• Sonuç bulunamadı

Somalili mültecilerin sosyo- kültürel ve dinî hayatları üzerine sosyolojik bir araştırma (Konya örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Somalili mültecilerin sosyo- kültürel ve dinî hayatları üzerine sosyolojik bir araştırma (Konya örneği)"

Copied!
154
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

DİN SOSYOLOJİSİ BİLİM DALI

SOMALİLİ MÜLTECİLERİN SOSYO-KÜLTÜREL VE DİNÎ

HAYATLARI ÜZERİNE SOSYOLOJİK BİR ARAŞTIRMA

(KONYA ÖRNEĞİ)

Mehmet GEDİK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Hayri ERTEN

(2)
(3)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin Adı Soyadı Mehmet GEDİK

(4)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Mehmet GEDİK tarafından hazırlanan Somalili Mültecilerin Sosyo-Kültürel ve Dinî Hayatları Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma –Konya Örneği- başlıklı bu çalışma 13/07/2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Prof.Dr. Saffet KÖSE Başkan İmza

Doç.Dr.Bayram DALKILIÇ Üye İmza

(5)

ÖNSÖZ

Göç, istekli veya istek dışı yaşanılan yeri terk etmektir. Göç sadece göç edenleri değil, göç edilen yer üzerinde de bir takım olumlu ve olumsuz sonuçlar doğuran bir fenomen olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçmenlerin geneline baktığımızda özellikle iradesiz bir göçten bahsedebiliriz. Bunu da zorunlu göç olarak ifade edersek, bu zorunlu göçte, hayati ve ekonomik nedenler ön plana çıkmaktadır.

Göçü iç göç ve dış göç olarak ele aldığımızda iç göçten kaynaklanan sorunlar, bir ülkenin iç sorunları olarak karşımıza çıkarken, bu iç göçün çözüm merkezi de yine o ülke olmaktadır. Oysa dışa göçten kaynaklanan sorunlar, göç alan ülkenin sorunlarının yanında diğer ülkelerin de göçmen sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Afrika, kendi kıtası üzerinde yaşayan insanların mutluluğunu oluşturmada yetersiz kalan ender kıtalardan biridir. Özellikle Müslüman ülkeler üzerinde siyasi, dini ve ekonomik planlar, Afrika’da yaşayan Müslümanların istemeyerek de olsa diğer ülkelere göç etmelerine neden olmaktadır.

Araştırmamız, genel itibariyle Türkiye’ye Afrika’dan gelen mültecilerin son üç beş yıldır ülke gündeminde bulunmaları, özelde ise Somali’den Konya’ya gelen mültecileri bir nebze olsa sosyo-kültürel ve dini çerçevede daha yakından tanımak istememiz üzerine şekillenmiştir. Araştırmamızda ülkemizin çeşitli illerinde bulunan mültecilerin, Konya’da yaşayanlarını incelemeye çalıştık.

Araştırmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Somali hakkında genel bilgiler: Somali’nin tarihçesi, coğrafi konumu, etnik yapısı ve nüfusu, yönetsel ve toplumsal koşulları, ekonomisi, iltica ve mülteci kavramları ve Konya’da bulunan Somalililerin Somali’den çıkış nedenleri, göçmenlerin şu anki yerleşim tercihleri, mültecilerin Konya’ya gelişleri gibi konular ele alınmaya çalışılmıştır. Böylece, Somaliler ile ilgili yapılacak bir araştırmada tarihsel ve sosyal arka planı hatırlatmadan çalışmamızın eksik kalacağı endişesi bertaraf edilmek istenmiştir.

İkinci bölümde ise Konya’da bulunan Somalililerin sosyo- kültürel durumları üzerinde durulmuştur. Bunlar, aile yapısı, evlilik kurumu, düğün, boşanma eğitim, meslek edinme, Konya’ya gelmeden önceki meslek dağılımı, Konya’daki meslek

(6)

dağılımı, dili, nüfusu, ekonomi-geçim şartları, giyim kuşam, hastalık, beslenme ve yemek kültürü ve Somalili mültecilerin Somali ile irtibatıdır. Bu incelemede öncelikle Somalili mültecilerin, Somali’deki yaşantıları ifade edilip, mültecilerin Konya yaşamları üzerinde durulmaktadır. Tabi ki bir toplumun kültürü ve yaşantısı kısa sürede değişemeyecek kadar kalıcıdır; fakat bu toplumun kültürü ve yaşantısında kısa sürede meydana gelen bazı değişiklikleri de vurgulamak yerinde olacaktır. Ayrıca bu göçmenlerin toplumumuzda sorunsuz ve olumsuz gelişmelere yönelmeksizin adapte olabilmeleri sosyal sistemimizin sürekliliğini de yakından ilgilendirmektedir.

Üçüncü ve son bölüm ise Konya’daki Somalili göçmenlerin dini hayatlarına dair bulguları ihtiva etmektedir. Önce dini tecrübenin teorik tezahürlerini içeren Allah inancı, peygamber inancı, ahiret inancı, kutsal kitap inancı, melek inancı ve halk inançları ele alınmakta. Ardından da dinin pratik boyutu namaz, cuma namazı, ramazan orucu, zekat, kurban, K.Kerim öğrenme, dua, hac ve haramdan sakınma gibi dini olgular, merasimler olarak ifade edebileceğimiz bayramlar, sünnet ve cenaze konuları ele alınmaktadır. Son ana başlık altında da dinin sosyolojik tezahürlerinden mezhep ve tarikatlar konusuna değinilmektedir.

Çalışmamız süresince öncelikle bana böyle bir çalışma yapma imkanı sunan çok değerli hocam ve tez danışmanım sayın Doç. Dr. Hayri ERTEN Bey’e, Konya’da bulunan Somalili mültecilerle tanışmamı sağlayan Cansuyu Derneği görevlisi Hakkı ÖZKAŞIK Bey’e ve çalışmamda bana tercümanlık yapan Somalili Enwar İSSA ve Abdurrahman Muhammed Farah’ateşekkürlerimi sunarım.

Mehmet GEDİK

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Adı Soyadı Mehmet GEDİK Numarası: 064245041010 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Felsefe ve din Bilimleri Ana Bilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı

Ö

ğrencinin

Danışmanı Doç. Dr. Hayri ERTEN Tezin Adı

SOMALİLİ MÜLTECİLERİN SOSYO-KÜLTÜREL VE DİNÎ HAYATLARI ÜZERİNE SOSYOLOJİK BİR ARAŞTIRMA (KONYA ÖRNEĞİ)

ÖZET

Araştırmamızın konusunu, Somali’den göç eden ve pek çok farklılıkları beraberinde taşıyan Somalili mültecilerin, Konya’ya gelmeden önceki sosyo-kültürel ve dinî hayatları ile Konya’ya geldikten sonraki sosyo-kültürel hayatlarını araştırmak olmuştur. Konu seçimindeki amacımız kıtaları farklı, ırkları farklı fakat dini açıdan bizimle pek çok ortak noktamız bulunan insanların yaşam tarzlarını, kültürlerini ve dinlerini tanımaktır. Ayrıca içinde yaşadığımız toplumun, farklılıkları kabul etme derecesini, farklılıkların sosyo-kültürel yaşama kattığı zenginlikleri ele almak ve incelemektir.

Konya’da yaşayan Somalili 25 aileyi ele alarak bu aileleri bir küme kabul ettik. Her ailenin 15 yaş üzeri ferdine bir numara vererek oluşturmuş olduğumuz kutu içinden, kura çekmek suretiyle anket yapacağımız kişileri tespit ettik. Bu kişilerin evine giderek veya “Somali Kampı” diye bilinen yerde kendileriyle buluşarak anket uyguladık.

Göç eden Somalili mültecilerin Konya hayatlarında ciddi bir takım değişiklikler meydana gelmiştir. En barız değişiklik kıyafetlerinde görülmektedir. Müslüman olan Somaliler mülteciler dinleri hariç, bir çok konuda uyum sorunu yaşamaktadırlar.

(8)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ad Soyad Mehmet GEDİK Numarası: 064245041010 Ana Bilim /

Bilim Dalı Felsefe ve din Bilimleri Ana Bilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı

Ö

ğrencinin Danışman Doç. Dr. Hayri ERTEN

Tezinin İngilizce Adı

A SOCIOLOGICAL RESEARCH ON SOCIO-CULTURAL AND RELIGIOUS LIFE OF SOMALIA REFUGEES (KONYA CASE)

SUMMARY

Our research base consists of searching and comparing the socio-cultural and religious life of Somalia refugees before they migrated to Konya and after they migrated to Konya and brought many differences with them.

Our aim to choose this theme is to know the lifestyle,culture and religion of these people whose continent and race are different than ours but who have many common points in terms of religion with us. And also to discuss and analyse our society’s acceptance level of these differences and the richness which these differences added to socio-cultural life.

We dealt with 25 Somalia families who are living in Konya and regarded them as a cluster. We numbered each member of families who are over 15 and put these numbers in a box and determined the people whom we conducted the poll by drawing of lots from the box. We conducted the poll either by visiting them at their homes or meeting them in the camp called ‘Somalia Camp’.

Substantial changes are occured in the lives of these Somalia people who migrated to Konya. One of the main changes is their clothing style. Muslim Somalia refugees have adaptation problems on many issues except religion.

