• Sonuç bulunamadı

Konya, Burdur ve Fethiye Müzelerinin arşivlerinde yer alan betimlemeli yüzük taşları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya, Burdur ve Fethiye Müzelerinin arşivlerinde yer alan betimlemeli yüzük taşları"

Copied!
142
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI

KLASİK ARKEOLOJİ BİLİM DALI

KONYA, BURDUR VE FETHİYE MÜZELERİNİN

ARŞİVİNDE YER ALAN BETİMLEMELİ YÜZÜK

TAŞLARI

DOLUNAY KULBAY

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. ASUMAN BALDIRAN

(2)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ... ii

Bilimsel Etik Sayfası ... vii

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... viii

ÖNSÖZ ... ix ÖZET ... xi SUMMARY ... xiii KISALTMALAR DİZİNİ ... xv GİRİŞ ... 1 1.BÖLÜM ... 3

1.1 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİNE GENEL BAKIŞ ... 3

1.2 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK TAŞLARI ... 6

1.2.1 ARKAİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI ... 6

1.2.2 KLASİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI ... 7

1.2.3 GREKO-PERS DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI ... 8

1.2.4 HELENİSTİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI ... 10

1.2.5 ROMA DÖNEMİ YÜZÜK TAŞLARI ... 12

1.3 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU’DA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİNE GENEL BAKIŞ ... 14

(3)

1.4 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ İŞLEVİ... 16

1.4.1 MÜHÜR YÜZÜKLERİ ... 17

1.4.2 TILSIM VE NAZARLIK (AMULET) AMACI İLE KULLANILAN YÜZÜKLER ... 18

1.4.3 TEDAVİ VE KORUMA AMACI İLE KULLANILAN YÜZÜKLER ... 18

1.4.4 ASALET VE RÜTBE BELİRTEN YÜZÜKLER ... 19

1.4.5 NİŞAN YÜZÜKLERİ ... 19

1.4.6 ANAHTAR YÜZÜKLERİ ... 20

1.4.7 ZEHİR TAŞIYAN YÜZÜKLER... 20

2. BÖLÜM ... 21

2.2 KONYA ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ, BURDUR ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ VE FETHİYE MÜZE ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜKLERDE KULLANILAN YARI DEĞERLİ TAŞLAR ... 21

2.2.1. AGAT ... 22 2.2.2 ONİKS ... 22 2.2.3 SARDONİKS ... 23 2.2.4 NİKOLA ... 23 2.2.5 KARNELYAN ... 23 2.2.6 JASPER (KANTAŞI) ... 24

2.2.7 PLAZMA (YEŞİL KALSEDON) ... 24

2.2.8 SARD ... 25

(4)

2.2.10 GARNET ... 25

2.2.11 LAPİS LAZULİ ... 26

2.2.12 KALSEDON ... 26

2.2.13 MALAHİT ... 26

2.2.14 AMBER ... 26

2.3. İNSAN YAPIMI MALZEME ... 27

2.3.1 CAM ... 27

3.BÖLÜM ... 28

3.1 KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ, BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİ, FETHİYE ARKEOLOJİ MÜZESİ ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARI ÜZERİNDE YER ALAN BETİMLEMELER ... 28

3.1.1 KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ÜZERİNDEKİ BETİMLEMELER ... 28

3.1.2 BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİ ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ÜZERİNDEKİ BETİMLEMELER ... 28

3.1.3 FETHİYE ARKEOLOJİ MÜZESİ ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ÜZERİNDEKİ BETİMLEMELER ... 29

3.2 KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİ, BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİ VE FETHİYE ARKEOLOJİ MÜZESİ’NDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ÜZERİNDEKİ BETİMLEMELER ... 29

3.2.1 TANRI VE TANRIÇA BETİMLEMELERİ ... 29

3.2.1.1 Apollon: ... 29

3.2.1.2 Aphrodit... 30

(5)

3.2.1.4 Artemis: ... 30 3.2.1.5 Athena: ... 31 3.2.1.6 Eros: ... 31 3.2.1.7 Tykhe: ... 31 3.2.1.8 Kharitler (Üç Güzeller): ... 31 3.2.1.9 Herakles: ... 32 3.2.1.10 Hermes: ... 32 3.2.1.11Hermanubis ... 32 3.2.1.12 Helios: ... 32 3.2.1.13 Ketos:... 32 3.2.1.14 Nemesis: ... 33 3.2.1.15 Nike: ... 33 3.2.1.16 Kybele: ... 33 3.2.1.17 Satry/Dionysos: ... 33 3.2.1.18 Serapis: ... 34 3.2.1.19 Zeus: ... 34 3.2.1.20 Dioskurlar: ... 34 3.2.1.21 Odysseus ... 35

3.2.2 HAYVAN VE KARIŞIK MİTOLOJİK YARATIKLAR, GÜNLÜK HAYATTAN SAHNELER VE PORTRELER ... 35

3.2.2.1 Hayvan ve Karışık Mitolojik Yaratıklar ... 35

(6)

3.2.2.3 Portreler ... 36

4. BÖLÜM ... 37

KONYA ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ, BURDUR ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ VE FETHİYE ARKELOJİ MÜZE ARŞİVİNDE YER ALAN BETİMLEMELİ YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ KATALOGLAMASI . 37 SONUÇ ... 114

TABLOLAR ... 118

KONYA ARKEOLOJİ MÜZESİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ... 118

BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ... 118

FETHİYE ARKEOLOJİ MÜZESİNDE YER ALAN YÜZÜK TAŞLARI ... 119

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Dolunay KULBAY

Numarası 124203012010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Konya, Burdur ve Fethiye Müzelerinin Arşivlerinde Yer Alan Betimlemeli Yüzük Taşları

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(8)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Dolunay KULBAY Numarası 124203012010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof.Dr.Asuman BALDIRAN

Tezin Adı Konya, Burdur ve Fethiye Müzelerinin Arşivlerinde Yer Alan Betimlemeli Yüzük Taşları

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Konya, Burdur ve Fethiye Müzelerinin Arşivlerinde Yer Alan Betimlemeli Yüzük Taşları başlıklı bu çalışma 13/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(9)

ÖNSÖZ

Günümüzde olduğu gibi yüzük ve yüzük taşları her çağda insanların ilgisini çeken ve onların sosyo-ekonomik durumlarını gösteren bir tasarım harikası olmuştur. Antik çağda sanat dalları içerisinde önemli bir yere sahip olan yüzükler ve yüzük taşları döneminin insanı hakkında bizlere pek çok bilgi sunmaktadır. Antik çağ insanın bakış açısı, sosyo-ekonomik durumu, kültürel faaliyetleri ile yüzüklerin hangi amaç doğrultusunda kullanılmış olduğunu gözler önüne sermektedir. Anadolu’nun pek çok yerinde yapılan arkeolojik araştırmalar doğrultusunda bulunan yüzük taşlarının, arkeoloji sanat dalı içerisinde önemli bir yeri olduğu gibi zengin bir görselliğe de sahiptir.

Yüzük taşları üzerine yapmış olduğum bu araştırmada bana yol gösteren değerli danışman hocam, Sayın Prof. Dr. Asuman BALDIRAN’a; ikonografi üzerine bilgi birikimime katkı sağlayan değerli hocalarım, Sayın Yar. Doç. Dr. Deniz SEVMEN’e, Sayın Prof. Dr. Ertekin Mustafa DOKSANALTI’ya, Sayın Öğretim görevlisi İbrahim KARAOĞLAN’a; aynı zamanda Arkeolog-Numismat Emekli Müze Müdürü Sayın Melih ARSLAN’a, Arş. Gör. Erdener PEHLİVAN’a; müze çalışmalarım esnasında her türlü yardımı sağlayan ve desteğini gösteren Konya Arkeoloji Müzesi Müdürü Sayın Yusuf BENLİ’ye ve Konya Arkeoloji Müzesi çalışanlarına, Burdur Arkeoloji Müzesi Müdürü Sayın Hacı Ali Ekinci’ye ve Burdur Arkeoloji Müzesi çalışanlarına, Fethiye Arkeoloji Müzesi Müdürü Sayın Emel Özkan’a ve Fethiye Arkeoloji Müzesi çalışanlarına;

Müze çalışmalarımız esnasında her türlü araç ve gereci sağlayan ve hayatımın her alanında olduğu gibi tez çalışmamın her aşamasında; müze arşivinde yer alan eserlerin fotoğraflanması, kalıplarının ve ölçülerinin alınmasında büyük yardımı dokunan sevgili eşim Sayın Kural Koray KULBAY’a ve hayatıma neşe katan sevgili kızım Öykü Ayza KULBAY’a;

(10)

Eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi desteğini esirgemeyen ve her zaman yanımda olan sevgili babam Hüsnü Tuğşan TÜZÜN’e, sevgili annem Sevim TÜZÜN’e ve kardeşlerim Tuğba Ayyıldız’a, Tümay TÜZÜN’e ve Tufan TÜZÜN’e sonsuz teşekkür ederim.

DOLUNAY KULBAY 2019

(11)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Antik çağda insanların yaşam kalitesinin yükselmesi ve ihtiyaçların artması doğrultusunda tarih sahnesine MÖ VII. bin yıldan itibaren karşımıza çıkan mühürler, zaman içerisinde gelişerek yüzük ve yüzük taşlarının temelini oluşturmuşlardır. Bu doğrultuda Konya Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan 14 adet betimlemeli yüzük taşı, Burdur Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan 40 adet betimlemeli yüzük taşı ile Fethiye Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan 21 adet betimlemeli yüzük taşı üzerinde çalışarak toplamda 75 adet yüzük taşının kataloglamasını gerçekleştirdim. Bu ‘betimlemeli yüzük’ taşları tezimin temelini oluşturmaktadır.

