• Sonuç bulunamadı

Basın ve edebiyat tarihimizden hatıralar:2:Tevfik Fikret'in küskünlükleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basın ve edebiyat tarihimizden hatıralar:2:Tevfik Fikret'in küskünlükleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BASIN VE EDEBİYAT TARİHİMİZDEN HATIRALAR:

Tevfik Fikret’in Küskünlükleri

Namık Kemal'le Tevfik Fikret’­ in, birbirlerine pek benzeyen ve birbirine hiç benzemeyen tarafları vardır. Benzeyen tarafları şudur: Her ikisi de millet için, hürriyet için samimiyetle haykırmışlar, is- tipdadın yıkılması için çaba harca­ mışlardır. Benzemeyen taraflarına gelince: Namık Kemal’in bu yolda sürgünden, hapisten, hatta ölüm­ den bile korkmayarak, milletinden hiç bir vakit ümit kesmemesine karşılık; Tevfik Fikret'in -biraz zo­ ra gelince- hemen küsüp âdeta milletinin bilinç ve olgunluğundan şüpheye düşmesi, sırasında kendi­ ni yabancıların kucağına atmak is­ temesidir.

Fikret'in en büyük kusuru bu küskünlükleridir. Kişiliğinin bütün olgunluğuna rağmen büyük şair ha­ yatı ve gerçekleri tam anlamı ile kavrayamamış; olayların aldığı bi­ çimler karşısında ya lüzumundan çok fazla sevinmiş, ya da lüzu­ mundan çok fazla yılgınlık göster­ miştir. Bütün bunların sonucu ola­ rak süresiz karamsar bir ömür sürmüştür. Bu karamsarlık ise so­ nunda onu müthiş bir kötümserli­ ğin çukuruna kadar atmıştır. Fik­ ret'in karamsarlığı ve kötümserli­ ği bazan içinde yaşadığı idareye, bazan kişilere -ve işin kötüsü- sık sık da millete yöneliktir. Hemen her kötümserlik nöbetinde ise, ki­ şilerden ve idareden çok, millete küser. Cemiyetten koparak meş­ hur «Âşiyan»ına çekilir. «Âşiyan» bilindiği üzere, Bebek - Rumelihi- sar’ı sırtlarında yaptırmış olduğu

küçük köşkünün adıdır. Bugün Edebiyat-ı Cedide müzesi olan bu köşk Fikret’in her küsüşünde ken­ disini içine attığı bir sığınaktır,

Tevfik Fikret’in ilk küskünlüğü 1901 de, Servet-i Fünûn dergisinin hükümet tarafından kapatılması ile başlar. Bu olay üzerine padişaha da, hükümete de, hayata da darı­ lan şair evine kapanıp İstanbul’a inmez olur. Tam bir yalnızlık için­ de yedi sekiz yıl -birkaç dostu dı­ şında- hemen herkesten uzak ya­ şar. Zamanın idaresine, İstanbul’­ una ve İstanbul’un her sınıftan hal­ kına lânetler yağdıran manzumeleri­ ni bu yalnızlık dönemi içinde ka­ leme alır.

Ne var kİ, 1908 de İkinci Meş­ rutiyet ilân edilir edilmez sonsuz bir mutluluğa kapılır. Artık sona erdiğine inandığı «karanlık» döne­ min ardından gerçek bir altın ça­ ğın doğacağını hâyâl eder. Sonsuz bir istek ve ümitle yeniden gün­ delik yaşamın içine katılır. Şimdi en büyük emeli bir günlük gazete çıkarmak, alabildiğine engin bir öz­ gürlük havası İçinde memleketi ve milleti için, aydınlık bir gelecek için yayın yapmaktır. Bu emeli ça­ bucak gerçekleşir. İki yakın arka­ daşı (Hüseyin Cahit ve Hüseyin Kâzım Kadri) ile bir ortaklık kurar. Adını bizzat kendisinin koyduğu «Tanin»i çıkarmaya başlarlar. An­ cak, gazetenin sadece ilk günlerin­ deki sayılarında onun huzur ve iyimserlik dolu yazılarına rastlanır. Aradan daha aylar geçmemişken Tevfik Fikret yeniden sarsıntılara

Yazan: KUDRET SİNAN

uğrar. Kırılır. Siyasî hayatın sert ve katı gerçekleri kendisinin bü­ tün aşırı tasarılarım altüst etmiş­ tir. En olmaz bir sebep ve baha­ ne ile gazeteye de, arkadaşlarına da, yana yöreye de küserek yeni­ den «Âşiyan»ına çekilir.

Aradan bir yıl ya geçer ya geç­ mez. Fikret toplumla tekrar barış­ mıştır ve şimdi vaktiyle öğrencili­ ğini yaptığı G. Saray Lisesl’nin mü­ dürüdür. Şair bu «eski mektebi»nde büyük şevkle istekle çalışmaktadır. Lâkin birgün okulun iki öğretme­ ninin tutumlarına kızar. Fikret, Maarif Nâzırı’na bir yazı yazarak, bu öğretmenlerin okuldan alınma­ sını ister. Maarif Nâzırı Abdurrah­ man Şeref Bey, sırf Fikret’i tat­ min etmek için ve haklı olup ol­ madıklarına bakmaksızın, öğret­ menleri okuldan alır. Fakat birkaç ay sonra bunlardan birinin yeni­ den okula tayini lâzım gelir. Şair, bu tayine son derece kızar. Konu hakkında nâzırlığa çok ağır bir ya­ zı yollar. Maarif Nâzırı’na: «Bu çeşitten boş şeylerle beni işim­ den alıkoymuş durumda olduğunuz için size teessüf ederim» demek­ ten bile kendisini alamaz. Sonuç olarak yeniden küsmüş ve «Âşi- yan»a çekilmiştir.

Bir süre sonra, zaten eski nâzır da görevden çekilmiş ve yerine ye­ nisi gelmiş olduğundan, rica min­ netlerle ve kendisine geniş yetki­ ler tanıyarak Fikret'i tekrardan okul müdürlüğüne getirirler. Şair bu sefer, bir yıla yakın, sükûnetle

TOKER — 20

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]

Göz kapakları kapanırken geriye doğru giden göz kü- resi, göz kapakları açıldıktan sonra her zaman aynı nokta- ya geri dönmez.. Maus ve

Somyada kımıltısız yatan ka­ fa ninenindi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Belgrad’a dönmüştü. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denli

Dolayısıyla ana çekirdekte ve ikincil çekirdek- te bir sızıntı olsa bile, binanın basıncı dış basınçtan daha düşük olduğu için hava sadece içeri sızar, dışa-

Table 1. The relation of nasal IgE, serum IgE and prick test with the provocation test.. ment between the nasal IgE for Dp and the provocation test. Neither the prick test nor

Şairliğe çok küçük yaşında Âşık Garip, Âşık Kerem, Âşık Ömer, Aşık Gevheri gibi halk şairlerinin şiirlerini okuyarak he­ ves etmiştir.. Bu

Deyimini din ve devlet ay rılığında bu­ lan laiklik, milli ordu, eşitlik ve özgürlük, Fransız Devrimi’nin gözbebeği olan bu kavramlar, bugünkü Türkiye’de günde­