(9)

KISALTMALAR a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale Bkz. : Bakınız

BM : Birleşmiş Milletler

BMYKO : Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği Ofisi C. : Cilt

Çev. : Çeviren

DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi f. : Frekans

km. : Kilometre m. : Metre s. : Sayfa

ss. : Sayfalar arası / sayfadan sayfaya T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TÜRKDAV : Türkiye Kalkınma ve Dayanışma Vakfı

t.y. : Tarih yok vb. : ve benzeri yy. :Yüzyıl

(10)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Somali hakkında demografik bilgiler... 18

Tablo 2: Örneklemin Somali’deki iktidar ile aynı kabileden olup olmama durumuyla ilgili dağılımı... 23

Tablo 3: Örneklemin Somali’den çıkış nedenleriyle ilgili dağılımı... 24

Tablo 4: Örneklemin Somali’ye geri dönüp dönmeme durumuyla ilgili dağılımı ... 25

Tablo 5: Örneklemin yaşamak için tercih ettikleri yerle ilgili dağılımı ... 25

Tablo 6: Örneklemin Konya’da yardım alıp almama durumuyla ilgili dağılımı... 27

Tablo 7: Örneklemin Konya’da yararlandıkları yardım kuruluşlarıyla ilgili dağılımı... 28

Tablo 8: Örneklemin evlilik çeşitleriyle ilgili dağılımı... 31

Tablo 9: Örneklemin yaşlarına göre evlilik dağılımları ... 32

Tablo 10: Örneklemin cinsiyete göre evlenme yaşlarıyla ilgili dağılımı ... 33

Tablo 11: Örneklemin okuma yazma bilme oranı ve bu oranın cinsiyet bazındaki dağılımı... 39

Tablo 12: Örneklemin göç öncesi eğitim durumu... 41

Tablo 13: Örneklemin Somali’de ikamet ettikleri yerle ilgili dağılımı... 43

Tablo 14: Örneklemin göç öncesi meslek dağılımı... 44

Tablo 15: Örneklemin göç sonrası meslek dağılımı... 45

Tablo 16: Örneklemin yabancı dil bilme ve cinsiyete göre oranı ... 48

Tablo 17:Örneklemin bildiği yabancı diller ... 49

Tablo 18: Örneklemde ailelerin çocuk sayısı durumu... 51

Tablo 19: Örneklemin kardeş sayılarıyla ilgili dağılımı ... 52

Tablo 20: Örneklemin Somali’de yaşarkenki aylık gelir durumuyla ilgili dağılımı ... 53

Tablo 21: Örneklemin Konya’daki aylık gelir durumu dağılımı... 54

Tablo 22: Örneklemin Allah’ın varlığına inanma durumu... 62

Tablo 23: Örneklemin Allah’ın varlığı hakkında şüphe duyma durumuyla ilgili dağılımı... 63

Tablo 24: Örneklemin Hz. Muhammet’in peygamber olduğuna inanma durumu ... 64

Tablo 25: Örneklemin kıyamete kadar başka peygamber gelip gelmeyeceği inancı ile ilgili dağılımı... 65

(11)

Tablo 26: Örneklemin ahirete inanma durumu ... 66

Tablo 27: Örneklemin son ilâhi kitabın K.Kerim olduğuna inanma durumuyla ilgili dağılımı.. 67

Tablo 28: Örneklemin meleklerin varlığına inanma durumu ... 68

Tablo 29: Örneklemin halk, batıl inançlara inanma durumu ve bu inanışların cinsiyet açısından dağılma durumu ... 69

Tablo 30: Örneklemin günlük beş vakit namaz kılma durumu ... 72

Tablo 31: Örneklemin beş vakit namazı cemaatle kılınma durumu... 73

Tablo 32: Örneklemin cuma namazı kılma durumu... 74

Tablo 33: Örneklemin Ramazan ayında oruç tutma durumu ... 76

Tablo 34: Örneklemin Ramazan ayı dışında oruç tutma durumu ve bu durumun cinsiyet bazında dağılımı... 77

Tablo 35: Örneklemin gelir seviyesi ve zekat verme durumu... 79

Tablo 36: Örneklemde maddi imkanı olmayanların, imkan bulunca zekat verme tutumlarıyla ilgili dağılımı ... 80

Tablo 37: Örneklemin kurban kesme durumu... 81

Tablo 38: Örneklemde duanın yeri ve önemiyle ilgili dağılımı ... 83

Tablo 39: Örneklemde dua etme zamanlarıyla ilgili dağılımı... 84

Tablo:40 Örneklemin gelire göre hacca gitme durumlarıyla ilgili dağılımı... 86

Tablo 41: Örneklemin günah olan bir şey karşısında takınılan tavırla ilgili dağılımı... 88

Tablo 42: Örneklemin başkasına verilen zararın kendisini rahatsız etme durumuyla ilgili dağılımı... 89

Tablo 43: Örneklemin alkollü içecek kullanma durumuyla ilgili dağılımı ... 90

Tablo 44: Örneklemin yalan söyleme durumuyla ilgili dağılımı ... 91

Tablo 45: Örneklemin dini ameller açısından mensubu oldukları mezheple ilgili dağılımı ... 98

(12)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI... I YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ...II ÖNSÖZ... III ÖZET...V SUMMARY ... VI KISALTMALAR ...VII TABLOLAR LİSTESİ ...VIII İÇİNDEKİLER...X GİRİŞ... 1 A. ARAŞTIRMANIN KONUSU-AMACI... 2 B. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI ... 4 C. YÖNTEM ... 4 D. VARSAYIMLAR... 7 E. ÖRNEKLEM GRUBU ... 8 BİRİNCİ BÖLÜM SOMALİ ÜLKESİNE GENEL BAKIŞ 1.1. TARİHÇESİ ... 10

1.2. COĞRAFİ KONUMU... 15

1.3. ETNİK YAPISI - NÜFUSU... 17

1.4. YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR... 19

1.5. EKONOMİ ... 20

1.6. SOMALİ’DEN ÇIKIŞ... 22

1.6.1. İltica-Mülteci ... 22

1.6.2. Konya’da Bulunan Somalililerin Somali’den Çıkış Nedenleri ... 22

1.6.3. Göçmenlerin Şu Anki Yerleşim Tercihleri... 24

(13)

İKİNCİ BÖLÜM

KONYA’DAKİ SOMALİLİ MÜLTECİLERİN SOSYO-KÜLTÜREL HAYATLARI

2.1. AİLE ... 29

2.2. EVLİLİK VE EVLİLİK ŞEKİLLERİ ... 31

2.2.1. Düğün ... 35

2.2.2. Boşanma ... 37

2.3. EĞİTİM ... 38

2.4. MESLEK EDİNME... 42

2.4.1. Göç Öncesi Meslek Dağılımı ... 43

2.4.2. Göç Sonrası Meslek Dağılımı... 45

2.5. DİL ... 46 2.6. NÜFUS ... 50 2.7. EKONOMİ-GEÇİM ŞARTLARI ... 52 2.8. GİYİM KUŞAM... 55 2.9. HASTALIK ... 57 2.10. BESLENME VE YEMEK KÜLTÜRÜ ... 58

2.11. SOMALİLİ MÜLTECİLERİN SOMALİ İLE İRTİBATI... 60

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KONYA’DAKİ SOMALİLİ MÜLTECİLERİN DİNİ HAYATLARI 3.1. İNANCA AİT BULGULAR ... 62

3.1.1. Allah İnancı ... 62

3.1.2. Peygamber İnancı ... 63

3.1.3. Ahiret İnancı ... 65

3.1.4. Kutsal Kitap İnancı... 66

3.1.5. Melek İnancı ... 67

(14)

3.2. İBADETE AİT BULGULAR... 71

3.2.1. Günlük Vakit Namazlarını Kılma Durumu ... 71

3.2.2. Cuma Namazı ... 74

3.2.3. Oruç İbadeti ... 75

3.2.4. Zekat ... 78

3.2.5. Kurban ... 80

3.2.6. Kur’an’ı Kerim Öğrenme-Hafızlık... 82

3.2.7. Dua... 83

3.2.8. Hac... 85

3.2.9. Haramlardan Sakınma ... 87

3.3. SOMALİLİLERDE DİNİ MERASİME AİT BULGULAR ... 92

3.3.2. Sünnet Merasimi... 94 3.3.3. Cenaze ... 96 3.4. DİNÎ GRUPLAR ... 97 3.4.1. Mezhepler ... 97 3.4.2. Tarikatlar ... 99 SONUÇ ve ÖNERİLER ... 102 BİBLİYOGRAFYA ... 105 İNTERNET ERİŞİM ... 108

MÜLAKAT YAPILAN KİŞİLER ... 109

ANKET SORULARI... 110

(15)

GİRİŞ

Tüm göç alan ülkeler gibi Türkiye’de son yüzyılda bazı ülke insanlarına kucak açmıştır. Bu ülkelerden biri de Somali’dir. “Göç ekonomik, siyasi, ekolojik veya bireysel nedenlerle, bir yerden başka bir yere yapılan ve kısa, orta veya uzun vadeli geriye dönüş veya sürekli yerleşim hedefi güden coğrafi, toplumsal ve kültürel bir yer değiştirmedir”(Yalçın, 2004: 13). Bu yer değiştirme, göç veren yer ile göç alan yerde yaşayan toplumlar arasında bir sosyal ilişki meydana getirmektedir. Bu göç, kıtalar arasında meydana geldiğinde sosyal ilişkilerin boyutları daha da dikkat çekici hal almaktadır.

Sömürülen Afrika ülkeleri, uluslararası göç sorununda en büyük payı almaktadır. Sömürü ve çatışma yan yana geldiğinde, Afrika ülkeleri katliam, dış göç ve salgın hastalıklar nedeni ile nüfusunu kaybetmektedir. Bu durum, sömüren ülkeler açısından çıkarlarına hizmet anlamında, istenilen sonuca ulaşmada katkı sağlamaktadır. 20.yy. Afrika ülkelerinin kaderi, göç vermek şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Başta ABD, Kanada, İngiltere ve AB ülkeleri ve az da olsa Uzakdoğu’da Çin olmak üzere bu ülkelere yapılan iltica talepleri gün geçtikçe artarak devam etmektedir.

Sömürü düzenini kurmuş olan bu ülkeler, Afrika ülkeleri üzerinden iki açıdan çıkar elde etmektedirler. Birincisi bâkir Afrika’yı kendi ekonomik güçlerine güç katmak için sömürmek. İkincisi de Afrika’da yaşayan insanları kaos ortamına çekerek başka ülkeye iltica etmelerini sağlamak. Bu iki durumda da Avrupa ülkeleri kârlı çıkmaktadır. Avrupa’nın iş göremeyen yaşlı sınıfı yerine, mültecilerden elde edilen genç ve enerjik güce sahip olmak, Avrupa’da pahalı olan işçiliği ucuza mâl etmektir. Netice itibariyle Avrupa’nın problem gibi görülen mülteci sorunu, gerçekte uzun vadede çıkarlarına hizmet etmek anlamına gelmektedir.

Ayrıca bu sömürülen Afrika ülkeleri sömürgecilik ve sömürge sonrası iç savaşlar, siyasi belirsizlikler, ekonomik krizler, insani felaketler ve yetişmiş insanlarını “beyin göçü” ile kaybetmenin sıkıntısını fazlasıyla yaşamıştır (Yang ve Ebaugh, 2006: 161).