Birçoğu satın alma yolu, müsadere yolu veya başka müze depolarından nakil edilerek, Konya, Burdur ve Fethiye Arkeoloji Müzesi arşivlerine kazandırılan yüzük taşları benzer örnekler ışığında incelenerek tarihlendirilmesi yapılmıştır. Ele alınan eserler Roma dönemine tarihlenmektedir. Bu eserler içerisinde betimlemeli yüzük taşlarından bir tanesi Konya Arkeoloji müzesi arşivinde yer alan bronz tam yüzük halkası ve taşıdır. Geriye kalan 13 adet eser ise yüzük taşı şeklindedir. Burdur Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan eserlerin tamamını yüzük taşları

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Dolunay KULBAY Numarası 124203012010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof.Dr.Asuman BALDIRAN

(12)

oluşturmaktadır. Fethiye Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan eserlerden bir tanesi oksitlenmiş kırık bir yüzük halkası ve taşı iken bir diğer betimlemeli yüzük taşının üst kısmı skarabe şeklindedir. Arşivde geriye kalan 19 adet eseri yüzük taşı oluşturmaktadır. Bu yüzük taşlarında, yarı değerli taşlar ve değerli taşların taklidi olan cam, yüzük taşlarının yapımında kullanılmış olduğu gözlemlenmiştir. Yüzük taşı formları, oval formlu, elips formlu veya sekizgen formlu olup, düz veya bombeli bir yüzeye sahiptir.

Müzelerin arşivinde yer alan yüzük taşları üzerindeki betimlemeler inanmış oldukları tanrı ve tanrıça figürleri, günlük yaşamdan sahnelerin yanı sıra monogram ile yazıt gibi betimlemelerdir.

(13)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Dolunay KULBAY Numarası 124203012010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof.Dr.Asuman BALDIRAN

Tezin İngilizce Adı Engraved Ring Stones in the Archieves of Konya, Burdur and Fethiye Museums

SUMMARY

Seals that we see from 7000 B.C. has been used for improving quality of life and compansating common needs, has been devoloped in time and become the essance of rings and ring stones. To study engraved ring stones that provides visual wealth for museums for contributing, the studies that in this field. My thesis is based on archieves of Konya, Burdur and Fethiye Archeology Museums.

I have studied 14 intaglio which have been placed at Konya Archeology Museum, 40 intaglio which have been placed at Burdur Archeology Museum and 21 intaglio which have been placed at Fethiye Archeology Museum. Finaly I have cataloging 75 intaglio .

Intaglios those have been taken by purchasing, expropriating or transporting from other museums. Intaglios have been examined and dated in order to other examples. Most of the engraved gem stones were dated on roman era.

It is observed that semi-precious stone have been used at making this intaglios. Humans of ancient era chosed stones that precious and semi-precious, and shaped with detailed hand work.

(14)

Figures that have been engraved on the gems stones resembles gods and goddesses that generally warship by people of the era and daily life occasions and also scriptures.

(15)

KISALTMALAR DİZİNİ

Bkz. : Bakınız

Çev. : Çeviren

Coll. : Koleksiyon

Env. No. : Envanter Numarası

G.M.J. : J. Paul Getty Museum Journal

LIMC : Lexicon Iconographium Mythologie Classicae

MÖ : Milattan Önce MS : Milattan Sonra Mm. : Milimetre No. : Numara Plt. : Plate Tfl. : Tafel Vs : Vesaire Yy. : Yüzyıl

(16)

GİRİŞ

Antik çağın hemen hemen her döneminde çok sevilerek kullanılan yüzükler zaman içerisinde farklı özellikler eklenerek gelişim göstermiştir. Bu şekilde yüzüklere farklı anlamlar yükleyerek farklı şekillerde kullanılmasına olanak sağlayan antik çağ insanlarının en ince işçilikle en muazzam örnekleri sundukları aşikârdır. Kimi zaman takan şahsın statüsünü gösteren bu yüzükler kimi zaman süs objesi kimi zaman ise evlilik bağını gösteren ince bir ayrıntı olmuştur.

Antik çağ yüzük ve yüzük taşları üzerine yapılan çalışmalar çok az olduğu için Konya Arkeoloji Müzesi, Burdur Arkeoloji Müzesi ve Fethiye Arkeoloji Müzesi arşivinde yer alan ve henüz yayını yapılmamış yüzük taşlarını arkeolojik veriler ışığında kataloglamasını yapıp; benzer örnekler doğrultusunda ise tarihlendirilmesini sağlayarak tezimin temelini oluşturdum. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alınan izin doğrultusunda ve müze yetkililerinin yardımıyla müzelerin envanter fişlerini inceleyerek, arşivde yer alan eserler içerisinden ‘betimlemeli yüzük ve yüzük taşlarını’ seçtim. Seçilen eserlerin tamamının ölçüleri alındı, kalıbı alındı ve fotoğraflandı. Müze çalışmasını tamamlandıktan sonra çeşitli kütüphanelerden ve birçok farklı kaynaktan yararlanıldı. Toplam 75 adet eserin, 14’ü Konya Arkeoloji Müzesi arşivinde, 40’ı Burdur Arkeoloji Müzesi arşivinde, 21’i ise Fethiye Arkeoloji Müzesi arşivinde yer almaktadır.

Dört ana bölümden oluşan tezimin birinci bölümünde antik çağda yüzük ve yüzük taşlarının gelişimi ve değişimine genel bir bakıştan sonra, antik çağda yüzük taşlarından, antik çağda Anadolu’da yüzük ve yüzük taşlarının gelişimi ve değişimine genel bakış ile antik çağda yüzük ve yüzük taşlarının işlevinden bahsedilmektedir. İkinci bölümde adı geçen müze arşivlerinde yer alan yüzüklerde kullanılan malzemeler yer alırken alt başlığı olarak yüzük ve yüzük taşlarında kullanılan yarı değerli taşlardan bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde ise yine adı geçen müze arşivlerinde yer alan yüzük ve yüzük taşları üzerinde betimlemelerden

(17)

bahsedilirken alt başlığı olarak inandıkları tanrı ve tanrıçalar, günlük hayattan sahneler, hayvan ve karışık mitolojik yaratıklar ve portre gibi yer alan betimlemelerden bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde ise kataloglama kısmı yer almaktadır. Kataloglama kısmında her müze kendi içerisinde bir bütün oluşturacak şekilde sunulmuştur. Taşın üzerinde sahnelenen betimleme, taşın türü, taşın ölçüleri, dönemi ve envanter numarası yazılarak taşın üzerinde yer alan betimleme daha sonra detaylı bir şekilde tanımlaması yapılmıştır. Ardından yüzük ve yüzük taşlarına benzer örnekler incelenerek bunların doğrultusunda referans gösterilmiş olup kataloglanması tamamlanmıştır.

(18)

1.BÖLÜM

1.1 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİNE GENEL BAKIŞ

Günümüzde olduğu gibi antik çağ insanı tarafından da her dönem tercih edilen ve popülerliğini koruyan ‘yüzük ve yüzük taşları’, her yaş grubuna ve her iki cinse hitap eden bir sanat dalı olma özelliğini sürdürebilmiştir. Tabiî ki yüzük formuna gelene kadar pek çok aşamadan geçmiş olan yüzük taşlarının ilk örnekleri amuletlerdir. Amuletlerin üzerine günlük yaşamdan imgelerin işlenmesiyle ortaya çıkan bu gibi oymalar sahiplerini münferit olarak temsil etmeye başladı1.

İnsanoğlu daha yerleşik düzene geçmeden önce bile doğada bulduğu kolay işlenebilen her türlü malzemeyi şekillendirerek süs eşyası olarak kullanmayı başarmıştır. Bu nedenle takı tarihinin paleolitik çağa kadar indiğini söyleyebiliriz, ancak kuyumculuğun tarihi, MÖ 4. bin yıla kadar indiği ortaya çıkan belgeler doğrultusunda bilinmektedir2. Fakat takı malzemelerinin içinde yüzük kullanımı ile ilgili kesin bir bilgi mevcut olmamasına rağmen MÖ III. binli yıllarda yüksek bir kültür olan Sümer Uygarlığında ve Mısır Uygarlığında yüzük kullanıldığı bilinmektedir3. Sümer uygarlığında yüzük kullanımını ile ilgili bilgilere Sir.C.Leonard Woolley’in 1927-1931 yılları arasında Ur şehrinde yaptığı arkeolojik araştırmalar vasıtasıyla öğreniyoruz4. Sir. Leonard Woolley’in Ur şehrinin kalıntılarında yapmış olduğu kazılar sırasında önemli şahısların mezarlarında bulduğu süs eşyalarının bir kısmını yüzükler oluşturuyordu5. Mısır uygarlığında yüzük kullanımı ise, eski krallığın ilk sülaleleri (MÖ2620-2100) döneminde ortaya çıkar ancak orta krallık (MÖ 2100-1650) döneminde yaygınlaşır. Bu dönemin yüzüklerinde, doğan güneşin ve yaşamın simgesi olan skarabe şeklinde yontularak

1 Gray 1983, 191. 2 Meriçboyu 2001, 26. 3 Demir 2008, 59. 4 Gürsoy 2014, 17. 5 Woolley 1934, 53-107.

(19)

oluşturulan takılar kişisel muskalara dönüştürülmüştür6. Skarabeler Yakındoğu mühürleri için yaygın bir formdu7. İlk olarak yumuşak taşa skarabe şekli verilerek kullanılmaya başlanmış olsada8 zaman içerisinde Nil nehri civarında ele geçen akik, karnelyan, sardoniks, kalsedon ve çakmaktaşı gibi yarı değerli taşar kullanılarak yapılmaya başlanmıştır9. Bu mühürlerin üst kısmı skarabe, alt kısımları çoğunlukla düz bir zemin ve üzerine mühür kazınarak oluşturulan yüzük halkasına dönebilecek şekilde kullanılmak üzere tasarlanmıştır10. Mısır’da, Yeni krallık döneminde, üst kısmın ortasında oval şekilde genişleyen yüzük halkaları moda olur. Serçe parmağa takılan bu tip yüzüklerin kaş kısımları, süs taşları, mühür oymaları, kabartmalar ve bazen de küçük figürlerle bezenirdi11.

