• Sonuç bulunamadı

Ermeni meselesinin içyüzü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermeni meselesinin içyüzü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E

rmenı meselesi

leşi

1. Meşrutiyetten

sonra R

l

ısların

fahrikiyle başiadı

tşte dışardaki Ermeni komitelerinin hazırladıkları haritalar. Bu haritalarda Türkiye’nin bir bölümünün Ermenilere ait olduğunu iddia ederler.

Bu kısa derleme için sayın Necla Başgün'ün ‘‘ Abdülhamid’in Cülusun­ dan Zamanımıza Kadar Türk - Ermeni ilişkileri,, adındaki değerli eserle­ riyle, sayın Sadi Koçaş’- ın “ Tarih Boyunca Erme- niler ve Türk Ermeni İlişkileri” . sayın Esat Uras’m “ Tarihte Ermeni- ler ve Ermeni Mes’elesi” ismindeki kitaplanndan ve Belgelerle Türk Tarihi Dergisinde M. Zekâi ök- tem’in makalelerinden ya­ rarlanılmış, ayrıca sayın Enver Ziya KoraPm Os- manlı Tarihi, sayın Tahsin Ünal’ ın Türk Siyasi Tarihi gibi eserlerinden istifade edilmiştir.

mm

Ü

NLÜ bîr Tarihçi Edgar Granville, "Çarhk Rus- yası’mn Türkiye’deki Oyunlan” adlı eserinde “ Er- meniler, ancak Türkiye’de varlıklarını korumuşlardır... Dinlerini ve kültürlerini idâ­ me ettirebilmeleri bakımın­ dan "Türkiye’ ye borçludur­ lar,, der.

Gerçekten tarihe bakıldığı zaman görülmektedir ki Er- meniler, asırlar boyunca han­ gi ülke ile ilişki kurmuşlarsa, bu ülkelerin hepsi onlan din ve mezhepleri bakımından baskı altına almaya çalışmış, sadece Tiirkler, böyle bir bas­ kıya baş vurmamışlardır.

Osmanlı Ûevleti’nin kurulu­ şu sırasında Ermeniler, Kilik- ya'da Kafkasya bölgesinde ve Doğu Anadolu’da ayrı ayrı krallıklar ve beylikler halinde serpilmişlerdi ve dağmık ola­ rak çeşitli devletlerin sınırla­ rı içinde yaşamaktaydılar.

Fetihten önce Orhan­ gazi'min Bursa'yı devlet merkezi olarak kabulün­ den sonra Ermeni Ru­ hani Reisliğinin Bursa'- ya nakledildiğini görürüz.

Fatih döneminde ise o sırada küçük beylikler şeklinde kü­ melenen Ermeni toplulukları, hakları ve hukukları gözetile­ rek OsmanlIların himayesine alınmış, hattâ Fatih henüz İs­ tanbul'u fethetmeden önce Karaman’daki Ermenilerden çoğu İstanbul’a gönderilerek Samatya'ya yerleştirilmişti. Kısacası 15’iııci asırda Fatih

tan Selim ve Kanun! dönem­ lerinde ise göçler büsbütün artar, üstelik Çaldıran Zafe­ rinden, Van bölgesinin işga­ linden sonra, Kuyumcular, sa­ natkârlar, İstanbul’a özellikle gönderilir, inşaat ustaları, kal. falar, mimarlar, Osmanlı Dev- leti’nin kalkınma hareketinde önemli görevler yüklenirler.

Ancak, burada bir noktaya

Derleyen : E. ESEN

Sultan Mehmet ile Ermeniler arasında çok yakın ilişkiler ve Bizans'a karşı içtenliğe daya­ nan bir işbirliği vardı. Nite­ kim, bu işbirliği İstanbul’un fethinden sonra da devam edecek, İstanbul’da ayrı biı Ermeni Patrikhanesi kuruldu­ ğu gibi, bu patrikhaneye Rum­ larla eşit, dinî haklarının bü­ tünü tanınacaktır.

Tarihlerinde ilk olarak din, dil, örf ve âdetlerinde serbest­ lik imkânına kavuşan Erme­ niler artık sevinç içindedir­

ler. Kilikya’dan. Karaman’dan,

Kütahya’dan İstanbul’a göç et-neye başlarlar, Yavuz

Sul-işaret etmek isteriz:

Fetihten önce İstanbul’daki Ermenilerin sayısı pek fazla değildi. Ve bunlar kendilerini şehrin yerlisi addederlerdi. Fe­ tihten sonra gelen ve sayılan gittikçe artan Ermeniler, yani sanatkârlar genellikle taşralı sayılmışlar ve yerli - taşralı mücadelesi, hattâ ileride kar­ deş kavgalarına, siyasi anla­ yış biçimlenmelerine bile dö­ nüşmüştür.