(16)

Bahsettiğimiz Afrika ülkelerinden biri de Somali’dir. Daha önce SSCB ile olan ilişkilerini, çıkarları gibi gördüğü ABD lehine değiştirerek bir kaos ortamına girmiş ve ülkede huzur kalmamıştır. Somali halkı ilk fırsatta daha mutlu ve daha huzurlu olabileceğine inandığı ülkelere iltica etmek üzere ülkelerini terk etmek zorunda kalmışlardır. Bu arayış onları kara ve deniz yolu ağırlıklı olmak üzere meçhule sürüklemiştir. Bu meçhule giden yol bazı Somalili mülteciler için Türkiye’de –şimdilik- son bulmuştur.

Araştırmaya başlarken konu hakkında yapılan çalışmalara göz attığımızda, Somali halkı üzerine yapılmış sosyolojik bir araştırma ile karşılaşamadık. Somali ile ilgili birkaç hatıra kitabı ve temel eserlerdeki “Afrika” başlığı altında Somali’ye ait genel bilgilerden başka bir bilgiye de rastlayamadık. Göç, göçmen, mülteci sorunlarına yönelik tez ve doktora çalışmalarının bir hayli çok olmasıyla beraber, Somali’ye yönelik özel bir sosyolojik araştırmanın olmaması bu araştırmayı dikkat çekici kılmaktadır. Bu çalışmamızda özellikle birinci bölüm olan Somali hakkında genel bilgiler, ansiklopedi ve internet bilgilerinden öteye geçememiştir. Çalışmanın Somalili göçmenlerle alakalı Türkiye’de ilki teşkil etmesi beraberinde önemli güçlükleri getirmekte, fakat böyle bir konunun sosyolojik yönden ele alınmasına da ivedilik kazandırmaktadır.

A. ARAŞTIRMANIN KONUSU-AMACI

“Göç (az veya çok) bireylerin ya da grupların sembolik veya siyasal sınırlarının ötesine, yeni yerleşim alanlarına ve toplumlara doğru kalıcı hareketlerini inceler” (Marsall, 1999: 685). Ayrıca göç, canlıların büyük bir kısmı için yaşamlarını devam ettirebilmelerinin önemli bir ön koşulu olan yer değiştirme eylemidir (Yalçın, 2004: 1). Somalililer için bu yer değiştirme hayatları ile orantılıdır. Bunun için Somalililerin hayatta güven içinde kalabilmelerinin tek yolu Somali’den ayrılmaktır. Burada Somalililerin hayatta kalamamalarından değil, hayatta kalmak için Somali’de bulunmamalarından bahsetmekteyiz.

Sosyal hareketlilik, günümüzde giderek daha çok sosyal bilimci ve gözlemcinin dikkatini çeken bir sosyal olgudur. En genel yorumuyla sosyal hareketlilik kişilerin zamanda, fizik mekanda veya sosyal yapıdaki her tür devinimine veya göçüne

(17)

işaret eder (Fichter, t.y.:154). Bizim bu araştırmamızda da Somali’den Konya’ya olan bu hareketliliğin bir sonucu olarak “Göçmen Somalililer ile ilgili, sosyal ve dini açıdan karşımıza neler çıkacak?” sorusuna cevap bulmaya çalıştık.

Sosyoloji, bir toplumu anlama, var olan sosyal, kültürel ve dini durumu ortaya koyma aracıdır. O toplumu sağlıklı anlamanın bir yönü de toplumsal referanslarını, toplumsal hayatın temel dinamiklerini anlamadan geçer (Bayyiğit, 2003: 24).

Din sosyolojisi genel sosyoloji içinde yerini alan bir bilim dalıdır. Din sosyolojisinin konusu ve kapsamı bakımdan çeşitli görüşler ortaya konmuştur.1 Genel ifade ile din sosyolojisinin konusu da insanların dine dayalı sosyal davranışlarıdır. O halde din sosyolojisi, din ve toplum arasındaki karşılıklı ilişkileri etkileşimleri konu edinir (Akyüz ve Çapçıoğlu, 2008: 35, 37).

Din sosyologunun görevi, dinin toplumsal etkisinin, insan davranışları ve topuma uyumunun biçim ve boyutlarını belirlemektir (Akyüz ve Çapçıoğlu, 2008: 39). Bu bağlamda tüm sosyal bilimcilerde olduğu gibi Afrika boynuzunda, farklı bir tenle yaşayan bu insanların sosyal yaşantıları ve kültürleri sosyolojinin ve sosyal bilimcinin ilgi alanına girdiği gibi bizi de onlarla ilgilenmeye sevk etmiştir. Bu insanlar, hakkında fazla bir şey bilmediğimiz yabancı bir ülkeden gelmişlerdi. İlk bakışta farklılıkları dış görünüşlerinden anlaşılmakta olan bu insan grubunun sosyo-kültürel ve dini hayatları araştırılmaya çalışılmıştır.

Kısaca araştırmamızın konusunu, Somali’den göç eden ve pek çok farklılıkları beraberinde taşıyan bu insanların, Konya’ya gelmeden önceki sosyo-kültürel ve dini hayatları ile Konya’ya geldikten sonraki sosyo-kültürel hayatlarını araştırmak olmuştur.

Konu seçimindeki amacımız kıtaları farklı, ırkları farklı fakat dini açıdan bizimle pek çok ortak noktamız bulunan insanların yaşam tarzlarını, kültürlerini ve dinlerini tanımaktır. Ayrıca içinde yaşadığımız toplumun, farklılıkları kabul etme derecesini, farklılıkların sosyo-kültürel yaşama kattığı zenginlikleri ele almak ve incelemektir. Amacımız konuyla ilgili elde ettiğimiz tespitleri bilim dünyasına sunmaktır.

(18)

B. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI

Araştırmamız Somali’den herhangi bir sebeple Konya’ya gelen mültecilerin sosyo-kültürel ve dini hayatları ile sınırlıdır. Konya’da bulunan diğer ülkelere ait mülteciler ve Türkiye’nin diğer illerinde bulunan Somalili mülteciler araştırmamıza dahil değildir.

C. YÖNTEM

Araştırma konusunu oluşturan evrenin tüm özelliklerini yansıtacak şekilde oluşturulan gruba örneklem denir. Bir örneklem, seçildiği bütünün küçük örneğidir. Örneklemin seçildiği grubun tümüne de evren (population) denir. Örneklem seçilirken iki konuya dikkat edilmelidir. Örneklem, temsil yeteneği taşımalı ve yeterli büyüklükte olmalıdır (Gökçe, 1999: 131). Biz de Konya’da yaşayan Somalili 25 aileyi ele aldık. Resmi makamların dışında elde ettiğimiz bu bilgiye göre de kadın erkek ve çocuk sayılarını tespit ettik. Bu 25 aileyi bir küme kabul ettik Bu kümelerden de bir kişi ile anket yaptık. Bu kişileri tespit ederken tesadüfi örnekleme yaptık. Buradaki tesadüfi anlamı plansız, sistemsiz, kuralsız yapılan örneklem değil, tesadüfi örneklemin aşamalarında birimlerin seçimi rastlantısal olarak yapılmış olmasıdır (Gökçe, 1999: 134). Yani her ailenin 15 yaş üzeri ferdine bir numara vererek oluşturmuş olduğumuz kutu içinden, kura çekmek suretiyle anket yapacağımız kişileri tespit ettik. Tespit edilen kişinin evine giderek veya “Somali Kampı” diye ifade edilen yerde kendileriyle buluşarak anketin uygulanmasını sağladık.

Her çalışmanın bir takım zorlukları vardır. Bizim bu çalışmamızda da bazı zorlukların olması kaçınılmazdır. Bu zorlukların ilk ve en önemlisini “güven” olarak ifade etmek gerekir. Bu çalışmada zamanımızın bir çoğunu Konya’daki Somalililere kendimizi bir “araştırmacı” olarak kabul ettirmeye harcadık. İlk tanışmamız ve çalışmaya başlamamız da bu yolla oldu. Türkiye merkezli bir yardım kuruluşu olan “Can Suyu Derneği” ile Somalili Müslümanlara yardım dağıtarak tanışma aşamasını başardık. Somalili mülteciler adına bir empati yaptığımızda; elinizde bir çanta ve birkaç kıymetli eşya ile yabancı bir memlekette yaşamanın ne demek olduğunu bilmenin

(19)

yetersizliğini; bu duyguyu tatmanın ne kadar acı verici olduğunu da bu şekilde tecrübe etmiş olduk.

Bu insanların ilk ve en önemli ihtiyaçları erzak, mutfak malzemesi, ev eşyası ve kışın da yakacak ihtiyacıydı. Beraber olduğumuz yardım kuruluşu ile öncelikle adres tespiti yaptık. Sonra da Türkçe bilen ve bize yardım edecek bir kişi bulma yoluna koyulduk. Adresler kolaydı, mülteci ailelerin bir çoğu il merkezi ve Eski Garaj civarında ikamet etmekteydi. Bu mültecilerden Türkçe bilen azdı. Çocuklar mahalle camisine gittikleri yaz Kur’an kurslarından ve mahalle arkadaşlarından Türkçe öğrenmişlerdi, ama bu çocuklar araştırmamızın örneklemi dışında kalmaktaydı.

Evlerini öğrendiğimiz mültecilere, eşim ile beraber ev ziyaretleri yapıyor, onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorduk. Ramazan ayı ile beraber bu ailelerin bazılarını evimize iftarda konuk ederek, aramızdaki samimiyeti daha da artırdık. Vermek istediğim güveni verdiğime inandığım anda araştırmamız da başlamış oldu. İşte bu iftarlardan birinde bana tercümanlık yapacak olan Enwar İSSA ile tanışmış olduk.

Araştırmamızın birinci ve ikinci bölümlerinde Somalili Enwer İSSA ile çalıştık Enwar, Türkçe’yi bildiği için bir çok Somalilinin resmi işlerinde, emniyet, hastane, belediye gibi tercümanlık yapıyor olması, Enwar’e endeksli bir çalışma yapmamızı zorunlu kılıyordu. Bunun için bizim çalışma zamanımızda değil, bizim çalışma zamanımızın Enwar’in boş zamanı ile de örtüşmesi gerekiyordu. Bu, bizim için zaman kaybı idi ama başka çaremiz de yoktu. Enwer’in 2008 Haziran’ında Kanada’ya ilticasının kabul olması bizi yeni bir tercüman bulmaya yönlendirdi. Enwer Konya’dan ayrılırken arkadaşı Abdurrahman Muhammed Fara ile tanıştırdı.

Araştırmamızın üçüncü bölümüne Abdurrahman ile devam ettik. Zaman açısından Enwer ile yaşadığımız sıkıntıyı Abdurrahman ile de mecburen yaşamak zorunda kaldık.