Mısırda ortaya çıkan bu skarabe formu sevilerek kullanılmış ve geniş kitlelerle yayılarak, diğer alanları da etkilemeyi başarmış Fenike, Kartaca ve sonrasında Yunanistan’da da yerini almıştır12.

Antik Akdeniz bölgesinin en eski mühürleri, Girit adasında Minos Dönemi’nde görüldü13. Erken Minos Dönemi’nde mühürler, Mısır’da olduğu gibi ip veya zincire takılarak boyunda taşınırken, orta Minos Dönemi’nden itibaren mühür yüzük kullanımı başlamıştır. Bu dönemde kuvars, karneol, akik gibi sert süs taşları tercih edilip üzerine ince hatlarla detaylandırılmış tanrıça figürünleri, hayvan motifleri, büyülü semboller ve yazı işaretleri işlenirken, skarabelerde Mısır etkisi görülmektedir14. Çöken Minos Uygarlığının kuyumculuk ürünleri Miken Uygarlığını etkiler. Erken Miken Dönemi’nde takı repertuarında yüzük olduğu halde kullanımı azken orta ve geç Miken Dönemleri’nde yüzük kullanımı artar15 . Miken Dönemi mühür yüzükler üzerine spiraller, dalga motifleri, konsantrik daireler, rozet çiçeği

6 Türe 2005, 33.

7 Spier 1992, 1. 8 Zazoff 1969, 4. 9 Demir 2008, 59.

10 Türe 2005, 33; Zwierlein-Diehl 2002, 12; Türe-Savaşçın 2002, 58. 11 Türe 2005, 33.

12 Zazoff 1969, 3.

13 Zwierlein-Diehl 2002, 10. 14 Türe 2005, 51.

(20)

gibi sert biçimsel formlar ile savaş sahneleri ince bir işçilik ile yapılmıştır16. Minos ve Miken Dönemleri’nde yüzükler genellikle lentoid (mercimek) veya amygdoloid (badem) şeklindedir17. Benzer Minos motifleri Miken sanatında yüzeysel şekilde işlenmiştir18. MÖ 12 ve 11. yüzyıllarda Yunanistan’da Miken sanat anlayışıyla hiçbir ilgisi olmayan Klasik Dönemde tamamen terk edilen bir üslup doğar ve Geometrik adı verilen bu dönem yüzükleri basit halkalar veya spiral şeklindedir19. MÖ 9. yüzyılda deniz ticaretinin gelişmesiyle birlikte Suriye kıyıları, Asur, Rodos, Girit ve İonya ile kurulan ticari ilişkiler sonucu, geometrik üslubun yerine doğuya dönük bir tarz olan oriantalizan (MÖ770–650) üslup aldı ve vahşi hayvan figürlerinin yanı sıra karışık mitolojik yaratıklar; lotus çiçeği ve bezemeleri bitkisel motiflerin işlendiği kompozisyonlar yunan sanatçıları tarafından benimsendi20.

MÖ 6. yüzyılın 2 çeyreğinde yeni malzemeler, teknikler ve formlarla tanışan yunan sanatçılar yeni bir üslubun başlamasına vesile olmuşlardı. Bu dönemde gelen yeni materyal, kalkedon ailesinden özelliklede sert bir malzeme olan kırmızı karnelyandır. Yunan sanatçılarının aldıkları yeni teknik ise; daha önce yumuşak taşlara verdikleri şekilleri sert taşlara verebilmek için bir yay tarafından hareket ettirilen matkap ucunun kesme işinde kullanılmasıydı 21. Matkap ucunda kullanılan keski ucu, ince bir disk veya topa benzer şekilde olup farklı boyutlardan oluşurdu22.

16 Türe 2005, 54. 17 Spier 1992, 1;Zwierlein-Diehl 2002, 10. 18 Türe 2005, 54. 19 Demir 2008, 60. 20 Türe 2005, 120. 21 Boardman 1968, 13. 22 Konak-Arslan 2000, 18.

(21)

Resim 1: 18 yaşında ölen yüzük taşı kesicisi olan Sardis’li Doras’a ait MS2 yüzyıla tarihlenen mezar taşı üzerinde sabit yay delgisi betimlenmiştir23.

Erken Klasik Dönemde yüzüklerin üst kısımları ve halkası daha önemli bir hale gelmişti. Yüzüğün üst kısımları genişleyerek MÖ 4. yüzyılda tam oval olmuş ve Helenistik dönemde daire haline gelmişti. MÖ 2. yüzyılda yüzüğün halka boşluğu tam daire biçimli iken yüzük tablası oval ve dışa taşmaktaydı. MÖ 1.yüzyılın yüzük formları ise abartılı ve yüzük tablaları kademeli yapılmıştı24. Roma Dönemi’nde farklı renklerde kullanılan taşların üzerine çeşitli insan, hayvan ve bitkisel tasvirler ile mitolojik sahnelerin işlenmesiyle özel bir sanat dalının oluşmasına yol açmıştır25. Cameolar, Roma Dönem’inde en popüler sanat eserleriydi26.

1.2 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK TAŞLARI

1.2.1 ARKAİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI

Yüzük taşlarının ilk örnekleri doğunun en önemli medeniyetlerinden birisi olan Mısır Uygarlığında kendini gösterir ve üzerinde çeşitli betimlemelerin bulunduğu amuletler ile yumuşak taşa skarabe şekli verilerek oluşturulmuş mühürler öncülük etmektedir. Skarabe şeklindeki taşlar uzunlamasına delinip bir zincir veya ip

23 Konak-Arslan 2000, 17. 24 Türe 2005, 143. 25 Türkoğlu 2013, 90. 26 Zazoff 1969, 5.

(22)

vasıtasıyla yüzük olarak kullanılabiliyordu. Böcek kısmı yukarı bakacak şekilde takılıp ihtiyaç halinde çıkartılıp alt yüzü çevrilerek mühür olarak kullanılmaktaydı27. Arkaik Dönem yüzük taşlarının kullanımı MÖ 6. yüzyılın 2. çeyreğinden itibaren görülmeye başlar28 ve Kıbrıs ile Fenikelilerden etkilenen yunanlı sanatçılar bu dönemin ortalarına doğru yeni malzemeler, teknikler ve formlarla tanışarak yeni bir üslubun oluşmasına vesile olmuşladır29.

Arkaik Dönem yüzük taşlarının ana serisi skarabe ve skaraboid şekli olup Boardman tarafından derinlemesine incelenmiştir30. Skarabe formunda üst kısım bok böceği şeklinde şekillendirilirken; alt kısmı düz tasarlanmıştır. Skaraboid formunda ise yine oval olan, fakat arkası hafifçe düzleştirilmiş ve hafifçe kubbeli şekilde tasarlanmıştır. Çoğu arkaik gem skarabe olarak şekillendirilmiş ve bunların arka yüzeylerine oldukça fazla modelleme yapılmıştır ki bunlar Mısır ve Fenike prototiplerinden kopyalanmıştır31. Ancak sevilerek kullanılan skarabe şekli MÖ 5. yüzyılda Grek dünyasında popülaritesini yitirerek yerini skaraboid32 formuna bırakmıştır.

1.2.2 KLASİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI

Grek yüzük taşlarının şekillenmesinde Arkaik Dönemden Klasik Döneme keskin bir geçiş yoktur. Yüzük taşlarındaki biçim ve konusundaki vurgunun yanında şekil, boyut ve malzemelerde de değişim söz konusudur33. Arkaik dönemde ustaca boşluk doldurma bu dönemde terk edilerek daha küçük ve anlaşılır figürlerle etrafı dekoratif desenler ile süslenmeye başlanılmıştır. Tarihsel ve mitolojik konuların yanı sıra hayvan figürleri (geyik, at, aslan, kartal, kumru vb.) lotus, palmet ve rozet gibi bitki motifleri ustaca kullanılmıştır34. Bunun yanı sıra tanrı ve tanrıça betimlemelerinin sevilerek kullanıldığı görülmektedir35. Bu yüzük taşlarının üzerini 27 Boardman 1968, 13. 28 Boardman-Vollenweider 1978, 12. 29 Spier 1992, 5. 30 Spier 1992, 5. 31 Spier 1992, 1. 32 Boardman 1968, 15. 33 Boardman-Vollenweider 1978, 23. 34 Türe 2005, 125. 35 Boardman-Vollenweider 1978, 23.