KAYNAŞMA

17'nci yüzyıldan itibaren Er- menileri. yavaş yavaş

hükü-BİRİNC1 Dünya Savaşı’nda Ermeniler Rusların safında yer aldılar ve Türkleri arkadan vurdular, f o ­ toğrafta Ruslar tarafından teçhiz edilmiş gönüllü Ermeni birliklerinden biri istü’ahat ederken...

met hizmetlerinde görürüz. Iiele 19’uncu yüzyılın ortala­ rında hizmet edenlerin sayı­ sı artar, hizmetlerin niteliği önem kazaıur ve böylece dün­ yanın hiç bir ülkesinde bahşe­ dilmeyen haklar, meselâ ba­ kanlıklar, müsteşarlıklar, hâ­ kimlikler v.s. Ermeni vatan­ daşlara da verilir...

Ticaret ve sanayide Erme- ııilerin gelişmesi hızlı olmuş­ tur. Hattâ sadece mensucat sanayiinde değil, kuyumculuk­ tan iyi anladıkları için para basımı (riitphane) işlerinde de ön plâna geçebilmişler, bu arada çoğu aileler, Türkiye’ ­ nin sayılı zenginleri arasında yer alabilmişlerdir.

ASKERLİK İSTEĞİ

Çok gariptir, Ermeniler, Türklerle, 19’uncu yüzyıl or­ talarında o kadar kaynaşmış­ lardır ki askerlik hizmetinden muaf tutulmalarına bile karşı oldular, Osmanlı vatandaşlığı­ na lâyık olmak için padişah­ tan bu ayrıcalığın kaldırılma­ sını, Ermeni gençlerinin de Türk kardeşleriyle birlikte askerlik yapmasını istediler.

teli - dışlılık ve kaynaşık- lılık uzun süre devam etti bu dönemde. O kadar ki 1857 - 1860 yıllan arasında ıslâhat fermanında yapılan çalışmalarla bir (Nizamna- me-i Milleti Ermeniyan) yani Ermeni Milleti Yönetmeliği bile hazırlandı ve eskiden za­ ten mevcut olan haklara çok daha yenileri ilâve edilerek. Ermeni vatandaşlarımız, Os­ man!' vatandaşlarından hayli tercihli hale getirildi.

ERMENİ MESELESİNİN

DOĞUSU

Ermenilerin kıpırdamşlan Birinci Meşrutiyet’in ilânından sonra başlar. Osmanlı Mebu- san Meclisindeki 9 Ermeni milletvekili bulunmasına, biri­ nin de Meclis Başkanvekili ol­ masına rağmen, Rusların teş­ vik ve tahrikleriyle Ermeniler, yeni haklar istemeye yönelir- İer. Balkanlardaki milliyetçi, lik hareketleri, onlan büsbü­ tün körükler, yeni dernekler kurulur, hiç bir yerde çoğun­ luğu teşkil edemeyen bir azın­ lık. âdeta, Türk Devletinin karşısına İk il meye çalışır.

Aslında Rus himayesinin, hattâ müdahalesinin su yüzü­ ne çıkması da bu sıralardadır. Ermeni Patrikhanesi, din kis­ vesi altındr isyan ve ihtilâl bayraktarlığım yaparken. Rus­ ya’daki Ermeniler, Osmanlı Ermenileri adına Çar’a baş vuracaklar, arkasından Zey- tun İsyanı, 1877 - 1878 Os­ manlI - Rıis Savaşı sonundaki

Ayastefanos Anlaşması ve Berlin Antlaşması gelecektir. Bu antlaşmalarda Ermenilerle meskûn yerlerde ıslâhat yapı­ lacağı, din ve mezheplerinin serbest bırakılacağı uluslara­ rası hükme bağlanacak, ege­ men Türklerle azınlık arasın­ daki ilişkiler artık gerginle­ şecektir

Nitekim, vatı ve Bitlis’te o zamanlar Rus Başkonso­ losluğu yapmış olan Gene­ ral Mayevski hatıratında şöy­ le der:

“ 1895 1896 yıllarında Ermeni komiteleri tarafın­ dan ekilen fesat tohumu bu havali halkı arasında öyle bir itimatsızlık hissi yerleş­ tirdi ki hiç bir ıslâhat hare­ kâtı buralarda geçerli ola­ mazdı...” Y A R I N : Hınçak ve Taşnak Örgütleri.. s

BlSiiÉlÉiiíHH

Æ Æ Ê SSm ,. ;

Wëâà

B M , y . ' * ; - ? v

Düşmanlık

kime

karşı?

LOS ANGELES’teki Ermenl- ler, “ Türkiere karşı olan düşmanlıklarını bir âbide ile ebediİGşîirmek” amacıy- le, bu şehirde büyük bir âbide dikmişlerdir, tttihat - Terakki devrinde vuku bulan Ermeni ayaklanmasının 53’ üncü yıldönümünde açılışı yapılan bu âbidenin kitabe­ sinde “ Ermeni asıllı Ameri­ kalılar tarafından dikilen bu âbide, insanlığa karşı işlen­ miş cürümler yüzünden ebe­ diyete intikal edenlere ithaf olunmuştur” yazılıdır. (FOTO: HÜRRİYETİ

n a n a m

a n a

1 ix som • S t 3'N^BIUSS

LONGUE MARCHE

I

des

Frontières actuelles Frontières internes Arbitrage de Wilson Frontière de 1920

----R 1 1

R M E N I E N S

Büyük gazetelerde yazarları satın alıp, yazı neşrettiriyorlar

Ermeniler

Avrupada da

faaliyetini

artırdı

B

RUXELLES, (Hürriyet) — Amerika’daki gizli Ermeni teşkilâtlarının

Türkiere karşı gizli bir kat­ liama girişmek için hazırlık­ lara başladığı öne sürülür­ ken Avrupa’daki Ermeniler de satm aldıkları gazeteler vasıtasıyla Türk düşmanlığı­ nı körüklemekte ve özlemini duydukları bir Ermeni ana­ vatanının sınırlarını kendile­ rine göre çizmektedirler.