Araştırmamızda resmi makamlardan maalesef destek alamadık. Konya’da bulunan Somalililerin kaç kişi ve kaç aile oldukları hakkında emniyet yetkilileri, bilgileri vermekten kaçındı. Yabancılar şubesine yaptığımız ziyarette maalesef sonuçsuz kaldı. En azından mülakat ve test uygulamalarımızın emniyet bürolarında yapılmasını istedik ama buna da izin verilmedi. Hatta yapmakta olduğumuz bu araştırma için

(20)

“araştırma yapacak başka konu yok mu?” şeklinde, araştırmamızın sakıncalı olabileceğini ifade eden emniyet görevlileri bile olmuştu.

Somalililerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamamıza, düğün merasimlerinde beraber olmamıza ve “Somali Kampı” olarak ifade edilen çay ocağına benzer bir buluşma merkezlerinde sıkça oturup gözlem yapmamıza rağmen anket doldurmakta sakınca gören Somalililerin olması çalışmalarımızda moral bozukluğu ve motivasyon eksikliğini de beraberinde getirdi.

Ayrıca kış ayının sert geçmesi aile ziyaretlerine olumsuz yansımaktaydı. Şöyle ki, bazı ailelerin evinde soba tek olduğu için bizi kabul edemiyorlardı. Zoraki bizi kabul eden ailelerin rahatsızlığı da bizi rahatsız etmekteydi.

Diğer bir başka konu da Somali hakkında yeterince kaynak bulamamaktı. Nejat Taylan’ın “Somali Tarihine Kısa Bir Bakış ve Geçmişte ve Bugün Türk Somali İlişkileri” isimli incelemesinin dışında Türkiye’de bu konuda başka bir kitaba ulaşamadık. Somali asıllı Avrupalı model Waris Dirie’nin yazmış olduğu üç kitaptan2 yararlanmaya çalıştık. Fakat kitabın genelinin Somali’yi yansıtmasına rağmen, bazı yerlerdeki çelişki bizim de Dirie’nin eserlerinden istifade ederken daha dikkatli olmamıza neden oldu.

İnternet kaynakları ve temel ansiklopediler özellikle birinci bölüm olan Somali hakkında genel bilgiler konularında başvurduğumuz önemli kaynaklardandır.

Anketler, tercüman vasıtasıyla verilen cevaplardan sonra, bizzat tarafımdan dolduruldu. Özelikle tercümanın, anket ile ilgili beş altı kere –ilk seferlerde- soruları beraber yorumlama durumumuz oldu. Anket esnasında da kişinin soruları anlayıp anlamadığına yönelik soruyu değiştirerek sorma yoluna gittik.

Araştırmamızda katılımcı gözlem tekniğinden de istifade ettik. Katılımcı gözlem tekniği, araştırıcıya araştırma konusu ile ilgili olarak doğrudan doğruya çıplak gözle canlı gözlemler yapma imkânı sunmaktadır (Günay, 2005: 80).

(21)

Somalililerin, Somali’deki yaşantılarını, kültürlerini katılımcı gözlemci sıfatı ile gözlemleme imkanımız olmadı. Somalililerin Somali’deki sosyo-kültürel ve dini hayatlarını mülakat ve anketle ortaya koymaya çalıştık. Bu mülakatlarda, Somalililer arasında sevilip sayılan, onların lider pozisyonundaki kişileri ile görüşme imkanımız oldu. Ayrıca kadın mülakatçılar için, ailemle yaptığım ziyaret esnasında görüştüğümüz ve evimize davet ettiğimiz Somalili mülteci bayanlardan da yararlandık.

Somalililerin Konya’da sosyal hayatına ait değişikliklerini onlarla yeri geldikçe iç içe bulunarak, bazen düğün merasimlerine katılarak, bazen yemek sofralarına oturarak bazen de beraber çay yudumlayarak katılımcı gözlem vasıtasıyla tespit etmeye ve çözümlemeye çalıştık. Ayrıca oturdukları çevredeki Konya halkından da istifade ettik.

Somali halkının para kazanmak için genç yaşta ülke dışına çıkmaları bir zorunluluktur. Mülakat esnasında mümkün olduğu kadar Somali’de uzun süre ikamet etmiş olan kişilerden yararlandık. Zira demokrasinin olmadığı bu ülkede çok kısa sürede olan değişiklikler günü birlik takip edilmez ise mülakatta elde ettiğimiz bilgilerde de yanlış olabilme ihtimali vardır. Bunun için uzun süre Somali’de ikamet eden kişilerle mülakat yapmayı önceledik.

D. VARSAYIMLAR

Varsayımlar araştırma öncesi oluşturulan genel ifadelerdir. Varsayımların doğru olduğu kabul edilir. Araştırmalarda bu varsayımların doğruluğu ispatlanmaya çalışılır. Biz de varsayımlarımızı göç, göçmen, değişme, din gibi alanlarda oluşturduk. Göç olgusu insanların ve toplumların sosyo-kültürel ve dini yaşamında tesirli olmaktadır. Göç edenler, önceki kültürel özelliklerini göç ettikleri topluma taşıdıkları gibi, göç ettikleri yerin toplumsal ve kültürel yapısından etkilenerek bir değişim yaşamaktadırlar.

Göç ile beraber bir uyum sorunu da yaşanmaktadır. Göç eden topluluk ile göç alan topluluk arasında benzerliklerin oranı uyum sorununu azaltmakta veya çoğaltmaktadır.

(22)

Konya’da ikamet eden Somalili mülteciler ile ilgili bu bağlamda geliştirdiğimiz varsayımlarımız şunlardır:

1- Göç alan yerin sosyo-kültürel ve dini özellikleri, göç edenlerin sosyo- kültürel ve dini açıdan değişmelerine neden olmaktadır.

2- Göç edilen yerin gündelik hayatı ile iç içe olan kişilerin sosyo kültürel yaşantıları hızlı değişirken, sosyal hayattan uzak olanların sosyo kültürel yaşantıları daha geç değişmektedir.

3-Göç edilen yerde, göçmenler uyum sorunları yaşamaktadır. 4-Göç edenlerin yaşları ile uyum sorunu arasında bir ilişki vardır.

5-Göç edilen yerdeki sosyal kurumlar –cami, okul vb.- göçmenlerin sosyalleşmesine ve uyumuna katkı sağlamaktadır.

6-Göçmenlerin daha önce ikamet ettikleri yerde dini emir ve yasaklara uyması, göç ettikleri yerde de aynen devam etmektedir.

7-Din açısından günah olmayan şeylerin değişmesi daha kolay olmaktadır. 8- Maddi anlamda değişim, manevi anlamda değişimden daha hızlı olmaktadır. 9-Göç edenlerle göç edilen yerin toplum üyelerinin dini açıdan ortaklıkları ve benzerlikleri iki sosyal grubun entegrasyonunu hızlandırmaktadır.

E. ÖRNEKLEM GRUBU

Toplumsal bilim araştırmalarında genellikle, zaman, maliyet ve emek faktörleri sınırlayıcı unsurlardır. Bu nedenle evrenin tümü yerine onu temsil edecek nitelikte bir parçası seçilir ve inceleme o parça üzerinden yapılır. Evrenin içindeki birimleri temsil etmek üzere seçilen parçaya örneklem, bu parça üzerinde yapılan incelemeyle genellemelere ulaşma işlemine de örnekleme denir (Gökçe, 1999: 129).

Konya’da ikamet eden Somalili mülteciler üzerinde yapılan bu çalışmada anket yaptığımız örneklem grubu hakkında genel bilgi vermek uygun olacaktır.

(23)

Herhangi bir araştırma tekniğinin alan uygulamasında iki yol izlenir. Bunlardan birisi tam sayım ötekisi ise örneklemedir. En sağlıklı, güvenilir, ve geçerli araştırma, evrenin tümünü kapsamı içine alan araştırmadır (Gökçe, 1999: 129). Anket tarzı araştırmalarda evrendeki örneğe yakın bir örneklem grubu oluşturmak önemlidir. Zira evrenin tamamını aynen yansıtma imkanı güçtür. Bu bağlamda Konya’da ikamet eden yirmi beş aile/ev bulunmaktadır. Bu aileler modern aile dediğimiz aile tiplemesinden ziyade, aynı evde ikamet eden kişiler anlamında kullanılmaktadır. Bu evlerde ya erkekler, ya kadınlar ya da literatürdeki aile tipleri kalmaktadır. Somali’den yalnız gelen erkek ve kadın çok fazla olmakla beraber, karı-koca ve çocuklardan oluşan aile sayısı iki elin parmaklarını geçmemektedir.

Konya’da ikamet eden Somalili mülteci ailelerinin sayısı değişebilmektedir. Araştırmamıza başlarken bu ailelerin/evlerin sayısı otuz otuz beş iken 2007 yılı sonuna doğru bu sayı azalmıştır. Avrupa ülkelerine iltica başvurusu kabul edilen aileler, ülkelerinden Batı’ya gitmek için mola verdikleri Konya’dan azar azar ayrılmaktadırlar. Konya’da bulunan bu mülteci ailelerin sayıları çeşitli sebeplerle azalıp, çoğalabilmektedir.

Örneklemin oranı evrenin oranının %8’inden az olmaması toplum bilimcilerinin genel kanaatidir. Bizim bu araştırmamızda örneklem grup, evren grubunun %10’una denk gelmektedir. Anket yaptığımız dönemde ailelerin/evlerin sayısı azalmış, araştırma alanımızda bu mülteci aileler/evler ile yetinmek zorunda kalmışızdır. Örneklem grubumuzda, on dört kadın, on bir erkek denek üzerinde anket araştırması gerçekleştirdik. Bu örneklem grubunun en genç üyesi, 18 yaşında, en yaşlı üyesi de 60 yaşındadır (2008 yılı itibari ile).

(24)

BİRİNCİ BÖLÜM

SOMALİ ÜLKESİNE GENEL BAKIŞ

1.1. TARİHÇESİ

Araştırmamıza konu olan Somali’nin tarihi hakkında yeterince bilgiye Türkiye şartlarında bir kaç kitaptan ulaşma imkanımız oldu. Zira görüştüğümüz Konya’da ikamet eden mülteci Somalililer de bu konu hakkında yeterince bilgiye sahip değiller.