(23)

süsleyen tanrı ve tanrıçalardan en çok kullanılanı hanımlara hitap eden Artemis, Aphrodit, Nike ve Eros ile ilgili mitolojik konuları içerir36. Bu dönemde konu ve süslemenin yanı sıra yüzük taşının şeklinde de değişiklikler meydana geldi ve MÖ 5. yüzyılda Grek dünyasında skarabe şekli popülaritesini yitirerek yerini yine oval fakat arkası basitçe düzleştirilmiş ve hafifçe kubbeli bir form olan skaraboide bırakmıştır37. MÖ5. yüzyılın sonundan itibaren globola olarak adlandırılan yeni bir stil gözükmektedir. Bu stilde figür dikkatlice kesilir ancak ayrıntılar oldukça sığ ve cansızdır38.

Klasik çağ yüzük taşlarında kullanılan malzemeler çoğu zaman Minos’da da görülen alacalı bulacalı yeşim taşlarıdır ve menekşe renkli ametist nadirde olsa bu dönemin yüzük taşlarında kullanılmıştır39. Bu dönemin yüzük taşlarında en çok tercih edilen taş ise mavimsi ve gri kalsedon ile karneol olurken40, cam taş kullanımı oldukça nadir görülür41. Ayrıca yüzük taşları altın, gümüş ve bronz metal halkalara monte edilmiştir42.

1.2.3 GREKO-PERS DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI

Lydia kralı Kroisos zamanında (MÖ 575-547) başkent Sardes’i, Pers (Akhemenid) sülalesinden kral Kyros’un ele geçirip son vermesiyle birlikte ünlü bilim adamları, düşünürler, sanatçılar ve yazarlar Anadolu’yu terk ederek Yunanistan ve İtalya’ya göçmesi ile birlikte Anadolu’da durgun bir dönem yaşanmasına neden olmuştur. En parlak dönemi I Dareios zamanında yaşayan Pers İmparatorluğu geniş topraklara yayılmasıyla birlikte doğu ve batı kültürlerini bir arada harmanlayarak yeni bir kültür ortaya çıkarmışlardır43. Persler, antik çağın en önemli kültür uygarlıklarında Mezopotamya, Babil, Mısır ve Anadolu’nun kültürel ve maddi kaynaklarını kendi potasında eriterek özgün bir üslup oluşturmuşlardır44.

36 Türe 2005, 133; Türe-Savaşçın 2002, 94. 37 Boardman 1968, 15. 38 Boardman-Vollenweider 1978, 17. 39 Spier 1992, 3. 40 Zwierlein-Diehl 2002, 16. 41 Zwierlein-Diehl 2002, 44. 42 Zwierlein-Diehl 2002, 16. 43 Meriçboyu 2002, 86; Zwierlein-Diehl 2002, 17. 44 Türe 2005, 109.

(24)

Anadolu’da MÖ 6. yüzyılın ilk yarısından sonra Lydia ve İon’ya atölyelerinin Pers yöneticileri ve Pers modasını benimseyen yerli halkın isteklerine uygun üretim yapabilmek için kendi sanat çizgileriyle Pers üslubunu birleştirerek oluşturdukları bu kültür ‘Greko-Pers Üslubu’ adını alır45. Her ne kadar Lydia ve İon’ya sanatı etkilerini MÖ 6.yüzyılın sonlarına kadar sürdürmüş olsada MÖ 500 civarından başlayarak Pers etkisinin yansıdığı eserler yapılmıştır46. Bu dönemde Anadolu’da iki önemli atölye bulunur. Bunlardan bir tanesi Lampsakos diğeri ise Sardes’te bulunan merkez atölyedir. Bu atölyelerden Lampsakos, dış satıma yönelik ürünler tasarlayarak Ege, Karadeniz ve İtalya’ya pazarlamıştır47.

Persler (Akhemenid) ile birlikte Anadolu kuyumculuğunda çok renklilik yoğunlaşır ve bu dönemin karakteristik takısı skarabe şeklindeki mühür yüzüklerdir48. Mısır modeli olan bu skarabe şeklindeki yüzükler aynı zamanda popüler muska takılarındandır49. Erken 6. yüzyıl yüzük kaşları ucu sivri ve oval ve uzun baklava biçimindeyken yüzyılın ortalarına doğru daha yuvarlaştırılmış oval formunu almaya başlamıştır50. MÖ 4. yüzyılda artık yüzük taşları oval biçimde yapılmaya başlanmıştır51. Bu dönemde taşlı yüzüklerin yapımı oldukça fazladır ve konu olarak çoğunlukla aslan, koç, keçi, dana, ördek gibi hayvan motiflerinin yanında grifon, sfenks gibi mitolojik yaratıklar ile monogram52 ve günlük yaşamdan sahneler, savaş ile av sahneleri, fars ve efsanevi hayvanlar farklı bir şekilde betimlenmiştir53. Bu motiflerin seçimi müşterilerin istekleri doğrusunda şekillenmiştir. Bu dönem yüzüklerinde en çok tercih edilen malzeme mavimsi ve gri Kalsedondur. Bunun dışında karnelyan, nadiren de lacivert taş (lapis lazuli) kullanılmıştır54.

45 Zwierlein-Diehl 2002, 18; Türe 2005, 110; Türe-Savaşçın 2002, 94. 46 Meriçboyu 2002, 87; Zwierlein-Diehl 2002, 18. 47 Meriçboyu 2002, 88. 48 Meriçboyu 2002, 137. 49 Türe 2005, 114. 50 Meriçboyu 2002, 98. 51 Meriçboyu 2002, 108. 52 Türe 2005, 114; Türe-Savaşçın 2002, 94. 53 Zwierlein-Diehl 2002, 18. 54 Zwierlein-Diehl 2002, 18.

(25)

Greko-Pers üslubu, kuyumculuktaki etkilerini Helenistik Çağın içinde de sürdürmüş hatta Roma İmparatorluk Dönemi takılarında da izlerini devam ettirmiştir55.

1.2.4 HELENİSTİK DÖNEM YÜZÜK TAŞLARI

Helenistik kültür sadece Yunanistan sınırları içerisinde kalmayıp Akdeniz, Ön Asya’da doğu kültürleriyle harmanlanması sonucu evrensel bir boyut kazanmıştır. Bu kültür Büyük İskender’in Asya seferiyle başlayıp, Mısır’ın Romalılar tarafından fethedilmesiyle birlikte MÖ 330’dan 30’a kadar süren bir dönemi kapsar56. Büyük İskender’in amacı doğu ve batıyı egemenliği altında toplamaktı ve bu dönemde Anadolu’ya geçerek Persleri yenip, İran’ı da ele geçirdikten sonra Hindistan’a yürümüş ve bu sayede doğu ve batının egemenliğini bünyesinde toplamış oldu57. Ancak Büyük İskender’in genç yaşta ölmesi ile imparatorlukta iç savaşlar ile kargaşalar baş gösterdi ve bunun sonucunda generallerin kurduğu Helenistik krallıklar arasında paylaşıldı58.

Bu siyasi değişimler ile birlikte Anadolu altın çağını yaşamıştır. Gerek hammadde gerekse doğu etkisi taşıyan tasarımlar ortaya çıktı ve yarı değerli taşlar daha çok kullanılmaya başlandı59. Bu dönemde Grek dünyasında gemlerin küçük bir kısmı skarabe şeklini korurken büyük bir çoğunluğu yüzük taşı formundaydı ve yüzük taşlarının yüzeyi düz ve nispeten daha küçüktü. Üzerindeki betimlemeler neredeyse bütün yüzeyi kaplar ve çoğunlukla bir bordür eklenirdi veya bir zemin çizgisi yer alırdı60. Her dönemde olduğu gibi Helenistik Dönemde de mühür yüzükler önemli bir grup oluşturur. Erken Helenistik Dönem yüzüklerinin ilk örnekleri masif ve metaldir. Yüzüğün üst kısmı düz bir tabla halinde bırakılması değerli ve yarı değerli taşlardan yapılan mühür oymalı taşın yerleştirilmesine olanak sağlamıştır61. MÖ 4. yüzyılda tam oval formunu kazanmış olan yüzük taşı bu dönemde daire 55 Türe-Savaşçın 2002, 94. 56 Mansel 1999, 508. 57 Türkoğlu 2013, 79. 58 Türe 2005, 135. 59 Türkoğlu 2005, 81. 60 Richter 1956, 11. 61 Türe-Savaşçın 2002, 110; Boardman 1968, 16.

(26)

şeklini almıştır62 ve bunlar MÖ 3. ve 2. yüzyılın başlarında İtalya’da çok popüler olmuştu63. MÖ 3. yüzyılda yüzük taşlarında üst yüzeyi düz arka kısmı konveks olan bu form kullanılmış ve çoğunlukla garnet tercih edilmiştir64.

Helenistik Dönem yüzük taşlarında şekil değişiminin yanı sıra taş seçiminde de yenilikler meydana geldi. Bu dönemde parlak garnet, sümbül-yemen taşı ve kuvarslardan da karnelyan ön plana çıkarken65, menekşe renkli ametist oldukça sık kullanıldı66. Agat, sardoniks, jasper, ateş opali ve kalsedonun yanı sıra zümrüt inci ve lal taşı da bu dönemde sevilerek kullanılan malzemelerdendi67. Bunların dışında değerli ve yarı değerli taşların bir taklidi olarak ortaya çıkan cam taşlar, bu dönemde oldukça yaygın bir kullanıma sahipti ki68 cam yüzük taşlarının sayısı bu dönemin sonlarına doğru özellikle Roma etkisinin arttığı dönemde daha da fazla talep görmeye başladı69.