Nitekim, Belçika ve Fran­ sa’da bulunan Ermeniler, Belçika’nm en büyük gazete­ si olan “ Le Soir” da çalışan Alfred Brochard adlı bir ga­ zetecinin Ermeniler hakkın­ da bir yazıyı kaleme alma­ sını temin etmişlerdir. Le Soir gazetesinde beş sütunda neşredilen bu yazıda Erme- nilerin tarih boyunca geçir­ dikleri dönem. Balkanlar’dan

Türk - Rus sınırına yerleş­ tikten sonra uğradıkları sal­ dırılar ve hangi milletlerin boyunduruğu altına girdikle­ ri anlatılmaktadır.

Yazıda ayrıca, Ermenilerin sadece Rusya’da rahatça ya­ şayabildikleri, her türlü dinî inançlarında serbest oldukla­ rı bildirilmekte ve alenen Türkiere saldırılarak bir ta­ raftan da komünist propa­ gandası yapılmaktadır.

Brochard’ın gayet usta bir üslupla Türk düşmanlığının yanı sıra Rusya ve komüniz­ min propagandasını yaptığı bu yazıda Abdülhamit’ten başka, zamanın Dahiliye Na­ zırı Talât Paşa tarafından Ermenilerin kadın, erkek, ço­ luk çocuk. hattâ Osmanlı

eelrlka’niB en hö­ yük gazetelerinden Le Soir’da Alfred Brochard'ın yardı öı yazıya “ Ermenilerin büyük yolu” baslığı konulmuş ve bir ele Ermenistan harita­ sı basılmıştır. Ermenistan’ın muh­ temel sınırlan gös­ terilmektedir. An» haritadaki İşaretlerle gösterilen sınırlar ise. (Yukarıdan aşa­ ğıya) 1 — Bugünkü sınırlar. 2 — Erme­ nilerin Rusya teinde­ ki dahili sınırlan. 3 — Başkan Wii- son’un hakemlimi a l­ tında belirtilen sı­ nırlar, 4 — 1920' deki Kars ve r i varı­ nı içine alan Erme­ nistan sırırları İşa­ retlemektedir.

Ordusu içindeki Ermenilerin bile tam bir katliamı için emir verildiği belirtilmekte ve buna dair ellerinde belge­ ler bulunduğu iddia edilmek­ tedir.

Brochard bu arada, Ata­ türk’e de dil uzatarak, onun verdiği emirle Ermenilerin Türkiye sınırlan dışına sü­ rüldüğünü iddia etmektedir. Türklerin katliam hareket­ lerine karşı Ermenilerin de boş durmadıklarını ve ara­ larında Daşnaklar, Hınçak- lar ve Ramkayarlar adı altın­ da intikam partileri kurduk- lannı belirtmekten çekinme­ yen Brochard, bu partilerin Rusya ve Ermeni kiliseleri tarafından da desteklendiğini açıklamaktadır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

GAMZE AKDEMİR_________ Saime Göksu ve Edward Timms’in yazdıkları ‘Romantik Komünist - Nâzım Hikmet’in Ya­ şamı ve Eseri’ adlı kitap, Banş Gümüşbaş’ın

Valikonağı Caddesi’nden devam ederek, Maçka Demokrasi Parkı içerisinde sona eren yürüyüşten sonra bir açıklama yapan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül,

Tabiat, Boğaz’ın bu köşesinde semalara yükseltti­ ği ulu ağaçları ile yetinmiyordu: Yerleri önce ye­ şil, biraz dikenli olan bir yeşil bitki ile

[r]

dostla- kalem yürütm esi, başına d e- nna»î(beğmıdirmeğe uğraşsm- ğHse |biie y aşm a "yakışm az. Ağustos böceği aç ve perişan, soğuktan tir tir

yılında Sabahattin Ali, yapıtından uyarlanan Gramofon Avrat filminin gösterimi ve kendisini çeşitli yönleriyle ele alacak konukların katılacağı bir

hileus'larla dolu şiirleri yüzünden Yunan casusu sanılarak tutuklanan Salih Zeki Ak­ tay sonunda aklanınca, onu gören Haşim, «Ulan casus bile değilmişin»

Ve işte şimdi de, bugün ha yıkıldı, ha yıkılacak bir yor­ gunluk ve hüzünle duran, tari­ hi açıdan son derece önemli, Boğaziçi'nin en eski