• Sonuç bulunamadı

Amerikalı prof. ve Ermeni tedhişçileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amerikalı prof. ve Ermeni tedhişçileri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet 2

O L A Y L A R V F H A

p

m

s

|

f R

B

ir süre önceki gazeteler Los Angelas'- de Kaliforniya Üniversitesi’nde Türk Tarihi de vermekte olan Amerikalı Prof. Stanford Jay Shaw’m derslerini 10 - 20 kadar tedhişçinin basmak istediği ha­ berini verdi. (Ne anıdır ki geçen hafta da oradaki Başkonsolosumuz Kemal Arıkan. alçakça bir saldın sonucu şehit edildi.) Amerika'nın en iyi üniversitelerinde oku­ muş ve öğretmenlik yapmış olan Prof. Shawin böylesme bir baskı altına alınmak istenmesi akademik özgürlükler açısından olduğu kadar, Amerikan toplumuna yönel­ tilen yeni bir tehdit olarak da üstünde dur­ maya değer.

PROF. STANFORD

J. SHAW KİMDİR?

1930 doğumlu olan Prof. Shaw, Prince- ton ve Harvard Üniversiteleri'nde bulun­ muş, eşiyle birlikte (Ezel Kural) Osmanlı Tarihi ve modem Türkiye’ye ilişkin iki cilt­ lik bir kitap yazmış, Osmanlı döneminde Mısır ile ilgili üç araştırma yayınlamış, Ü çüncü Selim zamanında OsmanlIları konu edinen bir bilimsel çalışma yapmış, uzun bir süre de Ortadoğu'ya yönelik bir der­ ginin başyazarlığım üstlenmiştir. «Ermeni sorunu» aynı üniversitede görevli olan (Er­ meni asıllı Amerikalı Profesör) Richard G. Hovannisian, ya da Vahan M. Kurkjian ve Jirayr Missakian örneği başka yazarlar gi­ bi yayınlarının çoğunluğunu, giderek bü­ tününü oluşturmamaktadır. Herhalde Er­ meni kökenli olmayan Leon Apree, Her­ bert A. Gibbons. Henry Morgenthau, Ar nold J. Toynbee, Edouard Dulaurier, Vic­ tor Langlois ve benzerleri bu konuda

(doğru ya da yanlış) çok daha fazla yayın yapmışlardır. Yukardaki imzalardan bir­ kaçı aym konuda iki, üç kitap çıkarmıştır. Prof. Shaw'in ise, yayınlarına bakıldı­ ğında, genel Osmanlı Tarihi bilgisinin ya- nıbaşmda, «Osmanlı Mısır’ında Malî ve Yönetimsel Örgütlenme ve Gelişme» (1962), «Fransız Devrimi Döneminde Osmanlı Mı­ sır’ı» (1966) ve «Osmanlı Mısır’ında Bütçe» (1969) gibi kitaplarıyla, en başta bir «Er- meni sorunu» uzmanı olmadığı anlaşılıyor. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu Tarihini genel olarak incelerken bu konuyu da pe­ şin hükümsüz olarak değerlendirmiş ve o­

Amerikalı Prof, ve

Ermeni Tedhişçileri

LOS ANGELES’DE ERMENİ BASKISI BİR SÜRE ÖNCE ÜNİ­

VERSİTEYE KADAR YÖNELMİŞTİ.

SONUNDA

AŞKONSO-

LOSUMUZU DA ÖLDÜREREK ŞIMARIKLIKLARINI İYİCE TIR­

MANDIRDILAR.

Prof. Dr. Türkkaya AT A ÖV

A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi

nunla aynı görüşleri paylaşmayan bazı Batılı yazarların (örneğin, David Mars­ hall Young) kabul ettikleri gibi, gerek Türkçeyi çok iyi bilmesi, gerek Osmanlı arşivlerinden iyi yararlanmış olması ve ge­ rekse ülkemiz tarihinin dünyada önde ge­ len isimlerinden biri oluşu nedeniyle, Er­ meni tarihçilerinden farklı ve çürütülmesi güç sonuçlara ulaşmıştır.

Üstüne şimşekleri çekmiş olmasının nedeni de budur. 1831-1914 yıllan arasın da Osmanlı nüfus sayımlannı ciddî bir de­ ğerlendirmeye tabi tutarak Osmanlı Er­ menilerinin, Birinci Cihan Savaşı çıkma­ dan önce, 1 milyon 300.000’den az olduğu­ nu belirtmiştir. Bu rakam Ermeni kaynak­ lan ve onlara yakın olanların inanmak is­ tedikleri rakamın kuşkusuz altındadır. Prof. Shaw, Ermenilerin hiç bir vilayette de çoğunluğu oluşturmadıklarını da yaz­ mıştır. Bir çoğunluk içinde azınlık olabilir ve dünyanın her yerinde de vardır. Ancak, azınlığın çoğunluğu topraklarından çıkar­ maya çalışması olayını bir «Ulusal kurtu­ luş akımı» gibi görmek ve göstermek yan­ lıştır. Amerikalı profesörün söylediği bu­ dur. Bu tarihçi. Ermeni sorununun geçen yüzyılda bazı büyük devletlerin kendi a- maçları uğruna kışkırtmasıyla ortaya çık­ tığını da belirtmekte, Ermeni tedhiş örgüt­ lerinin dünya kamuoyunu bu soruna iliş­

kin gerçekler konusunda yanılttıklarını da söylemekten geri kalmamaktadır.

Prof. Shaw'in eşinin Türk olduğu an taşılıyor. Ancak, Türkçeyi. kendine mulıa lefet eden birçok araştırıcıdan çok iyi kul­ lanan ve Osmanlı belgelerinden gereği gi­ bi yararlanmış olan Shaw’in değerlendir­ meleri, belgelerin ve rakamların ışığında- dır... Kıbrıstı bir Rum hanımla evli bir İn­ giliz tanımıştım. Kıbrıs'a Türk müdahalesi konusunda Türkiye’yi haklı buluyordu.