Helenistik Dönem yüzük taşlarındaki oymalar, dönemin heykeltıraşlık üslubunu yansıtır şekildedir. Bu dönemde katmanlı akiklere resimlerin işlenmesi, taş katmanlarının çeşitli renkleriyle efekt etkisine ulaşılmasını sağladı70. Yüzük taşlarındaki formsal ve taş seçimindeki değişimin yanı sıra betimlenen konularda da bir takım yenilikler söz konusudur. Bu dönem yüzük taşları üzerinde en çok betimlenen konular, Dionysos, Satyr, Menad, Aphrodit, Eros, Psyche, Hermafrodit ve Medusa başı gibi mitolojik sahnelerdir. Bunlarla birlikte İsis ve Serapis gibi Mısır tanrılarıda betimlenmiştir. Klasik Dönemde yaygın olan gündelik hayattan alınmış sahneler yerini artık portre oymalar almış ve vazo, el aleti ile masklar gibi yeni temalarda bu yüzük taşlarına işlenmiştir71. Özellikle portre betimlemeli yüzük taşları İskenderiye ve batıda sarayda yaşayan bayanlar arasında oldukça popüler olmuştur72. 62 Boardman 1968, 73. 63 Boardman-Vollenweider 1978, 72. 64 Boardman-Vollenweider 1978, 73. 65 Boardman-Vollenweider 1978, 69; Spier 1992, 4. 66 Spier 1992, 3. 67 Türe 2005, 136. 68 Zwierlein-Diehl 2002, 44. 69 Boardman ve Vollenweider 1978, 72. 70 Zazoff 1969, 5. 71 Türe 2005, 143. 72 Thompson 1993, 15.

(27)

1.2.5 ROMA DÖNEMİ YÜZÜK TAŞLARI

Her ne kadar Roma İmparatorluğunun resmi tarihi MÖ 27’de başlıyor olsada MÖ753’e kadar uzanır. Mitolojiye göre ikiz olan Romulus ve Remus kardeşler tarafından Palatio tepesine kurulan kent zamanla çok geniş bir imparatorluğun başkenti haline geldi73. Yayılma politikası güden Roma İmparatorluğu Latium, Etrüsk, Kartaca’yı topraklarına katmakla kalmamış, Makedonya ve Yunanistan’dan başlayarak, Helenistik krallıkları işgal ederek ya da koruma politikası adı altında imparatorluğuna katar. MÖ27’de Roma İmparatorluğunun Mısır’ı işgal etmesi ile Helenistik Dönem sona ersede Helenistik kültür varlığını uzun süre daha korumayı başarır74. Mısır işgali ile birlikte Roma İmparatorluğu sınırlarını doğuya doğru genişlemesi sanat alanında Doğu etkilerini çok fazla hissettirmektedir75. Doğu Akdeniz ülkelerinden göç ederek Roma’ya yerleşen kuyumcular, imparatorluğun başkentini yeni bir kuyumculuk merkezi haline gelmesini sağlamışlardı76.

Roma döneminde yarı değerli taş kullanımı artar ve renkli taş işletmeciliği sayesinde yüzük taşları üzerine çeşitli hayvan ve bitkisel tasvirler, mitolojik sahnelerin işlenmesi karakteristik bir sanat dalı oluşmasına yol açmıştır77. Roma döneminde Helenistik döneme göre taş çeşitliliği yarı saydam ve renkli taşlar olup Doğudan ve Mısır’dan ithal edilmiştir78.

Roma Cumhuriyet döneminde gemler Etrüsk ve Helen etkisine göre ikiye ayrılıyordu. Bu dönem eserleri sanatsal açıdan kuvvetli olmamakla birlikte dönemin özelliklerini yansıtması açısından önemlidir. Kopyalanan Arkaik gemlerin yanı sıra Cumhuriyet Dönemi Etrüsk gemlerinin kendine has bir kompozisyonu vardır ve bu gemlerin stilleri ve konuları çağdaşları olan Roma Dönemi sikkelerinden bile farklıdır79. Etrüsk etkili bu gemlerde kullanılan en popüler taş agat, karnelyan ve sard

73 Meijer 2006, 11. 74 Türe 2005, 145. 75 Meriçboyu 2002, 198 . 76 Türe-Savaşçın 2002, 114. 77 Türkoğlu 2013, 89. 78 Boardman 1968, 24. 79 Richter 1956, 11.

(28)

iken nadirde olsa kalsedon ve akuamarin tercih edilmiştir80. Helen etkili gemlerde kullanılan favori taş ise karnelyan, agat, yeşim taşı ve ametist olsada cam taş kullanımı daha yaygındır81.

Roma İmparatorluğunun erken dönemlerinde neo-klasik sanat üslubuna bağlı olarak Helenistik kuyumculuğunun takı tipi üretime devam etmiş olunsada, MS 2. yüzyıldan itibaren Roma kuyumcuları Helenistik Dönem takı karmaşıklığından sıyrılarak daha sade takılar yapmaya başladılar82.

Bu dönemde değerli ve yarı değerli süs taşlarını kullanıyorlardı. Yüzük taşlarında mitolojik figürlerin, portrelerin ve çeşitli kompozisyonların işlenmesi soylu ve zengin sınıfların talebine uygun bir şekilde gerçekleştirilirken83, Roma halkının kullanabileceği değerli ve yarı değerli taşların taklidi olan cam yüzük taşları da tasarlanmıştır. Yüzük taşlarında kullanılan kabaşonlar84, sertliği nispeten az olan agat, opal ile benzeri taşlardandı ve bantlı bir agat türü olan sardoniks sevilerek kullanılırdı85. Karnelyan ise Minos’dan, Roma’ya kadar olan bütün periodlarda kullanılmıştır. MS 2. ve 3. yüzyılda kırmızı, yeşil ve sarı yeşim taşları moda olmuş ayrıca Heliotrop olarak anılan kan taşı ile menekşe renkli ametist erken Roma döneminde sıklıkla kullanılmıştır86. Bu dönemde garnet kullanımı demode olmuştur. Zerbecat (peridot), zümrüt, akuamarin, safir, turmalin ise nadir kullanılan değerli taşlarıdır. Oldukça pahalı bir taş olan lapis lazuli de aynı şekilde nadir kullanılmıştır87.

Bu dönem yüzük taşlarında işlenen konular mitolojik figürler, gündelik hayattan sahneler88 ve yüzüğü taşıyan kişinin adının harf kombinasyonu olan monogram veya portresinin bulunduğu kompozisyonlardan oluşur89. Portreler, bu

80 Richter 1956, 12. 81 Richter 1956, 17. 82 Türe-Savaşçın 2002, 114. 83 Türe-Savaşçın 2002, 115.

84 Kabaşon: Cilalı ve cilasız olarak takılara yerleştirilebilecek şekilde üstü bombeli olan, dikdörtgen,

kare, yuvarlak veya oval şekilde kesilen taşlara verilen isimdir.

85 Türe 2005, 118. 86 Spier 1992, 3. 87 Spier 1992, 4. 88 Türe 2005, 151.

(29)

betimlemeler içerisinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle önemli devlet adamlarının, filozofların, ünlü atalarının veya kişiye özel olarak betimlenen portreler önemli bir rol oynamaktadır90. Portre betimlemelerinin yanı sıra kült ve gündelik yaşama dair betimlemelerde yüzük taşları üzerinde yerini almıştır91.

Roma İmparatorluk döneminde gelen yeniliklerden bir tanesi cameolardır92. Diğer bir yenilik ise imparatorun sikkesini veya madalyonunu yüzük kaşına yerleştirilerek kullanılmasıydı93.

1.3 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU’DA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİNE GENEL BAKIŞ

Antik çağ’da Anadolu’nun bulunduğu coğrafya göz önüne alınacak olursa ileri düzey bir kuyumculuğa sahip olan Mısır, Mezopotamya ve Fenikelilerden etkilendikleri görülmektedir. Anadolu’da kuyumculuk faaliyetlerini ve gelişimini anlamak için insanoğlunun avcı-toplayıcılıktan yerleşik düzene geçtiği bir devrim olan Neolitik döneme bakmak gerekir. MÖ 7000’de Neolitik devrimle birlikte insanlar avcı-toplayıcılıktan yerleşik yaşama geçmesiyle obsidyen ve çakmaktaşı gibi alet yapımında kullanılan malzemelerin temin edilmek istenmesi takas ticaretini başlattı ve bunun sayesinde sosyalleşen insanoğlunun süslenmede kullandığı malzemelerinde (deniz ve kara yumuşakçalarının kabukları, oniks, malahit, fluorit vb. yumuşak süs taşları) kullanımı arttı94. Bu malzemeler kullanılarak kemik, boynuz ve hayvan dişleri ile şekillendirilmiş takıların arasında yüzüklerde yerini aldı95.

Artık insanoğlu gelişen ihtiyaçları doğrultusunda doğada buldukları malzemeleri kullanmayı ustaca öğrendiler ki kalkolitik çağda bakırın işlenmesi ile kurşun, kalay, gümüş ve altın gibi madenlerin kullanılmaya başlanması bunu kanıtlar niteliktedir. Buda Kalkolitik Çağ Anadolu’sunda değerli madenlerden takı yapımının

90 Zwierlein-Diehl 2002, 42. 91 Zazoff 1969, 5. 92 Zazoff 1969, 5. 93 Meriçboyu 2001, 199. 94 Türe-Savaşçın 2002, 16. 95 Türe-Savaşçın 2002, 20.