Somali, kelime anlamı “inek ve keçi sütü” mânâsına gelen “Somal” kelimesinden gelir. Halkın en meşhur içeceği süt olduğu için bu isim buradan kalmıştır. Bölge, çeşitli zamanlarda değişik isimlerle anılmıştır (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm (21/10/2007). Somali’de büyükelçilik yapmış olan ve “Somali Tarihine Kısa Bir Bakış ve Geçmişte ve bugün Türk-Somali İlişkileri” adlı kitabın yazarı Nejat Taylan, Somali’nin tarihi ile ilgili olarak, “Somali tabiri, toplumun göçebelik vasfı hayvancılıkla geçinme özelliğine izafeten, lisanlarındaki SO (gitmek veya yürümek) ile MAL (süt) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur” demektedir (Taylan, 1987: 27).

Somalilileri tanımak, Somali’nin şu an kargaşa içindeki durumunu anlamak, Somali’nin tarihini iyi çözümlemekten geçmektedir. Somali’nin tarihini incelemeden Somali’den kaçış ve iltica olgusu yeterince tanınmamış olur. Bu bakımdan Somali tarihini üç bölümde ele aldık.

Sömürgecilik öncesi.

İslâmiyet’ten önce ülkenin güneyinde Bantular’ın, iç kısmında Gallalılar’ın, kıyıda da Arap tacirlerinin bulunduğu bölgede yaşayan, Somali ve Afar halklarının, kuzeyin çölsü bölgelerinde ortaya çıktığı sanılmaktadır (Meydan Larousse, t.y.: 448-449). Seylac (Zeyla) ’ın merkezinde Arap, Somali ve Afar soylu kimseler bulunmaktaydı (Kavas, 2001: 112). Arabistan’dan gelen Müslüman önderler bu halkların genişlemesini yönettiler. 7-10 yüzyıllar arasında göç eden Müslüman Araplar ve İranlılar, Aden Körfezi ve Hint Okyanus’u kıyıları boyunca çeşitli sultanlıkların çekirdeğini oluşturan bir dizi ticaret merkezi kurdular. Böylece kuzeyde Zeyla ve

(25)

Berbera ile güneydeki Marka, Baraawe ve Mogadişu limanları Müslümanların birer güçlü limanları haline geldi (Anabritannica, 1990: 506).

11. yy. dolaylarında Arabistan’dan gelerek yarımadanın kuzeydoğu köşesine yerleşen Dorod ve İsak topluluklarının yarattığı baskı, Somalilileri güneye, Gallalar’ı da güney ve batıya doğru yayılmaya yöneltti. Bu arada da batıda Hıristiyan Etiyopya Krallığı’nın sınırlarına kadar uzanan bir dizi Müslüman sultanlık ortaya çıktı. (Anabritannica, 1990: 506). 14. yüzyıldan sonra Zeyla bölgesinde gelişen Müslüman Adal Krallığı3 Hıristiyan Habeşistan’a (Etiyopya) savaş ilan etti. 16. yy. başında Granya kumandasındaki birlikler, Habeşistan’ı istila etti; Habeşistan 1543’te Portekizlilerin yardımıyla kurtuldu (Meydan Larousse, t.y.: 449).

17 yy. gelindiğinde bu bölge birbiriyle çatışan kabilelerin etkisine girmiş bulunuyordu. Mogadişu limanıyla bağlantılı eski Acuran sultanlığı yıkılırken, Mogadişu’nun kendisi de işgale uğradı. Gallalar’ı ve Bantular’ı yurtlarından koparan göç dalgaları Kenya’nın kuzeyine kadar yayıldı (Anabritannica, 1990: 506).

Aden körfezi ve çevresi İslam açısından önemliydi. Arabistan’ın karşısında yer alan Somali ve Aden Körfezi kıyılarının Müslüman olması elzemdi. Mekke ve Medine’ye Kızıldeniz üzerinden gelebilecek bir saldırı karşısında bu körfezin ve civarının Osmanlı idaresinde tutulması hayatî önem taşıyordu (Kavas, 2001: 111). Osmanlı Devleti Zeyla İskelesinin de bağlı olduğu Yemen eyaletinde, hakimiyetini birkaç kez yitirmesine rağmen 1850 yılından itibaren bu hakimiyeti yeniden sağlamıştır (Kavas, 2001: 111).

19 yy. ikinci yarısına doğru kıyılardaki göç hareketlerinin ağırlığı iç kesimlere kaydı. Bu arada zenginlik ve önemlerini büyük ölçüde yitirmiş olan eski liman kentleri Somali göçebelerin denetimine girdi (Anabritannica, 1990: 507).

3 Adal Emirliği, bugünkü Fransız Somali’si topraklarında hüküm sürmüş ve Müslümanlarla Habeş Hıristiyanları arasındaki savaşlarda önemli rol oynamış bir Müslüman emirliğidir. Tarihte bu devletten ilk defa Habeş kralı Amda Şeyon'un 1332 yılında Müslümanlarla yaptığı muharebelerde bahsedildi. Sonraki çağlarda Habeş imparatorları ile Adal hükümdarları arasındaki münasebetler bazen dostça, bazen düşmanca devam etti. Adal emirliği, 16. yüzyıldan itibaren önemini kaybetti ve ortadan kalktı. Erişim:http://tr.wikipedia.org/wiki/Adal (11/11/2007).

(26)

Sömürge dönemi.

Dünyadaki sömürge düzenine paralel olarak da bütün Afrika ülkelerinin “makûs” kaderi burada da kendini gösterdi: Sömürge…

Batılı devletlerin yayılma yolları üzerinde bulunan Afrika Boynuzu, 19 yy. ortalarında İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yoğun bir rekabete sahne oldu. İngiltere’nin Somali ile ilgisi, Hindistan yolunu emniyete almak için 1839 yılında zaptettikleri Aden dolayısı ile ortaya çıkmıştır (Taylan, 1987: 57). Yemen kıyısındaki Aden’i ele geçirdikten sonra Somali’nin kuzey kıyılarına çıkan İngilizler, Cibuti limanına yerleşen Fransızlara ve Eritre’yi sömürgeleştiren İtalyanlara karşı önce Kızıldeniz’i elinde tutmaya çalışan Mısır’ı kullanmaya çalıştılar. Ama Mısır’ın Sudan’daki karışıklıklar nedeni ile bölgeden çekilmesi üzerine, 1884’te Somali’nin kuzey kıyılarını “Protektora yönetimi” (İngiliz Himaye Yönetimi) altına alma yoluna gittiler (Anabritannica, 1990: 507).

Fransızlar ise, tam anlamıyla sömürgecilik emelleriyle bölgeye göz dikmişlerdir. İlk adım Aden’deki Fransız Konsolosunun Kızıldeniz üzerindeki Obock limanında işletme ve bayrak çekme hakkı satın alınmasıyla atılmıştır. Süveyş kanalının açılmasından kısa bir süre sonra, 1881’de Habeşistan ile yaptıkları ticaret anlaşması Fransızlara bu limandaki mevcudiyetlerinin ilk kârlı sonucunu getirmiş oluyordu (Taylan, 1987: 57).

1884’te İtalyanlar kıyı bölgesine himayelerini kabul ettirdiler ve 1905’ten sonra sömürge haline getirilen ülkeyi yönettiler. 1924’te İngilizler Trans – Cuba’yı İtalyanlara bıraktı (Meydan Larousse, t.y.: 449). Böylece yaklaşık kırk beş yıllık mücadele sonunda Somali İtalyanlara kalmış oldu. İtalya’nın Etiyopya’ya karşı izlediği yayılmacı politika, 1936’da bu ülkenin ilhak edilmesiyle noktalandı. Ardından Etiyopya ve İtalyan Somalisi, İtalyan Doğu Afrikası adı altında tek bir sömürgeye dönüştürüldü (Anabritannica, 1990: 507).

İngilizler her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor, İtalyanlara göz açtırmıyordu. 1938’de İtalya’nın Etiyopya ile yaptığı savaş esnasında 50.000 kişinin yaşadığı Mogadişu şehrinde nüfusun % 40’ını İtalyanlar oluşturuyordu. II. Dünya Savaşı

(27)

sırasında İtalya’nın Somali sömürgesi İngilizler tarafından işgal edildiyse de şehrin idaresi geçici olarak tekrar İtalya’ya bırakıldı(Kavas, 2003: 434).

Bağımsızlık ve Somali Demokratik Cumhuriyeti.

II. Dünya Savaşı sırasında İtalyan birlikleri 1940’ta İngiliz Somalisi’ni işgal etti. Ertesi yıl Etiyopya’nın kurtarılması ile birlikte İtalya’nın bölgedeki işgaline son verildi ve Fransız Somalisi dışındaki bütün Somali toprakları İngiliz askeri yönetimi altında birleştirildi. İngilizler daha sonra Somalililerin yaşadığı Ogaden ve Haud bölgelerini Etiyopya’ya bıraktılar. 1950’de de eski İtalyan Somali’si, bağımsızlığa geçişin sağlanacağı 10 yıllık bir dönem için Birleşmiş Milletlerin vesayeti altında İtalya’nın manda yönetimine verildi (Anabritannica, 1990: 507). 1956’da ilk meclis (70 üye) seçildi; 1959 meclisi, bağımsız Somali Cumhuriyeti’nin anayasasını hazırladı ve 1 Temmuz 1960’ta cumhuriyet ilan edildi (Meydan Larousse, t.y.: 449). 1960 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Somali’de vesayet ve himaye yönetiminin 1 Temmuz 1960 tarihinde sona erdirilmesi kararına kabul etti. Bunun üzerine, iki bölgeden devlet görevlileri Mogadişu’da toplanarak, bağımsızlığa geçildiğinde aynı bayrak altında tek bir devlet olarak birleşme kararını teyit ettiler (Taylan, 1987: 70).

Sembol, bir şeyi tanıtan ve temsil eden şekil veya işaretlere verilen addır. Sembollerin taşıdığı anlam, sonradan yüklenmiştir (Kirman, 2004: 197). Semboller, az nesne ile çok şey ifade etmektir. Kültür dünyasını tamamıyla sembollerden oluşan bir dünya olarak düşünen yaklaşıma göre sadece işaretler, harfler, sözler değil bütün eylemlerimiz de birer semboldür. Milli marş ve bayrak da birer semboldür; müstakil ve hür bir millet oluşu ifade eder. Buradaki esas sosyal değer millet olma, hürriyet ve bağımsızlıktır (Bilgin, 2009: 130). Somali bayrağına da bu açıdan bakıldığında Somali halkı için çok şey ifade eder. Yüzyılların mücadelesinin bir ürünüdür.

