• Sonuç bulunamadı

Bir gazete ve yazarları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir gazete ve yazarları..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

IMif

HfiVİR

OKTAY

AKBAL

T l

-507/SLf

Bir Gazete

ve Yazarları...

S

ağcı bir gazete patronunun eşi. Bayan Nazlı Ilıcak «Danıştay ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi» diye bir yazı yazm ış... Kim biür neler dem iştir? Danıştay ko­ nusunda, Örta Doğu Teknik Üniversitesi konusunda bu bayanın ve gazetesinin düşünceleri herkesçe bilinir. On­ lara göre zararlı kuram lardır Danıştay, Üniversite G!bi yerier! Ne zaman ki böyle kuruluşların içine; ya da başı­

na kendi yandaşları sızarlar, ele geçirirler, o zaman B a­ yan Mıcak ve takım ı sevinç çığ lıkla rı atarlar! Şim dilik Atatürk’e devrimine, ilerici görüş ve düşünüşlere, bilim ­

sel verilere, yansız tutumda görev yapanlara düşm andır­ lar..

İşte Sayan Ilıcak da böyle bir yazısından ötürü Ada­ let önüne götürülmüş, orada suçlu görülmüş, dokuz ay hapse mahkûm olmuş... Dova Yargıtay'a gitmiş, ordan bilmem hangi nedenle yeniden mahkemeye dönmüş. M ah­ keme, Zsytlnburnu Toplu Basın Mahkem esidir. B ir kez daha yargılam ışlar gazetecilik heveslisi bu bayanı, ilk kararlarını yinelem işler, ‘temyiz yolu a çık olm ak üzre' yemden dokuz ay hapse mahkûm etmişler...

Adaietin işine karışılm az, Türk yargıçlarının her tür­ lü etkiden, korkudan uzak kalarak kutsal görevlerini sürdürdükleri bilinen bir gerçektir. Bayan llıca k'ın gaze­ tesi tu mahkumluk kararını ilk sayfada bildiriyor. B ir de renkli resim var, vargıçiarın resmi... Altta Zeytlnburnu Toplu Basın M ahkem esi başkanının ve üyelerinin adları bildirilmekte... Diyeceksiniz ki ne var bunda, haberi veri­ yor, yargıçların adlarını da yazm ak yasak m ıdır? Değil­ dir elbet, ama bu gazetede b ir mahkemenin kararı da­ ha var, solcu eylem cileri mahkûm etmişler. Orada da resim var, ama yargıçların adlarını yazmak gerekliliğini duymamış. Zaten h iç bir zam an duym azlar böyle bir şe ­ yi.. Patronun eşi hapse mahkûm edildi mi, o mahkeme­ nin yorgıçlarm ı resimleriie, adlarıyla bir bir kamuoyu önünde ‘teşhir’ etmeye kalkışırlar... Böyle bir davranışın hangi aniam o geldiğini bilmemeye, anlam am aya olanak var mı?

*

Bu sağcı gazetenin ilginç yazarları vardır. Bunlara yazar demek, gerçek yazarlara karşı ayıp oluyor, ama ne yapalım eline her kalem alana «yazar» denilmeye baş­ landı!. Üstelik de bu kişiler birer köşe bulm uşlar bu ga­ zetede, yıllardır Türk toplumunu Atatürk devrimine yüz­ de yüz ters bir yola çekmek için uğraşır dururlar. Sir

bakarlar hava uygun, ver yansın ederler Atatürk'e, dev­ rimine, iierı atihm iarına... B ir bakarlar Atatürkçü görün­ mek zam anıdır, b aşlarlar sahte yazılara, iktidarda bulu­ nan Atatürk'çüierin hoşuna gidecek yalan yanlış övgüle­ re... O sütunlarda neler yazdıklarını. Demire! - Erbakan - Türkeş iktidarlarında, Türkiye'de bir gerici dikta yöneti­ minin kurulm ası İçin nasıl çcoo harcadıklarını, yeri ge­ lince yine aynı yolun yolcusu olacakların ı kimse gör­ mez, bilmez sanırlar...

