• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su ölmüş değil!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su ölmüş değil!"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIÜ

OKTAY AKBAL

-

& SS

Ruhi Su Ölmüş Değil!

Haberi duyar duymaz bir plağını koydum hemen... Bir ses ge­ rek. Güçlü bir ses. İnandırıcı, sevgi dolu bir sesleniş gerek... Siz de benimle birlikte duyuyor musunuz o sesi:

“ Nesini söyleyim canım efendim - Gayri düzen tutmaz telimiz bizim - Arzıhal eylesem deftere sığmaz - Omuzdan kesilmiş ko­ lumuz bizim.”

Odayı dolduruyor bu ses, taşıyor pencereden, yayılıyor. Bit­ miyor, sönmüyor, ölmüyor... Bu ses, Ruhi Su’nun sesi... Aldır­ mayın diyor, varsın mezarımızı kurşunlasınlar, baltayla yıkmaya kalksınlar, ne çıkar, sesimi de susturamazlar ya, türkülerimi de yok edemezler ya! Ben o karatoprağın altında mıyım ki? Ben. türkülerdeyim, türkülerimdeyim, sevenlerimin, dostlarımın gö- nüllerindeyim!..

(2)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAL__________ _____

(Baştarafı 2. Sayfada)

Evet, çok çirkin bir olay: Ruhi Su’nun Zincirlikuyu’daki anıt mezarı bilinmeyen kişilerce yıkılmak istenmiş. Gecenin karanlı­ ğında hırsız gibi girmişler mezarlığa, başucuna dikilen cam bloğu parçalamaya kalkışmışlar, cam anıtı yıkamayınca çiçeklere, çi­ menlere saldırmışlar. Bilinçsiz, çılgın, ilkel yaratıklar böyle ya­ par ancak...

Aramızda ‘insan’ adı verilmeyecek yaratıklar yaşıyor! Bunu iyi bilelim. Ölüye bile saygıları olmayan bu yaratıklar nereden gel­ diler, nasıl geldiler, hangi güçlerce oluşturuldular? Ruhi Su bir devrimci idi, bir şairdi, bir türkücüydü, büyük bir sanatçıydı. Hâlâ da öyledir. Çünkü büyük insanlar ölümsüzdürler. Yapıtları yaşar­ lar. O mezar saldırganları bir gün kendi çirkinliklerinin altında ezilirler, ama sanatçılar yaşar hep...

Sıdıka Su, eşi için şöyle yazmıştı:

“ Türkülerinin anlam ve içeriği dünya görüşünü biçimlendir­ mekte, dünya görüşü türkülerini seçip yorumlamakta belirleyici etken oldu. Sanatçı, toplum ilişkilerini bilinçle, sevgiyle besle­ yerek her zaman diri, işlevsel tuttu. Ne sanatından en küçük bir ödün verdi, ne sağlam dünya görüşünden. Kendini sanatına, sa­ natını halkına adadı... Hiç kuşku yok ki 73 yıllık yaşamı boyun­ ca büyük güçlüklerle karşılaştı. Çok acılar çekti. Ama hep di­ rendi, hiç yılmadı ve sazı eşliğinde türkülerini söyleyebildikçe, müziğini duyurup yaşattıkça, geniş kitlelere benimsettikçe mut­ lulukların en güzelini ta içinde yaşadı.”

Bir avuntu olabilir mi bilmem? Ruhi Su’nun mezarına saldı­ ranlar istemeyerek bir şeyi doğrulamış oluyorlar, o da Ruhi Su1 nun gerçek kişiliğiyle, etkinliğiyle hâlâ yaşadığıdır, hâlâ yığınla­ rı etkilediği, yönlendirdiğidir... Ölmüş biri, yok edilecek bir düş­ man sayılabilir mi? Demek ki düşmanları, -ki bunlar halkın düşmanlarıdır- onu ölmüş saymıyorlar. Mezarını bile ortadan kal­ dırmaya çalışarak bu büyük etki kaynağını yeryüzünden silmek gibi boş bir çabaya kalkışıyorlar!

Nâzım Hikmet için yazıp söylediği ağıtını dinliyorum: “ Karalı bir haber düşmüş geliyor - Bakır antenlere kardeş gü­ müş tellere - Ne bir ezan sesi ne çan çalıyor - Sabahın seheri kardeş düşmüş yollara - Sabahın seheri Nâzım kardeş düşmüş yollara - Her hali aklımda aklımdan çıkmaz - Sol yanım unutsa kardeş sağım unutmaz - Böylesi bir cana ölüm kâr etmez - Sü­ rer tazelenir kardeş gelir dallara - Sürer tazelenir Nâzım kardeş gelir dallara.”

Sanki kendi ağıtını yazmış gibi değil mi? Gerçekten “ Böylesi bir cana ölüm kâr etmez - Sürer tazelenir kardeş gelir dallara”. Böyle derken türkülerinin ölmeyeceğini de belirtmek mi istiyor­ du? Neydi Su’dan istenen? Neydi ona bunca düşmanlık? Ne için­ di işsizlikler, hapislikler, acılar?

Abidin Dino şöyle açıklıyor bunu: “ Ruhi Su bu yapıtı belirli za­ man aralıklarıyla gözaltına alınarak, izlenerek, köşelere kıstırı­ larak, hapse atılarak yaratmıştır. Yozlaşmaz saygınlığıyla diren­ genliğini simgelediği Anadolu Türk köylüsünden büyük başkal­ dırı dizisinin bir halkası olduğu için belki.”

Yine de yıkamamışlar anıt mezarını Ruhi Su’nun... Orasını bu­ rasını incitmişler, çiçekleri yolmuşlar. Bilmem ne kazandılar bun­ dan? Bir kez daha Ruhi’nin büyüklüğü önünde dize geldiler, o ilkellik, gerilik, yozlaşmışlık yandaşları... Ruhi Su bir yaşam bo­ yu kendini bir amaca, bir inanca adadı, “ hem halkın özlemleri­ ni gerçekleştirmek, hem de halkın özlemlerini geliştirmek”ti ama­ cı... Gerçek bir 'halk sanatçısı’ olarak amacına ulaştı.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye Sivas’tan Ankara’ya kar yağışı altında üstü açık, üç hurda oto­ mobille giderler ve AnkaralIlar onlara görkemli bir

Beykoz, Hereke, Bakırköy fabrikaları gibi Fesaneyi de faaliyet çenberi içine alan Sanayi ve Maadin Bankasının meşkûr himmeti ve şirketin idare he­ yetinin

change in cases diagnosed as having LC is macrocytosis (6) and it is determined in a study performed by Maruyama et all that macrocytosis is the most

 Polimerlerin üretimi genel olarak yüksek sıcaklık ve basınç gerektirmez. Bundan dolayı karmaşık şekilli parçaların üretimi nispeten kolaydır.  Çelik,

Kişiliğinin bütün olgunluğuna rağmen büyük şair ha­ yatı ve gerçekleri tam anlamı ile kavrayamamış; olayların aldığı bi­ çimler karşısında ya

Çünkü aynı yazı­ da, «Ahmet Vefik Paşa’nın dilini o zaman bizlere öğret­ mek söz konusu olduğunda Edebi Heyet’tekl, zamanın bü­ yük edipleri de

[r]

[r]