Somali bayrağı açık mavi zemin üstüne ortada büyük beyaz beş köşeli bir yıldız bulunmaktadır.4 Bayrağın tasarımında Birleşmiş Milletler Bayrağı’ndan etkilenilmiştir (http://www.onlinetercumanlik.com/somali_bayragi.asp 20/09/2007). Yıldızın beş köşeli olması, devletin hak iddia ettiği “beş eyaleti” temsil etmektedir: Bu

(28)

eyaletlerin ikisi Somali devletini meydana getirir, biri Kenya’da, biri Habeşistan’da, sonuncusu da Afar ve İssa’lar Fransız arazisindedir. Somali’nin başlıca amacı da bu bölgeleri ele geçirmektir (Meydan Larousse, t.y.: 449). Kenya’yı da kendi egemenliğine almak istemesi ve İngilizlerin karşı çıkması üzerine, İngilizler ile arası bozulan Somali, bu olay sonrası sosyalist ülkelere yakınlaşmıştır.

1969 yılında, cumhurbaşkanı Şermarke’nin öldürülmesine kadar demokratik yöntemle iki seçim gerçekleştiren parlamento, Siyad Barre’nin darbesiyle kesintiye uğrar ve tüm partiler kapatılır. Harekat çok çabuk ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmiş, kan dökülmesine meydan verilmemiştir (Taylan, 1987: 78). Siyad Barre, subaylardan oluşan Yüksek Devrim Konseyi’ne bağlı bir yönetim oluşturarak ülkenin adını “Somali Demokratik Cumhuriyeti” olarak değiştirilir (Anabritannica, 1990: 507).

Artık ülkede değişiklikler başlamıştır. Devrimin ilk yıldönümünde, ülke kaynaklarının en iyi şekilde kalkınmaya tahsisini sağlayabilmek üzere rejimin “bilimsel sosyalizm” esasına oturduğu ilan edilir (Taylan, 1987: 79). Milliyetçiliğe ve bir tür İslamcı sosyalizme dayanan bir program çerçevesinde köklü dönüşümlere girişilir. Ekonomide devletin ağırlığı artarken, göçebelerin yerleşik tarıma ve balıkçılığa yönelmesini sağlayacak önlemler de alınmış oluyordu. Latin alfabesinin benimsenmesinden sonra geniş çaplı bir eğitim seferberliği başlatılır (Anabritannica, 1990: 507).

1976’da Yüksek Devrim Konseyi, Somali Devrimci Sosyalist Partisi adını aldı. Dış politikada SSCB ile sıkı ilişkiler kuran askeri yönetim, komşu ülkelerdeki Somalililerin durumuna yönelik ilgiyi de sürekli canlı tuttu. Etiyopya ve Eritre milliyetçi hareketinin güçlenmesi ve Fransız Somalisi’nin Cibuti5 adıyla bağımsızlığını kazanması, Somali’yi eski topraklarını ele geçirmek üzere harekete geçmeye yöneltti (Anabritannica, 1990: 507). SSCB ile dost olan Somali bu girişimi ile SSCB ile dostluğunu kısa sürede bozdu. Kasım 1977’de Berbera’daki Sovyet deniz üssünü kapatan ve Sovyet danışmanları ülkeden çıkaran Siyad Berra, ABD ile ittifaka girme yolunu tuttu. 1980’de silah yardımı ve kredi karşılığında ABD’ye bazı limanları kullanma kolaylığı tanındı (Anabritannica, 1990: 507).

5 27 Haziran 1977

(29)

1.2. COĞRAFİ KONUMU

Somali Demokratik Cumhuriyeti Kuzeydoğu Afrika’da, Afrika Boynuzu6 diye adlandırılan yerde 1960 yılında kurulmuştur. Bu cumhuriyet İngiliz Somalisi ve İtalyan Somalisi’nin katılımı ile bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Somali’nin kuzeydoğusunda Aden Körfezi, doğusunda Hint Okyanusu; batısında Kenya, Etiyopya (Habeşistan) ve kuzeybatısında ise Cibuti (Fransız Somalisi) yer almaktadır.

10 00 Kuzey enlemi ve 49 00 Doğu boylamı arasındadır. Yüzölçümü, 637,657 km² olup sınırlarının toplam uzunluğu 2,366 km (Cibuti 58 km, Etiyopya 1,626 km, Kenya 682 km), sahil şeridi 3,025 km'dir.

CIA internet sitesinde, Somali’nin coğrafi konumu “stratejik” olarak nitelemiş. Bu açıdan daha önceki yüzyıllarda olan ilgi, şimdilerde de bu ülke üzerinde eksik olmamıştır. ABD’nin Somali’ye barış (!) getirmek istemesi de bu ülkenin stratejik önemini göstermektedir (http://arsiv.sabah.com.tr/2006/10/08/yaz1617-30-131.html, 25.10.2008).

Hind Okyanusu’ndan hareket ederek, ülkenin içine doğru giderken karşımıza şöyle bir manzara çıkar: İlk olarak sahilde kum yığınları; sonra tepeler veya pek az karışık beyaz kum ovaları; daha uzakta kırmızı kum, çakıllar; büyük bir kısmı akasya fundalıkları ile kaplıdır. Daha sonra da nehirler boyunca, bir alüvyon sahası şeridi bulunmaktadır (İslam Ansiklopedisi, 1966: 751).

Somali’de isminden bahsedebileceğimiz iki önemli nehir vardır: Juba (Cub) ve Shebeli (Vebi-ga). Etiyopya topraklarından doğan bu nehirler, Somali topraklarından Hind Okyanusu’na dökülmektedir.

İklim olarak başlıca çöl iklimi görülür. Arazi yapısı, düzlükler, dalgalı platolar, kuzeyde tepelikler şeklindedir. Deniz seviyesinden yüksekliği; en alçak noktası Hint Okyanusu 0 m., en yüksek noktası 2,416 m. ile Shimbiris'tir.

Somali, kurak ve sıcak bir tropikal iklime sâhiptir. Yağışlar oldukça azdır ve mevsimlere göre sıcaklık değişiklikleri yüksektir

(30)

r319.htm, 21/10/2007). Tropik ve astropik kuşaklar arasında yer alan Somali’de yıl boyunca tek düzelik gösteren bir iklim hüküm sürer (Anabritannica, 1990: 504). Waris Dirie’nin de dediği gibi: “Bizim ülkemizde yaz ve kış mevsimi yoktur; jilaal, kurak mevsim ve gu, yağmur mevsimi vardır” (Dirie, 2005a: 108). Ülkede mevsimler bariz bir şekilde görülmemekte, çöl sıcakları hükmetmektedir. Ülkedeki yağış ve sıcaklık miktarları büyük ölçüde güneybatı ve kuzeydoğudan esen muson rüzgârlarına göre değişir (http://www.ulkeler.net/somali.htm#01, 10.10.2007). Mevsim değişiklikleri düzenli değildir; mart-haziran ve eylül-aralık arasındaki iki yağış mevsimi vardır. Bu mevsimler de bazen kurak geçmektedir.

Somali’de yağmur demek hayat demektir. Yağmur demek otların yeşermesi, hayvanların doyması ve Somali halkı için de bolluk demektir. Çölde su çok değildir. Halk suya mavi altın adını koymuş. Somali halkı yağmuru bekler, yağmur için dua eder, yağmurla yıkanırlar. Yağmur olmadan hayat da olmaz (Dirie, 2005a: 108).

İklimin özelliklerine bağlı olarak güneydeki tarım alanları ve meyve plantasyonları ile kuzeydeki tahıl yetiştirilen bölgeler dışında ülke, genellikle ekime elverişli olmayan çöl halinde arazi ve ancak yer yer hayvan otlatmaya yarayan bitki örtüsü ile kaplıdır (Taylan, 1987: 11).

Bitki örtüsü büyük ölçüde çalı ve çok olmasa da ormandan oluşur. Kuzeyde bodur ağaçlar seyrek bir dağılım gösterir. Yüksek dağlık alanlarda küçük ormanlar bulunur.

Somali, topraklarında doğal afetler, tekrarlanan kuraklıklar, yaygın toz fırtınaları, su baskınları ve açlık tehlikesi şeklinde kendini gösterir

(http://www.ulkeler.net/somali.htm#01, 10.10.2007).

Doğal kaynakları, uranyum, demir, kalay, alçıtaşı, boksit, bakır, tuz olup, tarıma uygun topraklar %2 civarındadır; otlaklar: %69; ormanlık arazi: %26; diğer: %3. Sulanan arazi: 1,800 km² (1993 verileri)

(31)

1.3. ETNİK YAPISI - NÜFUSU

Somalililer, hamî ırkındandır. Somali’de yaşayan Somalililer, Müslüman’dır ve kıyılarda yerleşenler dışında göçebedirler. Çeşitli tiplere ayrılan Somalililerin birçoğu zenci veya Araplarla melezleşmenin izlerini taşırlar. İki büyük topluluğa ayrılırlar : Asıl Somalililer (5 800) ve Somali İssa’lar (13 900). Yakın akrabaları Danakil’ler gibi çobanlıkla geçinirler (Meydan Larousse, t.y.: 449).

Somali’de altı büyük kabile vardır.7 Bu kabileler; Daarood, İsaaq, Hawiye, Dır, Rahanvayn ve Dıgıl’dır (Dirie, 2005a: 9). Bu kabileler de kendi aralarında küçük gruplara ayrılırlar. Din, mezhep, ırk ya da millet de toplumsal yapıdaki önem derecelerine bağlı olarak statünün belirleyicilerindendir. Herhangi bir dinin ya da ırkın hakim olduğu bir toplumda sayısal olarak azınlıkta olanlar her zaman dezavantajlıdır (Bilgin, 2009; 90). Kabile asabiyeti çok güçlüdür. Kabile asabiyeti dinin bile önüne geçmiştir. Kabile asabiyeti statüyü korumanın bir zorunluluğudur. Bu yüzden küçük çocuklara şecereleri ezberletilmektedir. Dirie bu durumu şöyle ifade eder: “Her çocuk soy ağacını ezbere bilir. Çocukken ben de atalarımın bütün isimlerini öğrenmek zorunda kalmıştım, ta 800 yıl öncesine, Darod ve Hawiye Kabilesi’nin kuruluşuna kadar”(Dirie, 2008: 50).

Somali toplum olarak bir çok Afrika ülkesinden arklılık göstermektedir. Şöyle ki, Somali’de tamamı aynı ırk ve milletten, aynı dili konuşan, aynı kültürü ve dini paylaşan insanlardan oluşmuş bir nüfus yaşamaktadır. Kabileciliğin getirdiği sürtüşmelerin dışında, bu özellik, Somali’nin siyasi birlik ve bütünlüğü açısından önemli bir unsur teşkil etmektedir (Taylan, 1987: 15).