(30)

başladığını göstermektedir96. Güney Doğu Anadolu’da Tel Halaf kültürünün görülmesiyle birlikte akik, kuvars gibi sert taşları ‘sürtme taş tekniği’ ile şekillendirilmesi takı yapımında hızlı bir gelişim gösterdi97. Erken bronz çağı ustaları, değişen malzemelerin yanı sıra yeni teknikler (repaussé (kakma) ve kalem işi oymacılığı) geliştirmesiyle birlikte daha ince detaylandırılabilen küçük objelerde üretmeye başladılar98.

İleri düzey kuyumculuk tekniğine sahip olan Mezopotamya ve Mısırdan etkilenen Anadolu’da mühür, tutma yerindeki deliklerden ip geçirilerek takı gibi boyna asılarak kullanılıyordu99. Hitit merkezinde bulunan damga mühürlerinde de benzer özelliği görmek mümkün. Bu mühürlerinde iple boyna asılarak bir takı gibi kullanıldığı biliniyor100. Hitit mühürlerinin bir kısmı yüzük şeklindeydi ve üzerlerinde çoğunlukla hiyeroglif işaretleri ile tanrı-tanrıça figürleri yer alırdı101. Boğazköy arşivlerinde bulunan döküm ve çeyiz listelerinde çeşitlilik gösteren takılar arasında yüzüklerde vardır102ve bu yüzüklerin taşlı veya taşsız olarak kullanıldığı biliniyor103.

Anadolu’da genellikle mezarlarda korunarak günümüze kadar ulaşan eserler daha çok adak heykelcikleri, güneş kursları, taç ve diademler, kolyeler, yarı değerli taşlardan yapılmış boncuklar ile fibulalardır. Urartu, Frig ve Lidya kuyumculuk ürünleri arasında en dikkat çeken buluntu grubunu ise fibulalar oluşturur.

Anadolu’da yaşanan diğer bir gelişme ise MÖ 1200’lerde büyük kavimler göçü ve Miken Uygarlığının çöküşüyle Yunanistan’dan çıkan 3 büyük boy (MÖ 1050-700 yılları arasında) Ege adalarına ve Batı Anadolu kıyılarına göç ettiler. Burada koloni kuran bu boylar, MÖ 750-700 yılları arasında kara ve deniz ticareti vasıtasıyla Ortadoğu, Suriye, Lübnan ve Mısır kültüründen etkilendiler104. Doğu yunan 96 Türe-Savaşçın 2002, 24. 97 Türe-Savaşçın 2002, 25. 98 Türe 2005, 23. 99 Türkoğlu 2013, 27. 100 Türkoğlu 2013, 46. 101 Türe-Savaşçın 2002, 58. 102 Türe-Savaşçın 2002, 54. 103 Türkoğlu 2013, 48. 104 Türe 2005, 100.

(31)

kolonilerinde ve Ege Adalarında, skarabe veya daha basık işlenen skaraboid yüzük kullanımı MÖ 5. yüzyılda moda oldu ve arkalarında mitolojik sahneler bulunan bu yüzükler hem yüzük ve muska hem de mühür olarak kullanılıyordu105. Bu Doğu Yunan atölyeleri yüzük taşlarında kullanmayı en çok tercih ettikleri yarı değerli taş kalsedondu106 ve bu koloniler dönemine ait bilinen en eski yüzükler Batı Anadolu’da İzmir yöresinde bulunmuştur107.

Klasik çağ Anadolu’sunda, Mezopotamya ve Mısırdan alınan skarabe ve skaraboid yüzük taşlarının kullanımı devam etti ve konular günlük hayattan sahneler, hayvan figürleri ile tanrı-tanrıça betimlemeleri olmuştur. Helenistik Dönemde ise Anadolu altın çağını yaşamıştır. MÖ 5. ve MÖ 4. yüzyıl Klasik Döneminde görülen takı tipleri terk edilmiş yerine tasarlanan yeni formlarda ve konularda doğu etkisi görülmektedir108. MÖ 1. yüzyıldan itibaren Romalıların Anadolu’ya girmeye başlamasıyla birlikte kuyumculuk ürünlerinde de farklılıklar görülmeye başlandı ve bu dönemde renkli taş işletmeciliği sayesinde farklı bir yüzük kültürü oluştu109. Romalıların getirmiş olduğu diğer bir yenilik ise cameolardır.

1.4 ANTİK ÇAĞDA YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞLARININ İŞLEVİ

Yüzük taşları her dönemde farklı amaçlarda kullanılarak sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmişlerdir. İnsanlık tarihi boyunca farklı işlevler yüklenerek kullanılmaya başlayan amuletler zaman içerisinde sosyal hayatın yanı sıra devlet işlerinde de kullanılmaya başlanan yüzüklere dönüştüğünü görmekteyiz. Bu yüzük ve yüzük taşlarının kullanım şekillerine bakacak olursak eğer mühür yüzükleri, tılsım ve nazarlık (amuletler), tedavi ve koruma amacıyla kullanılan yüzükler, asalet ve rütbe belirten yüzükler, nişan yüzükleri, anahtar yüzükleri, zehir taşıyan yüzükler olarak kategorize edilmektedir.

105 Türe 2005, 133. 106 Türe-Savaşçın 2002, 104. 107 Türe-Savaşçın 2002, 87. 108 Meriçboyu 2001, 147. 109 Türkoğlu 2013, 90.

(32)

1.4.1 MÜHÜR YÜZÜKLERİ

Geçmişi çok eskiye dayanan mühür yüzükler Roma Dönemi de dahil olmak üzere önemini korumayı başarmıştır110. Genel kullanımında önceleri kıyafetler üzerine, kola ve boyna takılarak kullanılırken, ilerleyen dönemde yüzük üzerine monte edilerek kullanılmaya başlanılan bu mühürler zaman içerisinde sahiplerinin kişisel işareti veya imzası niteliği kazanmıştır111. Bunun dışında bu oyma yüzük taşları mühür olarak kullanılırken mülkiyet belirtmek, yetkisini belirtmek ve bazı objelerin kişiye ait olduğunu belirtmek içinde sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Mühürlerin önemli bir amacı ise kişisel eşyaları belirtmenin dışında ticaret sırasında değerli paketlerin güvence altına alınmasını sağlanmasıydı112. Yüzük olarak kullanılan bu mühürler, bazen süsleme amacıyla çoğu zamanda hamur halindeki yazılı kil tabletlere ve vazolara basılıyordu, aynı zamanda bu mühürler üzerinde görülen bitki, hayvan ve geometrik motifler büyüsel ve totomik anlamlar içeriyordu113.

Hitit kuyumculuğunda mühürlerin yüzük şeklinde kullanıldığı bilinmektedir114. Helenistik Dönemde de mühür yüzükler yaygın olarak kullanılıyordu115. Etrüsk ve Greklerde mühür yüzükler için tercih edilen süs taşlarına yapılan betimlemeler soylu ve zengin sınıfların isteklerine göre şekillenirken, Roma’da mühür kazınmış taşlı yüzükler toplumun her kesiminde ise yaygın olarak kullanılıyordu116. MS 2. yüzyılda kırmızı yeşim taşının savaş esnasında yardımcı olacağına inandıkları için mühür yüzüklerinde kullanımı popüler hale geldi ve görülüyor ki Roma askerleri mühür yüzüklerinin üzerinde yer alan taşlardaki betimlemelerde günlük hayattan sahneleri çok az tercih ederken, mitolojik konular ile antik kahramanların simgelerini kullanmayı daha çok tercih etmişlerdir117.

110 Meriçboyu 2001, 228. 111 Gray 1983, 191. 112 Konuk-Arslan 2000, 11. 113 Türkoğlu 2013, 27. 114 Türkoğlu 2013, 46. 115 Türe-Savaşçın 2002, 110. 116 Türe-Savaşçın 2002, 115.

(33)

1.4.2 TILSIM VE NAZARLIK (AMULET) AMACI İLE KULLANILAN YÜZÜKLER

Bu yüzüklerin kullanımı çok eskiye dayanır. Yüzük taşlarına kazıma ya da kabartma olarak insan gözü, kurbağa, hermes düğümü, Phallos gibi betimlemeler bilinçli şekilde seçilerek işlenmiştir118. Bunun yanı sıra insan yaşamının merkezinde bulunan hayvan ve dini figürlerde işlenen konular arasındadır119. Amulet amaçlı kullanılan bu yüzüklerde tercih edilen taş ise oniks olmuştur120.

Romalıların Etrüsklerden aldığı bir gelenekte ise altın takmak doğumdan hemen sonra başlardı ve belli ritüeller izlendikten hemen sonra bebeğin boynuna altından yapılmış yuvarlak bir muska (amulet) kapsülü takılırdı. Çocuk bu kapsülü ergenlik çağına gelene kadar boynunda taşırdı121.

1.4.3 TEDAVİ VE KORUMA AMACI İLE KULLANILAN YÜZÜKLER Antik dönemde çok eskilerden bu yana yüzük ve yüzük taşlarının iyileştirici, koruyucu hatta tedavi amacı ile kullanıldığı bilinmektedir. Plinius eserlerinde, hapşırmak ve hıçkırığa karşı sağ elin orta parmağında bulunan yüzüğün sol elindeki parmaklardan birine geçirilmek suretiyle yüzüğün bulunduğu el sıcak suya daldırıldığında yüzüğün iyileştirici etkisini gösterdiğine inanıldığından bahsetmektedir122. Yüzük taşlarının diğer özelliklerinden bir tanesini ise beyazımsı mühür taşında görüyoruz. Daha çok emziren anneler tarafından ‘süt taşı’ olarak kullanım gören yarı değerli taş süt opalidir. Kırmızı damarlı olan taşlar ki bunlar ‘kan taşı’ ismini alırlar ve bu taşın kanı durdurucu özelliği olduğu kabul ediliyordu123. Hatta kan taşının bu özelliği Roma Döneminde barbar topraklarındayken, savaş sırasında vücuda ovuşturulduğunda yardımcı olabileceğine inanılıyordu ve bu taşlar MS 2. yüzyılda mühür yüzüklerinde kullanımı favori haline geldi124.