*

Bu gazetede «Cumhuriyet» okurlarının çok iyi tanı­ dıkları bir Kabaklı vardır. Bir Göze vardır, daha başka­ ları vardır. Gecen gün okudum yeni çiziktirm elerini... Bay Kabaklı fino'ları, kom o'ları anlatm aya kalkışm ış. Buyruk alarak yazı yazan, «ihbar» eden «köpektensin kimler olduğunu, oniarı nerde aram ok gerektiğini biz çok iyi biliriz!. Atatürkçü kamuoyu da bilir. V arsın Ece- ruf. Mum vacı, Somuncu, bilmem ne bal diye sayıklasın dursun!... Bay Göze'nin de «OA» diye bir yazısını oku­ dum geçen gün, O da bana sataşm ış... Şiirden anlcma- dığm ı a çık ça söylüyor, ama Kabaklı ve Kaplan anlarm ış, onları savunuyor! K ab akiı’nm benim boyumca «eser») varmış. Açtım Y azarlar Sözlüğünü, baktım kaç «eser»! var diye! «Müslüman Türkiye», «Mabed ve Miüets adh kitapları — ki bunlarda K abaklı'nın Atatürk Cum huriye­ ti, Atatürk ve devrim i konusundaki ¡iğine, bugün yine­ lemek istemediği düşünceleri yer alm aktadır— dışında üç kitabı daho var. Bay G öze ccsm bu sözlüğü, görsün, jrısan boyunca kitabı kim yazm ış?

Bay Göze'nin yazısına yanıt vermeye değmezdi. B ir iki yanlışı düzeltmek istedim. Bay Kapian'ın «Şiir Tahlilleri» diy9 bir kitap yazdığını, böyle bîr profesöre «şiirden anlamaz» demenin doğru olm adığını söylüyor. Bay Koplan’ı ben de eskiden gerçekten şiirsever, şiir n6dir b ilir b ir kimse sanırdım . Ne zaman ki «Sür Tahlil­ leri» yayınlandı, o zaman anladım ki şiiri sevm iyor da, anlam ıyor da... Behçet NeootigH’I «Marx»cı b ir «şair» sayan, «M arksist Sür» diye bir tanım lam a yapan iris ive «şiirden anlıyor» diyebilir m isiniz? Daho cok şey vor yazacak. Ama değmez, böyleierine daha cok değer ver-

meve değmez.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha sonra Düyun-û Umumiye İdaresinde ve OsmanlI Bankasın­ da memurlukta bulunan Akşam gazetesinde fıkra yazarlığı yapan Ahmet Haşim, ilk şiirle­ rini Mecmua-i

Ahmed Alı Paşa mütevazı bir aileye meıı- sup olup îstanbulda doğmuş ve ölmüştür İlk tahsilini doğum mevkii olan Üsküdar mek­ teplerinde yaptıktan

Bu kor­ kuların içinde bir tanesi çok tuhaftı: «Büyük» ten korkmak! Padişah yal­ nız büyük adamdan korkmakla kal­ madı, büyük odadan, büyük

Bütün gün kızgın güneşin alnında kavrulan ku pkuru tarlalarda a va ­ re dola şıyoru m.. Bir iki yerd e

Ülkemizin erişilmez büyük şairlerinden olan Oktay Rifat, ailesi­ nin dediğine göre Aşiyan’a, Orhan Veli’nin yanına gömülmek is­ termiş.. Başvurduklarında

Yine o ça­ ğından sorumlu yiğit insanların, daha güzel bir gelecek adına verdikleri kavganın dile getirilişi, öğretmen örgütlenişimiz her aşamasında ve her

Varidat ta ortakçılık inancı Ue ilişkili bir anlatımın bulunmadığıdır Oysa, yine%îsmet Zeki Eyuboğlu’nun parmak bastığı Ugkıç ol­ gu bütün Osmanlı

2008 ve 2009 yıllarında yapılan bu çalışmada, çotanaktaki meyve sayısı, meyve ağırlığı, meyve büyüklüğü (kabuklu fındık en, boy, kalınlık), kabuk kalınlığı,