Kuşi bir halk olan Somalililer, nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturur. Komşu ülkelerden Cibuti, Etiyopya ve Kenya’da da oldukça kalabalık Somali toplulukları yaşar (Anabritannica, 1990: 506). Halkın büyük çoğunluğu göçebe hayat sürer. Bu onların yaşam biçimini de etkilemiştir. Nüfusun üçte ikisinden fazlası hâlâ göçebe ya da yarı göçebedir. Kurak mevsimlerde su kaynaklarının yakınındaki köylerde toplanan göçebeler, yağmur başlayınca sürüleriyle birlikte çeşitli yörelere dağılırlar (Anabritannica, 1990: 506).

7 Bkz. Ek-12.1 ve 12.2.

(32)

Somali hayatında İslâm esasları hâkimdir. Halk çocuklarına, temel İslâm bilgilerini öğretir ve onların birer Sünnî Müslüman olarak yetişmelerine gayret gösterir. Somali’nin sosyal hayâtı, İslâm birlik ve berâberliği esâsını hedef alır. Kültür hayâtı genellikle homojen bir yapıya sâhiptir (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm, 24.10.2007).

Tümü Müslüman olan Somali halkı dinine bağlıdır, ibadete ve din kuralları çerçevesinde yaşamaya önem verir, ancak dinî yaşamda fanatizme rastlanmaz, hatta bazı İslam ülkelerinde bulunmayan liberal bir yaklaşım içinde oldukları görülür (Taylan, 1987: 15).

Tablo 1: Somali hakkında demografik bilgiler

Konu Veri Veri Yılı

Ulus Somalili

Din Sünni Müslüman

Nüfus 7,488,773 (2001 verileri)

Nüfus artış oranı %3.48 (2001 verileri)

Diller Somalice (resmi), Arapça, İtalyanca, İngilizce

Mülteci oranı 5.96 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini) Bebek ölüm oranı 123.97 ölüm/1,000 doğan bebek %12,3 (2001 tahmini)

Ortalama hayat süresi: toplam nüfus: 46.60 yıl erkeklerde: 44.99 yıl kadınlarda: 48.25 yıl

(2001 verileri) Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk/1 kadın (2001 tahmini) Nüfusun etnik dağılımı Somalili %85,

Bantu, Arap 30,000

Okur yazar oranı

15 yaş ve üzeri için veriler:

toplam nüfusta: %24 erkekler: %36 kadınlar: %14 (1990 verileri) Kaynak:1-http://tr.wikipedia.org/wiki/Somali#_note-1 (10.10.2007). 2-http://www.ulkeler.net/somali.htm#01 (10.10.2007).

(33)

Yerleşik nüfus büyük ölçüde güneyde, özellikle de Cubba ve Şebeli vadilerinde toplanmıştır. Kurak bölgelerde nüfus dağılımı son derece seyrektir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra kentleşme sürecinin hızlanmasına karşın, kentsel yerleşmelerde kırsal etkiler hâlâ belirgindir. Kentlerde oturanların toplam nüfusa oranı (1985) yüzde 32.5’tir; Mogadişu dışındaki kentlerin nüfusu 100 binin altındadır (Anabritannica, 1990: 506). 1980’lerin başında Etiyopya’nın Ogaden bölgesinden kaçıp gelen mülteciler Somali nüfusunu üçte bir oranında artırmıştır.

1.4. YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR

Yönetim biçimi, Başkanlık Tipi Cumhuriyet

İdari bölümler: 18 bölge; Awdal, Bakool, Banaadir, Bari, Bay, Galguduud, Gedo, Hiiraan, Jubbada Dhexe, Jubbada Hoose, Mudug, Nugaal, Sanaag, Shabeellaha Dhexe, Shabeellaha Hoose, Sool, Togdheer, Woqooyi Galbeed

Milli bayram: Somali Cumhuriyetinin Kuruluşu, 1 Temmuz (1960) Anayasa: 25 Ağustos 1979

Başkenti, Mogadişu’dur.

Hukuki sistem büyük ölçüde şeriata dayanır. Yönetim, Güneybatı bölgesinde İslam Mahkemeleri Birliği tarafından gerçekleştirilmekte ve 2006 yazından itibaren uygulanmaya başlanan İslâmî rejimin etkinliğinin ivmesini giderek arttırmaktadır (http://tr.wikipedia.org/ wiki/Somali#_note-1, 10.10.2007).

Somali’de hafta tatili bir buçuk gündür. Perşembe öğlen başlayan resmi tatil Cuma akşamı sona erer.

Bayrağı: Açık mavi zemin üstüne ortada büyük beyaz beş köşeli bir yıldız bulunmaktadır. Bayrağın tasarımında Birleşmiş Milletler Bayrağı’ndan etkilenilmiştir

(http://www.onlinetercumanlik.com/somali_bayragi.asp,20.11.2007). Somali bayrağında, devletin hak iddia ettiği beş eyaleti temsil eden beş dallı bir yıldız vardır:

(34)

Bu eyaletlerin ikisi Somali devletini meydana getirir, biri Kenya’da, biri Habeşistan’da, sonuncusu da Afar ve İssa’lar Fransız arazisindedir (Meydan Larousse, t.y.: 449).

Somali’nin yönetim biçimi tek partili cumhuriyettir; yönetimde ordunun belirgin bir ağırlığı vardır. Ülkenin tek siyasi partisi olan Somali Devrimci Sosyalist Partisi’nin genel sekreteri aynı zamanda Cumhurbaşkanıdır. 1979 Anayasası uyarınca yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı, başbakanı ve bakanlar kurulu üyelerini atar. Yasama yetkisini kullanan Halk Meclisi’nin üyeleri parti listesine göre halk tarafından seçilir. Bakanlar da Cumhurbaşkanı tarafından bu meclis içinden atanır (Anabritannica, 1990: 506).

Somali’de sağlık hizmetleri yetersizdir. Bölge ve il merkezlerinde hastaneler, kırsal kesimde ise dispanserler bulunur. Hekim sayısı düşük, tıp araç ve gereçleri ise gereksinimi karşılamaktan uzaktır. Hemşireler ve laboratuar teknisyenleri yok denecek düzeydedir (Anabritannica, 1990: 506).

Somali’de eğitim zorunlu değildir. Bununla birlikte ilköğretim hızla yaygınlaşmaktadır. Ortaöğretimde okul ve öğretmen yetersizliği vardır. Arapça, İtalyanca ya da İngilizce basılan gazeteler yalnızca küçük bir seçkin tabaka tarafından okunur. Radyo ve televizyon Somali dilinde yayın yapar (Anabritannica, 1990: 506).

1.5. EKONOMİ

Ülkelerin ekonomileri, coğrafyalarından bağımsız düşünülemez. Somali’de de ilkim, coğrafî konum ve doğal hayat, Somali ekonomisini etkilemiş ve buna göre şekillendirmiştir. Somali ekonomisinin aşağı yukarı % 80’i hayvancılık ve çiftçiliğe dayanır. Deve, koyun, keçi ve sığır yetiştirilir. Ülke arâzisinin % 15’i ekime müsâittir. Ancak % 2’lik bir bölümde ekim yapılır. Nehirler boyunca uzanan topraklar oldukça verimlidir. Başlıca tarım mahsulleri mısır, darı, susam, fasulye, pamuk, şekerpancarı, sakız, günlük, süpürgedarısı, kapole ve muzdur (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm, 24.10.2007).

Ülkede ticaret ve esnaflıkla geçinen 2500 kadar Arap ve az sayıda Hintli yaşar. Ülkede ekonomisi giderek açık vermekte, ithalat ihracata oranla ağır basmaktadır

(35)

(Meydan Larousse, t.y.: 448). İthalatın büyük bölümünü oluşturan makine, ulaşım araçları, temel mamul mallar, madeni yakıtlar ve gıda ürünleri daha çok Batı Avrupa ülkelerinden satın alınır. Somali’nin canlı hayvan, deri ve muz ihraç ettiği ülkelerin başında Suudi Arabistan ve İtalya gelir. Çin ve öteki Uzakdoğu ülkeleriyle de ticari ilişkiler geliştirilmektedir (Anabritannica, 1990: 506).

Yüzyıllar boyunca, gelişen ülkelerin bu Afrika Boynuzu’na göz dikmeleri de rastlantı değildir. Henüz sürmekte olan maden arama çalışmaları Somali’nin yer altı kaynakları bakımından zengin sayılabileceğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmalarla oldukça zengin demir cevheri, alçıtaşı, manganez ve uranyum rezervleri saptanmıştır (Anabritannica, 1990: 506). Somali küçük bir endüstriye sâhiptir. Daha çok tonbalığı ve paket et endüstrisi, tekstil ve şeker, sabun-yağ sanâyi mevcuttur. Ülkede çıkarılabilen başlıca mineraller; deniz tuzu, kireçtaşı, kumtaşı (kefeki taşı), kil, lületaşı, alçıtaşı, demir, kalay boksit, titanyum ve uranyumdur (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm, 24.10.2007).

Ülkenin para birimi, Somali Şilini’dir (SOS). Dünya piyasasında geçerliliği yoktur. Ayrıca Somali ekonomisi, ülkemiz resmi kaynaklarında da “En Az Gelişmiş Ülkeler” (EAGÜ)(T.C.Resmî Gazete, 24.08.2006: 26269) kategorisinde yer almaktadır. Ulaşım sistemi pek yeterli değildir. Demiryolu yoktur. Yaklaşık 17.215 km’lik karayolunun ancak % 15’i asfalttır. Mogadişu ve Berbera’da iki liman ve dört havalimanı mevcuttur (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm, 24.10.2007). Dış ticarette büyük ölçüde denizyollarından yararlanılır. Mogadişu, Kismaayo, Berbera ve Marka’da modern açık deniz limanları vardır (Anabritannica, 1990: 506).

Bütün bu ekonomik şartlar ve siyasi krizler çerçevesinde Somali diğer Afrika ülkeleri gibi açlık ve sefalete terkedilmiş ve bir avuç Müslüman halk, sosyalizm ile kapitalizm arasında kararsız kalmıştır. Yetmişli yıllarda SSCB ile olan ilişkilerini seksenli yıllarda ABD yönüne çevirmiş, bu arada yeni Rusya ile de ilişkilerini koparmamıştır. İşte bundan dolayı da Somali bugün için dış yardıma dayanan bir ekonomiden kurtulamamıştır. Daha çok, ABD, İtalya, Rusya, Çin gibi devletlerden mâli yardımlar elde etmekten sakınmamaktadır (http://www.cografya.tv/somali--r319.htm 24.10.2007).