118 Meriçboyu 2001, 229. 119 Gray 1983, 193. 120 Meriçboyu 2001, 233. 121 Türe 2005, 147. 122 Demir 2008, 10. 123 Zwierlein-Diehl 2002, 10.

(34)

Yüzüklerde kullanılan diğer bir taş türü olan agatın örümcek ısırmaları ve akrep sokmasına karşı koruyucu olduğu, hematitin ise gözlere ve karaciğere iyi geldiğine inanılıyordu125.

1.4.4 ASALET VE RÜTBE BELİRTEN YÜZÜKLER

Arkaik Dönemde Yunanistan’da altın stokları sınırlı olduğundan takı günlük yaşamın içerisinde sınırlı bir kullanıma sahipti. Takı olarak, ancak erkeklerin görev ve konumlarını gösteren altın mühür yüzükler kullanıyorlardı126.

Asalet ve Rütbe belirten yüzük kullanma geleneği Etrüsklerden alan Romalılar, Roma Cumhuriyet Döneminde (MÖ 30’dan önce) altın yüzükler ordunun bütün sınıfları tarafından takılmışken, İmparatorluk Döneminde ise siviller tarafından da kullanılmıştır. Askerlikte rütbe belirtmesi için yüzükleri sağ ele takarlardı. Altın yüzüklerin kuralsız bir şekilde verilmesini önlemek amacıyla senatonun (MS 23’te) aldığı karar gereği sağ elde altın yüzük taşımak için kişinin sadece geliri olması yeterli olmamakla birlikte bu kişilerin hür doğmuş bir baba ve hatta büyükbabasının sülalesinden gelmiş olmaları şartı konulmuş olsada bu karar pek başarılı olmamıştır. Ayrıca askerlerin kullanmış oldukları yüzük taşlarında imparatorun sikkesi bulunurdu127 ve altın yüzük kullanımı Roma döneminde kesinlikle bir sınıf işaretiydi128.

1.4.5 NİŞAN YÜZÜKLERİ

Nişan ve evlilik yüzükleri ilk kez Romalılar tarafından kullanılmıştır129. Bu yüzükler ilk etapta demirden yapılırken sonraki dönemde altından yapılmaya başlanmıştır130. Nişan ve evlilik amacıyla kullanılan yüzüklerde yer alan taş üzerinde birlik ve uyumun simgesi olan el ele tutuşma sahnesi yani ‘dextratum iunctio’ sahnesi betimleniyorken131 bazı nişan yüzüklerin üzerinde ‘Meli’ (bal) kelimesi 125 Konuk-Arslan 2000, 13. 126 Türe 2005, 123. 127 Meriçboyu 2001, 228. 128 Hindman 2007 76. 129 Türkoğlu 2013, 90. 130 Meriçboyu 2001, 228. 131 Türkoğlu 2013, 90.

(35)

yazmaktadır132. Evlilik yüzüğü sol elin yüzük parmağına takılmaktaydı. Çünkü bu parmaktan dolaşım sistemimizdeki ana damar direkt kalbe gidiyordu.133Yüzüğün bu şekilde kullanımı ile iki insanın kalben birbirine bağlılıklarını gösteriyordu.

1.4.6 ANAHTAR YÜZÜKLERİ

Roma Döneminde çok popüler olan anahtar yüzüklerin kullanımında yüzüğün kaşına, bir çekmece veya kutuya ait minik bir anahtar eklenmiştir134.

1.4.7 ZEHİR TAŞIYAN YÜZÜKLER

Bu tür yüzüklerde kullanım şu şekilde gerçekleşmekteydi. Zehir kaşın altına saklanıyordu135. 132 Meriçboyu 2001, 229. 133 Zwierlein-Diehl 2002, 56. 134 Meriçboyu 2001, 229. 135 Meriçboyu 2001, 229.

(36)

2. BÖLÜM

2.1 KONYA ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ, BURDUR ARKEOLİJİ MÜZE ARŞİVİ VE FETHİYE ARKEOLJİ MÜZESİ ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜKLERDE KULLANILAN MALZEMELER

Gem (Latince de gemma), oyulmuş ve parlatılmış süs olarak işlenmiş değerli ve yarı değerli taş parçasıdır. Bu taşların negatif şekilde olanına intaglio veya oyma, pozitif şekilde olanına ise cameo veya kabartma adını almaktadır136. Süs objesi olarak kullanılan yarı değerli taşlar yüzük taşı olarak kullanılmış ve bu taşların sihirli olduğuna ve kendisine özgü gücü barındırdığına inanılıyordu137.

Gemler hakkında en kalıcı çalışmalar MÖ4. yüzyılda Theophrastos tarafından yazılan ‘Taşlar Üzerine (On Stones)’ ve Plinius tarafından MS1. yüzyılda yazılan ‘Doğa’nın Tarihi (Naturalis Historya)’ kitaplarıdır138.

Gemlerde kullanılan malzemeleri üç şekilde sınıflandırabiliriz. Değerli, yarı değerli139 ve süs objesi taşlar şeklinde kategorize ediyoruz140.

2.2 KONYA ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ, BURDUR ARKEOLOJİ MÜZE ARŞİVİ VE FETHİYE MÜZE ARŞİVİNDE YER ALAN YÜZÜKLERDE KULLANILAN YARI DEĞERLİ TAŞLAR

İncelemesini ve kataloglamasını yapmış olduğum Konya Arkeoloji Müze arşivi, Burdur Arkeoloji Müze arşivi ve Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan yüzüklerde kullanılan yüzük taşları, yarı değerli taşların kategorisine girmektedir.

136 Konuk-Arslan 2000, 11. 137 Meriçboyu 2001, 20. 138 Spier 1992, 2.

139 Bir taşın, değerli ve yarı değerli sayılabilmesi için dayanıklı (sertlik, kırılganlık, darbelere ve dış

etkenlere karşı dayanıklı), güzel (temiz, şeffaf, çekici renkli ve işlenebilir olması) ve nadir (objeye az rastlanabilir olması) bulunuyor olması gerekir. Bunun yanı sıra taşınabilirlik, kesilebilmesi, ışık yansıtm, ışıkkırma ve bünyesinde safsızlıklar içermesi gibi bazı özellikleride bulundurması gerekmetedir. Ancak değerli taşları, yarı değerli taşlardan ayıran kesin bir tanımlama yoktur. Daha detaylı bilgi için ( http://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/sustasi, erişim tarihi: 15.05. 2019.)

adresinden yararlanabilirsiniz.

(37)

Yarı değerli taşarın dışında insan yapımı bir malzeme olan cam da kullanılmıştır. Kalseduvan veya Kadıköy taşı olarak da bilinen ve adını Kadıköy’ün antik Kalkedon’dan alan Kuvars yarı saydam, beyazdan-maviye, griden-kahveye değişik renklere sahip sert bir taştır141. Arşivde yer alan bu taşların büyük bir kısmı kuvars’ın bir çeşidi olan kalsedon’un türlerini kapsamaktadır. Kullanılan bu taş türlerin içerisinde akik, oniks, sardoniks, nikola, karnelyan, jasper (kantaşı- heliotrop), plazma (yeşil kalsedon) ve sard vardır. Kuvars’ın bir türü olan Necef taşı olarak da bilinen ametist de kullanılmıştır. Grana taşı olan Garnet de kullanılan diğer bir yarı değerli taşken diğer kullanılan yarı değerli taş ise lacivert taş olarak da bilinen lapis lazulidir.

2.2.1. AGAT

Bir kalsedon çeşidi olan akik kahverengi, sarı, kırmızı ve gri gibi farklı renkleri olan, dalgalı bantlara sahiptir142. Adını Sicilya’da bulunan Achate ırmağı’ndan alır143. Akikler rengin düzensiz dağıldığı kalkedonlardır ve genellikle renkler farklı bantlar şeklinde oluşur144. Agat taşının üzerindeki düz ve yatay çizgiler yerine düzensiz ve dikey şekilde olması onu sardoniks, nikola ve oniks’ten ayırır145. Konya Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1973-3-7 1982.4.2, 2009-7-7 envanter numaralı yüzük taşları bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.2 ONİKS

Yunanca el parmağının tırnağı anlamına gelen oniks146, akik taşının renkli bantları birbirinden keskin ve düz çizgiler halinde ayrılmış olan türüdür147. Damarlı, mermerimsi genellikle cilalı bir görünüme sahip olan oniks siyah, beyaz, mavi, kahverengi, sarı ve kırmızı renklere hakimdir148. Oniks grubu taşlar daha çok

141 Meriçboyu 2001, 20. 142 Konuk-Arslan 2000, 15. 143 Ethem 2006, 33. 144 Hall 2013, 225. 145 Konuk-Arslan 2000, 15. 146 Konuk-Arslan 2000, 14. 147 Meriçboyu 2001, 20. 148 Hall 2013, 206.

