilimsel terimlerle soylemek gerekirse, c;evirmenlerin hepsi de, gostergeden hareketle, bir ayag1 gosterilende, obiir ayag1 gosterende kalan dilsel bir c;eviri yapmt§lardu. Meschonnic edebiyatl yapan §eyin, fizikten, kimyadan ayn olarak dil degil, soylem oldugunu, yine onon adland1rmas1yla poem oldugunu tsrarla savunur. <:;eviri de bunu yapabilirse c;eviri olur. Edebiyatm esas1 anlam olmad1gma gore, c;eviri de, edebiyati yapan §eyi bilip c;evirecektir.

NOTLAR

2 3 4 5 6 7 8 9

Bana §U §iirde ne "demek istecliiJimi" merak edip ( bazen-i;:ok fazla merak edildigi oluyor) soranlara, diyorum : Demek istemedim, yapmak istedim; dediiJim §eyi istemi�· olan bendeki yapmak niyetidir.

"Au Sujet du Cimetiere marin "

Valery, Paul, Au sujet de "Cimetiere marin " Rifat, Oktay, $iir Konu�mas1, Adam Yaymlar1, 1992

Abidin Einre, y11lar once, bu rrusray1, Frankofoni'de yay1mlanan bir yaz1sma ba§hk yapmI§tl. <;ah§mada sadece ilk m1sra ele ahmyor olsa da, m1sranm Tiirki;:esinin de, §iirin geri kalarum, en az, ash kadar yetkinlikle ii;:erdigini ilk baki§ta gtirebilmek ii;:in §iirin biitiiniiniin verilmesi uygun gtiriilmii§tiir.

Faut, Joseph Gibert, Paris, 1947, ss.25-26

Bremond, Henri, La Poesie pure, Grasset, 1926, s. 21 Siireya, Cerna!, $apkam dolu <;i<;ekle

Meschonnic, Henri, Poetique du traduire, s. 23 10 idem

11 Meschonnic, Henri, Ethique et politique du traduire, s.18 1 2 ibid, s. 48

13 ibid.

s.

30

14 Meschonnic, Henri, Poetique du traduire, Verdier, 1999, s. 23

48

A une malabaraise

Tes pieds sont aussi fins que tes mains, et la hanche Est large

a

faire envie

a

la plus belle blanche ; A !'artiste pensif ton corps est doux et cher ; Tes grands yeux de velours sont plus noirs que ta chair.

AUX pays chauds et bleus 011 ton Dieu t'a fait naitre, Ta tache est d'allumer la pipe de ton maitre, De pourvoir les tlacons d'eaux fraiches et d'odeurs, De chasser loin du lit les moustiques rodeurs, Et, des que le matin fait chanter les platanes, D'acheter au bazar ananas et bananes.

Tout le jour, 011 tu veux, tu menes tes pieds nus, Et fredonnes tout bas de vieux airs inconnus; Et quand descend le soir au manteau d'ecarlate, Tu poses doucement ton corps sur une natte, Ou tes ri!ves tlottants sont pleins de colibris, Et toujours, comme toi, gracieux et tleuris. Pourquoi, l'heureuse enfant, veux-tu voir notre France,

Ce pays trop peuple que fauche la souffrance, Et, confiant ta vie aux bras forts des marins, Faire de grands adieux

a

tes chers tamarins ? Toi, vetue

a

moitie de mousselines freles, Frissonnante Ia-bas sous la neige et les greles, Comme tu pleurerais tes loisirs doux et francs, Si, le corset brutal emprisonnant tes tlancs, II te fallait glaner ton souper dans nos fanges Et vendre le parfum de tes charmes etranges, L'reil pensif, et suivant, dans nos sales brouillards,

Des cocotiers absents les fantomes epars !

Bir Kii�iik, Yerli Kiza

Ayaklarm ellerin kadar ince, kal�alarm Oyle geni§ ki imrenir en giizel beyaz kadm ; Ger�ek sanat�1 i�in, tath, sevimli govden : iri, kadife gozlerin daha siyah teninden. Dogdugun, biiyiidiigiin, bu masmavi ve bu s1cak Ulkede i§in efendinin piposunu yakmak, Serin suyla, kokularla doldurmak §i§eleri, Yataktan uzakla§tlrmak sivrisinekleri Ve dogan giin §arkllar soyletirken �marlara Ananas'la muz satm almak gidip pazara. <;:1plak ayaklanm gezdirip diledigince, Tiirkiiler soylersin biitiin giin hafif bir sesle ; Erguvan mantosuyla ak§am indigi zaman Kendini bir has1ra b1rak1rsm usuldan. Dalgah dii§lerin sinekku§lanyla doludur, Dii§lerin de senin gibi �i�ekli, hiilyahd1r. Mutlusun burada, acmm bi�tigi kalabahk Fransam1z1 ni�in gormek istiyorsun �ocuk ? B1rak1p ya§antm1 tayfalann kollarma Ni�in veda edeceksin kii�iik maymunlarma ? Orda, iistiine ince miislimler giyinerek, sen Yagmurlarm ve dolularm altmda titrerken Gozya§lar1 dokeceksin bu ozgiir giinler i�in, Neden geldim buralara deyip doviineceksin Ve dar bir korse slkarken cendere gibi seni Belki de �irketlerde aray1p yemegini, Satacaksm kokunu, bu biiyiilii bedenini, Siyah albenisiyle ba§diindiiren tenini. 0 dumanh salonlar1m1za girdigin zaman, Dalgm dalgm �evrene §Oyle bir baktJgm an, Dag1mk hayaletler dolduracak gozlerini, Bo§a arayacaksm hindistan cevizlerini !

Referanslar

Benzer Belgeler

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy&#34;ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda &#34;bize benzeyeceksiniz&#34; diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

do ğalgazlı, çift katlı ve özürlüler için otobüslerin kendi döneminde hizmet vermeye başladığını anlatan Sözen, Erdo ğan'ın &#34;İstanbul'da CHP iktidardayken

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısının ekim ayının son haftasında meclis gündemine taşınması ile Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasar ısı olarak bilinen

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir &#34;tercihli