• Sonuç bulunamadı

50 yılın 149 bestesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "50 yılın 149 bestesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ît/v W

' i Ä lV>-İ

O L A Y L A R VE İ N S A N L A R

t t

-M'

j i

.J'

50 yılın 149 bestesi

f t

1943 yılının Aralık ayında, ünlü bestekar Selahattin Ph

nar, üniversite öğrencisi genç bir heveslinin, müzik defteri­ ne, şunları yazıyordu:

“Yaşının çok az olmasına rağmen, bestekarlığa karşı gösterdiği cesaret ve heves; (....) istikbal vaadeden bir keyfiyettir.

Kendisine gelinceye kadar ölmüş ve yaşayan bestekar­ ları etüd etmesi, musiki tek­ niğine de ehemmiyet vere­ rek çalışması şartıyla, istik­ balin parlak ve orijinal bir bestekarı olacağından şüphe etmem.”

Selahattin Pınar’ın geleceğin “parlak ve orijinal bestecisi” olacağını söylediği genç de bir başka “Selahattin”di, Dr. Selahattin İçli...

Aradan 54 yıl geçti, Dr. Selahattin İç­ li, Selahattin Pınar’ı yanıltmadı, Türk musikisinin parlak ve orijinal bir besteci­ si oldu.

★ ★ ★

149 bestenin sahibi olan Selahattin Içli’nin 50. sanat yılı, geçen pazartesi günü, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın düzenlediği bir jübilede kutlandı.

Selahattin içli, katı kuralların ve biçim­ lerin dışına çıkan bir bestecidir, şöyle der:

“Bir bestekann sahip olması gere­ ken vasıflardan önemli biri de, hür dü­ şüncedir. Geçmişi özümsemek, günü değerlendirmek ileri ufuklara koşmak, katı kuralcılığa asla taviz vermeden, benim için ne derler, ne düşünürler en­ dişesine kapılmadan eser vermek...

Zaman zaman isyankar cür’etkar, bi­ raz gözü kara, ama hep yaratıcı ol­ mak... Ancak bunların hiçbiri, bir bes­ tekara acayip olma hakkını vermez.”

★ ★ ★

Dr. İçli, musikide taklitçiliğe karşıdır, Eurovision örneğini verir:

“Eurovision yarışmalarında başarısız­ lığın sebebi çok basittir: Orijinal olama­ mamız. Başka müzikleri taklit etmek­ le, bir başan bekleyemeyiz. Ve çok şü­ kür buna ihtiyacımız da yoktur. Evren­ sel olmak, çağdaş olmak, Batı’yı ay­ nen taklit etmekle değil, kendi değer­ lerimizden hareketle, o değerlere yük­ seklik (gelişme) ve genişlik (yayılma) kazandırmakla mümkündür.”

Dr. İçli, bir anısını anlatır, 1983 yılında Eurovision Türkiye yarışmasında “Heye­ can” isimli bestesiyle 3 ’üncü olunca, ertesi yıl “Merhaba Ümit” adlı bestesiy­ le aynı yarışmaya katılmak ister, beste­ sinde “kanun”, kullanmasını TRT olum­

suz karşılar, o ısrar eder, so­ nunda kazanır. Türk sazı icra­ ya katılır, ertesi yıl şartname­ ye “Türk enstrumanlannın da kullanılabileceği” maddesi girer.

Selahattin İçli, bu konuya şu noktayı koyar:

“1997 Eurovision Avrupa finalinde Türk bestesinin 3. oluşu tesadüf değildir. Onda müziğimizle, rengimiz ve rayi­ hamızla folklorumuzun coş­ kusu ile biz varız.”

★ ★ ★

PAZARTESİ gecesi, Türk musikisinin usta sazlan ve sesleri Selahattin İçli'nin 30’a yakın bestesini icra ettiler. Yrd. Doç. Dr. Çetin Körükçü yönetimindeki i- leri Türk Musikisi Konservatuvarı koro­ su, Nesrin Körükçü, İstanbul Radyosu sanatçılarından Melihat Gülses, Esma Başbuğ, Ahmet Özhan ve İnci Çayırlı...

Bizde her şarkı, çoğunlukla onu söyle­ yenlerle anılır, bestesi de, güftesi de çok kere atlanır, söylenmez. Oysa, o ge­ ceye katılanlar, nice meşhur şarkının Selahattin İçli’nin bestesi olduğunu öğ­ rendiler, ya da hatırladılar...

“Sonbahar Vurgunu”ndan “Çiçek Nedir Görmeden”e, “Esmer Ona Der­ le rd e n “Zeytin Gözlüm”e kadar...

Hele Kürdilihicazkar “Çiçek Nedir

Görmeden” şarkısını Ahmet Öz-

han'dan, Sedad Ergintuğ’un, lirik şiiri­ nin duygularını yaşayarak dinlemişlerse: “Su verdiğim goncalar açmadan so­ luyorsa / Sığındığım geceler insafsız o- luyorsa / Üstelik bu hikaye aşksız son buluyorsa / Desene ki güzelim sen hiç yaşamamışsın.”

★ ★ ★

ALKIŞLARIMIZI Dr. Selahattin İçli’ye helal edip çıkarken biri yanaştı:

“Klasik Batı Müziği konserlerine gi­ dip işte çağdaşlık bu, diye coşan Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel, bir gün lütfedip de, Klasik Türk Müziği konser­ lerine teşrif etseler, acaba ne buyurur­ lar?”

Hiç kuşkunuz olmasın, yine aynı tep­ kiyi gösterirler, “İşte çağdaşlık bu!” di­ ye coşarlar!

Mavi boncuk dağıtmaktan, kim iflas etmiş ki?!

★ ★ ★

DÜZELTME: Dünkü yazımızda bir ek­ sik, bir yanlış vardı. “Dipnotu”nda Sarı­ yer’le ilgili müjdeyi veren, Sarıyer’in RP’Iİ Belediye Başkanı Yusuf Tülin idi. “Sizo- nu gidin de, Karadenizlinin kulağına an­ latın!” cümlesinin doğrusu da elbette “külahına anlatın!” olacaktı.

HASAN

PULUR

E posta: h.pulur@milliyet.com.tr

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ülkemizdeki üniversite öğrencile- rinin de robot yarışmalarına olan ilgisine bakılırsa, Süper Anthony’den çok daha başarılı yerli robotlar üretebiliriz.. Süper

Bunun yanı sıra gözlemlediği­ me göre yılda 200 TİR çiçek Türkiye’ye dövizle giriyor.” Çiçekçi Kemal Oğurcu'ya gö­ re, bu çiçekler için yılda 6 milyon

Burada Piri Reis haritasının mozayik reprodüksiyonu ile Osmanlı egemenlik sınırlarını gösteren üç duvar haritası, aynca ünlü Türk denizcilerinin büstleri, hava

Bir gün böyle güzel nasıl çizi­ yorsun diye sorduğunda, Abidin der ki: “bu tüyü veren kişiye söz verdim, bu bir sırdır söyleyemem.. Ancak bu tüyden bende bir tane

Oğuz A tay, daha ileriye giderek, genel aydın insan örneğinin bunalımlarını, her şeyden önce düşünsel bunalımlarını ortaya koyuyordu.. Yazdığı şeyler kurulu

• Edebiyat Tarihçisi Gözü ile Çağını Aşan

Türk-Alman Kültür Merkezi istiklâl

[r]