(38)

cameolar için kullanılmış olsada149 intaglio yapımında ilk olarak tercih edilmelerinin sebebi dikey ve yatay kesildiklerinde farklı bir görünüm elde edilebiliyor olmalarıdır150. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan K.363.66.80 envanter numaralı yüzük taşı ile Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 8-21-67-606, 1-9-72-823, 2128, 3003 envanter numaralı yüzük taşları bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.3 SARDONİKS

Cameolarda oldukça rağbet gören Sardoniks, kahverengi ve mavi damarlı, düz bantlardan oluşan kalsedon için kullanılır151. Ayrıca siyah, kırmızı renklere de sahip olan Sardoniks damarlı ve opak bir görünüme sahiptir152. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 9273 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.4 NİKOLA

Roma taş oymacılığında, üst seviyesi mavi veya kahverengi olurken alt seviyesi koyu kahverengi ve bantlı olan Nikola153 Konya Arkeoloji Müze arşivinden yer alan 2011.11.31 envanter numaralı yüzük taşı ve Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1-12-71-756 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.5 KARNELYAN

Kalsedonun yarı şeffaf, kırmızı bir türü olan karnelyan, koyu kırmızıdan altın sarısına kadar tonları mevcuttur154. Her dönemde yaygın olarak kullanılan karnelyanın yarı saydam, damarlı ve sert bir yapısı vardır155. Bu yarı değerli taşı, eski çağlarda ölümden sonraki yolculuklarında ölüyü korumak için kullanıyorlardı156. 149 Kraus- Slawon 1956, 227. 150 Meriçboyu 2001, 20. 151 Konuk-Arslan 2000, 14. 152 Hall 2013, 256. 153 Konuk-Arslan 2000, 14; Spier 1992, 3. 154 Konuk-Arslan 2000, 14; Spier 1992, 2. 155 Meriçboyu 2001, 21. 156 Hall 2013, 94.

(39)

Konya Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1760, 2011.11.30, 1985.5.1 envanter numaralı yüzük taşları, Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan K.29-34-80, 9265, 9268, 9270, 9271, 543-46-73, 83-9-74, 627.50.73, K.14-11-75, 6912 envanter numaralı yüzük taşları ile Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 2-12-7757, 1-13-73-1019, 5148 envanter numaralı yüzük taşları bu yarı değerli yüzük taşı kullanılarak yapılmıştır.

2.2.6 JASPER (KANTAŞI)

Kırmızı, turuncu ve sarı tonlarına sahip opak bir kalsedon türü olan jasperin diğer bir çeşidine de kantaşı-heliotrop adı verilir. Bünyesinde kırmızı noktalar içeren kantaşı-Heliotrop MS 2 ve 3. yüzyılda Roma yüzüklerinde moda olmuş, sarı ile kırmızı rengi oldukça yaygın kullanılmıştır157. Jasperin yeşil renkli olanına ise plazma denir158. Konya Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 2009-7-6, 1973.3.8 , 1982.4.4. ve 1761 envanter numaralı yüzük taşları, Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 664, E-9263, 9274, 615-50-73, 626-50-73, 628.50.73, K.174.45.76, K.120.50.80, K122.52.80 ve envanter numaralı yüzük taşları ile Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1-5-73-1000, 2-9-73-1010, 7-2-74-1071, 1-6-75-1124, 3176, 5147 envanter numaralı yüzük taşları bu yarı değerli taştan yapılmıştır.

2.2.7 PLAZMA (YEŞİL KALSEDON)

Kalsedonun yeşil renkli olan türüne plazma denir159. Bu tanımlama çok doğru olmamakla beraber krizopraz gibi açık ve koyu parlak elma yeşili renklere sahip yarı saydam ve opak olan yarı değerli taş içinde kullanılabilir160. Konya Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1990.3.3 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

157 Konuk-Arslan 2000, 15; Hall 2013, 84. 158 Selim 2015, 38.

159 Konuk-Arslan 2000, 15.

(40)

2.2.8 SARD

Kalsedonun yarı saydam, kırmızı bir türü olan sard açık sarımsı kahverengiden, opak koyu kahveye kadar değişebilen renk tonlamalarına sahiptir161. Parlak ve genellikle koyu kırmızımsı kahverengi ve damarsız oluşu ile sard taşını karnelyandan ayırt edebiliriz162. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 9266, E-9267, 9269, K.71-37-77, 542-46-73, 318-23-73, K. 35-16-75, 481.46.73 envanter numaralı yüzük taşları ile Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 3703 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taştan yapılmıştır.

2.2.9 AMETİST

Mor’un tonları ile açık lavanta rengi arasında değişen ametist, saydam kolay bulunabilen yarı değerli taşlardandır163. Fakat renkler taş içerisinde aynı tonda dağılmamıştır. Taşın bazı bölümlerinde renk daha açıkken bazı bölümlerinde daha koyu bir tona sahiptir. Antik dönemde bu taşı takan kişiyi, içkinin sonrasındaki etkilerine karşı bağışıklık kazandırdığına inanılıyordu164. Minos Döneminde az, Arkaik ve Klasik Dönemde nadir olarak kullanılan ametist, Helenistik ve Erken Roma Döneminde oldukça sık kullanılmıştır165. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan K.67.26.78 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.10 GARNET

Garnetler çok etkileyici taşlar olmasına rağmen bol bulundukları için değerli değildir166. Mavi dışında neredeyse bütün renklerde görülür. Kırmızı, kahverengi, sarı, yeşil ve siyah yaygın olan renkleridir. Açık renkli garnetler genellikle saydamdan yarı saydama kadar koyu renkler ise yarı saydamdan opak arasında gözlemlenir167. Kuvarstan daha sert olduğu için şekil verilmesi zor olan bu taş168 161 Konuk-Arslan 2000, 14. 162 Meriçboyu 2001, 21. 163 Hall 2013, 53; Selim 2015, 24. 164 Konuk-Arslan 2000, 15. 165 Spier 1992, 3. 166 Kraus-Slawson 1956, 208. 167 Kraus-Slawson 1956, 209.

(41)

özellikle moda olduğu Helenistik döneme kadar kullanılmamıştır169. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 9574, 480-46-73 envanter numaralı yüzük taşı ile Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1992 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taştan yapılmıştır.

2.2.11 LAPİS LAZULİ

Koyu mavi ve bazen altın renkli damarları bulunan Lapis Lazulinin kaynağı Afganistan’dır ve Mezopotamya ile Mısırda sık kullanılmış olmasına rağmen170 oldukça pahalı bir taş olduğu için nadiren de olsa Grek ve Roma intagliolarında kullanılmıştır171. Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan K.117.41.76 envanter numaralı yüzük taşı bu yarı değerli taş kullanılarak yapılmıştır.

2.2.12 KALSEDON

Genellikle beyaz, pembe, mavi, kırmızı ve gri renkler sahip olan kalsedon yarı saydam veya opak kimi zaman damarlı bir taş olarak karşımıza çıkar172. Konya Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 1972.3.3 envanter numaralı yüzük taşı ve Burdur Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 9272 ve 8-10-66-368 envanter numaralı yüzük taşları bu malzeme kullanılarak yapılmıştır.

2.2.13 MALAHİT

Parlak yeşil ve koyu yeşil çizgeleri olan malahit, yarı şeffaf ve opak bir görünüme sahiptir173. Fethiye Arkeoloji Müze arşivinde yer alan 17.92.72.909 envanter numaralı yüzük taşı bu malzeme kullanılarak yapılmıştır.

2.2.14 AMBER

Karakteristik rengi sarı olan amberin renksizden koyu kahverenginde çeşitleri vardır. Hatta Beyazımsı, Yeşilimsi, mavimsi ve siyahımsı gibi az rastlanan renklere

168 Konuk-Arslan 2000, 16. 169 Spier 1992, 4. 170 Meriçboyu 2001, 20. 171 Spier 1992, 4. 172 Hall 2013, 100. 173 Bridgman 1916, 91.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hans Scharoun Philharmonie Konsersara- yının bulunduğu muhite ölümüne kadar rn- sasına devam ettiği diğer meşhur projesi; Berlin devlet kütüphane binasının (2) vs Mies van

Konya Arkeoloji Müze deposunda yer alan Opus Sectile tekniği ile yapılmış mozaik döşemeleri hakkında yaptığım kısa bir araştırma neticesinde, önemli bir yapıya ait

Peki, dans etmenin eğlenceli olmasının yanında özellikle yaşlılar ve kronik bir hastalığı olanlar için tedavi edici özelliğe sahip olduğunu biliyor muydunuz.. Tabii ki

Ancak al- Favâidu'l- Bahiyya ve Favâtu'l- Vafayât gibi bazı tabakat kitaplarında al- Mutarrizî'nin doğum tarihi H-536 olarak belirtilmektedir 18.. Kaynaklar da belirtildiğine

Sonra, sanat hayatının kırkıncı yıldönümü münasebetiyle temsil edilecek “ Bir Kavuk Devrildi” hakkında intlbalannı öğrenmek istemiştim!. Şehir Tiyatrosu

Türkiye’den de Çevre ve Orman Bakanl ığı Müsteşarı Hasan Zuhuri Sarıkaya’nın yanı sıra Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Genel Müdürü Fevzi İşbilir, Özel

The last decade of Turkish television has seen the rise of piety in both the factual and fictional content in mainstream broadcasting (Emre Cetin, 2014) along with

Bu çalışmada, anason (Pimpinella anisum L.) ve kimyon (Cuminum cyminum L.) tohumlarının uçucu yağ bileşenleri ile bu yağların antimikrobiyal ve antioksidan