(36)

1.6. SOMALİ’DEN ÇIKIŞ

Somali son zamanlarının en şiddetli olaylarını son beş senedir yaşamaktadır. Gün geçmiyor ki Somali ile ilgili olumsuz haberler duyulmasın. Bu haberler bazen Somali’deki bir katliam veya ülkelerini terk eden Somalililerin, teknelerinin batması sonucu boğulmaları ile ilgili facia haberleridir. Konya’da bulunan Somalililerin, ülkelerinden çıkarken –kaçarken- neler yaşadıkları, nasıl kaçtıkları üzerinde durmamızda yarar vardır. Ama önce hukukî açıdan iltica mülteci kavramları üzerinde durmak istiyoruz.

1.6.1. İltica-Mülteci

“İltica, bir kimsenin yaşadığı, yahut vatandaşı olduğu ülkeden zorla sınır dışı edilerek veya kaçarak yabancı bir devlete sığınması” (Demir ve Acar, 1993: 178). olarak tanımlanır. İltica tüm ülkelerde resmi literatürüne girmiş ve ilticanın da tanımları yapılmıştır.

Mülteci kavramı da kısaca iltica talebinde bulunan kişi veya kişiler demektir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de Türkiye resmi web sitesinde mülteci kavramını, 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi çerçevesinde şu şekilde yapmaktadır:

“Irkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek

istemeyen kişi" dir (http://www.unhcr.org.tr/MEP/?pageKey=MulteciKimdir#01,

20.10.2007).

Bir daha geri dönmemek üzere ülkelerini terk eden bu insanların tek umudu, yeni bir ülkede can güvenliği sorunu olmaksızın hayat sürmektir.

1.6.2. Konya’da Bulunan Somalililerin Somali’den Çıkış Nedenleri

Konya’da bulunan Somalililerin ülkelerini terk etmeleri kolay olmamıştır. Düşünce bazında ülkeden ayrılmak her zaman kafalarında olsa da maddi anlamda kaçış parasını temin edenlerin cesaretle yola çıkmaları, hiç te zor olmamıştır. Bu kişiler bazen bir çocuklu dul bir kadın, bazen altı çocuk sahibi bir aile bazen de on yedi yaşında genç

(37)

bir kız olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama bir çoğunun çıkış/kaçış amacı aynı: Hayatta kalabilmek…

Somali’de iç kargaşa ve kaos ortamı hiç dinmedi. Bu durumun birkaç nedeni var. Ülkeyi sömürmek isteyenlerin planlı bir oyunu. Bir diğeri de ülkeyi yönetenlerin kendi kabilelerine aşırı derece önem verip, diğer kabile halkını sindirme politikasıdır. Bu durumu Waris Dirie şöyle ifade eder: “Kızılderililer gibi, Somali halkı da kabilelere ayrılır ve her biri kendi grubuna aşırı derecede bağlıdır. Bu, kabile gururudur. Tarihimiz boyunca çıkan savaşların da kaynağı bu olmuştur” (Dirie, 2005b: 38).

Konya’da bulunan Somalili mültecilerle yaptığımız ankette kabileler arası mücadele, Somali’den ayrılma nedenleri arasında görülmektedir. Zira bir Somali atasözü de bu duruma dikkat çekmektedir: “Dişle dil gibi yakınlar, yine de savaşıyorlar” (Dirie, 2005a: 61).

Tablo 2: Örneklemin Somali’deki iktidar ile aynı kabileden olup olmama durumuyla ilgili dağılımı

Frekans Yüzde

Evet 1 4,0

Hayır 24 96,0

Toplam 25 100,0

Tablo 2’yi incelediğimizde Somali’deki iktidar ile aynı kabileden misiniz? sorusuna 25 kişiden 24’ü (% 96) hayır derken, 1 kişi de (% 4) evet cevabı vermiştir. Mültecilerin ülkelerini terk etmeleri, şu anki iktidar ile aynı kabileden olmamaktan kaynaklanmaktadır. Yani Somalili mülteciler, ülkelerinde can güvenliğinin yetersiz, hayat standartlarının düşüklüğü nedeniyle zor günler yaşamaktadır. Bunları yaşamamak için ülkelerini terk etmek zorunda kalmışlardır.

Ülkelerini terk eden bu mülteciler, diğer ülkelere gidebilmek için “göçmen tacir”lerine müracaat etmektedirler. Bu tacirler genellikle gemileri kullanmaktadırlar. Avrupa’ya gitmek için yapılan pazarlıklar, çoğu zaman Akdeniz sahillerinde bir limanda veya karaya yakın açıklarda tacirlerin gemiyi terk edip kaçmasıyla son

(38)

bulmakta. Ya da bu gemiler, ülkelerin sahil güvenliği tarafından yakalanmaktadır. Geleceğe umutla çıkılan yolda, tacirlerin yaptığı anlaşmaya bir çoğunun sadık kalmadığı görülmektedir. Mültecilerin ülkelerinden kaçmak için ödediği ücret kişiden kişiye değişmektedir. Yaptığımız mülakatta mülteciler kişi başı 500 $ - 3000 $ arasında ücret verdiklerini ifade etmişlerdir (E. İssa ile kişisel iletişim, 15 Şubat 2008).

Kaos ve belirsizlik durumunun bir ülke için ne kadar zor olduğunu Somali’de görmekteyiz. Öyle ki ülkenin siyasi durumundaki bozukluk halkın sosyal yapısını doğrudan etkilemektedir.

Tablo 3: Örneklemin Somali’den çıkış nedenleriyle ilgili dağılımı

Frekans Yüzde

Siyasî kargaşa ve kavga 15 60,0

Ekonomik sıkıntı 0 0,0

Eğitim amacıyla 0 0,0

Can güvenliğini sağlamak 10 40,0

Diğer 0 0,0

Toplam 25 100,0

Tablo 3 incelendiğinde, Somali’den çıkış nedeniniz nedir? sorusuna verilen cevaplar birbiriyle bağlantılı iki noktada toplanmaktadır: 15 kişi (%60,0) siyasî kargaşa ve kavga cevabını verirken, 10 kişi (%40,0) can güvenliğini sağlamak cevabını vermiştir. Siyasi kargaşanın hayati sonuçlar doğuracağını bilen Somalililer, yaşamak için ülkelerini terk etmişlerdir.

1.6.3. Göçmenlerin Şu Anki Yerleşim Tercihleri

Somalili göçmenler ülkelerine karşı maalesef iyi duygu beslememektedirler. Vatansız kalan bu halk, bunca sıkıntıya rağmen vatansız kalma pahasına ülkeleri ile barışık değiller. Konya’da açlık, sefalet ve belirsizlik bile onların ülkelerine karşı beslediği kötü düşüncelerini silmeye yetmemiş görünüyor. Zira şartlar iyileşir ise

(39)

Somali’ye geri döner misiniz? sorusuna örneklemin verdiği cevapların yer aldığı tablo 4 incelendiğinde, bu durumu açıkça görmek mümkündür.

Tablo 4: Örneklemin Somali’ye geri dönüp dönmeme durumuyla ilgili dağılımı

Frekans Yüzde

Evet 0 0,0

Hayır 25 100,0

Toplam 25 100,0

Somali’deki durumun iyileşmesi halinde ülkelerine geri dönmek isteyip istemediklerini sorduk. Tablo 4 incelendiğinde mültecilerin 25 denekten 25’i (%100) Somali’ye geri dönmek istememektedir. Bu soru ankette tarafımdan deneklere yöneltilirken verilen cevabın üslubu da dikkat çekiciydi: Kararlı bir şekilde kafalarını sağa sola sallamış veya elleriyle “red” işareti yapmışlardı.

Ülkelerinden kaçıp diğer ülkelere sığınma umuduyla yola çıkan Somalililer, şimdilik Türkiye’de biten yolcuklarından memnun görünmemektedirler. Avrupa onlar için bir amaçtır. Türkiye ise bu amacı gerçekleştirmek için soluklanıp, yola devam edecekleri bir dinlenme yurdudur.

Tablo 5: Örneklemin yaşamak için tercih ettikleri yerle ilgili dağılımı

Frekans Yüzde Somali 0 0,0 Türkiye 6 24,0 Kararsız 3 12,0 Diğer 16 64,0 Toplam 25 100,0

Tablo 5 incelendiğinde, imkanınız olsa yaşamak için nereyi tercih edersiniz? sorusuna Somali mülteciler, kesinlikle Somali’nin olmadığı bir yer: Hiç kimse bu soruda Somali’yi tercih etmemiştir (%0,0). Türkiye’ye azda olsa minnettarlık gösteren

Referanslar

Benzer Belgeler

Derneğimize yeni web sayfa sahibi oldu ,daha önceki yıları Türkiye mezun olan Somali Öğrenciler dernekte kaytı olmak için biraz zordu ama şu an kolay bir şekilde dernek

Aim: This research was aimed the show of the effectiveness of computed tomography (CT) in the diagnosis of intraabdominal complications in patients with uterine rupture (UR) due

FRANSA SOMALİ.. Fransa’da tarımda çalışan nüfus oranı çok az olmasına rağmen tarımdan elde edilen gelir çok yüksektir. Ancak Fransa’da sanayi ve hizmet

Hastaların başvuru sırasındaki ve final görme düzeyleri Snellen görme keskinliği çizelgesi yardımıyla değerlendirildi, yaralanmanın olduğu zonlar ve yaralanma

Medical staff during the course of medical treatment, according to standard operating procedures to confirm the identity of patients; the other hand, we need an amendment to

Türkiye orta (ılıman) kuşakta yer aldığı için yıl içerisinde dört mevsim belirgin olarak yaşanır.... Türkiye batı rüzgârlarının

Bu yönteme göre Şeyh (hoca), okuma için kurulan eğitim meclisin en üst tarafına oturur, öğrenciler gelip etrafına bir halka şeklinde oturur, daha sonra öğretmen

• Tanrı (Krişna) bu eserde, Sankhya Yoga (bilgi yolu), Karma Yoga (eylem yolu), Dhyana Yoga (Meditasyon yolu), Jnana Yoga (Hakikat ile Hakikat olmayanı ayırma Yolu),