LOS ANGELES’DE

ERMENİ BASKISI

Akademizme ve üniversite özerkliğine yakışmayan olay, aksi görüşlerin^ pekâlâ özgürce okutulduğu Kaliforniya Üniversi­ tesinde öğretim üyelerinden birinin ders­ lerini yasadışı yollarla engelleme girişimi­ dir. Prof. Shaw aynı konuyu kendinden farklı anlatanların derslerine karışmamıştır. Ancak, 1977 yılında evi bombalanmış, yıllar­ dır sayısız ve çeşitli tehditlere, hedef olagel­ miştir. Bu kez de, günlük Ermeni gazetesi «Asbarez» 11, 13 ve 15 ocak 1982 gününde Prof. Shaw’in derslerinde böyle bir gövde gösterisi yapılmasına önayak olacak ya­ yınlarda bulunmuştur.

Amerika’daki Ermeniler, dünya Erme­ nilerinin içinde en zengin ve önemli olan­ larıdır. Batı’da Kaliforniya’da ve Doğu'da

Boston çevresinde toplanmışlardır. En ka labalık olarak da. herhalde I,os Angeles' | dadırlar. Sayıları (Amerika’da ve Kanada' | da) yarım milyonu bulmuştur. Sermaye | dünyasında Manukyan, Kirkoryan ve Mur dikyan gibi çok zengin Ermeni aileleri var­ dır. (Onların Kaliforniya’daki yaşamlarını, çocukluk anılarına dayanarak Ermeni a- sıllı ünlü Amerikan yazarı William Saro­ yan, hikâye etmiş ve ben de 1953’de bun­ ları «Varlık» serisinde «Aram Derler A- dıma» başlığı altında kitap olarak Türkçe yayınlamıştım.) Amerika’da, ikisi Boston'­ da (Armenian Weekly, Armenian Mirror- Spectator), biri Los Angeles’te (Armenian Observer), biri Fresno’da (California Cou­ rier) ve biri de New York’ta olmak üzere, Ermenice beş gazete yayınlanmaktadır. Los Angeles’de çıkan günlük «Asbarez» Erme­ nice günlük üç gazeteden biridir.

PAPAZYAN’DAN

ALINACAK DERS

Kaliforniya Üniversitesi’nde yer alan bu tedhiş hareketine bakarak insan, ister istemez, bundan yanm yüz yıl önce. Erme­ ni örgütü «Daşnak»ların anatomisini ince­ leyen Ermeni yazan K. S. Papazyan’ın ki­ tabını anımsıyor. 1934 te Boston’da yayın­ lanmış olan ve «Sapık Yurtseverlik» başlı­ ğını taşıyan bu kitap, şöyle banlıyordu: «İzleyen sayfalarda bu ülkenin İngilizce konuşan Ermenilerine ve genel olarak A-merikalılara bir örgütü tanıtmaya çalışa­ cağım... Ermeni Devrimci Federasyonu­ nun ... örgütlenme biçimi, yayınlarında i-fadesini bulan kafa yapısı, ikna yerine şid­ det kullanmaya olan inançları, çoğunluğun iradesini hiçe saymaları ve bunu çarpıtma­ ları Amerikan liderlerine yabancı özellik­ lerdir. ..»

Ermeni yazarı Papazyan’ın 1934’de dik­ katleri çektiği hoşgörüsüzlük, bugün de, Amerikan toplumunu ve akademik özerkli­ ği tehdit ediyor. Bir bilimcinin başkalany- la uyuşmayan rakamlar vermesi ve sonuç­ lara ulaşmasının evinin bombalanması, de­ falarca tehdit edilmesi ve şimdi de ders­ lerini engelleme kampanyasının başlaması haklı görülmeyecek davranışlardır. Bir ü- niversite ve oir toplum, böyle bir tedhişe boyun eğemez.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ah eden kimdir bu saat kuytuda Sustu bülbüller hıyaban uykuda Şimdi ay bir serv-i simindir suda Esme ey bad, esme canan uykuda. »„■■ '■..■.■■.v:r - " '

Yaşamı boyunca bir karşılık bek­ lememiş ki, şimdi beklesinl Ama benim bir hafta boyu beklentim, öfkeye dönüşen beklentim Cevdet Hoca’nın hizmetlerine

İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Latince eski ve Yeni Grekçe, Arapça ve Farsçayı ana dili gibi konuşan Cevat Şakir Türkiye’nin ilk tercüme

Çalışmaya konu olan dokuz filmde incelenen şiddet sahneleri genel olarak ele alındığında; şiddet sahnelerine estetik kazandırmak için, devamlılık kurgusunun tercih edildiği,

Kendine has sinema dili ile özgünlük arayışı içerisinde olan Derviş Zaim’in senaryosunu yazıp yapımcılığına ortak olduğu ve yönetmenliğini üstlendiği tüm

Çalışma alanından tek bir lokaliteden (1001 m) ve Kızılağaç orman altı döküntüsünden tespit edilmiştir.. Orchesella balcanica ise sadece Bulgaristan ve

Sinemanın icadı Joseph Plateau‟nun 1832'de fenakistiskop'u icadı ve Lumier KardeĢler‟in bunu kısa sürede geliĢtirmesiyle olmuĢtur. Ġcat edildiğinden beri insanlar

«Bu yıl burada, gelecek yıl şu­ rada; bu yıl şunlarla, gelecek yıl bun­ larla çalışırız» gibilerden bir tutuma girmemiş; beş yıl küçük Sahne’de on